Evliliğinde ”Güçlü Rolü” Oynayan ”Mutsuz Kadınlar” Ne Yapmalı?
Evliliğinde ”GÜÇLÜ KADINI” Oynayan ”MUTSUZ KADINLAR” Ne Yapmalı?
Evliliğinizde mutsuz musunuz? Peki bir kadın neden mutsuz olur? Tam olarak nedir onu mutsuz eden? Maddi problemler yada aile baskısından dolayı evliliğini sonlandıramamak mı mutsuz ediyor kadını ? Ne yapmalı ”Mutsuz kadın” ? Evlilikte kadının faktörü tam olarak nedir? Sorunlarıyla nasıl başa çıkabilir ”mutsuz kadın”?
Ne dersiniz bazen çok alıngan davranıyor olabilir miyiz? Öncelikle kadın şunu bilmeli; Bir çok insanla ilişkilerimizde olduğu gibi, nasıl ki kişiler aslında bizim aynalarımızdır, nasıl davranırsak öyle tepki alırız. Aynen bunun gibi; Erkeklerin de tüm duygusal davranışları ve olaylara verdikleri tepkilerinin bize bağlı olarak değiştiğini bilmemiz gerekmektedir. Aslında evliliğin sırrı bu gerçektir. Eğer kadın bunun bilincindeyse buna yönelik doğru davranışlar sergilemeyi öğrenirse, kadınlar ”evliliklerinde mutluluğu” yakalayabilirler.
Bir erkek eşinden en çok ne bekler derseniz? En başında çok fazla dile gelmese de ”takdir edilmek”, ‘‘onaylanmak” ve ”şefkat” beklemektedir. Erkekler; kadının kendisini güçlü hissettirmesine ve kendisine ihtiyacı olduğunu bilmeye ihtiyaç duyarlar. Aslında şunu demek daha doğru evlilikte ”Güçlü Kadını” oynamayı bırakmak lazım.
*Erkek hangi kadına sahipse aslında”Erkeği erkek o kadın yapar”
Erkeği erkek eşi yapar ne demek derseniz? Eşiniz gerçekten, erkek gibi hissetmek için karısının desteğini görmeye ihtiyaç duyar. Bilinen bir gerçek vardır.Erkekler kendisine bu şekilde hissettiren ve şefkat gösteren kadınlara eğilimlidir, bu yüzyıllardır defalarca kanıtlanmıştır. Aslında kadınlardan daha fazla duygusal olan erkek, bu alanda kendini göstermekte yetersiz kalır işte burada onu tamamlayacak ve bu özelliğini ortaya çıkaracak kadındır. Kadınlar eşlerine bu bakış açısıyla yaklaşabilirlerse, Eşlerindeki değişim gücünü elinde tutmayı sağlaya bilirler. Evliliklerde iletişim sorunlarının çoğu, çiftlerin birbirlerinin zihinlerini okuyarak ona göre davranış gösterme eğiliminde olmasında kaynaklanmaktadır. Eğer bir erkek evliliğinde suçlanacağını, eleştirileceğini düşünüyorsa, eşiyle olan iletişimde ” kapsama alanında” olmamayı tercih ediyor. Kendisine giden bütün iletişim yollarını kapatıyor. Evet ”Güçlü Kadınlar” evliliğinizde sağlıklı bir iletişim istiyorsanız; Koşulsuz dinlemeyi öğrenmeniz gerekiyor.
*Kadın ne kadar hoşgörülüyse o kadar mutlu demektir.
Artık kadın Yeni dünya düzeninin ona getirisi olarak ev içinde ve ev dışında ciddi sorumluluklar almakta ve bu da kadını psikolojik anlamda daha fazla yıpranmaktadır. Kadının bu durumu evlilik içerisinde erkeğin sorumluluklarında ki beklentisini de artırmıştır. Ve kendisine ihmallere karşı daha duyarlı tavır içerisine girmesine sebep olmuştur. Bu ruh halinde kadın iletişim kurarken sağlıksız tutumlar gösterme olasılığı artmakta kocasını eleştiren, sürekli şikâyet eden ve hatta eşini hor gören bir yapı içerisinde davranmaktadır.
Kadın hoşgörülü olmayı seçip, evde eşlerine karşı daha hassas, düşünceli davranabilmeyi başardığında, kadınların eşlerinden beklentilerini görebilme anlamında daha fazla destek aldıkları görülmektedir. Evet ”Güçlü Kadınlar” Kendimizi şikayetler yerine hoşgörüyle dile getirebilirsek sanırım sorun kalmayacaktır.
*Elbette bir ortak nokta vardır. Sadece ”GÖREBİLMEK İSTEYELİM”
Kadınların sık yaptığı hatalardan biride, belki de duygularıyla erkeklere oranla daha fazla hareket etmelerinden kaynaklı; kendi yakın çevrelerinin desteğini aldığı konularda etkilenme düzeylerinin erkeklere nazaran daha fazla olmasıdır. Kadınlar özellikle çatışma yaşadıkları konularda, kararsız kaldıklarında yakın çevresindeki arkadaşlarının akrabalarının fikirlerine başvurmakta ve genellikle bu çevrenin etkisi altında kalarak kararlar vermekte ya da iletişim şeklini sürdürmektedir. Bu çok sıkça yapılan bir hatadır. Unutulmamalı ki her ilişki, her evlilik, her birey birbirinden farklıdır. Farklı ilişkilerden elbette dersler çıkarıla bilir ama hiçbir evlilik tıpa tıp aynı olamaz. O yüzden yakın çevre yerine bir uzmandan belki destek olmak ortak noktaları bulmanızda daha etkili bir yoldur. Bazen kendimizin yaptığı hataları göremeye biliriz, dışarıdan bir gözle kendimizin farkına varmak her zaman işe yarar.
Evet ”Güçlü Kadınlar” Evliliklerde esas olan ”BİZ” olmayı başarabilmektir. Bu da kadın ve erkeğin ortak görüş birliğine varabilme becerisi ile doğru orantılıdır. Konu ne olursa olsun farklı görüş ve fikirler olduğu zaman muhakkak ortak bir paydada buluşulabileceği göz ardı edilemeyecek kadar büyük bir çözüm kaynağıdır.
Şu soruyla bitirelim; GÜÇLÜMÜ OLMAK İSTERSİNİZ YOKSA MUTLUMU ?
Sanırım bir çoğumuz mutlu olmak istiyoruzdur. İlişkilerince çözüm arıyor ve doğru çözümleri bulmakta zorluk çekiyorsanız çözüm için bize ulaşabilirsiniz
Sevinç Karakaya
Muhafazakar Kadın da Artık Yaşam Koçu Tercih Ediyor
MUHAFAZAKAR KADIN DA ARTIK YAŞAM KOÇU TERCİH EDİYOR
Muhafazakar Kadın da; Hızla gelişen modern dünyada , sorunlarına çözümler getirmekte, Yaşam koçu tercih ediyor. Başına hangi ön eki getirirseniz getirin kadın; unutulmamalıdır ki her zaman kadındır. Hangi kültürde hangi şekilde olursa olsun kadının benzer ihtiyaçları vardır. Zaman değişirken ihtiyaçları da değişir. Bir dönem terapistte gitmek utanç vericiydi; fakat şartlar değişti. Belki de zaman içinde insanların dertleşmeye ayıracak vaktinin azalması sonucu, artık utanılacak bir durum değil aksine insanların birbirine tavsiye ettikleri, bir hal almıştır. Bu değişen zaman yeni kavramlar yeni ihtiyaçlar ortaya çıkardı.
Amerika’dan ülkemize gelen; Kimimizin çok yakından takip ettiği, bazılarımızın ise hakkında çok fazla şey bilmediği fakat son günlerde çok fazla gündemde olan Yaşam Koçu kavramı Muhafazakar kadın için de bir tercih oldu. Dilerseniz yaşam koçu kavramına biraz yakından bakalım.
Yaşam koçu ne yapar?
Bazen hayat bizi öyle bir noktaya getirir ki; gerek iş gerekse günlük yaşamımızda nerede olduğumuz, ne istediğimiz, hedeflerimize ulaşmak için hangi yolları takip etmemiz konusunda karar veremeyiz.
İşte böyle zamanlarda kendimize hedefler belirleyip onlara ulaşmak için bize eşlik edecek birine ihtiyaç duyarız. Hayallerimize, isteklerimize, hedeflerimize giden yolculuğumuzda Yaşam Koçumuz en iyi yol arkadaşımız olur. Olmak istediğiniz yere en sağlıklı, en etkin ve hızlı şekilde ulaşmanızı sağlar.”Biri olsa da bize yol gösterse” deriz.
Doğru soruları sorarak ,etkin bir şekilde dinleyerek,sağlıklı gözlemleyip,yönlendirme yapmadan, sınırlamalar getirmeden, sizin kendi yolunuz da ilerlemeniz ve kendi potansiyelinizi ortaya çıkararak hedeflerinize ulaşmanızda destek olur. Şöyle bir sahne hayal edin; Karşınızda sadece size odaklanmış bir kişi var.Gerek iş gerekse günlük yaşamınızla ilgili nerede olmak istediğiniz ve nasıl oraya gideceğiniz ile ilgili sorularınıza yanıt bulmak için yanınızda size eşlik ediyor. Anlattıklarınızı sadece duymakla kalmayıp, arkasında yatan anlamları keşfetmeye çalışıyor, hatta kelimeleriniz arasındaki boşlukları ve sessizlikleri bile dinleyen birisi.
En önemlisi de bunu yapan kişinin sizi yargılamadığını bilerek duygularınızı rahatlıkla ifade ediyorsunuz. Yaşam koçunuz verdiğiniz her tepkiye duyarlı. Size tavsiyede bulunmaz, size herhangi düşünceyi, eylemi, empoze etmez. Görüşmek ve çalışmak istediğiniz konuda hedeflerinizi ortaya çıkarıp sonuca ulaşmak, ihtiyacınız olan inancı sunmak için yaşam koçunuz oradadır. Koçluk programı sırasında kişi kendisine en uygun olanı kendisini en mutlu ve huzurlu hissettirecek durumu kendisi bulur.
Kısaca şunu hayal edin karşınızdaki insanın sizi sıra dışı destekle, çevrenizdeki hiç kimseye benzemeyen bir yaklaşımla sizi dinlediğini ve sorunlarınıza cevaplar bulduğunuz bir ilişki hayal edin. Ve gerçek olsun… kim istemez ki değil mi…
Mükemmelliği arayan Muhafazakar kadın için yaşam koçluğu doğru adrestir. Yaşam koçu psikolog yada psikiyatrist değildir, ilaç vermez tanı koymaz. Yaşam koçu sizin geçmişinizle ilgilenmez. O şuanda bulunduğunuz kişiden, mutlu olmak istediğiniz kişiye sizi taşır. Yaşam kalitenizi yükseltir. Yaşam koçunu tercih eden kişiler hasta yada rahatsız değildir. Aksine mükemmel kişilerdir.Algıları sonuna kadar açık hayatı iyi analiz ederler. Çünkü hayatların da yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunun farkındadırlar ve buna çözüm arayışında, birçok yöntem denemiş, çözüm bulamamış ve yaşam koçluğunda çözüme ulaşacağını bilen kişilerdir.
Evet yaşam Koçu Gerçek bir yol arkadaşıdır. Fakat ..! Hüsrana uğramamak için; Çok iyi araştırılıp incelenmesi gerekir.
Muhafazakar kadın için de herkes gibi mahremiyet çok önemlidir. Bunun için seçicidir. İnançlarına saygı duyulsun, yaşam tarzı gözetilerek, ailevi ve ahlaki yapısına uygun hizmet almak istiyor. Yaşam koçunun Muhafazakar kadının isteklerine bu doğrultuda hizmet sunması çok önemli. Hizmet sunduğu sektörün mahremiyet gerektirdiği bilincinde ve duyarlı olmalı. Mahremiyet muhafazakar kadın için neyi ifade ediyorsa Yaşam Koçu içinde onu ifade etsin istiyor.
Dünyanın bir çok ülkesinde bu hizmet % 70 oranında interaktif olarak verilmektedir.Buda size kendi ortamınızın rahatlığında hizmet alma kalitesini sunuyor. Muhafazakar kadın yeni dünya düzenindeki bilişim hizmetlerinin ilerlemelerini yakından takip ediyor, mahremiyet sınırlarını kendisi belirlemek istiyor. Yaşam koçundan alacağı hizmeti de telefonda, yada modern çağın getirisi internet ortamında almak istiyor.
Muhafazakar kadın Sadece özlük haklarının değil, inançlarının da muhafaza altında olmasını istiyor. Yaşam koçu seçiminde de daha seçici davranıyor. Sonuç olarak Muhafazakar kadın Gerek iş, gerekse özel hayatında Yaşam kalitesini yükseltmek için değişen, zamanın değişen ihtiyaçlarına yabancı kalmıyor.
Sevinç Karakaya
Kadınlar Güçlerini Eline Almalı…Parçaları Toplama Zamanı
KADINLAR GÜÇLERİNİ ELİNE ALMALI?
PARÇALARI TOPLAMA ZAMANI
Okuduğum bir makaleden bahsetmek istiyorum size bugün; Konu İlişkiler Yazar Seda Diker Her Ayrıldığım Erkekte Bir Parçam Kaldı diye atmış başlığı evet özellikle bayanlar ama birilerinde parçası kaldığını düşünen beyler de; gelin beraber bakalım kimlerde hangi parçalarımız kaldı ve neden kaldı …
-Aşk acısı çekiyorum.?
-”Neden? Biraz anlatmak ister misiniz?” diye soruyor yazar
-Evet. Hayatımda son 6 aydır bir adam vardı. Çok aşıktım. İşte bu adamla evlenebilirim diyordum. Ama ne yazık ki beni terk etti. Artık onsuz nefes bile alamadığımı keşfettim. Lütfen bana yardım edin. Onu unutamıyorum.?
-”Bu ilişkide seni bu kadar etkileyen ne ?”diye soruyor tekrar yazar. Danışan sesini alçaltarak cevap veriyor.
-Ben bu adamda dişiliğimi, kadınlığımı keşfettim. 37 yaşıma kadar erkekler beni beğense bile bir türlü bunu gerçek bir ilişkiye dönüştüremiyordum. İlk kez bu adam benimle ilgilendi. Beğendi. İnanın ki ben bir kadın olduğumu bilmiyordum. Kendimi onunla keşfettim.?
Biliyor musunuz? Pek çok kadın ruhunun bir parçasını, ilişki kurduğu erkekte bırakıyor ayrılırken. O yüzden de, fiziksel olarak görüşmeyi bitirse bile hiç birini aklından tam olarak silemiyor. Oturup kalkıyor, cep telefonuna mesaj atıp atmadığını, arayıp aramadığını, kendisinden sonra hangi kadınlarla birlikte olduğunu düşünüyor.
Çünkü aslında o erkekte bir parçası kaldı. Yarım kalan bir şey vardı… İşte o yarım kalan şey, pek çoğumuz için farklı bir anlam taşıyor. Öfke, kıskançlık, değersizlik, Saygı duyulmamak gibi duygular yada aşk sevilmek ,güven, mutluluk doyum gibi duyguların birdenbire yarıda kesilmesi manyetik alanlarımızı öyle etkiliyor ki pozitif parçalarımız erkeğin yaşam alanına kayıyor ve negatif olanlar bizde toplanıyor.Bu ilişkilere nasıl yansıyor dersiniz . Kimi kadın bir erkekle beraberken dişiliğini keşfediyor.
İlişki bittiğinde, dişiliğini o adamla birlikte kaybettiğini düşünüyor. Oysa bu kocaman bir yalan.
Ayrılık acısı çekenler… Artık dişiliğiniz size aittir. Alın o parçanızı, sahip olduğunuzu bilin ve cesaretle yürüyüp gidin.
Her şeyini kaybettiğini düşünenler; aşkı arıyor ve hayatına giren erkeğe ?Bana gerçek aşkı o tattırdı? diyerek tutunmaya çalışıyor. Çünkü ayrılırsa, ruhunun bir parçası o adamda kalacakmış gibi hissediyor. Oysa tek yapması gereken: ?
”Ben aşık olunacak bir kadınım”
Bundan sonra benim hayatıma ancak karşılıklı aşk yaşayabileceğim erkekler girebilir? diyerek yürüyüp gitmelidir.
Yaşadığımız her ilişki, bize ayna tutmak, kendimizi keşfetmek içindir. Ayrılık zamanı gelip çattığında bilin ki artık o kişiden alıp vereceğiniz bir şey kalmamıştır. Bazı kadınlar her ilişkide kendilerinden bir parçayı bırakıp giderler. O erkekten sonra artık asla aşkı bulamayacağını, ya da kadınlığının kimse tarafından beğenilmeyeceğini düşünürler. Bunlar takıntı ve kimlik bölünmesi, yaratır. Olması gereken ise; her ilişkide kendine ait bir parça bulup onu alıp ardına bakmadan yürümesini bilmektir.
şimdi kendimize dönelim tekrar ve şunu soralım :
”Ben nasıl? her ilişkide kendine ait bir parça bulup onu alıp ardına bakmadan yürümesini öğreneceğim?”
Biten bir ilişkide öfke, utanç, pişmanlıklarımız varsa yada halen özlem duyuyorsak bir şeyleri tam anlamıyla bitirmemişiz demektir.Derinlerdeki belki kaybetmişlik yada değersizlik korkularının gel-gitlerini yaşarız. Belki bir yandan bize geri dönsün diye beklerken, diğer yandan gittiğini ve bize artık geri dönmeyeceğini düşünürüz. Aynı zamanda kendimizi ondan çok daha üstün yukarıda hissederken birde bakarsınız hiç olduğunuzu ve yok olduğunuzu fark edersiniz. işte bu korkular olumlu duygulardan daha kuvvetlidir.ve çok yorar yaşam enerjimizi bizden alıp götürür.
Bununla başa çıkmayı öğrenmek çok haklısınız şarttır; Bunun için önce kendi değerimizin farkına varmayı hayattan gerçekten ne istediğimiz ve bizim biz oluğumuz için kıymetli olduğumuzu çok iyi anlamamız lazım.
Ve artık bunlar bizim hayatımızda bir sorun olmasaydı yani biri parçamızı almasaydı giderken yada biz buna izin vermemeyi öğrenseydik hayatımız nasıl olurdu ona bakmak lazım .Ve gerçekten nasıl biri olmayı istiyorsak o kişiye dönüşüp, o nasıl davranıyorsa hayatımızı olmak istediğimiz kişiye göre tekrar şekillendirmeliyiz.
Bu gerçekten zor bir süreç fakat doğru yolda ilerlersek gereken destek sürecinde yardım alıp bunlara kulak verirsek, bu sürecin sonu hayatımızda mucizeler yaratacak kadar da sıra dışı olacaktır.
Şunu unutmamak lazım ;Kadınlar güçlerini ellerine aldıklarında, toplumumuza sağlıklı ve akıllı erkekler yetiştirecekler. Sevgilerimle
Sevinç Karakaya