Çocuk Olduktan Sonra Evlilikte ne Değişir?
Evlilik ve çocuk sahibi olmak üzerine daha önceki ”Çocuk Yapmak Evliliği Kurtarır Mı?” yazımda söylediğim gibi sorunlar içinde çırpınan bir ilişkide çocuk doğurmak ilişkiye renk katmak yerine, ilişkiyi içinden çıkmaz bir hale dönüştürür. Ve böyle bir evlilikte yapılan çocuk o evliliği kurtarmaz ama kesinlikle o evlilikten çocuğu kurtarmak gerekebilir. Fakat sağlıklı bir ilişkide çocuk o ilişkiyi güçlendirir, durağanlıktan uzaklaştırır, renk katar. Belki de evlilik gerçek bir evliliğe dönüşür.
Bizlerin çiftlere evliliklerinde ilk 3 yılı çocuk sahibi olmamalarını önermemizde ki asıl sebep evliliğin içinde önce kendilerini bulmalarını sağlamalarıdır. Evlendikten sonra kadın erkek kimliklerini tekrar keşfedip karı- koca olarak nasıl mutlu olabileceklerini kavrayıp, bu mutluluğa sağlam bir şekilde yeni bir birey katmaları içindir.
Tabi her ne kadar ilişkiler sağlıklı olsa bile bebek olduktan sonra dikkat edilecek hususlar vardır. Aileye katılan çocuktan önce eşler, kitaplar okur, araştırmalar yapar, görev paylaşımlarını belirlerler. Fakat her ne kadar plan program yaptılar ise de, hayatlarına yeni giren bireyle, bildiklerini unutabilir, işler planladıkları gibi gitmeye bilir.
”Ya Mutlu ve sağlıklı giden evliliğimizi çocuk ile de mutlu ve sağlıklı sürdürmek için ne yapmak gerekir?”
Önce Kendi İçinizde Mutlu Olmayı Öğrenin;
Hayatta kişiler her daim farklı rollere girdiği gibi evlenince eşinin karısı yada kocası, çocuğunun annesi yada babası olur. Fakat unutulmaması gereken ise, hayatta farklı kimliklere ve rollere de girseniz, kendi özünüzden vazgeçmemeniz gerektiğidir. Çiftlerin çocuk sahibi olduktan sonrada, bunu hatırlamaları ve kendilerini mutlu edecek anları yaşamaya önem vermeleri gerekir. Hayatta kendiniz mutlu olmadan ne eşinizi ne yetiştirdiğiniz çocuğunuzu mutlu edebilirsiniz. Şimdi kendinize bir liste hazırlayın bireysel olarak yapmaktan zevk alıp, sizi mutlu eden şeylerin listesi olsun bu… Ve hemen onları kullanıma geçirin. Zaman bulamayıp, yapmak istediğiniz ve ertelediğiniz her şey sizi mutsuzluğa götürür ve siz mutsuz olduğunuzda ne mutlu bir eş olabilirsiniz, ne mutlu anne/baba, nede mutlu çocuklar yetiştirebilirsiniz. Önce mutlu bir birey olmayı hedefleyin.
Önceliğiniz Eşiniz Olsun;
Maalesef özellikle çocuktan sonra kadınlarda sık rastladığımız ve erkelerin en çok şikayet ettiği konu ise; ”Eşim çocuk olduktan sonra benim karım olduğunu unuttu” ”O iyi bir anne fakat bana iyi bir eş değil” Kadınlar çocuk olduktan sonra evliliklerinin tek amacı çocuk sahibi olmakmış gibi davranıp, eşlerini arka plana atabiliyorlar. Fakat bu çok tehlikeli bir durumdur. Evinde ilgi alaka yada istediği önemi göremeyen erkeğin duygusal boşluğunu dışarıda aramasına sebep olabilir. Eğer çocuk olduktan sonrada mutlu ve sağlıklı ilişkinize devam etmek istiyorsanız, önceliğiniz eşiniz olmalıdır. Kulağa hoş gelmeye bilir fakat evliliğin temeli kadın ve erkekten oluşur. Bunların arasındaki ilişki sağlıksız ve özellikle cinsel yaşam kopuk olursa o evlilik temellerinden sarsılır. Yapmanız gereken eşinize istediği ilgi alakayı göstermektir. Ki çok büyük şeylere gerekte yok; sabahları eşinizi hayır dualarıyla öperek uğurlamak, ona kendini özel hissettirecek gün içince bir mesaj gibi, küçük şeyler bile bu mutluluğu korumak için yeterlidir.
Çocuk Yetiştirirken De, Kadın Erkek Farklıdır;
Buda yine çiftlerin fakat özellikle kadınların düştüğü hatalardan biridir. Eşlerinin çocukları ile kendi ilgilendiği gibi ilgilenmesini beklerler. Fakat eşinizle nasıl bir çok farklılığınız var, çocuk yetiştirmek konuşunda da farklarınız olması oldukça doğaldır. Mesela eşiniz çocuğunuzla baş başa kaldığında kahvaltıda çocuğunuzun yemesi, size göre sakıncalı bir şeyleri yemesine müsaade ediyor olabilir. Eşinizi bu konuda sürekli olarak uyarmaktan vazgeçmelisiniz. Sizin çocuk bakma yönteminiz çok daha sağlıklı ve güvenli olsa da, çocuğunuzu babasıyla baş başa bıraktığınız zamanlarda biraz daha sabırlı olmalı ve ona kendisini iyi bir baba gibi hissetmesine müsaade etmelisiniz. Bu çocuğunuzun gelişimi eşinizin mutluluğu ve sizin mutluluğunuz için göze alınacak bir durumdur. Eşinizle aranızdaki farklılıkların aranızda tartışmalara yol açmasına izin vermeyin . Belki de hiçbir zaman karşınızdaki ikna edemeye bilirsiniz. Ve her zaman dediğim şey çocuk yetiştirmede de geçerlidir. ”Siz kendinizden başka kimseyi değiştiremezsiniz” Bu konuda ısrarcı olmak size sadece mutsuz bir evlilik getirir. Fakat bakım noktasında çocuğun gelişimine zarar verecek durumlar söz konusuysa bir çocuk psikoloğundan yada pedagogdan eşinizle beraber bilgi almanızı öneririm.
Çocuklarınız Sizin Birbirinizi Sevdiğinizi Anlasın;
Bir çok çiftte rastladığım sorunlardan biride, mahremiyet ile çocuğa verilmesi gereken, birbirini seven anne baba imajının karıştırılıyor olmasıdır. Evet ailede çocuğun bilmemesi gereken bir mahrem hayat vardır fakat çocuğun anne babasının birbirini sevdiğini görmeye de ihtiyacı vardır.
Geçenlerde bir danışanım çocukluk ile ilgili bir anısını anlatırken şundan söz etti; Ben bir gün oturuyordum arkadaşım beni çağırmak için bizim eve geldi. Bir heyecanla kapıya doğru gelirken bizim evin diğer odasının penceresinde babam annemi öperken görmüş; Heyecanla ”Baban anneni öptü ” demişti. O kadar şaşırmıştım ki diyor. ”Babam annemi nasıl öper diye” Çünkü anne ve babasını birbirlerine hiç sevgisini gösterirken görmemiş.
Unutmayın sizin aileleriniz çocuklarınızın ilerde kuracağı aileler için örnek teşkil ediyor. Ve her çocuğun aileden anladığı kendi ailesi oluyor. Anne babanın arasındaki sevgiyi hissedemeyen çocuk, ileride bunu eşine nasıl sunacağını bilemiyor. O yüzden izin verin çocuklarınız sizi el ele tutuşurken, sabahları iyi gün için eşinizi öpücükle uğurlarken, yada sevgi ile birbirine sarılırken görsünler. Böylece birbirini seven ve önemseyen bir ailede yaşadıklarını anlasınlar.
Cinsel Yaşamınızı Es Geçmeyin;
Çocuktan sonra en çok es geçilen konu. Cinsel yaşamın mahremiyeti önemlidir. Ve çocuk olduktan sonra bu mahremiyeti korunamayacak gibi gelebilir. Evin her yerinde çocuklarınıza ait izler olabilir. Fakat yatak odanızı siz ve eşinizle özel bir alan kılmayı başarmalısınız. Sağlıklı bir cinsel hayat için ve mutlu bir evlilik için yatak odanızı evin diğer bölümlerinden ayırmalısınız. Ve büyüklerimizin dediği gibi ”Yatak odası ya uyunacak yada beraber olunacak yerdir” oranın atmosferini bozacak sorunları, çocuklarınızla ilgili çözülmesi gereken problemleri, hatta bilgisayar, telefon, kitap gibi uğraşları bile o mahrem bölgeye taşımamanızı tavsiye ederim.
Çocuk Yapmak, Evliliği Kurtarmaya Yeter Mi?
ÇOCUK YAPMAK, EVLİLİĞİ KURTARMAYA YETER Mİ?
Son zamanlarda sıkça rastladığım bir soru üzerinden gitmek istiyorum bugün. ”Çocuk yapsam, evliliğim kurtulur mu” yada ”kocam iyi bir koca değil ama iyi bir baba, hamile olursam çocuğum için o dönemde bana da iyi davranır”. Lütfen kendi kendimizi kandırmayalım. Evet sağlıklı bir ilişkide çocuk o ilişkiyi güçlendirir, durağanlıktan uzaklaştırır, renk katar. Fakat sorunlar içinde çırpınan bir ilişkide çocuk doğurmak ilişkiye renk katmak yerine, ilişkiyi içinden çıkmaz bir hale dönüştürür. Hatta genelde kişilerin ilk çocuklarında değil de ikinci çocuklarında görülen evliliklerini kurtarmak için yapılan çocuk belki evliliği kurtarmaz ama kesinlikle o evlilikten çocuğu kurtarmak gerekebilir. Maalesef bayanların yaptığı bu en büyük hatalardan biri olan eşini kendine bağlamaya veya eve bağlamaya yönelik yapılan hata ilişkilerini kurtarmadığı gibi anne babanın bir arada olmadığı olsa bile sorunlu ailelerde yaşayan çocuk sayısını attırıyor. Kişiler ilişkilerinde mutlu olmadıkları gibi, çocuklarını da mutsuz bir ailede yetişmeye itiyor.
Sorunlu Evlilikte Çocuk; Eşleri Yakınlaştırmaz, Uzaklaştırır
Aslına bakarsanız günden güne bilinçlenildiği ve mutlu yuvalarda yetişen çocukların daha sağlıklı birer yetişkin olduklarını anlayan çiftler ya aile huzuruna dikkat ediyor yada sorunlu evliliklerine bir de çocuk eklemeyip sorunlarını çözme yoluna gidiyorlar. Fakat ne kadar azalmış olsa da bu durum halen toplumumuzda devam etmektedir. Özellikle kadınlar, eşlerini eve bağlamak ya da ilişkilerinde etkin rol oynamak için evlendikten kısa bir süre sonra çocuk sahibi olmaya çalışıyorlar. Hatta eminim şunu bir çoğunuz sıkça duymuşsunuzdur; ” Çocuk doğurmak evliliği sağlamlaştırır”. Duygusal olarak bir çocuğun eşleri birbirine yakınlaştırdığı düşünülse de aslına bakarsanız bu çok yanlış bir düşüncedir. Gerçek olan şudur ki; sorunlu evliliklerde çocuk yapmak duygusal olarak yakınlaşma sağlamaktan çok, eşlerin birbirlerinden uzaklaşmalarına sebep olmaktadır. Çocuk büyütürken anne ve babanın, çocuğun istediği ilgi ve bakımı, karşılamada beraber sorumluluk alması gereklidir. Sorumluluğu sadece bir tarafın yüklenmesi, yüklenen tarafta kızgınlıklar oluşturur. Bu durumda ilişki daha da düzensizleşir. Farklı boyutta sorunlar yaşanır. Kadınlar genelde çocuk yaparak eşlerine yakınlaştıklarını düşünürken, erkekler böyle bir düşünceye çok da sıcak bakmamaktadır. Kadın çocuğun bakımıyla ilgilenirken eşini daha da ihmal eder. Evet tekrarlamak gerekirse sorunlu bir ilişkide çocuk, duygusal bağı güçlendirmek yerine tam tersine zayıflatmaktadır.
Peki Sorunlu Evliliği Olan Kişiler Çocuk Sahibi Olmamalılar Mı?
Çocuk sorumluluktur. Daha evlilik noktasında eşlerin birbirine olan sorumluluklarını yerine getiremezken başka bir bireyin sorumluluğunu üstlerine alması, evliliğin bile bile baltalanmasından başka bir şey değildir maalesef. Eşlerin her ikisinin de çocuk sahibi olmayı istemesi ve bunu da kendi ilişkilerinde sağlıklı bir gelişim ve iletişim sağladıktan sonra yapmaları en doğru olandır. Eşlerden biri çocuk isteyip, diğeri istemiyorsa bu durumda sorunlar yaşanması doğaldır. Birçok evlilikte çiftler birbirleriyle yaptıkları kavgalarda çocukları hedef olarak kullanmaktadır. Unutmamanız gereken; Mutlu ve sağlıklı çocuklar, eşlerin ikisinin de çocuk istediği, sevgi dolu evliliklerden doğar ve yetişirler. Çocuk sahibi olma kararı birlikte verilmeli ve bu karar verilirken evliliği kurtarma amacına hizmet etmemelidir.
Sağlıklı İlişkilerde Çocuk İlişkiyi Güçlendirir
İlk önce bunun için ”sağlıklı ilişki” nedir? Sağlıklı yürüyen bir ilişkide eşlerin her biri sorumluluk ve sınırlarının farkındadır. Hem birbirlerinin bireysel haklarına saygı gösterirken, hem de birlikteliğin getirdiği sorumlulukları da üzerlerine alırlar. Sağlıklı ilişkide kişiler, kendisiyle barışıktır, isteklerinin neler olduğunu belirlemiştir ve yalnız kalmak onu korkutmaz. Kişiler bireysel olarak mutludurlar. Kendi mutlu olan birey karşısındaki insanı da mutlu eder. İlişkide güven, sevgi, saygı ve paylaşımlar vardır. Eşler ilişkilerini zenginleştirme çabasındadırlar. Birbirlerini kaybetme korkuları olmayan eşler birlikte olmanın keyfini yaşarken, çocuk doğurma fikri de ilişkilerini pekiştirir ve güçlendirir.
Çocuktan Önce Evlilikler Sağlamlaştırırmalıdır
Eşlerin birbirine anlayışlı ve hoşgörülü olmayı öğrenmeleri gerekir. Eşler birbirlerini dinleyebilmeyi ve anlayabilmeyi öğrendiği zaman, araların da uyum ve bütünlük sağlanır. Böyle bir sağlam temel oluştuğunda da, eşler çocuk yapmaya hazır demektir.
Bu bir binanın yapılışı gibi önce sağlam bir temel oluşturmak, sonra da o binayı renklendirmek, canlandırmak gerekiyor. Temel sağlam değilse, bir gün mutlaka yıkılacaktır. Bu yıkımın en azından çevresine vereceği zararı ortadan kaldırmak doğru olandır. Evlilik sallantılar yaşıyor ve eşler birbiri ile iletişim kuramıyorsa, çocuk dünyaya getirmek bu iletişimsizliği pekiştirecek ve sallantıyı artıracaktır. Hatta evlilik binasını yıkıp geçecektir.
Evliliğinizde sallantıda olan yerler varsa ilk önce, evliliğinizi bakıma alın. Sağlamlaştırın ve sağlıklı bireyler yetişeceği huzurlu yuvalara dönüştürün.
Huzurlu sağlıklı ve çocukların mutluluk içinde yetiştiği yuvalar temennisiyle… Sevgiyle Kalın…