Mutlu İlişki İçin İpuçları
Mutlu bir ilişki herkesin istediği bir durumdur. Mutlu ilişki için çeşitli ipuçları ve öneriler mevcuttur. Sağlıklı bir mutlu ilişki için dikkat edilmesi gereken bazı noktalar bulunmaktadır. Bu makalede, mutlu ilişki için önemli olan bazı ipuçları ve önerileri bulabilirsiniz.
Ana Noktalar:
- İyi iletişim kurmak
- Empati yapmak
- Ortak hobiler edinmek
- Birbirine zaman ayırmak
- Saygı ve anlayış
Karşılıklı İletişim
Mutlu ilişki ve mutlu evlilik için karşılıklı iletişim oldukça önemlidir. İlişkide sağlıklı iletişim kurmak, birbirini anlamak ve saygı duymak mutluluğun anahtarıdır. İşte mutlu bir ilişki için karşılıklı iletişimin önemli olduğu 3 neden:
- Anlayış: İletişim sayesinde partnerinizi daha iyi anlar ve onun duygularına saygı gösterirsiniz.
- Saygı: Karşılıklı iletişimde saygılı bir dil kullanmak, ilişkinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesini sağlar.
- Güven: İletişim, partnerinizle aranızdaki güven bağını güçlendirir ve ilişkinizin temelini oluşturur.
Bu nedenlerle, karşılıklı iletişim mutlu bir ilişki için vazgeçilmezdir. İlişkinizi güçlendirmek ve mutluluğu yakalamak için iletişime önem verin.
Ortak Hedefler Belirlemek
Eşinizle ortak hedefler belirlemek, mutlu bir evlilik için oldukça önemlidir. Ortak bir gelecek planı yapmak, ilişkinizin daha sağlam temellere oturmasını sağlar. Bu süreçte karşılıklı anlayış, sabır ve iletişim en önemli unsurlardır. İlişki için ortak hedefler belirlemek, birlikte büyümek ve gelişmek demektir.
Sonuç
Sonuç olarak, mutlu bir ilişki için en önemli ipuçlarından biri iletişimdir. Eşinizle açık ve dürüst bir iletişim kurarak, duygularınızı ve ihtiyaçlarınızı paylaşmak çok önemlidir. Ayrıca, birbirinizi desteklemek, birlikte zaman geçirmek ve birbirinize saygı göstermek de mutlu bir ilişki için oldukça etkili yollar olabilir. Mutlu ilişki, çaba ve özen gerektiren bir süreçtir, ancak doğru adımlar atıldığı takdirde bu sürecin keyifli ve tatmin edici olacağını unutmamak önemlidir.
DevamıMutlu Kadın Erkek İlişkisi Nasıl Olmalı?
Bir ilişki sağlıklı olmak için bazı önemli unsurlara dayanır. İşte mutlu bir erkek-kadın ilişkisinin anahtarları:
1. İletişim: Sağlıklı bir ilişki, dürüst ve açık iletişim üzerine kuruludur. Birbirinizi anlamak, duygularınızı paylaşmak ve çatışmaları sağlıklı bir şekilde çözmek için iletişim önemlidir.
2. Karşılıklı Saygı: Partnerler arasında saygı, her iki kişinin duygularını ve sınırlarını anlamak, takdir etmek ve onlara saygı göstermekle ilgilidir.
3. Empati ve Anlayış: Karşılıklı empati, partnerinizin duygularını anlama ve onları önemseme yeteneğidir. Bu, ilişkiyi daha derin ve anlayışlı hale getirir.
4. Ortak Değerler ve Hedefler: Ortak değerler ve hedeflere sahip olmak, ilişkinin temelini güçlendirir. Benzer amaçlar doğrultusunda ilerlemek, ilişkiyi güçlendirir.
5. Zaman ve Uyum: Her iki tarafın da zaman ayırması ve birlikte uyum içinde olması gerekir. Beraber geçirilen zaman, ilişkiyi güçlendirir ve bağları pekiştirir.
6. Bağımsızlık: Sağlıklı bir ilişkide bağımsızlık önemlidir. Her iki partnerin de kendi özgürlük alanlarına ve kişisel gelişimlerine saygı duymak ilişkiyi dengede tutar.
7. Esneklik ve Affetme: İlişkideki esneklik, değişime uyum sağlama ve çeşitli durumlara adapte olma becerisini ifade eder. Aynı zamanda, hataları affetme ve ilerlemek de önemlidir.
Bunlar sadece bir ilişkideki bazı anahtar unsurlar. Ancak her ilişki farklıdır ve her iki partnerin de kendine özgü dinamikleri vardır. İyi bir ilişki için her iki tarafın da çaba göstermesi ve birlikte çalışması önemlidir.
DevamıMutlu İlişkinin Olmazsa Olmazları
MUTLU İLİŞKİNİN OLMAZSA OLMAZLARI
İnsan oğlunun yıllardır çözmeye çalıştığı; İlişkilerindeki sorunlarını çözmek. Sorunların kaynağına bakıldığında ise görünen kendi kendini mutsuz eden yine insanın kendisidir. Peki bu mutsuzluklardan sıyrılmak için insan evliğinde yada ilişkilerinde hangi adımları atmalı dersiniz?
Karşılıksız Ve Koşulsuz Sevmek
”Seni seviyorum” Dediğimizde sizce tam anlamıyla bu kelimenin hakkını verebiliyor muyuz? Bu kelimenin hakkını verebilmek için koşulsuz sevmek gerekir. Evet haklısınız bu çok kolay değil fakat gerçekten sevgiden bahsediyorsak içinizden gelen ilahi bir duygudur sevmek, karşılığını da beklemeden. Bu duyguyu yakalayabilmenin en önemli unsuru kendini sevmekten geçer. Sizin dışınızdaki bütün etkenler değişkendir ve ortadan kalkabilirler. Sabit olan şey sizsiniz ve varlığı daim olmayan bir şeye karşı koşulsuz sevgi besleyemezsiniz. Kendimizi sevebildiğimiz zaman ve sonsuz sevgi kaynağının merkezinde siz olduğunuzu anladığınızda bu sevgiyi başkalarıyla paylaşabilirsiniz.
Saygı Ve Güven
Karşılıklı saygı ve güven bir ilişkide çok büyük önem taşır. Daha önceki yazılarımda da güven duygusuna sıkça yer verdiğim gibi, güven insanın yaratılışındaki temel ihtiyaçlarındandır. Güvenmeyeceğiniz insanı hayatınıza mümkünse sokmamanız sizin için en iyi tercih olacaktır. Güvensizlik zamanla birbirinize olan saygının ortadan kalkmasına ve sizi adım adım mutsuzluğa götüren bir virüs gibidir. Saygı ve güvenin önündeki en büyük engel geçmişinizle birlikte getirdiğiniz ihtimaller zinciridir. Geçmişinizde yaşadığınız iyi yada kötü her olayı deneyim olarak hayatımıza kattıktan sonra anı olarak olması gereken yerde bırakmalıyız. ”Geçmişi affedip vedalaşmak gerekir.” Aileden yada farklı deneyimlerden aldığımız tecrübeler sadece evliliğimizi ilişkimizi yaşamamamızda bize dersler yol göstericileri olmalıdır. Bir kişiyi seçtikten sonra korkularınızı, güvensizliklerinizi, iyi kötü her şeyi geride bırakmalısınız. Aksi halde kendinize ve eşinize hayatı bir nevi zehir etmiş olursunuz. Güvensizlik karşının size vereceği bir hisken ne kadar zor ise, aynı şekilde gereksiz evhamlar yüzündense de o kadar zordur. Ya güvenle ilgili engelleri ortadan kaldırın yada güvenmediğiniz bir ilişkiyi yaşamayın.
Doğruluk
İlişkinizi bir bina olarak ele alırsanız bu binanın temelinde ”Güven” yer almaktadır. Güven oluşturma ve devamlılığını sağlamanın en önemli koşulu ise doğruluktur.Yalan size anlık rahatlama sağlayabilir fakat zaman geçtikçe sırtınızda taşıdığınız ağır bir yük olmaya başlar. Düşünce ve davranışlarınızı olumsuz etkiler. Yalan zamanla bağımlılık yapan çok kötü bir kişilik hastalığıdır. Kendisine yalan söylenmesinden hoşlanan birisine rastlamanız mümkün olmadığına göre, doğruyu söylemenin ödülü olan samimiyet duygusunu hissedebilmeniz için her zaman dürüstlükten ayrılmamanız gerekmektedir.
Beklentiler
İlişki başladıktan sonra değişen beklendiler, aynı zamanda karşılıklı sevgi saygının da değişmesi demektir. Değişen beklentiler ilişkinizi zedeler. Beklentilerinizi en başından iyi belirleyin. Sizi mutlu ve tatmin eden unsurları tam anlamıyla belirledikten sonra karşı taraftan beklenti içerisine girebilirsiniz. İlişki başladıktan sonra sürekli değişen beklentileriniz karşı tarafı ve sizi yoracaktır.Bunu başarmanın yolu kendini bilmekten geçer. Sen ne istediğini bilmezsen ve en başında doğru şekilde belirtmezsen, beklentilerinin karşılanmasını bekleme lüksün olmaz. Karşındaki kişinin sizi kabul etme nedeni olan beklentilerinin değişmesi, size karşı olan duygu ve isteklerin de bitmesi anlamına gelebilir. Dolayısıyla en başında kendimizi şirin gösterme çabaları yerine kendimiz olmayı bilmeliyiz. İlk önce kendinize ”Ben bir ilişkiden ne bekliyorum?” sorunu sorun.
Maskelerinizi Çıkartın
Sanki evlenince her şey anlaşılmayacak gibi; Maalesef çiftlerde sıkça gördüğümüz, farklı rollere bürünmek, maskeler takmak, kendi olmadığı biri gibi davranmak. Hayatımı paylaşacağım dediği kişiyle daha kendi kişilik özelliklerini paylaşamamak, ne büyük bir çelişkidir. Bir ilişkide tam uyumu sağlamak için birbirinizi çok iyi tanımanız ve ortak duyguları paylaşmanız gerekmektedir. Hoşunuza giden insanı etkilemek adına sizi o güne kadar mutlu eden gerçeklerinizden uzaklaşıp Onun sevdiği maskeyi takmak kendinize ve partnerinize yapacağınız en büyük kötülük olacaktır. Kendi hayalleriniz paylaşın kabul görürse birlikte gerçekleştireceksiniz. Evlendikten sonra bambaşka bir adam/kadın oldu sözünün altında yatan ana faktör de budur. Flört/nişanlılık döneminde hiç maç izlemeyen bir adam evlilikten sonra bir futbolcuya dönüşebiliyor. Aynı şekilde alışverişten hoşlanmayan bir kadın evlilik sonrası bir alışveriş bağımlısı çıkabiliyor. Sizi olduğunuz gibi seven birisi ile mutlu ve huzurlu bir ilişki süreci geçirebilirsiniz. Flört/nişanlılık döneminde takacağınız maskeler mutluluğunuzun sonunu getirecek en önemli sebeptir.
Emek Harcayın
Bir insanı kendi hür iradenizle özel hayatınızın içine aldıysanız kendi iç huzurunuz için emek harcamalısınız. Biten her ilişki kendine güvensizliği doğurabilir. Dolayısıyla hayatınıza kimi alacağınızı çok iyi belirledikten sonra sürekliliği için de emek harcamanız gerektiğini bilmelisiniz. Bu kendi kararının arkasında durmaktır. Güvenilir insan olmanın ön koşuludur. Hiçbir başarı yoktur ki emek harcanmadan elde edilmiş olsun. Başarılı bir ilişkinin altında yatan önemli unsurlardan birisi de o ilişkinin devamlılığı için kendi kişiliğinize zarar vermemek suretiyle çaba harcamamız gerektiğini en başından kabul edip uygulamaktır. Evlilik tamam artık evlendik beni her halimle kabul etmeli diyip bir kenara çekileceğiniz bir müessese değildir. Sevginin emek istediği gibi ilişkilerde emek ister.
Sorunları Değil Çözümleri Konuşun
Hayatta olduğu gibi ilişkilerde de her şey yolunda gitmeyebilir. Bunu öngörmeli ve her an sorunlarla karşılaşabileceğimizi en başından kabul etmeliyiz. Bu başlangıç kabulü bile sorunla karşılaştığınızda çözümün yarısını halletmeniz demektir. Kabul sorunun önünde bir kalkandır ve çözümü konuşabilmek için fırsattır. Çevremize baktığımızda çoğu ilişkilerde veya evliliklerde irili ufaklı sorun ve sıkıntıların olduğunu gözlemlediğimizi düşünürsek bunu kabullenmek çok zor olmasa gerek. Soruna odaklanmak ve sadece onu konuşmak, sıkıntının büyümesinden başka hiçbir şeye fayda sağlamayacağı gibi iç huzurumuzu alt üst eden ve sonunda bizi depresyona kadar götürebilen sancılı bir süreçtir. Sorunun farkında olup kabullendikten sonra çözümle ilgili şeyler düşünmek ve konuşmak ise hem bizi hem karşımızdaki kişiyi rahatlatacak ve karşılıklı güven duygusunun kuvvetlenmesini sağlayacaktır.
Sevgiyle Kalın…
Devamı
Mutlu İnsanların Ortak Özellikleri Nedir?
MUTLU İNSANLARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ NEDİR?
Herkesin mutluluğa verdiği ayrı bir tanım vardır. Mutlu bir hayat denildiğinde de farklı beklentileri vardır. Mutluluk Nedir? Kimine göre iç huzur, kimine göre sevdiklerinin yanında olması, kimine göre maddi rahatlık, kimine göre aşk, kimine göre sağlık çoğaltmak elbette mümkün. Bu farklılıkların yanında, Mutlu insanların üzerinde Amerika da Yapılan bir araştırmada; kendilerini mutlu hisseden insanların ortak özellikleri değerlendirilmiş. Sizce ne yapıyor da, bu mutlu insanlar, mutlu kalıyor dersiniz?
Klişeleşmiş ve artık faydadan çok insanın canını sıkan cümleler vardır.”Anı yaşa”,”küçük şeylere kafana takma”, ”boş ver demeyi öğren” ve benzeri mutluluk reçetelerinden eminim hepimiz sıkıldık. Gelin bugün biraz daha değişik bir liste hazırlayalım. Onların hayatlarına gidelim. Biraz daha mutlu insanların ortak özelliklerine yada benzer özelliklerine yakından bakalım.
Mutlu insanlar Daha çok Yeşil Alanlara Gidiyor
Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, yeşil alanı daha fazla olan bölgelerde yaşayan kişilerin, insan yapısı binalardan bir kafeste yaşayanlara göre daha mutlu olduğunu gösteriyor. Yeşil alanların verdiği mutluluk artışının kişinin en mutlu anlarındaki mutluluğun hemen hemen üçte biri kadar arttırdığı belirlenmiş. Mesela şöyle düşünün hayatınızın en mutlu günü, sevdiğiniz ve hayatınızı adadığınız kişi ile evlendiğiniz gün ise, hissettiğiniz mutluluğun yada bebeğinizi ilk kucağınıza aldığınızda hissettiğiniz mutluluğun üçte birine yeşil bir alanda gezerek ulaşabildiğiniz belirtiliyor. Başka bir araştırmaya göre bir doğa parçası içinde sadece beş dakika gibi kısa bir süre dahi geçirmek, kişinin özgüvenini artırıyor. Bu bilgilere dayanarak çok rahat denebilir ki, artık baharın da kendini yavaş yavaş gösterdiği günlerde mutlu hissedebileceğimiz yeşil alanlara kaçmakta fayda vardır.
Mutlu İnsanlar Hayattan Keyif Almaktan Vazgeçmezler
Hayattan keyif almak yediğin bir yemekten lezzet almaya benzer. Sadece karnın doysun diye değil de duyguların da tatmin oldu diye yemek . İşte hayattan keyif almak da sadece yaşamak yada nefes almak değil de, hayatın bütün nimetlerinden, bütün duyularıyla faydalanmak ile olur. Mutlu insanlar için bu keyif; Kimi zaman samimiyet, şükran ve aileyi çağrıştıran kavramlarla tarif edilebilir. Kimi ne göre hayattan alınan keyif, sanki ‘Bütün yıl süren bir Bayram gibi” tarif edilir. Hayattan alınan keyif; Kişinin içinde bulunduğu ortama dair tam bir farkındalık içindeyken hissettiği dostluk, şefkat, tamlık ve huzur duygusudur. Hayattan keyif almak her an mümkün, Bir hafta sonu tatilinde, dostlarla bir sohbette, ailecek bir tatil de, yada hayatın herhangi bir dönemin de. Hayattan keyif almak tamamen kişilerin bakış açılarıyla, hayatı nasıl görmek istemeleriyle alakalı bir durumdur. Bazı insanlar, en ufak şeylerden bile kendilerine keyif alacakları bir nokta çıkarmayı başarabiliyorlar. Mutlu insanların ortak noktalarından biri, kesinlikle mutlu olacak kendilerine bir şey bulmaları.
Mutlu insanlar sevdiği işi yapar
Kim sevmediği işi yapmak ister ki? yada kim sevmediği işi yapıp da mutlu olmayı umabilir ki? Bu neredeyse imkansızdır. Fakat İşinde mutlu olan insanların hayatta da mutlu olmaları ise elbette sürpriz değildir. Yapılan bir araştırmada bana ilginç gelen bir yaklaşımı sizle paylaşmak isterim. araştırmaya göre, işini severek yapan ve dört elle sarılanların% 71’i kendini güçlü ve başarılı buluyor, işinden soğuyanlarda ve işini zoraki yapanlarda bu oran % 42 olduğu görülmektedir. Buraya kadar her şey normalmiş gibi görünse de araştırmanın bir sonraki maddesin de; Kendini güçlü ve başarılı bulan işsizlerin kendini güçlü ve başarılı bulma oranıysa % 48 olarak belirlenmiş. Yani Başka bir deyişle, işsizler arasında kendini iyi hissedenlerin oranı, sevmediği bir işe takılıp kalanlardan daha yüksek.
Bu sonuçlarda kişilerin sevdiği yapmaları, gönül verdiği işlerle uğraşmaları, hayata bağlılıklarını ve mutluluklarını ciddi manada etkilemektedir.
Mutlu İnsanlar İçlerinden Geldiği Gibi Davranır
Çocuklara bakıldığında çok hayatın farkında değillerdir. Çevrelerinde ne olursa olsun onlar savaş ortamlarında bile gülünecek bir şeyler bulabiliyor. Tabi ki anlatmaya çalıştığım çevremizde her şey çok iyi gibi davranmanız değil ama zaman zaman yetişkin kimliğinden sıyrılıp içinizden geldiği gibi davranmak dan bahsediyorum.
Mesela Daha çok çiçekler arasında dolaşın yada çıkarın ayakkabılarınızı toprakla buluşun. Üzerindeki negatif elektriği atmanıza yardımcı olacaktır. Basit gibi gelebilir; Çiçek kokusu diyip geçmeyin; Çiçek kokularının insan davranışlarının üzerindeki etkisini gösteren pek çok araştırma var. Çiçek kokulu odalarda kutluluk ve dostluk hisleri yükseliyor. “Çiçek kokuları sizi mutlu edebilir, sosyal etkileşimi arttırır” ve yine toprakta bulunan ‘dost’ bakteriler, bağışıklık sistemini güçlendiriyor, beyinde serotonin salgısını artırıyor, negatif enerjinizi alır ve depresyondan kurtulmaya yardımcı olur. Mutsuzluğu yok edecek tedbirler almak da mutluluğu size getirecektir. Basit ama içinizden geldiği gibi..
Mutlu İnsanlar Daha Çok Spor Yaparlar
Bunu duymak istemiyor olabilirsiniz, ancak korkacak bir şey yok. Spordan kast edilen kan ter içinde maraton koşmak değil. Orta yaşlı kadınlar üzerinde yapılan araştırmaya göre ”orta düzeyde” egzersiz yapan kadınlar, egzersiz sonrasında sıkı egzersiz yapan kadınlardan daha mutlu, daha enerjik ve iyi hissediyor. Buda bize çok net gösteriyor ki, mutlu insanların mutluluk kaynaklarından biri de bedenlerine gereken önemi vermeleri.
Mutlu insanlar Mutluluğu Takıntı Yapmaz
Nasıl ki neyin peşinden koşarsak, bizden kaçar. Mutluluk kovaladıkça kaçar. Ama sen yolunda gidersen mutluluk da seni takip eder. Yine yapılan başka bir araştırmanın sonuçları da, Mutlu olmayı önemseyen kadınların, bu kavramı pek de kafalarına takmayanlardan daha mutsuz ve depresif olduklarını ortaya koymaktadır. Mutlu olmaya çabalamak sizi mutsuz kılabilir. Görünüşe göre inat ve ısrarla mutluluk aramak, kişiyi öz yıkıma götürüyor. Siz sadece anı yaşamaya ve hayattan keyif almaya, çalışın mutluluk arkanızdan gelecektir
Mutluluğun peşinden koştuğu bir yaşam dilerim…
Sevgiyle Kalın…
Daha Canlı Bir Evlilik İçin 7 Öneri
DAHA CANLI BİR EVLİLİK İÇİN 7 ÖNERİ
Her şey evleninceye kadar mıdır? İmzayı atınca ne değişiyor da ilişkiler sıradanlaşıyor, romantizm kaybediliyor dersiniz? Hayat bir rutine bağlanıp, belli kurallara kalıplara oturtuluyor ve sanki kontrol sizden çıkmış gibi günler geçip gidiyor. Fakat sürede eşler birbirine uzaklaşıyor, yaşamlarından lezzet almaz hale geliyor, heyecandan uzaklaşıyorlar. Günümüzde günlük yaşantının bu sıkıcılığı ve rutininden kurtulmak için eşler çözüm aramalıdırlar ki evliliklerini sağlıklı bir şekilde uzun yıllara taşıyabilsinler. Evet evliliğinizi o ilk tanıştığımız zamanlardaki gibi heyecanla yaşamak için neler yapmalısınız? Evliliğinizi canlandırmanın yolları nelerdir? Gelin hep beraber bakalım…
1-Birbirinizi Şımartmayı İhmal Etmeyin
Unutulmaması gereken, eşler arası aşk ve cinsel çekim çok güçlü bir bağlayıcıdır, fakat bir o kadar da hassas duygulardır. Her insan yaratılış gereği, beğenilmek ve çekici görünmek ister. Her ne kadar bu duygu sadece kadınlara ait gibi görünse de; Erkekler de en az kadınlar kadar kendilerine aşık olunmasından, güzel sözlerden çok hoşlanırlar. Bunun tam tersi, düşüncesiz davranışlar ya da kırıcı sözler, bırakın aşkı geri getirmeyi, var olan ilişkinizi de çok çabuk zedeleyebilir. Her eş ona ne kadar yumuşak ve sevgi dolu davranılırsa davranılsın, eleştirilmekten endişe duyar. İlişkinizin gereksiz yıkıcı eleştirilerle, kaba ve kırıcı sözlerle sabır kotasını zorlamak yerine, eşinizi iltifatlarınızla, ona olan sevginizi hatırlatarak şımartmayı deneyin. Emin olun bu yıpranan ilişkiler için güzel bir bakım olacaktır.
2-Hayatı Yaşamayı Bırakmayın
En büyük yapılan hatalardan biride kişilerin, evlendikten sonra yaşama kendini kapayıp, sanki sadece evlilik var zannedilip, günlük rutinle kendi kendiyle bile ilgilenmeyi unutabiliyor olmalarıdır. Aslına bakarsanız evlilikte canlılığı yitirmemek için kişilerin her zaman kendilerine yaşamdan yeni şeyler katmaları ve bunu bir paylaşım haline getirmeleri gerekir. Biz genelde eşlerinden ayrılan kadınlarda, hayata daha güçlü tutunup kendini ispat etme çabasını görüyoruz. Bu kadınlar; kendilerini işlerine verip, güzelliklerine dikkat ediyorlar. Fakat önemli olan gerek erkek, gerekse kadın olsun, bunun için boşanmayı beklememek gerekir. Hayatı evliyken de yaşayabilirsiniz ve bunu size çok seven bir yol arkadaşı ile yapmak eminim evliliğinizi canlandıracaktır.
3- Kendinize Ait Sosyal Hayatınız Olsun
Birçok evli çiftin yaptığı bir hatada, birbirlerinin dışında, bir hayat yokmuş gibi davranmaları ve hep ortak hareket ettikleri için birbirlerine anlatacak konularının kalmamasıdır. Bu şekilde eşler zamanla muhabbetten uzaklaşır ve konuşmaz hale gelebilirler. Bunun için ister iş arkadaşlarınızla geziye, ister dil ya da sizi mutlu eden herhangi bir kursuna gidin. Ama mutlaka kendiniz için bir şeyler yapın. Böylece eşinize anlatacağınız farklı konularınız olur. Eşlerin farklı sosyal hayatları olması da ilişkiyi monotonluktan kurtaracak önemli bir faktördür.
4-Eşinizi Değil, Kendinizi Değiştirin
Hayatta unutmayacak kurallardan biride ”Biz kendimizden başka kimseyi değiştiremeyiz”. Bu kural elbette eşiniz içinde geçerlidir. Onu değiştirmek istedikçe yorulduğunuzla kalırsınız. Özelliklede eşinizi söyleyerek, tekrarlayarak değiştirmeye kalkmak kazanç getirmediği gibi, sizi kendisinden uzaklaştırmasını sağlar. Gerçek şu ki, kadınlar problemleri konuşarak çözmek isterken, erkekler çok konuşmayı sevmezler. Bu yüzden her şeyi tekrar dile getirmek yerine, davranışlarınızla ona yol gösterin. Zamanla eşinizin de size uyum sağladığını fark edeceksiniz. Yani siz olaya bakış açınızı kendinizi değiştirin eşinizde size göre değişecektir.
5- Eşinizin Akıl Hocalığını Bırakın
Çoğu kişi ne yapması ne yapmamsı gereken cümlelerden hoşlanmaz. Evlilikte de her ne kadar ortak kararlar alınması noktalar fazlada olsa, bir tarafın istediğini kabul ettirmek için, diğeri yerine karar verip söz söylemesi ”Akıl Hocalığı” yapması ilişkiyi yıpratır. Özellikle kapanmış ya da geçmişte kalmış konuları tekrar tekrar gündeme getirerek evliliğinizi hoş olmayan noktalara taşıyabilir. Ayrıca, eşinizin her konuya yorum getirip fikrinizi söylerken, her söylediğinizi doğru kabul etmesini beklemeyin. Bunun yerine karşınızdaki kişinin sözlerine ve fikirlerine değer verdiğinizi göstererek dinleyin.
6- Onun kurallarını da gözetin
Evli çiftler, her şeyden önemlisi birer bireydir. Ve iki tarafında kendilerine has baskın karakterleri olması normaldir. Fakat konu birliktelik olduğunda her zaman baskın karakterini öne çıkarmak yerine, bazen eşinizin baskın huylarını öne çıkarmanın, evliliğe katacakları oldukça büyüktür. Her ne kadar sağlıklı bir ilişkide baskın rolün eşit dağılmış olması esas olsa da, Ancak arada bir küçük jestler yapmak yararınıza olabilir. Her zaman ille de eşit olmak için çabalamayın. İletişim kurarken, eşinizin iyi hissetmesini sağlamak, tamamen sizin yararınıza olur ve işinizi kolaylaştırır. İnatlaşmalar ise sadece ilişkiyi germe ve kopma noktasına getirir.
7- Sorun Değil, Çözümü Konuşun
Sorun bulmak ve bunları her fırsata ortaya çıkarmak size ve ilişkinize pozitif yönde bir kazanç sağlamayacaktır. Bir sorunla karşılaştığınızda, kimin suçlu olduğunu bulmaya çalışmaktan vazgeçin. Sadece çözüme yoğunlaşın ve çözümü konuşun. Karşılıklı suçlamalar ve imalar hem çözümü zorlaştırır, hem de aşkınızı zedeler. Bakış açınızı ”Bugüne kadar olan oldu bundan sonra ne yapabilirim” diye bakmak gerekir.
Daha Huzurlu ve Mutlu bir evlilik temennisiyle …
Sevgiyle Kalın…
İlişkinizde İlgi Ve Kontrol Dengesi Nasıl Olmalı?
İLİŞKİNİZDE İLGİ VE KONTROL DENGESİ NASIL OLMALI?
Maalesef son yıllarda boşanma oranında hızla artış olması, ilişkileri tekrar mercek altına almaya itiyor. Tabi ki farklı farklı sorunlar yaşansa da temeline bakıldığında derinlerde yaşanan farklı korkuların yada endişelerin var olduğunu görüyoruz. Kişilerin bağlanma korkusu, evlilik korkusu, erken karar verme tedirginliği, ilişkiden emin olamama, ilişkiye fazla beklenti yükleme gibi nedenler olabiliyor.
Acaba önceden de var mıydı böyle sorumlar yoksa değişen moda ile sorunların da mı modası değişti dersiniz? Boşanmayı yada bu sorunları bu kadar gündeme getiren sebep ne dersiniz?Geçmişten günümüze bakıldığında, kadın ve erkeğin ilişki yaşantılarındaki farklar neler olabilir? Günümüzde çok yaşanan, ve evlenecek hanımların en büyük sıkıntısı olan, erkekler neden korkan taraf da kadın hep ikna eden, evliliğe sürükleyen taraf ? Bu hep böylemiydi?
Modern Çağ İlişkilerinde Kadınlar Mutsuz
Modern çağın çeşitliliği hayatın her alanında kendini gösterdiği gibi, kişilerin değişen teknolojiye ayak uydurmaları, sosyal çevrelerinin daha rahat ve geniş olması, Eskiye nazaran erkek ve kadının gerek iş gerek özel hayatındaki paylaşımlarının artması ilişkilerde de çeşitliliği arttırmıştır. Bu artışla birlikte aslında belki de hep var olan fakat yeni düzenin getirdiği değişimle birlikte, artık daha fazla göze çarpmaya başlayan ilişkisel sorunlar gündeme gelmeye başlamıştır. Bu ilişkisel sorunların en sık rastlanılanı kadınların erkeklerle olan ilişkilerinde genelde ; daha huzursuz, daha memnuniyetsiz, daha beklentilerini bulamayan taraf haline getirdi.
Erkeklere göre neden kadınlar daha şikayetçi dersiniz? Nedene bakıldığında bir çok nedeni vardır, bunlardan biride, ”İlişkinizde ilgili misiniz? yoksa kontrol etme meyilli misiniz?” İşte tamda gerek erkek gerek kadınlarda olsun bu denge çok korunamamakla birlikte sorunlar meydana gelmektedir. Erkeklere göre kadınların daha fazla sorun yaşaması ise, erkeklerin ilgili bir eş ile kontrolcü bir eş dengesini daha kurmak da daha fazla zorlanmaları ve kontrolcü taraflarının çok daha ağır gelmesinden kaynaklanmaktadır. Kimi kadınlar bu aşırı ilgi yada kontrolcü tavrı ”Baba ” modeli gibi benimseyip eşi olduğu için haklı olduğuna inanırken, kimi kadın ise ilginin kontrolcülük olmadığını, böyle ilgi istemediği noktasında direnir, ve erkeğe kendisini ile nasıl ilgilenmesi noktasından yakınan eşiyle sorun yaşayabiliyor hatta çok ileri noktalara tanışabildiğini görüyoruz.
İlgi ve Kontrol Arasında Denge ;
İlişkilerde İlgi ve kontrol arasındaki denge kurulamadığı takdirde; iki şikayet öne çıkar. Birisi hakimiyetten sıkılan kadın, diğeri ise erkeğin ilgisizliğinden bıkan bir kadın. Bu iki durum arasında bir türlü denge kurulamıyor.Bunun kurulamamasının nedeni incelendiğin de birinci olarak, yüzyıllarca süregelen bir olgunun etkisi, bir de çocuk yetiştirilirken anne ve babalar tarafından yapılan yanlışlar. Babası da öyle olduğu için erkek çocuk hemen babayı modelliyor ve ileride beraber olduğu kadına da aynı şeyi yapıyor. Babası tarafından kontrol edilen kız da ileride kendisi tarafından kontrol edileceği bir erkek arıyor. Zaten annesine de baktığı zaman aynı tabloyu görüyor. Artık sevgi ve ilgi ifadesi asla kontrol etmeden bağımsız olamıyor; bu iki çeşit davranış, kişilerin kendi ilişkilerde de yerlerini alıyor ve tabii acıyı tartışmaları da beraberinde getiriyor.
Kontrol olgusundan bağımsız bir sevgi ve ilgiye herkesin ihtiyacı var. İlgisiz erkeğe gelince, bir erkek ya zaten baştan ilgisiz olabilir ya da kadının çok fazla üstüne gelmesiyle ilgisizleşmiş olabilir. Bir erkek baştan ilgisizse küçüklüğünde ilgi görmemiş ve ilgiyi nasıl göstereceğini bilemiyor olabilir. Kadının ilgi bekleme ve kendisine güvenmeme baskısından sıkılan erkeğe gelince savunma mekanizması olarak ilgisizleşmeyi ve kopmayı geliştirmiştir. İlgisizleşmiş ve eşinden kopmayı seçen erkeği günümüzde çok sık rastlarız. Zamanla kopuş olur fakat kendisi bile süreç de çok koptuğunu farkında değildir zamanla ise eşinden uzaklaşır.Burada kadının neden kontrol etmek istediğine bir göz atarsak ilişkide kendini güvende hissetmeyen bir kadın genelde kontrol etme ihtiyacı duyar. Bu güvensizlik yetiştirilme sonucu temelde var olan bir güvensizlik de olabilir, ilişkide erkeğin çizdiği tabloya bağlı olarak gelişen bir güvensizlik de olabilir.
Çözüm Ne Olmalı;
Eşlerin karşılıklı diyalog ile birbirini anlamaya, ve ne beklediklerini birbirlerine sunamaya ihtiyaçları vardır. Bilmedikleri belirsizlikler kişileri güvensizliğe iter. Yada bazen gereksiz ve olması imkansız beklentilerde kişileri depresyona sürükler. Yapılması gereken makul orta yolların bulunması ve ilişkide ilgi ve kontrolün dengesi sağlanmalıdır. Çoğu zaman eşler olayın içinde oldukları için fark edemeye bilirler ilişkilerinde çözüm bulmaları gereken nokta tam neresi. Böyle durumlarda yanlış konuları konuşmak da çözümsüzlük getireceği için bir uzmanla çalışmak da fayda vardır.
Fakat unutulmaması gereken, yıllardır anne, baba yada farklı bireylerden ve ilişkilerden etkilendiğiniz noktalara inilmeli ve aynı yanlışlar bugünkü ilişkilere taşınmamalıdır. Modern çağın ilişkiler getirdiği değişiklik ve sorunlara tahammül etme sınırı eskiye göre çok farklıdır. Aynı tutumlar ile gitmek ilişkiyi sadece çıkmaza sokar.
”Her İlişki kendisi yeni bir makinedir. Her birinin kullanma kılavuzu farklıdır. Siz kendi kılavuzunuzu eşinizle beraber yeniden yazın”.
Sevgiyle Kalın…
Mutlu İlişki İçin Olumlama
MUTLU İLİŞKİ İÇİN OLUMLAMA
Olumlamalardan daha öncede bahsetmiştik, olumlama bir nevi dua demektir. Biz farkında olalım yada olmayanlar bilinç altımızda yatan olumlu yada olumsuz cümleler hayatımızı ciddi manada etkilemektedir. Bilinç altımızda ilişkilerimize karşı beslediğimiz, olumsuz cümleler ve cümlelerin negatif elektrik ilişkileri bazen hiç sebebi bilinmeden çıkmazlara sürükleyebiliyor.
Hayatınızı yada ilişkilerinizi şöyle bir gözden geçirince kullandığımız olumlu cümlelerin sayısı olumsuzlardan daha az ise sıkıntı var demektir. Bu da ancak bilinç altınızı tekrar programlayarak giderilecek bir durumdur. Bilinç altınızı programlamakla hem hayatınızın hem de ilişkinizin seyrini değiştirebilirsiniz.
Evet olumlama, aslına dua demektir demiştik… Dua’lara olan inancımızla bu durum birleşince aşağıdaki olumlamalardan ilişkiniz ve kendiniz adına güzel sonuçlar alacağınızı düşünüyorum. Yalnız 21 gün sıkılmadan, usanmadan, ertelemeden sabah ve akşam yatmadan tekrar etmek bu olumlamaları yapmanın en önemli ayrıntısıdır. Aşağıdaki olumlamalara kendinizde ekler ilave edebilir kendi olumlamalarınızı oluşturabilirsiniz. İşte Mutlu ilişki için olumlama;
İlişkimde güvendeyim.
Sevdiğimle emin ve güvende hissediyorum.
Sevdiğimle güveniyorum.
Kıskançlığımı Yeniyorum.
Sevdiğimle daima açık ve dürüstüm
İlişkim güven ve dürüstlük üzerine kurulu
Sevdiğime her zaman doğruları söylüyorum.
Sevdiğim beni seviyor.
Sevdiğim bana değer veriyor.
Sevdiğim beni önemsiyor.
Sevdiğim bana karşı dürüst.
Sevdiğim her zaman güvenirim.
Sevdiğim bana her zaman güvenir.
Sağlıklı bir ilişkiden keyif alıyorum.
Sevdiğimle ve ben daima duygularımızı konuşuruz.
Biz sağlıklı bir ilişkiden keyif alıyoruz.
İlişkime bağlıyım
Sevdiğime bağlıyım.
Sevdiğime karşı her zaman açığım.
Biz birbirimize her zaman açığız.
İlişkim güven ve dürüstlük üzerine kurulu
Bizim ilişkimiz güven ve dürüstlük üzerine kurulu.
Sevdiğimle birlikte ileriye, geleceğe bakıyorum.
Sevdiğim benim pozitif bakış açımı takdir ediyor.
Sevdiğim benimle gurur duyuyor.
Sevdiğim ve ben birbirimize huzur veriyoruz.
Sevdiğim insanın, her geçen gün bana karşı sevgisini daha çok hissetirmesini seçiyorum.yaşıyorum.
Sevdiğim insanla her geçen gün birbirimize,ilişkimize,ailelerimize daha fazla saygı duymayı seçiyorum,yaşıyorum.
Sevdiğim insanla, her geçen gün birbirimize olan sevgimizden, ilişkimizden eminlik yaşamayı seçiyorum.yaşıyorum
Sevdiğim insanın, her geçen gün bana karşı ilgisinin daha fazla olmasını seçiyorum.yaşıyorum
Sevdiğim insanın, her geçen gün bana daha fazla değer vermesini bana daha aşk dolu bakmasını seçiyorum yaşıyorum.
Sevdiğim insanın, her geçen gün beni hayata duruş şeklimi,fikirlerimi,düşüncelerimi,davranışlarımı daha fazla önemsemesini seçiyorum yaşıyorum.
Sevdiğim insanla ilişkimiz her geçen gün daha güvenli ve dürüstlük üzerine kurulu olmasını seçiyorum yaşıyorum.
Sevdiğim insanla her geçen gün ilişkimizde her şeyimizi paylaşmamızı seçiyorum yaşıyorum.
Sevdiğim insan ,her geçen gün benim hayattaki,işimdeki Başarımdan gurur duymasını,beni takdir etmesini seçiyorum yaşıyorum
Sevdiğim insanla her geçen gün ilişkimize daha bağlı olmayı seçiyorum yaşıyorum.
Sevdiğim insanla her geçen gün daha fazla telefonda konuşmayı birbirimizin sesini duyunca daha mutlu,daha Başarılı, olmayı seçiyorum yaşıyorum.
Sevdiğim insanla ilişkimize her geçen gün ileriye ,geleceğe doğru bakmayı seçiyorum yaşıyorum.
Sevdiğim insanla her geçen gün birbirimizle sohbet etmekten, konuşmaktan,birlikte eğlenmekten, daha fazla zevk almayı seçiyorum yaşıyorum.
Sevdiğim insanla her geçen gün birbirimize daha fazla huzur vermeyi,birbirimize sakinlik vermeyi seçiyorum yaşıyorum.
Sevdiğim insan her geçen gün bana kadın olduğumu hissettirmesini seçiyorum yaşıyorum.
Sevdiğim insanın her geçen gün bana daha fazla hayranlıkla bakmasını seçiyorum,yaşıyorum.
Sevdiğim insanla her geçen gün birlikte birbirimize daha fazla güven vermeyi seçiyorum yaşıyorum
Sevdiğim insanla her geçen gün daha fazla sosyal
olmayı,arkadaşlarımızla,ailelerimizle,birlikte vakit geçirmekten zevk almayı seçiyorum yaşıyorum.
Sevdiğim insanla birbirimize her geçen gün daha merhametli,daha şefkatli olmayı seçiyorum yaşıyorum.
Sevdiğim insanla her geçen gün birbirimize daha özgür olmayı seçiyorum yaşıyorum.
Sevdiğim insanla her geçen gün aynı evin içinde huzurlu,mutlu,sağlıklı,değerli,bolluk bereket içinde olmayı seçiyorum.yaşıyorum.
Sevdiğim insanla birlikte muhteşem, eğlenceli, kalabalık, bir düğünümüz,olmasını seçiyorum yaşıyorum.
Sevdiğim insanın her geçen gün bana daha fazla güzel sözler,iltifatlar etmesini seçiyorum yaşıyorum.
Sevdiğim insanla her geçen gün aşkı, sevgiyi, mutluluğu, huzuru, sohbeti, muhabbeti, bolluk bereketi kendimize hayatımıza çekmeyi seçiyorum.biz çok mutlu , huzurlu, sağlıklı, aşk dolu sevgi dolu,saygı dolu,neşe dolu bir ilişki yaşmayı seçiyorum.
sevgiyle kalın
Mutlu Cinsellik İçin Öneriler
Mutlu Cinsellik İçin Öneriler
“O”nu mutlu etmek hiç zor değil. “O” ister kadınınız olsun, ister erkeğiniz… Hiç fark etmez! Cinselliğin de tıpkı hayatımızın her alanında olduğu gibi kendine has kuralları var… Bu kuralları uygulandığı sürece “O” da “Siz” de cinsellikte mutluluğu yakalarsınız…
Kitaplarda, dergilerde, gazetelerde ve hatta internette bile cinsellik hakkında milyonlarca yazıya ulaşmanız mümkün. Peki bu kadar bilgi kalabalığının içerisinde hangileri size göre?
Size dünyada genel kabul gören birkaç basit öneride bulunacağım. Bunlar
“herkese uymayabilir” ancak genel olarak başarı neticelendirir…
1-DÜNYADAN UZAKLAŞIN; Sevişmeye başlamadan önce kafanızdakileri bir köşeye atmanız gerekir aksi halde sevişmeye hiç başlamayın… Çünkü sonuç hüsranla sonuçlanacaktır…
2- TEMİZLİK ; Belki bunu okuyunca gülebilirsiniz ama çoğu partneri (erkek veya kadın fark etmez) cinsellikten soğutan sebeplerin başında gelir…
Mutlu bir sex yaşamak için önce bir duş alın! Daha açık belirtmek gerekirse özellikle bacak araları sabunla iyice temizlenmelidir. Çünkü o bölge doku yapısı nedeniyle yürüyüş esnasında terler ve çok kötü kokar… Bu koku tüm isteği bir anda yok edebilir…
Tüylerinizle yatağa girmeyin! Hem erkek, hem de bayanlar için geçerli bir kural… Gerçi erkeklerin bu kurala çok uyabilecekleri söylenemez ama göbek altı bölgesini temiz tutmak hiç te zor değil… Bayanların en acılı kurallarından biri ama maalesef bunu yapmak zorundasınız… “Daha geçen hafta aldım! Ne çabuk çıktı :(” gibi bahaneler maalesef geçersiz… Beni erkeğim böyle seviyor diyen bayanlara sesleniyorum “erkeğiniz tüyleri sadece bir bölgenizde beğenebilir tabi tercih meselesi ama unutmayın ki diğer bölgeler için bahane yok”
Tırnaklara dikkat! Özellikle erkekler tırnaklarını kısa ve kenarları yuvarlak tutmalı… Zira sevişirken parmaklarınız size lazım olabilir. Kaş yapayım derken göz çıkarmak istemeyiz değil mi?
Temizlik konusu saatlerce anlatılabilir… Ancak uzatmadan temiz iç çamaşır, temiz çarşaflar ve yumuşak kokular….
3- DOKUNMAK; Genelde Türk usulü sevişmelere yabancı bir fiil! ama maalesef bunu kabul etmek durumundayız… Genelde çiftler sadece birbirine baskı kurmak için birbirlerine sarılırlar ve bunun adı dokunmak olur… Unutmadan söylemeliyim ki çimdik ve gıdık ta dokunmak değildir 🙂
Oysaki dokunmak hissetmektir! dokunmak sevmektir… Kadınınızın veya Erkeğinizin her yerine dokunun ve hissetmeye çalışın…
4-ÖPÜŞMEK; Aslında sevişmenin altın kurallarından biridir öpüşmek… Ancak öpüşmekten kasıt sadece dudak dudağa muhabbet kuşları misali öpüşmek değildir. Tabiki kadınınızı veya erkeğinizi dudağından öpebilirsiniz ve öpmelisinizde ama bunun suyunu çıkarmak zorunda değilsiniz… Öpüşürken olabildiğine sakin, yavaş ve ıslak dudaklarla partnerinizin vücudunu da öpmeyi deneyin… Bu sevişmenize heyecan katacaktır… ve partnerinizin uyarılmasını sağlayarak mükemmel bir orgazma zemin hazırlayacaktır…
5- ACELE ETMEYİN; Sevişirken bir yerlere birşeyler yetiştirme çabasına girenlere sözüm… 3-5 kez çiftleşir gibi boşalacağınıza 1 kez sevişerek uzun uzun boşalmayı deneyin. Keza hızlı hızlı yaptığınız şey mastürbasyondan başka birşey değildir!
6-CİNSEL BİRLEŞME; Seksologlar insan vücudunda türlü türlü noktalar keşfetmişler ve bu noktalara harflerle isimler vermişler G noktası, U noktası, Y noktası, A noktası gibi gibi… ama adamlar hep kendi dillerine göre isimlendirmişler… Korkmayın benden bu tür isimler duymayacaksınız… Yukarıda bahsettiğim önerileri eğer uygulayabildiyseniz mutlu sona çok az kaldı demektir. Bundan sonrası bildiğimiz şeyler 🙂
Sırf kendi zevkiniz için partnerinizi incitmeyin! Hatta cinsel birleşmeden önce oral sex her iki taraf için de harika bir orgazm zemini olacaktır… Olabildiğine sakin ama ritimli bir şekilde ilerleyin…
Pozisyon değiştirmeyi unutmayın… Unutmayın ki zevk almak ve zevk vermek için sevişiyorsunuz bu yüzden aldığınız zevki uzatmak için belli aralıklarda pozisyon değiştirin. Bu değişim esnasında geçen süre sizin az da olsa dinlenmenizi ve daha uzun sürede orgazm olmanızı sağlayacak.
Cinsel birleşmeyle ilgili detayları bir sonraki yazımda sizlerle paylaşacağım…
Sizlere mutlu bir cinsel hayat diliyorum… Sevgilerimle
DevamıBeslenmeyen İlişkiler Ölür!
BESLENMEYEN İLİŞKİLER ÖLÜR!
İlişkilerin bize mutluluk vermesi için sağlıklı ve nitelikli olması gerekir. Aynen bütün canlı varlıklar gibi aslına bakarsanız ilişkide canlıdır. Nasıl ki yaşayan her canlının beslenmeye ihtiyacı var ilişkilerin de beslenmeye ihtiyacı vardır beslenmeyen ilişkiler ise ölmeye mahkumdur. Bu gün sağlıklı ilişki için neler yapılabilir beslenme yolları nelerdir bunların üzerinde durmaya çalışacağız.
Boşanma olaylarının artması yada boşanma ile bitmese de bir çok danışanımın bize ulaşma sebebinin ilişkilerindeki sorunların artmasından kaynaklandığını gözlemliyorum. Peki günümüzde sağlıklı bir ilişki yürütmek gerçekten çok mu zor? Sorunlu ilişkilerde nerede yanlış yapıyoruz? Sağlıklı bir ilişki yürütmenin püf noktalarına gelin bir de beraber bakalım.
En Büyük Problem Güven Eksikliği
daha önceki yazılarımdan birin de ilişkilerdeki 6 temel ihtiyaçtan bahsetmiştim. Duygusal ihtiyaçlar yemek ,içmek, nefes gibi hayatta olmazsa olmaz, eksikliğinde kendimizi yarım hissettiğimiz ihtiyaçlardır. Şöyle sıralayabiliriz; 1-Güven ihtiyacı, 2-Emin olmama ihtiyacı, 3-Farklı olma ihtiyacı, 4-Benzer olma ihtiyacı, 5-Gelişme ihtiyacı, 6-Katkıda bulunma ihtiyacı. Burada sizin de gördüğünüz gibi güven ihtiyacı en başta gelmekte. İlişkide çiftler aralarında olan güven problemi çözülmediği taktirde o ilişki bugün yada yarın yıkılmaya mahkumdur. Güven oluşturulduğunda ilişkide, diğer basamaklara daha kolay adapte olunabilir
Evlilik Beraberliğin Garantisi Değildir
Başta da dediğimiz gibi nasıl ki her canlının beslenmeye ihtiyacı var, ilişkilerin de beslenmeye ihtiyaçları var. Ve ilişkilerin besin kaynağı da bu saydığım 6 temel ihtiyaçtır. Bu ihtiyaçların her biri ilişki için olmazsa olmaz gibidir. Bu ihtiyaçları giderilmeyen bir ilişki ölmeye mahkumdur.
Ne yazık ki evlilik adına atılan imza, sanki artık beraberliğin sonsuza kadar garantisi gibi algılanıyor. Maalesef çiftler evlenmeyle beraber sanki ilişkilerini garanti altına aldıkları düşüncesi, evliliklerinde ki ilişkilerini besleme ile ilgili çalışmaları umursamamaya yol açıyor. Daha fazla ”Beni seviyor musun” soruları soruluyor. işte tam burada ciddi bir problem var demektir. Sevildiğinden emin olan hiç kimse beni seviyor musun? diye sormaz. Çiftlerin ilişki adına beslenilmesi gereken temel ihtiyaçlarda bir doyumsuzluk olduğu ve çiftler tatmin olamadığı için, sorgulama ihtiyacı görülmektedir. Çünkü diğer taraf seni seviyorum dese de aslında ihtiyacı olan bu söz değil ilişkideki asıl temel ihtiyaçlarının karşılanmasıdır.
İlişkilerinizi bu tarz durumlara sokmamak için evliliği bir garanti olarak görmemenizi ve ilişkilerinizi bir rutine sokmaktansa her gün yeni şeyler katmanızı tavsiye ederim. Bazı ilişkilerde ise çiftler tek noktaya odaklandığı için, ilişki de genel olan sorunları göremeye bilirler. Bence ilk sorunlar çıktığı noktada bir uzmana gitmeleri en doğrusu. Geçer gider umuduyla ilişkiyi olumsuz bir süreçte devam ettirmemek gerekiyor.
Hatta bizim tavsiyemiz; Evlenmeden önce, bilinçli şekilde bir uzmandan bilgiler alınırsa, ilişki daha sağlıklı bir şekilde başlar. Hiç vakit kaybetmemiş, birbirlerini hırpalamamış olurlar. Profesyonel bir kişinin yardımı her zaman işe yarar.
Erkeklerin Rahatlıkları İlişkilerde Sorun Oluşturuyor
Kadınlar ilişkilerinde sorunlar yaşadıklarında çözüm bulmaya kitaplar, dergiler karıştırmaya başlıyorlar. Fakat erkekler sorun olduğunu hemen kabul etme yanlısı değiller. Bu yüzden kadınların durumu daha zor geçiyor. Kadının ev, iş, çocuk gibi birçok sorumluluğu var. Bunların altında eziliyor. Erkekten beklenen sadece iş sahibi olması. Erkek iş sahibiyse, yapması gerekeni yaptığını düşünüyor. Eğer işi iyiyse, aile düzenini kurmuşsa, o düzeni bozmak istemiyor. Kadının yaşadığı sorunun da çok farkında olmuyor. Kendince görevini yapıyor. Kadın da bir noktada bunalıyor ve arayışa çıkıyor.
Burada hanımlara özellikle tavsiyem; eşinizi de sizin gibi ilişkinizin içine sokmak ve ilişkinizi beslenmesine katkıda bulunmasını istiyorsanız, dikteler ve suçlamaları bir köşeye bırakın. Ve neler hissettiğinizi paylaşın. Duygularınızı paylaşın. Duygu varsa ilişkide umut da vardır. Bu duygu kızgınlık ve öfke bile olabilir. Bu o ilişkinin hala ölmediğini gösterir.
İlişkinin Öldüğünü Nasıl Anlarız?
İlişkinin de ölme süreci vardır. Bu sürece gidildiğinin belirtileri ise; ilk olarak tepki aşamasında ortaya çıkar. Tepki ile kabul etmeme tahammül edememe kendini gösterir. Tepki aşamasının ardından kızgınlık aşaması gelir. Eşler bu süreç de diyalogdan uzaklaşırlar sadece sessiz kızgınlıklar, birbirlerini görmeye tahammül edememe, terslemeler başlar. Kavgalar, çatışmalar, bağrışmalar bu dönemde ortaya çıkar. Sonra da reddediş başlar. Eğer yataklar üç aylığına ayrılmışsa, hiçbir cinsel ilişki kurulmadıysa zaten bu ilişki artık ölme noktasına gelmiştir. ”Ev arkadaşı çiftler” yani aynı evi paylaşıp, ev arkadaşlığı yapan hatta arkadaş dahi olamayan günümüzde, çift sayısı oldukça fazladır. Ki bunlar bir arada da görünse ilişki çoktan ölmüştür.
Sorunlu evliliklerin artma sebeplerine bakıldığın da; Artık katlanma oranı azaldı diye düşünmek daha doğru. İnsanlar kendilerini daha fazlasına layık görmeye başladı. Fakat siz kendinizi değiştirmediğiniz sürece daha fazlası da sizi mutlu etmeyecektir. Bilinçlenmeye doğru bir gidiş var ama toplumun küçük bir azınlığında görüyoruz, bu bilinçlenmeyi. Bilinçlenme adına eşler destek alabilir, Eğitim programlarına katılabilir, Daha fazla birbirlerini dinlemeyi ve kendini iyi ifade etmeyi öğrenmelidirler.
Kimler ilişki koçu Tercih etmeli?
İLİŞKİ KOÇLUĞU
İnsan doğumuyla beraber hayatını sürdürmek için bir ilişkiler yumağı içene girer. Sosyal bir varlık olan insanın hayatını sürdürmesi için bu kaçınılmazdır. İnsanın çevresi ile olan ilişkisi onun psikolojisini, hayatından aldığı zevki ve tatmini belirler. Bu yüzden sağlıklı ilişkiler kurmak kişilerin hayat kalitesini arttırmak ve sağlıklı bir yaşam sürmek adına oldukça önemlidir.
İlişki koçluğu; Yaşam koçluğunun dallarından olup, hayatın her alanına hitap eder. Doğu ilişkiler kurabilme adına, yeni ve çözüm odaklı yöntemlerle ilişkilerinize bakış açınızı değiştirir. İlk öncelikle kişilerin kendi hayatlarına ayna tutmasını sağlayıp, kendileriyle olan ilişkisini ve bu ilişkinin dışarı yansıyan durumunu görmelerine ve değerlendirmelerine çalışır. Bu şekilde ilişki koçuyla çalışan Danışanlar; Özel ve iş yaşamlarında kendi ilişki tarzlarına dışarıdan bakıp, ilişki koçlarının desteği ile ilişkilerinde sağlıklı değişimler yapabilirler. Burada amaç ilişkileri dengede tutmak ve ilişkilerin istenilen biçimde sürdürülmesini sağlamaktır.
İlişki Koçu; Danışanın güçlü yanlarının dengelenmesi ve zayıf yanlarının tespit edilip geliştirilmesi noktasında, yeni bakış açılarının farkına varmasında destekleyici süreç uygular. Danışanının kendisine dışarıdan bakması sağlanıp iletişim kurduğu kişi ve kurumlarca daha iyi anlaşılabileceği iletişim ve davranış teknikleri bulmasını sağlanır.Böylece kişi daha az enerji harcarken zamanı en iyi şekilde kullanıp daha sağlıklı ilişkiler kurabilir.
İLİŞKİ KOÇLUĞU HANGİ KONULARI İÇİNE ALIR
İlişki koçluğu bir çok konuyu içine alır.Özellikle duygusal ilişkiler kişilerin hayatındaki diğer ilişkilerini olumlu ve olumsuz yönde çok ciddi etkiler. Bu yüzden başta kişiyi duygusal yönden etkileyen ilişkiler olmak üzere,sosyal ilişkiler , iş hayatındaki ilişkiler, aile içi ilişkiler olarak ele alına bilir.
DUYGUSAL İLİŞKİLER:
Duygusal ilişkiler de koçluk şu sorunları çözüme ulaştırmaya çalışır.
Bekarsanız: İlişki koçu; Evlilik kararı vermeden önce hazır olup olmadığımızdan emin olmak, Kendimizi iyi değerlendirmek ve açıkça ifade edebilmek, Sorun olacağını düşündüğünüz yönleri ortaya koymak, Karşı taraftan ne beklediğimizi net olarak bilmek ve tabi karşı tarafın sizden ne beklediğinden emin olmanızda size yardımcı olur. İlişkinizi sağlam ve emin adımlarla evliliğe dönüştürme yolunda ilişki koçunuz yol arkadaşlığı yapacaktır.
Evlilik sürecine gelmeden; Bu kez farklı olacak diye başladığınız ilişkilerinizin sonu hep hüsran mı oluyor? İlişkilerinde problemler yaşayıp sağlam ilişkiler kuramıyorsanız, Karşı cinsle iletişim kurmakta güçlük çekiyorsanız, Kadınları/erkekleri anlayamıyorsanız, Kadınlar/erkekler konusunda şanssız olduğunuzu düşünüyorsanız, Geçmiş ilişkilerinizi tekrar tekrar farklı kişilerle yaşıyorsanız, aşkı, tutkuyu, alışkanlığı sevgiyi birbirinden ayıramıyorsanız yada sorunlu bir ilişkiniz var ve bunu sağlıklı bir şekilde sonlandırmak istiyorsunuz, ilişki koçu ile çalıştığınız da bu sorunlar artık sizin için sorun olmaktan çıkacaktır.
Evli iseniz: İlişki Koçu; Eşinizle benzer ve farklı yönlerinizi belirlemeniz de, evlilikten beklentilerinizi açık ve net olarak dile getirme noktasında, evliliğinizde yada beraberliğinizde sorunun gerçek sebebini görebilme noktasında, cinsel olarak yaşadığınız sorunları, eşinizle çözüm yolları aramanızda, kadın ve erkek olarak beklentilerinizin farklı olabileceğini anlamanızda ilişki koçu karanlık noktalara ışık tutarak ilişkinizi aydınlatmanızı sağlayacaktır.
Eşiniz tarafından anlaşılmadığınızı mı düşünüyorsunuz? İlişkilerin ilerleyen yıllarında, Eşinizle birlikteliğiniz tekdüze hale gerdiğini düşünüyor olabilirsiniz, ve artık ”Mutlu aşk yoktur” sözüne inanıyor olabilirsiniz,yada Evlilik içinde yalnızlık duyuyorsunuzdur, İlişkinizde dengeyi sağlamak ve huzuru yakalamak adına kendi ve Eşinizin farkındalığının arttırmasını istiyor olabilirsiniz. İlişki Koçu; Bu ve benzeri duygusal sorunlarınıza, çözüm getirebilmek ve bakış açınızı değiştirme de size destek sağlayacaktır. Ve gelecek adına daha emin ve sizi mutlu eden beraberliği yakalamanızda size destek olacaktır.
AİLE İÇİ İLİŞKİLER
Sağlıklı aile ilişkileri sağlamak da , aile içi iletişim sorunların çözümün de, aile bireylerinin bireysel becerilerinin gelişmesinde, Yaşamdan alınan manevi tatminin kalitesini arttırmak da, çocuk-anne -baba ilişki üçgeninde ilişkileri dengelemede ve ailenin çevresi ile olan iletişimini olumlu yönde geliştirmede ilişki koçu aktif rol alır.
SOSYAL İLİŞKİLER
İlişki koçu; Kendinize dürüstçe bakabilmenizi, karşılaştığınız sorunları abartmadan gözünüzde büyütmeden çözümleyebilmenizi sağlar. Arzu ettiğiniz şekilde fakat dengeli bir hayat tarzı için ilişkilerinizin sorumluluğunu almanız ve daha etkin iletişim kurma noktasında sizi destekler.Kendine uygun sosyal çevre ve arkadaşları seçmede kişilerin kriter ve değerlerini ortaya çıkarmalarına yardımcı olur. İlişki Koçu ile çalışma kişilere arkadaş çevresinde daha girişken ve kendini iyi ifade etme yeteneğini geliştirir. Sosyal paylaşımları arttırır. Uzun vadeli doğru ve sağlıklı dostluklar kurmayı sağlar.
İŞ HAYATINDA İLİŞKİLER
İlişki Koçu; İş hayatında sizin kendinizi daha iyi anlatmanız, karşınızdaki kişileri daha net anlamanız, hem bire bir hem ekip çalışmalarında anlaşmak ve anlaşılmanızı sağlar. Kuracağınız sağlıklı iletişim ile iş hayatınızdaki ilişkilerinize değer katmanızı sağlar. İlişki koçu, iş hayatınızda size iyi dinlemek, daha dinlemek, ve çok daha iyi dinlemek noktasında yardımcı olur. Hedeflerinize giden yolda kendi bireysel kaynaklarınızın farkına varmanızı sağlar. Daha keyifli ve sorunlarınıza çözümler bulan bir süreç ilişki koçu ile mümkündür.
Evliliği Sürdürmenin 7 Yolu
EVLİLİĞİ SÜRDÜRMENİN YEDİ YOLU
1. Eşinizle İlgili Olumlu Bilgilerinizi Arttırın;
Gottman, beyninizde eşinizle ilgili bilgileri depoladığınız yeri aşk haritası olarak tanımlıyor. Eşinizle ilgili olumlu bilgileri çoğalttıkça bilinç altınız da daha olumlu mesajlar vermeye başlayacaktır. Bu her zaman esastır aslına bakarsanız, nasıl ki sorunlara değil çözümlere odaklanıyoruz ve odaklandığımız şeyleri hayatımıza çekiyoruz eşimizle alakalı olumlu düşüncelere ve eşimizin sevdiğimiz özelliklerine odaklanmamız bizi o durumlara yaklaştıracaktır. Bunun dışında eşinizin, gelecekle ilgili ortak hayallerini, ilgi alanlarını ve umutlarını bilmeniz aşk haritanızı genişletmenizi sağlar.
2. Eşinizi Şefkatle Sevin Ve Ona Olan Hayranlığınız Koruyun;
Şefkat aşk gibi değildir. Aşk’ da kişi karşılığını bekler çok dolu, yoğun tutkular yaşar. Fakat karşılığını bulamazsa; çoğu zaman nefrete dönüşme olasılığı büyüktür. Aşk karşılık bekler.Ama şefkat karşılıksız beklentisiz sevmektir. Ne olursa olsun her haliyle kabul etmektir. Hayranlıksa sevgiyi pekiştirecek bir özelliktir. Eşinizin olumsuzlukları yerine ilk tanıştığınızda ki gibi hayran olduğunuz özelliklerini anımsayın. Kişi hayran olduğu ve saygı duyduğu kişiyi ömür boyu bıkmadan sevebilir.
3. Birbirinize Sırtınızı Değil, Yüzünüzü Dönün;
Büyüklerimizden duyduğumuz, bir öğüt vardır ; Eşinizle ne kadar tartışsanız bile, kızsanız öfkelenseniz, yinede gece birbirinize sırtınızı dönmeyin, barışmadan uyumayın derler. Gerçekten de zaman zaman çözüm için biraz süre de gerekse, bu öğüt doğrudur. Bu konuyu biraz genel düşündüğümüzde yaşadıkları olumsuzluklar karşısında eşler, birbirine sırtını dönmektense, yüzünü dönmeli diyalog yoluyla sorunlarını halletmelidir. ”Böylece sizin dışındaki yaşadığınız olumsuzlukta bile eşinizle, Sırtlarını sadece, karşılaştığınız sorunlarda, beraber ayakta durmak için birbirinize sırtlarınızı dayarken dönün..”
4. Eşinizin size bir şeyler öğretmesine izin verin;
Tabi ki bir ilişkide kendi kimliğinizi korumak önemlidir fakat eşinizin de size bir şeyler öğrenmesine izin verip, esnek olabilmek de önemlidir. Karşılıklı birbirine bir şeyler öğretebilen eşler, daha verimli ve doyumlu ilişkiler yaşayabilirsiniz.
5. Çözülebilir sorunları çözün;
Çözebileceğiniz meseleler üzerinde uzlaşmak çok önemlidir. Yalnız uzlaşma kadar uzlaşmaya sizi götürecek yolda önelidir. Bunun için yumuşak bir başlangıç yapın ses tonunuz ve konuya girişiniz önemli, hata sizdeyse tamir ve telafi girişimlerinde bulunmaktan çekinmeyin ve tabi karşı tarafında hatalarını düzeltmek için yapmış olduğu, girişimleri kabul etmeyi öğrenin, kendinizi ve eşinizi teselli edin, özveride bulunun ve birbirinizin hatalarına sabır gösterin. ”Böylece uzlaşma yolunda en sağlıklı şekilde ilerler ve sorunlarınızı sorunsuz, çözüme ulaştırmış olursunuz.”
6. İnatlaşmadan Uzak Durun, İlişkilerin Önündeki Tıkanıklığı açın;
Sorunların çözülememesinin nedeni, her iki tarafın birbirinden çok farklı fikirlerinde inat etmesidir. Bu iletişimin önünü keser. Uzlaşamasanız bile, eşinizle empati kurmaya çalışın. Bazen olaylarda haklı yada haksız olmaya bilir. Her iki kişide kendi penceresinden baktığında haklı olduğunu düşünebilir. O yüzden eşlerin birbirinin penceresinden bakmaları önemlidir. her iki tarafın inatlaşması ve fikrinde ısrarı çözüm yollarını kapamaktan başka işe yaramayacaktır.
7. Ortak Paylaşım Alanı Oluşturun;
Hayatınızdaki her alanı değerlendirip, Fikirlerinizin, geleneklerinizin, hayattaki rollerinizin veya sizin için önemli olan ne varsa, bunlar üzerinden ikinizin de paylaştığı bir değerler sistemi oluşturun. Bu ortak vakitler ve paylaşımlar sizi birbirinize yakınlaştıracaktır. Ne kadar çok şey paylaşırsanız, o kadar birbirinize bağlılığınız artar.
Hepinize mutlu ve sorunsuz ilişkiler dilerim. Sevgiyle kalın…
Yeni Nesil Evlilikler İçin Dayanıklılık Testi
YENİ NESİL EVLİLİKLER İÇİN DAYANIKLILIK TESTİ
New York Times gazetesi, ilişkiler üzerine çalışmalar yürüten psikoloji profesörlerinin yaptıkları son araştırmaları değerlendirerek, yeni nesil evliliklerin sürdürebilirliğini “Mikelanj etkisi”nin belirlediğini açıkladı.
Uzmanlar, tarafların birbirlerinin kişisel gelişimini sağlayarak onları bir heykel gibi şekillendirmeleri anlamına gelen “Mikelanj etkisi”nin, bugün evlilikten beklentileri değişen gençlerin, evliliklerinde mutlu olmalarının koşulu olduğunu söylüyor. ABD’de bulunan Monmouth Üniversitesi’nden Gary W. Lewandowski, tüm bu araştırmaların bulguları sonucunda, bir evliliğin sürdürülebilirliğini ölçen bir test hazırladı.
Evliliğin Dayanıklılığı Testi
Testte sorulara 1 ila 7 arasında, çok fazla değil den, çok fazla ya doğru değişen skalada cevap vermek gerekiyor. Puanlamada aşağıdaki skalayı kullanabilirsiniz.
Çok fazla değil 1 2 3 4 5 6 7 Çok fazla
1- Parterinizle beraber olmak, ne kadar sıklıkla sizin için yeni deneyimler yaşamak anlamına geliyor?
2- Parterinizle beraberken, onun sayesinde çevrenizde olup bitenlere karşı daha büyük bir farkındalık hissediyor musunuz?
3- Parteriniz, yeni şeylerin üstesinden gelebilme kabiliyetinizi ne kadar arttırıyor?
4- Parteriniz, nasıl biri olduğunuz konusundaki farkındalığınızın artmasında ne kadar etkili?
5- Ne kadar sıklıkla parterinizi, yeni yetenekler geliştirmenizin bir yolu olarak görüyorsunuz?
6- Parterinizin kişisel güçleri (yetenek, beceri vb), ne kadar sıklıkla sizin kişisel zayıflıklarınızı telafi ediyor?
7- Ne kadar sıklıkla partneriniz sayesinde daha geniş bir perspektife sahip olduğunuzu düşünüyorsunuz?
8- Ne kadar sıklıkla parterinizle beraber olmanız yeni şeyler öğrenmenizle sonlanıyor?
9- Parterinizi tanımak sizi ne kadar daha iyi bir insan yapıyor?
10- Parteriniz bilginizi ne kadar arttırıyor?
Değerlendirme;
60 ve üstü: Birçok yeni deneyim kazanıyor ve ilişkinizin bir getirisi olarak yeni hedeflere ulaşıyorsunuz. Sürdürülebilir ve mutlu bir ilişkiniz var.
45-60: İlişkiniz hayatınızda ortalama gelişmeler ve yeni deneyimler sağlıyor. Birçok şeyi daha iyi hale getirebilirsiniz.
45’in altında: İlişkiniz size bilginizi arttıracak ya da daha iyi hissetmenizi sağlayacak olanaklar sağlamıyor. Partnerinizle, ilişkinizi geliştirebilmek için yeni deneyimler paylaşmalısınız.
Devamıİlişkilerde Altı Temel İhtiyaç (1. Bölüm)
İLİŞKİLERDE ALTI TEMEL İHTİYAÇ (1. Bölüm )
Aslına bakarsanız; tüm insanların sorunlarını çözmek için bu temel ihtiyaçlarının doyuma ulaşması şarttır. Kişilerin birbirinden çok farklı sorunları vardır fakat bunun temeline inildiğinde altı temel ihtiyaçta toparlanır. Bunun için nerede yaşadığınızın, hangi ülkede olduğunuzun, ekonomik durumunuzun, hangi çağda yaşadığınızın, hangi dini inanca sahip olduğunuzun, kırsal bir köy hayatı sürdürmenizin yada metropol’ün tam merkezinde olmanızın hiç önemi yoktur bütün insanların bu altı temel ihtiyaca hayatlarında doyuma ulaşmak için ihtiyacı vardır. Tüm insanların temel duygu ihtiyaçları aynıdır.
İlişkilerimizde de bu temel ihtiyaçları karşılamadan karşılıklı doyuma ulaşmamız mümkün değildir. İlişkilerimizde temel ihtiyaçlarımız doyuma ulaştığı oranda mutluyuzdur. Kişiler ilişkilerinde bazen kendini iyi hissetmedikleri durumlar yaşar da bir türlü sebebini bulamazlar. Görünüşte bir sorun yok gibidir, her şey yolunda gibidir, ama bir şeyler huzursuz eder. İçiniz de adını koyamadığınız anlam veremediğiniz, garip bir duygu vardır işte bu kişilerin temel ihtiyacındaki doyum eksikliğinden kaynaklanır.
İlişkinizdeki genel kalite nasıl merak ediyor musunuz? Gelin bu cümleleri sesli bir şekilde tekrarlayalım. Ve dürüstçe kendimize soralım, ben ilişkimde kendimi hangisi gibi hissediyorum …
”İlişkimde Çok mutsuzum”, ” İlişkimde mutsuzum”, ” İlişkimde mutsuz sayılırım”, ” İlişkimde mutsuz değilim, ama mutluda değilim”, ” İlişkimde mutlu sayılırım”, ” İlişkimde mutluyum”, ” İlişkimde çok mutluyum”, ” İlişkimde çok mutlu ve doyumluyum ve buna şükrediyorum”
Size İlişkinizde hangi duyguya kendinizi daha yakın hissettiniz. Tabi ki bir ilişkide istek ve arzularımızın hepsi doyuma ulaşmaya bilir. Fakat ihtiyaçlarımız doyuma ulaşmak zorundadır. Eğer ki bir ilişkide temel ihtiyaçlar sağlıklı ve etik yollarla doyuma ulaşmazsa; Sağlıksız ve etik olmayan yollarla ihtiyaçlarına ulaşma yollarına gider. ” Dikkat edin! Arzu veya istek demiyorum, Temel ihtiyaçlardan bahsediyoruz” Nasıl ki haftalarca aç kalan birinin, sağlıklı yiyecek yemeliyim diye bir arayışı olmaz önüne ne gelirse açlık ihtiyacını karşılamak için yer. Öylede duyguları aç kalan kişilerde sağlıklı yollardan kayma gösterebilirler. Fakat; ”Yetişkin bireylerin hayatlarının her alanında olduğu gibi ilişkilerinde de duygusal temel ihtiyaçlarını bilip bunları kendileri ve eşleriyle çözmeleri gerekir.”
Peki nedir bu İlişkilerde bizi Mutluluğa götürecek temel ihtiyaçlar?
İlişkilerde Güven ihtiyacı:
İnsanların temel ihtiyaçlarından biride güven ihtiyacı. Aynı şekilde ilişkimizde de güven duymak isteriz. Güvenmediğimiz de ne olacağını bilemediğimizden güvenecek bir kişiye ihtiyaç duyarız.
Herkes ilişkisinde güven arar yokluğunu hissettiğinde ise eşine karşı kontrol etme isteği artar. Çünkü bunu kontrol kendinde olursa, eşinin tepkilerini belirleyebileceğini düşünür. Ve böylece kendini güvende hisseder. İlişkilerimizde her şeyi kontrol etme ihtiyacı varsa burada emin olmadığımız şeyler vardır demektir. Güven duygumuzu doyuma eriştirmek için kontrol etme ihtiyacı duyarız. Evlilik Kurumu; insanların emin olma ihtiyaçlarını, doyuma yöneliktir. İnsanların bir çoğu değişmekten korkar, Mevsimler değişebilir her şey değişebilir ama bir değişmemeliyiz diye düşünürler. Rahatlık veren durumun hiç değişmemesini isterler. Bazen de kötü giden evliliklerde yada ilişkilerde sonunu nasıl olacağını bilememek, bitirilmesi gereken bir evliliği sırf alışılmış olanın verdiği eminlik yüzünden kişiler bitiremez. Güven ilişkilerde önemlidir sağlıklı yollarla gelmediği zamanlarda insanlar bunu sağlıksız yollarla baskı , kontrol, gibi yollarla elde etmeye çalışırlar çünkü güven bir ihtiyaçtır.
Cevaplamanız gereken soru; ”İlişkinizde siz güvenlik ihtiyacınızı nasıl karşılıyorsunuz?” Bunu yetişkin insanlarda olması gereken gibi karşılıklı dürüstlük ve diyalog ile çözmeye çalışıyorsanız, problem yok. Fakat sağlıksız yollara gidiyorsanız hem kendinizi hem eşinizi gereksiz yere yoruyorsunuz demektir.
İlişkilerde emin olmama ihtiyacı:
Belki bu biraz şaşırttı.Güven ve emin olma ihtiyacından bahsetmiştik. Emin olmama da ne şimdi diyebilirsiniz. Emin olunca kendimizi huzurlu hissederiz. Stressiz, her şey tanıdık bildik, eşiniz belli ilişkiniz de ne nasıl gidecek çok iyi biliyorsunuz. Eşinizden alacağınız tepki belli vereceğiniz tepki belli. Yani her şeyden eminsiniz sonra ne olur dersiniz? Sanırım bildiniz Sıkıntı ”Can sıkıntısı” işte bu noktada emin olmama ihtiyacı devreye girer. Değişiklik ihtiyacı, Heyecan ihtiyacı, risk alma ihtiyacı.
Evliliklerde her şey bilinir hale geldiğinde, eşler otomatiğe bağlanmış gibi hep bilinir tepkiler verdiğinde ”can sıkıntısı” başlar. Heyecanın bittiği yerde depresyon başlar. Heyecan yoksa mutsuz oluruz. İşte tam bu noktada heyecan arayışı başlar. İlişkimizde farklı bir şeyler isteriz. Mücadele edeceğimiz şeyler,heyecan isteriz.
İlişkinin başında emin olmak isteriz, beni sevmeli güvenilir olmalı deriz. Fakat eşimiz bir süre sonra bizi sevse ve güven verse de ilişkide uyarılmaya, heyecana ihtiyaç duyarız. Çiftler bu ihtiyaca uygun davranmadıklarında ise sağlıksız ve etik olmayan yollardan heyecan arayışı başlar. Erkekler gül gibi eşlerinin üstüne gül koklarken, kadınlar kendini yemeğe, aşırı spora yada boş işlere verebiliyorlar. Heyecan arama yolları sıralanmayacak kadar uzundur.
İlişkilerde gündelik yaşam aynı şekilde gittiğinde ilişki can sıkıcı hal alır. Ve çiftler nedenli nedensiz kavgalara başlarlar. Belki garip ama çoğu çift bu kavgalardan hoşnut olurlar. Kavga, küsme ve barışma süreci ilişkilere heyecan ve belirsizlik getirir. Mesela; Küsme ne kadar sürecek?, İlk adımı kim atacak?, Barışma nasıl kutlanacak? Tabi küslük süresince eşler birbirine özlem hissetmeleri de durumun ayrı bir heyecanı denebilir. Hatta farkında olmasalar da; sırf bu heyecan için kavga eden küsen ve barışan çift sayısı oldukça fazladır. Bazı çiftler kavga etmemelerinden övünseler de ; kavga etmemek aslında o ilişkide daha sessiz ve derinden ilerleyen ciddi bir sorun var demektir.
Cevaplamanız gereken soru; ”Siz ilişkinizde emin olmama yani değişiklik ihtiyacınızı nasıl karşılıyorsunuz?” İlişkilerde değişiklik ihtiyacını gidermek için eşler değişik hobiler ortak, sosyal paylaşımlar,yada ilişkilerine renk katacak farklı şeyler bulmalıdır ki evlilikleri sağlıksız yollara sapmasın.
Diğer; Duygularımızdaki Temel İhtiyaçlarımızı öğrenmek için lütfen yazının ikinci bölümünü okuyunuz.İLİŞKİLERDE ALTI TEMEL İHTİYAÇ (2. Bölüm )
Sevinç Karakaya
DevamıNeden Sağlıklı İlişkiler Kuramıyorum?
NEDEN SAĞLIKLI İLİŞKİLER KURAMIYORUM
Aslında her bireyin hayatta aradığı en önemli şey, Sağlıklı bir ilişkinin kazandıracağı huzur ve doğru kişiye olan bağlılığın verdiği güvendir. Fakat sahip olmak istediği halde bir türlü aradığı mutluluğu getirecek ilişkiyi bulamayan bir çok insan vardır.
Her zaman tekrarladığımız gibi, Dünya sevgi üzerine kurulmuş ve sevgi ile devam etmektedir. İnsanın da hayatını devam ettirdiği sürece ihtiyaç duyduğu enerji kaynadığıdır sevgi. Peki hiç düşündünüz mü? insanlar bu denli sevgi ve bağlılık ihtiyacı duyarken, neden ilişkiler bu kadar kısa sürede tüketilip etkisiz bırakılıyor? Bunun sebepleri düşünüldüğünde modern dünya dediğimiz yaşadığımız zamanda ilişkilerin çok hızlı yaşanması ve beklentilerin gereğinden fazla abartılı olması, ilişkilerin tükenmesine sebep olabileceği gibi, kişilerin daha çok hayatlarının merkezine kendilerini koymaları sonucu ilişkinin sorumluluklarından kaçmak isteği de ilişkilerin bitmesine neden oluyor. Genel olarak ilişkilerin bitiminde karşı taraf yada çevresel faktörler suçlanmasına rağmen, bakıldığında birey olarak kendi eksik ve yanlışlarımız da en az karşı taraf ve çevresel faktörler kadar etkilidir.
Gerçekten acaba böyle olabilir mi ? İlişki yaşamamızı engelleyen kişisel özelliklerimiz olabilir mi? Evlilik için hep yanlış kişiler sizi bulduğunu düşünüyor ve uzun zamandır hayatınızda biri yoksa veya ilişkileriniz bir türlü uzun soluklu olmuyorsa, Yada evliliğiniz de istediğiniz o sevgi ve güveni bir türlü yakalaya mı yorsanız;Kendi kişisel özelliklerimizi tekrar kontrol etmek gerekebilir. Tabi İlişkiler çok genel bir kavram içerir eşinizle yada sevdiğinizle olabileceği gibi arkadaş dost aile iş hayatımızdaki ilişkilerimizde de kendi kişisel özelliklerimizden kaynaklı sorunlar yaşıyor olabiliriz.Gelin bugün buna bir de beraber bakalım.
Mutsuzluğu Alışkanlık Haline Getirmek
Hayatta herkes negatif olaylarla karşılaşabilir. Fakat burada unutmamak gereken şudur; Her yeni başlangıç bize yeni umutlar yeni beklentiler getirir. Eğer ki geçmişte yaşadıklarımıza takılıp, onları bugünümüze taşırsak, muhtemel yarınlarımız da onlarla şekillenecektir. Burada yapılması gereken geçmişi elbette unutmak değil, yaşadığımız olayın hayatımızda bize bir şeyler öğrettiğini hatırlayıp, gereken dersleri alıp yolumuza devam etmektir. Böylece hayatı yaşayacak gücüm kalmadı demektense; Edinmiş olduğunuz tecrübeleriniz ile kendinize yeni hayat yolu çizebilirsiniz. Sadece ilişkiler için değil hayatın her alanında başarı sağlamış insanlar, yaşadıkları hayal kırıklıklarına değil, daha iyisini yapabileceğine inanan insanlar olmuştur.
Eğer ki bu tarife uyuyorsanız;geçmişteki kötü ilişkiler deneyimlemiş, haksızlıklara ve ayrılıklara odaklanarak pes etmiş, artık kimselerle görüşmek istemiyor, yeni insanlar tanımak, sosyalleşmek istemiyorsanız, girdiğiniz ortamlarda silik ve güvensiz kişilik tarzı sergiliyorsanız, bu ilişkilerinizin neden kısa süreli olduğunu açıklayabilir.
Burada çözüm şudur. Korkularla hayatınıza devam edemezsiniz siz geçmişinizle ve mutsuz olacağım korkusuyla yaşarsanız bunları hayatınıza çekmeye devam edersiniz. Unutmayın; geçmiş siz ona takılmadıkca ve benzer davranışlarla aynı sonu bekleyerek çağırmadığınız da tekrarlamaz, yapmanız gereken her zaman geçmişi geçmişte bırakıp, yaşananlardan ders almış şekilde, yepyeni bir sayfa açmaktır.
İlişkilerde İtici Gelen Özellikleri Tekrarlıyorsanız
Gerek yakın dostluk gerek aile bağları gerekse karşı cinsle olan ilişkilerimiz de ilk önce bir birey olduğunuzu asla unutmamanız gerekir. Herkesin kendi hayat alanın da yaşama hakkı vardır. Beraber paylaşılan alanda da, bazı davranışlar vardır ki istisnasız karşı bütün ilişkilerde, özellikle karşı cinsle olan ilişkilerde itici gelir ve kişileri ilişkiden soğutur. Erkek ya da kadın hiç fark etmez bu davranışların etkisi kaçınılmazdır. Çünkü kimse bir ilişki ile boğulmak istemez. Bunlar neler olabilir? derseniz; mesela, daha başlarındayken ilişki ile ilgili fazla beklentiye girmek, duygusal olarak baskı yapmak, sürekli nerede, ne yaptığını sormak, sıkça onu sevdiğinizi söylemek veya devamlı mesaj atmak, ilgi beklemek, aşırı kıskançlık, eski defterleri karıştırmak, baskı yapmak, çocuk gibi davranmak, dır dır etmek, hep beraber vakit geçirme isteği, başkalarıyla paylaşamama gibi… Tabi ki daha da artırıla bilir bu örnekler. Eğer ki fark etmeden de böyle davranışlara giriyorsanız. Hareketlerinizi bir kez daha gözden geçirin ve aşırılıklarınızı törpüleyin derim. Dediğim gibi alışılmış yada öğretilmiş aileniz veya çevrenizden aldığınız davranış tarzı bu olabilir fakat sağlıklı bir ilişki için bunları yok etmeniz gerekiyor. Bununda en iyi yolu tekrarlamamaktan geçiyor. Aşırı davranışlarınızı kontrol edin ve bunlardan uzak durun. Ben buyum ve olduğum gibi olmak istiyorum gibi bir düşünce tarzınız varsa, Bu bazı durumlarda doğru bir bakış açısı değildir, olduğunuz haliniz insanlara itici geliyorsa değişmeli ve kendinizi yenilemelisiniz. Kimseyi değiştiremezsiniz siz yalnızca kendinizi değiştirebilirsiniz. Bu yüzden herkesin sizi aşırı hareketlerinizle kabul etmesini beklemeyin.
Yeni Moda Ölümüne Kankayız Modu
Evlenmeyi düşündüğünüz kişi yada potansiyel sevgiliniz ile ve tabi ki evliliğinizde de dost olmak elbette çok önemli ve gerekli ama bu dostluğun seviyesine dikkat etmek gerekir. İlişkilerde fazla dostane tavırlarda bulunmanın ilişkinin aşka dönüşmesini engellediği ispatlanmış bir gerçektir. Fazla yüzgöz olmak, hayatının ve eski ilişkilerinin tüm detaylarını anlatmak ve dinlemek gibi insanların yakın arkadaşları ile paylaştığı detaylar genellikle ilişkileri aşk boyutundan çıkararak dostluk çizgisine çekiyor. Eşinizle yada sevdiğinizle diyaloglarda onu anladığınızı belli etmek için kendi cinsiyetinizden ve onun gerekliliklerinden vazgeçmemelisiniz. Her kadın karşısında tam bir erkek, her erkek de karşısına tam bir kadın görmek ister. Aksi halde hiç bir sebep yokken uzaklaşmalar başlar. Hatta ben her şeyi yapıyorum, onun hep yanında oldum, diye siz ne kadar yakınsanız da kopuşlar başlar. İlişkilerinizde arkadaşlık ve kendi cinsiyetinizin enerjilerini ayarlayamıyorsanız bir dönem etkileyici taraflarınızı öne çıkararak iletişim kurmalı ve kendinize uygun bir iletişim şekli oluşturmalısınız.
Ukalalık Ve Aşırı Beklenti
Tabi ki kendimize ait bir öz güvenimiz olmalı, bir ilişkide kendini karşı tarafın yanın da aşağı görmek oldukça sakıncalı ve de tehlikelidir. Çünkü siz kendinizi bu şekilde gördüğünüz sürece karşı taraf başka türlü görmeyecektir. Fakat unutmamak lazım ki kendini aşağı görmek kadar, kendini üstün ve ayrıcalıklı görmekte o kadar tehlikeli ve sakıncalıdır. Gerek karşı cinsle gerekse hayatımızda ki diğer ilişkilerimizde , anne- baba ve çocuklarımız hariç ilişkilerimiz alma, verme dengesi içinde yürümelidir. İlişkilerde iki taraf da fedakarlıkta bulunmalı ve bir arada kalmak için çaba, özen göstermelidir. Bir taraf kendisini üstün, karşı tarafı aşağı gördüğünde ilişkinin bütün dengeleri sarsılır ve alma-verme dengesi bozulur. Beklentilerini devamlı karşı tarafa yönelten, ilişkiyi kendi istediği şekilde yaşamaya zorlayan kişiler, hiçbir zaman uzun vadede uyumlu ve ahenkli ilişkiler kuramaz. Bazen ukala ve kendini beğenmiş insanlar ilişkilerin ilk zamanlarında ilgi görseler de zaman geçip gerçek duygular ortaya çıktığında ve huzur isteği ağır bastığında tercih edilmezler. Böyle bir sorun yaşıyorsanız hemen karşı tarafın ne hissedeceğini anlamaya çalışmalı ve ona göre davranmayı öğrenmeli, mutlu olmak için karşı tarafı mutlu etmeniz gerektiği gerçeğini unutmamalısınız. Hep bana tarzıyla ilişkiler yürümez.
Fazlaca Asabilik
Asabilik ruh hali; araştırmalara göre asabi, agresif olan insanlar ile kimse uzun vadede birlikte olmak istemiyor. Hatta araştırmalar bu kişilerin çekinilen insanlar olduğunu ortaya koymaktadır. En ufak olayları bile çok büyük meseleler haline getiren, geçinilmesi zor kişiler genellikle eş olarak tercih edilmezler. Asabi, agresif ya da pasif agresif insanlar fazla alıngan, insanları tedirgin eden ve her an bir olay çıkartabilecek yapıları yüzünden karşısındaki kişiyi kendilerinden uzaklaştırırlar. Yüksek sesle tartışan, kavga etmeye meyilli hele de şiddet çağrıştıran bir kişi iseniz hemen öfke kontrolü desteği almanızı ve hayatınızın geri kalanında kendinizi makul tepkiler vermek üzere terbiye etmenizi öneririm.
İlişkiler güven, sevgi, saygı kadar nezaket ve sabır ile ilerler, gelişir.
Sevinç Karakaya
Devamı