Mutlu İnsanların Ortak Özellikleri Nedir?
MUTLU İNSANLARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ NEDİR?
Herkesin mutluluğa verdiği ayrı bir tanım vardır. Mutlu bir hayat denildiğinde de farklı beklentileri vardır. Mutluluk Nedir? Kimine göre iç huzur, kimine göre sevdiklerinin yanında olması, kimine göre maddi rahatlık, kimine göre aşk, kimine göre sağlık çoğaltmak elbette mümkün. Bu farklılıkların yanında, Mutlu insanların üzerinde Amerika da Yapılan bir araştırmada; kendilerini mutlu hisseden insanların ortak özellikleri değerlendirilmiş. Sizce ne yapıyor da, bu mutlu insanlar, mutlu kalıyor dersiniz?
Klişeleşmiş ve artık faydadan çok insanın canını sıkan cümleler vardır.”Anı yaşa”,”küçük şeylere kafana takma”, ”boş ver demeyi öğren” ve benzeri mutluluk reçetelerinden eminim hepimiz sıkıldık. Gelin bugün biraz daha değişik bir liste hazırlayalım. Onların hayatlarına gidelim. Biraz daha mutlu insanların ortak özelliklerine yada benzer özelliklerine yakından bakalım.
Mutlu insanlar Daha çok Yeşil Alanlara Gidiyor
Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, yeşil alanı daha fazla olan bölgelerde yaşayan kişilerin, insan yapısı binalardan bir kafeste yaşayanlara göre daha mutlu olduğunu gösteriyor. Yeşil alanların verdiği mutluluk artışının kişinin en mutlu anlarındaki mutluluğun hemen hemen üçte biri kadar arttırdığı belirlenmiş. Mesela şöyle düşünün hayatınızın en mutlu günü, sevdiğiniz ve hayatınızı adadığınız kişi ile evlendiğiniz gün ise, hissettiğiniz mutluluğun yada bebeğinizi ilk kucağınıza aldığınızda hissettiğiniz mutluluğun üçte birine yeşil bir alanda gezerek ulaşabildiğiniz belirtiliyor. Başka bir araştırmaya göre bir doğa parçası içinde sadece beş dakika gibi kısa bir süre dahi geçirmek, kişinin özgüvenini artırıyor. Bu bilgilere dayanarak çok rahat denebilir ki, artık baharın da kendini yavaş yavaş gösterdiği günlerde mutlu hissedebileceğimiz yeşil alanlara kaçmakta fayda vardır.
Mutlu İnsanlar Hayattan Keyif Almaktan Vazgeçmezler
Hayattan keyif almak yediğin bir yemekten lezzet almaya benzer. Sadece karnın doysun diye değil de duyguların da tatmin oldu diye yemek . İşte hayattan keyif almak da sadece yaşamak yada nefes almak değil de, hayatın bütün nimetlerinden, bütün duyularıyla faydalanmak ile olur. Mutlu insanlar için bu keyif; Kimi zaman samimiyet, şükran ve aileyi çağrıştıran kavramlarla tarif edilebilir. Kimi ne göre hayattan alınan keyif, sanki ‘Bütün yıl süren bir Bayram gibi” tarif edilir. Hayattan alınan keyif; Kişinin içinde bulunduğu ortama dair tam bir farkındalık içindeyken hissettiği dostluk, şefkat, tamlık ve huzur duygusudur. Hayattan keyif almak her an mümkün, Bir hafta sonu tatilinde, dostlarla bir sohbette, ailecek bir tatil de, yada hayatın herhangi bir dönemin de. Hayattan keyif almak tamamen kişilerin bakış açılarıyla, hayatı nasıl görmek istemeleriyle alakalı bir durumdur. Bazı insanlar, en ufak şeylerden bile kendilerine keyif alacakları bir nokta çıkarmayı başarabiliyorlar. Mutlu insanların ortak noktalarından biri, kesinlikle mutlu olacak kendilerine bir şey bulmaları.
Mutlu insanlar sevdiği işi yapar
Kim sevmediği işi yapmak ister ki? yada kim sevmediği işi yapıp da mutlu olmayı umabilir ki? Bu neredeyse imkansızdır. Fakat İşinde mutlu olan insanların hayatta da mutlu olmaları ise elbette sürpriz değildir. Yapılan bir araştırmada bana ilginç gelen bir yaklaşımı sizle paylaşmak isterim. araştırmaya göre, işini severek yapan ve dört elle sarılanların% 71’i kendini güçlü ve başarılı buluyor, işinden soğuyanlarda ve işini zoraki yapanlarda bu oran % 42 olduğu görülmektedir. Buraya kadar her şey normalmiş gibi görünse de araştırmanın bir sonraki maddesin de; Kendini güçlü ve başarılı bulan işsizlerin kendini güçlü ve başarılı bulma oranıysa % 48 olarak belirlenmiş. Yani Başka bir deyişle, işsizler arasında kendini iyi hissedenlerin oranı, sevmediği bir işe takılıp kalanlardan daha yüksek.
Bu sonuçlarda kişilerin sevdiği yapmaları, gönül verdiği işlerle uğraşmaları, hayata bağlılıklarını ve mutluluklarını ciddi manada etkilemektedir.
Mutlu İnsanlar İçlerinden Geldiği Gibi Davranır
Çocuklara bakıldığında çok hayatın farkında değillerdir. Çevrelerinde ne olursa olsun onlar savaş ortamlarında bile gülünecek bir şeyler bulabiliyor. Tabi ki anlatmaya çalıştığım çevremizde her şey çok iyi gibi davranmanız değil ama zaman zaman yetişkin kimliğinden sıyrılıp içinizden geldiği gibi davranmak dan bahsediyorum.
Mesela Daha çok çiçekler arasında dolaşın yada çıkarın ayakkabılarınızı toprakla buluşun. Üzerindeki negatif elektriği atmanıza yardımcı olacaktır. Basit gibi gelebilir; Çiçek kokusu diyip geçmeyin; Çiçek kokularının insan davranışlarının üzerindeki etkisini gösteren pek çok araştırma var. Çiçek kokulu odalarda kutluluk ve dostluk hisleri yükseliyor. “Çiçek kokuları sizi mutlu edebilir, sosyal etkileşimi arttırır” ve yine toprakta bulunan ‘dost’ bakteriler, bağışıklık sistemini güçlendiriyor, beyinde serotonin salgısını artırıyor, negatif enerjinizi alır ve depresyondan kurtulmaya yardımcı olur. Mutsuzluğu yok edecek tedbirler almak da mutluluğu size getirecektir. Basit ama içinizden geldiği gibi..
Mutlu İnsanlar Daha Çok Spor Yaparlar
Bunu duymak istemiyor olabilirsiniz, ancak korkacak bir şey yok. Spordan kast edilen kan ter içinde maraton koşmak değil. Orta yaşlı kadınlar üzerinde yapılan araştırmaya göre ”orta düzeyde” egzersiz yapan kadınlar, egzersiz sonrasında sıkı egzersiz yapan kadınlardan daha mutlu, daha enerjik ve iyi hissediyor. Buda bize çok net gösteriyor ki, mutlu insanların mutluluk kaynaklarından biri de bedenlerine gereken önemi vermeleri.
Mutlu insanlar Mutluluğu Takıntı Yapmaz
Nasıl ki neyin peşinden koşarsak, bizden kaçar. Mutluluk kovaladıkça kaçar. Ama sen yolunda gidersen mutluluk da seni takip eder. Yine yapılan başka bir araştırmanın sonuçları da, Mutlu olmayı önemseyen kadınların, bu kavramı pek de kafalarına takmayanlardan daha mutsuz ve depresif olduklarını ortaya koymaktadır. Mutlu olmaya çabalamak sizi mutsuz kılabilir. Görünüşe göre inat ve ısrarla mutluluk aramak, kişiyi öz yıkıma götürüyor. Siz sadece anı yaşamaya ve hayattan keyif almaya, çalışın mutluluk arkanızdan gelecektir
Mutluluğun peşinden koştuğu bir yaşam dilerim…
Sevgiyle Kalın…
Evliliğinde Mutsuz Erkekler
EVLİLİĞİNDE MUTSUZ ERKEKLER
İnsanlar hayatlarında hedefler belirlerler. Yuva kurmak, iyi bir işe sahip olmak, çok para kazanmak, dost doğru insan olmak, seçenekleri arttırabilirsiniz. Kim istemez değil mi? Maddi sıkıntısı olmayan bir hayat, mutlu bir yaşam, hayırlı bir eş ve hayırlı evlatlar. Şöyle bir düşünün daha çocukken başlamıştır bir çoğumuzun evlilik hayalleri…
Evlilik hayatı da; hayatta ki hedeflerimizle oldukça paralel gider. İnsanlar büyük beklentilerle mutlu olma hayalleriyle evliliğe adım atarlar. Zaman zaman evli ve mutsuz bayanlardan bahsediyoruz. Peki evli ve mutsuz erkekler yok mudur? Evlilikte erkeklerin yaptığı fedakarlıklar nelerdir? Bir bayan bunların ne kadarının farkındadır ? Ve eşini değiştirmek isteyen kişi aslında sevdiği için evlendiği kişiyi, değiştirmek istediğinin farkında mıdır?Erkeğin aklına aldatmayı aslında, kadın mı sokuyor? Gelin bu sorulara cevap bulmaya çalışalım .
Erkek olsun kadın olsun evlilik adapte olması zor bir durumdur. Kadınlar kadar evlenmek ve evliliği sürdürmek erkekler için de oldukça sancılı bir süreçtir. Bu sürece onların penceresinden bakalım.
Evlilikte erkekleri mutsuzluğa götüren süreç;
Başlarda büyük umutlarla kurulan yuvada her şey yolundadır. Evden işe işten eve gayet mutlu gidilmekte, sürekli gelecekle ilgili mutluluk planları yapmaktadır. Fakat zamanla bir şeylerden kopma dönemi başlar.
Eşimin gözünü açarlar
Evliliğin başında, evlenmeden önceki arkadaşlarıyla az da olsa bir araya gelmektedir.İlk başlarda bekar yada dul arkadaşlar ile erkeğin maça gitmesi yada buluşması sorun olmazken, zamanla eşi bundan rahatsız olmaya başlayabilir. Erkek anlar ki, eşi için bekar veya dul arkadaşlarıyla buluşması artık doğru değildir. Kendileri gibi sadece evli olan çiftlerle görüşmeleri gerektiği, eşi tarafından ya doğrudan yada üstü kapalı kendisine iletilmiştir. Erkek bunun baskısını üstün de yaşamaya başlar.
Çünkü sevgili eşi, bu konuda çalışmalara başlamıştır. Kadınlara göre; Eşinin etrafındaki bekar, dul birisi olursa eşinin gözünü açar, ve eşi kendisini aldatır. Bu yüzden de baştan tavrını koyup kontrolü ele almak ister. Ve tavır yapmanın şiddeti artar. Mesela arkadaşları ile halı saha maçından dönen koca artık asık suratla ve soğumuş yemeklerle karşılanır.
İki arada bir derede kalan Erkek
Aslında erkekler kadınlardan daha az sorun çıkaran taraftır. Tartışmaktan ve bu konular üzerinde konuşmaktan hoşlanmazlar , eşi mutsuz olmaması için farkında olmadan zamanla onun isteklerine uymayı tercih ederler. Arkadaşlarına verdiği cevaplar değişmeye başlar. Arkadaşlarından gelen tekliflere ”başka zaman görüşürüz” yada ”işim var” cevabını verir. Erkek için evde onu bekleyen bir eş, dışarıda ise onu bekleyen onunla ortak bir şeyler yapmak isteyen arkadaşları vardır. Erkek iki arada bir dere de kalma dönemini yaşamaya başlamıştır. Evdeki eşi gözünün açılmaması, kendisini kaybetmemek adına devamlı kendisiyle olmak için tüm duygusal baskıları yapmaktadır. Bu aslında kadının kendi yalnızlık korkusunu bastırmak için yaptığı savunmadır. Ama sonuç olarak artık erkek arkadaşlarıyla eskiye nazaran daha az vakit geçirmektedir. İlk başlar da bu eşini mutlu eder, çünkü istediği olmuştur. Eşini mutlu gördüğü için kendi de mutlu olur. Eşi söylenmeyi surat asmayı bırakmıştır. Fakat bu geçici bir süreçdir. Sadece eşi mutlu görünmüştür.
İlişkilerde ; Kadın yada erkek hangisi yaparsa yapsın. Kişileri evlenmeden önceki sosyal hayatlarında koparmak ve istedikleri kişiye çevirmeye çalışmak karşısındaki kişinin enerjisinin düşüşüne sebep olur. Bu tek tarafın aslında kendine olan öz güven azlığı, kaybetme ve yalnız kalma korkusu kişiye her şeyi yaptırabilir. Ve fakında olmadan eşinde ciddi hasarlara sebep olabilir.
Erkek deki enerji düşüşü işine de yansıyor;
Erkek işine eskisi gibi konsantre olamayınca,İş yerinde de artık o eski neşeli kişi kaybolur. Yerine düşünceli, içine kapanık, mutsuzluğunu ve kafa karışıklığını örtmek için maskeli dolaşan biri gelir. Erkek git gide düşen enerjisi sayesin de, İş yerine endişeyle gitmeye başlar, performansı düştüğünü hisseder ve bu açığı kapatmak için daha çok çalışır. Ve aslına bakarsanız bunun altında yine eşini mutlu etme vardır. Çok çalışmazsa patronun gözüne girememe korkusu, patronun gözüne giremezse terfi edememe endişesi, terfi edemezse maaşına zam yapılmama kaygısı, eşimin isteğine cevap verememe borçlar ödeyememe ve kurduğu hayatın daralma sancıları. Erkek bu durumda gerildikçe gerilir.
”Hayatında biri mi var?” SUÇLAMALARI
Erkek yuvasını daha rahat, daha huzurlu yaşatabilmek için çok çalışması gerektiğini düşünür.Fakat düşen enerjisi hayatındaki her şeyi daha da ters hale getirir. Eşini mutlu ederse mutlu olacağına inandığı hayatında bir türlü eşini mutlu edemediği gibi; eski neşeli günlerden çok daha uzaklaşmış. Eşinden ise ” sen böyle değildin”, ”Beni çok severdin, hediyeler alırdın, bana değer verirdin. Ama eskisi gibi değilsin .Çok değiştin”, ”Kesin hayatında biri var” bu ithamları duymakta ve bu kadar çaba harcarken neden böyle suçlandığına da mana verememektedir.Aslında her şey çok basitti. Erkeğin hayalinde de bir yuva vardı. Eşini mutlu edip güzel bir yuva için çok çalıştı, yoruldu. Taktir görüp yorgunluğunun sevgiyle dindirileceğini beklerken sonuç. ”Senin hayatında başkası var oldu.” Erkeği hayal kırıklığına uğratır.
Mutsuz Erkeğin Eşine Düşen Vazife: Aslında kadın olsun erkek olsun evliliği için çaba harcarken, Sırf gidilen yolların yada evliliği için yaptığı fedakarlıkların farklı olması nedeni, anlaşılmamasına sebep veriyorsa bu kişileri çok ciddi yıpratıyor. Erkek için de bu safha oldukça yıpratıcı geçiyor. Başta şunu kabul etmek gerekir elbette hiç kimse karşısındaki kişiyi mutsuz etmek, yada kendi mutsuz olmak için evlenmez. Ama yapılan yanlışlıklar bize mutsuz yada sonu kötü biten evliliklere sürükleye bilir
Acaba eşinizde hayatından memnun olmaya bilir mi?
Evlilik ilişkisinde ilk önce eşler birbirlerini geçmiş hayatları ve sosyal ilişkileri ile kabul etmeyi öğrenmeliler. Unutmayın ki değiştirmeye çalıştığınız, kişi aslında aşık olduğunuz kişidir. O yüzden eşinizi olduğu gibi kabul edin onun, sırf sizi memnun etmek için, farklı yüklerin altına girmesine imkan hazırlamayın. Ve evlilikler şüphe üzerine gitmez . Kafanızda soru işaretleri varsa bunların karşılıklı konuşulması gerekir.
Aldatma suçlaması; Aldatılma ile ilgili bir şüphe ise hem karşınızdakini hem sizi yıpratacak çok ciddi bir ithamdır. Ve yapılan araştırmalarda aldatan erkelerin çok büyük bölünün aldatma düşüncesini kafalarına işleyen kişinin eşleri olduğu cevabı alınmıştır. Unutmayın biz neyden korkarsak hayatımıza onu çekeriz. Eşinize güvenmeyi deneyin ve bu düşünceleri kafanızdan atın. Açık ve net şekilde eşinizle konuşun.
Mutsuz bir evlilik kadınlar kadar erkekler için de zulümdür. Eşinizle empati kurmaya ve onu anlamaya çalışın . İçinden çıkamadığınız durumlarda ise bir uzmandan muhakkak yardım alın .
Sevinç Karakaya
Devamı