Kendinizi Kabul Edin
KENDİNİZİ KABUL EDİN
Kendini kabullenmenin çok ayrı bir gücü vardır. Fakat çoğu insana aynı zamanda yabancı bir kavramdır ”Kendini Kabullenmek”… Bu bizim maalesef çocukluğumuzda ne okulda ne de evde ulaşabileceğimiz bir bilgi de değildir. Bize okullarda, ailemizde mükemmeliyetçilik öğretilirken, kendimizle barışık olmak, hata yapmanın insanlığın bir parçası olduğu, kendimize karşı affedici ve nazik olmamız gerektiği anlatılmamıştır. Hoş belki kendilerinin de çok farkında olmadıklarından her şeyin mükemmel olması gerektiği inançlarından kaynaklanmıştır.
Evet asla gerçekleşmeyecek olsa da, doğduğumuz günden itibaren bu dayatmalarla yetişiyoruz. Yürümeye başladığımızda ve ilk kelimemizi söylediğimiz anda bizde artık mükemmel olma yaptırımını özümsemiş oluyoruz. Biliriz ki hata yapmak problemlere yok açan bir süreçtir, yaptığımız her hata için cezalandırılırız. Büyüdüğümüzde ise kendi kendimizin en gaddar yargıcı oluruz.
Kendini kabullenmenin 4 temel ilkesi vardır. Bu ilkeler sadece bir kez benimsendiğinde; Kişisel suçlama, yargılama ve cezalandırma ile geçen bir hayat ile fikir ve kavramların önem taşıdığı ”Köklü şefkat ve şifa” duygularının hakim olduğu bir hayat arasındaki fark kolayca anlaşılabilir.
Size tavsiyem; altını çizip her gün görebileceğiniz bir yere asmanız… Ve aşağıda yazacağımız bu kendinizi kabullenmenin 4 temel ilkesini tekrar tekrar okuyarak hayatınıza aktarmanız.
KENDİNİ KABULLENMENİN 4 TEMEL İLKESİ
1- Bir insan olduğunuzun ve hata yapabileceğinizin farkında olun. Hata yapmak bir suç değil, sadece hayatın bir gerçeğidir. Yüce Yarada’nın ayette dediği gibi:
Eğer siz tevbe edip, günah işleyen bir kavim olmasaydınız, Cenab-ı Allah sizi helak eder, günah işleyip tevbe eden bir kavim getirirdi’ (Müslim, Tevbe 1; Müsned, 1/289)
Demek ki hatalar olabilir, fakat ders alıp yolunuza onlarsız devam etmek esastır.
2- Hatalar için affedilebilir ve affedebilirsiniz.
3- İnsan hayatın getirdiklerine bazen, zaten hazırlıklı değilsinizdir. Bu tüm yaşamınız boyunca gerçekliğini koruyacaktır.
Bazı durumlarda hazırsızlık yakalanabilir ve hazırlıklı olduğunuz zamanlarda göstermeyeceğiniz davranışlarda bulunabilirsiniz. Böyle davranmış olmanız sizin kötü biri olduğunuzu göstermez. Bu sadece hayatın bir gerçeğidir. Bu tip davranışlarınız çin hem kendinizi affedebilir hemde başkaları tarafından affedilebilirsiniz.
4- Belki öncelik oluşturmasalar bile tüm ihtiyaç ve istekleriniz önemlidir. Siz önemlisiniz dolayısı ile istek ve ihtiyaçlarınız da önemlidir.
Evet şu cümleleri sindirmek için biraz durup düşünmek gerekiyor sanırım” Siz Önemli ve değerlisiniz; Kendi istek ve ihtiyaçlarınız olması çok doğal ve onlarda değerli”. Unutulmaması gereken kişinin çevresi ve dünyası kendine göre şekillenir önce tam olmaya kendinizden başlayın. Bunun içinde önce kendiniz ile barışık olup kendinizi kabullenin ki tüm dünyanız da sizi kabullensin…
Sevgiyle Kalın…
İlişkinizde İlgi Ve Kontrol Dengesi Nasıl Olmalı?
İLİŞKİNİZDE İLGİ VE KONTROL DENGESİ NASIL OLMALI?
Maalesef son yıllarda boşanma oranında hızla artış olması, ilişkileri tekrar mercek altına almaya itiyor. Tabi ki farklı farklı sorunlar yaşansa da temeline bakıldığında derinlerde yaşanan farklı korkuların yada endişelerin var olduğunu görüyoruz. Kişilerin bağlanma korkusu, evlilik korkusu, erken karar verme tedirginliği, ilişkiden emin olamama, ilişkiye fazla beklenti yükleme gibi nedenler olabiliyor.
Acaba önceden de var mıydı böyle sorumlar yoksa değişen moda ile sorunların da mı modası değişti dersiniz? Boşanmayı yada bu sorunları bu kadar gündeme getiren sebep ne dersiniz?Geçmişten günümüze bakıldığında, kadın ve erkeğin ilişki yaşantılarındaki farklar neler olabilir? Günümüzde çok yaşanan, ve evlenecek hanımların en büyük sıkıntısı olan, erkekler neden korkan taraf da kadın hep ikna eden, evliliğe sürükleyen taraf ? Bu hep böylemiydi?
Modern Çağ İlişkilerinde Kadınlar Mutsuz
Modern çağın çeşitliliği hayatın her alanında kendini gösterdiği gibi, kişilerin değişen teknolojiye ayak uydurmaları, sosyal çevrelerinin daha rahat ve geniş olması, Eskiye nazaran erkek ve kadının gerek iş gerek özel hayatındaki paylaşımlarının artması ilişkilerde de çeşitliliği arttırmıştır. Bu artışla birlikte aslında belki de hep var olan fakat yeni düzenin getirdiği değişimle birlikte, artık daha fazla göze çarpmaya başlayan ilişkisel sorunlar gündeme gelmeye başlamıştır. Bu ilişkisel sorunların en sık rastlanılanı kadınların erkeklerle olan ilişkilerinde genelde ; daha huzursuz, daha memnuniyetsiz, daha beklentilerini bulamayan taraf haline getirdi.
Erkeklere göre neden kadınlar daha şikayetçi dersiniz? Nedene bakıldığında bir çok nedeni vardır, bunlardan biride, ”İlişkinizde ilgili misiniz? yoksa kontrol etme meyilli misiniz?” İşte tamda gerek erkek gerek kadınlarda olsun bu denge çok korunamamakla birlikte sorunlar meydana gelmektedir. Erkeklere göre kadınların daha fazla sorun yaşaması ise, erkeklerin ilgili bir eş ile kontrolcü bir eş dengesini daha kurmak da daha fazla zorlanmaları ve kontrolcü taraflarının çok daha ağır gelmesinden kaynaklanmaktadır. Kimi kadınlar bu aşırı ilgi yada kontrolcü tavrı ”Baba ” modeli gibi benimseyip eşi olduğu için haklı olduğuna inanırken, kimi kadın ise ilginin kontrolcülük olmadığını, böyle ilgi istemediği noktasında direnir, ve erkeğe kendisini ile nasıl ilgilenmesi noktasından yakınan eşiyle sorun yaşayabiliyor hatta çok ileri noktalara tanışabildiğini görüyoruz.
İlgi ve Kontrol Arasında Denge ;
İlişkilerde İlgi ve kontrol arasındaki denge kurulamadığı takdirde; iki şikayet öne çıkar. Birisi hakimiyetten sıkılan kadın, diğeri ise erkeğin ilgisizliğinden bıkan bir kadın. Bu iki durum arasında bir türlü denge kurulamıyor.Bunun kurulamamasının nedeni incelendiğin de birinci olarak, yüzyıllarca süregelen bir olgunun etkisi, bir de çocuk yetiştirilirken anne ve babalar tarafından yapılan yanlışlar. Babası da öyle olduğu için erkek çocuk hemen babayı modelliyor ve ileride beraber olduğu kadına da aynı şeyi yapıyor. Babası tarafından kontrol edilen kız da ileride kendisi tarafından kontrol edileceği bir erkek arıyor. Zaten annesine de baktığı zaman aynı tabloyu görüyor. Artık sevgi ve ilgi ifadesi asla kontrol etmeden bağımsız olamıyor; bu iki çeşit davranış, kişilerin kendi ilişkilerde de yerlerini alıyor ve tabii acıyı tartışmaları da beraberinde getiriyor.
Kontrol olgusundan bağımsız bir sevgi ve ilgiye herkesin ihtiyacı var. İlgisiz erkeğe gelince, bir erkek ya zaten baştan ilgisiz olabilir ya da kadının çok fazla üstüne gelmesiyle ilgisizleşmiş olabilir. Bir erkek baştan ilgisizse küçüklüğünde ilgi görmemiş ve ilgiyi nasıl göstereceğini bilemiyor olabilir. Kadının ilgi bekleme ve kendisine güvenmeme baskısından sıkılan erkeğe gelince savunma mekanizması olarak ilgisizleşmeyi ve kopmayı geliştirmiştir. İlgisizleşmiş ve eşinden kopmayı seçen erkeği günümüzde çok sık rastlarız. Zamanla kopuş olur fakat kendisi bile süreç de çok koptuğunu farkında değildir zamanla ise eşinden uzaklaşır.Burada kadının neden kontrol etmek istediğine bir göz atarsak ilişkide kendini güvende hissetmeyen bir kadın genelde kontrol etme ihtiyacı duyar. Bu güvensizlik yetiştirilme sonucu temelde var olan bir güvensizlik de olabilir, ilişkide erkeğin çizdiği tabloya bağlı olarak gelişen bir güvensizlik de olabilir.
Çözüm Ne Olmalı;
Eşlerin karşılıklı diyalog ile birbirini anlamaya, ve ne beklediklerini birbirlerine sunamaya ihtiyaçları vardır. Bilmedikleri belirsizlikler kişileri güvensizliğe iter. Yada bazen gereksiz ve olması imkansız beklentilerde kişileri depresyona sürükler. Yapılması gereken makul orta yolların bulunması ve ilişkide ilgi ve kontrolün dengesi sağlanmalıdır. Çoğu zaman eşler olayın içinde oldukları için fark edemeye bilirler ilişkilerinde çözüm bulmaları gereken nokta tam neresi. Böyle durumlarda yanlış konuları konuşmak da çözümsüzlük getireceği için bir uzmanla çalışmak da fayda vardır.
Fakat unutulmaması gereken, yıllardır anne, baba yada farklı bireylerden ve ilişkilerden etkilendiğiniz noktalara inilmeli ve aynı yanlışlar bugünkü ilişkilere taşınmamalıdır. Modern çağın ilişkiler getirdiği değişiklik ve sorunlara tahammül etme sınırı eskiye göre çok farklıdır. Aynı tutumlar ile gitmek ilişkiyi sadece çıkmaza sokar.
”Her İlişki kendisi yeni bir makinedir. Her birinin kullanma kılavuzu farklıdır. Siz kendi kılavuzunuzu eşinizle beraber yeniden yazın”.
Sevgiyle Kalın…
Mutlu Bir İlişki Kurmak Çok Mu Zor?
MUTLU BİR İLİŞKİ KURMAK ÇOK MU ZOR
Eminim hepimiz mutlu bir ilişki isteriz. Ama istediğimiz ideal ilişki sadece masallarda yaşanır diye düşünürüz. Aynı masallardaki gibi mutlu ilişki yaşamak için, lambadan cin çıkmasını bekleriz. Fakat bunlara gerek yok normal hayatımızda da bir kaç puf noktasıyla ilişkilerimizi düzelte biliriz. Belki küçük adımlar ama uygulandığında büyük sonuçlar verebilir.
Mükemmel ilişkiyi değil doğru ilişkiyi isteyin
İlişkileri doğru ve ideali yaşamaya çalışabilirsiniz, fakat ille de mükemmel ilişki diye ısrar etmek yersiz olur. Unutmayın mükemmel ilişki ya da mükemmel eş diye bir şey yoktur. Her ilişkinin içine bakıldığında dışarıdan farklı görünse de içinde zaman zaman sorunlar yaşanır. Siz en mükemmelini beklerseniz, daima beklersiniz. Her konuda sizinle aynı fikir de olan, sizinle tıpa tıp aynı karakterde, her an sizi mutlu edebilecek biriyle karşılaşmayı beklemek yerine, sizi en fazla tatmin eden ilişkiyi yakalamayı deneyin. Rahat ve huzurlu olduğunuz yani kendiniz gibi olduğunuz ilişkiyi bulmaya çalışın.
Ortak bir ilgi alanları edinin
İlişkilerde ortak noktalar elbette önemlidir. Fakat ortak ilgi alanınız olmaya da bilir, bunun için söylenmek yerine, yeni bir ortak ilgi alanı yaratın. Balığa çıkabilir, tenise başlayabilir, yürüyüş yapabilir, beraber kitap okuyabilirsiniz, yada bir müzik kursuna gidebilirsiniz. İkinizin de zevk alacağı bir ortak ilgi alanı bulmaya çalışın. Ortak ilgi alanı, eşler arasında pozitif iletişimi, sağlıklı diyalog ve eğlence imkanı sağlar.
İlişkinizde her zaman açık ve dürüst olun
Unutmayın yalanlar üzerine inşa edilen bir ilişki enin de sonunda yıkılmaya mahkumdur. Her zaman tam dürüstlüğe dayanan bir ilişki kurun. Şüphe, bir ilişkiyi başlamadan bitiren ya da başladıysa bile hiçbir zaman sağlıklı yürümesini sağlamayan bir virüs gibidir. Eşinizin yada sevgilinizin, kuşkulandığınız tutumları varsa, birbirinizden gizli dolaplar çevirmek yerine bu kuşkuyla hem siz yüzleşin hem de eşinizi yüzleştirin. Dürüst ve açık olan acı çekse bile duyduklarından, her zaman kazanır.
İlişkiniz de daima Anı Yaşayın
Belki birlikte çok vakit geçirmeye bilirsiniz. Asıl önemli olan geçirdiğiniz zamanın süresi değil kalitesidir. “Neden daha uzun yanımda kalmıyorsun?” diye şikayet edip söylenmektense, birlikte olduğunuz anları dolu dolu ve birbiriniz ile mutlu olarak geçirin.
Geçmişle yaşamayın, Geleceğe bakın
İlişkileri en çok yıpratan sebeplerden biri; Her kavgada başa dönüp aynı olayları tekrar tekrar masaya yatırmaktan kaynaklanır. İlişki, geçmişe takılı kalarak değil, geleceğe doğru yapılandırılır ve inşa edilir. Geçmişte yaşadığınız tatsız anlar varsa, durup dururken geçmişi deşmek yerine birlikte kuracağınız geleceğin planlarını yapmaya çalışın, güzel hayallerinizi paylaşın.
Her ilişki farklıdır, Başka ilişkilere değil kendi ilişkinize odaklanın
Evet her ilişki kendine has özellikler taşır, ilişkinin tarafları da başkalarından farklıdır. Kimsenin ilişkisi birbirine benzemez. İlişkinizi başkalarınınkiyle kıyaslamak, onu daha iyi bir yere getirmez. Eşinize başka ilişkileri örnek göstererek, kıyaslamak ve ilişkinizdeki eksiklikleri ortaya koymak yerine, ilişkinizin iyi taraflarına odaklanıp, gidişatını yükseltmeye çalışın.
Aklınızı okumasını beklemeyin
Unutmayın tam manasıyla kimse kimsenin aklından geçenleri okuyamaz. Canınızı sıkan bir şey olduğunda ya da eşinizin yaptığı bir şeye kızıp, sinirlendiğinizde, onun kendiliğinden sizi anlamasını beklemeyin. Sıkıntınızı yada sinirlendiğiniz mevzu her neyse açıkça dile getirin. Ancak ses tonunuza dikkat edin, tartışma tonuna dönüşmesin. Zira yüksek perdeden dile getirdiğiniz her sorun, eşinizin zihninde ”yine dır dır” olarak algılanabilir.
Eşinizle önce arkadaş olun
İster evli bir çift olun, ister sevgili, ilişkinizin temelini sağlam bir arkadaşlığa dayandırın. İyi birer arkadaş ve sırdaş gibi her şeyi konuşabilmeniz, birlikte iyi zaman geçirmeniz, uzun vadeli ve sağlıklı bir ilişki yaşamanızı sağlar.
İlişkinize kimseyi karıştırmayın
Etraftan gelen sesleri kendi iç sesiniz ve eşinizin sesi kadar dikkate almayın. Hiç kimse sizin ilişkinizi sizden daha iyi tanıyamaz. Şu da bir gerçek ki, insanlar başkalarının ilişkileri konusunda kendi ilişkilerine göre daha olumsuz düşünür, daha kolay olumsuz yorum yapabilirler. Ve çiftler başka kişilerin yorumlarından daha kolay etkilene bilir o yüzden dışarıdan gelen eleştirilere kulak kapatın ve ilişkinizi yaralamalarına izin vermeyin.
Eve iş getirmeyin
Hayatınız da işin ve ilişkinizin yerini iyi tespit edin. İşi işte bırakın ve sorunlarınızı eve taşımayın. Kafanızın sürekli iş meseleleriyle meşgul olması, eşinize sürekli iş sorunlarından bahsetmeniz, onun açısından sıkıcı olacak, belki tartışmalara yol açacaktır. O yüzden iş ile aşkı gerçekten ayırmak en iyisi…
Sevinç Karakaya
Devamı