Evliliklerde Can Simit’i İlişki Koçları
EVLİLİKLERDE CAN SİMİT’İ İLİŞKİ KOÇLARI
Evliliğinizdeki ilişkinizi oturtup, dinginliğe ulaştırana kadar birçok badire atlata bilirsiniz, birbirinizle çok defa imtihan olabilir, hatta zaman zaman bu imtihanlarda kırık notlar alma olasılığınız da oldukça fazladır. Eğer evliliğinizde imtihanları atlatmak ve sınıfta kalmak istemiyorsanız, bazen dışarıdan destek almamız gerekebilir.
İlişkilerinizdeki sorunlara çözüm getirme noktasında Yeni trend artık ”ilişki koçları” diyebiliriz. İlişkilerimizdeki sorunların çözümlerinde önemli rol oynayan ilişki koçları oldukça etkili sonuçlar veriyor. Evliliğin beraberinde getirdiği birlikte yaşamak, birçok sorunları ortaya çıkara biliyor. Bu sorunlara kişilerin çözüm bulma yeteneği her zaman yeterli olmuyor, dışarıdan kendilerini yargılamayacak ”tarafsız göz” ve kendi çözüm yollarını bulmak için bir ”destekleyici kuvvete” ihtiyaç duyuyorlar. Evliliklerde kişiler tıkanmaya, artık beraber nefes alamayacak hale yaklaşırken, ilişkileriyse iyiden iyiye çıkmaza girmeye başlıyor. İşte tam da bu noktada ilişki koçları devreye giriyor.
Bir ilişki Koçu olarak ilişkilerin bozulmasındaki en sarsıcı sebep iletişim problemi olduğunu söyleye bilirim. Fakat eşlerin sorunlarını biraz irdelediğimizde, aslında sorunun eşlerin birbirinden beklentilerden ve birbirlerine bakış açılarından kaynaklandığını görürüz. Evlilikte eşler farkında olmasalar da, en başta nasılsa aslında öyle davranıyorlar; fakat beklentileri olduğu ve bunlar zamanla kendini daha belirgin gösterdiği için mutlu olamıyorlar diyebilirim.
* İlişki koçlarını kadınlar daha çok tercih ediyor
Evliliğin de problemler yaşayıp ilişki koçunu tercih eden kişiler için şunu diyebiliriz; Farkındalığı oldukça yüksek kişilerdir. ilişkilerindeki sorunlara çözüm yolu bulamadıklarında, birçok şey deneyip sonuç alamadıkları için ve ilişkilerinde kesin bir çözüm aramaları, onların bir ”ilişki koçu’‘ile yollarını birleştiriyor .
Yapılan araştırmalar ise kadınların erkeklere göre ilişki koçlarına daha sıcak baktığını gösteriyor. Bireysel olarak da kadınlar çözümleri daha çabuk kabul ediyor ve hayatlarına daha kolay uygulaya biliyorlar.Bir ilişki koçu olarak şunu diyebilirim çoğu zaman ilk başvuru kadından geliyor. Kadın kabul ettikten sonra kendisi nasıl biri olacağına ve nasıl bir ilişki istediğini belirleyip o amaçta ilerliyor. ”Kadınlar kendileri değişirse her şeyi değiştirebileceğinin çok daha farkında…”
*İlişki Koçluğu Süreci
”İlişki Koçluğu Yaşam Koçluğunun dallarındandır”. Evliliğinde sorunlar yaşadığı için başvuran danışanlarım da en çok duyduğum soru; ”Eşimi ikna edemiyorum, benim tek başıma bu desteği almamın ilişkimize ne yararı olabilir?” Evet evlilik terapistlerinin yada danışmanlarının eşleri ortak dinlemeye almasının yanında ilişki koçluğu için ben şunu diyebilirim ”İlişki Koçu eşlerden sadece birini tercih ediyor. Tercih ettiği ise; Bir sorunu olduğunun farkında ve bu sorununa çözüm bulmaya çalışan kişi oluyor.” Çünkü başta da dediğim gibi ilişki koçluğu yaşam koçluğunun dallarındandır. Ve unutulmamalıdır ki biz hayatta sadece kendimizi ve bakış açımızı değiştirebiliriz başkalarını değil.
Hele birde kişilerin değişime niyetleri yoksa, ilişkilerinde sorunları görmezden gelmeyi seçiyorlarsa onlar için kimse bir şey yapamaz.
İlişki koçu; Kişilere evliliklerinde eşleriyle nasıl bir ilişki istediklerinin farkına varmalarında yardımcı olur.İlişkileri nasıl olsaydı daha mutlu olurlardı?, İlişkilerinde sorun olan şeyler artık sorun olmasaydı evlilikleri nasıl olurdu? bunları tespit etmelerini sağlar.Ve çoğu zaman farkına bile varmadığınız gözden kaçan ufak değişikliklerin bile evliliği bir mucize gibi değiştirebileceğini keşfederler. Ve bunu başarmak için ihtiyaçları olan gücün aslında kendi içlerinde olduğunun, evlilikleri ve mutlu aileleri için, Bu gücün sadece dışarı çıkarılması gerektiğinin farkına varırlar. İlişki Koçu; Danışanının istediği mutlu evliliğe ve ilişkiye götürecek bir yol haritası planlamasında ona destek olur ve bu süreçte ona yol arkadaşlığı yapar.Bu sürecin ne kadar süreceği ise ilişki koçunun danışanın ihtiyacına göre karar verilebileceği bir husustur.
*İlişki Koçu kararımızı değiştirebilir mi?
Evliliklerde özellikle İlk altı yıl çok önemlidir.En fazla boşanma ise evliliğin yedinci yılında oluyor.Şunu unutmamak lazım ki ilişki koçuna her gelen kişi evliliğini sürdürmeye karar vermeye biliyor. Boşanmak elbette alınması çok güç ve istenmeyen bir karardır. Fakat kangren olmuş ilişkilerde ise bu kaçınılmaz ve nefes aldıran bir karar olabiliyor. İlişki koçları yargılamaz, yönlendirmez , akıl vermez sizin kendiniz ve aileniz için en sağlıklı ve doğru kararı almanızda ne istediğinizi tespit etmenizi sağlar. ”ilişki Koçuna gelen danışan ilişkisine devam da edebilir , boşanmaya karar da verebilir.” Aslında ilişki koçu ile yürüyen danışan , kendisi ve çevresi için en doğrusu hangisi ise ona kendisi karar verir. Bu kararı ortaya çıkaran ise İlişki koçunun kişinin bilinç altına ustaca sorduğu sorularda saklıdır.
*Evlenmeden ilişki koçuna gitmenin faydası olur mu?
Yurt dışında yaygın olan ve Türkiye’de de daha yeni yaygınlaşmaya başlayan evlilik öncesinde bir ilişki koçundan destek almak elbette çok önemlidir. Evlenmeden alınan ilişki koçluğu kişinin evlilikten beklentilerini tespit etmesinde, karşısındaki kişinin buna ne kadar cevap verebileceğini görmesinde oldukça etkilidir. Maalesef pembe gözlükler takarak başlanan birliktelikler daha sonrasında hüsranla sonuçlana biliyor. Bu tarz hayal kırıklıkları yaşamamak yada evliliğini daha sağlam bir ilişki üzerine kurmak isteyen kişiler kendi beklentilerini ve karşı tarafın beklentilerini iyi anlamak ve her şeyi baştan konuşmak istiyorlar. Bunun içinde tarafsız bakabilen ve kendilerini anlayabilecek bir uzmandan yardım almayı tercih ediyorlar. Böylece ileride çok büyük sorunlar ve yıkımlar yaşamanın önüne geçebiliyorlar.
*İlişki Koçu Evlilikte Mutluluğu geri getirebilir mi?
Mutlu evliliklerdeki, ilişkiler de iletişim biçimlerine bakacak olursak şunları diyebiliriz; Mutlu ilişkileri olan kişiler tartışmaları çok büyütmüyorlar. Onlar, sorunlarını konuşuyor, tartışıyor ama bunu kavgaya dönüştürmüyorlar. Daha esnek oluyorlar. Mutlu evliliği olan bireylerin katı kuralları olmuyor. Çiftler birbirini daha iyi dinliyor. Kendisinin ne anladığından çok Karşı tarafın ne demek istediğini anlamaya çalışıyorlar. En önemli şeyse birlikte daha fazla vakit geçiriyorlar. İlişki koçu bunları görmenizi ve kendi ilişkinizde neler yapmanız gerektiğinin farkına varmanızı sağlayabilir. Fakat siz değişimi ve bu mutluluğu kendiniz istemediğiniz sürece hiç bir şey yapamaz . Değişimi istemeyen kişiye hiçbir ”Sihirli değnek dokunamaz”Kendimizi kandırmayalım.
*Evliliklerdeki cinsel sorunlar evliliği bitirir mi?
Bir çoğumuz mahrem meselelerden konuşmaktan çekine biliriz. Bu oldukça doğal ve fıtri bir şeydir. Şunu da kabul etmek gerekir ki Cinsellikle ilgili yaşanan bir sıkıntı, eşlerin iletişimine de yansır. Kadında ki cinsel isteksizlik, erkek için problem oluyor ve kendini çekiyor. Bunun getirisi olarak eşlerin arasındaki iletişim azalıyor. Ya da Eşlerde “Beni istemiyor,beni beğenmiyor çünkü beni sevmiyor” gibi düşünceler oluşabiliyor. Bunlar direkt olmasa bile dolaylı olarak iletişimi engelliyor. Eşler doyum yaşamadığında arayışa girebilir ve kendini yasak bir ilişkide bulabilir . Evlilikle ilgili yapılan araştırmalar, evliliklerin çok büyük bir kısmının, özellikle ilk yıllarda, aldatma ile bitebildiğini gösteriyor. Aldatma, Eşlerin ilişkide uzaklaşmasını ve aralarını düzelte bilecek zamanı birbirlerine vermemelerine, daha az vakit geçirmelerine neden oluyor. Kıskançlık da aynı şekilde etki yapıyor. Eşlerin biri karşı tarafın hayatını engelleyecek şekilde kıskandığında durum kötüye gidiyor, Hatta şunu denilebilir ki aşırı kıskançlık nedeniyle ilişki koçuna giden kişiler oldukça fazladır. Bu tarz yaşadığımız sıkıntılar; çözüm bulunamadığında bizi istenmeyen sonuçlara taşıyabilir.
İlişkilerince çözüm arıyor ve doğru çözümleri bulmakta zorluk çekiyorsanız çözüm için bize ulaşabilirsiniz.
Sevinç Karakaya
DevamıEvliliklerde Sonu Hazırlayan Beklentiler
EVLİLİKLERDE SONU HAZIRLAYAN BEKLENTİLER
Belki de Evliliklerdeki ilişkilerin sonunu hazırlayan en büyük neden yanlış beklentilerdir. Tabi ki çift olmanın, eş olmanın getirdiği doğal beklentiler ve sorumluluklar vardır ama tehlike sinyalleri çalan beklentiler dediğimiz gerçekleşmesi olanaksız, insan yaratılışına, fıtratına uygun olmayan beklentiler devreye girdiğinde ilişki o bağlılık, sevgi enerjisini kaybeder ve düzelmesi çok zor bir alışveriş, bir pazarlık çekişmesine dönüşür.
“Evliliklerin sonunu hazırlayan beklentiler’den” bahsedersek; Evet gerçekleşmesi imkansız, Evliliğin sonunu hazırlayan beklentiler bir ilişkiyi uyanması imkansız gibi görünen bir kabusa çevirebileceği gibi duygusal olarak yıpranmanıza ve hayal kırıklığına uğramanıza neden olur.
Evliliklerin sonunu hazırlayan beklentiler nedir? derseniz. Şöyle sıralayabiliriz:
*Eşinizin hayatındaki her şeyi olmayı beklemek, hayatınızı tamamlamasını istemek
Bu en sık karşılan en imkansız,yaralayıcı ve yıpratıcı beklenti türüdür. Çok fazla yapılan bir yanlış vardır; Evlilikler ile kurulan ilişkiler birbirine adanmak olarak görülebilir ve bunu karşı taraftan talep eden insanlar ne yazık ki üzülmeye ve hayal kırıklığına uğramaya mahkumdur. Sağlıklı ve huzurlu bir ilişkide kimse kimsenin her şeyi olamaz. Aslına ilişkileri gerçek kılan ve olması gereken; her şeyi kendisinde bulabilmiş insanların birbirleri ile birlikte olmayı tercih etmeleridir. Maalesef bir elmanın yarısı olmalıyız fikri, bir şehir efsanesidir. Hayatta sizi en çok seven insanın bile sizin duygusal ihtiyaçlarınızın tamamını karşılamasına imkan yoktur. İhtiyacınız olan her şey kendi içinizde mevcuttur ve bunu ortaya çıkarmak sizin sorumluluğunuzdur.
Size tavsiyem; Bunu dışarılar da aramak yerine, eşinize kaldıramayacağı roller yüklemek yerine, kendi kaynaklarınıza dönüp iç huzurunuzu yeniden kendinizin elde etme yöntemlerini bulmanızı öneririm.
*Eşinizin zihninizi okumasını beklemek
Siz istediğiniz kadar ima etmeye çalışsanız da yada biraz imanın ötesinde hal ve hareketlerinizi de işin içine katarak belli etmeye çalışırsanız çalışın, kimse siz; açıkça belirtmediğiniz sürece ne düşündüğünüzü ve ne beklediğinizi anlayamaz ve tabi ki anlamak zorunda da değildir.Eşinizden siz söylemeden ihtiyaçlarınızı anlamasını ve buna karşılamasını istemek, sizi hem sonuçsuz bir bekleyişe iter, hem de karşı tarafa çok açık yapılan bir haksızlıktır. Unutulmaması gerekir ki her yetişkin birey gibi sizinde, istek ve ihtiyaçlarınızı uygun bir dille anlatabilmek elbette ki kişisel sorumluluğunuzdur. Bazı kurmaca oyunlar, kapris ve sessiz kalmak gibi yollarla istediklerine ulaşabilen çok az insan vardır.
Size tavsiyem; Ya ne istediğinizi düzgün ve anlaşılır bir biçimde dile getirin ya da isteklerinize ulaşamamayı göze alın ki hayal kırıklığına uğramayın. İletişim sorunlarınız ve kendinizi sonu kavgaya varmayacak şekilde ifade edebilmek için bir uzmandan yardım alabilirsiniz.
* Eşinizin sizi mutlu etmesini beklemek
Aklımızdan hiç çıkarmamamız gereken bir gerçek vardır hayatta ”Kendi kendine mutlu olamayan birini hiç kimse mutlu edemez”. Mutlu olmayı ilişkinizden ve Eşiniz den beklememeli mutlu olmak için neler yapmanız gerektiğini belirlemelisiniz. Mutlu olmak çevresel değil, içsel bir durumdur. Sizi sizden başka kimse mutlu da mutsuz da edemez.Mutluluğunuzun sorumluluğunu eşinizin sırtına yıkmak, mutsuzluklarınız dan devamlı eşinizi sorumlu tutmak ,asla sizi mutlu bir hayata kavuşturmayacaktır.
Size tavsiyem; Kendi iç kaynaklarınızın ve yaratılış harikalıklarınızın farkına varın. Kendinizin fazlasıyla değerli ve önemli olduğunuzu kendinize ilk önce kendinize hissettirin. Göreceksiniz kendinizi sevdiğinizde ve kendinizle mutlu olmayı başardığınızda , hayat artık her köşesinden size mutluluk olarak gülümseyecek.
* Eşinizin değişmesini beklemek
Sanırım sizde çok duymuşsunuzdur ” Evlenince değişir,düzelir. Evlenince değişilmez kişiler aynıdır fakat değişime zorlanır. Sevdiği aşık olduğu eşini unutup olmasını istediğimiz eşi oluşturmaya çalışırız”En eski öğreti olsa dahi çiftlerin en kavrayamadığı durum birbirlerini değiştirebileceklerini sanmalarıdır. Birini olduğu gibi sevip, kabul edip sonra da değişmesini beklemek insanların birbirlerine yaptığı en büyük duygusal şantajdır. Herkes kendine özgü özelliklere sahip ve birbirinden farklıdır, ilişki kurmak bu farklılıklarla birbirini sevebilmek , farklılıklarda kendini bulabilmektir, sevebilmek ve kabul etmektir.
Size tavsiyem; Değiştirmek isteyecek kadar özelliklerine saygı duymadığınız insanlarla olmayın, evlenmeyin ya da kimsenin kişiliğini değiştirmeye çalışmayın. Unutmayın ki siz bu hayatta sadece kendinizi değiştirebilirsiniz; siz bakış açınızı değiştirdiğinizde her şey yeni bakış açınıza göre tekrar şekillenecektir.
*Eşinizle doğru iletişim kurmayı başaramadan sizi tam manasıyla tatmin eden bir ilişki yaşamayı beklemek
Evliliğinizde doğru iletişim kurabilmek, ilişkinin ömrünü belirler. Bir sorunla yüz yüze gelindiğinde, herkesin kendi fikrini dile getirme hakkı olduğunu kabul etmeli ve farklı görüşleri, farklı yaklaşımları anlamaya çalışmalısınız. Eşinizi sizden farklı düşündüğü için suçlamamalı, yargılamamalısınız. Bir denge kurmak için, ortak bir çözümde buluşabilmek için iletişim kurmalısınız.
Size tavsiyem; Doğru iletişim için kendinize şu soruları sorabilirsiniz.
*Empati kurmayı deneyin; ”Aynı durumda bana nasıl davranılmasını isterim?”
*Hiç bir zaman nezaketinizi ve saygınızı yitirmeyin; ”Duygularımı sakin ve saygılı bir şekilde nasıl anlatırım?”
*Bilinç altınıza sorun; ” Çözüm için ne yapmalıyım?”
Bu soruların cevabını bulun ve sakin kendinizi huzurlu hissettiğiniz bir anda, ” Evliliğiniz de bu sorunlar olmasaydı, nasıl bir evliliğiniz olurdu”. Hayalinizde resmedin , canlandırın ve sonrada sanki gerçekten öyle olmuş gibi sizi yaratana teşekkür edin . Her gün bu kısa olumlamayı tekrarladığınız da göreceksiniz hayatınızda çok şey farklılaşacak.
Daha dingin ve huzurlu İlişkiler dilerim.
Sevinç Karakaya
İşteki Stres Evliliğe Yansıyınca
İŞTEKİ STRES EVLİLİĞE YANSIYINCA
Elbette yetişkin insanlar zamanını programlamak zorundadır. Çünkü hayatımız da neye ne kadar vakit ayırdığımız önemlidir. Yapılan yanlış zaman paylaşımı bizim gerek özel , gerekse sosyal ilişkilerimizi olumsuz etkiler. Özellikle özel hayat ve işimize ayırdığımız vakti çok iyi planlamak lazım.
Mesai dışındaki bütün boş vaktinizi yine işiniz için mi harcıyorsunuz? Bu durumda iş yaşantınız özel hayatınızı etkilemeye başlar ve yoğunluk nedeniyle stres altında kalırsınız. Sadece iş yükünüz değil, işteki kötü durumların psikolojik yansımaları da özel yaşamınızı sarsar. Dikkat edilmezse, bir süre sonra iş yaşamınız evliliğinizi veya ilişkilerinizi bitirebilir.
Evlilik ve iş arasında sıkışan ilişkiler de neler ortaya çıkar, hangi sonuçlara yol açar; gelin beraber bakalım.
İşteki stresi eve taşımayın
Üzerinizde iş baskısı varsa ve sizi desteklemeyen bir patron ilişkinizde kendini negatif olarak hissettirir. İlişkinizi bir yandan iş stresi, bir yandan eşinizle iş arasında kalmak, bir yandan ise asıl kendinizin ne istediği ile ilgili düşünceler yıpratır. Stresli ve yoğun bir ortamda çalışanlar, evliliklerine iş stresini; kalan vaktin nasıl geçirileceğine, paranın nasıl harcanacağına kadar çok geniş kapsamlı tartışmalar yaşayarak yansıtabilirler.
İşteki sorun Davranışlara Yansır
İş yerinde stres, kaygı, aşırı yorgunluk, aşırı alınganlık gibi sorunlar yaşayan çalışanlar evde eşleriyle konuşmak istemezler. Kafaları iş ile çok meşgul olduğundan, karşılarındaki kişinin anlattıklarına yeterince dikkat gösteremezler. Evleriyle veya yapması gerekenlerle ilgilenmezler. Aileleri ile ilgilenecek enerjiyi kendilerinde bulamazlar.
İşteki Stres Farklı Kişisel Tartışmalar Olarak Ortaya Çıkar
Yapılan araştırmalarda; Evli çalışan kadınlar ve erkekler arasındaki, çiftlerin evle ilgili konularda birbirlerine soru bile sormadıkları belirlendi. Bu yüzden kişiler arasındaki gerilim daha çok ilişkiler, davranışlar üzerine yaşanıyor. Yani denilebilir ki, çalışma hayatı yoğun ve stresli olan çiftler evlilikleri üzerine iletişim kurmuyorlar . Konuşmak yerine farklı tutum ve davranışlarla öfkelerini açığa vuruyorlar.
Peki sorunlar nasıl çözülecek ?
Burada programa yapmak çok önemlidir. Asıl olan işe de gereği kadar vakit harcamalı eve de gereği kadar vakit ayırmaktır. Yani eşimizin de işimizin de üzerimizde bir paylaşım hakkı olduğunu unutmamalı ve zamanlamayı da buna göre yapmalıyız. Bunu yapmamak; Zamanınızı gereğinden fazla işte geçirmek aile veya ilişkideki rolünüzü aktif ve doğru olarak yerine getirmenizi zorlaştırır. Bu stres yaşantınızı dolaylı olarak etkiler. İşinizle evli olmamak, iş ve özel yaşantınızı ayırabilmek en iyisidir. Öncelikle zamanınızı planlayın. İş baskısı nedeniyle oluşan sorunların önlenebilmesi için kişilerin isteklerini iletmek ve iki kişi arasında veya evin içinde oluşan negatif havayı üzerlerinde atmak amacıyla karşılıklı görüşmeleri gerekir. Siz de bu tür bir konumdaysanız beklentilerinizi paylaşın ve sorunlarınız için birlikte çözüm bulun. Aklımızdan çıkarmamamız gereken iletişim kurmadan ilişkiyi devam ettiremeyiz.
Sevinç Karakaya
Devamı
İlişki Koçluğu Hangi İlişkileri İçine Alır?
İLİŞKİ KOÇLUĞU
HANGİ KONULARI İÇİNE ALIR
ilişki koçluğu hayatımızın her alanında doğru ilişki için yeni ve yaratıcı bir yol öneriyor. ilk öncelikle bireyin kendisiyle olan ilişkisini ve bu ilişkinin dışarı yansıyan durumunu görmeye ve değerlendirmeye çalışır.Danışanın kendisi hem özel hem de iş yaşantısında iletişim ve davranış tarzlarına bakmasına ilişki koçluğu imkan tanır. Amacı ilişkileri dengede tutmak ve ilişkilerin istenilen biçimde sürdürülmesini sağlamaktır.Danışanın güçlü yanlarının dengelenmesi ve zayıf yanlarının tespit edilip geliştirilmesi noktasında, yeni bakış açılarının farkına varmasında destekleyici süreç uygular.Danışanın ilişkide bulunduğu kişi veya kurumlarca dışarıdan nasıl anlaşıldığı bu anlayışın değiştirilip dönüştürüleceği konusunda danışana yardım eder.
Hangi konular hakkında bir ilişki koçundan yardım almalıyım derseniz .Kısaca bir bakış atalım.
EVLİLİK ÖNCESİ VE SONRASI İLİŞKİLER
ÖNCESİ İLİŞKİLER;
*Evlilik kararı vermeden önce hazır olup olmadığımızdan emin olmak
*Kendimizi iyi değerlendirmeyi ve açıkça ifade edebilmek
*Sorun olacağını düşündüğümüz yönleri ortaya koymak
*Karşı taraftan ne beklediğimizi net olarak bilmek
*Yine karşı tarafın bizden ne beklediğinden emin olmanızda size yardımcı olur.
SONRASI İLİŞKİLER;
*Eşinizle benzer ve farklı yönlerinizi belirlemeniz de,
*Evlilikten beklentilerinizi açık ve net olarak dile getirme noktasında,
*Kadın ve erkek olarak farklı beklentiler içinde olabileceğinizi farkındalığına, varmada
*Evliliğin başlangıcından, devamından ve sorunlardan karşılıklı sorumlu olduğunuzu ve bu süreci en iyi sekil de devamlılığını sağlamanız da sizi destekler.
AİLE İÇİ İLİŞKİLER
SOSYAL İLİŞKİLER
* Önce kendimize karşı dürüst davranmanızı,
* Karşılaştığınız problemleri “büyütmeden “ ve “ abartmadan “ çözmemizi
* Arzu ettiğiniz şekilde fakat dengeli yaşayabilmek adına ilişkilerimizin sorumluluğunu almamızı ve bunların sonucunda doğru ve etkin bir şekilde iletişim kurabilmemizi sağlar.
* Bireyin kendisine uygun arkadaşı seçebilmesi için kişinin kriterleri ve değerlerini ortaya çıkarmasına yardımcı olur.
* Toplum içinde ve arkadaş çevresinde daha girişken ve kendini daha iyi ifade etmesini sağlar
* Sosyal paylaşımlarını arttırır.
* Uzun vadeli dostluklar kurmada ve bunları sürdürme de destek sağlar.
DUYGUSAL İLİŞKİLER
*Kendi yaşam dengenizi kurmanızı sağlar,
*Kişisel farkındalığınızı arttırır,
*Kendi önünüzdeki engelleri görmenizi ve aşmanızı sağlar,
*Sorunlu Bir aşk ilişkisinin sonlanmasında destek olur.
*Yeni bir aşka yelken açıldığında,
*İlişkilerde yaşanan anlaşmazlığın önüne geçmede,
*Farklı kültürlere sahip iki kişinin orta yolu bulmasında,
*İlişkilerimizde mutlu beraberlikler kurmamıza yardımcı olur,
*Çiftler için daha iyi bir ilişki geliştirmelerine destek olmak.
*Duygularınızı tahlil edip ortaya çıkarmanıza yardımcı olur.
İŞ HAYATINDA İLŞKİLER
* Anlatmak, anlamak, anlaşmak, anlaşılmak
* Değerli iletişim kurmak, ilişkilerimize değer katmak
* İyi dinlemek, daha iyi dinlemek, çok daha iyi dinlemek
* İçsel kaynaklarımıza doğru sorular sorarak ulaşmak
* Güçlü sorularla çözümler üretmek
* Süreçlerden keyif almak
Sevinç Karakaya
Kadın Erkek İlişkisi (2)
AYRI DÜNYANIN İNSANLARIYIZ
Kadınlar ve Erkekler yüzyıllardır, çözülememiş muamma…
Eski Türk filmlerinde sık duyduğumuz; ”Biz ayrı dünyaların insanıyız.” Kulağa nostalji gibi gelse de; Bu zengin kız fakir oğlan olduğu yada tam tersi olduğu için değildir. Kadınlar ve Erkekler kendi içlerinde, iki ayrı dünya oldukları içindir aslında. Bu iki dünya içinde bambaşka değerleri taşırlar. Zannederim karşılıklı bu değerlerin farkına varıp, birbirimiz için önemini anlayıp, herkesin kendi değerini aslında kendi dünyasının değerlerinden aldığını ve bizim sevdiğimizin aslında; kendi dünyasındaki değerlerle değerli olduğunu görebilsek, Kadın erkek arasındaki ilişkilerdeki sorunların en aza ineceğine inanıyorum.
Evet… Bugün kadın ve Erkeğin kendi dünya değerlerinden bahsedeceğiz.
Sizce Kadınların Erkekler hakkında en sık dile getirdiği yakınma ne dersiniz?
Bu cümleyi okuduğunda bir çok kadının, ”DİNLEMİYORLAR”dediklerini duyar gibiyim. Erkeklerin en sık yaptığı ve daha sonradan sonuçlarına anlam bile veremediği, en iyi niyetli hata bu olsa gerek.
Kadın diyor ki: ”Benim söylediklerimi ya dinlemiyor, ya kulak arkasına tümüyle atıyor yada biraz dinliyor” Kadın böyle dese de, aslında erkek dinliyordur. Kadının bu halden çıkması için, Erkek sonuca odaklanıyor, içindeki analiz güdüsüyle; Kadının nelerin rahatsız ettiğini değerlendiriyordur. Sanki Dünyayı yeniden keşfetmiş gibi; Kadına kendini daha iyi hissettirecek çözümü, birden bire söyleyiveriyor. İşte tam burada bant kopuyor. Erkeğe göre, o kadını sevdiğinden bunu yapıyor, Erkek bu şekilde sevgisini gösteriyor. Tabi ki sevgi ifadesini anlamayan Kadını; ERKEKTE ANLAMIYOR.
Kadın ona kendini dinlemediğini, sevmediğini, ne kadar söylerse söylesin Erkek bunu anlayamıyor. Haliyle aynı doğru bildiklerini yapmaya devam ediyor. Oysaki…
” Kadın yakınlık istemektedir, Erkekse onun sorunlarına çözüm aradığını sanır.”
Peki sizce tam tersi; Erkeklerin kadınlar hakkında en çok yakındıkları davranış ne dersiniz?
Erkekler en çok Kadınların onları sürekli değiştirmeye çalıştığından şikayetçiler. Bir Kadın, Bir Erkeği sevdiğinde; Sanki üzerinde sevgiliden, eşten başka bir rol daha olması gerektiğini düşünür. Sizce bu nedir dersiniz? Cevap tabi ki Kadının birden bire Erkeğin bir de annesi rolüne bürünmesidir. İşte Kadının da, en iyi sevgi dolu hatası burada başlar. Bir Kadın, bir Erkeği sevdiğinde, onun gelişmesini ister ve bunu kendine bir görev bilir. Onun hal ve hareketlerini düzeltmeye çalışır. Sanki bir kalkınma planı gibi, Kadın bunu yürürlüğe koyar. Erkek ne kadar Kadının yardımına direnirse dirensin, Kadın vazgeçmez. Erkeğe yardım etmenin ve neler yapması gerektiğini söylemenin fırsatlarını kollar.
Bunu yaparken; Kadın tamamen sevgi dolu olup, Erkeği koruduğunu zannederken ve Erkeğin bunu neden sorun yaptığını anlayamaz. Erkek ise, kendisinin yönetildiğini, kendi dünyasının idaresini başkasına verdiğini düşünüp, paniğe ve korkuya kapılır.Oysaki…
”Erkek olduğu gibi kabullenilmek ister, Kadınsa onu daha çok düşünülmek istediğini sanır.”
Fark ettiniz mi? İki taraf da yaptıklarını, sevgiden ve iyi niyetlerinden yaparlar. Çünkü kendi dünyalarında ne bekliyorlarsa, Karşılarındakine kendi bekledikleri veriyorlar. Sanıyorlar ki; sevdikleri de kendi dünyalarında aynı kendilerinin beklediği gibi bir geri dönüş istiyor.Başta ne demiştik;
AYRI DÜNYANIN İNSANLARIYIZ
Fakat aradaki farkları gördükçe, karşımızdaki kişinin bizi sevmediğinden yada önemsemediğinden değil, gerçekten farklı bakış açılarından kaynaklandığını anladığımda, Zannediyorum ilişkiler daha huzur içinde geçecektir.
Kadınlar ile Erkekleri tanımaya, aradaki farkları çözmeye, ilişkilere çözüm olmaya devam edeceğiz…Takip etmeye devam edin…
Sevgi dolu ve huzurlu günler…
Sevinç Karakaya
Devamı
Kadın Erkek İlişkisi (1)
DALGALI KADINLAR, GERİ ÇEKİLEN ERKEKLER
Dalgaları bilirsiniz bir alçalır bir yükselir. Kadınlardaki ruh hali de dalgalara benzer. Sevildiğini eğer hissederse ruh hali dalgalar gibi yükselir. Kendini gerçekten iyi hissederse dalgaların en zirve noktasını yaşarlar. Bazen ruh hani aniden değişir, dalgalar dibe doğru vurabilir. Fakat panik yapmaya gerek yoktur.Tamamen dibe vurduğunda kadının ruh hali; yine değişecek ve kendini iyi hissetmeye başlayacaktır. Ve bu durum da yani kadının dalgası yükselmeye başladığında partnerine verecek bol bol sevgisi vardır.Kadın dibe doğru düşerken kendi içinde ki boşluğu hissedip sevgiyle doldurulmasını ister. Kadın bu dibe vuruşlarda duygusal bir temizlik yapar. Kadın herhangi bir olumsuz duyguyu bastırmışsa yada dalganın yükseldiği zamanlarda, daha sevecen olabilmek için özveride bulunmuşsa, işte bu dalganın dibe vuruş esnasında olumsuz veya tatmin olunamamış duygular yeniden su yüzüne çıkar,kadın bunu çok yoğun bir şekilde hisseder.Bu durumda kadın sorunlarından bahsetmek ister, sesini duyurmak, anlaşılmak ister.İhtiyacı olan budur.
İşte ilişkilerdeki fark tamda burada başlar yani erkekle kadının birbirini anlaması zorlaşır beklentiler farklılaşır.Kadın sadece dinlenilmek isterken, erkek onun sorunlarına çözümler bulmaya çalışabilir yada hiç bir mana veremeye bilir.
Kadın bu inişlerde dipsiz bir kuyuda gibi kendini hisseder.Karanlık ve karmakarışık duyguların içindedir. Çok çabuk değişen belirsiz duygular yaşar kadın. Kendini yapayanlız hissedip ve hiç bir şekilde desteklenmediğini düşünebilir. Fakat dibe yani kuyunun en karanlık noktasına ulaştığında sevildiğini ve desteklendiğini hissederse, otomatik olarak ruh hali düzelir. Düştüğü gibi ani olarak yükselecektir.Kadın yine ilişkide sevgiyle ışımaya başlayacaktır.
Kadın kendisini iyi bulmadığında, yani iyi hissetmediğinde eşine de karşıda hoşgörülü ve olumlu olamaz. Dalganın dibe vuruşunda kadın; bezgin yada duygusal açıdan tepkili olmaya eğilimlidir.Zayıftır ve daha fazla sevgiye ihtiyacı vardır. İster ki eşi onu anlayabilsin . Hatta tek sorunu sadece anlaşılmaktır.
Erkek kadını sever ve kadın bu sevgiyle parlamaya başlar. Çoğu erkek belki bu parıltının sonsuza kadar dek süreceğini bekler. Fakat kadının sevecenliğinin sürekli olmasını beklemek güneşin sürekli parlayacağını ve hiç gece olmayacağını beklemek gibidir. Hayat geçişlerle ve değişimler ile doludur gece ve gündüz, sıcak ve soğuk, yaz ve kış, yağmurlu ve güneşli.İşte aynen böyle erkek ve kadın ilişkileri de benzer geçişler ve değişimler yaşayabilirler.
Erkekler fazla yaklaşıldığında kendilerini çekerler, kadınlarda kendilerinin ve başkalarını sevme güçlerinde iniş çıkışlar yaşarlar.
Kadın bu düşüşleri yaşarken erkek bir sorun olduğunun farkındadır ve bunu düzeltme girişimindedir. Ona üzülmesi için bir sebep olmadığını açıklamaya çalışır. Asıl yanlış belki de burada başlar, yapması gereken düzeltmek değildir.Bu işleri tamamen çıkmaza sokabilir .Kadın daha fazla anlaşılmadığını düşünebilir, dolayısıyla da daha çok üzülebilir. Erkek düzelttiğini zannetse de aslında kadının kendini daha kötü hissetmesine neden oluyordur. Kadın bu karanlık kuyusunda dibe doğru düşerken , Erkek şunu bilmelidir; kadının ona en ihtiyacı olduğu an,kuyunun dibine vurduğu andır. Kadın erkeğinin sorumlarını çözmesini yada düzeltmesini değil ; Sadece ve sadece erkeğinin onu koşulsuz sevgiyle desteklemesini ister.
Erkekler kadınların ruh halini anlamak da zorluk çekerler . NEDEN DİBE DOĞRU VURUYOR BU BENİM HATAM MI ? diye söylenebilirler. Onlar şunun farkında değillerdir kadının doğasında bu vardır . Kadının; Erkeğinin isteği gibi yine ilişkilerde parıldayan sevgi dağıtması için muhakkak dibe vurması gerekir.Gerekir ki tekrar dipten yükselişe geçebilsin.Kadının dibe vurduğunda en son şey,birinin ona neden moralinin bozuk olmaması gerektiğini söylemesidir.Kadının ihtiyacı yanında olacak, onu dinleyecek ve anlayış gösterecek biridir. Erkek kadının neden böyle hissettiğini anlamasa da sevgi ilgi ve desteğini sunabilir.
Kadının dibe doğru inerken ilk belirti bezginliktir bunun yanında kendine güveni gider, öfkelidir, kaygılıdır,bitkin,umutsuz,talep dolu, güvensiz,kontrolcü ve eleştireldir..Ve erkeğine kuyunun dibine doğru vurduğunu ve onun sevgisine ihtiyaç duyduğuna anlatmak için ;
Kadının ağzından artık şu tarz cümleler sıkça çıkmaktadır.
”Yapacak o kadar çok şey varki”,”Daha fazlasına ihtiyacım var”,”Her iş bana bakıyor”, ”Ama ya ……”,”Anlamadığım şu neden?”,”Artık elimden hiç bir şey gelmiyor”,” Ne yapacağımı bilemiyorum”, ”Hiç aldırmam ne istiyorsan yap”, ” Şunu yapmalısın:.. ”, ” Hayır istemem…”, Ne demek istiyorsun?”, Eee,…… yaptınmı?”,” Nasıl unutabilirsin ki”
Erkek ise şu cümleleri sıkça tekrarlamaya başlar;
”Bunları daha kaç kez yaşamak zorundayım”, ”Tüm bunları daha öncede duydum”, ”Bunu hallettiğimizi sanıyordum”, ” Bunu ne zaman üstünden atacaksın”, ” Yine bunlarla uğraşmak istemiyorum”, ” Bu delilik ! Yine aynı şeyleri tartışıyoruz”, ”Neden bu kadar çok sorunun var ?”
Evet. Cümleler tanıdık geldi mi? Peki bu hal nasıl geçer? Aslında çok basit.
Erkek sabırlı olur ve kadın da bu zamanlarda desteklendiğini hissederse; Kadın ilişkiye
güvenmeye başlar .Yaşamındaki yada ilişkilerindeki mücadelelerden korkmadan kuyusundan çıkmaya başlar. Sevgi dolu bir ilişkinin özelliği budur. Kuyusunda olan bir kadına yardımcı olabilmek, onun çok takdir edeceği özel bir armağandır. Yavaş yavaş geçmişinin etkilerinden kurtulmaya başlayacaktır. Hala iyi ve kötü zamanları olsa da, bunları eskisi kadar aşırı yoğun yaşamayacaktır, onun sevecenliğini gölgelemeyecektir.
Daha anlayışlı ve anlaşılabilir ilişkiler dileğiyle…
Sevinç Karakaya
İlişkileri Öğrenmek
İLİŞKİLERİ ÖĞRENMEK
Sevdiğim bir hikaye var…
Eski zamanların dondurucu bir kışından bütün hayvanlar çok etkilenmiş, büyük kayıplar vermişler.
Ama en çok kayıp veren kirpilermiş. Çünkü onların pek çok hayvan gibi kalın kürkleri yokmuş, kendilerini sıcak tutması zor olan dikenleri varmış.Bu durumdan en az zararla kurtulmak için kirpiler meclisi toplanmış, çözüm aramaya başlamış.Tartışa tartışa, nihayet gece olunca tüm kirpilerin bir araya toplanmasına, birbirlerine yakın durarak geceyi geçirmelerine karar verilmiş. İlk deneyimlerinde bunun işe yaradığını görmüşler. Ama başka bir problem çıkmış ortaya.Üşüyen kirpiler birbirlerine fazla yaklaştıklarından yaralanmalar gerçekleşmiş.Daha sonraki gece yaralanma korkusundan birbirlerinden uzak durmuşlar ama bu seferde donmalar meydana gelmiş. Ne var ki, her gece kâh uzaklaşa kâh yakınlaşa, deneye yanıla , soğuk havadan korunacak kadar yakın , bir birlerini incitmeyecek kadar da uzak olan , mesafeyi bulmayı öğrenmişler.
Bu hikaye insanlar arasında ki ilişkilere ne kadar benziyor değil mi ?
Bizde daha doğarken başlarız çevremizle ilişki kurmaya… Büyüdükçe seçimler yapmayı öğreniriz. Hangisi doğru, hangisi yanlış derken uzun dikenlerimizi saklamayı, bu dikenlerle kimseye zarar vermeden yaşamayı,kimi zaman bu dikenlerle kendimizi nasıl muhafaza edip koruyacağımızı yada dikenlerimiz ile kendimizi nasıl kabul ettireceğimizi öğreniriz .
Bazen de başkalarının dikenlerine karşı tedbirler alırız. Birisi dikenleri üzerimize salarsa bununla nasıl başa çıkacağımızı, sevdiklerinin dikenlerine katlanmanın bir erdem olduğunu, yaralayan dikenlerin acısını her duyduğunda mesafe koymayı ve en zoru hayatta her zaman dikenler olduğunu öğreniriz.
İşte çevremizde gerek aile gerek dost, arkadaş, gerekse iş ortamımızda insan doğası gereği iletişim ve bir ilişki içinde olmak zorundadır. Bazen bir küçük çocuğun ateşe ellediğinde yanacağını ateşten uzak durması gerektiğini anladığı gibi bizde insani ilişkilerimizde ateşe dokunur gibi yaşayarak mesafe koymayı, tedbirli davranmayı kime nasıl bir tavır almamız gerektiğini öğreniriz. Fakat hayatımızın her anında özel ve iş yaşamımızda her şeyi deneyerek öğrenmemiz hem çok güç hem de bu deneme yanılma kimi zaman başımıza değişik sorunlar açabilir. ne çevremizin öğrenmemize tahammül edecek sabrı nede bizim öğrenirken bundan kırılıp zarar görmeyecek gücümüz vardır.
O yüzden bizim çevremizdekilerle ilişkilerimizdeki iletişim eksiklerini çözmede en doğru ve en kalıcı yolu bulmada yardıma ihtiyacımız olabilir.
Günümüzde artık her kişinin sıkça duyduğu İLİŞKİ KOÇU tamda buna çareler aramaktadır. Kişinin Hem kendiyle olan ilişkisine dışarıdan bakmasına yardımcı olup kendisini tekrar tanımasını sağlar. Hem de kişinin gerek özel gerekse iş hayatında daha sağlıklı ,daha mutlu, daha başarılı ve uyumlu ilişkiler sürmesini sağlar.
Günümüzde hızla yaşanan İLİŞKİ TÜKETİMİNİN hatalarla harcanacak lüksü yoktur, bu sebeple deneme yanılma yöntemlerinden ziyade doğru ilişkiler ve iletişim için İLİŞKİ KOÇU en iyi adrestir.
Birbirini incitmeyecek kadar uzak, hayatın soğuk zamanlarında üşümeyecek kadar da yakın olmayı , hepimizin öğrenmesi dileğiyle…
Sevinç Karakaya
İlişki Koçluğu
Her insan doğumuyla birlikte çevresindeki ilişki ağına girmeye başlar. insan sosyal bir varlıktır ve bu varlığı sürdürmek için çevresiyle ilişki halinde yaşamak zorundadır.
İnsanın ilişkileri yaşamını, Psikolojisini, hayattan aldığı zevki ve tatmini belirleyen önemli bir özelliktir. İlişkilerimizin kalitesi bazen hayatımızı çıkmaza sokup psikolojimizin çökmesine sebep olurken bazen de en mutlu anlarımızı yaşamamıza sebep olabilir.Pek çok ilişki türünde İlişki koçluğu destekleyici bir süreç olabilir.
İlişki Koçluğu; hayatımızın her alanında doğru ilişki için yeni ve yaratıcı bir yol öneriyor. ilk öncelikle bireyin kendisiyle olan ilişkisini ve bu ilişkinin dışarı yansıyan durumunu görmeye ve değerlendirmeye çalışır.Danışanın kendisi hem özel hem de iş yaşantısında iletişim ve davranış tarzlarına bakmasına ilişki koçluğu imkan tanır.Amacı ilişkileri dengede tutmak ve ilişkilerin istenilen biçimde sürdürülmesini sağlamaktır.Danışanın güçlü yanlarının dengelenmesi ve zayıf yanlarının tespit edilip geliştirilmesi noktasında, yeni bakış açılarının farkına varmasında destekleyici süreç uygular.Danışanın ilişkide bulunduğu kişi veya kurumlarca dışarıdan nasıl anlaşıldığı bu anlayışın değiştirilip dönüştürüleceği konusunda danışana yardım eder.
Danışanının kendisine dışarıdan bakması sağlanıp iletişim kurduğu kişi ve kurumlarca daha iyi anlaşılabileceği iletişim ve davranış teknikleri bulmasını sağlanır.Böylece kişi daha az enerji harcarken zamanı en iyi şekilde kullanıp daha sağlıklı ilişkiler kurabilir.
İlişki Koçluğu Programından Kimler Yararlanabilir ?
*İlişkilerinde problemler yaşayıp sağlam ilişkiler kuramayanlar
*Evliliklerinde sorun yaşayanlar.
*Bir ilişkisi olup bunu sağlıklı bir şekilde sonlandırmak isteyenler.
*ilişkilerinde dengeyi sağlamak ve huzuru yakalamak adına kendi ve partnerinin farkındalığını arttırmak isteyenler
*ilişkilerini sağlam ve emin adımlarla evliliğe dönüştürmek isteyenler
*Mutlu birliktelik için farkındalığını arttırmak isteyenler
*Anlaşılmadığını düşünen ve anlaşılmak isteyenler.
*Aile içi iletişim sorunları yaşayanlar
*Anne -baba-çocuk ilişkilerini çözmek isteyenler
İlişki Koçu Hayatınıza Ne katar ?
*Güçlü yanlarınızın farkına varmanızı sağlar
*Karşılaştığınız sorunların üstesinden gelmeniizi sağlar
*Sağlıklı ve sizi mutlu eden ilişkiler kurmanızı sağlar
*Sağlam ve kaliteli bir evlilik yapmak
*Yürümeyen sorunlu bir ilişkinin en sağlıklı biçimde sonlandırılmasını sağlar
*Bireysel farkındalığınızı arttırır
*İşte ve özel hayatınızda daha rahat ve huzurlu ilişkiler kurmanızı sağlar.
Koçluk Süreci
1-6 ay ( Haftada bir saat koçluk seansı +en az 2 kere telefonla ve maille iletişim)
Devamı