Evlilikte Tartışma Sonrası Bunlara Dikkat Edin
İlişkilerde özellikle duygusal ilişkiler, evlilik de tartışmadan sonra çiftlerin bir süre en azından hiç bir şey yok gibi davranması, içlerindeki öfkeyi sağlıklı bir şekilde dışa atamaları önemlidir. Yoksa bu birikmiş öfke olmadık bir zamanda ve yerde kendini gösterecektir. Sırf tartışmadan sonraki eşlerin davranışlarını kontrol edemedikleri için, aslında bitmemesi gereken yüzlerce evlilik boşanma ile sonlanmıştır. Tartışmalardan sonra, nasıl davranacağınız önemli olduğu kadar nasıl davranmamanız gerektiği de önemlidir.
Eşinizle aranızda hiç tartışma yada kavga olmaması normal değildir. Eşler arası zaman zaman ufak tefek kavgalar olması, o evliliğin tuzu biberidir der büyüklerimiz. Çiftlerin tartışması, hatta kavga etmesi son derece normal ve sağlıklıdır. Aynı evde yaşayan iki farklı kişisiniz, elbette farklı istekleriniz olabilir. Bunlar da çatışma oluşturabilir. Burada asıl sorun tartışma sonrası nasıl davrandığınızdır. Tartışmanın sıcaklığıyla kişiler karşılıklı kızgınlıklarını birbirine gösterse bile daha sonrasında ılımlı, yapıcı, çok uzatmaya gitmeyecek, çözüm odaklı bir tutum sergilenmelidirler.
Fakat kavgaların sonrasında eşlerin birbirine tutumu başlı başına yeni kavga sebepleri olabiliyor. Çok rahat çözüm bulunacak bir tartışmayı çıkmaza sürükleyen kavga sonrası tavırlar nelerdir dersiniz?
Çiftlerin Birbirine Mesafeli Ve Soğuk Davranması;
Kesinlikle kavganın sıcaklığı ve öfke anından sonra eşlerin biraz birbirlerine nefes alacak alanlar bırakması çok önemlidir. Bundan dolayı kavganın ardından biraz kendinizle baş başa kalmaya ihtiyacınızın olması anlaşılabilir. Ancak genelde çiftlerin yaptığı en büyük hata, tartışmanın sonrasında, birbirlerinin arasına duvar örmesidir. Eşinizi görmezden gelmek, dikkate almamak gibi bir davranış içinde bulunmak, eşinizde onu cezalandırıyorsunuz duygusu oluşturabilir ve bu da aranızda aşılması güç mesafeler oluşturabilir. Kırgınlık kavganın öfke anı geçtikten sonra iki yetişkin gibi oturulup konuşulmalıdır.
Sadece Yapmış Olmak İçin; Özür Dilemeyin;
Haksızlık yapan sizseniz özür dilemeniz, beklenen bir hareket olacaktır. Fakat eşiniz hala durumdan dolayı incinmiş, kırılmış vaziyetteyse sadece bir ”özür dilerim” ile durumu geçiştirmeye çalışmayın. ”Şundan dolayı, şunu yaptığım için…” ile başlayan bir özür, onu kırdığınızın farkında olduğunuzu, içten bir şekilde özrü dilediğinizi eşinizin anlamasını sağlayacaktır. Bir sonraki adım da ”Bundan sonra … şeklinde davranacağım” demek olmalıdır. Bu sayede, hatanızı tekrar etmeyeceğinizi de belirtmiş olursunuz.
Tartışmanızın Sorumluluğunu Eşinize Yüklemeyin;
Tartışmanın binlerce sebebi olabilir. Kötü bir gün geçirmişsinizdir, başınız çok ağrıyordur, yorgunsunuzdur, yeterince uyuyamamışsınızdır. Tüm bunlara rağmen suçu eşinize atmak, hiç de adil bir davranış değildir. İyisi mi kendi durumunuzla ilgili ön bilgilendirme yapın eşinize. Kızgın, üzgün vb. durumunuz varsa ya da iş yerinde sizi sinir eden bir şeyler yaşadıysanız ve bunun etkilerini hala üzerinizde taşıyorsanız, eşinizin de bunları bilmeye hakkı vardır. Onu önceden uyarırsanız sizin her zamankinden daha hassas olduğunuzu anlayacak ve daha dikkatli davranacaktır.
Olayları Cinsellik Unutturmaz
Her ikiniz de tartışma sonrası birbirinizden özür dilemiş olabilirsiniz. Ama bu her zaman öfkenizin tamamen yatıştığını, birbirinize yaklaşabilecek kıvamda olduğunuzu göstermez. Eşiniz daha yakınlaşa bileceğiniz düşüncesiyle, cinsel birliktelik isteyebilir. Ama siz, içinizden ona aynı şekilde karşılık vermek gelmiyorsa, kibarca reddetme hakkına her zaman sahipsiniz. İçinizden geliyorsa belki sadece sarılabilirsiniz. Çünkü istemeden yaşadığınız cinsel birliktelik, size kendinizi kötü hissettirecek ve eşinize karşı öfkenizin daha da büyümesine yol açabilecektir. Sağlıklı olan kavganın etkilerinin kalkmasından sonra birliktelik yaşamaktır.
Sevinç Karakaya
DevamıŞiddetin Sözlü Olanına Da Hayır!
ŞİDDETİN SÖZLÜ OLANINA DA HAYIR!
Şiddet denildiğinde aklımıza çoğu zaman fiziksel olarak saldırı olarak geliyor yada kadını bazen elde tutabilmek bazen de zor durumunu kullanmak şeklinde maddi şiddet vardır. Fakat birde hemen hemen her kadının maruz kaldığı sözlü şiddet vardır. Aslına bakarsanız sözlü şiddet üzerinde, fiziksel şiddet kadar durulmaz. Sözlü şiddete maruz kalan kadınların bir çoğu çeşitli korkularla başkalarına söylemekten çekinerek yardım dahi talep edememektedirler. Sözlü şiddete maruz kalan kadınlar, durumun düzeleceğine olan inançlarını kaybetmeleri nedeniyle bu sorunları, çözümsüz kalmaktadır.
Sözlü şiddete kalan birçok kadının bulundukları konum, eğitim durumları ve hatta tanınmış kişi olmaları, kariyerinde istediği noktaya ulaşmaları,hiç fark etmeden sözlü şiddete, maruz kaldığına sıkça şahit olmaktayım. Sözlü şiddet; Yaş, dil, din, ırk, sosyoekonomik statü tanımıyor. Sözlü şiddet bir çok şekilde kadınların hayatına yaralar açmaktadır. Aile içi iletişimin tutun da, kadınların ruhsal durumlarına kadar derinden sarsmaktadır. Sözel şiddet küçümsenmemesi gereken bir sorundur. Bu duruma, zaman içerisinde müdahale edilmediği takdirde, yerini fiziksel şiddete de bırakabilir.
Kendine Güvenmeyen Erkekler Sözlü Şiddete Başvurur
Sözlü Şiddet nedir? Yüksek sesle bağırmak ve aşağılayıcı sözler sarf etmek gibi davranış biçimleri sözlü şiddete girer. Maalesef kendisine güvenmeyen erkeklerin kendini ifade etmekte zorlandığı durumlarda sözlü şiddete sıklıkla başvurduğu görülüyor. Kendini sözlü olarak ve doğru şekilde ifade edemeyen erkekler, bu durumun neden olduğu öfkeyle, saldırganlık içeren davranışlara yönelerek, öfke kontrol edemez hale gelebiliyorlar.
Sözlü Şiddet Nasıl Başlar
Aslına bakarsanız bir çok kadın sözlü şiddete başlarda çok aldırmaz. Nedeni ise; küçük şakalaşmalar ile başlar ve aradaki saygı kotası kırıldıkça dozu artarak ve artık şakadan çıkarak devam eder. İlk zamanlarda küçük ama sürekli sözlü tartışmalarla ilk sinyallerini veren sözel şiddet, zaman içerisinde kadının sessiz kalması ve durumu kendinin bile kabullenememesinin doğal bir sonucu olarak, daha şiddetli bir hale gelmektedir. O yüzden ilişkilerde samimiyet hiç bir zaman aradaki saygı duvarlarını yıkmamalı, şakayla başlayan sözlü şiddetler sonunda çok ağır boyutlara ulaşabilmektedir. Ve çoğu zaman ise kadınlar bunu kendisiyle bile itiraf edemiyorlar.
Kadınlar ailesinin dağılmasından veya başına daha kötü işler geleceğinden korkarak, genelde mevcut durumun üzerini örterler ve olayları kendi haline bırakırlar. Bu durum, işlerin daha da çıkmaza girmesine ve hatta şiddetin sözelden fiziksele geçişiyle sonuçlanması çok büyük bir olasılıktır.
Sözlü Şiddete Maruz kalan Kadınlar Yardım Almalılar
Kendine güvenlerini kaybetmiş, sözlü olarak istediği şekilde ifade edemeyen erkekler, sözel saldırılarla istediklerini yaptırmaya, karşısındaki kadını küçük düşürmeye ve bu yolla sinirlerini yatıştırmaya çalışmaktalar. Bu gibi durumlarda, kadınların mutlaka bir uzmandan destek almaları gerekmektedir. Çünkü bu sorunlar, zamanla azalmak yerine şiddetini arttırarak ilerleyecek, bu zaman zarfında kadınların kendine olan güvenleri daha da azalacaktır. Oysaki her kadının kendi özünde bir güç vardır bu gücü bulmak için kadınlar kendi kaynaklarına geri dönmelidir.
Eşlerinden veya karşı cinsten herhangi biri tarafından sözlü şiddet gören kadınlar ruhsal açıdan kendi içlerinde yaşadıkları büyük bir çıkmazın içine giriyorlar. Korku, sessizlik, çekingenlik, özgüvensizlik, umutsuzluk, mutsuzluk gibi sonuçlarla karşılaşmaktadırlar. Hayattan zevk alamaz hale gelen bu kadınlar, güçten düşen iç dünyaları nedeniyle şiddet uygulayan kişiden uzak durmayı, ayrılmayı göze alamıyor ve konuyla ilgili profesyonel yardım alacak ve bu süreci tamamlayacak gücü kendilerinde bulamıyorlar. Oysaki bu gidişe bir dur diyip, hak ettikleri hayatı tekrar kazanmalıdırlar.
Hayatta çaresiz hiç bir dert yoktur yeter ki çareyi bulmaya niyet edin. İhtiyacınız olan güç kendi içinizde. Zaman çoğu şeye ilaç olsa da, böyle durumlar da zaman sadece karşılaştığınız şiddetin boyutunu attırır.
Sağlıklı ilişkiler; Her iki yetişkin bireyin birbirlerinin haklarına ve yaşam özgürlüklerine saygı duyduğu çerçevede olur. Hayatınızda sorun bildiğiniz şeyler sorun olmasaydı nasıl bir hayatınız olurdu bunu düşünün ve kendiniz için bir şeyler yapın.
Sağlıklı, Mutlu, Huzurlu Sevgi dolu ilişkiler dilerim…
Sevgiyle Kalın…