Enerji Bağlarımız
Kordonlar, kesinlikle fiziksel olmayan ,iki veya daha fazla insan arasında enerji seviyesinde gerçekleşen bir iletişim türüdür.
Astral ve eterik enerjiden oluşur ve duygusal anlamda ilişkili olduğumuz insan ile süptil bedenlerimizi birbirine bağlar.
Genelde yakınlarımız ;baba, anne, eş, eski eş, eski sevgililer, şimdiki sevgili, arkadaş, çocuklar gibi iki farklı insan arasında göbek kordonuna benzer şekilde uzanarak duygusal enerji ve chi aktarırlar.Bu kordonlar esenlik duygusu veren pozitif bağlar olduğu gibi,enerjimizi aşağı çeken, tüketen negatif bağlarda olabilirler..
Paylaşılan bağlar
çevremizdeki dünyamızla enerjik iletişimin doğal bir sürecidir.
Bağlar, ilişkinin doğasına bağlı olarak
farklı enerji merkezleri ( çakralar )
ve farklı zamanlarda paylaşılabilir.
Kordonlar genelde çakra merkezlerimiz aracılığıyla bağlanır
ve diğer kişiyle takılı olduğumuz baskın çakra merkezine karşılık gelir.
Kordonlarla kodlamanın en temel biçimi,
yeni doğmuş bir çocuk ile annesi arasındadır.
Omurganın tabanındaki çocuğun ilk çakrası ile annenin ilk çakrası arasında göbek kordonu gibi bir enerji kablosu vardır.
Bazen ikizler arasında ilk çakra enerji kablosu kalır,
ki ikizler binlerce mil ayrılmış olmalarına rağmen
birbirleriyle samimi bir iletişim içinde kalabilirler.
Geçici kodlama, yaşam boyu insanlar arasında gerçekleşir. Kodlamada ilke yedi çakradan herhangi birisi arasında gerçekleşir
ve her iki taraftan biri tarafından başlatılabilir
veya karşılıklı olarak ikisi tarafından da başlatılabilir.
Bu kablo, başka biriyle psişik bir bağlantıdır.
Çoğu insan bu yolla ne kadar psişik olduklarından habersizdir.
Psişik bir bağ, bilgi gönderen ve alan iki insan arasındaki
göbek bağı gibidir.
Düşünce ve duyguların değiş tokuş edildiği bir telefona benzer.
Sağlıklı ilişkilerde bu harika bir şeydir;
Sevgi, koruma, şifa, bakım ve niyet gönderilebilir ve alınabilir
Aşıklar cinsel ilişki içine girdiklerinde enerji alışverişi daha da artar ve birçok durumda bağ bir bağımlılık haline gelir.
Bir aile üyeleriyle ya da yakın dostlukla paylaşılan bir bağ,
bir ya da daha fazla üst spiritüel çakranın ve bazı alt çakraların bir bağlantısı olabilir.
Biriyle çok güçlü bir entelektüel ilişki,
diğerinin boğaz çakrası ile bağlanan
fikirlerin ve zihinsel enerjinin değişimini temsil eden bir kablo olarak görülebilir
(bu, öğrencilere öğretmenler veya eğitimciler için tipiktir).
Öğretmenler ve öğrenciler beşinci çakradan daha üst seviyede
altıncı veya yedinci çakralara kablolanabilir
( yüksek öğrenim merkezleri)
Aşıklar sıklıkla dördüncü çakralar arasına bağlanır
Rakipler, üçüncü şakra aracılığıyla itaatkar tipleri kontrol etmeye veya birbirlerine hakim olmaya çalışabilirler.
Aksine, başkasına güçlü bir cinsel ilişki (veya cinsel ilişki arzusu), cinselliği ve arzuyu temsil eden temel çakra veya 2. çakradan kaynak olarak algılanabilir.
Kordonlar fiziksel bir ilişki olmadan da oluşabilir.
Enerji, basitçe birisini düşünmenin sizi enerjik alanına bağlayabileceği düşüncesini takip eder.
Medyumlar ve gözlemcilerin, başkaları hakkında bilinçli olarak herhangi bir şey bilmeden bilgi toplamaları olayı budur.
Düşünce niyeti kişinin adını duyunca gönderilir
ve sonra diğer kişinin aura ve çakra merkezlerine bağlanır
ve böylece sezgisel bilgiler gelir.
Hiç birini düşündüğümüz
ve birkaç saniye sonra bizi aradığı bir durum yaşamadık mı?…
Paylaşılan bağ tüm çakraların farklı zamanlarda bir bağlantısı olabilir.
Paylaşılan bağın gücü, bağ yoluyla değiştirilen enerjiye bağlıdır ve dünya çapında veya bu boyutun ötesinde bir kaç metreden uzanabilir.
Mistikler, çakra merkezleri aracılığıyla insanları birbirine bağlayan altın kordonlar olarak görülür.
İnsanlar, onlara her zaman pozitif ve negatif enerji sağlayan binlerce (ya da milyonlarca) kodlamaya sahipler.
Bir kordon temel olarak iki veya daha fazla varlığın
astral ve eterik bedenleri arasındaki bir bağlantıdır ki
bu da duygusal ve / veya eterik enerji alışverişine izin verir.
Kordon fiziksel bir madde olmadığı ve mesafenin alakasız olduğu bu yüzden gezegenin öteki tarafında da etkili olduğu için, diğer kişinin ne kadar uzakta olduğu önemli değildir.
Bazen paylaşılan bağ,
eterik bir kordona dönüşebilir
ve bu eterik kordonlar sağlıksız olabilir.
Eterik kordonun gücü, kordondan çekilen enerjiye bağlıdır
Tüm bebekler, fiziksel göbek kordonu kesildikten sonra göbeklerinden annelerine giden bir kordonla yine bağlıdırlar.
Bazılarının, kalpten, güneş sinir ağından veya hatta başından annenin enerji bedeninin çeşitli yerlerine giden fazladan kordonları olabileceği belirtilir.
Bebeklik döneminde var olan kordonlar veya kablolar
birkaç yıl sürer ve çocuğun anneden daha bağımsız hale gelmesiyle giderek azalır ve zamanla bağlantıya artık ihtiyaç duyulmaz.
İdeal olarak böyle olur,
ama burada Dünya’da birçok insan duygusal sorunlara sahiptir ve bu da kordonların yetişkinliğe kadar süreceğini gösterir.
Gerçekte birçok anne duygusal açıdan muhtaç durumda
ve aslında kendisini bebeğin taze ve bol enerjisinden beslemek için bu kordonu kullanır (Tabii ki bu bilinçaltı ) 😦
Oysa bebek genellikle neler olup bittiğinin farkındadır
ve hatta anneye istediği gibi kabloyla enerji ve duygusal destek vermektedir…
Bebekler, bu aşamada, çok az miktarda astral enkarnasyon ve çok az ego yapısı ile çok saf ve sevecen varlıklardır
bu nedenle,
anne için ellerinden gelen her şeyi yapmak isterler.
Ne yazık ki bebek büyüdükçe,
bu tür metafiziksel algıları yavaş yavaş kaybettiği
ve bu yüzden ipi unuttuğu belirtilir.
Anneniz tarafından, negatif duygular ve duygusal isteksizlik ile kalınlaşmış ve brüt hale gelen bir kordon yoluyla, 30 yıl boyunca enerjiden kurtulduğunuzu hayal edin.
Neler olup bittiğini tam olarak bilmiyorsun ama bir şekilde onun tarafından boşaltıldığını hissediyorsun.
Gitmek için başka bir ülkeye taşınıyorsunuz ama nereye giderseniz gidin neredeyse sanki sizinle birlikte olduğu gibi hissediyor – sizi uzaktan boşaltıyor.
Yakınlarımıza bağımlı olmak da negatif yönde bir eterik kordondur
Bu durum sadece bir örnektir;
Bir diğer ortak ip
iki sevgili arasındadır.
Her biri kendi enerjisini diğeriyle paylaşmak ister
ve birliktelik esnasında bu güçlendirilir.
Aşk ve paylaşım duyguları
genellikle bir kablo kurmak için yeterlidir.
Bu kordonlar genellikle karınlar arasında bulunur,
ancak kalp ya da diğer bölgeler de olabilir.
Kordonlar, herhangi iki kişi veya hatta duygusal ilişkileri olan insanların grupları arasında oluşturulabilir;
Dostlar, iş arkadaşları, düşmanların hepsinin ipleri olabilir.
Ya da diğer boyutsal varlıklar tarafından
bizimle iletişime geçilip enerjimizi boşaltmak için kullanılabilirler.
Bu enerji hatları fiziksel ve duygusal ilişkilerimizi yansıtan
enerjik bir goblen yaratırlar
Örneğin, hayatta kalma temelli (birinci çakra),
cinsiyete dayalı (ikinci çakra),
iletişim tabanlı (boğaz çakrası),
görme esaslı (boğaz çakrası) gibi
veya diğer çakraların neredeyse herhangi biriyle bağlantılı olan alışverişlere de dayanabilirler.
(Üçüncü göz ya da manevi bazda taç çakra.)
Genellikle bunlar, ilişkilerimizin kendilerinin karmaşık doğasını yansıtır ve çoğunun birleşimidir.
Çok sıklıkla, eşeysel birliktelik yaşadığımız insanlar
bizin sakral (2 nci) çakramıza bağlanmıştır.
Tartışmamızın olduğu insanlar ise solar pleksusumuza bağlanır.
Üzüntü duyduğunuz/bizi mutsuz eden insanlar da
kalp çakramıza bağlanır.
Acı verici ilişkiler yaşadığımız insanlar
veya tüm yükü omuzlarınızda taşıdığımız bir ilişki yaşadığımız insanlar omuzlarımıza bağlanır.
Kodlamanın kabul edilmesi gerekmez.
Bununla birlikte, çok ince olduğu için,
alıcı genellikle bunu fark etmeden gerçekleşir.
Çakra sisteminizi aşırı yüklenmiş bir santral gibi sıkışan birçok insandan gelen kablolarla sonuçlanabilirsiniz.
Aşırı derecede yorgun veya bunaltılmış hissedebilirsiniz
Duygusal açıdan muhtaç kişiler,
bağımlı olduklarını düşündüklerine kordonlar gönderirler.
Bu, alıcıda yorgunluk veya boşalma hissi ile sonuçlanabilir.
Öğretmenler, danışmanlar, ebeveynler ve sağlık çalışanlarının her türü bu biçimdeki strese yatkındır.
Bazen de birini aklınızdan çıkaramazsınız.
Uykunuzu, tanıdığınız birinin ya da bir gün önce yeni tanıştığınız birinin görüntüsüyle rahatsız bulabilirsin.
Bu, genellikle, ilgili kişinin sizinle bir kablo aracılığıyla iletişim kurmaya çalıştığının bir işaretidir.
Tanımak istediğimiz yabancı birine
bir kablo gönderilmesinin mümkün olduğu ,
bilinçli bir şekilde başka birine bir kordon oluşturmanın da mümkün olduğu belirtilir,
ancak bu kara büyü alanı olarak nitelenir.
Bir başkasının enerjisini kendi izniyle bilerek kontrol etmek
veya etkilemek için psişik araçlar kullanmamalıdır.
Bu kuraldan muafiyet yoktur ve karmik etkilerinin çok fazla olduğu belirtilir.
Kordon zihinsel / duygusal enerjiden başka bir şey olmadığından ve enerji düşüncesinden yola çıkarak bazen kordonu koparmak için yeterli olabilir.
Bununla birlikte, bazı kordonlar kötü bilinen bir şekilde yapışkantır ve yinelenebilir.
Bazı kordonlar da ilgili kişi / mekan / şeyle olan karmik sözleşmeniz nedeniyle parçalanamaz.
Buna ek olarak bir kabloyu kesmeye karar verebilirsiniz,
ancak diğer kişi enerjik olarak kabloyu kesmek istemiyorsa tekrar tekrar dönebilir.
Hatırlanması gereken önemli bir nokta,
bu hatları dengelemek
ve enerjik sınırları zorlamamaktır.
Kaynak:: Hülya Reis
Hayat Enerjinizi Yükseltmenin 12 Yolu
Hayat ne demektir? Hayat enerjisi içimizi ve içimizden yayılarak dünyayı aydınlatan enerjidir. Hayat enerjisi bizi hayata bağlar. Kimi zaman, hayatımızda yaşadığımız olaylar ya da hayatımızda varlık gösteren kişiler biz fark etmeden bu enerjiyi bizden emerler. Kendinize sormanız gereken belki görünürde olmasa da acaba hayatınızda bir karabasan gibi enerjinizi emen birileri mi var? Neden birilerine enerjimi kısıtlama imkânı veriyorum? Acaba geçmişimden kalan bir alışkanlık mı bu? Yoksa enerjimi tüketen biri ile mi birlikteyim? Enerjimden hoşlanan ve onu ortaya çıkarmamdan hoşlanan biriyle mi birlikteyim?
Bu soruların cevabı oldukça önemli… Hayat enerjiniz yüksekse sorun yok fakat hayat enerjiniz düşükse işte size birkaç öneri;
Hayat Enerjimi Yükseltme yolları
1- Başkalarını kontrol etmeyi bırakın; Her zaman söylediğim gibi siz kendinizden başkasını değiştiremezsiniz. Fakat buna rağmen başkasını değiştirmeye harcadığınız enerjinin her birimi yaşam enerjinizin iki katını mal olur. Kontrolcülükte amaç kederlere düşmekten öfkelenmekten ve hayal kırıklığına uğramaktan korkmaktır. Korktukça hayatımıza bunları çekmeye devam ederiz ve artık yaşam enerjiniz de eksiktir.
2- Zamanın tamamında ne istediğinizi kendinize sorun, kendi kendinize hayır dediğinizin iki katı evet diyin ve kendinizle uzlaşmaya da hazır olun.
3- Yaşamınızda her zaman kavga etmektense uzlaşmayı seçin. Hatta sizi kışkırtan ne olursa olsun asla kin gütmeyin ya da şiddet kullanmayın. Unutmayın ki başkalarının yersiz davranışlarını ancak kendiniz doğru davranış şeklini göstererek ve karşınızdakine şefkat ile yaklaştığınızda değişmelerine katkı sağlarsınız
4- Yaşamınız da size ne kadar yakın olurlarsa olsunlar, sizi aşağıya çekmeye ya da kontrol etmeye çalışanlarla veya kontrol etmeye çalışanlarla yüzleşin ve bunlara izin vermeyin gerekiyorsa bu kişilerden uzaklaşın.
5- Hayaliniz kurduğunuz bir projeniz varsa hemen başlayın.
6- Hayatla oyun oynamayı öğrenin. Gündelik olayların ya da başkalarının mizahi davranışlarına mizahi bir gözlükle bakmayı öğrenin.
7- Kendinizi ifade ederken ve verdiğiniz kararlarda atılgan olun ve sağlam durun.
8- Sizi neşelendiren şeyler yapın; mesela dans edin, şarkı söyleyin, şiir okuyun..
9- Tabiatta daha çok vakit geçirin. Yeşili ve maviyi ruhunuzda hissedin.
10- Sorunlar aşılmaz gibi bile görünse emin olun yüzleşir yüzleşmez bilinç ve bilinçaltınız alternatif çözümler bulacaktır bunlara açık olun.
11- Hayatınızda sizi sıkıntıya sokan bir sırrınız varsa onu içinizde tutmayın, hayatınızı bu sırrın karmaşık hale getirmesine izin vermeyin.
12- Bu yazıyı okurken aklınıza gelen her ”Evet ama” ifadesini boş verin bir kenara bırakın.
Hayat enerjisi sevinçtir. Hayatı gerginliklerle düşük enerjiyle yaşamayı değil sevinçlerle yüksek enerji ile yaşamayı tercih edin…
Sevgiyle kalın…
Kendimi Seviyor muyum? Enerji Testi !
KENDİMİ SEVİYOR MUYUM? ENERJİ TESTİ!..
Aynanın karşısına geçin, ayakta, aynada kendi gözünüzün içine bakın. Vücudunuzu lütfen rahat bırakın ve şimdi şu soruyu kendinize sorun: ”kendimi seviyor muyum?”.
Dikkatinizi sadece aynadaki gözünüze verin. Ayakta dururken vücudunuz öne mi yoksa arkaya mı gidiyor? Ayna da gördüğün kişiye ”seni seviyorum’‘deyin.
Vücudunuz öne mi, arkaya mı gidiyor? Şimdi ise biraz uzaktan bakarak “seni seviyorum” deyin. Dikkatini verenler bunu başaracak arkadaşlar. Vücudunuz öne mi, arkaya mı gidiyor?
Öne doğru gidiyorsanız; Vücudun eğer tatlı tatlı öne doğru geliyorsa; kendine değer veriyorsun ve kendini seviyorsun demektir. Tebrikler bu durumu çözdün.
Arkaya Doğru Giderseniz; Vücudun eğer arkaya doğru gidiyorsa, içinde affetmen gereken kırgınlıkların ve hesaplaşmaların var demektir, özellikle de helal etmen gereken bir şeyler var.
Sabit duruyorsanız; Hiç kıpırda mı yorsanız, kontrolcü bir yapın var demektir. Her şeyi kontrol etmeye çalışan, her şeyi bilmek isteyen ve gücü elinde tutmak isteyen bir insansın demektir. Bu da seni ilahi akışa sokamaz…
Kendini Sevmek Olumlamaları:
Kendinizle ilgili takdir ettiğiniz belirli özelliklerinizi düşünün. İyi bir arkadaşınızı nasıl hata ve kusurlarıyla sevebiliyorsanız, aynı şekilde kendinizi de geliştirmeniz gereken yönlerinizin de farkında olarak sevebilirsiniz. Bu kendinizi çok iyi hissetmenizi ve giderek hayatınızın olumlu biçimde değişmesini sağlayacaktır.
*Kendimi bütünüyle, olduğum gibi seviyor ve takdir ediyorum,
*Başka insanların yanında ben kendimden çok memnunum,
*Ben güzel ve Sevgiye layığım,
*Ben sevecen ve şefkatliyim, başkalarıyla paylaşacak çok şeyim var,
*Gün geçtikçe daha çekici hale geliyorum,
*Ben dünyayı seviyorum, dünyada beni seviyor,
*Mutlu ve başarılı olmaya hazırım,
*Kendimi özgürce, tam anlamıyla ve kolayca ifade ediyorum,
*Ben güçlü, sevgi dolu ve yaratıcı bir varlığım
21 gün aynaya bakarak tekrarlayın.
Sevinç Karakaya
DevamıAradığın Enerji Çok Yakınında
ARADIĞIN ENERJİ ÇOK YAKININDA
Hayatı yaşamak için ne kadar enerjiniz var ?
Kimimiz bir çırpıda belki cevapladı, kimimiz bunu nasıl bilebilirim dedi, belki de bu soruya. Soruyu biraz kolaylaştıralım o zaman bana bir den beş’e kadar bir numara verin desem hayatı ne kadar enerjiyle yaşadığınızı söyleye bilir misiniz? Bunun için beş tam puan, bir ise acil durum diyelim … Genelde şaşırtıcıdır ki beş pek olmaz. Hatta cevap bir yada ikidir.
O zaman akla gelen sorular şu oluyor. Hayatı yaşamak için ihtiyacımız olan enerji nerede? Nerede kaybettik hayat enerjimizi? Bizi durduran neydi? Hangi yanlışımız enerjimizle bizi ayrı düşürdü? Neden bu kadar yorgun ve bitkiniz? Hatta bu günlerde çok gündemde olan; Neden kendimi üzerimizde çok yük varmış gibi tükenmiş hissediyoruz?
Peki enerjimizi bu kadar düşüren , bizi tüketecek noktaya getiren sebep ne? Bunun cevabını elbette biliyoruz. Bunu yapan kendimizden başkası değil, fakat bir insan bunu kendine niye yapar. İçimizde ki bir şey neden bizim hayat enerjimizi bizden alıyor.
Farkında olmamız gereken şey; Başarılı olmak için sahip olmamız gereken her şeye sahip olduğumuzdur. Belki farkında değiliz yada kendimizi geç kalmış zannede de biliriz fakat unutulmamalıdır ki, biz bizde olanı kaybetmemişizdir. Sadece içimizdeki yetenekler, kabiliyetler kullanılmayı unutulmuş belki de derin bir uykuya dalmışlardır. Bu Hayat enerjimizi geri alabiliriz.
” Eğer istediğiniz başarılı olmaksa, Hayat enerjimizin, sevincimizin ve hayatı yeniden keşfetme arzumuzun tüm performansına ihtiyacımız vardır.”
Yeter ki kendi farkındalığımızın farkına varalım. Durduralım dünyayı, ihtiyacımız olan sessizliktir. susmaya kendini dinlemeye , kendinin nasıl göründüğüne bakmalı insan. Gürültünün içince anlamayız; herkes bir şey söyler, en uzağından en yakınına. Susun diyebilmek , bana sessizliği verin demek gerekir. Kendi Farkındalığına ancak böyle varabilir ve tekrar kendi kaynaklarına dönüp içindeki uyuyan enerjisini ancak böyle bulabilir insan.
Her insan farklıdır, farklı bir dünyadır. Diyor ki Jostein Gaarder;
“Joker küçük bir delidir. Herkesten farklıdır o. Ne sinektir ne karo, ne kupa ne de maça. Sekiz veya dokuz, papaz veya bacak değildir. Her şeyin dışındadır, ötekilerle aynı yere ait değildir. ”
Biz Jokeriz, Herkesten farklıyız,her şeyin dışında; İnsan önce bunu farkına varmalı aradığı enerji kendi kaynaklarında unutulmamalı ki ” Her insan ayrı bir alemdir.” Başka hayatların kopyasında aramamalı enerjisini kendinde aramalı kaybettiği sandığı enerjisini…
ARADIĞIN ENERJİ ÇOK YAKININDA; ARADIĞIN ENERJİ ”SEN’de”
Sevinç Karakaya