2014 Yılı Gerçekten Yeni Yıl Olsun
2014 YILI GERÇEKTEN YENİ YIL OLSUN
Yeni bir yıl başlarken eskisine veda ettiğimiz günlerdeyiz. Eskiler geride bırakılmalı ki, yeni başlangıçlar umutlar, yeni başarılar yaşanabilsin. Hiç fark ettiniz mi? Her yılın sonunda bütün kanallar o yılın önemli olaylarını bir film geçişi halinde bize sunarlar. Haberlerde; kimleri kaybettik, neler kazanıldı, ekonomi ne oldu, yılın önde gelen önemli olayları nelerdi. Değil mi? Tam da buna benzer haber geçişlerini izleriz. Halbuki asıl film yada hayat oyunu diyelim, insanın kendi yaşamındaysa o zaman yeni yıla başlarken kendi film şeridimizi gözümüzden geçirme zamanı gelmemiş midir?
Dilekler tutuyoruz. Hayallerimiz, hedeflerimiz var. Kime sorulsa kendi hayal dünyasına göre, yeni yıldan beklediklerini elbette sıralayabilir. Fakat hiç değişmeyen bir gerçek var. ”Dün yaşadıklarımız bu günümüzü oluşturdu, Bugünde yaşadıklarımız yarınımızı oluşturacak” Yani aynı şeyleri yapmaya devam ederseniz aynı sonuçları bulacağınızdan hiç şüpheniz olmasın. O yüzden yeni yıldan yeni beklentileriniz varsa, Hayatınız da bir şeyleri değiştirmek zamanı da gelmiştir. Değiştirmek için ise eski yılla yüzleşmek şarttır.
Eski Yılla Yüzleşin;
Elbette Yeni yıl Yeni umutlar yeni beklentilerdir. Fakat yeni yıla yeni enerjilerle, yeni umutlarla başlamak istiyorsak; ilk önce eski yılın kendi filmimizde senaryosunu tamamlamamız lazım. Gelin bu yıl eski yıla gerçekten veda edelim. Şu soruları bugün kendinize dürüstçe sorun. Neler yaşadınız bu yıl içerisinde? Sizin için önemli dediğiniz olaylar nelerdi? Neler çok sevindirdi sizi ? Neler gerçekten canınızı yaktı ? Neleri Gelecek seneye de taşıyorsunuz? Söylenmemiş yarım kalmış duygularınız neler? Affedemedikleriniz kim? Yüzleşemedikleriniz neler? Kendiniz den bu sene memnun muydunuz ? Neleri seneye de götürmek istersiniz yanınız da, neleri bırakmak istersiniz eski senede? Kimlere öfkelisiniz? Kimler size huzur veriyor? Soruları artıra biliriz. Ama burada asıl amaç ; eski yılla, acısı ve tatlısıyla yüzleşmektir. Yüzleşmeye hazır mısınız?
Kırgınlıklarınızı ve Öfkelerinizle, Affederek Vedalaşın;
Değişikliğe eski yıla veda etmeye, hazırlanırken, sizin enerjinizi tüketen, Sizi yarım bırakan; Öfkelerinizi, kırgınlıklarınızı, canınızı yakan olay yada kişilere affetmeyle başlayıp, onlara da eski yılla beraber veda etmeli sizin. Unutmayın hayat oyununuzda her ne yaşıyorsanız, hangi olayları yada hangi kişileri kendinize çekiyorsanız, bunların sebepleriyle yüzleşmeniz gerekiyor.Yaşadığınız olaydan çıkarmanız gereken dersi çıkarmalısınız ve neden yaşadığınızı fark etmelisiniz. Böyle bir olayı ben neden hayatıma çektim? bu sorunun cevabını bulmalısınız. Ve yaşadıklarınızı kabul etmelisiniz.
”Kabuldeyim, Yaşadığım her olayı, hayatıma ben çekiyorum ve artık dışarıda suçlu aramıyorum”, ”insanları ve yaşadıklarımı kolaylıkla ve sağlıklı bir şekilde kabule geçmeye niyet ediyorum ”
Artık sıra onları seneye bırakmamak için, affetmeye gelir. Evet affetmek özellikle de acınızı birisi çok yaktıysa oldukça zordur. Ama affedemediğiniz, kabul edemediğiniz, yada yargıladığınız her olay ve kişiyi yeni başlangıçlarınızda da hayatınıza çekeceğiniz den emin olabilirsiniz. Belki kişiler ve olaylar değişecek ama siz almanız gereken dersi almadıkça benzer olayları tekrar tekrar yaşamaya devam edeceksiniz. Evet affetmek ve geride bırakmak kolay değil ama kendinize lütfen şunu sorun ; Ben yeni bir yıla daha yüklerim ile girmek istiyor muyum? Affedemediğim, yüzleşemediğim yada yargıladığım olay ve kişilerle, aynı şeyleri, bir yıl daha yaşamak istiyor muyum? Gerçekten bir yılıma daha yorgun eksik enerjilerle mi başlamak istiyorum? yada Ben gücümü kesen yüklerimi bırakıp hayal ettiğim, kişi mi olmak istiyor muyum ? Zannediyorum buna herkesin cevabı hayal ettiği hedeflere, yeni yıldan beklentilerine, umutlarına kavuşmak olacaktır. O zaman gelin yüklerinizden kurtulun ve götürmek istemediğiniz olay veya kişileri tekrar tekrar hayatınıza taşımayın. Onları affedin ve vedalaşın.
”Doğduğum günden bugüne kadar; beni üzen beni kıran, hakkımı yiyen, canımı yakan, bütün insanları, olayları kabulleniyorum. Kendi seçimlerimi, geçmiş hatalarımı, Gereksiz boşa harcadığıma inandığım zamanı da kabulleniyorum ve affediyorum.”
Son olarak; Bir yıl daha bitti deriz. Bitmek tükenmek yerine ”Yeni bir yıl başladı” deyip başlangıçlardan söz etmek kulağa çok daha hoş geliyor sanırım .”Yeni bir yıl başlıyor” Fakat bizim için, eski yılı kabul edip, affettiğimiz de ve eski öfkeleri, nefretleri, bıraktığımız da, yeni bir yıla umutla huzurla başlayabiliriz. Aksi halde üzgünüm, bir yılınız daha aynı eski yılınız gibi olacaktır. Size tavsiyem yeni yıla başlarken Affetmeyle beraber, Umutlarınızın hayallerinizin içine sizi mutlu eden sevindiren enerjinize enerji katan olayları, kişileri dahil edin ki, ”Yeni yılınız gerçekten yeni yıl olsun. ”
Ve bunu sıkça tekrarlayın;
”Ben artık kabuldeyim. Kendimi kabullenmek; daha temiz, daha güzel, daha rahat ve daha sağlıklı bir enerji üretmeme yardımcı oluyor.
Ben mutlu olmayı hak ediyorum, Ben huzurlu olmayı hak ediyorum, Ben sağlıklı olmayı hak ediyorum, Ben kendimi olduğum gibi kabulleniyor ve seviyorum, İnsanları oldukları gibi kabulleniyor ve seviyorum, İnsanlarla hayatta barış içindeyim, Yaşadığım hayatın sorumluluğunu sevgiyle alıyorum.”
Yeni yıl herkesin gönlüne göre olsun…
Sevinç Karakaya
Kişisel Gelişim Uzmanı /İlişki ve Yaşam Koçu
DevamıEşim Beni Neden Sevmiyor?
EŞİM BENİ NEDEN SEVMİYOR
Kadın olsun erkek olsun zaman zaman bu soruyu sorar. ” Eşim Beni neden sevmiyor” ve cevabını da hep merak edilir. Hatta sadece evlilikte değil , bazen özel ve iş hayatında da bütün dünya birleşmiş ve bizi sevmediklerini düşüne biliriz. Belki de sebebini bir türlü bulamayız.
Burada bakış açımızı biraz değiştirmemiz gerekiyor. devamlı karşınızdaki kişilerin olumsuz yanlarını görmeye kendinizi zorlamayın sizi sevmediklerini düşünmek yerine siz onları önce sorgusuz sualsiz sevmeyi deneyin. Tabi buna ilk önce kendinizden başlayın.
Yunus Emre’nin dediği gibi: ”Yaratılanı severim yaratandan ötürü ” değin ve sizi sevmediklerine değil onların ve kendinizin sevgiyle yaratıldığınıza odaklanın.
Kendimi Seviyor muyum?
Bu sorunun cevabı kimi ne göre ” Tabi ki kendimi seviyorum”, ” Kendimi çok seviyorum ”; kimine göre ” Ben sevilmeyi hak etmiyorum”,”Kendimi sevmiyorum” cevaplar değişebilir. Gelin bir test yapalım dışa dönüklükten içimize soralım biz kendimizi seviyor muyuz diye…
Bir aynanın karşısına geçin; Kendinizi olabildiğince serbest bırakın. İyice vücudunuzun rahat hareket ettiğinden emin olunca, aynaya kendi gözlerinizin içine bakın, ve kendi kendinize ”Ben kendimi seviyor muyum?” diye sorun..Bu sorunun ardından serbest bıraktığınız bedeniniz, öne arkaya hareket edecektir. Hiç hareket etmiyorsanız kontrolcü ve mantıkçı bir yapınız olma olasılığı oldukça fazladır. Gelen cevabı hissedemiyor olabilirsiniz.Vücudunuz öne doğru eğiliyorsa kendinizi seviyorsunuz demektir. Arkaya doğru eğilmeler oluyorsa, sizin kendinize sevginiz yok demektir. Bunu 21 gün yapmanızı tavsiye ederim; Aynanın karşısına geçin ve kendinize güzel şeyler söyleyin, taki aynada kendinize doğru eğilene kadar.
Şunu farkına varmak çok önemlidir. ”Siz kendinizi sevmezseniz eşiniz sizi neden sevsin?” Bunu ancak iki yönlü çalışmayla çözebilirsiniz. İlki kalbinizden eşinize sevgi göndermektir, ikincisi ise kendi kendinizi sevmeyi öğrenmektir. Siz kendinizi gerçekten sevdiğinizde bir sevgi enerjisi oluşacaktır. Evrenden sevgiler bu enerjiyle size doğru gelecektir.
Evet kabul ediyorum bunu kendinizi haklı hissederken yapmak zordur; ama haklı yada haksız olmanıza aldırmadan eşinize içinizden sevgi gönderin. Yanınızda yada uzağınızda olması hiç önemli değildir. Sevgi enerjisi dua olup onu bulacak ve kalbini size ısıtacaktır. Şunları tekrarlayın : ”Senden özür diliyorum, Lütfen beni affet, Seni seviyorum, Teşekkürler” Bunu sık sık tekrarlayın inanın işe yarayacak. Aynı şeyi kendi gözlerine her gün aynada bakarak tekrarlar. ”Senden özür diliyorum, Lütfen beni affet, Seni seviyorum, Teşekkürler” Hatta bunu her gün kendinizden başlayarak çevrenizdeki herkese bol bol sevgi göndererek devam edebilirsiniz. Unutmayın kainatı Yüce Allah sevgi üzerine kurmuştur. Sevgi her kalbi açar. Ama siz önce kendi kalbinizi sevgiyle açın.
Göreceksiniz ki ” Eşim beni neden sevmiyor?” sorusunun altında aslında, sizin kendi kendinizi sevmemeniz ve değer vermemeniz çıkacaktır. Siz kendi kalbinizi sevgiyle doldurdukça, hayatınıza sevgiler akmaya başlayacaktır. Genelde en çok yapılan yanlış hep karşımıza aşırı ilgi verildiğinde karşılığında biz çok sever sanırız. Şimdi severek sevmeyi deneyeceksiniz. Ve bunu sadece eşinize değil; İş ve özel hayatınızda yapmayı deneyin. Göreceksiniz çevrenizde sevgi ile karşılaşacaksınız. Kainat herkesin kendi içindedir. İçinizden sevgi başlar ve taşarsa bütün kainatta sevgi taşmaya başlayacaktır.
Kime kızarsanız kime sinirlenirseniz, Eşiniz yada bir başkasının sizi sevmediğini düşündüğünüz de; Rahatlatıcı güzel bir telkin, duadır. Şunu tekrarlamanızı tavsiye ederim.
”Ben şuan sevgide sevgiyle kalmayı tercih ediyorum. Şuan sevgi olmaya niyet ediyorum. Şuan yaşadığım olayı olduğu gibi kabul ediyorum. İçinde bulunduğum durumu kabul ediyorum. Yüceler yücesi Allah’ım senden içinde bulunduğum durumu şifalandırmanı niyet ediyor senden yardım istiyorum. Lütfen şifa veren meleklerini yardım için bana seferber et. Sana sığındım sana güvendim. Beni benden uzaklaştıran, bütün düşünce kalıplarımı lütfen benden uzaklaştır. Kendimi sevmeme engel olan bütün düşünce kalıplarını benden uzaklaştır. Sana sığındım sana güvendim. Beni benden uzaklaştıran bütün kendimi yetersiz hissettiğim kalıpları benden uzaklaştır. Sana ulaşmamı engelleyen bütün kalıplarımdan beni uzaklaştır. Senin huzurunda sana teslim oluyorum ve tüm kalıplarımı da sana teslim ediyorum. Tüm olumsuz düşüncelerimi sevgiyle bırakıyorum. Bilerek yada bilmeyerek bir kalp kırdıysam, senin huzurunda özür diliyorum. Senden tövbe ve af diliyorum. Kendimden özür diliyorum. ”
Unutmayın eğer ki; Siz kendi sevgi enerjinizi artırırsanız , çevrenizdeki herkesin de size olan sevgi enerjileri artar. Eşinizle, arkadaşlarınızla, kardeşlerinizle, iş ortamınız da kiler ile inanılmaz şekilde her şeyin farklılaşacağını göreceksiniz. Kainatın yaratılış sebebi sevgidir. Kaynak budur. İçindeki o Rabbini sana verdiği sevgi özünü keşfet, onu büyüt, olgunlaştır ve tekrar bütün kainata yay.
Çevremize elektrik frekansları yayarız. Öfke frekansı size öfkeyi çeker, kıskançlık kıskançlığı, kötü düşünce kötü düşünceyi,sevgide sevgiyi çeker. Ve bu sevgi elektriği bir çok kişinin kalbinin şifalanmasına sebep olur.
Eşim beni sevmiyor değil; BEN KENDİMİ VE TÜM KAİNATI AYNI ZAMANDA EŞİMİ ÇOK SEVİYORUM DİYİN .
Sevinç Karakaya
DevamıBayram Olumlamaları(son)
HER GÜN MUTLULUK İÇİN OLUMLAMA
- Sürekli inançla kendime kesinlik ve kendime güven duyguları oluşturuyorum.
- Mutluyum çünkü kendime mutlu bir gerçeklik oluşturuyorum.
- Etrafımdaki dünyayı taktir ediyorum ve bana gelecek her şeyi ders alabileceğim bir armağan olarak kabul ediyorum.
- Herkeste ver her şey de iyi bir yön bulabiliyorum.
- Bütün fırsatları fark ediyorum ve onları cesaretle takip ediyorum.
- Gerçekten de sahip olduğum her şey için müteşekkirim.
- Kendi mutluluğumdan ben sorumluyum, Hayatımda değiştirmeyi seçtiğim her şeyi değiştirme yetisine sahibim.
- iyiliğim aldığım her nefeste artıyor.
- Hayal ettiğim her şey mümkün.
- Benim mutluluğum benim gülümseme ve neşeli kişiliği yansır.
- Benim hoş ve neşeli kişiliği bulaşıcıdır.
- Ben her zaman nazik ve yabancılara yardımcı biriyim.
- Ben her yeni güne sevinç ve heyecanla başlarım.
- Her günün başlangıcında mutlu olmak için seçin.
- Ben çocukça sevinçle kendimi gülmek.
- Mizah duygum çevremdeki herkese dokunur.
- Benim mutluluğum sürekli bana daha fazla mutluluk getirir.
- Benim mutluluk benim hayatıma içine bolluk ve bereketi çekiyor.
- Kendimi susturup bilinç altıma açıldığımda en iyi halimden bilgelik alıyorum, ihtiyacım olan her şeyin içim de olduğuna inanıyorum.
Bayramlar Yeniden Sevmek İçin Bir Fırsattır
Bayramlar yeniden sevmek için bir fırsattır
Bayrama sayılı günler kala bayramı bayramlaştıran bir noktaya değinmek istiyorum. Başta kişisel olmak üzere toplumsal değerlerin muhafazası, güçlendirilmesi, kalitesinin artırılmasının yolu güçlü sosyal ilişkiler oluşturmaktan geçiyor. Bu ilişkilerin oluşması ise; dinamik sosyal ilişkilere bağlıdır. Sosyal ilişkileri gözden geçirme, eksiklikleri tespit etme , önümüzdeki dönemi taraflar arasında birlikte planlama için bayramlar mükemmel düşünülmüş vakitlerdir.
Bayramlar ilişkilerimiz de dargınları barıştıracak, sevenleri bir araya getirecek adeta bir köprü vazifesi görür. Dostluğun, kardeşliğin, sevginin, saygının, birlik ve beraberliğin koşulsuzca yaşandığı bayramlar ortaklık bilincinin yükseldiği kutsal günlerdir.
Bayramı bir fırsata çevirmeye ne dersiniz? İçimizdeki sevgi kaynağını ortaya çıkarmayı istemez misiniz? Peki ilişkilerimizi sağlıklı bir biçimde oluşmasını sağlayan sevgi nedir? ve tam olarak nerededir?
Sevgi kainatın, yaratılışın özüdür. Yaratılan her şeyin özünde, esasında sevgi vardır. Her şey gibi bizim özümüzde, içimizde sevgidir. Bunu fark etmek için bunu deneyimlemek gerekir. Deneyimlemek için de; düşüncelerimizin ve kalbimizin sevgiyi yaşamaya açık olması ve sevginin içimizde yayılmasına izin vermeniz gerekir. Sevginin içimizden akışına ne kadar çok izin verirsek, onu ne kadar çok yayarsak, hayatımız da o kadar çok sevgi olur. Ve ilişkilerimiz sevgi atmosferinde sürer gider.
Sevginin kaynağı içinizdedir. Dış Dünya sadece içimizdeki sevgiyi bize yansıtır. Sevgiyi çevremizdekilere ve kendinize yansıtmak için onu önce kendi içinizde hissetmelisiniz. Bunun içinde öncelikle kendinizi sevmeli ve kendimizi olduğunuz gibi kabul edebilmeliyiz.
Kendinizi gerçekten sevene ve olduğunuz gibi kabul edene kadar, başkalarının verdiği sevgiyi kabul etmekte zorlana biliriz, belki de sevginin gerçek bir sevgi olmadığına dair şüpheleriniz mevcut olur. Bunu nasıl aşabilirim diye düşünüyorsanız, İşte bunun için, önce kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacak güzel şeyler düşünmeniz lazım. Bunun için belli olumlama cümlelerini sık sık tekrarlaya bilirsiniz. Ve böylece bilinç altındaki kendi hakkımızda ki olumsuz düşünceler yerlerini olumlu düşüncelere çevirebilir.
Kendi kendinize “kendimden hoşlanıyorum”, “ben sevilebilir bir insanım”, “Kendimi çok seviyorum”, “kendimi olduğum halimle onaylıyor ve kabul ediyorum” herkesin kendisinin de üretebileceği; olumlamalarınızı tekrarlaya bilirsiniz. Kendinizi buna ikna etmeniz gerekir. Bu duyguları gerçekten hissetmeye çalışın. Belki sessiz bir ortamda kendinizle baş başa kalıp, sevginin kalbinizden tüm vücudunuza yayıldığını; aklınıza, kalbinize, tüm hücrelerinize, atomlarınıza kadar dolduğunu hissetmelisiniz.
Hepimizin gölgeli, karanlık ve çok gurur duymayacağımız, farklı olmasını dileyeceğimiz bir parçamız vardır. Tıpkı bir paranın iki yüzü olduğu gibi… Evet bu yanlarınızı da koşulsuzca sevmeyi deneyin. Güneşini düşünün onun her şeyin üzerine doğduğunu, tüm insanlara eşit yayıldığını düşünün. Nasıl ki güneş asla, şunu veya bunu yaparsan sana parlayacağım demez. Sizi olduğunuz gibi kabul eder ve ne olursa olsun size parıldar, çünkü onun bildiği budur! Sıcaklığını ve ışığını herkese eşit olarak yaymaktır. Birtakım kazançlar elde etmek için değil, gerçek doğasını özgürce yansıtmak için. Güneş herkesin üzerine doğar.
Şimdi içinizde iyi hissetmediğiniz konular hakkında düşünün. Onları belki bugüne kadar yok saydınız. Ancak çözüm bu değil. Bunların da sizin bir parçanız olduğu ve sevilebilir olduğu gerçeği ile artık yüzleşme vakti. Şimdi kendinize “Tüm zayıflıklarımla ve eksikliklerimle seviliyorum, kendimi seviyorum” diye tekrarlayın. Tıpkı güneş gibi sevginizi vücudumuzun tüm kısımlarınıza yansıtın.
Şimdi, Tamamen yaratıcının merhametiyle insanı sevdiği gibi; karşılıksız olarak sevdiğiniz birini veya bir şeyi düşünün. Bu bir kişi, bir hayvan, bir bebek veya bir çiçek olabilir, belki içinde tatlı bir his oluşturan birini veya bir şeyi düşünebilirsin… Şimdi hayalinde bu şeyi imgele ve bağrına bas… Sana kendini çok iyi hissettirdiği için bu şeyin veya varlığın var olduğundan dolayı derin bir minnettarlık duygusu ile söyleyin “seni seviyorum”, “seni seviyorum”. Yada Yunus Emre‘nin dediği gibi ” Yaratılanı severim, Yaratandan ötürü.” sevmeyi deneyin .
Bu teknik sevilmeyen olarak düşündüğün kişi ve durumlarda bile bakış açını sevilen hale çevirmek için sana yardımcı olan güçlü bir araç, bir tekniktir. Eğer koşulsuz sevdiğinizin yüzünü, yolunuza çıkan her yüzde görmüş olursanız doğal bir sevgi yanıtını hissederdiniz ve yolunuzdan geçenler, sizden gördüğü sevgiyi size geri yansıtırlardı.
Şimdi, karşılıksız sevgi hissettiğiniz bir anı düşünün. Sadece doğru, güzel bir şeyler yaptığınız için değil, yaşadığınız ve tam olarak olduğunuz gibi kabul edildiğiniz. Sizin için sevgi ne ifade ediyorsa onu deneyimleyin. Sizin için sevgi Güneşin cildinize ılık ılık okşaması olabilir, yada hoş bir rüzgar esinti saçlarınızı uçurması olabilir… veya tatlı, arındırıcı bir yağmur üstünüze yağıyor olabilir. Yada ihtiyacınız olan ve bildiğiniz sevgi daha büyük bir güç tarafından; bir Yaratan tarafından; korunup gözetiliyor olduğunu hissetmek olabilir. Şimdi bu karşılıksız size sunulan sevgiyi hissedin.
Şimdi sessizce tekrarlayın “Fazlasıyla seviliyorum. Fazlasıyla seviliyorum. Fazlasıyla seviliyorum”… ve gerçek karşılıksız sevginin nasıl olduğunu hissedin. Şimdi sevginin her tarafınızda olduğunun farkında olun. Sevgi, daima mevcuttur, her nefesinizde sevgi vardır.
Sevgi Kainatın, Yaratılışın özüdür,canlı cansız her şeyin içinde bulunur. Günlük hayatınızda bu şeylerde sevginin varlığını çok düşünmesek de Sevgi; ayakta durduğunuz yeryüzünde, oturduğunuz sandalyede, uyuduğunuz yatakta, giyindiğiniz elbiselerde, yediğiniz yiyeceklerde, yıkandığınız suda mevcuttur.
Fazlasıyla seviliyorsunuz, fazlasıyla seviliyorsunuz. fazlasıyla.
Bayramlar; bu özel günler içinizdeki sevgi titreşiminin yükselmesi için büyük bir fırsattır.Yaratıcı tarafından ”Fazlasıyla sevildiğinizi” unutmayın. sizde çevrenizdeki önce kendinizi sonra herkesi ”fazlasıyla sevin”
Sevdiklerinizle Sevgi Dolu Bayram Geçirmenizi Dilerim. İyi bayramlar.
Sevinç Karakaya