Eşinize Değerli Olduğunu Hissettirin
Evlilik doğru kişi ile yollarınızı birleştirdiğiniz sürece hayatınızı güzelleştirip yaşam kalitenizi yükseltir. Bekarlar ile mutlu evliliğe sahip olan kişileri karşılaştırdığımızda; evli kişilerin çok daha dingin, düzenli, huzurlu ve mutlu bir yaşam sürdüklerini görmekteyiz.
Mutlu ve ömür boyu beraberlik adına kurulan evliliğinizde, ya işler hesapladığınız gibi gitmezse; Evlilik iyi güzel de, ya mutluluğu yakalayamazsanız? Ya eşinizle geçinemezseniz? Soluğu mahkeme kapısında mı almalısınız? Evliliğinizde yaşanan sorunlar kangren haline geldiyse elbette boşanmak çözüm olabilir. Fakat her evlilik kurtarılmak için yeni bir şansı hak eder. Ruhen sağlıklı çiftlerin evlilikleri, biraz sabır, biraz çaba, biraz gayret ve fedakârlıkla yıkmak yerine yeniden yapılandırılabilir.
Yaratılış olarak her birimiz bizi iyi hissettiren ve değerli olduğumuzu her fırsatta bize gösteren kişilerin yanında mutlu oluruz. Eğer niyetiniz evliliğinizi tekrardan yapılandırmaksa en iyi yaklaşım, eşinize değerli olduğunu hissettirerek başlamaktır.
Kadınlar değerli oldunu görmek ve hissetmek ister. Oysaki sadece kadınlar değil erkeklerde kadınlar kadar değerli olduklarını hissetmek isterler. Eşinizin değerli olduğunu hissettirin. Eşinize kendisi için özel ve önemli olduğunu hissettirin.
Eşinize Değerli Olduğunu Nasıl Hissettirirsiniz?
Saygıyı Her Zaman Muhafaza Edin; Günümüz evliliklerinde en sık rastlanan davranış hatala-rından biride samimiyetin saygıyı yok etmesidir. Yoksa ki mutlu bir evliliğe baktığımızda aradan ge-çen yıllara rağmen çiftlerin birbirlerine saygıyı muhafaza ettiklerini görüyoruz. Saygı sınırını aşmayın. Saygısız tavırlar, temelleri güzellikler ile atılan bir evliliğe inen balyoz gibidir. Güzel söz ve davranış-lar ise dışardan harabe gibi görünen bir binayı sıvayıp, boyayıp eski sağlam günlerine geri getirmek gibidir.
İlişkiniz İçin Fedakarlık Yapın; Her güzel şey gibi evlilikte emek ister. Fedakarlıkta bulunmakta bu emeğin bir parçasıdır. Fedakarlık, eşler arasındaki muhabbeti çoğaltır. ‘Neden fedakarlıkta bulu-nacakmışım bana ne’ kelimesi ise sevgiyi muhabbeti azaltır. Burada unutmamanız gereken beklen-tileri bir kenara bırakıp karşılıksız ilişkiniz adına birşeyler yapmaktır. Aslında yaptığınız fedakarlıkları sadece karşı taraf adına değil kendi mutluluğunuz adına da yaptığınızı her zaman aklınızda bulun-durmalısınız. Evlilikte hiç bir zaman ne tek kişi mutlu nede tek kişi mutsuz olur.
Sorumlulukları Paylaşın; Karşınızdaki kişi sizin hayat ve yol arkadaşınız. Bir yola beraber çıkıldı ise sevinçler kadar kederleri, rahatlar kadar sıkıntılarıda paylaşmak gerekir. Bütün sorumluluğu eşi-nizin omzuna yıkıp, ‘yapmak zorunda’, ‘bakmak zorunda’ gibi tavırlara girmek, ilişkinizi gerginleştirip, birbirini düşünen, anlayan bir çift olmak yerine sizi birbirinize uzaklaştırır. Evliliğinizde hayatı paylaş-tığınız gibi sorumlulukları da paylaşmalısınız. Unutmayın ikinizde aynı gemidesiniz. Gün gelip eşiniz yorulduğunda gemi su almaya başlarsa bundan iki tarafda zararlı çıkacaktır. Her iki eşin de sorum-luluğunu bilmesi hayat yükünü hafifletir.
Ani çıkışlar Yapmayın; Bazı tavırlar vardır, kişileri haklı olsa bile haksız duruma düşürebilecek. Bunlardan biride alev gibi parlamaktır. Olaylar karşısında alev gibi parlayıp eşinizin gönül sarayını yakmayın. Hem kendinizi hem eşinizi mahveden öfke küpüne binmek yerine sabır ağacının dallarına tutunun. Böyle öfkeli tavırlar konuşmak için hiç uygun zamanlar değildir. Kendinize öfkenizi sağlıklı bir şekilde dışarı akıtacak ve sakinleşmenizi sağlayacak yöntemler geliştirin. Böylece hem eşinizi yıkmamış, hemde daha sonradan pişman olucağınız sözleri sarfetmemiş olursunuz.
Asla Keşke Demeyin; Her zaman ifade ettiğim gibi hayatınızda olumlu olaylara odaklanmak ha-yatınıza olumlu olaylar getirirken olumsuz yönlere odaklanmak ise, hayatınıza olumsuzlukları taşı-yacaktır. ‘Keşke seninle evlenmeseydim’ yerine ‘iyi ki, seninle evlenmişim’ sözüde aynı tren rayları-nın yönünü değiştirmek gibi eşinizin iyi yöne doğru yönelmesine zemin hazırlayacaktır. Aksi ise size olumsuz ve gergin bir ilişki olarak geri dönüp, eşinizin daha çok zıtlaşmasına sebep olacaktır.
Pozitif Olun; Yaşadığımız yada karşılaştığımız hiçir şeyi tesadüfen değildir. Durum ne kadar karı-şık ve sıkıcıda görünse muhakkak almamız gereken pozitif bir ders vardır. Her zaman pozitif olmak size de ilişkinize de iyi gelecektir. En basit şeyde ‘Zaten sen hep böyle saçma sapan işler yaparsın.’ gibi cümlelerle karşı tarafı suçlamak yerine ‘Olur, böyle şeyler hallederiz’ yada ‘Olan oldu bundan sonra ne yapabiliriz’ gibi pozitif düşünceler ilişkinizi yapıcı yönde geliştirecektir.
Eşinizi Şefkatle Sevin; Aşkla seven kişi, ister ki oda beni sevsin, benim sevgimin karşılığını ver-sin. Fakat şefkatle sevmek aynı bir annenin çocuğununa gösterdiği gibi, karşılıksız çocuğu ne ya-parsa yine de evladım deyip bağrına basmak gibidir. Eşinizi de tıpkı çocuklarınızı sevdiğiniz gibi beklentisiz sevgi, şefkat ve merhamet ile sevin. Onun sizde hayat bulması için havası, suyu, yağ-muru, güneşi olun. Kainatın sevgi üzerine var olduğu gibi, evliliğinizde sevgi üzerine tekrar inşa edin.
Aşırı Beklentilere Girmeyin; Hayat peri masallarında ki gibi yada romantik komedi kıvamında gitmiyor. Evlilik böyle kurgulanmış bir film senaryosu değildir. Evlilikten olağanüstü beklenti içinde olmak insana hayal kırıklığı yaşatır. Mükemmel evlilik yoktur. Fakat iyi evlilik vardır. Mükemmelin peşinde koşmak sizide ilişkinizide yoracaktır. Bunun yerine iyi bir evlilik için ‘neler yapabilirim?’ deyip ilişkinize sahip çıkın.
Zor İnsan Olmayın; Karamsar bile olsanız bu huyunuzun yönünü değiştirmeye çalışın. ‘Ne yapayım ben zor bir insanım, beni böyle kabul et’ demek sorunlarınıza çözüm getirmediği gibi çözüm yolları-nıda kapatır. İşleri zorlaştırmak ilişkileri gerer ve bir gün sizi bağlayan o gergin bağları da koparır.
Sevinç Karakaya
DevamıEşinizle Birbirinize Bağlılığınızı Nasıl Arttırırsınız?
Evliliğinde istediği kaliteye ulaşmayı isteyenler için eşleri ile aralarında bir bağ, bir yakınlık geliştirecek kılavuz paylaşmak istedim. Maddeler ilk okuduğunuzda ”bu kadar basit mi?” duygusu uyandırabilir. Fakat unutmayın her biri için ayrı ayrı emek ve zaman ayırmak gereklidir. İşte üzerinde çalışmaya değer yakınlık geliştirme kılavuzu;
1- Birbirinize Kulak Verin; Çiftler gündelik hayatın olarak kulak vermeyi ilişkilerinde es geçebiliyor. Bir araştırma; Eşlerin günde yüz yüze, göz göze iletişim için ortalama dokuz dakika ayırdığını bize göstermektedir. Burada birbirinize kulak vermekten kastim; Televizyonun radyonun gürültüsüne karışmadan yada odadan odaya kurulmayan doğrudan bir iletişimdir. Mümkünse ten tene temas, göz göze temas, ve kalp kalbe temas… Ancak o zaman gerçekten eşinize kulak vermiş, söylediklerinin dikkate değer olduğunu göstermiş olursunuz.
2- Bir Kerede Tek Konuyu Çözün; Özellikle kadınların sıklıkla yaptığı, aynı konuyu tekrar tekrar gündeme getirmek eşlerin meseleleri çözme adına birbirlerine olan güvenlerini kaybetmelerine sebep olur. Aynı konu her açıldığında buna eşlik eden çözümsüzlük duygusu artar. Çiftler arasında genelde problem yenilerden ziyade eski sorunların tekrar tekrar açılması ve birden çok konuyu aynı anda çözme çabasıdır. Yapılması gereken sizin için en acil olan sorunu tespit edip eski defterleri hiç karıştırmadan ”Bu güne kadar olan oldu, bundan sonra ne yapabiliriz ” bakış açısıyla çözüme odaklanmaktır.
3- Sorunlarınızın Altındaki Duyguyu Bulun; Evliliklerde tartışmalar çoğu zaman güç savaşlarından kaynaklanmaktadır. Sorunlar karşı tarafın ailesi, cinsellik, para yada çocukluklar gibi konular olsa da tartışma genellikle çift taraflıdır. Ve tartışmalar çözümsüz şekilde aynı konular etrafında dönerler. Fakat dikkat edilmesi gereken ise bize bu tartışmaları yaptıran duygu durumudur. Asıl gerçek ve tartışmaya sebep olan farklı tartışma kılıflarına girse de, duygularımızdır. Duygularımızı ve karşı tarafın duygularını anlamaya odaklanırsak, duyguları anlama bize anlayışı getirecektir. Anlayış ise tavır değişikliği ve affetmeyi sağlayacaktır. Elbette çiftlerin değişen tavırları da iyileşen bir evlilik getirecektir.
4- Konuşmamak Engelini Yıkın; Çiftlerin evliliklerinde yaptıkları bir diğer hata ise konuşmamaktır. Konuşmamak yada sorunları görmezden gelmek, ilişkide patlamayı bekleyen saatli bomba gibidir. Canınızı sıkan bir durum var ise muhakkak uygun bir şekilde dile getirin. İp uçları vermek, oyunlar oynamak yada eşinizin zihninizi okumasını beklemek sağlıklı davranışlar değildir. Yetişkin bireyler sorununun sorumluluğunu kabul etmeli ve bunu ortak bir diyalogla çözüme kavuşturmalıdırlar.
5- Yakınlarınızla Olan İlişkilerinize Sınırlar Koyun; Sağlıklı bir evlilik için, çocuklarınız, akraba ve arkadaşlarınızla ilişkilerinize sınır koymanız gerekir. Eşiniz ile aranızdaki ilişkinin ne kadarının onları ilgilendirmesi gerektiği noktasında net olun. Evlilikte eşlerin yaşamının büyük bir bölümü özeldir ve bu kimseyi ilgilendirmemelidir. Bağımlı aile ilişkilerinde bu sağlıklı sınır konulamadığı için çok ciddi sorunlara sebep olmaktadır. Eşinizle aranızdaki size ait konuların yakınlarınız ile yersiz paylaşımı ilişkiyi yıpratır ve eşlerin birbirine olan güveni azaltır. Eşinizle olan ilişkinizin ne kadarını yakınlarınızla paylaşmanız konusunda bir birlik halinde ve net olmanız gerekir.
6- Eşinizle Sağlıklı Bağ Kurmayı Öğrenin Ve Bunu Yaşayın; Eşiniz sorunlu bir ailede yetişmiş ise, onun için stres, kriz, aşırı yoğunluk gibi duygular normaldir. Böyle bir ilişkide, eşiniz ile yakınlık kurmakta can sıkıcı anlar yaşayabilirsiniz. Yapmanız gereken; ne çok yüklenmek neden vazgeçmektir. Sadece alıştığınızı gerilimden uzak durmaya çalışın. Kesinlikle eşinizden vazgeçmeyin bırakmayın. Ödülleri farklı olacaktır belki fakat muhakkak olacaktır. Zamanla ilişkinizde yükselişler ve düşüşler, telaş ve umutsuzluklar yerini belli belirsiz, bilinmedik duygular gelişecek bunlarda size aitlik hissi, rahatlık ve iç huzuru getirecektir.
7- Eşinize İlginizi Belli Edin; Bir çok çifttin ise ortak sorunu ilgi bekleme fakat ilgi gösterememek… ”Nasıl olsa sevdiğimi biliyor”, ”Evlendiğime göre seviyorumdur” gibi tutumlar evlilikleri sona doğru yada ruhsuz paylaşımlara doğru sürüklemektedir. Eşinizle muhabbetinizi ilk gün gibi canlı ve heyecanlı tutmak istiyorsanız birbirinize ilginizi beklentisiz göstermeniz gerekiyor. Unutmayın siz yaptığınız her şeyi önce kendi mutluluğunuz için yaparsınız. Karşılıksız verilen ilginin geri dönüşümü muhakkak katlarıyla olacaktır.
8- Eğlenmenin Çeşitli Yollarını Bulun; Evinizin savaş meydanı mı? yoksa bir oyun bahçesi mi? olmasını tercih ederdiniz? Uzun ve mutlu evliliklere bakıldığında bu çiftlerin birlikte eğlenmeyi bilen çiftler olduğunu görüyoruz. Ortak zevk alabileceğiniz ve eğlenebileceğiniz aktiviteler belirleyin. Bolca gülün bırakın arada saçmalayın… Bu ilişkinizi şifalandıracaktır.
9- Sıkça Yapıcı Ve Adil Bir Şekilde Kavga Edin; Evet yanlış okumadınız kavga edin dedim. Sağlıklı evlilikler tartışmaların kavgaların olmadığı değil bunların sağlıklı bir şekilde yapılmayı öğrenildiği evliliklerdir. Tartışmalar ortaya çıktığında gerilim ve anlaşmazlık havasını dağıtın. Hatta Anlaşmazlıklarınızı güvendiğiniz ve görüşlerine değer verdiğiniz ikinizin de onay verdiği bir yakınınızın yanında da yapabilirsiniz. Bu zamanlarda içerleme yada kaçma gibi duygularınızı ise çöpe atın. Sorunlarınız olabilir fakat sizi sevgi birleştirdi. Birbirini seven ve problemlerini çözmek isteyen bir çift olduğunuzu unutmayın. Yakınlaşmak için eşinize kapılarınızı açın, sorunlarınızdan kaçmak yerine yapıcı tartışmalar ile ortak noktada birleşin.
10- ÇOK ÖNEMLİ; Evliliğinizi Bir Anlama Bağlayın; Eşinizle aranızda ilişkiniz yada arkadaşlığınızın dışında bir anlam arayın. Sizden daha büyük bir güce varmak için basamak yapın evliliğinizi,bir kaynağı arayın. ”Leyla’dan Mevla’ya varmak” gibi… Paylaştığınız yolculuk sizi yakınlığa çekecektir.
Sevinç Karakaya
DevamıMutlu Evliliklerin Gizli Silahı Nedir?
Kişilerin evliliklerine yardımcı olma konusunda benim yaklaşımım, evliliklerinde neyin mutsuz ettiğinden çok , ne yaparlarsa daha mutlu olabilecekleridir. Mutlu evliliklerin temelinde ise çok basit bir gerçek vardır. ”Dostluk”
Dostluk Temelli Evlilikler Daha Tutkuludur;
Dostluktan kastım karşılıklı saygı ve birbirlerine eşlik etmekten aldıkları keyiftir. Birbirleriyle dost olan çiftler birbirini yakından tanır, nelerden hoşlanıp hoşlanmadıklarını bilir, birbirlerinin kusurlarına, umutlarına, düşlerine aşikardırlar. Birbirini her zaman düşünürler ve düşündüklerini sık sık büyük değil küçük vesilelerle birbirlerine gösterirler.
Eşimize dost olmak sanıldığı gibi zor değildir. Çok yoğunda olabilirsiniz, fakat her zaman birbirinizi önemsediğinizi gösterecek kısa da olsa zamanlar yada incelikler gösterebilirsiniz. Diyelim ki eşinizin çok yoğun bir iş programı var. Mutsuz ve dost olmayı beceremeyen bir çift için bu durum çok ciddi sıkıntılara sebep verebilir. Fakat dost olmayı başaran bir çift, gün içinde sık sık telefonla konuşabilirler. Yada eşinin doktor kontrolüne gideceğini bilen bir adam, muayenenin sonucunu öğrenmek için eşini aramayı unutmayabilir. Yada eşiniz evden çıkarken bugün önemli bir müşteriyle toplantım var dediğinde siz arayıp nasıl gittiğini sorabilirsiniz. Akşam yemeğinde yaptığınız yemeğin eşinize en sevdiği taraflarını ayırabilir. Eşinizde çok hoşlanmasa da sizin aileye olan bağlılığınızı bildiği için sizinle aile ziyaretine gelebilir. Bunlar ve bunlar gibi davranışlar, yavan ve romantizmden uzak gelebilir. Fakat hiç de öyle değildir. Eşlerin birbirine olan sevgililerinin temelini oluşturan dostluklarını küçük ama önemli vesilelerle göstermeleri evliliklerini koruyan en önemli silahlarıdır.
Sonuç olarak, Dostlukları sağlam bir çifttin, yaşamlarını romantik tatiller, pahalı yıl dönümü armağanlarıyla süsleyen, ancak günlük yaşantılarında bağlantıları kopuk olan çiftlere kıyasla çok daha tutkulu bir evlilikleri vardır.
Dostluk Evliliğinize Daha Olumlu Bakmanızı Sağlar;
Dostluk eşinize düşmanca hisler beslemenize karşı en iyi korumayı sağladığı için sevgiyi körükler. Mutlu çiftler, evlilik yaşamının kaçınılmaz anlaşmazlıklarına ve kırgınlıklarına karşı dostluklarının gücünü koruyabildikleri için olumlu duygunun ağır basmasının avantajlarını yaşarlar. Demek istediğim birbirleri ve evlilikleri ile ilgili olumlu hisleri o kadar yoğundur ki, genel olarak olumsuz duygularını bastırır. Bu durumu yakalayan çiftlerin, evliliklerinin dengeden çıkması için dostluğu yakalayamamış evliliklere göre daha ciddi tartışmalar olması gerekir. Olumlu tavırları, birbirleri ve evlilikleri ile ilgili iyimser duygular beslemelerine, birliktelikleri hakkında olumlu şeyler düşünmelerine ve birbirlerini savunmalarına neden olur.
Dostluğun Bittiği Evlilikler;
Evliliklerin bir çoğu öylesine yüksek ve olumlu duygularla başlar ki, her iki tarafta ilişkinin raydan çıkabileceğini aklına bile getirmez. Fakat maalesef bu mutlu durum uzun sürmez. Zamanla öfke kızgınlık gitgide birikerek, dostluğu yok etme noktasına gelir. Eşler birbirlerine bu aşamada sahte bir bağlılık gösterebilirler, ancak dostluk gündelik gerçeklikleri olmaktan çıkmıştır artık. Ve en sonunda olumsuz duygunun ağır bastığı noktaya varırlar. Her şey giderek olumsuz bir şekilde yorumlanır. Nötr
bir ses tonuyla bile söylenen sözler alınmalara sebep olmaya başlar. Arkasındanda tartışmalar ve kavgalar başlar.
Evliliğiniz bu noktaya vardığında ise, sizi başlarda bir araya getiren temel bağlara dönmek akıntıya kürek çekmek kadar zor bir hal alır. Yeterince erken müdahale etmediğiniz ve dostluğu tekrar kazanmaya çalışmadığınız sürece evliliğiniz ayrılık noktasına doğru ilerleyecektir.
Evliliği Kurtarma, Dostluğun Gücüne Bağlıdır;
Dostluğu yeniden keşfetmek yada canlandırmak, çiftlerin tartışmasını engellemek yerine, kavgaların kontrolden çıkmasını önleyen ”Gizli bir silah” verir ellerine… Karı koca arasında güçlü bir dostluk olduğunda tartışma anlarında karşılıklı onarma girişimlerini anlayabilirler. Fakat çiftlerin olumsuz duyguları ağır bastığında ”bak özür dilerim” kadar bile açık bir şekilde tartışmayı tamire çalışmanın bir faydası olmayacaktır.
Çifttin İlişkilerini onarma girişimlerinin başarısı yada başarısızlığı evliliklerin gidişatını belirleyen ana etkinlerden biridir. Onarma çabalarının gidişatı da yine dostluklarının gücüne bağlıdır. Aradaki dostluğu güçlendirmek ise, nazik davranmak kadar basit değildir.
Evliliklerde karı-koca derin bir anlam duygusunu paylaşır, geçinmeyle kalmayıp ayrıca birbirlerinin umut ve arzularını destekler ve birlikteliklerinde bir amaç duygusu geliştirmeye çalışırlarsa birbirlerine uyum sağlayıp dostluklarını güçlendirirler. Böylece birbirlerini farklılıklarını daha iyi anlayıp ve birbirlerine değer verip, saygı göstererek birlikte yaşamayı sürdürebilirler.
Sevinç Karakaya
Devamıİlişkinizdeki Samimiyeti Nasıl Geliştirirsiniz?
İstediğimiz samimi ve içten bir ilişkidir. Fakat kendimiz gibi olmadığımız sürece, maskelerimizi çıkarıp atmadıkça ne kendimize ne ilişkimize gerçekten samimi olamayız. Samimiyet sizin nasıl göründüğünüzle değil gerçekte nasıl olduğunuzla ilgilidir. ilişkilerinizde samimiyeti yakalamak sanıldığı kadar zor değil… İlk önce kendinize sonrada ilişkiniz adına dikkat edeceğiniz bir kaç hususla samimiyeti geliştirebilirsiniz. Nasıl mı? işte…
1- Birbirinizi Dinlemek İçin Vakit Ayırın; Eşlerin birbirine hergün düzenli dinlemek için vakit ayırmaları önemlidir. Yapılan bir araştırmada eşlerin her gün yüz yüze, göz göze iletişim için yanlızca 9 dakika ayırdıklarını ortaya çıkarmıştır. Bu oldukça düşük bir zaman dilimidir. Mümkünse bu zamanı biraz arttırmaya çalışmalıyız. Ve tabiki bu iletişimin; Televizyonun, rayonun gürültüsüne karışmayan yada odadan odaya kurulmayan doğrudan iletişim olması da önemlidir.
2- Tek Seferde Tek Bir Soruna Odaklanın Ve Çözün; Her zaman için çözümlenilmesi gereken tek konuya odaklanın ve sorun odaklı değil çözüm odaklı olmaya özen gösterin. Bir konuyu ısıtıp ısıtıp yine birbirinizin önüne getirmek, birbirinize güveni azaltacağı gibi, yeni sorunlar oluşmasınada sebep olur. Aynı sorunun açıldığı her seferinde çözümsüzlük duygusu büyüyecektir. Unutmayın eşler arasında güven ve sevgiyi yok eden genellikle yeni problemlerden ziyade eski konuları tekrar tekrar sorun haline getirmektir.
3- Sorununuzun Altındaki Gerçek Duyguyu Bulun; Aslına bakarsanız, çoğu sorunun altında yatan asıl sebep güç savaşlarıdır. Konu görünürde karşı tarafın ailesi, cinsellik, para ve çocuklar olabilir. Fakat konu ne olursa olsun asıl sorun haklı çıkma çabasıdır. Tartışmala döner kapılarda dönüp durmaya benzer. Oysaki bakılması gereken duygulardır Duygularınız gerçektir. Ve biribirnizi anlamanıza yardımcı olur. Anlayış ise; tavır değişikliği ve bağışlama getirecektir. Tavır değişikliği ilede eninde sonunda ilişkide iyileşmeler olacaktır.
4- Küsme, Konuşmama Gibi Savunma Mekanizmalarınızı Bırakın,; Maalesef bir çok ilişkide yine başı çeken sorunlardan biri eşlerin herangi bir sorun karşısında birbirlerine küserek yada konuşmayarak tepki vermesidir. Konuşmamak çözümsüzlük getirir. Canınızı sıkan bir durum var ise bunu eşinizle sakin ve açık bir şekilde konuşun. Eşinize İp uçları vermek, oyunlar oynamak yada zihninizi okumasını beklmek kesinlikle dürüstlükten uzaktır. Sağlıklı iletişim için küsüp anlaşılmayı beklemekten vazgeçilmeli ve uzlaşma anlaşma yollarını bulmalısınız.
5- Üçüncü Şahısların İlişkinize Karışmaması İçin Sınırlar Koyun; Eşinizle ilişkiniz noktasında olacağı gibi, işiniz, özel yaşamınız da da yakın çevrenizin ne kadarının içinde olması noktasında kesin sınırlar koymanız ilişkilerinizi daha sağlıklı kılacaktır. Özellikle evli çiftlerin yaşamının büyük bir bölümü özeldir ve başka kimseyi ilgilendirmez. Aileniz yada yakın çevrenizle sınır koymakta zorlanıyorsanız bu eşinizle aranızda isammiyet noktasında ciddi bir engeldir. İlişkide farklı kişilerle yapılan yersiz paylaşımlar ilişkideki güveni azaltır.
6- İlişkinizde Birbirinize İlgiyi Besleyin Ve Geliştirin; Genelde ilişkilerde eşler bir birlerine sevgililik zamanındaki gibi sevgilerini açık bir şekilde ifade etmekten uzaklaşırlar. Evlendim artık eşim sevdiğimide biliyordur tavrı takınabilir. Fakat evliliğinizin monotonluktan kurtulması ve daha samimi bir hale gelmesi için, ilişkinizde ilgi atmosferini geliştirmelisiniz. İlginizi göstermenin bir kaç yolu;
- Sevginizi gösterecek mesajlar, aynaya çekmecesine bıraktığınız küçük notlar ile yapabileceğiniz gibi, birbirinize sevginizi anlatan mektup yazıp postalaya bilirsiniz. Mektubun sihrini küçümsemeyin.
- Eşlerin biribirine dokunarak sevgisini ve ilgisini göstermeside oldukça etkilidir. Cinsel içeriği olmayan dokunmalar, eşlerin birbirine önem verdiğinin ve birbinin farkında olduğunun göstergesidirler.
- Yemek sırasında hiç tartışmamaya, didişmemeye karar verin. Sağlıklı ilişkiler ve aileler üzerinde yapılan araştırmlara; Sürekli bir özelliğin birlikte sofraya oturmaktan zevk almak olduğuduğu göstermektedir.
- Her gün, hafta, ay, yıl birlikte olmayı iple çekeceğiniz özel anlam taşıyan zamanlar oluşturun. ‘Zaman dışı zamanlar’ oluşturun. Önceden belirlenmiş özel bir faaliyetin veya başka birinin katılmayacağı bir vakit olmalı. Birlikte sinema, akşam yemeğine gidilebilir, küçük bir yolcukluğa çıkabilirsiniz. İyi bir çerçeve şöyle olabilir. Günde bir saat, haftada bir gün, ayda bir hafta sonu, altı ayda bir hafta beraber vakit geçirebilirsiniz.
7- İlişkinizi Eğlenceli Hale Getirin; Eğlenmenin bir yolunu bulmaya çalışın. Evinizi savaş meydanındansa, oyun bahçesine çevirin. Beraber bolca güleceğiniz uğraşlar, ortak hobiler aktiveteler edinin. Hatta arada saçmalamak iyi gelebilir.
8- Yapıcı ve Adil Kavga Etmeyi Öğrenin; Kavga etmek dünyanın sonu değil… Hatta hiç tartışma olmayan evlilikler patlamaya hazır bir saatli bomba gibidir. Sağlıklı olan ise seviyeli bir şekilde eşlerin birbiri ile tartışmayı öğrenmesidir. Amaç karşınızdakine saldırmak değil çözüm bulmak olmalıdır. Ortaya çıktığında gerilim ve anlaşmazlık havasını dağıtın. Gerekirse anlaşmazlıklarınızı güvendiğiniz ve size hakem olacağınıza inandığınız biri yanında da yapabilirsiniz. Fakat daha sonrasında uzatmayın ve yolunuza devam edin. ilikilerde samimiyet ve yakınlığı bozan tartışmaktan kaçmak ve gereksiz içerlemelerdir.
9- Leyla’dan Mevla’ya Varmayı Hedefleyin; Bu kural oldukça önemlidir. Evliliğinize ilişkiniz yada arkadaşlığınızın dışında bir anlam yükleyin. Daha kuvvetli sizi birbirinize bağlayan bir bağ olsun. Birbirinizdeki sevgiyi ilahi sevgiye gitmeniz için bir araç olarak kullanın. Bu paylaşılan yolculuk sizi birlikte yakınlığa çekecektir.
Sevinç Karakaya
DevamıEvliliğe ”Evet” Demeden Sormanız Gereken 10 Hayati Soru
Evlilik kararı üzerinde düşünmemiz gereken en hayati karardır. Kafanızdaki soru işaretlerini cevap bulmadan ya da tam olarak ne istediğini bilmeden evlilik kararı alması hiç doğru bir davranış olmaz. Eş adayınızla konuşulmayan konu kalmaması gerekir.
Şöyle bir düşünün, eşiniz olmasını arzu ettiğiniz kişiyi iyice tanıyor musunuz? Belki hakkında birçok şeyi biliyorsunuz mesela; İşte kötü geçen bir günden sonra nasıl tepki verdiğini , hasta olduğunda nasıl biridir ya da tatil gibi hoş vakit geçirdiği zamanlar da hayattan nasıl tat alır bilebilirsiniz. Ancak, birlikte ne kadar çok zaman geçirmiş olursanız olun, aranızda hala konusu açılmamış, konuşmaya, tartışmaya fırsat bulamadığınız konular olabilmesi oldukça muhtemeldir. işte şimdi, bugüne dek belki de konuşmadığınız sorulara ışık tutmaya çalışacağız. Önemli hayat kararları üzerine sohbet etmek eşinizle aynı hedefleri ve değerleri paylaştığınızı görmenin bir yoludur. Yaklaşan düğün de bu tür sohbetleri başlatmak için en iyi bahanedir. Böylesine derin konulara dalmak için en ideal zaman, birbirinize deli gibi aşık olduğunuz eğlenceli evlilik planlama dönemleridir. Şimdi birbirinize şu soruları sorma zamanı;
1- Evlilikten Beklentim Ne? Evlilik sizin için ne anlama geliyor? Evlilik kararını aldıran en büyük etken ne? Belki bir aile kurmak isteği, belki de ailelerinizin ve yakın dostlarınızın şahitliğinde birbirinizi ne kadar sevdiğinizi göstermektir. Bu sorunun doğru ya da yanlış bir cevabı yok, ama yine de birbirinizle ılımlı bir şekilde böyle bir konuşma yapmalısınız. Sohbetinize en güzel noktadan, örneğin birbirinizle ilgili en sevdiğiniz şeyleri sıralayarak başlayabilirsiniz. Ayrıca evliliğin sizin için ne anlama geldiği hakkında da konuşabilirsiniz.
2- Çocuk Sahibi Olmak İle İlgili Ne Düşüncemiz? Bir çok çiftte çocuk konuda ortak bir noktada buluşamadıklarını görüyorum. Tarafların biri isterken diğeri bu konuya mesafeli bakabiliyor. Fakat çocuk evlilikten beklentinizi belirleyen çok ciddi bir konudur, çok net ve açık şekilde düşüncelerinizi paylaşmalısınız. Evlilik, sadece çocuk sahibi olmak demek değil elbette. Seyahat etmek ve kariyerlerinizde hedeflediğiniz noktalara gelmek konusunda da hemfikir olabilirsiniz. Belki de hedeflerinizi gerçekleştirdikten sonra, çocuk sahibi olmayı bir kez daha masaya yatırırsınız. Ya da sadece teyze ve amca olmakla yetinebileceğinizi fark edersiniz, kim bilir? Fakat bir tarafın çocuk gibi düşüncesi hiç yokken diğer tarafın evlenme sebeplerinden biriyse tekrar kararınızı düşünmenizi tavsiye ederim.
3- Para Yönetiminizi Nasıl Düzenleriz? Şuan çiftlerin tartışmasındaki temel nedenlerden biride maddiyatla alakalı sıkıntılar. ”Biz tartışmayız” diye her ne kadar kabul etmek istemeseniz de, Sizde gelecekte arada bir de olsa aranızda tartışacaksınız ve bu tartışmaların bir kısmının temeli de para akışı olacaktır. Bu pek hoş değil. Ancak gelecekteki tartışmaların büyümesini önlemek için yolun başında birtakım önlemler alabilirsiniz. Bunun için işe maddi durumunuzu (gelirinizi, borçlarınızı, birikimlerinizi) birbirinize anlatarak başlayabilirsiniz. Daha sonra ortak bir hesap oluşturup oluşturmayacağınızı, uzun vadeli hedeflerinizi, mutfak alışverişinden tatil bütçesine ve kira ya da ev taksitine kadar diğer ortak masrafları nasıl paylaşacağınızı konuşabilirsiniz.
4- Ev İşlerinizi Nasıl paylaşırız? Bekar hayatı her iki taraf için de daha az sorumluluğu olan bir hayattır. Evet evlilik güzel fakat sorumlulukları olan bir oluşumdur. Evdeki iş bölümü nasıl olacak? Kim neyi üstlenecek? Öncelikle her ikiniz de kendinizden ve kendi dağınıklığınızdan sorumlu olmalısınız. Daha sonra iş bölümünü konuşabilirsiniz.
5- Aileler İle İletişimimiz Nasıl Olmalı? Kişiler aile ile ilişkilerini dengede tutmalı… Ne araya soğukluklar girecek kadar mesafeli olunmalı nede kendi çekirdek ailenizin kontrolünü elinizden kaybedecek kadar ailenin içinde olmalarına izin verilmelidir. Evet her iki tarafında ailesi elbette önemli fakat kişilerin kendi kurduğu çekirdek ailesine alışması ve benimsemesi adına önceliği ilişkileri ve evlilikleri olmalıdır. Aileler ile de periyodik ziyaretler, samimi ve fıtri buluşmalar ayarlanabilir.
6- Hangi Fikirlerde Ayrılıklar Yaşıyoruz? Birçok ortak fikirleriniz olabilir.Fakat hangi fikirlerde ayrılıklar yaşıyorsunuz bunlarda oldukça önemlidir. Ayrılıklar yaşadığınız fikirlere rağmen karşınızdaki kişiyi her haliyle kabul edebiliyor musunuz?. Ayrılıklar her zaman hangi tür film izleyeceğiniz kadar kolay atlatılamayacak durumlar olabilir. Önemsizmiş gibi görünen konuların yanı sıra politika, dünyaya bakış açısı ve din gibi ciddi konu başlıklarında da, eş adayınızı her hali ile kabul edebiliyor musunuz? Bu konular üzerine konuşurken bile çok dikkatli olunmalı ve önemsemeyip göz ardı edilmemelidir. Birbirinizi, düşüncelerinizi açık seçik ifade etmek konusunda cesaretlendirin.
7- Evlilikteki Tekdüzelikten Nasıl Kurtarırız? Cicim ayları ne yazık ki sonsuza dek sürmüyor ama birinci günden itibaren birbirinize yakın olmanın yollarını bulursanız, aşkınız da canlılığını koruyacaktır. Onu ne kadar çok sevdiğinizi nasıl gösterebilirsiniz, bunu düşünün ve ona da sorun. Herkes farklıdır. Bazıları sevginin dile getirilmesini ister, bazıları beden diline önem verir. Arada bir sürprizlerle karşılaşmak isteyebilirsiniz ama aşk hayatınızı tamamen bu tip beklentilerin üzerine kurmayın. Siz söylemeden anlamasını beklemek yerine arada sırada onun ne yapmasını istediğinizi dile getirebilirsiniz.
8- Tartışmaların Düzeyi Nasıl Olmalı? Elbette hiç olmasa daha iyi ancak tartışma kaçınılmaz olduğunda adil davranmaya çalışmalı ve tartışmayı hafif bir seviyede tutmalısınız. Hangi konularda hassas olduğunuzu bilmesini sağlarsanız tartışmanın alevlenmesini de önleyebilirsiniz. Pasif, agresif bir tutum sergilemekten de kaçının. Canınızı sıkan şeyi söylemek yerine, ”Tamam, önemli değil” deyip somurtur ya da içinizdekileri dışarı çıkaramadığınız için ağlamaya başlarsanız, karşı taraf sizi ciddiye almayabilir ve tartışma istemediğiniz noktalara gelir.
9- Ne Kadar Aşk, Ne Kadar İş ? Modern zamanlarda hanımların kariyerleri dışında da mesai harcadıkları pek çok alan var: Spor günleri, kız kıza buluşmalar, alışveriş çılgınlığı gibi… 24 saatin yetmediği günleriniz olabilir ancak plan ve programlarınızı artık standart bir düzene oturtmanızda fayda var. Son zamanlarda çalışma saatleriniz uzuyor ve evde eşinizle geçirdiğiniz zaman giderek daralıyorsa, kariyer hedeflerinizi bir kez de birlikte gözden geçirmeniz, tartışmanız faydalı olabilir. Çalışma saatleriniz gayet düzenliyse, geri kalan tüm vaktinizi tek bir şeye yani eşinize adamanız da sağlıklı değildir. Kendi alanınızı belirleyin ve kendinize ait sosyalliğiniz olsun. Her şeyi kararında yaparsanız hiçbir sorun çıkmayacaktır.
10- 5, 15, 30 Evliliğinizi Nasıl Görüyorsunuz? O özel günde “Kabul ediyorum” demenizin sebebi, birlikte bir geleceğe adım atma kararı almış olmanız; bu yüzden eşiniz ve geleceğinizle ilgili büyük hayaller kurmanız çok doğaldır. Hayallerinizi birbirinizle paylaşmanız ise çok önemli. ilerleyen yıllarda bir ev mi satın almak istiyorsunuz? Yoksa maceracı tarafınız ağır basıyor ve bir gün mutlaka dünya turuna çıkmayı mı hedefliyorsunuz? Bu tip gelecek planlarında umuyoruz ki çoğunlukla aynı fikirde olursunuz ama karşı taraftan ”Ne? Delirdin mi!” diye çığlık atmanıza sebep olacak fikirler de çıkabilir. Konuşmaya devam edin, fikirlerinizi özgürce dile getirin ve birbirinizi dinleyin. Daha önünüzde çok zaman var. Önemli olan, hayallerinizi birlikte gerçekleştirmeyi istemeniz.
Evlenmeye Hazır Mısınız?
Günümüzde önceliklerimiz değişmeye başladıkça, Kadınların evlilik sıralarının önünü kariyerleri hedefleri sosyal yaşamları aldı. Evlilik planları daha gerilere atıldıkça evlilik yaşı da büyümüş oldu. Erkekler için evlilik yaşının ilerlemesi çok sorun olmamasına rağmen, bayanlar açısından bakıldığında ”biyolojik yaş” da göz önüne alınınca, evlilik yaşının ilerlemesi panik halini getirebiliyor.
”Doğru kişiyi bulabilecek miyim?”, Ya evlenemezsem? Evlilik için çok mu geç kaldım? Seçeneklerim azaldı mı?” gibi sorular ile bu panik halini yaşayan bayanlar acele ve yanlış evlilik kararları verebiliyorlar. Elbette yanlış bir evlilik yapmaktansa, hiç yapmamak çok daha iyidir. Fakat doğru kişi ile yapılan evlilik ise en iyisidir.
Bugün bekar bayanlara evlenecekleri erkek de dikkat etmeleri gereken özellikler hakkında bir kaç tavsiye paylaşacağım. Evleneceğiniz erkekte nelere dikkat etmelisiniz?
Ortak İnanç Sisteminize ve Değerlerinize Dikkat edin: Elbette bir kişinin neye inandığı yada hayattaki değerleri kendisini bağlayan bir durumdur. Fakat bu evleneceğiniz kişi ise onun kadar sizi de ilgilendiren bir durumdur. İnanç sistemlerinizin ortak olması, aynı şeylere kalbinizin beraber çarpması oldukça önemlidir. O yüzden evleneceğiniz kişinin, inanç sisteminin size uymasına dikkat edin yoksa birinin yaşam amacı diğeri için önemli değilse, ilişkinin başında görmezden gelinse de ileride ciddi sorunlar oluşturabilir. Evlendikten sonra nasıl olsa değişir yada bana uymak zorunda diye yanlış bir düşünceye girmeyin.
Sosyal Çevresi ve Arkadaşları Olması Önemlidir: Eğer siz sosyal bir insansanız ve arkadaş çevreniz genişse eşinizin sosyal olmaması hayatınızı negatif etkileyebilir. Zamanla eşiniz arkadaşlarınızdan sıkılıp ve sizin onlardan uzaklaşmanızı isteyebilir. Bildiğimiz bir gerçek vardır ki oda; mutlu ve uzun soluklu evliliklerde eşler önce arkadaş olmayı başarmak durumundadır. Fakat seçeceğiniz eşin arkadaşları olmaması, akla arkadaşlık yapmayı bilmiyor mu sorusunu getirir ve evliliğinizde muhtemelen size arkadaş olamayacaktır. Ayrıca kendi arkadaş çevresi olmayan bir erkek tüm vaktini sizinle geçirmek isteyecektir. Belki bir çok bayan ”Hep benimle olsun daha ne isterim” diyebilir. Fakat o kadar çok danışanım kendi kendine kalamamaktan, her şeyi eşiyle yapmak zorunda kalmaktan ve kendi sosyal hayatlarına vakit bulamamaktan şikayetçi ki, belli süre sonra bu beraberlikler çekilmez hal alabiliyor.
Güler Yüzlü Olmak Önemlidir: İlişkilerde hep bahsettiğim gibi pozitif bir tutum önemlidir. Kimse mutsuz, olumsuz, asıl suratlı biriyle beraber olmak istemez. Belki bazen bu durum size karizmatik de gelse inanın ömür asık suratlı biriyle geçmez. Bu kişiler her zaman iletişime kapalı kişilerdir. Oysaki gülümseyen bir erkek 4 mesaj verir. Özgüven, mutluluk, coşku ve en önemlisi kabuldür.
Gülümseyen insanlar özgüvenleri yüksek olarak algılanırlar çünkü kişi gerginse, kendinden yada çevresindekilerden emin değilse gülümseyemezler. Gülümseme mutluluğu ifade eder ve biz mutlu insanlara yöneliriz ve onları daha çok severiz. Coşku ise bulaşıcıdır. Coşku sahibi bir eş size ömür boyu canlı bir evliliği vaat edebilir. Ama özellikle bir erkek sizin yanınızda gülümsüyorsa, olmakta olduğu yerden mutlu ve hoşnut olduğunu gösterir. Ve o gülümsedikçe siz daha çok gülümseyecek şey bulursunuz.
İlişkiyi Taşıyamayan Erkekten Uzak Durun: Son zamanlarımızın ben hastalığı diyorum, erkeklerin ilişkiye çok ciddi başlayıp bir süre sonra ”Ben evliliğe hazır değilim” diyebiliyorlar. Böyle erkeklerle karşılaştığınızda hemen onlardan uzaklaşın. İkna etmeyi, neden böyle oldu diye kendinizde sorunlar aramayı bırakın yada aşık ama naz yapıyordur nasıl olsa düzelir demeyin. Eğer bir erkek hazır değilse bu kendi ile ilgili bir problemdir. Siz onun terapisti yada annesi değildiniz, o bir yetişkin bunla kendi başa çıkmalı. Üstelemeyin sonrasında üzülen siz olursunuz. Evliliğe hazır olmayan bir erkekle evlenmenin faturası inanın sonrasında çok daha ağır olur. İlerde üzülmemek için baştan üzülmek çok daha iyidir.
O Sadece Bir İnsan; Önce Kendinize Saygı Duyun: Kimseyi gereğinden fazla gözünüzde büyütmeyin. Maalesef biz bayanların en çok yaptığı hatalardan biri budur. Bir erkeği severiz , aşık oluruz onu öyle yüceltiriz ki getirip hayatımızın merkezine oturturuz. Sanki artık sadece yaşama amacımız o olur. Onunla yaşar, onunla mutlu olursunuz. Bunda ne var diyebilirsiniz? Fakat bu büyük bir hatadır. Hayatta mutluluğu tek bir kaynaktan almaya başladığımızda onun değerini önemini aşırı yüceltiriz. ”O sadece bir insan” yapmanız gereken; Hayatınızın anlamını ilişkinizin dışındaki dünyada bulmanız gerekir, böylece o insan sizin tüm hayatınız olmaktan çıkar. Yaşamın diğer alanlarından da zevk almak önemlidir.Ancak bu şekilde doğru bir bakış açısı oluşturabilir. Tatmin ve mutluluğun tek kaynağı olarak bir başkasının duygularına bağlı kalmamış olursunuz. Kendinize daha evlenmeden bireysel bir yaşam alanı oluşturmalısınız. Hayatınızın onun dışında kalan yanı dolu dolu olmalı…
Hayatınızın en önemli kuralı; ”Önce Ben Kuralıdır’‘. Siz kendinizi iyi tanıyın ne istediğinize, sizi nasıl biri mutlu eder bunları belirleyin, daha sonra mantığınızı dinleyin. Evlilik ciddi bir karardır. Sadece olması gerektiği için evlenmek yada çocuk sahibi olmak adına evlilik büyük bir hatadır. Başta da dediğim gibi ”yanlış bir evlilikten ise, hiç evlenmemek en doğru olandır. Ama doğru kişi ile yapılan evlilik en iyisidir.”