GRİNİN ELLİ TONU Neden Fenomen Oldu?
GRİNİN ELLİ TONU NEDEN FENOMEN OLDU?
Kadınlar erkeklerle eşitliği sağlamak ve onların bağımlılığından kurtulmak için çok uğraştılar. Hatta bir çok alanda erkekleri geride dahi bıraktılar. Bugün üniversitedeki derecelere baktığımızda %60 ‘ı bayanlar tarafında alınıyor. Liseli bir çok erkek çocuğu kızlara ayak uyduramıyor, fen ve matematik bilimleri gibi erkeklerin hükmettiği konularda bile. Kadınlar artık siyasette aktif rol alıyorlar. Ve boşanmaların üçte ikisine kadınlar tarafından başlatılıyor. Kadınlar erkeklerin onları reddettiğinden çok daha fazla reddediyor. ”Cinsiyetlerin savaşında kadınlar kazandı erkekler kaybetti…”
Ne ilginçtir ki; kadınlar önce erkekleri yenmek, geride bırakmak, alt etmek için uğraştı, şimdi ise erkeklerin önünde boyun eğme fantezileri kuruyor. Genç özgürlüğüne kavuşmuş üniversite öğrencisi bir kadının onu seks kölesi haline getirmek isteyen milyarder bir iş adamına tamamen boyun eğmek üzere imzaladığı anlaşmayı anlatan, bir kitabı saplantı haline getiriyorlar. Ve milyonlarca kadın bunu okuyor.
Kadınlar Bu Kitabı Gerçekten Neden Okuyor?
”Buna sebep ne olabilir?”
Neden modern çağın kadınları Grinin elli tonunu okuyorlar? Şöyle bir düşününce gücü eline almayı planlayan kadınlar bunu neden okusunlar ki? Benim bulabildiğim en iyi cevap; Kadınların işte evde çok fazla sorumluluğunun olmasından dolayı, erkeklerin onlar için her kararı verdikleri stres dindirici bir fanteziye kaçmak istemeleri…
Şimdi soralım; Yeni dünya düzenindeki kadının hayatındaki, bitmek bilmeyen sorumlulukların, ekonomik baskı sağlama katkısının, tüm o güç ve bağımsızlığın ve arzunun ve hayata karışmanın tüketici bir rolü var mı? Belki de bazıları için cinsel teslimiyet fantezileri abartılı olduğu oranda bir rahatlama, bir tatil, eşitliğin yoğun çalışmasından ve belirsizliklerden bir bakış sağlıyor.
Evet belki de; bir çok işi aynı anda yapması gereken modern çağın kadın bir kaçış ve bir kez olsun başkalarının sorumluluğunu üstlerine almamak istiyor. Fakat durum böyleyse o zaman neden siniri bozulmuş kadınlar, kahya tutan bir kadınla yada mali işler planlamacısı hakkında yazılar okumuyorlar?
İşte derin erotik anlayışımızı bu denli kaybettik. Milyonlarca kadın yumuşak porno olan bir kitabı ana akım haline getiriyor ve biz bu durumu onların kendileri için karar verecek bir adamla ilgili hikaye istemeleriyle açıklamaya çalışıyoruz.
Şimdi kim bahsedebilir ki; Kadınları cinselliklerinden arındırmaktan …
Bu kitabı onlar için heyecanlı kılan ne? Kadın kahramanın özgürlüğünden vazgeçmesinde ayartıcı olan ne? Bu kadınların şiddetle karşı çıktığı şey değil miydi?
Anastasia Ve Grey’in Hikayesi
Anastasia ve Christian Grey hikayesinde; Bir adamın bir kadına tüm parası ve sahip oldukları, parası helikopteri, şirketleri, maddi başarıları kendine hiç bir şey ifade etmeyecek kadar şehvetle özlem duymasıdır. Adam sadece ona sahip olmak istiyor. Grey milyarder bir adam ve istediği her şeye sahip olabilir. Ama tek istediği ”Anastasia”. Onu öyle fena halde istiyor ki tamamen kontrolüne almayı, ona boyun eğdirmeyi ve onun her şeyine bütün varlığına sahip olmayı saplantı haline getiriyor. Başka hiç bir şey önemli değil onun dışında başka hiçbir anlaşmaya mürekkep değdirmek istemiyor. Kadın onun teslimiyetçisi olmayı kabul ederek o noktalı çizgiyi imzalamak zorunda, yoksa adam yıkılacak. Başka değişle; ”Kadının kölesi olan adam ” tersi değil. Adam onsuz olamıyor. Ona sahip olmak zorunda. Tamamen abayı yakmış durumda.
”Erkek Ona Teslim Olan Bir Kadın Olmadan Yaşayamıyor?”
Grinin Elli Tonu nihai olarak Anastasia teslimiyeti ile ilgili değil. Egemen olunan Christian Grey teslimiyetcisi olmadan yaşayamıyor. Bir erkek bir kadını böylesine derinden etkilediğinde, kadın ona teslim olmaktan kendini alıkoyamaz. Çünkü bir kadın her şeyden çok bunu ister. ”Arzulanmak bir kadının varoluşunun kalbidir”
Bir çok kadının eşi tarafından bu şekilde arzulanma gibi bir durumu maalesef olmuyor. Ve bu kitapta başkalarının başına bile geliyor olsa kadınlar buna çıldırıyor. Basitçe günümüzde kadınlara şehvet özlem duyulmuyor. Ve bu sebeple bir çok kadın bu kitabı okuyor. Bunun nasıl bir şey olduğunu bilmeseler de ”bunun en çok istedikleri şey olduğunu biliyorlar”
”Grinin Elli Tonu Kadınların Hayatında Neyin Eksik Olduğunun Temeline İndi”
Bu kitaptaki aşırı cinsel kutupluluk, aşırı bir tepkiyi tetikledi. Kadınlar özelliklede evli kadınlar için… Kitap gerçekten hassas bir konuya dokundu, çünkü kadınların ne hissetmek istediklerinin ve hayatlarında neyin eksik olduğunun temeline indi.
Kadınların İstediği Nedir?
Şehvetle arzu edilmek bir kadının istediğinin tamda özüdür. Kadınlar bütünüyle arzulanmak ister. Mümkün olan her anlamda özelliklede cinsellik noktasında. Bir çift her ne kadar çocuk yetiştirmek, ev idare etmek gibi işlevsel meseleleri paylaşırsa paylaşsın, ışıklar kapandığında her kadın kocasının ona yalnızca o çeşit, büyülenmiş bir arzuyla yaklaşmasını ister.
Bir kocanın karıma cinsel ilgi gösteriyorum ancak onun tek söylediği, ”Bu gece olmaz başım ağrıyor” lafı çok klişedir. Ama karısı tarafından bu şekilde reddedilen bir adam karısının yakaladığı ateşi yakamamıştır. Onun arzusunun alevini onu erotik anlamda büyülediğini göstererek körükleyememiştir. Kısacası onu gerçekten şehvetle arzulamamıştır.
Evet Kadınlar sempatik ve şefkatli aşıklar ister. Ama bazen sadece kapılıp gitmek isterler.
GRİNİN ELLİ TONUN’ da Bir Kadının Duymak İstedikleri Var
Bir kadının her şeyden çok duymak istediği şudur; ”Seni arzuluyorum. Senin bedenini istiyorum. Güzelliğin benim için karşı konulamaz. Senin yanında kendimi kontrol edemiyorum. Kendimi her an seni düşünürken buluyorum ve sana sahip olmak zorundayım, sonuçları ne olursa olsun. Yarın sabah çocukları okula bırakmamız gerekse de bu gece uyuyup uyumamız umurumda bile değil, sana duyduğum arzuyu bastıracak elle tutulur hiç bir şey yok” Kadınların duymak istediği ve duymaya ihtiyacı olan şey işte bu, bir kadını eritecek şey işte bu, çünkü bu kadınların temel arzusuna dokunur.
Karısına kur yapmadan yaklaşan bir erkeğin karşılık görmemesi çok normaldir, çünkü kadının temel ihtiyacına hitap etmemiştir. Kadınların Christian Grey ve Anastasia’nın hikayesinde sahip olmak istedikleri tam anlamıyla bu…
Sevinç Karakaya
Kayınvalidem Yatak Odamızda
KAYIN VALİDEM YATAK ODAMIZDA
Soru; 13 yıllık bir evliliğe sahibim. Eşimin babası öldükten sonra annesi yalnız kaldığı için bizimle yaşamaya başladı. Aslına bakarsanız, İlk başlarda bizimle kalmasına karşı değildim fakat artık rahatsız olmaya başladım. Çünkü evin içinde sürekli dolaşıyor, gece yarısı odamıza girip oğlunun üstünü örtmeye çalışıyor ve bunun gibi rahatsız edici pek çok davranışta bulunuyor. Yani neredeyse aramıza girip bizimle yatamadığı kaldı. Eşime rahatsızlığımı söylediğimde ”Annem yaşlı kadın idare et” diyor. O gelecek diye diken üstünde yatıyorum, eşime bile sarılamaz oldum. Eşime yüklenip aramızı da bozmak istemiyorum. Lütfen bu konuda yardımcı olun…
Lale/ İzmir
Cevap; Kimsesiz kalan aile büyüklerinin çocuklarının yanında kalması çok sık görülen bir durumdur. Çok kaliteli bakım evleri olmasına rağmen, bu durum bir terk edilmişlik ve kimsesizlik gibi göründüğü için yaşlı anne ve babalar buraları pek tercih etmez. Bunun yerine çocuklarıyla birlikte olmak isterler. Eşinizin annesi, ölen kocasının yarattığı boşluğu oğlu ile doldurmak isteyebilir ve tüm ilgisini ona yöneltebilir. Ancak burada evlilikteki bazı sınırların ihlal edilmemesi gerekir. Evliliğin önemli unsurlarından biri cinselliktir ve cinsellik mahremiyet olmadan mutluluk vermez. Bu nedenle çat kapı yatak odasına girilen bir çiftin sağlıklı ve mutlu bir cinsel hayatı olamaz. Bu durum bütün ilişkinizi olumsuz etkileyebilir ve sizi geri dönüşsüz zor bir yola sokabilir. Burada kayın validenizi uyarmak eşinize düşüyor. Eşiniz annesini kırmadan, onun anlayabileceği bir dilde yatak odasının yalnızca size ait olduğunu, oraya sizin izniniz olmadan girmemesi gerektiğini söyleyebilir. Ayrıca eşinizle baş başa kısa bir hafta sonu kaçamağı yapmanız, aranızın yeniden ısınmasına yardımcı olabilir.
Nişanlımın Cimriliği Beni Kendinden Soğuttu
NİŞANLIMIN CİMRİLİĞİ BENİ KENDİNDEN SOĞUTTU
SORU;
İki yıldır nişan olduğum kişi ile evlenme hazırlığı yapıyoruz. Onu tanıdıkça ve ne kadar cimri olduğunu gördükçe, ondan soğumaya başladım ve neredeyse evlenmekten vazgeçme noktasına geldim. O kadar ki pahalı diye doğru dürüst kaliteli bir yere gidip oturamıyor ve bir şeyler yiyip içemiyoruz. Daha şimdiden harcadığım her kuruşun hesabını soruyor. Onun bu davranışları beni kendinden iyice soğuttu ve korkutuyor beni bu durumu. O kadar soğudum ki beraberliği düşünmek bir yana dokunmak bile istemiyorum. Bu durumda ne yapmalıyım?
Emine/Konya
CEVAP;
Kadınlara bir erkekte en fazla rahatsız oldukları şeyler sorulduğunda en başta ”cimrilik” gelmekte. Bazı kadınlar bunu erkeğin cinsel yetersizliğinden bile önemli görebiliyor. Cimrilik, maddi açıdan yeterli olup olmamakla ilgili bir durum değildir. Son derece varlıklı cimriler olabildiği gibi sınırlı kaynaklarını cömertçe kullanan insanlar da vardır. Bu kişilik özellikleriyle ve kişinin geçmiş yaşantılarıyla ilgili bir durumdur. Hal böyle olunca, sizin de nişanlınızla ilgili bazı kaygılar duymanız, ona karşı duygusal ve tensel yakınlaşma arzunuzun azalması çok normal görünüyor. Nişanlınız kısıtlı gelirini idareli kullanmaya çalışan tutumlu biri mi yoksa davranış bozukluğu gösterecek düzeyde bir cimri mi bunu iyi ayırt etmelisiniz. Çünkü kişilik özellikleri kolay kolay değiştirilemez. Burada önemli olan, onu bu şekilde kabul edip edemeyeceğiniz. Daha sonradan pişman olmamak adına iyi düşünmenizi tavsiye ederim. Nasıl olsa düzelir diye acele karar vermeyin. Sizin için harcamalarınız önemliyse hayat boyu buna ket vuracak biri ile yaşamanız hiç kolay olmayacaktır.
Evlilik Kararımda Net Değilim
EVLİLİK KARARIMDA NET DEĞİLİM
Soru:
Merhabalar Düğünüme iki ay kaldı ve eşim olacak kişi hakkında büyük endişelerim var. nişanlılığımız boyunca devamlı kavga ettik.Ona göre ben kıskanç, sorunlu, kavga etmekten zevk alan biriyim. Her olaydan sonra konuşmaktan kaçtığı için sorunlarımız hiç bitmiyor. Benden bazı şeyleri saklamaya da başladı. Gizli gizli arkadaşlarıyla buluşuyor ve bana haber vermiyor. Bu yalanlarını yakaladığım zaman da kaçıyor. Bu insanın benim için doğru insan olup olmadığını bilmiyorum, sizce ne yapmalıyım?
sevda/Bursa
Cevap:
Evlilik öncesi süreçte çiftin birbirleri hakkında karar vermesi gereken birçok konu vardır. Bunlar; çatışma çözme yöntemleri, iletişim kurma biçimleri, evlilikle ilgili beklentileri, aile ve arkadaş ilişkileri, para yönetimi cinsel uyum ve benzeri meselelerdir. Bu alanlar kişinin olabildiğince savunmasız olduğu alanlardır. İki ay sonra evleneceğinizi söylediğiniz kişiyle aranızda büyük sorunlar olduğunu söylüyorsunuz. Nişanlınızın mevcut sorunları çözme yoluna gitmemesi sorunların büyümesiyle orantılı olabilir. Sorun çözme yönteminin uygulanabilmesi için her iki tarafın da empati yapması ve olaylara bakış açısını değiştirmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle, çatışmayı çözmenin kuralı uyumlu olmaktır. Çiftlerin yaptığı bir diğer hata da yanlışlarını diğerini suçlayarak örtbas etmeye çalışmalarıdır. Sizin ilişkinizde de görünen kaçma eylemi örtbas etmenin ve iletişimsizliğin bir sonucu olabilir. Nişanlınıza ne istediğini sormalısınız. Daha sonra da siz ne istediğinizi belirlemeli ortak bir nokta da buluşmayı denemelisiniz. Aksi takdirde, evliliğe başlamak için aceleci davranmak yanlış bir seçim yapmanıza neden olabilir. Gerekirse evlilik öncesi yardım almanızı tavsiye ederim.
Kadınlar Anne Olunca Sevişmekten Vazgeçiyor
KADINLAR ANNE OLUNCA SEVİŞMEKTEN VAZGEÇİYOR
Yapılan bir araştırmada, annelere yaşamları ile ilgili sorular soruluyor. Ne sıklıkta alkol kullandıkları, hamilelik döneminde aldıkları kiloları nasıl verdikleri ve hatta ne sıklıkta seviştikleri soruluyor. Ya da sevişmedikleri … Duyduğunuz yanıtlar eminim sizi de şaşıracaksınız.
Araştırmaya Sonuçları
- Herhangi bir yaştaki annelerin yüzde 32’si en azından birkaç sene seks yapmadan yaşıyor.
- Yüzde 36’sı birkaç ayı sekssiz geçiriyor.
- Yüzde 27’si birkaç haftayı sekssiz geçiriyor.
- Ve sadece yüzde 5’i sadece birkaç gün sekssiz yaşıyor.
Tabi ki şu bir gerçek çocuk olduktan sonra cinsel hayatta değişimler elbette oluyor. Evde çocuk varken, yaşı ne olursa olsun, cinsel hayatı aynı ateşle sürdürmenin zor olduğu bir gerçektir. Fakat cinsel ilişkinin eşiniz ile sağlıklı bir ilişki ve evliliği sürdürebilmek için de gerekli olduğu da bir gerçektir.
Sizin Evliliğinizde Seks Var Mı?
Araştırmaya göre, çiftlerin yüzde 15-20’si evliliklerini seks olmadan sürdürüyor. Sekssiz evlilik ise yılda 10 defadan az cinsellik yaşamak olarak tarif ediliyor.
Denilebilir ki kişiler, yıllar geçtikçe ilk evlendikleri zaman birlikte oldukları kişilerden ve yaşadıkları ilişkiden uzaklaşırlar. Günümüzde çiftler hem iş hayatında hem ev işlerinde aktifler. Bu eşitlikçi tutum, çiftlerin cinsel hayatlarını maalesef negatif etkilemektedir. Oysaki koca, ne kadar çok erkeksi iş yüklenirse, karısının seksüel açıdan o kadar fazla tatmin olduğu raporlarla tespit edilmiştir.
Sizce Boşanma Riski En Az Olan Çiftler Hangileri?
Yapılan bir araştırmaya göre erkek ev işlerinin yüzde 40’ını yapıyor ya da kadın ev bütçesine yüzde 40 katkıda bulunuyorsa, boşanma riski oldukça düşüyor. Boşanmamak için paylaşım şart gibi görünüyor. Ve bu paylaşım hem sosyal hem iş yaşamında şart…
Peki Seksin Size Faydaları Nelerdir Dersiniz?
Öncelikle çok daha az strese girersiniz. Seks yapmak ve sevdiğiniz insan ile yakınlaşmak sizi daha sağlıklı ve mutlu hissettirecek hormonları harekete geçirir. Seks sizi sadece mutlu etmez, aynı zamanda bağışıklık sistemini güçlendirir, cildinizi parlatır, baş ağrısı gibi ağrılardan kurtulmanızı sağlar ve uyku düzeninize iyi gelir. Ayrıca en zevkli egzersiz şeklidir.
Gerçek Bir Kadın İçin Seks Öncelikli Olmalı?
Artık evet, Günümüzde eşlerin birbirinden uzaklaşmalarındaki en önemli faktörse seks o zaman bir kadınında en birinci önceliği olmalıdır seksi yaşamak. Seks yapmamak için sayılabilecek tüm bahaneleri biliyoruz. Çok yorgun, çok stresli olabilirsiniz ya da başınız çok ağrıya bilir. Peki bu bahaneleri bir kenara atmaya ne dersiniz?
Evet bir kadının seks önceliği olması için yapması gerekenler;
Seks için Alarmınızı Kurun; Şöyle de diyebiliriz, günün başından seksi düşünmeye başlayın, vücudunuzu seks için hazırlayın. Bir danışanım bunun için şöyle bir yol bulmuştu; ”Sabahları iki alarm kuruyoruz. Biri bizi uyandırmak ve sarılmak, öpüşmek, konuşmak yani yeni günü birlikte karşılamak için. İkinci alarm ise yataktan kalkma zamanımızın geldiğini haber veriyor. Böylece her sabah birbirimize mutlaka vakit ayırmış oluyoruz” Bu yöntem oldukça işe yarayan bir başlangıç olabilir.
Seks için randevu ayarlayın ve randevunuza sadık kalın; Tabi ki seks için önceden plan yapmak, spontane yakınlaşmalardan kötüdür ama hiç seks olmamasından da iyidir. 4 çocuk annesi bir A; haftada üç kez takvimini işaretliyor diyor. (Cumartesi, Pazar ve haftanın tam ortası Çarşamba). Bu size komik gelebilir faat unutmayın evlilik hayatının %70 den fazlasını seks hayatınız belirliyor.
Eşinize ”Evet” Diyin; Eşinizle aranızda sözsüz bir anlaşma imzalayın ve birbirini asla reddetmeyin. Ama aynı anlaşma birinizin başı gerçekten ağrıyor ya da bitkin ise bunu fark etmek ve teklif etmemeyi de içersin. Birbirinizi izleyin, hissedin ve isteyin. Evliliklerde seksin bir vazife algılanması elbette hoş değildir fakat evliliği evlilik yapan sebeplerden biride sekstir o yüzden sözsüz anlaşmaları takip etmek çok etkilidir.
Ve En Önemlisi ”Zevk Almayı Öğrenin”; Bazı kadınlar seksin sadece erkekler için eğlenceli ve zevkli olduğunu sanır. Oysa bir kez zevk almayı öğrenir ve zevk almaya başlarsanız, daha sık yapmak için siz de sabırsızlanacaksınız. Hatta bazen eşinizden daha istekli ve kontrol sizde olacaktır.
Sevgiyle Kalın…
DevamıErken Boşalma Sorunu
Off yine mi? Erkeklerde erken boşalma sorunu!… Aslında bütün sorun “yine mi?” demekle başlıyor ve daha ilginç olanı siz “yine mi?” dedikçe o sorunla “yine” karşılaşırsınız…
Bu sorun son yıllarda çok sık rastlanan bir sorun haline geldi ve maalesef ki bu sorun artık yaşa bağlı değil… Her yaşta karşılaşılması olağan bir durum…
Peki bu sorunun çözümü nedir? Neler yapılmalı? Aslında çok ta zor bir durumda değilsiniz… Yani bu sorunun aşılması kolay ama biraz zaman ve sabır gerektirmektedir…
Doktora gitmeye çekinmeyin… Öncelikle bir ürolog’a görünmekte yarar var ve aslında ilk yapılması gereken de budur. Eğer doktorunuz bu durumunuzun psikolojik olduğu kanaatine varır ise işte o zaman bu durum zaman ve sabır gerektiren bir hal alacaktır….
Kadınların bu aşamada sabır göstermesi gerekiyor! Bir kadın için çok zor bir durum elbette… her cinsel birleşmenin hüsranla sonuçlanması kolay kabul edilebilecek bir durum değildir belkide ama erkeğinizin bu durumdan kurulmasının tek yolu sizin sabır ve anlayışınız olacaktır….
Erkeğinizi motive etmeniz gerekiyor. Erkekte erken boşalma sorunu varsa zaten yatağa 3-0 mağlup girer bu durum erkek için zaten kabul edilebilir bir durum değilken kadınların bu durumu “yine mi!!!” diyerek erkeğin bir dahaki sefere de aynı şekilde erken boşalmasına davetiye niteliğinde olacaktır….
Kadınların bu durumda “yine mi” yerine “olsun… sen rahatladın ya ben yine mutlu oldum” gibi kelimeler üretmesi erkeğin bu durumdan kurtulmasına katkı sağlayacaktır… Kesinlikle orgazm olmuş gibi rol yapmayın bu durum erkeğinizin daha çok üzülmesine neden olacaktır.
Erkek erken boşalmaktan kesinlikle korkmamalı “olsun, bi daha yaparım” diyebilmeli ve hatta demelidir. Erken Boşalma sorunu yaşayan erkeğin “nasıl uzatabilirim” demek yerine “daha fazla nasıl zevk alabilirim” şeklinde bir yol izler ve artık bunu kabul ederek yola çıkarsa zamanla kendindeki değişikliğin farkına varacaktır.
Destek olarak satılan ilaçların (doktor tavsiyesi olanlar hariç) yararlı olacaklarına çok inanmayın bu işi kendi kafanızda çözebilirsiniz… Ancak yine de istisna durumlarda ve tabiki doktor tavsiyesiyle heyecanı bastırmak amacıyla ilaç kullanılabilir…
Mutlu bir cinsel hayat dileklerimle….
Mert Acar
DevamıKadın ve Erkeklerin Cinsel Beklentileri
Kadın ve Erkeklerin Cinsel Beklentileri
Biri birinden gerek fiziksel, gerekse ruhsal olarak çok farklı olan iki karşı cinsin cinsel beklentileri aynı olması beklenemez… Ama maalesef beklentilerin aynı olduğu düşünülerek her iki tarafın da hatalar yapması kaçınılmaz olmaktadır.
Cinselliğin tanımı her iki taraf için farklılık gösterir!
Kadın gözüyle cinsellik; ruhunun okşanması… Güzel birkaç kelime… Güzel geçen zaman… Romantizm… Arzu… Sonrası ruhların ve bedenlerin birleşmesiyle doruğa ulaşmak olarak tanımlanabilir.
Erkek gözüyle cinsellik; maalesef ki hedef sadece orgazma ulaşmak…
Gerçi erkeklere haksızlık ediyor gibiyim, istisnalar illaki vardır, kimse kırılmasın ama genel anlamda maalesef bu…
Kadın ve Erkekler açısından beklentileri karşılaştırmak için bir tablo hazırladım. Bu tabloda Romantizm kadınlar için en önemli beklenti olurken erkekler için en az beklenti durumundadır. Yani pembe taraf kadınların erkeklerden beklenti derecesini gösterirken mavi taraf ise erkeklerin kadınlardan beklenti derecesini göstermektedir.
Kadınlar İçin | Erkekler İçin | ||||||||||
Romantizm | |||||||||||
Güzel Koku | |||||||||||
Temizlik | |||||||||||
Bakımlı Vücut | |||||||||||
Seksi Giyinmek | |||||||||||
Dokunmak, Okşamak, Okşanmak | |||||||||||
Orgazm | |||||||||||
Güvenmek | |||||||||||
Ön Sevişme, Öpüşmek | |||||||||||
Aslında bu tabloyu 100 maddeye de çıkarmak mümkün ama en önemli olanları sıralamak istedim. Beklentiler illaki kişiden kişiye değişebilir bu bir kaide değildir elbette ama yukarıda saydığım beklentiler büyük bir çoğunluktan elde edilen veriler ışığında derlenmiştir.
Özetlemek gerekirse Erkeklerin cinsel beklentileri aslında hiç de zor birşey değil biraz bakım sadece aynı şekilde Kadınların cinsel beklentileri de biraz ilgi ve sevgiden ibaret…
Sizlere mutlu bir cinsel hayat diliyorum… Sevgilerimle
Devamı
Uzun Süreli Evliliklerde Cinsel Uyumun Etkisi
Evlilikte uyum her şekilde elbette önemlidir. Kimse evliliğinde %100 uyumu yakalamak zorunda değil fakat evliliklerin uzun soluklu ve sağlıklı iletişim ile devam etmesi için uyum önemlidir. Çiftlerin uyumlu olmasını destekleyen faktörler vardır. Cinsellik ise bu uyumun %70 ‘ini etkileyen en mühim faktördür. Evlilik kişilerin sevmek, sevilmek gibi bir çok ihtiyaçlarına cevap verdiği gibi, iki farklı cinsin hayatlarını birleştirmeleri, karşılıklı olarak cinsel kimliklerinin ihtiyaçlarını karşılayabilmelerini gerektirir.
Eşler cinsel ilişki ile birbirlerine sadece sözle hitap etmenin ilerisinde bedenle de ifade ettikleri, birbirlerine çok daha yakın olurlar. Nasıl ki bu iki kişinin birbirinden farklı iletişim ve ilişki kurma tarzları olduğu gibi cinsellikde de son derece özel ve kişilerin kendine has ilişki kurma tarzları, beklentileri vardır.Kişinin cinsel yaşamı biyolojik yapısından, yaşam koşullarından, içinde yetiştiği ve yaşadığı kültürel çevreden etkilenir. Bu nedenle de sorunsuz, uyumlu bir cinsel yaşam için neyin gerekli olduğunu, cinsellikte neyin normal neyin ise anormal olduğunu söylemek oldukça zordur. Aslına bakarsanız; Eşlerin cinsel yaşamında olması veya olmaması gerekenler iki kişinin beklentisine bağlıdır diyebiliriz. Bu beklentilerin anlaşılması için eşler arasında açık bir iletişim olması gerekir. Beklentilerin anlaşılması ve ortak bir noktada buluşulması hemen olmaz, evlilikte cinsel uyum zaman alır , bunun için çaba harcamak ve eşlerin birbirine karşılıklı açık olmaları şarttır.
İletişimin Cinsellikteki Önemi
Şunu çok duymuşuzdur; ” İncir çekirdeğini bile doldurmayan sebeplerden ayrıldılar” Evet görünürde böyledir, fakat içte dışarıdan çok daha derin yaralar olabilir evliliklerde. Yapılan araştırmalarda çiftlerin sebepsiz gibi görülen çoğu tartışmanın altında birbirlerine bile belki itiraf edemedikleri cinsel beklentiler ve doyumsuzluklar bulunmaktadır. Evliliğin bütününün sağlıklı olması için hem eşler arasındaki iletişimin iyi olması elbette çok önemli, fakat aynı zamanda cinselliğin de sorunsuz gitmesi gerekir. Cinsel ilişkilerin düzensizliği iletişimlerini etkilediği gibi, iletişim eksikleri de cinsel sorunlarının yada beklentilerinin konuşulamaması gibi, sebepler doğuracağından, her iki alandaki sorunlar da birbirini etkiler. Yine araştırmalar; cinsel işlev bozuklukları ve evlilik sorunlarının çoğunlukla bir arada görüldüğünü ortaya koyuyor.
Yine şuna benzer yanlış söylemler duymuş olabilirsiniz .”Birbirini seven, iyi anlaşan çiftlerin cinsel yaşamları da iyidir” diye düşünmek yanlış bir inanış, evlilik uyumunun iyi olması eşlerin cinsel sorun yaşamalarına engel değildir. Yine aynı şekilde ”Cinsel yaşam iyi ise evlilik iyi gider” demek de yanlıştır, cinselliğin iyi olması evliliğin bütününün de mutlaka iyi gideceğini göstermez. Gerçek olan şu ki; eşler arasındaki ilişki uyumluysa cinsel sorunlar çözülebilir ve cinsel uyum sağlanabilir. Çünkü sorun çözme önemli bir ilişki kurma becerisidir, dolayısıyla evlilikte ve cinsellikte mutluluk çiftlerin iletişim becerileri ile ilişkilidir.Tabi ki bazen tam tersi de olabiliyor, iletişimde yada farklı anlaşmazlıklar devam ederken cinsellikle alakalı sorunlar bir uzman ile çözüme gidildiğinde, diğer ilişkilerde daha kolay çözüme ulaşabiliyor.
Cinsel Uyum Çok Önemli
Sonuç Olarak diyebilirim ki; Evlilikte cinsel uyum süreci, aynı zamanda birlikte öğrenme sürecidir ve iletişim gerektirir. Sağlıklı ve mutlu bir cinsel yaşam için eşlerin sorunlarını konuşabilmeleri, bundan çekinmemeleri, cinsel konularda bilgilenerek hem cinselliği hem de birbirlerini tanımaya çalışmaları gerekmektedir.Böylece evliliklerini hem cinsel hem de iletiş yönünden çok daha sağlıklı ve uzun ömürlü yaşayabilirler.