İtiraf Ediyorum ”Kıskanıyorum”
Siz halen kendinizin kıskanç olmadığına mı? inanıyorsunuz? O zaman büyük bir yanılgı içindesiniz. Şimdi;
”Kıskançlık nedir bilmem”, ”Ben hiç kıskanmak” diyebilirsiniz, üzgünüm ama bilim dünyası kıskanmanın, bundan yıllar önce bize atalarımızdan miras kalan genetik bir eğilim olduğunu kanıtladı. Beş yaşından itibaren değer verme yargılarımız pekişiyor ve kaybetme korkusuyla birlikte kıskançlık duygusu da ortaya çıkıyor. Yani bundan kaçış yok. Kıskanmak doğal bir duygusal süreç, bunda yanlışlık da yok. Fakat kıskançlık, diğer tüm duygularınızın önüne geçip ilişkinizi kontrol altına almaya başlamışsa iletişim bozuklukları, güvensizlik gibi sorunlara doğru hızla ilerleyen bir süreç de başlamış olabiliyor. Kıskançlık duygusuna yokmuş gibi bastırmaya çalışmanız bu durumu daha da tetikleyecektir. Yapmamız gereken ise; ”kıskançlığı sağlıklı bir şekilde yaşamak için, kontrolde tutmaktır”. Peki bunu nasıl yapabiliriz? İşte kıskançlığı kontrol altında tutmanızı sağlayacak önemli etkenler…
Önce Kendinize Güvenmelisiniz; Kişi sevilmediğini yada eşinin kendisini başkası yüzünden terk edeceğini ne kadar sık düşünüyorsa bu kendisindeki özgüvenin eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Sadece eşiniz de değil bir arkadaşınızın bile başkasını sizin yerinize tercih etmesi düşüncesi özgüven eksikliğindendir. Kişinin özgüveni ne kadar düşük olursa, kendi değeri konusunda o kadar şüpheye düşecektir. Özgüveninizi geliştirmek, kıskançlığı kontrol altında tutmanın ilk adımıdır. Her zaman dediğim gibi; ”Her şey sizde başlıyor.” Kendinize ne kadar değer verirseniz, kendinizi o kadar özel hissedersiniz. Böylece etrafınızdaki insanlar da sizin özel olduğunuzu düşünür ve görürler. Özgüveni yüksek bir kişi, ilişkiyi iki tarafın da karşılıklı fayda sağladığı bir temelde yürütür. Değerli olduğunuzu anlayın ve eğer biri size bu değeri vermiyorsa o kişi doğru insan değildir.
Ne Hissettiğinizin Farkında Olun; Kişinin ne hissettiğinin farkında olması önemlidir. Ve hiç de kötü bir durum değildir. Tabi ki sadece ne hissettiğinizi önemseyecek kadar hislerinizin sizi ele geçirmesine izin vermediğiniz sürece… Kıskanmak da doğal bir histir, sizin neye değer verip vermediğinizi anlamanızı sağlar. Kıskançlık için sorun denilemez fakat bu hissi takıntı haline getirmek bir sorundur. Kıskançlığınızı farkında ve kabul ediyorsanız, doğru yoldasınız. Bundan sonraki yapılacak en sağlıklı adım hislerinizi arkadaşınız, eşiniz yada her kimse onunla açık bir şekilde paylaşmaktır. Unutmayın ikili ilişkilerde dürüst ve açık olmak, duygularınızın zaman içerisinde yıkıcı ve takıntılı bir düzeye ulaşmasını engeller.
”Neden Kıskanıyorum” Sorusunun Cevabını Bulun; Duygularınız ve kıskançlığınızın geçerli bir sebebi var mı? Yoksa kıskançlığınızın sebebi aklınızın size oynadığı bir oyun mu sadece? Aslında hissettiğiniz kıskançlık size bir yerlerde çözmeniz gereken bir sorun olduğunu söylemektedir. Burada yapmanız gereken ”Neden kıskanıyorum” sorusunun cevabını bulmaktır. Bulacağınız cevap; sizi geçerli bir sebebe götürüyorsa, problemi çözebilirsiniz, yada sebep yeterince doğrulanabilir değilse sorunu kafanızdan atabilirsiniz. Neyle karşı karşıya olduğunu görmek çözümü de kendiliğinden getirecektir.
Düşüncenizi Pozitife Yoğunlaştırın; Zihninizin oyunlarının yada hislerinizin sizi ele geçirmesine izin vermeyin. Unutmayın siz kendi yaptıklarınızdan ve anladıklarınızdan sorumlusunuz. Hayatta neyin üzerine giderseniz onu daha çok kendinize çekersiniz, kıskançlıkta böyledir. Enerjinizi kıskançlık üzerine yoğunlaştırmayın. Kıskançlığın negatif şekilde sizi esir almasına izin vermemek için hayatınızdaki yada ilişkinizdeki pozitif yönlere yönelin. Kıskançlık endişe sizi strese sokar sağlığınızı da negatif yönde etkiler. Siz ne istemediğinize değil, ne istediğinize odaklanın. Kendi kişisel gelişimize katkısı olacak, pozitif düşünmenizi sağlayacak kitaplar arkadaşlar ve bir çevre edinmekle işe başlayabilirsiniz. Çoğu zaman kişinin bu noktada motivasyonunu artırıp pozitif düşünce yapısını oluşturmak için; bir uzmanla çalışması, hayata bakış açını sistemli bir şekilde değiştirmesinde oldukça etkilidir.
Kıskanmak da, aşk gibi, nefret gibi, mutluluk ve öfke gibi ikili ilişkilerle birlikte gelen doğal bir histir. Her bir duygu, siz isteseniz de istemeseniz de bünyenizde kodlu şekilde bulunuyor. Her birinin tadını çıkarmak da sizin elinizdedir. Yeter ki duygularınızın kölesi olmayın, karşınızdakiyle iletişiminizi koparmamaya dikkat edin. İnsanlar ne kadar anlayışlı olurlarsa olsunlar, siz onlara ne hissettiğinizden bahsetmedikçe asla hislerinizi tam olarak anlayamazlar. ”Kıskançlığınızı kabul edin ve onu en sağlıklı bir şekilde yönetin”
Abartı Kıskançlık
ABARTI KISKANÇLIK
Kıskançlık yeni başlayan ilişkilerde kişilerin hoşuna gidebilir. Beğenildiğinin hissedilmesi, sahiplenilme ait olma duygusu yaşata bilir. Fakat zamanla, sevginin kanıtı gibi görünen kıskançlık, İlişkinin bitiş sebebi olabilir. Kıskançlığın ileri boyutu ve kontrolden çıkma ilişkinin sonu olabilir.
Kıskançlığın Abartı bir hal alması; ” Seven sevdiğini kıskanır” sözü ile, sanki ilişkinin iyi gittiğini gösteren bir işaret gibi kıskançlık görülebilir. Kişilerin hayat haklarını kısıtlamaya, yok saymaya kadar abartıya kaçan kıskançlık, İlişkilerin ve evliliklerin bitmesi , aşk cinayetleri , şiddet gibi istenmeyen sonuçlara yol açabilir. Bu yüzden kıskançlık da ne zaman abartı ya gidildiği, ne zaman tehlikeli bir boyut kazandırıldığı iyi hesaplanmalıdır. ” Kıskançlık sevgi değildir.”
Kıskançlık nedir?
Sadece İkili ilişkilerde değil hayatın bir çok yerinde kıskançlık duyduğumuz bir konudur. Kıskançlık, kendini nasıl gösterir?Bazen başkalarının sahip olduğu kendisin de olmayana sahip olma arzusu, bazen de, kendinin sahip olduğunu, başkasına kaptırma korkusu, elindekileri yitirileceği endişesidir. Kişiler yaşantıların da özellikle ikili kendileri için önemli saydıkları ilişkilerde kıskançlık duygusunu derinden hissedebilirler. Kıskançlık ; yitirilmek istenmeyen bir kişinin ya da ilişkinin yitirileceği ya da tehdit altında olduğu tedirginliğiyle yaşanan karmaşık bir ruhsal yaşantı, acı verici duygu diyebiliriz. Kontrolden çıktığında tekrar idare edilmesi zor bir durum halini alır.
Kişiler Doğuştan mı Kıskançtır? Sonradan mı Kıskanırlar?
Kıskançlık insanın doğasından gelen yaratılışıyla ilgili bir olay mıdır? yoksa sonradan mı kazanılır? Bunun tam bir cevabı yok aslında. Sosyal ve kültürel yaklaşıma göre ise kıskançlık, sosyal ve kültürel bir olgudur. Kişi zamanla içinde bulunduğu toplumun ilişki durumuna göre kıskanmayı öğrenir. Rol model olarak da kişi ilk önce kendi anne babasının ilişkisinin alır. Yine kişilerin cinsiyetleri de kıskançlık yaratan durumlar ve verilen tepkiler de sosyal kurallardan etkilenir.
Kıskançlık Aşkı mı İspatlar?
” Sahiplenme Aşk değildir”
Kıskançlık aşkın göstergesi yada ispatı değildir. Aşk, Sevgi ve bağlılıktır. Normal sevgiden, aşkın farkı, aşk duygusu çok yoğun bir sevgidir ve kişi hislerini nasıl ifade ve kontrol edebileceğini bilemeye bilir. ilişkilerin genel de başında yaşanan bu duygu, zamanla, ilişki olgunlaştıkça yerini daha kontrol edilebilir ve kalıcı duygular olan, sevgi, güven ve sadakate bırakır. Aşk herkesin sahip olmak istediği, sahip olunca da kaybetmekten endişe ettiği güzel bir duygudur. Bu sebeple, birbirini gerçekten seven iki insanın arasında bir miktar kıskançlık olması doğaldır, fakat sahiplenme duygusu aşk değildir. Kıskanç kişilerin, sevilmeye ı aşırı bir ihtiyaç duyarlar.Yaşadıkları güvensizlik ve yetersizlik duygularıyla baş edemedikleri için ilişkide bulundukları insanın sevgisini kimseyle paylaşmak istemezler.Kıskançlık yaşayan kişiler bir yandan ilişkilerini sürdürmeye çalışırken, bir yandan da özgüvenlerini korumaya çalışırlar. İlişkiyi korumalarındaki amaç aslına bakarsanız daha fazla paylaşım sağlamaktır. Fakat aşırı kıskanç kişiler; Karşısındaki kişiden istediği daha fazla paylaşımı elde edebilmek için, tehdit edebilir, zor kullanabilir ya da küserek sağlayabileceklerine inanırlar.
Kıskançlık aslında kaç farklı duygudur?
Kıskançlık,temelinde özgüven eksikliği ve yetersizlik duygusu vardır. Kişilerde özgüven düşmesi, kendini yetersiz ve değersiz hissetme olarak kendini gösterir. Kendini o kadar sevmez ki hatta Sahip olduğu sevgiyi dahi hak etmediğini ve kaybedeceğini düşünür. Bu endişe de kıskançlık duygusuna ve onunla baş etmek için yapılan anormal davranışlara sebep olur. Aşırı kıskanç kişiler, eşini sürekli kontrol eder, hatta takip eder, eşinin yaşantısını sınırlamaya çalışır.Böylece eşinin üzerinde bir baskı oluşturarak onu kaybetmeyeceğini düşünür. Bilinmesi gereken; sadakat, tehditle değil sevgiyle sağlanır. Bu baskı ve tehdit halleri eşini kendinden daha da uzaklaştırır.
Kıskançlıkta da, kadın-Erkek farklıdır
Sadakat kıskançlığı etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Eşlerin birbirlerini cinsel veya duygusal anlamda aldatması çoğu ilişkiyi derinden etkiler. Kadınlarda erkeklerde kıskanır. Fakat kadınlar ve erkekler kıskançlık bakımından farklılıklar gösterir. Yapılan araştırmalar kadınların duygusal bir aldatma karşısında daha çok etkilenirken, erkeklerin cinsel bir aldatmada daha fazla kıskançlık yaşadığını göstermektedir. Verdikleri tepki ise; Kadınların, görece daha yapıcı davranıp, alttan alarak, kendi hak ve isteklerinden vazgeçtikleri, erkeklerin ise tehdit ve kaba kuvvetle kıskançlıklarıyla baş etmeye çalıştıkları görülmektedir.
Zarar Veren Kıskançlıkla Nasıl başa Çıkılır?
Kıskançlık, sahip olduklarını koruma isteği ile ortaya çıkan bir tür korkudur. Kıskançlığa, öfke, değersizlik, çaresizlik, yetersizlik, yalnızlık gibi duygular eşlik eder. Birçok kişi geçmiş yaşantılarının yaralarını içinde taşır ve şimdiki ilişkisinde bu yaraları iyileştirmeye çalışır. Önemli olan, bu yaraları tanımak ve bugünkü ilişkiye taşımamaktır. Karşılıklı güven için iletişimin açık olması önemlidir. İmalı sözlerden, üstü kapalı eleştirilerden ve küskünlüklerden kaçınmak gerekir. Bu noktada, kıskançlığa ılımlı yaklaşmak ve eşleri karşılıklı konuşmaya teşvik etmek önemlidir.
Kıskançlığı abarttığınızı ve kontrolden çıktığını nasıl anlarız?
Eşin telefonlarını dinlemek, takip etmek, eve gelince perdeleri, banyoyu, yatak odasını kontrol etmek, eşi akrabalar dahil kimseyle görüştürmemek, her anlatılan olayın altında bir anlam aramak aşırı kıskançlığa girer ve tedavi edilmesi gereken bir davranış bozukluğudur.
Kıskanç Kişiler; Bir uzmandan yardım almalıdırlar. Kişiler sevilmeye değer bir insan olduğu hatırlatılma noktasında, kendi değersizlik hislerinin altında yatan nedenleri bulmak için yardım almalıdırlar. Olumsuz duyguları, yeni ve olumlu duygularla değiştirmelidir.
Sevinç Karakaya
DevamıEşi Kıskanç Bayanlara Tavsiyeler
EŞİ KISKANÇ BAYANLARA TAVSİYELER
Kıskançlık önü alınamayan bir hastalıktır. İlişkilerin tümünü etkilediği gibi özellikle eşler arasındaki ilişkilerde kıskançlık, evliliklerde eşlerin nefes alma alanlarını daraltır. Zevk vermesi gereken zamanlar çekilmez zamanlara dönüşür. Nişanlılık dönemi yada ilişkinin başlangıç devresinde özellikle bir erkek tarafından kıskanılmaz bayanlara hoş gelse de; ilişkinin ilerleyen evrelerinde özellikle evlilik safhasında çok önemli sorunlar açabilir. Hatta bunların önüne geçilmezse maalesef evliliğinizi boşanmaya kadar götürebilir.
Eşleriyle aralarında Kıskançlık problemleri olan bayanlar peki ne yapmalı?
Eşinizin kıskançlığının altındaki gerçek sebebi bulun;
Unutmamak gerekir ki erkek ve kadınlar birbirinden faklı davranır ve farklı hissede bilirler.O yüzden biz bayanlara burada düşen şudur; Eşinizin gözünden bakmayı deneyip, acaba sizin görmediğiniz ne görüyordur bunu anlamaya çalışın. Bir süredir farklı davranıyor olabilir misiniz? Normalin dışında Daha neşeli, daha bakımlı dolaşıyor olabilir misiniz?
Erkekler bazen çocuklar gibi olabilirler; nasıl ki siz başkasının çocuğunu sevdiğinizde kendi çocuğunuzun huysuzlandığını hissedersiniz , erkeklerde sizi hem cinslerinizden dahi kıskana bilirler. Davranışlarınız ne kadar zararsız olursa olsun, biraz geri adım atın ve eşinizin neden bu şekilde hissediyor olabileceğini gözden geçirin. Erkekler hayatınızda yaptığınız değişiklikleri, önce kendisi için yapmanızı ister. Bunu sizi sevdiğinden ve önemsediğinden yapar, anlayış gösterip kendisinin sizin için önemli olduğunu ona hissettirin.
Kıskançlıklarda ; Sorunlara değil çözümlere odaklanın;
İlişkiler de çok sık yapılan hatalardan biride, özellikle kıskançlık gibi hassas bir mesele de; dikkat edilmediği taktirde, konuyla ilgili konuşmak, telafi edilemeyecek yerlere gidebilir.Çözmeye çalıştığımız durum daha da kötü hale gelir. Burada yapılması gereken aynı konular etrafına dönmektense, aradaki soruna nasıl bir çözüm bulunabileceği karşılıklı kişiler tarafından konuşulmalıdır. Tabi ki sonrasında çözüm için eyleme geçilmelidir.
Eşinizin güvensizliğini hafifletmek için ne yapabileceğinizi eşinize sorun ve daha iyi hissetmesi için bunları yapmaya çalışın. Belki de eşinizin kendisin dahi bilmediği, kendi geçmişinden kalan bu davranışlarına sebep olacak yaşanmışlıkları olabilir. Kıskançlığın konuşmalarla çözülemediği ve evliliğinizi çıkmaza soktuğu durumlarda bir uzmandan yardım alınabilir.
Soruna başkalarını karıştırmayın ;
Biz bayanların anlatmaya ve anlaşılmaya ihtiyacı vardır.Eşinizle kavga ettiğinizde, yakın bir arkadaşınıza bunları anlatmanın sizi rahatlatacağını düşüne bilirsiniz fakat bu meseleyi daha da içinden çıkılamaz bir hale getirebilir. Sizi tarafsız bir gözle dinleyecek kişi elbette bir uzman olabilir, ama yakın arkadaşınız sizi tarafsız dinleyemez ve yanlış yönlendirmelerle ilişkinizi bambaşka boyuta taşımanıza sebep olabilir. İlişkinize saygı duyun ve meselelerinizi kendi aranızda çözmeye çalışın.
Eşinizin kıskançlığı sizi soğutmasın, ilginizi esirgemeyin;
Kıskançlık sebeplerinden biride ilgi eksikliğidir.Eşiniz sizden yeterince ilgi, alaka gördüğünü hissetmiyor olabilir, O yüzden sizi; yakın arkadaşlarınız, aileniz hatta kendi çocuklarınızdan dahi kıskanabilir. Bunun içinde başkaları ile etkileşiminize daha fazla dikkat etmektedir. Etrafınızda başkaları varken, ona özel ilgi göstermeniz ise hem ilişkinin gidişatını hem de eşinizin kendine özgüvenini yenileyebilir. Biz bayanlara bunu yapmak zor gelse de bazen küçük hareketler unutmamak gerekir ki çok büyük sonuçlar verebilir. Evde ki huzur için sanırım buna değer.
Sebeplerini kendimiz dahi göremediği ilişkilerimizde ilerlemiş iletişim problemleri yaşayabiliriz. Bunlara tarafsız ve yargısız bir gözle bakabilmek için ve sorunlarınız olmadan, sağlıklı ilişkiler yürütebilmek için bize ulaşabilirsiniz.
Sevinç Karakaya