Eşinize Değerli Olduğunu Hissettirin
Evlilik doğru kişi ile yollarınızı birleştirdiğiniz sürece hayatınızı güzelleştirip yaşam kalitenizi yükseltir. Bekarlar ile mutlu evliliğe sahip olan kişileri karşılaştırdığımızda; evli kişilerin çok daha dingin, düzenli, huzurlu ve mutlu bir yaşam sürdüklerini görmekteyiz.
Mutlu ve ömür boyu beraberlik adına kurulan evliliğinizde, ya işler hesapladığınız gibi gitmezse; Evlilik iyi güzel de, ya mutluluğu yakalayamazsanız? Ya eşinizle geçinemezseniz? Soluğu mahkeme kapısında mı almalısınız? Evliliğinizde yaşanan sorunlar kangren haline geldiyse elbette boşanmak çözüm olabilir. Fakat her evlilik kurtarılmak için yeni bir şansı hak eder. Ruhen sağlıklı çiftlerin evlilikleri, biraz sabır, biraz çaba, biraz gayret ve fedakârlıkla yıkmak yerine yeniden yapılandırılabilir.
Yaratılış olarak her birimiz bizi iyi hissettiren ve değerli olduğumuzu her fırsatta bize gösteren kişilerin yanında mutlu oluruz. Eğer niyetiniz evliliğinizi tekrardan yapılandırmaksa en iyi yaklaşım, eşinize değerli olduğunu hissettirerek başlamaktır.
Kadınlar değerli oldunu görmek ve hissetmek ister. Oysaki sadece kadınlar değil erkeklerde kadınlar kadar değerli olduklarını hissetmek isterler. Eşinizin değerli olduğunu hissettirin. Eşinize kendisi için özel ve önemli olduğunu hissettirin.
Eşinize Değerli Olduğunu Nasıl Hissettirirsiniz?
Saygıyı Her Zaman Muhafaza Edin; Günümüz evliliklerinde en sık rastlanan davranış hatala-rından biride samimiyetin saygıyı yok etmesidir. Yoksa ki mutlu bir evliliğe baktığımızda aradan ge-çen yıllara rağmen çiftlerin birbirlerine saygıyı muhafaza ettiklerini görüyoruz. Saygı sınırını aşmayın. Saygısız tavırlar, temelleri güzellikler ile atılan bir evliliğe inen balyoz gibidir. Güzel söz ve davranış-lar ise dışardan harabe gibi görünen bir binayı sıvayıp, boyayıp eski sağlam günlerine geri getirmek gibidir.
İlişkiniz İçin Fedakarlık Yapın; Her güzel şey gibi evlilikte emek ister. Fedakarlıkta bulunmakta bu emeğin bir parçasıdır. Fedakarlık, eşler arasındaki muhabbeti çoğaltır. ‘Neden fedakarlıkta bulu-nacakmışım bana ne’ kelimesi ise sevgiyi muhabbeti azaltır. Burada unutmamanız gereken beklen-tileri bir kenara bırakıp karşılıksız ilişkiniz adına birşeyler yapmaktır. Aslında yaptığınız fedakarlıkları sadece karşı taraf adına değil kendi mutluluğunuz adına da yaptığınızı her zaman aklınızda bulun-durmalısınız. Evlilikte hiç bir zaman ne tek kişi mutlu nede tek kişi mutsuz olur.
Sorumlulukları Paylaşın; Karşınızdaki kişi sizin hayat ve yol arkadaşınız. Bir yola beraber çıkıldı ise sevinçler kadar kederleri, rahatlar kadar sıkıntılarıda paylaşmak gerekir. Bütün sorumluluğu eşi-nizin omzuna yıkıp, ‘yapmak zorunda’, ‘bakmak zorunda’ gibi tavırlara girmek, ilişkinizi gerginleştirip, birbirini düşünen, anlayan bir çift olmak yerine sizi birbirinize uzaklaştırır. Evliliğinizde hayatı paylaş-tığınız gibi sorumlulukları da paylaşmalısınız. Unutmayın ikinizde aynı gemidesiniz. Gün gelip eşiniz yorulduğunda gemi su almaya başlarsa bundan iki tarafda zararlı çıkacaktır. Her iki eşin de sorum-luluğunu bilmesi hayat yükünü hafifletir.
Ani çıkışlar Yapmayın; Bazı tavırlar vardır, kişileri haklı olsa bile haksız duruma düşürebilecek. Bunlardan biride alev gibi parlamaktır. Olaylar karşısında alev gibi parlayıp eşinizin gönül sarayını yakmayın. Hem kendinizi hem eşinizi mahveden öfke küpüne binmek yerine sabır ağacının dallarına tutunun. Böyle öfkeli tavırlar konuşmak için hiç uygun zamanlar değildir. Kendinize öfkenizi sağlıklı bir şekilde dışarı akıtacak ve sakinleşmenizi sağlayacak yöntemler geliştirin. Böylece hem eşinizi yıkmamış, hemde daha sonradan pişman olucağınız sözleri sarfetmemiş olursunuz.
Asla Keşke Demeyin; Her zaman ifade ettiğim gibi hayatınızda olumlu olaylara odaklanmak ha-yatınıza olumlu olaylar getirirken olumsuz yönlere odaklanmak ise, hayatınıza olumsuzlukları taşı-yacaktır. ‘Keşke seninle evlenmeseydim’ yerine ‘iyi ki, seninle evlenmişim’ sözüde aynı tren rayları-nın yönünü değiştirmek gibi eşinizin iyi yöne doğru yönelmesine zemin hazırlayacaktır. Aksi ise size olumsuz ve gergin bir ilişki olarak geri dönüp, eşinizin daha çok zıtlaşmasına sebep olacaktır.
Pozitif Olun; Yaşadığımız yada karşılaştığımız hiçir şeyi tesadüfen değildir. Durum ne kadar karı-şık ve sıkıcıda görünse muhakkak almamız gereken pozitif bir ders vardır. Her zaman pozitif olmak size de ilişkinize de iyi gelecektir. En basit şeyde ‘Zaten sen hep böyle saçma sapan işler yaparsın.’ gibi cümlelerle karşı tarafı suçlamak yerine ‘Olur, böyle şeyler hallederiz’ yada ‘Olan oldu bundan sonra ne yapabiliriz’ gibi pozitif düşünceler ilişkinizi yapıcı yönde geliştirecektir.
Eşinizi Şefkatle Sevin; Aşkla seven kişi, ister ki oda beni sevsin, benim sevgimin karşılığını ver-sin. Fakat şefkatle sevmek aynı bir annenin çocuğununa gösterdiği gibi, karşılıksız çocuğu ne ya-parsa yine de evladım deyip bağrına basmak gibidir. Eşinizi de tıpkı çocuklarınızı sevdiğiniz gibi beklentisiz sevgi, şefkat ve merhamet ile sevin. Onun sizde hayat bulması için havası, suyu, yağ-muru, güneşi olun. Kainatın sevgi üzerine var olduğu gibi, evliliğinizde sevgi üzerine tekrar inşa edin.
Aşırı Beklentilere Girmeyin; Hayat peri masallarında ki gibi yada romantik komedi kıvamında gitmiyor. Evlilik böyle kurgulanmış bir film senaryosu değildir. Evlilikten olağanüstü beklenti içinde olmak insana hayal kırıklığı yaşatır. Mükemmel evlilik yoktur. Fakat iyi evlilik vardır. Mükemmelin peşinde koşmak sizide ilişkinizide yoracaktır. Bunun yerine iyi bir evlilik için ‘neler yapabilirim?’ deyip ilişkinize sahip çıkın.
Zor İnsan Olmayın; Karamsar bile olsanız bu huyunuzun yönünü değiştirmeye çalışın. ‘Ne yapayım ben zor bir insanım, beni böyle kabul et’ demek sorunlarınıza çözüm getirmediği gibi çözüm yolları-nıda kapatır. İşleri zorlaştırmak ilişkileri gerer ve bir gün sizi bağlayan o gergin bağları da koparır.
Sevinç Karakaya
DevamıEşiniz İstediğiniz Ruh Eşiniz Olabilir Mi?
Milyonlarca kadın ve erkek hep aynı şeyi düşlüyor, ruh eşlerini bulabilmek… Belki hiç bir zaman ruh eşi bulamayacaksınız, fakat birbirinizin ruh eşi haline gelebilirsiniz.
Pek çok kişi vardır, ruh eşini arayarak yıllarını harcayan yada birlikte oldukları kişinin kafalarındaki mükemmel kadın/erkek imajına uyup uymadığını araştırarak hayatlarını tüketen. Pek çok evlilik vardır, ruh eşi olmadıklarını düşündükleri için sonlandırılan. Oysaki ruh eşinden daha önemli bir şey vardır ”Kime ait olduğunuzu bilmek ve onun için emek harcamak”
Karşınıza Hiç Bir Zaman Hazır Paket Çıkmayacak;
Eğer aradığınız şey hazır paket ise karşınıza çıkan kişi yada kişilerde sizin gibi düşüneceklerdir. Bu şekilde aynen sizin gibi, ilişkilerden umudunu kesmiş yüzlerce kadın yada erkekle yollarınız kesişebilir fakat sonunda her seferinde siz incinirsiniz. Yapmanız gereken ise böyle bir peri masalına saplanıp kalmaktansa, eşinizin yada evlilik yolunda hayatınızı birleştireceğiniz kişinin dış görünüşündense, öz’ünü görmeye çalışmaktır.
Güzel Resimlere Sahip Olma Çabasını Bir Kenara Bırakın;
Eşinizin boyunun ne kadar uzun olduğu, Kaç kilo geldiği, kaç okul bitirdiği, banka hesabında kaç parası olduğu niçin bu kadar önemli olmalı? Yada başkaların ne söyleyeceği niçin bu kadar önemli olsun? Dışarıya nasıl görüneceği neden sizi bu kadar alakadar ediyor? Daha kaç tane ”içi seni dışı beni akar” türünden evlilik örneğine ihtiyacınız var? Çevremizde, medyada her gün zaten böyle haberler duymuyor muyuz? ”Oysaki ne kadar mutlu görünüyorlardı”, ”oysa mükemmel bir çifte benziyorlardı” Kesinlikle haklısınız sorunda bu zaten; Başkaları tarafından mükemmel evliliğimiz olduğu, düşünülsün diye, içi boş bir evlilik yapmak yada eşinizin özünü görmektense halen ambalajı düzeltme çabası..
Artık güzel resimlere sahip olma arzusunu bir kenara bırakmalısınız. Gerçekliğimiz bize tekrar tekrar aynı mesajı verip duruyor. Artık biraz olsun onu dinlemeliyiz. Nasıl ki hayatta her tercihimiz için, başkalarındansa kendimizin ne istediğine, kulak vermemiz gerekir, evliliğinizde de bırakın artık başkalarının sizden beklediği hayatı yaşamayı yada istemeyi… Artık kendi hayatınızı yaşamanın vakti gelmedi mi? ”Eğer gerçekten bir Ruh eşi arıyorsanız, yanınızdayken kaçırmayın… Eşinizi ruh eşinize dönüştürün.”
Güzel ambalaj kağıtları aramaktan vazgeçin. Güzel olabilirler ancak ambalaj kağıtları biraz bakıp sonra atmak içindir. Esas önemli olan içindeki hediyedir. Cevher özdedir. Birlikte iken nasıl hissediyorsunuz kimseler sizi görmediğinde, baş başayken içinizden neler geçiyor? Peki ya eşinizin elini tuttuğunuzda? O size mi ait? Eğer öyle ise elbette bunu bilirsiniz.
Nereye Ait Olduğunuzu Bilin Ve Ona Göre Davranın;
Eğer ki kime ait olduğunuzu biliyorsanız o zaman bu bilginin gerekliliğini yerine getirecek şekilde davranacaksınız. İşler zorlaştığında ve içinizden kaçıp uzaklaşmak geldiğinde, içinizdeki sevgiyi bir kenara atmayın. Zayıflığı tercih etmeyin. Mutluluk size hazır pakette gelmeyecek, mutluluğunuz için mücadele edin. Evliliğiniz veya ilişkinizde mucize istiyorsanız onun için mücadele edin, emin olun gerçekleşecektir. Birbirinizin kalbini sevginizle şifalandırmak için dua edin. Geçmişin yaralarını birlikte sevginiz ile sarabilir ve ilacınız birbiriniz olabilirsiniz. İlişkinizin nasıl bam başa hale geleceği sizi çok şaşırtacak. Mükemmel değil belki fakat doyumlu ve uyumlu bir ilişkiyi elde edebilirsiniz. Yeter ki siz kendinize ve ilişkinize güvenin. Evet bu değişim belki yavaş belki belirsiz olacak ama siz yinede güvenmeye devam edin. İçinizde ki egonun sesi sustuğunda, artık birbirinizin kalbini görebildiğinizde geriye sadece bir ses kalacaktır. Oda hislerinizin sesi ve hisleriniz sizi şaşırtmayacaktır. O asla yalan söylemez. Bırakın konuşsun ve onu dinleyin.Sonrada hayatınızdaki ruh eşinize adımınızı atın.
Eşinize ”İhtiyaç duymayı” Seçin;
”Önemli olan kiminle birlikte olduğunuz değil, biriyle birlikteyken kim olduğunuzdur” Ve hayat yolunda eşiniz karşınıza çıktıysa, muhakkak ihtiyacınız olan odur.
Evet bunun farkına varabilmek mükemmel bir durumdur. ”ihtiyaç duymayı seçmek” Bilinçli olarak o kişiye ihtiyacınız olduğunu seçmek. İhtiyaç deyince bir çok kişi bu durumu zayıflık zannedebilir. Fakat aksine bu durum yoksulluğun zıttı evliliğinizde sevginin bolluğudur.
Ancak güçlü bir insanın yapabileceği seçimdir bu; Onsuz yaşayacağını bilmek fakat onlu bir yolu seçmek. Burada bir yanda kendimize olan bir güven varken bir yanda ise sevdiğimiz kişiye duyduğumuz ihtiyaç vardır. Bu bir paylaşımdır.
Sevgide Garanti Diye Bir Şey Yoktur;
Birbirine ait olmayı bilmek sorumlulukları da beraberinde getirir. Sevginize iyi bakmalı, özen göstermeli ve üzerine titremelisiniz. Öylece bir yana bıraktığınızda, hırpaladığınızda, zarar verdiğinizde sizinle olmasını bekleyemezsiniz. Kime ait olduğunuzu bilmek ebedi mutluluğun garantisi değildir. Sevgide garanti diye bir şey yoktur. ”Bu ilişki yürüyecek çünkü biz bunu yürüteceğiz” demek size kalmıştır.
”Daha iyisini bulabilirsin” diyen negatif egonuzu dinlemeyin. Eğer yuvanızı bulacak kadar şanslıysanız bunun kıymetini bilin. Sonrada sevginiz için mücadele edin ve ”eşinizi ruh eşinize dönüştürün”. Bir seçim yapın ve ilişkinizi önemseyin. Sağlıklı birliktelik hayatınızın her köşesine ışık getirecektir. İlişkinizi önemsemek yaşamınızı önemsemektir. Yaşamınızı önemseyin.
Sevinç Karakaya
DevamıMutlu Evliliklerin Gizli Silahı Nedir?
Kişilerin evliliklerine yardımcı olma konusunda benim yaklaşımım, evliliklerinde neyin mutsuz ettiğinden çok , ne yaparlarsa daha mutlu olabilecekleridir. Mutlu evliliklerin temelinde ise çok basit bir gerçek vardır. ”Dostluk”
Dostluk Temelli Evlilikler Daha Tutkuludur;
Dostluktan kastım karşılıklı saygı ve birbirlerine eşlik etmekten aldıkları keyiftir. Birbirleriyle dost olan çiftler birbirini yakından tanır, nelerden hoşlanıp hoşlanmadıklarını bilir, birbirlerinin kusurlarına, umutlarına, düşlerine aşikardırlar. Birbirini her zaman düşünürler ve düşündüklerini sık sık büyük değil küçük vesilelerle birbirlerine gösterirler.
Eşimize dost olmak sanıldığı gibi zor değildir. Çok yoğunda olabilirsiniz, fakat her zaman birbirinizi önemsediğinizi gösterecek kısa da olsa zamanlar yada incelikler gösterebilirsiniz. Diyelim ki eşinizin çok yoğun bir iş programı var. Mutsuz ve dost olmayı beceremeyen bir çift için bu durum çok ciddi sıkıntılara sebep verebilir. Fakat dost olmayı başaran bir çift, gün içinde sık sık telefonla konuşabilirler. Yada eşinin doktor kontrolüne gideceğini bilen bir adam, muayenenin sonucunu öğrenmek için eşini aramayı unutmayabilir. Yada eşiniz evden çıkarken bugün önemli bir müşteriyle toplantım var dediğinde siz arayıp nasıl gittiğini sorabilirsiniz. Akşam yemeğinde yaptığınız yemeğin eşinize en sevdiği taraflarını ayırabilir. Eşinizde çok hoşlanmasa da sizin aileye olan bağlılığınızı bildiği için sizinle aile ziyaretine gelebilir. Bunlar ve bunlar gibi davranışlar, yavan ve romantizmden uzak gelebilir. Fakat hiç de öyle değildir. Eşlerin birbirine olan sevgililerinin temelini oluşturan dostluklarını küçük ama önemli vesilelerle göstermeleri evliliklerini koruyan en önemli silahlarıdır.
Sonuç olarak, Dostlukları sağlam bir çifttin, yaşamlarını romantik tatiller, pahalı yıl dönümü armağanlarıyla süsleyen, ancak günlük yaşantılarında bağlantıları kopuk olan çiftlere kıyasla çok daha tutkulu bir evlilikleri vardır.
Dostluk Evliliğinize Daha Olumlu Bakmanızı Sağlar;
Dostluk eşinize düşmanca hisler beslemenize karşı en iyi korumayı sağladığı için sevgiyi körükler. Mutlu çiftler, evlilik yaşamının kaçınılmaz anlaşmazlıklarına ve kırgınlıklarına karşı dostluklarının gücünü koruyabildikleri için olumlu duygunun ağır basmasının avantajlarını yaşarlar. Demek istediğim birbirleri ve evlilikleri ile ilgili olumlu hisleri o kadar yoğundur ki, genel olarak olumsuz duygularını bastırır. Bu durumu yakalayan çiftlerin, evliliklerinin dengeden çıkması için dostluğu yakalayamamış evliliklere göre daha ciddi tartışmalar olması gerekir. Olumlu tavırları, birbirleri ve evlilikleri ile ilgili iyimser duygular beslemelerine, birliktelikleri hakkında olumlu şeyler düşünmelerine ve birbirlerini savunmalarına neden olur.
Dostluğun Bittiği Evlilikler;
Evliliklerin bir çoğu öylesine yüksek ve olumlu duygularla başlar ki, her iki tarafta ilişkinin raydan çıkabileceğini aklına bile getirmez. Fakat maalesef bu mutlu durum uzun sürmez. Zamanla öfke kızgınlık gitgide birikerek, dostluğu yok etme noktasına gelir. Eşler birbirlerine bu aşamada sahte bir bağlılık gösterebilirler, ancak dostluk gündelik gerçeklikleri olmaktan çıkmıştır artık. Ve en sonunda olumsuz duygunun ağır bastığı noktaya varırlar. Her şey giderek olumsuz bir şekilde yorumlanır. Nötr
bir ses tonuyla bile söylenen sözler alınmalara sebep olmaya başlar. Arkasındanda tartışmalar ve kavgalar başlar.
Evliliğiniz bu noktaya vardığında ise, sizi başlarda bir araya getiren temel bağlara dönmek akıntıya kürek çekmek kadar zor bir hal alır. Yeterince erken müdahale etmediğiniz ve dostluğu tekrar kazanmaya çalışmadığınız sürece evliliğiniz ayrılık noktasına doğru ilerleyecektir.
Evliliği Kurtarma, Dostluğun Gücüne Bağlıdır;
Dostluğu yeniden keşfetmek yada canlandırmak, çiftlerin tartışmasını engellemek yerine, kavgaların kontrolden çıkmasını önleyen ”Gizli bir silah” verir ellerine… Karı koca arasında güçlü bir dostluk olduğunda tartışma anlarında karşılıklı onarma girişimlerini anlayabilirler. Fakat çiftlerin olumsuz duyguları ağır bastığında ”bak özür dilerim” kadar bile açık bir şekilde tartışmayı tamire çalışmanın bir faydası olmayacaktır.
Çifttin İlişkilerini onarma girişimlerinin başarısı yada başarısızlığı evliliklerin gidişatını belirleyen ana etkinlerden biridir. Onarma çabalarının gidişatı da yine dostluklarının gücüne bağlıdır. Aradaki dostluğu güçlendirmek ise, nazik davranmak kadar basit değildir.
Evliliklerde karı-koca derin bir anlam duygusunu paylaşır, geçinmeyle kalmayıp ayrıca birbirlerinin umut ve arzularını destekler ve birlikteliklerinde bir amaç duygusu geliştirmeye çalışırlarsa birbirlerine uyum sağlayıp dostluklarını güçlendirirler. Böylece birbirlerini farklılıklarını daha iyi anlayıp ve birbirlerine değer verip, saygı göstererek birlikte yaşamayı sürdürebilirler.
Sevinç Karakaya
Devamı