Eşinizle Dostça İlişkiler Kurun
İnsan güvendiği saygı duyduğu ve sevdiği kişilerle iletişim içindedir. Aynı şekilde evlilikte de eşler arası güven, saygı ve sevgi üçlüsü buluştuğunda birliktelikler kurulabilir.
Eşinizi Olduğu Gibi Kabul Edin;
Maalesef zamanımızda evlilikler çok kolay yıkılıp, çok kolay boşanma kararları alınabiliyor. Oysaki bu güven ve sevgi ortamı tekrar oluşturulabilse belki de, boşanma fikri bile aklınıza gelmeyecek. Genelde kişiler boşanmaya, ileride daha iyi bir seçim yapabileceğini düşünerek, en küçük sorunları bile çözmektense boşanmayı dile getirebiliyor. Bu da karşı tarafa çok güven vermeyen bir mesaj iletiyor. İstatistikler en iyi eş seçimini ilk evliliklerde yaptığımızı ortaya çıkarıyor. Demek ki biz kendimize değiştirmedikçe eş seçiminde işler iyiye değil kötüye gidecek. O halde her tartışma da, boşanmayı ilk sırada düşünmek yerine, ilişkilerinizi düzeltmenin ve beraberliği kusursuz bir şekilde sürdürmenin yollarını aramalısınız.
Uzun yıllar süren evlilikler üzerinde yapılan araştırmalar, eşlerin birbirlerini iyi yada kötü huyları ile değil, birbirlerini oldukları gibi kabul ettiğini gösteriyor. Uzun yıllar evli kalmayı başaran çiftler birbirlerinde mükemmeli aramanın yada karşılarındaki kişiyi değiştirmeye çalışmanın kendilerine ve ilişkilerine zarar getireceğinin farkındadırlar. Çözüm karşınızdakini olduğu gibi kabul edebilmeyi öğrenmekte yatar.
Eşinize Güven Verin;
Evliliğinizde her sorun yaşadığınızda karşı tarafı suçlarsanız, birbirinize ve ilişkinize güveniniz kalmaz. Fakat eşinize güven vermek istiyorsanız, işe kendinizi değiştirmekle başlamalısınız. Eşler işe kendini değiştirme ile başlarsa, aralarındaki iletişim yollarını sonuna kadar açmış olurlar. Böyle bir uğraş boşanmanın eşiğine gelmiş evlilikleri bile kurtarabilir. İlişkinizin iyi olması, iyiye gitmesi için ilk önce ilişkinizin iyileşeceğine inanmalısınız.
Eşine değer veren, ona güvenen ve onu küçümsemeyen kimse daha iyi bir eşle hayatını sürdürebilir. Bu daha iyi bir evliliğin en önemli anahtarıdır.
Birbirinizle Bir Hayat Anlaşmanız Olsun;
İlk fırsatta sırtınızı dönüp birbirinizden uzaklaşmanız ve ayrılığı düşünmeniz kolay olandır. Fakat neticeleri her iki taraf için de zordur. Uzlaşmayı, çözüm üretmeyi ve güvenmeyi öğrenmek belki başlarda biraz zahmetlidir fakat netice güzeldir. İşinizi kolaylaştırmak için eşinizle hayatınız adına bir anlaşma yapın ve her ne kadar ilişkinizi yıpratan sorunlar olsa da anlaşmaya sadık kalmaya çalışın.
Birbirinize güven vermek için aranızda şöyle bir anlaşma yapabilirsiniz; ” Biz evliliğimizin başarılı, mutlu ve kalıcı olmasını istiyoruz. Bu hedefe ulaşmak için, birbirimize saygı göstereceğimize, birbirimizi teşvik edip destekleyeceğimize yemin ederiz. Bu verdiğimiz sözleri tutarak evliliğimizi başarılı, mutlu ve sürekli kılmaya çalışacağımızı kabul ediyoruz. Bazen evliliğimiz ve ilişkimiz sarsılıp zor günler yaşayacağımızın bilincindeyiz. Allah’ın yardımıyla evliliğimizi her zaman güçlendirip bunu herkese göstermeye söz veriyoruz.” Bu tür anlaşmaları sık sık tekrarlamak evliliğinizi besleyip güçlendirecektir.
Eşinizle Dostça İlişkiler Kurun;
Dostça ilişkiler kurmayı başaran çiftler, birbirlerinin davranışları, kendilerine ters gelse bile geçerliliklerini kabul ederler. Dostça ilişki bir evliliğin temellerini oluşturan parçalardır. Bu yolla eşler birbirleri üzerindeki etkilerini çıkarcılığa kaçmadan arttırabilirler. Aynı görüşü paylaşmasalar bile, eşleri ile ilişkilerini rahat bir şekilde sürdürebilirler. Eşine güven vererek kendisine açılmasını, daha fazla şeyini paylaşıp rahatlamalarını sağlayabilirler.
Bir evlilikte güven eksikliğinin giderilmesinin en kestirme yolu, dostça ilişkiler kurmayı öğrenebilmektir.
Dostça ilişkileri kurmak için Modelleme en pratik yoldur. Eşinize benzemek. Onun gibi konuşmak, onun duruşunu ve jestlerini taklit etmek, onu dinlemek güzel bir yoldur. Birbirine benzemeye çalışmak içinde saygıyı barındırır. Birbirine benzemeye çalışmak eşinizle bağlantıya geçmenin güçlü bir yoludur.
Dostluk çabası olan kişi, karşısındakinin nasıl olduğunu samimi bir şekilde sorar. Tutarlı bir şekilde güven oluşturur. Eşi için önemli olan bir şeyi hatırlar. Olumlu bir ruh hali takınmakta oldukça önemlidir. Eşinizle dost olabilmek için öncelikle ona uygun bir ruh hali içinde olmalısınız.
Sevinç Karakaya
DevamıEşinizle Birbirinize Bağlılığınızı Nasıl Arttırırsınız?
Evliliğinde istediği kaliteye ulaşmayı isteyenler için eşleri ile aralarında bir bağ, bir yakınlık geliştirecek kılavuz paylaşmak istedim. Maddeler ilk okuduğunuzda ”bu kadar basit mi?” duygusu uyandırabilir. Fakat unutmayın her biri için ayrı ayrı emek ve zaman ayırmak gereklidir. İşte üzerinde çalışmaya değer yakınlık geliştirme kılavuzu;
1- Birbirinize Kulak Verin; Çiftler gündelik hayatın olarak kulak vermeyi ilişkilerinde es geçebiliyor. Bir araştırma; Eşlerin günde yüz yüze, göz göze iletişim için ortalama dokuz dakika ayırdığını bize göstermektedir. Burada birbirinize kulak vermekten kastim; Televizyonun radyonun gürültüsüne karışmadan yada odadan odaya kurulmayan doğrudan bir iletişimdir. Mümkünse ten tene temas, göz göze temas, ve kalp kalbe temas… Ancak o zaman gerçekten eşinize kulak vermiş, söylediklerinin dikkate değer olduğunu göstermiş olursunuz.
2- Bir Kerede Tek Konuyu Çözün; Özellikle kadınların sıklıkla yaptığı, aynı konuyu tekrar tekrar gündeme getirmek eşlerin meseleleri çözme adına birbirlerine olan güvenlerini kaybetmelerine sebep olur. Aynı konu her açıldığında buna eşlik eden çözümsüzlük duygusu artar. Çiftler arasında genelde problem yenilerden ziyade eski sorunların tekrar tekrar açılması ve birden çok konuyu aynı anda çözme çabasıdır. Yapılması gereken sizin için en acil olan sorunu tespit edip eski defterleri hiç karıştırmadan ”Bu güne kadar olan oldu, bundan sonra ne yapabiliriz ” bakış açısıyla çözüme odaklanmaktır.
3- Sorunlarınızın Altındaki Duyguyu Bulun; Evliliklerde tartışmalar çoğu zaman güç savaşlarından kaynaklanmaktadır. Sorunlar karşı tarafın ailesi, cinsellik, para yada çocukluklar gibi konular olsa da tartışma genellikle çift taraflıdır. Ve tartışmalar çözümsüz şekilde aynı konular etrafında dönerler. Fakat dikkat edilmesi gereken ise bize bu tartışmaları yaptıran duygu durumudur. Asıl gerçek ve tartışmaya sebep olan farklı tartışma kılıflarına girse de, duygularımızdır. Duygularımızı ve karşı tarafın duygularını anlamaya odaklanırsak, duyguları anlama bize anlayışı getirecektir. Anlayış ise tavır değişikliği ve affetmeyi sağlayacaktır. Elbette çiftlerin değişen tavırları da iyileşen bir evlilik getirecektir.
4- Konuşmamak Engelini Yıkın; Çiftlerin evliliklerinde yaptıkları bir diğer hata ise konuşmamaktır. Konuşmamak yada sorunları görmezden gelmek, ilişkide patlamayı bekleyen saatli bomba gibidir. Canınızı sıkan bir durum var ise muhakkak uygun bir şekilde dile getirin. İp uçları vermek, oyunlar oynamak yada eşinizin zihninizi okumasını beklemek sağlıklı davranışlar değildir. Yetişkin bireyler sorununun sorumluluğunu kabul etmeli ve bunu ortak bir diyalogla çözüme kavuşturmalıdırlar.
5- Yakınlarınızla Olan İlişkilerinize Sınırlar Koyun; Sağlıklı bir evlilik için, çocuklarınız, akraba ve arkadaşlarınızla ilişkilerinize sınır koymanız gerekir. Eşiniz ile aranızdaki ilişkinin ne kadarının onları ilgilendirmesi gerektiği noktasında net olun. Evlilikte eşlerin yaşamının büyük bir bölümü özeldir ve bu kimseyi ilgilendirmemelidir. Bağımlı aile ilişkilerinde bu sağlıklı sınır konulamadığı için çok ciddi sorunlara sebep olmaktadır. Eşinizle aranızdaki size ait konuların yakınlarınız ile yersiz paylaşımı ilişkiyi yıpratır ve eşlerin birbirine olan güveni azaltır. Eşinizle olan ilişkinizin ne kadarını yakınlarınızla paylaşmanız konusunda bir birlik halinde ve net olmanız gerekir.
6- Eşinizle Sağlıklı Bağ Kurmayı Öğrenin Ve Bunu Yaşayın; Eşiniz sorunlu bir ailede yetişmiş ise, onun için stres, kriz, aşırı yoğunluk gibi duygular normaldir. Böyle bir ilişkide, eşiniz ile yakınlık kurmakta can sıkıcı anlar yaşayabilirsiniz. Yapmanız gereken; ne çok yüklenmek neden vazgeçmektir. Sadece alıştığınızı gerilimden uzak durmaya çalışın. Kesinlikle eşinizden vazgeçmeyin bırakmayın. Ödülleri farklı olacaktır belki fakat muhakkak olacaktır. Zamanla ilişkinizde yükselişler ve düşüşler, telaş ve umutsuzluklar yerini belli belirsiz, bilinmedik duygular gelişecek bunlarda size aitlik hissi, rahatlık ve iç huzuru getirecektir.
7- Eşinize İlginizi Belli Edin; Bir çok çifttin ise ortak sorunu ilgi bekleme fakat ilgi gösterememek… ”Nasıl olsa sevdiğimi biliyor”, ”Evlendiğime göre seviyorumdur” gibi tutumlar evlilikleri sona doğru yada ruhsuz paylaşımlara doğru sürüklemektedir. Eşinizle muhabbetinizi ilk gün gibi canlı ve heyecanlı tutmak istiyorsanız birbirinize ilginizi beklentisiz göstermeniz gerekiyor. Unutmayın siz yaptığınız her şeyi önce kendi mutluluğunuz için yaparsınız. Karşılıksız verilen ilginin geri dönüşümü muhakkak katlarıyla olacaktır.
8- Eğlenmenin Çeşitli Yollarını Bulun; Evinizin savaş meydanı mı? yoksa bir oyun bahçesi mi? olmasını tercih ederdiniz? Uzun ve mutlu evliliklere bakıldığında bu çiftlerin birlikte eğlenmeyi bilen çiftler olduğunu görüyoruz. Ortak zevk alabileceğiniz ve eğlenebileceğiniz aktiviteler belirleyin. Bolca gülün bırakın arada saçmalayın… Bu ilişkinizi şifalandıracaktır.
9- Sıkça Yapıcı Ve Adil Bir Şekilde Kavga Edin; Evet yanlış okumadınız kavga edin dedim. Sağlıklı evlilikler tartışmaların kavgaların olmadığı değil bunların sağlıklı bir şekilde yapılmayı öğrenildiği evliliklerdir. Tartışmalar ortaya çıktığında gerilim ve anlaşmazlık havasını dağıtın. Hatta Anlaşmazlıklarınızı güvendiğiniz ve görüşlerine değer verdiğiniz ikinizin de onay verdiği bir yakınınızın yanında da yapabilirsiniz. Bu zamanlarda içerleme yada kaçma gibi duygularınızı ise çöpe atın. Sorunlarınız olabilir fakat sizi sevgi birleştirdi. Birbirini seven ve problemlerini çözmek isteyen bir çift olduğunuzu unutmayın. Yakınlaşmak için eşinize kapılarınızı açın, sorunlarınızdan kaçmak yerine yapıcı tartışmalar ile ortak noktada birleşin.
10- ÇOK ÖNEMLİ; Evliliğinizi Bir Anlama Bağlayın; Eşinizle aranızda ilişkiniz yada arkadaşlığınızın dışında bir anlam arayın. Sizden daha büyük bir güce varmak için basamak yapın evliliğinizi,bir kaynağı arayın. ”Leyla’dan Mevla’ya varmak” gibi… Paylaştığınız yolculuk sizi yakınlığa çekecektir.
Sevinç Karakaya
Devamıİlişkinizdeki Samimiyeti Nasıl Geliştirirsiniz?
İstediğimiz samimi ve içten bir ilişkidir. Fakat kendimiz gibi olmadığımız sürece, maskelerimizi çıkarıp atmadıkça ne kendimize ne ilişkimize gerçekten samimi olamayız. Samimiyet sizin nasıl göründüğünüzle değil gerçekte nasıl olduğunuzla ilgilidir. ilişkilerinizde samimiyeti yakalamak sanıldığı kadar zor değil… İlk önce kendinize sonrada ilişkiniz adına dikkat edeceğiniz bir kaç hususla samimiyeti geliştirebilirsiniz. Nasıl mı? işte…
1- Birbirinizi Dinlemek İçin Vakit Ayırın; Eşlerin birbirine hergün düzenli dinlemek için vakit ayırmaları önemlidir. Yapılan bir araştırmada eşlerin her gün yüz yüze, göz göze iletişim için yanlızca 9 dakika ayırdıklarını ortaya çıkarmıştır. Bu oldukça düşük bir zaman dilimidir. Mümkünse bu zamanı biraz arttırmaya çalışmalıyız. Ve tabiki bu iletişimin; Televizyonun, rayonun gürültüsüne karışmayan yada odadan odaya kurulmayan doğrudan iletişim olması da önemlidir.
2- Tek Seferde Tek Bir Soruna Odaklanın Ve Çözün; Her zaman için çözümlenilmesi gereken tek konuya odaklanın ve sorun odaklı değil çözüm odaklı olmaya özen gösterin. Bir konuyu ısıtıp ısıtıp yine birbirinizin önüne getirmek, birbirinize güveni azaltacağı gibi, yeni sorunlar oluşmasınada sebep olur. Aynı sorunun açıldığı her seferinde çözümsüzlük duygusu büyüyecektir. Unutmayın eşler arasında güven ve sevgiyi yok eden genellikle yeni problemlerden ziyade eski konuları tekrar tekrar sorun haline getirmektir.
3- Sorununuzun Altındaki Gerçek Duyguyu Bulun; Aslına bakarsanız, çoğu sorunun altında yatan asıl sebep güç savaşlarıdır. Konu görünürde karşı tarafın ailesi, cinsellik, para ve çocuklar olabilir. Fakat konu ne olursa olsun asıl sorun haklı çıkma çabasıdır. Tartışmala döner kapılarda dönüp durmaya benzer. Oysaki bakılması gereken duygulardır Duygularınız gerçektir. Ve biribirnizi anlamanıza yardımcı olur. Anlayış ise; tavır değişikliği ve bağışlama getirecektir. Tavır değişikliği ilede eninde sonunda ilişkide iyileşmeler olacaktır.
4- Küsme, Konuşmama Gibi Savunma Mekanizmalarınızı Bırakın,; Maalesef bir çok ilişkide yine başı çeken sorunlardan biri eşlerin herangi bir sorun karşısında birbirlerine küserek yada konuşmayarak tepki vermesidir. Konuşmamak çözümsüzlük getirir. Canınızı sıkan bir durum var ise bunu eşinizle sakin ve açık bir şekilde konuşun. Eşinize İp uçları vermek, oyunlar oynamak yada zihninizi okumasını beklmek kesinlikle dürüstlükten uzaktır. Sağlıklı iletişim için küsüp anlaşılmayı beklemekten vazgeçilmeli ve uzlaşma anlaşma yollarını bulmalısınız.
5- Üçüncü Şahısların İlişkinize Karışmaması İçin Sınırlar Koyun; Eşinizle ilişkiniz noktasında olacağı gibi, işiniz, özel yaşamınız da da yakın çevrenizin ne kadarının içinde olması noktasında kesin sınırlar koymanız ilişkilerinizi daha sağlıklı kılacaktır. Özellikle evli çiftlerin yaşamının büyük bir bölümü özeldir ve başka kimseyi ilgilendirmez. Aileniz yada yakın çevrenizle sınır koymakta zorlanıyorsanız bu eşinizle aranızda isammiyet noktasında ciddi bir engeldir. İlişkide farklı kişilerle yapılan yersiz paylaşımlar ilişkideki güveni azaltır.
6- İlişkinizde Birbirinize İlgiyi Besleyin Ve Geliştirin; Genelde ilişkilerde eşler bir birlerine sevgililik zamanındaki gibi sevgilerini açık bir şekilde ifade etmekten uzaklaşırlar. Evlendim artık eşim sevdiğimide biliyordur tavrı takınabilir. Fakat evliliğinizin monotonluktan kurtulması ve daha samimi bir hale gelmesi için, ilişkinizde ilgi atmosferini geliştirmelisiniz. İlginizi göstermenin bir kaç yolu;
- Sevginizi gösterecek mesajlar, aynaya çekmecesine bıraktığınız küçük notlar ile yapabileceğiniz gibi, birbirinize sevginizi anlatan mektup yazıp postalaya bilirsiniz. Mektubun sihrini küçümsemeyin.
- Eşlerin biribirine dokunarak sevgisini ve ilgisini göstermeside oldukça etkilidir. Cinsel içeriği olmayan dokunmalar, eşlerin birbirine önem verdiğinin ve birbinin farkında olduğunun göstergesidirler.
- Yemek sırasında hiç tartışmamaya, didişmemeye karar verin. Sağlıklı ilişkiler ve aileler üzerinde yapılan araştırmlara; Sürekli bir özelliğin birlikte sofraya oturmaktan zevk almak olduğuduğu göstermektedir.
- Her gün, hafta, ay, yıl birlikte olmayı iple çekeceğiniz özel anlam taşıyan zamanlar oluşturun. ‘Zaman dışı zamanlar’ oluşturun. Önceden belirlenmiş özel bir faaliyetin veya başka birinin katılmayacağı bir vakit olmalı. Birlikte sinema, akşam yemeğine gidilebilir, küçük bir yolcukluğa çıkabilirsiniz. İyi bir çerçeve şöyle olabilir. Günde bir saat, haftada bir gün, ayda bir hafta sonu, altı ayda bir hafta beraber vakit geçirebilirsiniz.
7- İlişkinizi Eğlenceli Hale Getirin; Eğlenmenin bir yolunu bulmaya çalışın. Evinizi savaş meydanındansa, oyun bahçesine çevirin. Beraber bolca güleceğiniz uğraşlar, ortak hobiler aktiveteler edinin. Hatta arada saçmalamak iyi gelebilir.
8- Yapıcı ve Adil Kavga Etmeyi Öğrenin; Kavga etmek dünyanın sonu değil… Hatta hiç tartışma olmayan evlilikler patlamaya hazır bir saatli bomba gibidir. Sağlıklı olan ise seviyeli bir şekilde eşlerin birbiri ile tartışmayı öğrenmesidir. Amaç karşınızdakine saldırmak değil çözüm bulmak olmalıdır. Ortaya çıktığında gerilim ve anlaşmazlık havasını dağıtın. Gerekirse anlaşmazlıklarınızı güvendiğiniz ve size hakem olacağınıza inandığınız biri yanında da yapabilirsiniz. Fakat daha sonrasında uzatmayın ve yolunuza devam edin. ilikilerde samimiyet ve yakınlığı bozan tartışmaktan kaçmak ve gereksiz içerlemelerdir.
9- Leyla’dan Mevla’ya Varmayı Hedefleyin; Bu kural oldukça önemlidir. Evliliğinize ilişkiniz yada arkadaşlığınızın dışında bir anlam yükleyin. Daha kuvvetli sizi birbirinize bağlayan bir bağ olsun. Birbirinizdeki sevgiyi ilahi sevgiye gitmeniz için bir araç olarak kullanın. Bu paylaşılan yolculuk sizi birlikte yakınlığa çekecektir.
Sevinç Karakaya
DevamıEvliliğinizi 4 Adımla Boşanmadan Nasıl Kurtarırsınız?
Aynen hayatta olduğu gibi, evlilikte de her zaman işler yolunda gitmeye bilir. Zaman zaman evliliğiniz zorlu sınavlardan da geçebilir. Eşlerin karşılıklı hatalı tavırları evlilikleri çıkmaza sokup, boşanmaya doğru gitmesine sebep olabilir. Evliliğinize ”artık yürümez”, ”Evli kalmamız için sanki bir sebep yok”, ”sanırım boşanmaya doğru adım adım ilerliyoruz” diye fikirlere sahipseniz; Öncelikle derim ki boşanma alınması gereken çok ciddi ve dönüşü olmayan bir karardır. O yüzden iyi düşünülmeli ve bütün kapılar evliliğin yoluna girmesi ve zorlu sınavlarını geçmesi adına zorlanmalıdır. Peki ne Evliliğimi kurtarmak için ne yapabilir? diyorsanız işte sizi boşanmadan kurtaracak 4 adım;
1. Adım; Öncelikle Kendinize ve Eşinize Dürüst Olun: Problemlerinizin çözülmesi için dürüst olmanız bir öneri değildir elbette… Kişinin önce kendine ve hayatta iletişim halinde olduğu herkese karşı dürüst olacağı bir hayat tarzını benimsemesi asıl olandır. İlişkilerde pek çok kişi bu yanlışa düşer. Adına beyaz yalan dediğimiz ve genellikle zararsız olduğunu düşündüğümüz yalanlar ilişkilerin temelini sarsıcı tahrip gücüne sahiptir. Zararsız olarak gördüğünüz beyaz, pembe yalanlar ilişkinizde tamir olamaz tahribatlar doğurabilir. Zararsız görünen yalanların ortaya çıkması ilişkilerde güven duygusunun kaybolmasına olmaktadır. Yalan söylediğini bir kere fark ettiğiniz kişinin size ne zaman doğruyu söylediğini ya da ne kadar yalan söylediğini sorgulamaya başlarsınız. Evliliklerde çiftlerin birbirine dürüst olması önemlidir. Eğer evliliğiniz içinde yalanlar barındırıyorsanız bu alışkanlığınızdan bir an evvel kurtulmanın yollarını bulmalısınız. Bu öyle bir anda hemen olabilecek bir şey değildir, zaman ister, ama inanmak ve çabalamak başarmanın yarısıdır. Karşılıklı olarak sırların yada yalanların dürüstçe ortaya çıkarmak hem sizi vicdanen rahatlatacak hem de karşılıklı güveni tekrar kazanmanızı sağlamanıza sebep olacaktır.
Şöyle düşünün Boşanmaya giden bir evlilikte dürüst olursam ”En kötü ne olabilir?” diye düşünün ve en kötüye kendinizi hazırlayıp harekete geçin, en kötüyü beklemenin rahatlığı size en iyiyi getirebilir.
2. Adım; Düşünce Tarzınızı Değiştirin: ”Bu güne kadar olan düşünce tarzınız size bugünü getirdi, bugünden sonrada düşünceleriniz yarınlarınızı oluşturacak” Evet evliliklerde de düşünce tarzınız önemlidir. Bugüne kadar eşiniz yada evliliğiniz hakkında düşünceleriniz sizi boşanmaya kadar getirdi ve hiç bir duruma çözüm olmadıysa, sizce de düşünce tarzınızı değiştirme zamanı gelmemiş midir?
Ön yargılar ve olayları kendi bakış akışınızla sorgulamak sorunları çözmekten çok haklı olma çabasıdır. Maalesef tartışmalardaki en tehlikeli durum haklı olma çabasıdır. Her iki tarafta olaylara kendi penceresinden baktığı sürece kendini haklı görmeye ve karşı tarafı suçlamaya devam eder. Eşlerin bakış acısını birbirlerinin penceresinden bakacak şekilde değiştirmeleri gerekir. Birlikte bir yaşama ”evet” dediğiniz o andan itibaren birey olmayı değil bir olmayı hedeflemek ve bu uğurda da yaşanmışlıklarınızı bir tarafa bırakarak düşüncelerinizi o birliği yaşatmak uğruna şekillendirmeniz doğru olacaktır. ”Evet” anına gelene kadar ilişkinizi olumlu kılmak için harcadığınız enerjinizi evet anından sonra da sürdürmelisiniz. Unutmayın, hiç kimse vazgeçilmez değildir ve ancak emek harcanarak bir şeyler sürdürülebilir. ”Evet” anınız son değil başlangıç noktanızdır.
3. Adım; Affetmek Sizi Özgürleştirecektir: Affetmek hayat adına kişinin yüklerinden özgürleşmesidir. Evlilikte de affetmek kurtarma yada koruma adına çok önemlidir. Sağlıklı bir evlilik sürdürmenin yolu affedici olmayı öğrenmekten geçmektedir. Evliliklerin sürekliliğini sağlayan kişiler iki mükemmel insan değildir, affetmeyi bilen, öğrenmiş olan iki affedici kişidir. Evliliğiniz sürecinde eşlerin arasındaki uçurumun gitgide açılmasının en temel nedeni bireylerin affetmek yerine biriktirmeyi tercih etmesidir. Öfke, öfkeyi doğurur. Yaşananları affetmek yerine biriktirmeyi seçtiğinizde içinizdeki öfke büyüyecektir. Siz öfkeli ve uzun bir hata çetelesi ile ortalıkta dolaştığınız süre boyunca eşiniz de size aynı iletişim dili ile cevap verecektir. Evliliğinizde affetmeyi, affedici olmayı öğrenmelisiniz.
Affettim diyor fakat eski defterleri her fırsatta açıyorsanız. Üzgünüm ama affetmiş değilsiniz. Yada ben onca şey yaptı ve affediyorum o bunun karşılığında ne yapacak diye beklentiniz, varsa yine affetmiş sayılmazsınız. Affetmek elbette unutmak değil aynı hatalara tekrar düşmemek için bir yerlerde aklınızda kalmasıdır. Fakat aynı olaylarla yaşamaya tekrar tekrar devam etmek değildir. ”Geçmişe çizgi çekin ve sıfırdan başlayın”
4. Adım; Öğrendiklerinizi Evliliğinize Uygulayın: Özellikle bayanlar olarak evliliğimizde yada ilişkimizde sorunlar yaşıyorsak, hemen dergiler kitaplar karıştırmaya başlayıp uzmanların görüşlerini araştırıyoruz. Fakat evliliğinizi kurtarmak için sadece yapılması gerekenleri okuyup, araştırmak yeterli değildir, hayatınızda kendinize, evliliğinize, eşinize bir şans tanıyın ve bu kuralları uygulamak için çaba harcayın… Dürüst olun, çünkü eşiniz tanımadığı bir kişiyi sevemez. Flört etmeye devam edin, çünkü aranızdaki aşkı tekrardan alevlendirebilirsiniz. Affedin, çünkü mutlu olmak haklı olmaktan daha önemlidir.
Sevinç Karakaya
DevamıEşiniz İle Yaptığınız İletişim Hataları
Hayatta bize en yakın kişinin eşimiz olması gerekirken, kendimizi en iyi hissettiğimiz gereken o iken yada en rahat onunla iletişim kurmamız gerekirken, bazen oluyor ki hiç tanımadığımız kişi ile bile eşimizden çok daha rahat iletişim kurabiliyoruz.
Oysa ki; İyi giden bir ilişkiye sahip olmanın en iyi yolu, iyi bir iletişimden geçer. İletişim problemlerinizi çözmek için, geç kalmış sayılmazsınız. İyi bir iletişimin belli kuralları vardır; karşınızdakine açık sözlü olmak, mimikleri ve beden dilini doğru kullanmak bunların başında geliyor.
Eşiniz sizin espri anlayışınızı, nelere sinirlenip sinirlenmeyeceğinizi, neye nasıl tepki vereceğinizi gayet iyi bilir. Yani düşündüğümüz de diyebiliriz ki, eşinizle kurduğunuz iletişimin, bir mağazadaki tanımadığınız biriyle kurduğunuz iletişimden daha iyi olması beklenir. Fakat bunun tam tersi tanımadığınız biriyle daha iyi iletişim kurabiliyorsunuz. Bunun sebeplerinin arasında; beklentiler ve çiftlerin birbirini çok yakın olmalarından kaynaklanabilir. Elbette yakın olmanın bir sakıncası yok fakat bir süre sonra kişiler karşısındakinin, kendisini hemen anlamasını bekler. Sanki kendisi hakkında her şeyi bilmesi gerektiğini düşüncesine kapılabiliyorlar. Öyle ki her şeyi kısa yoldan anlatmayı seçiyorlar.
Yapılan araştırmalar gösteriyor ki çiftler arasında yaşanan iletişim problemi üç yanlıştan dolayı ortaya çıkıyor. Eğer bunlar üzerinde çalışırsanız emin olun, eşinizle aranızda çok daha güçlü bir iletişimin kurulacaktır.
1- Şifreli Konuşmalar Yada İmalardan Vaz Geçin; Şifreli konuşmak özellikle kadınların çok sık yaptığı bir şeydir. Nasıl mı? Mesela eşinizle evliliğinizin başları ve birbirinizi çok iyi tanımıyorsunuz. Bir gün ona şöyle bir cümle kurdunuz, ”Hava çok soğuk, üşüdüm” belki o an aslında üşümediniz sadece size sarılmasını ya da ceketini çıkarıp omzunuza koymasını istediğiniz için böyle söylediniz. Ama o esas söylemek istediğinizi anlamazsa sizi hayal kırıklığına uğratmış olacaktır.
Kadın erkek ilişkilerinde sık sık karşılaştığımız bir başka senaryodan daha bahsetmek istiyorum. Yine evliliğinizin ilk dönemlerinde, eşiniz arkadaşlarıyla gece dışarı çıkacağını söyledi. Siz de kaçta döneceğini sordunuz. ”Çok geç kalmam” dedi. Saatler 00:00’i gösterdiğinde eşiniz hala dönmemiş olduğunu görüyorsunuz, bu sizi yine hayal kırıklığına uğratır. Çünkü size çok geç dönmeyeceğini söylemişti. Ama onun geç saat anlayışıyla sizin geç saat anlayışınız aynı değil. Eğer ”saat01:00 gibi döneceğim ” gibi net bir cevap verseydi sizin için problem teşkil etmeyecekti.
Kadın ve erkeklerin anlayışları farklıdır ve bu anlayış farklılıkları ilişkide iletişim problemi yaşanmasına, bu problemlerde tartışmalara yol açmaktadır. Bu durumun çözümü ise çok kolay… Eşiniz yoruma açık bir şey söylediğinde kafanıza kurcalayan bir şey olursa, ona hemen tam anlamıyla ne demek istediğini sormalısınız. Deminki örneğe dönersek ”çok geç kalmam” dediğinde kaçta geleceğini sorun. Emin olun, bir sonrakinde siz sormadan o, bu şekilde cevap vermeye başlayacak. Çünkü sizin bu bilgiyi edinmek isteyeceğinizi tahmin edecektir. Tabii ki her şeyi karşı taraftan beklememek lazım. Siz de aynı şekilde iletişim kurmaya özen gösterin. Hafta sonu baş başa evde olmak istiyorsanız ”Bu hafta sonu seninle evde baş başa olmak istiyorum” demelisiniz .
Uzun zamandır evli olmanız dahi, eşinizin sizi iyi tanıması ve sizinle aynı düşünce yapısına sahip olması anlamına gelmiyor. Bu nedenle sağlıklı iletişim kurulmazsa yanlış anlaşılmalar olabilir. Özellikle erkelere somut kavramlarla anlatmayı denemelisiniz.
2- Konuşmalarınızda Açık Olun Ve Sizinle Aynı Şekilde Düşündüğünü Varsaymayın; Çiftlerin sık yaptığı iletişim hatalarından biride karşı tarafın kendisiyle aynı şekilde düşündüğüne inanmaktır. Dediğim gibi Uzun süredir bir ilişki içerisinde olmanız eşinizin sizi iyi tanıması ve sizinle aynı düşünce yapısına sahip olması anlamına gelmiyor. Eş olmaları her zaman birbirinizi doğru anlayacakları anlamına gelmez. Fakat yanlış anlaşılmalar ise çiftlerde, çoğunlukla hayal kırıklığına uğramalarına sebep olur. Örnek vermem gerekirse, eşiniz siz tam yemek yerken sabah yürüyüşe gidip gitmediğinizi sorarsa siz hemen ”acaba kilo aldığımı mı düşünüyor? O yüzden mi yemek yerken bu soruyu sordu” gibi yanlış düşüncelere kapılabilirsiniz. Gerçekte ise onun tek merak ettiği yürüyüşe gidip gitmediğinizdir. Buradaki en büyük problem karşı tarafın da sizinle aynı şekilde düşündüğünü varsaymanızdır. Bu durumu çözüme ulaştırmak ise sanıldığı kadar zor değil. Eğer eşiniz size bir soru sorduğunda tam anlamıyla ne demek istediğini anlamadıysanız ya da soruyu başka yönlere çekmeye başladıysanız kafanızda kurmak yerine eşinize karşı açık olmalısınız. Tam anlamıyla ne demek istediğini sormak en doğru yoldur. Muhtemelen niyeti sizin düşündüğünüzden çok daha basit bir şey sormak olacaktır. ”Çiftlerin açık olmaları birçok sorunun başlamadan sonlanmasını sağlar”
3-Beden Dilinizi ve Mimiklerinizi Yerinde Kullanın; Beden dilinizi ve mimiklerinizi ne kadar doğru kullanıyorsunuz? Çiftlerin iletişim konusundaki en büyük problemlerinden biride mimiklerini ve vücut dilini doğru ve yerinde kullanamamaktır. Çünkü evliliklerinde çiftler kendilerini birbirlerine o kadar yakın hissediyorlar ki kullandıkları mimikleri karşı tarafın kolaylıkla anlayacağını düşünüyorlar. Diyelim ki eşinizin evde biraz daha düzenli olmaya özen göstermesini istiyorsunuz. Eğer ellerinizi belinize koyup, soğuk bir ses tonuyla ona bunu söylerseniz kavga etmek istediğinizi düşünür ve savunmaya geçecektir. Ama aynı cümleyi yumuşak bir ses tonu ve hafif bir tebessümle söylerseniz eşiniz sizi daha çok dikkate alacaktır.
Söylediklerinizin tartışmaya yol açmasını istemiyorsanız beden dilinizi doğru kullandığınıza emin olmalısınız. Seçtiğiniz kelimeler ne kadar doğru olursa olsun mimikleriniz ve beden dilinizi yanlış kullanırsanız ağzınızdan dökülen kelimeler eşiniz tarafından yanlış anlaşılabilir hatta kavga sebebi sayılabilir. Kişinin kendi beden dilindeki ve mimiklerindeki hataları anlaması zor olabilir. Fakat eşinizden bir kere ters bir tepki aldıysanız, dönüp kendi yaptığınız tavır ve ses tonu ile eşiniz size seslenseydi nasıl hissederdiniz? Kendinizi dışarıdan gözlemlemeye çalışın.
Size küçük bir tüyo, eşinize istediklerinizi kolaylıkla kabul ettirmek istiyorsanız ona dokunmayı deneyin. Konuşurken koluna ya da sırtına dokunmaya özen gösterin. Emin olun, bu çok işe yarayacaktır. Ayrıca
Eşinizin Sizi Dinlemesini Sağlayacak 5 İpucu yazımı tekrar okumanızı tavsiye ederim.
Eşinizin Sizi Dinlemesini Sağlayacak 5 İpucu
Erkekler kadınların en çok konuşmalarından şikayet ederken kadınlarda erkeklerin dinlememesinden şikayetçilerdir. ”Eşim beni hiç dinlemiyor”, ”Dinliyor gibi yapıyor ama dinlemiyor”, ”Ben eşime nasıl sesimi duyuracağım?” Bunlar bir çok evli hanıma tanıdık geliyordur sanırım. Bunları söyleyen bir kadın bir sonraki aşaması ”Eşim beni sevmiyor sevseydi beni dinlerdi” Peki ne yapsanız da eşiniz sizi dinlese?
Öncelikle eşinizin sizi dinlemesini istiyorsanız; Eleştirisel tavırlarınız ve eşinizi sürekli uyarmayı rafa kaldıracaksınız. Her insan sürekli eleştirildiği yada uyarıldığı ortamda durmaktan rahatsız olacağı gibi o ortamdan uzaklaşmak ister. Konu erkeler olunca bu durum biraz daha keskindir. Hiç bir erkek bu durumu kabul etmeyeceği gibi, kendini dinletmek isteyen bayanlara da bu tavır negatif olarak geri döner. Böyle durumlarda, siz bir şeylerden şikayet ederken büyük ihtimalle eşiniz sizi dinlemiyordur. Eğer sizde eşinize bir türlü söylediklerinizi dinletemiyorsanız, İşte sizin için 5 tüyo…
1- Eşinizi Konuşmaya Hazırlayın; Evet yaratılış itibariyle kadınlar, konuşmaya ihtiyaç duyarlar. Fakat kadın ilk önce erkeği konuşmaya hazırlaması gerekir. Erkeğe neden dinlemesi gerekiyor, ondan beklentisizliğiniz ve ihtiyaçlarınızdan bahsedin. Bunun için bazı sihirli kelimeler var bu kelimeler her zaman işe yarar.
*”Beni dinlemene ihtiyacım var”, ”Beni dinlemene ihtiyacım var”. İhtiyacım var, dediğinde erkek bir kendine gelir. Çünkü kadının ihtiyacını karşılamak erkeğin en temel görevidir. Erkek kadının ihtiyacını karşıladığında kendisini özel hissettirir. Kadın Dominant kimliğini bir kenara bırakıp, konuşma ihtiyacını bildirmeli…
*”Söyleyeceklerim ile ilgili seni suçlu bulmuyorum”. erkek suçlanmadığını bildiğinde savunmaya geçme ihtiyacı duymadan dinleyebiliyor.
*”Hiç bir çözüm üretmek zorunda değilsin”. Erkek kadın konuşunca çözüm üretme ihtiyacı duyuyor. kendisinden çözüm beklenmediğini vurguladığınızda erkek rahatlamış bir şekilde dinliyor.
Bu basamaklardan sonra erkek diyor ki; ” Kolaymış ben o zaman dinlerim bunu yapabilirim”
2- Konuşacağınız Konu Önemli İse Tek Konu Seçin; Erkek ve kadın bir çok konuda farklı oldukları gibi konuşma ve düşünme sistemi olarak da farklılardır. ”Erkekler düşünerek konuşur, kadın konuşarak düşünür”. Kadınlar konuşurken geçmiş de, şimdide ve gelecekte olabilirken, erkek sadece andadır. Bir kadın gibi sistematik olamaya bilir. Erkek birden fazla konu açıldığında dinleme yeteneğini kaybeder. O yüzden eşinizle konuşurken ”tek bir” ve somut bir konu seçin. Birden fazla konu açıldığında erkek dinlemediğini kendini suçlu ve başarısız hissediyor. Kendini suçlu ve başarısız hisseden erkek kadından uzaklaşıyor.Çünkü ben başarılı bir erkek olsaydım karım çok konuşmazdı, çok şikayet etmezdi diye düşünüyor. Bu gerçekten çok tehlikeli bir durumdur.
- Konu Önemliyse Her Zaman Yan Yana Konuşun; Eğer evlilik veya ilişkiniz hakkında sizin için ciddi ama onun için korkutucu bir konu konuşacaksanız yüz yüze konuşmalardan kaçınmalısınız. Evet göz temasının önemli olduğunu kabul ediyorum ancak her zaman değil. Direkt olarak gözlerinin içine bakmanız, ona kendini tehdit altında hissettirebilir ve onun korunma iç güdüsünü tetikleyebilirsiniz. Sakin tutmak için onunla yan yana bir şeyler yaparken konuş; örneğin yürürken, kanepede yada yan yana yemek yerken konuşabilirsiniz.
- Ne İstediğinizi Net ve İmasız İfade Edin; Kadınlar ilgi yada dinlenilmek istediklerinde, erkek aldatmıyorum, düşünüyorum, bütün ihtiyaçlarını karşılıyorum diye düşünüyor. Ve erkek bir süre sonra ben bu kadını mutlu edemiyorsam, başarısızım diyor ve kadından uzaklaşıyor. Kadının yapması gereken erkekten tam olarak ne beklediğini net olarak sunmaktır. Devamlı konuşulup bana değer vermiyorsun, benle ilgilenmiyorsun gibi cümleler erkek için sinek vızıltısı gibidir. Net olmaktan anlatmaya çalıştığım ise; Örneğim, ”Seninle vakit geçirmeye ihtiyacım var, pazartesi saat 20:30 da Tarkan’ın konserine 2 kimiz için bilet alır mısın?. Bu beni çok mutlu eder. Teşekkürler”. Belki abartı gelebilir ama erkeklerden ne istediğinizi çok net ifade etmeniz gerekir. Yoksa benimle ilgilen, benimle konuş beni dinle gibi kelimeler manasız şekilde havada kalacaktır. Biyolojik farklılıklar erkekleri doğuştan problem çözücü yapıyor; çatılmış kaşlar kafasında çözmek için çabaladığı karışıklığın bir göstergesidir. Ondan ne istediğini bildiği zaman, dediğini yapacak ve sana istediğini verecektir.
- Sizi dinlemesi için Taktir ve İltifatları Önemseyin; Hepimiz taktir ve iltifatlardan hoşlanırız ve konu ilgimizi çeker. Eşinizin sizi dinlemesini istiyorsanız, ona iltifat edip, egosunu okşamalısınız. Erkekler onları rekabetçi ve önemli hissettiren testosteronla doludur. Onun istemediği veya hoşlanmadığı şeyleri yaptırmak için ”senle yapmak istiyorum çünkü çok eğlencelisin, sensiz çok sıkılıyorum” yada ”senle gitmek istiyorum , çünkü senin yanında kendimi güvende hissediyorum” tarzında cümleler kurmanız yeterli olacaktır. Bu tarz cümleler, eşinizi duruma ayak uydurması için yüreklendirecek ve ihtiyaç duyduğu güveni sağlayacak.
Bunları yaptığınız halde aranızda duvarlar ve konuşamıyorsanız. o zaman bir ilişki koçu ile çalışmanızı tavsiye ederim. Sevgiyle…
Zor Bir Eşiniz Varsa Evliliğinizi Nasıl Sürdürürsünüz?
Erkeklerin sık sık şikayet ettikleri bir konu da kadınları anlayamamak yada kadınların zor olduklarıdır. Fakat bir kadın gözüyle baktığınızda da erkeklerde tıpkı kadınlar gibi karmaşık varlıklardır. Hatta bazı erkekler de en az kadınlar kadar anlaması güç karakterlere sahip olabilir. Ne dersiniz eşiniz de onlardan biri olabilir mi? Eşinizi çok seviyor, onsuz hayata devam etmek istemiyor ama aynı zamanda bazı huylarına da katlanamıyor musunuz? O zaman yazımın devamını okumanızı tavsiye ederim.
Kimi zaman eşinizi çok sevseniz de, beraber yaşarken bazı hareketlerine tahammül etmek için bu sevgi maalesef yetmez. Eşinizle iyi anlaşabilmek bir ilişkiyi yürüten önemli güçtür. Ancak ne yazık ki, tüm erkekler hemen anlaşılacak kadar, kolay karakterler değillerdir. Sürekli huzursuzluk çıkaran, sizi her fırsatta eleştirip zaman zaman tahammül edilemez şekilde davranan eşinize sık sık kızıp içten içe küsüyor musunuz? Peki ona kızıp küsmek yerine izleyeceğiniz basit bazı yollarla, ilişkinizi daha uyumlu hale getirebileceğinizi biliyor musunuz? Nasıl mı? İşte zor erkeklerle baş etmenin yolları;
Hayatınızın Önceliği Kendinize Değer Vermek Olmalı; Her kadın kendisine iyi davranılmasını hak eder. Eğer kendinize yeteri kadar değer vermiyorsanız, karşı cinsin de size iyi davranmasını beklemeyin. Karşınızdaki erkeğin dikkatini çekmenin en etkili yolu, kendinize değer vermektir. Siz bunu yapınca o da karşısında değer vermeye değer bir kadın olduğunu anlayacaktır.
Eleştirileri Sinirlerinizi Bozmasın; Elbette eleştirilmek özellikle de yapıcı değil yıkıcı eleştiriler hiç birimizin hoşuna gitmediği gibi bizi motivemizi düşürür. Mesela eşinizden ”Artık kilo vermenin zamanı gelmedi mi?” gibi bir soruyla mı karşılaştınız? Zaten sinirlenmeniz için yapılan bu eleştiriye; Sinirlenmeyin ve ne tepki vereceğinize dikkat edin. ”Zor insanlar başkalarını aşağılamakta gerçekten çok ustadırlar”. Eşinize bağırıp çağırmak ya da ilişkinizi sonlandırmak sorunlarınızı çözmeyecektir. Bunun yerine memnun etmesi zor olan eşinizle başa çıkmak için neler yapabileceğinizi düşünmelisiniz. Bazen eşiniz kendisine onun gibi davrandığınızda yaptığının hatalı olduğunu anlarken bazen ise kayıtsız kalıp duymamak onu kendine getire bilir. Bu kişilerin tamamen iletişim dili ile alakalıdır. Eşinizin iletişim dilini çözemediğiniz zamanlarda bir uzmandan yardım almanızı tavsiye ederim.
Eşinizi Değiştirmeye Çalışmayın; Büyük olasılıkla hayatınızdaki zor erkeği değiştirmeye çalışmış ama bunda başarılı olamamışsınızdır. Muhtemelen ilk aşamada kibar bir şekilde sizi eleştirmeyi bırakmasını rica ettiniz. Daha sonra çıtayı biraz daha yükseltip, daha düşünceli olması gerektiğini ve sizinle böyle konuşmasının doğru olmadığını söylediniz. Bu belki ”bir süre” işe yaradı. Ancak çok geçmeden hoş olmayan eski davranışlarına geri dönecektir. Bu aslında kaçınılmaz sondur. Çünkü olayın gerçek yüzü şu; ”Siz kendinizden başka kimseyi değiştiremezsiniz onlar değişimi istemedikleri sürece” . Elbette herkes, olumsuz hiçbir eleştiride bulunmayan adeta melek gibi bir eşe sahip olamayabilir. Bu yüzden ilişkinizin mükemmel olmasını beklemeyin. Yapacağınız en iyi şey, karşınızdaki erkeği olduğu gibi kabul etmek yani gerçekçi olmaktır. Onu değiştirmeye çalışmanın boşa kürek çekmekten farkı yoktur. Bir insanın doğasını değiştiremeyeceğiniz den, zor kişiliklerin doğasında bulunan kontrolün kendilerinde olması ihtiyacından da vazgeçiremezsiniz. ”Siz kendinizi değiştirin ve onu değiştirmekten vazgeçin”
Eleştirilerine Olumlu Yönünden Bakmaya Çalışın; Hayatınızı ve ruh sağlığınızı iyileştirmek için karşı cinsin üzerinizde yarattığı etkiyi değiştirmelisiniz. Öncelikle, eleştirilmenin size her zaman kötü hissettireceği fikrini aklınızdan çıkarmalısınız. Eşiniz sizi eleştirdiğinde üzülmeniz, hayal kırıklığına uğramanız veya kızıp küsmeniz gerekmiyor. Gerçek şu ki, eleştiriyi nasıl yorumlayacağınız tamamen size kalmıştır aslında… Eleştiriyi kendi üzerinize almamayı deneyin. Örneğin bir kariyerinizin olmayışını eleştirdiğinde, bunu hemen kişisel algılamayın. Bunu bir iğneleme şeklinde düşünmek yerine, ”Acaba bugün nesi var? Zor bir gün mü geçirdi yoksa?” yada ”Bu durum kendi ile alakalı benimle ilgisi yok bir şeye kızmış olmalı” şeklinde değerlendirin. Unutmayın ki, erkeklerin laflarını veya davranışlarını kontrol edemeyebilirsiniz. Ama kendi duygularınız ve tepkilerinizin kontrolü size aittir. Karşı cinsle ilişkinizdeki en önemli dönüm noktası, karşınızdaki erkeğin hoş olmayan tutumlarının sizinle hiçbir ilgisi olmadığını fark edebildiğiniz anda başlar. Evet, onun bu davranışlarına katlanıyor olabilirsiniz ama asıl sorunlu olanın o olduğu gözüyle baktığınızda, sorunlarla daha iyi başa çıkabileceğinizi göreceksiniz. Erkeklerle ilişkinizdeki dönüm noktası , hoş olmayan tutumlarının sizinle ilgisi olmadığını fark ettiğiniz anda başlamaktadır.
Eleştirileri Yapıcı İse Pozitif Düşünmeye Çalışın; Kimsenin oturup da tüm eleştirileri, hiçbir tepki vermeden dinlemesini bekleyemeyiz. Asıl önemli olan sadece sizin için bir şey ifade eden yorumları dikkate almaktır. Zıtlaşmaktan kaçınmak, karşınızdakinin sürekli üzerinize gelmesine izin vermenizi gerektirmez. Ama sizin için önemli olmayan konularda bile her seferinde kendinizi savunmaya çalışırsanız, söyledikleriniz zamanla etkisini yitirir. Asıl sorunun, sizi sürekli ve gereksiz yere eleştiren erkekte olduğunu düşünmeyi denemeye çalışın. Önemsemediğiniz negatif eleştirileri es geçin ve yalnızca sizin için önemli olanları ele alın. Bu, ilişkinizdeki tartışmaların sayısını önemli ölçüde azaltır ve daha pozitif olmanızı sağlar. Burada, tam olarak neyi başarmak istediğinize odaklanın. Karşınızdaki erkeğin sizin hakkınızda kapıldığı yanlış anlamaları mı düzeltmeye çalışıyorsunuz? Sizin pek de akıllı olmadığınızı düşündüğünden dolayı ona zeki mi görünmeye çalışıyorsunuz? Onunla olan ilişkinizde iyi tanımlanmış hedefler ve tüm çabanızı bu hedefler doğrultusunda yönlendireceğiniz konuşmalara yoğunlaştırmak değişimi gerçekleştirmenin ilk adımı olabilir.
Kendinize Ait Bir Dünyanız Olsun; Eşinizle aranıza zaman zaman biraz mesafe koymak iyi olabilir. Eşinizle aranızda bir olumsuzluk geçtiyse mesela biraz mesafe koymak adına yemeğinizi tek başınıza yemeyi deneyebilirsiniz. Tabi bunu her zaman alışkanlık haline de getirmeyin. Ayrıca eşinizden biraz uzaklaşmak adına arkadaşlarınızla, dostlarınızla zaman geçirmek, yeni hobiler geliştirmek, sporla uğraşmak da size nefes alacak ve hayata bakış açınızı değiştirmenizi sağlayacak ortamlar sunacaktır.
Evliliğinizi Kurtarma Sanatı
Evliliklerin yarısından fazlasının başlaması ile bitmesi bir oluyor. İlişkiler çok çabuk harcanıp çok çabuk tüketiliyor. Sizinde evliliğinizde yolunda gitmeyen bir şeyler olabilir, çabalarınızın boşa gittiğini ve eşinizin artık sizi anlamadığını düşünebilirsiniz fakat hemen pes etmek ve evlilikten vazgeçmek sizce doğru olan mı? Oysaki güzel ve yolunda giden bir evlilik hayattan zevk almanızı sağlar.
Özellikle çalışma yaptığım yeni evli danışanlarımın evlilik sorunlarındaki ortak özelliklerine baktığımda; Evlilik evlilik diye hep bildikleri bir şey var ama ya masallardaki kadar gerçek dışı olduğunu düşünmüşler bir oyun sanmışlar, ya karşı cinse nasıl davranacakları hakkında en ufak bilgileri yok yada ailelerin yanlış öğretileri çocuklarına ”ezdirme kendini” derken ailenin paylaşma olduğu algısını unutturmuş.
Her ne kadar flört ve nişanlılık dönemini yaşamış olsanız da, evlendikten sonra yaşanan geçimsizlikler ya da anlaşmazlıklar mutluluğunuzu sekteye uğratmış olabilir.Eğer evliliğinizin istikrarlı bir şekilde gitmesini ve mutlu olmayı istiyorsanız, mutluluk için yapılması ve öğrenilmesi gerekenlerin olduğunu unutmamalısınız… ” Evlilik Öğrenilmesi Gereken Bir Sanattır” Peki Evliliğinizi kurtarmak hangi yollardan başlayacaksınız…
Eşinize Değerli Olduğunu Göstermekten çekinmeyin;
Evliliğinizi kurtarmak yada mutluluğunuzu arttırmak istiyorsanız; ilk olarak,eşinize değer verdiğinizi göstererek başlayın. Değer vermeyi göstermek derken bu sizin gözünüzü korkutmasın, öyle çok büyük şeyler değil. Neler yapılabilir?
Ufak ama samimi olmasına önem verin. Mesela hiç beklenmedik bir anda eşinizin yanağına konduracağınız bir öpücük, sıcak bir bakış olabileceği gibi, korkmadan kelimelerin gücünü kullanın ne düşünür demeyin… ”Seni özledim”,”Seni düşünüyorum” demek, çok sorunu şifalandıracaktır. Eşinizi taktir ekmek size kendinizden bir şey kaybettirmeyeceği gibi değerinizi artıracağını da göreceksiniz. Her insan gibi eşinizin de takdir edilmekten hoşlanacaktır. Tabi onu takdir edebilmek için nelere değer verdiğine dikkat etmelisiniz. Bunun yaparken, ”Bugün çok iyi görünüyorsun”, ”Bu kıyafet sana çok yakışmış.” ya da ”Sana ihtiyacım var.”, ”Kesinlikle bu konuda haklısın.”, belki de sadece hayatında olduğu için bile ”Teşekkür ederim” demek, yada ufak bir ”Özür dilerim” ile haklı ise bunu kabulünüzü göstermek inananın hayatınızda, evliliğinizde çok şey değiştirebilir.
Unutmayın ”Güzel söz her kapıyı açar”. Bu nedenle, evliliğinizi mahvedecek olan ”Keşke”, ”Ben sana söylemiştim”, ”Sen zaten hep böylesin”, ”Bırak,ben yaparım!” ”Bugün canım istemiyor” gibi cümleleri bir an önce hayatınızdan çıkarmalısınız. Eşinize değer verdiğinizi, ona karşı dürüst olarak, mutluluğunuzu ya da üzüntünüzü paylaşarak, arkadaşlarıyla arkadaş olarak, hobilerine saygı göstererek, onun için kendinizi geliştirerek, kendinizden çok fazla ödün vermeden, oluru olan konularda, fedakarlık yaparak ve kendinize bakarak gösterebilirsiniz. Bunun yanında, zihninizi okumasını beklememeli, genelleme ya da kıyaslama yapmamalı,mükemmeliyetçi olmamalı, aynı anda öfkelenmemeli, aceleci olmamalı ve sorgulamamalısınız.
Eşinizle Doğru İletişim Kurmayı Öğrenin;
Evlilik, farklı aile yaşantılarından ve kültürlerden gelen iki insanın aynı mekanı ve zamanı artık birlikte paylaşmaya başlamasıyla oluşan sosyal bir kadın ve erkek ilişkisidir. Bu nedenle, iletişim eksikliğinden kaynaklanan ufak tefek problemlerin yaşanması olağandır. Bu problemlerin büyüyüp, çiftin ve ilişkinin yıpranmasına olanak vermemek için birbirinizle muhabbet etmeyi ihmal etmemeniz gerekir. Her akşam TV’yi açmadan önce ya da her gece yatağınıza geçince10-15 dakika gününüzün nasıl geçtiğini anlatabilirsiniz. Bu iletişim, göz ve dokunma temasını güçlendirecektir. İletişim içinde bulunurken iyi bir dinleyici olmaya özen gösterin, olumsuz eleştiriden kaçının, nasihat vermek ve ”Sen hep zaten geç kalırsın”şeklinde suçlamak yerine; ”Senin geç kalman beni çok üzüyor” cümlesinde olduğu gibi ben dilini kullanmayı ve eşinize dokunmayı asla ihmal etmemelisiniz. Dokunmak,sıcak temasın bir göstergesi olduğu için iletişimi güçlendirecektir.
İlişkilerinizde iletişimi kendi çabalarınızla sağlayamıyorsanız bir uzmanla çalışmak sizin farkındalığınızı arttıracaktır. İlişkiler çiçeğe benzer, zamanla olgunlaşır. İlgi ister, emek ister, sevgi ister. Her çiçek farklıdır. Kimi suyu sever, kimi güneşi sever. Kimisi karanlığı, kimisi aydınlığı sever. Kimisi az su ile mutlu olur, kimisi suya doymaz. Vermeniz gereken miktar farklıdır…
Tıpkı insanlar gibi… Kimimiz kıskanç, kimimiz gururluyuz. Bazılarımız çok ilgi isterken, bazılarımız bundan bunala biliyoruz. Peki sizin eşiniz ne istiyor ? Nereden bileceğiz ? ”Doğru iletişim teknikleri,
Sevgi dilleri, Temsil sistemleri, Değer ve inançlar”konusunda edineceğiniz farkındalıklar bu soruyu cevaplamanıza yetecek boyutta olacaktır.
Baş başa Kaliteli Zaman geçirin;
Bunların dışında, eşinizle birlikte her gün en azından bir öğün yemek yemeli, her hafta baş başa kalabilecek bir şekilde bir yerlere gitmelisiniz. kaliteli vakit Geçirmek oldukça önemlidir. Baş başa içeceğiniz bir kahve esnasında yapacağınız sohbetler ya da uzun yürüyüşler evliliğinizi canlandırmak için birebirdir. Elbette ki, hala kendi kişisel bakımınıza önem verip, kuaföre gidiyor ya da yeni giysiler alıyorsunuzdur. Fakat ara sıra yapacağınız değişiklikler örneğin, saç şeklinizi ya da rengini değiştirmek, eşiniz için giyinmek, eşinizin gözünde vazgeçilmez olmanızı sağlayacak önemli etkenlerden bir kaçı olduğunu unutmayın. Her erkek eşinin kendisi için bir şeyler yapmasını bekler ve bundan çok keyif alır.. Bunları yaparken ”Senin için yaptım” demeyi de asla unutmayın. İnanın bu çabaya değecektir.
Sevinç Karakaya
DevamıEvliliklerde ”Tükenmişlik Sendromu”
Bilerek yada farkında olmadan, evliliğinizde ilişkinizi zedeleyecek huzursuzluklar meydana getiren ve sonrasında pişmanlık duyduğunuz hatalar yapıyor musunuz? Yine kuralımız belli; sorunu görmek bize çözümü getirebilir. Hepimiz hatalar yaparız fakat bunların çözümsüz sorunlara dönüşmemesi için kendi hata olan alışkanlıklarımızın farkına varmalı, onları iptal edip, yerine yeni hayat tarzı ve iletişim seçenekleri edinmeliyiz. Aksi taktirde evliliğiniz tükenmişlik Sendromunun içine sürüklenir ve artık eşlerin ilişkiyi kurtarma adına hiç bir şey yapmak istemediği birbirinden uzaklaştıkları bir hal alabilir.
Evliliğinizi ve ilişkinizi tüketmemek adına, hiç fark etmeden ilişkiyi sinsice yaralayan alışkanlıklarınızdan vazgeçmelisiniz. Bu değişiklikler gözünüzde büyüttüğünüz kadar zor bir durumda değildir. Alışkanlıklarda çok küçük değişiklikler yaparak mutlu bir evliliği mümkün kılabilirsiniz. Şimdi ilişkinizi tüketen, yok eden şeyleri hayatınızdan çıkarmak için neler yapabiliriz gelin biraz yakından bakalım.
Eşinizin İsteklerini Önemseyin Ve sorun;
Birçok kadın ya da erkek eşinin ne istediğini sormaktansa ne istediğini söylemesini bekliyor. Özellikle erkekler; güçlü olmak isterler, korunmasız görünmeyi değil. Birçok konuda ihtiyaç duydukları şeyi itiraf edemezler. Onu anlamak, ihtiyaçlarını fark etmek için çok meşgul olduğunuzu ya da özellikle cinsellik konusundaki isteklerini dinlemeye kapalı olduğunuzu hissederse, ihtiyaç ve isteklerini kendine saklayacaktır. Zamanla bu birikim ilişki için bir iletişimsizlik sorununa dönüşecektir. Ne düşündüğünü ve ne istediğini sorun ona. Onun kendi kendine sizden istemesini beklemeyin, çünkü muhtemelen hiç söylemeyecektir.
Eşinize Kendini İyi Hissettirin; Daha Çok Taktir Edin;
Elbette ki herkesin içinde yaptıklarının beğenilme takdir görme arzusu vardır. Zaman zaman siz ve aileniz için yaptıkları konusunda eşinizi takdir etmeyip, ona teşekkür etmeyerek ilişkideki saygıyı ve bağlılığı yitirirsiniz. Eğer eşinizin de sizi takdir etmediğini hissediyorsanız bunu ona söylemelisiniz. Unutulmaması gereken ise ilişkilerde nasıl davranılmasını istiyorsanız kendinize, ilk önce karşı tarafın anlayacağı dilden ona o şekilde davranmalısınız.
Eşinizin Sizi Kendi Sevgi Dili Sevdiğini Fark Edin;
Daha önceki yazılarımda da bahsettiğim gibi herkesin sevgi dili birbirinden farklıdır. Her zaman kendi sunduğumuz gibi sevgimizin karşılığını alamaya biliriz. Bazen de karşı taraf sevgisini sizin kadar rahat ifade edemeyebilir. Bazı erkekler severler ama sevgilerini sizinki kadar bariz bir şekilde göstermezler. Bunu sorun edip sürekli şikâyet etmek, karşı taraf için bıktırıcı bir etki yaratabilir. Duygularını belli etmeyen karakterde biriyle beraberseniz onu zorlamayıp anlamaya çalışmalısınız.
Eşinize Karşı Cinsel İsteksizliğinizi Görmezden Gelmeyin;
Eşinizin cinsel istediğinde sürekli onu kendinizden uzaklaştırmayı seçiyorsanız sevgisiz bir evliliğe doğru ilerliyorsunuz demektir. Cinsel isteksizlik sorunu yaşıyorsanız çözme sorumluluğu sizde olan bir sorunla karşı karşıya olabilirsiniz. Sebebi psikolojik ya da duygusal, her ne ise, sizin dikkatinize değer bir konu olduğundan, görmezden gelmemelisiniz.
Eşinizin Aklını Ve Fikrini Okumayın;
Onunla gerçek bir diyalog kurmak yerine kafanızda hayali bir diyalog kurarak iletişimi baştan kesiyorsunuz. Oysa yanılıyor olabilirsiniz. Onun aklından geçen her şeyi bilmeniz imkânsızdır, sizin isteklerinize ya da fikirlerinize nasıl karşılık vereceğini ona sormadan tahmin ederek kendinize bir yol çizmeniz sizi yanılgıya düşürür. Oysa derdinizi ya da fikrinizi eşinizle paylaşmanız sağlıklı bir iletişimi başlatabilir.
Eşinizin bakış Açısını Görmezden Gelmeyin;
Eşinizle her konuda anlaşmak zorunda değilsiniz. Ama bu her zaman sizin haklı olduğunuzu göstermez. Olaylara biraz da onun gözünden bakmaya ne dersiniz? Bunu yapabilmek empati duygunuzun da geliştiğini gösterir. Birbirini seven eşler her konuda aynı fikir de elbette olmak zorunda değillerdir fakat birbirlerinin fikirlerine saygı duymaları en büyük sevgi belirtisidir.
Sevgiyle Kalın…
Sevinç Karakaya