”Kafa Sesi” Gibidir… Aynı Bedende İki İnsan…
”KAFA SESİ” GİBİDİR AYNI BEDENDE İKİ İNSAN
Geçenlerde duyduğum bir tabirden daha doğrusu stilden bahsetmek istiyorum bugün size. Bir kaç gün önce internette gezinirken bir türküye takıldım kaldım .”Sarı Gelin” türküsünü bir yarışma programında yarışmacılardan biri performans olarak sergiliyordu. Asıl takıldığım yer türküden ziyade söylediği stil oldu. Stilin adı ”kafa sesi ” ile seslendirme, sahnedeki yarışmacı bunu hem erkek hem de bayan sesiyle canlandırdı. Koltukları sahneye dönük jüri bile tereddüt etti , acaba iki kişi mi var diye. Evet bir beden de iki ayrı ses..
Aynı bedende yaşayan iki farklı ruh hali gibi… sizde şu soruyu sordunuz mu? kendinize.
İki farklı insanı aynı bedende yaşattınız mı? Hiç.
Bir tanesi içinizde ortaya çıkartmadığınız , belki çok sevdiğiniz ve olmak istediğiniz siz,Bir tanesi de ortada olduğunuz her gün ona bürünüp dolaştığınız, fakat günden günede uzaklaştığınız siz. Sanki iki ayrı bedende iki ayrı insan. Tıpkı Kafa sesi gibi aynı bedende iki sesin açığa çıkması gibi…
Fakat buradaki fark aynı beden de iki ses çıkarken , Aynı bedende yaşattığımız iki ayrı insandan sadece bir tanesi oda, olmak istediğimiz değil olmamızı istenilenin ortaya çıkması. ”Kafa sesi” diyaframın sabit tutulup sadece ses tellerinin göğüs kafesi yardımı ile titreştirilmesiyle elde ediliyor.Yani oldukça zahmet isteyen bir dışa çıkış şekli . Kişinin bunun için sesini epey bir terbiye etmesi gerekiyor.
Peki içimizdeki ”BİZ” ortaya çıkması içinde sizce bir zahmet gerekiyor mudur?
İnsanın bunun için; O içindeki ”BEN’e” ulaşması için de biraz zahmete ihtiyacı olabilir. Kendini yeniden programlamaya , İstediği kişiye dönüşene kadar kendine taahhütler verip bunları uygulamaya. Evet kabul ediyorum bu Kafa sesini kontrol etmekten çok daha zor bir süreç, ama sonucunda sizi gerçekten istediğiniz siz yapacak süreç. Ve bu süreç yani bu değişim; sancılıdır. Değişimin sonucu iyidir, fakat her değişim muhakkak acı verir.
İnsan bu değişime ne zaman karar verir biliyor musunuz?
İçinde bulunduğunuz durum da ruhunuzun çektiği acı, değişimin verdiği acıdan daha fazla olduğuna inandığınız zaman olur.
Korkularımız, sıkılmışlıklarımız, arayışlarımız, hırslarımız, endişelerimiz , peşinden koştuğumuz mutluluk , yılların göz açıp kapamak kadar hızlı geçişinin verdiği panik bizi bu değişim noktasına getirir.
Panik olmayın yalnız değilsiniz. Milyonlarca insan sizin durumunuzda.Önce herkes kendisiyle savaşıyor. Kendisiyle kavga içinde.Denebilir ki içimiz dışımızdan çok daha karmaşık. Her birimizin işte o içindeki savaş; yaşadığı dünyasını şuan ki haline getirdi. Roller, zihin, öz, hepsi birbirine karıştı. Şimdi bunları toparlama zamanı.
Şimdiye kadar bunu toparlamak için neler yaptın ? Belki sana mutluğun püf noktasını anlatan bir kitap okumayı denedin , Belki bir film izledin mutluğu anlatan, Belki kendine farklı vaatleri üzerine yapıştırmış bir çok kişiyle mutluğa ulaşmaya çalıştın. Her seferinde aklın karıştı. Ama doğruyu kabul etmekte buldun. Evet mutsuzluklarının, korkularının, hırslarının ve talihsizliklerinin sorumlusu ”SEN”olduğunu anladın. Belki bunu her seferinde duvara toslayarak anladın . Ama ANLADIN.
Bu yazıyı okuduğuna göre; doğru yerdesin… Çünkü sen mükemmelsin …Her mükemmel insan gibi hayatında bir sorun yaşadığının farkında ve belki de onlara çözüm olmak istiyorsun . Çözümse doğru yöntemlerle ortaya çıkacak
” SEN ‘de ”…
Sevinç Karakaya