Şiddetin Sözlü Olanına Da Hayır!
ŞİDDETİN SÖZLÜ OLANINA DA HAYIR!
Şiddet denildiğinde aklımıza çoğu zaman fiziksel olarak saldırı olarak geliyor yada kadını bazen elde tutabilmek bazen de zor durumunu kullanmak şeklinde maddi şiddet vardır. Fakat birde hemen hemen her kadının maruz kaldığı sözlü şiddet vardır. Aslına bakarsanız sözlü şiddet üzerinde, fiziksel şiddet kadar durulmaz. Sözlü şiddete maruz kalan kadınların bir çoğu çeşitli korkularla başkalarına söylemekten çekinerek yardım dahi talep edememektedirler. Sözlü şiddete maruz kalan kadınlar, durumun düzeleceğine olan inançlarını kaybetmeleri nedeniyle bu sorunları, çözümsüz kalmaktadır.
Sözlü şiddete kalan birçok kadının bulundukları konum, eğitim durumları ve hatta tanınmış kişi olmaları, kariyerinde istediği noktaya ulaşmaları,hiç fark etmeden sözlü şiddete, maruz kaldığına sıkça şahit olmaktayım. Sözlü şiddet; Yaş, dil, din, ırk, sosyoekonomik statü tanımıyor. Sözlü şiddet bir çok şekilde kadınların hayatına yaralar açmaktadır. Aile içi iletişimin tutun da, kadınların ruhsal durumlarına kadar derinden sarsmaktadır. Sözel şiddet küçümsenmemesi gereken bir sorundur. Bu duruma, zaman içerisinde müdahale edilmediği takdirde, yerini fiziksel şiddete de bırakabilir.
Kendine Güvenmeyen Erkekler Sözlü Şiddete Başvurur
Sözlü Şiddet nedir? Yüksek sesle bağırmak ve aşağılayıcı sözler sarf etmek gibi davranış biçimleri sözlü şiddete girer. Maalesef kendisine güvenmeyen erkeklerin kendini ifade etmekte zorlandığı durumlarda sözlü şiddete sıklıkla başvurduğu görülüyor. Kendini sözlü olarak ve doğru şekilde ifade edemeyen erkekler, bu durumun neden olduğu öfkeyle, saldırganlık içeren davranışlara yönelerek, öfke kontrol edemez hale gelebiliyorlar.
Sözlü Şiddet Nasıl Başlar
Aslına bakarsanız bir çok kadın sözlü şiddete başlarda çok aldırmaz. Nedeni ise; küçük şakalaşmalar ile başlar ve aradaki saygı kotası kırıldıkça dozu artarak ve artık şakadan çıkarak devam eder. İlk zamanlarda küçük ama sürekli sözlü tartışmalarla ilk sinyallerini veren sözel şiddet, zaman içerisinde kadının sessiz kalması ve durumu kendinin bile kabullenememesinin doğal bir sonucu olarak, daha şiddetli bir hale gelmektedir. O yüzden ilişkilerde samimiyet hiç bir zaman aradaki saygı duvarlarını yıkmamalı, şakayla başlayan sözlü şiddetler sonunda çok ağır boyutlara ulaşabilmektedir. Ve çoğu zaman ise kadınlar bunu kendisiyle bile itiraf edemiyorlar.
Kadınlar ailesinin dağılmasından veya başına daha kötü işler geleceğinden korkarak, genelde mevcut durumun üzerini örterler ve olayları kendi haline bırakırlar. Bu durum, işlerin daha da çıkmaza girmesine ve hatta şiddetin sözelden fiziksele geçişiyle sonuçlanması çok büyük bir olasılıktır.
Sözlü Şiddete Maruz kalan Kadınlar Yardım Almalılar
Kendine güvenlerini kaybetmiş, sözlü olarak istediği şekilde ifade edemeyen erkekler, sözel saldırılarla istediklerini yaptırmaya, karşısındaki kadını küçük düşürmeye ve bu yolla sinirlerini yatıştırmaya çalışmaktalar. Bu gibi durumlarda, kadınların mutlaka bir uzmandan destek almaları gerekmektedir. Çünkü bu sorunlar, zamanla azalmak yerine şiddetini arttırarak ilerleyecek, bu zaman zarfında kadınların kendine olan güvenleri daha da azalacaktır. Oysaki her kadının kendi özünde bir güç vardır bu gücü bulmak için kadınlar kendi kaynaklarına geri dönmelidir.
Eşlerinden veya karşı cinsten herhangi biri tarafından sözlü şiddet gören kadınlar ruhsal açıdan kendi içlerinde yaşadıkları büyük bir çıkmazın içine giriyorlar. Korku, sessizlik, çekingenlik, özgüvensizlik, umutsuzluk, mutsuzluk gibi sonuçlarla karşılaşmaktadırlar. Hayattan zevk alamaz hale gelen bu kadınlar, güçten düşen iç dünyaları nedeniyle şiddet uygulayan kişiden uzak durmayı, ayrılmayı göze alamıyor ve konuyla ilgili profesyonel yardım alacak ve bu süreci tamamlayacak gücü kendilerinde bulamıyorlar. Oysaki bu gidişe bir dur diyip, hak ettikleri hayatı tekrar kazanmalıdırlar.
Hayatta çaresiz hiç bir dert yoktur yeter ki çareyi bulmaya niyet edin. İhtiyacınız olan güç kendi içinizde. Zaman çoğu şeye ilaç olsa da, böyle durumlar da zaman sadece karşılaştığınız şiddetin boyutunu attırır.
Sağlıklı ilişkiler; Her iki yetişkin bireyin birbirlerinin haklarına ve yaşam özgürlüklerine saygı duyduğu çerçevede olur. Hayatınızda sorun bildiğiniz şeyler sorun olmasaydı nasıl bir hayatınız olurdu bunu düşünün ve kendiniz için bir şeyler yapın.
Sağlıklı, Mutlu, Huzurlu Sevgi dolu ilişkiler dilerim…
Sevgiyle Kalın…
Eşimin Arkadaşlarını Sevmek Zorunda Mıyım?
EŞİMİN ARKADAŞLARINI SEVMEK ZORUNDA MIYIM?
Evliliklerde özellikle, evliliğin ilk yıllarında eşler arasında adaptasyon sorunu yaşanabiliyor. Evliliğe adapte olmaya çalışırken eşler ; aynı evde beraber kalmaktan tutunda, birbirlerinin ailelerine alışmak işine, birbirlerinin kişisel hayatlarına alışmaya kadar bir çok zorluk çekebiliyorlar. Eşlerin en çok karşılaştığı sorunlardan biri ise; Karşılıklı olarak birbirlerinin arkadaşları ve sosyal çevrelerine uyum sağlama sürecidir . Arkadaşlarınız ve eşiniz arasındaki dengeyi düzenleyebilme ve aynı şekilde eşinizin arkadaşlarıyla olan zaman paylaşımını anlaya bilme evliliğin saygı çerçevesinde gitmesi açısından çok önemlidir. Kişiler birbirlerinin belki de yıllardır benimseyip, birçok ortak noktada birleştikleri arkadaşlarını kabullenmeye çalışmalıdırlar.
Evlilikler de eşler arasında, arkadaşlarına ayırdıkları vakit , arkadaşlarıyla hangi sıklıkta görüşmeleri gerektiği, hatta hangi arkadaşlarla görüşüp hangi arkadaşları ile görüşmemeleri noktasında, sonu tartışmaya gidecek, sorunlar yaşayabiliyorlar. Bu konu da özellikle kadınlar eşlerinin bekar erkek arkadaşlarıyla zaman geçirmelerinden hoşlanmıyorlar. Kimi zaman da, arkadaşlara ayrılan zaman, kişinin eşinin kıskanmasına ve ilginin daha çok arkadaşlarında olduğundan yakınmasına sebep olabiliyor.
Birbirinize Nefes Alacak Zamanlar Tanıyın;
Evlilikler de, hatta yeni başlayan ilişkiler de bile eşlerin en sık yaptıkları yada yanlış bildiklerinden dolayı yapılan hata; Tüm zamanlarını beraber geçirmeleri gerektiğidir. Bu beraber vakit geçirme, eşlerde, bütün arkadaş çevrelerinin de ortak olması gerektiği hissini doğurur. Aslına bakarsanız evliliklerde kişisel sınırların korunması çok önemlidir. Tabi ki eşlerin ortak bir sosyal çevreleri olabilir, fakat zaman zaman birbirlerine nefes alacak fırsatlar verecekleri, hayatlarında kendilerini iyi hissedecekleri, faklı arkadaşları da olması gereklidir. BU birbirini özlemek ve beraber geçirdikleri vakitleri daha kaliteli geçirmek için oldukça önemlidir.
Sevmeseniz de Saygı duyun;
Kesin olan bir şey vardır; oda gerek erkekler gerekse kadınlar hemcinsleriyle zaman geçirmeye ihtiyaç duyarlar. Eşlerin birbirlerine bu konuda anlayış göstermeleri çok önemlidir. Kişi eşinin bazı, iş arkadaşından hoşlanmadığı için, o arkadaşlarıyla görüşmesini engellemeye çalışabiliyor. Bu da eşler arasında ciddi problemlere yol açıyor. Bazen de sorunun altın da yatan kıskançlık olabiliyor. Bazı kişiler, eşinin arkadaşlarına karşı çok anlayışlı ve hoşgörülü olduğunu ancak evde kendisine karşı onlara gösterilen ilgiyi göremediğinden şikayet edip ve bundan dolayı arkadaşlarını istemiyor olabilirler. Ve sevmediklerini dile getirip sorunu daha ileriye taşıyabiliyorlar.Kesinlikle kimse eşinin arkadaşlarını sevmek zorunda değildir, fakat herkes eşinin tercihlerine ve isteklerine saygı duymak zorundadır. Eşini seviyorsa tabi…
Ne yapmalıyım;
Evet birçok kişi eşleriyle iyi anlaştıklarının ve sağlıklı ilişkilerinin olduğunun işareti, tüm zamanlarının beraber geçirilmesi gerektiğinin, her şeyin birlikte yapılması gerektiğinin, eşlerin sürekli birlikte olmak istemeleri gerektiğinin olduğunu düşünürler. Fakat bu kesinlikle doğru değildir. Eşler ayrı ayrı da zaman geçirebilmeli, kendilerine ve arkadaş çevrelerine de vakit ayırabilmeli, kendilerine ait hobileri ve sosyal çevreleri de olmalıdır. Ancak kişilerin kendilerine ait sosyal çevreleri ve arkadaş grupları evlilik ilişkilerini olumsuz etkilememelidir. Bu nedenle kişiler zamanlarını dengeli bir biçimde planlamalıdırlar. Arkadaşları ile görüşme süreleri ve sıklığı konusunda eşleri ile birlikte plan hatta gerekirse anlaşma yapmalıdırlar.
İlişkileriniz de sorun yaşıyor yada sorunun tam olarak ne olduğunu bulamıyorsanız; Bize ulaşabilirsiniz.
Sevinç Karakaya
DevamıAile İçi İletişim Seminerleri
Aile İçi İletişim Seminerleri
Seminerin amacı; Aile; içinde iletişim sorunlarının ne olduğunu belirlemenizi sağlar; sorunları çözmek için yeni yollar bulmanıza, Sizin kendi değerlerinizin neler olduğunu netleştirmenize ve aile içi davranışlarınızı ona göre belirlemenize, şimdiye kadar olan inançlarınızın sizi nasıl desteklediğini veya sınırladığını belirlemenize , gerekenleri değiştirmenize yardımcı olur. Aile içi iletişimi daha etkili ve sağlıklı olmasını sağlayan faktörleri tanımak bu etkenleri ailemize nasıl uygulayacağımızı öğretir.
Seminerin Konu Başlıkları :
* İletişimsizliğin neden yaşandığı
* Aile İçi İletişimin Nasıl Olması Gerektiği
* Empatik İletişim Becerisi
* Etkili Dinleme Becerisi
* Etkili Konuşma Becerisi ve Öfke İfadesi gibi konulara değinilecektir.
Kimler Bu Seminere Katılmalı?
*Herkesin bir ailesi olduğuna göre, herkes bu seminere katılabilir.
Seminer Süresi : 2 Saat
Katılımcı Sayısı : 100 ve üzeri
Fiyatlandırma :
-Bütün seminerlerimiz, seminerin verileceği kurumun beklentilerine ve taleplerine göre özel olarak dizayn edilmektedir. Seminere katılacak hedef kitlenin ihtiyaçları doğrultusunda, bir seminer programı için fiyat teklifi alabilirsiniz. Bunun için;
- Kurum bilgilerinizi,
- Seminere neden ihtiyaç duyduğunuzu,
- Katılımcı sayınızı,
- İletişim bilgilerinizi bilgi@interaktifdanismanlik.com adresine göndermeniz yeterlidir
Seminer taleplerinizi, Seminer Talep Formu Doldurarak Bize Ulaştırabilirsiniz. Dönüş süresi, yoğunluğa bağlı olarak 2 – 3 gün sürebilir.
Devamıİlişki Koçluğu
Her insan doğumuyla birlikte çevresindeki ilişki ağına girmeye başlar. insan sosyal bir varlıktır ve bu varlığı sürdürmek için çevresiyle ilişki halinde yaşamak zorundadır.
İnsanın ilişkileri yaşamını, Psikolojisini, hayattan aldığı zevki ve tatmini belirleyen önemli bir özelliktir. İlişkilerimizin kalitesi bazen hayatımızı çıkmaza sokup psikolojimizin çökmesine sebep olurken bazen de en mutlu anlarımızı yaşamamıza sebep olabilir.Pek çok ilişki türünde İlişki koçluğu destekleyici bir süreç olabilir.
İlişki Koçluğu; hayatımızın her alanında doğru ilişki için yeni ve yaratıcı bir yol öneriyor. ilk öncelikle bireyin kendisiyle olan ilişkisini ve bu ilişkinin dışarı yansıyan durumunu görmeye ve değerlendirmeye çalışır.Danışanın kendisi hem özel hem de iş yaşantısında iletişim ve davranış tarzlarına bakmasına ilişki koçluğu imkan tanır.Amacı ilişkileri dengede tutmak ve ilişkilerin istenilen biçimde sürdürülmesini sağlamaktır.Danışanın güçlü yanlarının dengelenmesi ve zayıf yanlarının tespit edilip geliştirilmesi noktasında, yeni bakış açılarının farkına varmasında destekleyici süreç uygular.Danışanın ilişkide bulunduğu kişi veya kurumlarca dışarıdan nasıl anlaşıldığı bu anlayışın değiştirilip dönüştürüleceği konusunda danışana yardım eder.
Danışanının kendisine dışarıdan bakması sağlanıp iletişim kurduğu kişi ve kurumlarca daha iyi anlaşılabileceği iletişim ve davranış teknikleri bulmasını sağlanır.Böylece kişi daha az enerji harcarken zamanı en iyi şekilde kullanıp daha sağlıklı ilişkiler kurabilir.
İlişki Koçluğu Programından Kimler Yararlanabilir ?
*İlişkilerinde problemler yaşayıp sağlam ilişkiler kuramayanlar
*Evliliklerinde sorun yaşayanlar.
*Bir ilişkisi olup bunu sağlıklı bir şekilde sonlandırmak isteyenler.
*ilişkilerinde dengeyi sağlamak ve huzuru yakalamak adına kendi ve partnerinin farkındalığını arttırmak isteyenler
*ilişkilerini sağlam ve emin adımlarla evliliğe dönüştürmek isteyenler
*Mutlu birliktelik için farkındalığını arttırmak isteyenler
*Anlaşılmadığını düşünen ve anlaşılmak isteyenler.
*Aile içi iletişim sorunları yaşayanlar
*Anne -baba-çocuk ilişkilerini çözmek isteyenler
İlişki Koçu Hayatınıza Ne katar ?
*Güçlü yanlarınızın farkına varmanızı sağlar
*Karşılaştığınız sorunların üstesinden gelmeniizi sağlar
*Sağlıklı ve sizi mutlu eden ilişkiler kurmanızı sağlar
*Sağlam ve kaliteli bir evlilik yapmak
*Yürümeyen sorunlu bir ilişkinin en sağlıklı biçimde sonlandırılmasını sağlar
*Bireysel farkındalığınızı arttırır
*İşte ve özel hayatınızda daha rahat ve huzurlu ilişkiler kurmanızı sağlar.
Koçluk Süreci
1-6 ay ( Haftada bir saat koçluk seansı +en az 2 kere telefonla ve maille iletişim)
Devamı