Kadınlar Neden Aldatır?
KADINLAR NEDEN ALDATIR?
” Erkekler Neden Aldatır ?” adlı yazıma gelen ; Aldatan hep erkekler midir ? Kadınlar Hiç aldatmıyor mu ? gibi tepkilerden sonra bu yazıyı yazmaya karar verdim. Öncelikle şunu söylemeliyim; ”Kadın olsun , Erkek olsun Aldatmanın hiç bir şekilde haklı sebebi yoktur.” Öncelikle Kişilerin belli inanç ve ahlak anlayışını benimsemeleri gerekir buradaki eksiklik kişileri aldatmaya daha fazla iter. Tabi ki aldatma noktasına gelecek kadar, bağları kopmuş İlişkilerde aldatma yerine her dürüst ve erdemli insan gibi konuşup ya sorunlarına çareler bulmayı yada ayrılığı seçmeleri en doğru olandır. Geçen hafta erkeklerin neden aldattığına mercek tutmaya çalıştık, bu haftada gelin kadınlara merceğimizi çevirelim. Ve kadınlar neden aldatır ? Sorusunun cevabını arayalım…
Her ne kadar aldatma denince akla ilk erkeklerde gelse de; kadınlarda aldatma konusun da diğer bir çok şey gibi erkeklerle yarış halinde maalesef… Son yapılan araştırmalar, kadınlarında artık erkekler gibi mutluluğu dışarıda aramaya yöneldiğini gösteriyor. Erkekler ile kadınların aldatma noktasında tek farkı ise kadınlar evliliklerinde her şey yolunda gidiyorsa, eşine aşıksa yada seviyorsa aldatmaya kalkışmıyorlar. Yine erkeklerin belki de en büyük aldatma bahanesi olan; sıradanlaşması yada eski tutkunun kalmaması kadını aldatmaya iten nedenlerin ilkleri arasında değil. Aslında şunu demek daha doğru olur, Kadınlar ilişkilerinde sorun yaşayıp ilk karşılaştıkları hayal kırıklığında başka arayışlara geçmektense ilk önce ilişkisini tamir için oldukça çabalıyor. Problemi çözememek direncini kırmasından sonra arayışa geçiyor. Kadınları Aldatmaya iten sebepler nedir?
Aldatılan Kadın İntikam İçin Aldatmayı Seçebiliyor;
Araştırmalar ortaya çıkarmıştır ki; Eşi tarafından aldatılan kadınlar aldatmaya daha meyillidir. Bunun altında da elbette intikam duygusu yatmaktadır. Aldatan kadınların bir çoğu aslında kendilerinin aldatmayı istemediklerini ama aynı acıyı eşinin de yaşamasını istediği için aldattıklarını söylemektedirler.Kadınları en çok aldatma duygusunu bileyleyen ise; Kadınlar ilişkilerine emek verdiklerinde ve karşılığında da eşinden aldatılma gördüklerinde, kendilerini haksızlığa uğramış ve başka bir kadının eşi tarafından tercih edilmesini, sindirememek gelmektedir.Maalesef kadınlar böyle durumlarda acısını dindirmek ve karşı tarafın canını acıtmak istedikleri için aldatma yoluna gidebiliyorlar.
Eşlerinde Güven Duygusunu Hissedemeyen Kadınlar Aldatabiliyor;
Güven herkes için elbette önemli bir ihtiyaçtır. Fakat kadınlar için güven en temel ihtiyaç gibidir. Tabi ki güven sadece eşinin ona olan sadakati anlamına gelmez; Kadınlar aynı zamanda sevdiği erkek tarafından sahiplenilmek isterler.Kendilerini maddi ve manevi güvende güçlü hissettirecek birini hayatlarında istiyorlar. Kısacası kadınların yapısında güç ve bunun getirdiği güvene ihtiyaç duygusu yatıyor. Yine yapılan bir araştırmada aldatan kadınlara eşini aldatma sebepleri sorulduğunda Güven problemi yaşayan, özellikle eski gücünü kaybetmiş, iflas etmiş ya da bağımlılıkları olan, sadakatsiz, değişken bir eşe sahip olan kadınların, sadece güven duymak istedikleri için aldattıklarını ortaya çıkıyor.
Eşi Tarafında İlgi Yoksunu Kadınlar Aldatabiliyor;
İlgisizlik erkelerin de çok yakındığı bir konu ve aynı şekilde kadınlar içinde ilgisizlik ve eşi tarafından ilk günlerde ki gibi önemsenmeme kadınlar için de çok hassas bir konu. Yapılan araştırmalar kadınların elbette aşk ve tutkuya ihtiyaçlarının ilk sıralarda olduğu fakat en az bunlar kadar şefkat, güven ve ait olma duygularına ihtiyaç duyduğunu kanıtlıyor. Kendi eşiyle olan İlişkisinde bu duyguları bulamayan kadınların, kendisini önemseyen, mutlu etmeye çalışan, ve kendinin kadın olduğunu hatırlatan karşı cinse meylinin olduğu gözlemlenmiş. Kadını eşi görmezden gelip yaşadıklarını, sorunları yok sayıyorsa, bu kadınlar da bir kaçış yolu olarak eşini aldatıyor. Kadın için sevgi, aşk; her daim ilgi, alaka, problemleri paylaşmak, sahiplenilmek, anlaşılmak ve konuşabilmek demektir. Erkek bunları yapmadığında, bana lütfen sana sadık kalmam için yardım et, sana, senin ilgine, alakana ihtiyacım var çığlıklarını ve ısrarları görmezden geldiğinde kadın çözümü başka bir ilgi kaynağına yönelmekte bulabiliyor.
Eşi Tarafından Beğenilmeyen Kadınlar Aldatabiliyor;
Kadınların fıtratında beğenilmek vardır.Eşleri tarafından beğenilmemek ise ilgisizlik kadar kadını yıpratan bir diğer sorundur. Özellikle fiziksel olarak beğenilmemek kadını ruhsal bir çöküşe götürebilir. Uzmanlar böyle durumlarda kadınların kendilerini beğenmeyen ve fiziklerini devamlı eleştiren, birinden ise kendilerini seksi ve güzel hissettiren erkeklere ilgi duyduklarını ve eşlerini bu duyguya yenik düşerek aldata bildiğini söylüyor. Kadınlar eşi tarafından kendisine yeterli ilgi gösterilmediğinde, isteklerine ve arzularına önem verilmediğinde, kendisini hem duygusal olarak hem de fiziksel olarak arzulayan başka bir erkeği hayatına sokabiliyor. Çoğu zaman sen beni beğenmiyordun ama bak beğenenler var ; ispatı ve güdüsü ile aldatmayı bahanesi olabiliyor.
Eşi Tarafından Taktir Edilmeyen Kadınlar Aldatabiliyor;
Eşi tarafından taktir, edilmek yada edilmemek hem kadınlarda hem de erkeklerde ilişkilerinin sağlıklı bir şekilde gitmesini etkiliyor.Yinede kadınlar daha hassas oldukları için, özellikle eşleri ile ilgili yaptıkları fedakarlıklar ve vermiş oldukları emek, fark edilmediğinde,onay görmediklerinde yada takdir edilmediklerinde hayal kırıklığına uğruyorlar. Aslında taktir edilmeme tek başına bir aldatma nedeni olmasa da, uzmanlar takdir görememenin de, Kadını ; bu değeri dışarıda aramaya ittiğini söylüyor. Nedeni ise Kadın eşiyle olan ilişkisinde sanki, var olma nedenini ortadan kalkmış gibi algılamaktadır.
Cinsel Hayatta Heyecan ve Sevgi Eksiği Olan Kadınlar Aldatabiliyor;
Kadınlar da erkekler gibi evliliklerinde cinsel hayatları heyecansız bir hal aldığında farklı deneyimler yaşamak isteyebiliyor. Aslına bakarsanız cinsel hayatın monotonlaşmasından ziyade, Kadınlar eşiyle kendisini birbirine bağlayan duyguların bittiğini hissediyorsa ve karşılarına ona bu duygusal açlığını doyurabilecek , bir erkek çıkıyorsa, eşlerini duygusal olarak aldatabiliyor. Kadınlar cinsellikten önce duygusal tatmin istiyor hayatında. Duygusal olarak tatmin olmak kadınların hayatındaki en büyük ihtiyaçları. Karşı tarafın sevgisindeki azalma belirtileri kadınları başka bir arayışa yönelte biliyor.
Evet başta da dediğim gibi bunlar aslında sadece çözülmesi gereken sorunlar; Fakat bir aldatma sebebi değil . Kişiler kolayı ve yanlış olanı değil. Kendileri ve aileleri için en doğru olanı seçmelidirler. Unutmamak gerekir ki ”Yanlış bir yol bizi doğru ya ulaştırmaz ”. İlişkilerinizde içinden çıkamadığınız ve çözüm aradığınız yerde ilişki koçundan yardım almak en sağlıklı kararlardan biridir.
Sevinç Karakaya
DevamıErkekler Neden Aldatır?
ERKEKLER NEDEN ALDATIR ?
Maalesef günümüzde kadın erkek aldatmaları oldukça arttı. Araştırmalara göre ilişkilerde aldatan kadın da olsa erkek de olsa aslında duygusal boşluklarından ve inançlarındaki eksiklerden kaynaklı. Buna isterseniz ilişkilerine olan inançları diyin, isterseniz kendi ahlakı inançları diyin her neyse sadakatlerine sebep eskisi kadar güçlü olmadığı ortadadır aslında. Sebep bu olmasına rağmen yine yapılan anket ve araştırmalarda; kadınlara neden aldattığı sorulduğunda başka birini aşık olduğunu söylerken, erkek de ise karşı cinsin cazibesine kapıldıkları için aldattığını iddia ediyor. Görüldüğü gibi Kadın ve erkeğin aldatma nedenleri bile birbirinden çok farklı.
Erkekler acaba neden aldatır ? . Biz bu gün erkekler neden aldatır bundan bahsedeceğiz . Acaba aldatma bir sonuç ve bizleri bu sonuca götüren belirli sebepler var mı? Peki bu sebepler neler?
ERKEKTİR YAPAR ANLAYIŞI İLE;
Erkek egemen bir toplumlarda daha fazla görülmesine rağmen, dünyada bir çok toplum için erkeğin aldatması maalesef çok normalleştiriliyor. Hele ki aldattığı kişi ile aralarında sadece tensel bir ilişki yaşıyor, yani duygusal bir ilişki yaşamadığı halde aldattıysa; Kendi açıklamalarında da toplum bakış açısı olarak da çok büyük olay gibi görülmeye biliyor. Şeytana uymuştur denir ,Genetik yapıları böyle denir, Kadın tarafından kandırılmıştır denir,hatta Eşinin hatasıdır denir. Aslında bunu eşlerini belki sevmediklerinden yapmazlar sadece çok büyük suç işlediklerini düşünmezler. Başta da dediğimiz gibi normalleştirirler aldatmayı. Sigarayı bırakmaya çalışan birinin gizliden içtiği tek dal sigara yada Rejim yapan birinin gizlice bir paket çikolata yemesi kadar masum bir kaçamak olduğuna inandırırlar kendilerini. İşin belki de en trajik yanı ise sadece tensel beklentiler için yaptığı bu kaçamağı kendi eşleri ve sevgilileri bile mazur görüp, üstünü kapatmak için çaba dahi harcarlar. Erkektir yapar anlayışından artık uzaklaşmak gerekir.
ERKEKLER İLİŞKİLERİNDEN BIKMIŞ VEYA SEVGİLERİ TÜKENMİŞ İSE;
Belki de çoğumuz erkeklerin hemen ilişkilerini sonlandırdığı gibi yanlış inanışa sahibizdir. Bir erkeğin eşinden ayrıla bilmesi için tabi ki istisnalar olsa da genelde son noktaya gelmesi gerekir.Özellikle Evlilik gibi ciddi ve uzun süreli ilişkilerini kolay kolay bitirmek istemezler. Eşine olan duyguları, sevgisi tükendiğinde, ayrılmak yerine başka bir kadınla ilişkiye girmeyi seçerler. Evliliklerini kurtarmaya çalışmak ya da kurtulmayacak bir evliliği bitirip, kurulu düzenini bozmaktansa , erkekler aradıkları heyecan, aşk ve tutkuyu başka kadınlarda bulmaya çalışırlar. Eşiyle ilişkilerinde duygusal paylaşımları bittiğinde, artık eskisi gibi beraber vakit geçirmek onları eğlendirmediğin de sevgileri azaldıkça; Eşiyle birlikte vakit geçirmek yerine, kendi hayatlarını yaşamayı tercih ederler ve aldatmak için fırsat kollarlar.İçindeki ruhi boşlukları ve inanç eksikliklerinden kaynaklı hafakanlarını başka ilişkilerle bastırmaya çalışırlar. Ve aldatma yolunu seçerler.
ERKEKLER İLİŞKİLERİNDE BEKLEDİĞİ İLGİYİ VE DEĞERİ GÖRMÜYORLAR İSE;
Genelde bildiğimiz gerçek hep erkekler ilişkilerinde ilk hayal dünyasından çıkandır. Fakat gerçek böyle değildir. Evlilikler de tabi ki istisnalar hariç genelde hayal aleminden çıkıp, gözlerini gerçek dünyaya açan ilk taraf aslında kadınlar oluyor. Ve bu hayal dünyasından çıkmak kadını heyecandan uzaklaştırıp, eşine yeterince ilgi göstermeyip, bakımlı kadın havasından uzaklaşabiliyor. Erkekler ise O ilişkilerindeki ilk günkü kadını arıyor. Eşinden ilgi, anlayış, kendisine heyecan veren bakımlı kadın olmalarını istiyorlar. Ve bunu bulamadıkların da erkekler aldatma yoluna doğru ilerliyorlar.
Erkekler kendine tapan ve onun için her türlü özveriyi gösteren kadının, artık kendini eleştirmesine, kontrol etmeye çalışmasına, birde duygusal ve cinsel isteklerini zorunlu oldukları için yapıyormuş tavrından çok rahatsız oluyorlar. Dünyada çapında yapılan araştırmalar da gösteriyor ki; erkeklerin aldatmasındaki en büyük neden yeni biri tarafından değerli ve önemli hissettirilmek. Erkekler eşlerinin fiziksel olarak kendilerini önemsememesini, kilo almalarını yada artık evliyiz beni böyle kabul edecek tavrını bir tehdit yada kendisini önemsemediği olarak algılıyor. Erkekler yaşlanmaktan kadınlardan daha fazla korkarlar. Ve bu önemsenmeme hali onlarda yaşlanma korkusu olarak ortaya çıkar. Kendini yaşlı hissettirmeyip , güçlerini kabul eden ve onları memnun etmeye çalışan birine ilgi duymaya başlarlar.
ERKEKLERİN CİNSEL HAYATI DÜZENSİZLEŞMİŞ İSE;
Cinsel isteksizlik erkekler tarafında da yaygın olarak görülüyor fakat yine de erkeklerin dışarıda kendine heyecan veren renkli bir cinsel yaşam bulmak için aldatmaları en yaygın aldatma sebeplerindendir. Hatta bir erkek eşini deli gibi severken, onunla ayrılmak gibi bir düşüncesi yokken bile renkli bir cinsel hayata ihtiyaç duyuyor. Ne zaman ki ilişkilerde cinsellik bir zorunluluk haline geliyor , sıradanlaşıyor, erkek kendisini yetersiz, güçsüz, beceriksiz ve eskimiş hissediyorlar. Bu yenilgiyi atlatmak için ise aldatıyor, Bunu yaparken bilinç altında yatan sebep aslında kendini ispat ve yeterli olduğunu gösterme isteğidir. Kadınlar bağlılık ve kendine verilen güven duygusundan tatmin olup enerji alırken; erkek ise güç ve kudretli olma hissi ile yaşama tutunacak enerjiyi kendilerinde buluyorlar.
ERKEKLER HUZURSUZLUKTAN BUNALMIŞ İSE;
Kadınlar problemlerin üstüne gider, hatta çözmeden rahat da edemezler. Fakat erkekler problemlerle uğraşmak istemiyorlar. Çözmektense kaçmayı tercih ediyor. Hatta bir türlü çözülememiş her fırsatta masaya yatırılan, bir gerginlik varsa erkeği dışarıya itmek için daha iyi bir neden bulunamaz. Sürekli dert dinlediği, kavga ettiği, kıskanıldığı ve huzursuzluk yaşadığı ilişkilerden kaçmak için aldatan birçok erkek vardır. Aşk enerjisinin yok olduğu, mesafelerin aradan kalktığı ve dert ortaklığına dönüşen ilişkilerde erkek kaçıp aşk arayışına girme eğiliminde oluyor. Erkekler saygı ve takdir göremediklerinde özgüvenleri büyük yara alıyor ve onlar bunu bir yenilgi olarak kabul edip intikam alma yolunu da aldatmak olduğu gibi bilinçaltı bir dürtüyle hareket ediyorlar.
Sevinç Karakaya
Kadınları Cinsellikten Uzaklaştıran Erkekler
KADINLARI CİNSELLİKTEN UZAKLAŞTIRAN ERKEKLER
Kadınlar erkeklere göre çok daha duygusaldır. Bir çok beklentilerinde olduğu gibi cinsellikten beklentilerinde de önce duygusal beklentilerine karşılık bulmak isterler. Eğer ki eşleri onların duygularını önemseyip, cinsel paylaşıma kendilerini hazırlamadıkları taktirde, Cinsellik kadın için yakınlaştırıcı değil eşinden uzaklaştırıcı bir paylaşım halini alıyor. Bir erkeğin kadına güven verebilmesi için ilk önce eşinin hislerine hitap etmeyi öğrenmesi gerekir. Güven alamadığı bir ilişkiden kadın gittikçe soğur hatta zoraki beraberliklerde kadının ruhsal durumunda da telafisi çok zor rahatsızlıklar çıkarabilir.
Aslına bakarsanız eşler cinselliği sadece arada bir yapılması gereken, hatta zamanla sadece bir vazife haline getirdiklerinde; Gitgide birbirlerinden soğur ve uzaklaşırlar. Özellikle uzun evliliklerde çiftlerin ilişkilerin de en büyük sorun cinsel isteksizlik olduğu görülür.Cinsel isteksizlik sorunlarının kaynağına bakıldığında kadının isteklerini ve kendini rahatsız hissettiği davranışları çok ifade edemediği, erkeklerin ise eşlerinin hislerine, algılayışlarına önem vermedikleri yada yanlış anladıkları görülür. Sonuç olarak bu davranışlar eşleri birbirinden uzaklaştırdığı gibi kadınlarda ”cinsel soğukluk” denen süreci başlatmış olur.
Cinsellikte kadının erkeği uzaklaştıran davranışları olduğu gibi, erkekler de cinsellikten kadınları uzaklaştıracak birtakım davranışlarda bulunuyor. Ve sonuç olarak kadın cinsellikten soğuyor. Aslında kadında sağlık açısından bir sorun olmamasına rağmen, cinselliğe karşı duyulan istek yok olur. Herkes zaman zaman inişler çıkışlar yaşayabilir, bu bazen olan insanın ruh halinde gerçekten isteksizlik olduğu durumlardan farklıdır; Genelde sürekli olarak bu isteğin yenilenmesi ve zamanla hiç istek duymama halidir. Bunun için bir ilişki koçundan destek alınabilir ve neyden kaynaklandığını tam olarak anlamanız çözüm bulma noktasında size yol gösterici olacaktır. Azalmış cinselliğin sebebi, kültürel, dinsel, sosyal, psikolojik ve bedensel olabilir. Bir sorun olduğunu farklın da olup bunun adını koyamıyor, yada içinden çıkması çok daha bir durumda kendinizi hissedebilirsiniz. Bu yardım almak en doğru ve sağlıklı adımdır.Kadınlarda cinsel duyguların azalması ya da tamamen yok olmasını,eşlerine karşı duyulan cinsel çekiciliğin ve isteğin olmaması olarak tanımlayabiliriz. Cinsel soğukluk, kadının cinsellikten hiç haz alamaması,doyuma ulaşamaması ve cinsel birleşmeden tamamen kaçmasına sebep olur.
Erkekler Kadınların ”cinsel soğukluk” Nasıl yaşamasına sebep olur?
Kötü Kokmaları; Erkeklerin içki sigara içip gereken kişisel bakımına önem vermemeleri sonucu; kötü, hatta dayanılmaz bir koku yayarsa, hijyenik temizliğine eskisi kadar önem vermezse kadın bundan rahatsızlık duyabilir, zamanla ona dokunmak ve seks yapmak istemeyebilir.
Hastalık derecesinde kıskançlık; Kadınlar başlarda eşinin kendini sahiplenmesini ve kıskanç tavırlar göstermesinin den hoşlansa da zamanla; erkeğin aşırı müdahaleci tavırları eğer duygusal şiddete dönüşmüşse, kadında olumsuz bir algıya neden olabilir. Ve eşlerinden hem duygusal, hem de cinsel olarak uzaklaşmalarına sebep olur.
Baskıcı Eş: Kadının da erkeğin de ayrı bir dünyası vardır. Eğer erkek kendi dünya algısını baskı kurarak kadına kabul ettirmeye çabalarsa sonunda iki dünya çarpışır. Erkeğin kadının doğasını anlayışla karşılamasının yanında, herkesin kendi hikayesi olduğunu ve dünyayı farklı farklı algıladığını kabul etmesi gerekir. Baskı sürerse, kadın kesinlikle psikolojik tepkisini ortaya koyar ve zamanla soğuyabilir.
Zamanla ilgisini daha az göstermesi; Nişanlılık döneminde ve evliliğin ilk yıllarında erkeğin kadına karşı gösterdiği nazik, ılıman ve sevecen tavırların değişmesi, kadına o yeni evliliğinde davrandığı gibi ilgiyi ve alaka davranmaması, kadını kaybetmenin en iyi yoludur diyebiliriz. Her şeyde olduğu gibi ilişkilerde de istikrar önemlidir. Bu nedenle ilişkinin süresi ve şartları ne olursa olsun, erkek de kadın da karşılıklı ilgiyi ve saygıyı canlı tutmak zorundadır.
Hep kendini düşünme; Aşırı bencillik, ben merkezci, hep benim dediğim olsun davranışı sıkıntı veren bir tutumdur. Kaldı ki kadın yaratılışı gereği ilgi odağı olma isteğine sahiptir, aynı zamanda kadın da duygusallık hakimdir, şartlar böyleyken erkeğin kendini zorla merkeze yerleştirme isteği sonunda olumsuzlukları beraberinde getirebilir.
Çok acele etmek; Kadınları, cinsellik başta olmak üzere birçok konuda erkeğin aceleci tavırları rahatsız eder.Unutulmamalı ki cinsel yaşamda acele etmek her zaman kaybettirir. Cinsellik iki bireyin arasında yaşanan gerekli sabrı, saygıyı ve özveriyi gerektirir. Acele ile cinsellik yaşayan bir erkek, bir süre sonra doyumsuz kalan ve enerjisin de yarım kalan kadında dengesiz bir ruh haline neden olabilir.
Uzun süre cinsel ilişkiye girmemek ; Uzun süre cinsellikten ve cinsel uyaranlardan uzak kalmak cinsel isteği azaltabilir. Cinsel ilişki hep aynı, durağan ve fanteziden yoksun ise çift zamanla birbirinden uzaklaşabilir. Bu nedenle erkekler istemeseler bile eşlerine dokunmalı ve Sarılmalıdır. Bu ille de seks yapacakları anlamına gelmez ama kadının soğumasını önler. Erkek kadına sevgisini ona dokunarak göstermelidir.
Gereksiz sürtüşmeler; Evlilikte ya da ilişkide anlaşmazlık varsa cinsel sorunları da meydana çıkarır. Hiç bir kadın sevmediği yada sevgisini hissetmediği biriyle beraber olmak istemez. Kadının istemediği davranışlarda ısrar etmek, kadını öfkelendirir ve öfkeli kadın zamanla eşinden soğuyabilir.
Kadının fiziğini beğenmeme; Kadınlar için dış görünüşleri çok önemlidir, buna çok aldırış etmeyip kendi ile barışık olduğunu söyleyenler için bile böyledir. Kadınlar vücutlarının nasıl göründüğüne çok önem verirler. Vücutlarını beğenmeyen kadınlar eşinin bakış açısını kendi gözleri gibi algılarlar. Bu nedenle erkek iltifat etmediğinde, beğendiğini ve arzuladığını eşine belli edemediğinde, kadın zamanla öz güvenini yitirir ve cinsel açıdan soğuk bir hale gelebilir.
Cinsel isteksizliğin çözümü bazen çok karmaşık olabilir. altında farklı bağlantılar olabilir.Fakat en başta cinsel isteksizliği çözmek için ”cinsel sorunu” olduğu gibi kabullenmektir. Eşler birbirine yargılayıcı, suçlayıcı olmadan bu sorunu konuşabilmeli, cinsel isteksizliği çiftin ortak bir sorunu olarak ele almalı ve birlikte çözüm yolları aramalıdırlar.
Devamıİlişkilerde Eşler Arasına Giren Soğukluk Nedenleri
Evlilikte ilişkiler yıllar geçtikçe sıradanlaşır. Zamanla birbirine alışan çiftler ilişki için artık emek harcamamaya başlar, ilişkideki tutkuyu ateşleyen her şey zorunlu bir görev haline gelir. Ve tabi ki zorundalıklar sevilmez. Hele bir de çocukların olması ve bu telaşların girmesiyle araya eşlerin ilgileri farklı alanlara kayar. Bu da ilişkinizi durağan ve tehlikeli bir dönem içine sokar. Çiftlerin bu umursamaz, özensiz tavırları heyecanlarını kaybetmelerine, cinsel soğukluğa ve beraberinde birbirlerinden soğumalarına yol açabilir. Bu soğukluğa neler sebep oluyor gelin beraber bakalım.
Kişisel Bakımınız ve Fiziğiniz Çok Önemli;
Her ne kadar zamanla eşler karşılıklı her halleriyle kabul edildiklerini düşünüp kendilerini salma durumuna geçerler; Yapılan araştırmalar, ilişkilerin üzerinden belli bir süre geçtikten sonra bireylerin fiziksel görünüşlerine önem vermediğini hatta ilk zamanlara kıyasla olumsuz yönde belirgin bir değişime uğradıklarını kanıtlıyor. Fazla kilo almak, temizlik ve hijyene dikkat etmemek, kıyafetlerde ve görünüşte özensizlik çiftlerin birbirlerinden soğumalarına ve uzaklaşmasına yol açan en önemli sebep oluyor. Aslında, bir ilişki içinde olun ya da olmayın kendiniz ve öz saygınız için olabileceğinizin en iyisi olmaya çalışmalısınız. Beden ve ruh birlikte çalışır, bakımsız bir bedenin getirisi sağlıksız bir ruh halidir. İlişkilerde kendini bırakmanın tam aksine fiziksel olarak kendine yeni şeyler katan, değişen ve yenilenen çiftlerin ilişkilerinin daha sağlıklı ve tutkulu olduğu göz ardı edilmez bir gerçektir. Bugün kendinize fiziksel gelişim ve yenilenme hedefleri belirleyin. Hem kendinizi sevmeniz hem de eşinizin sizi sevmesi için, bu sevgiyi hak ettiğinize inanmalı ve bunun için çaba harcamalısınız. Bedeninizi sevmek, tutkunuzu canlı tutmanız ve sağlıklı devam eden bir cinsel hayata sahip olmanız için en önemli sebeptir.
”Hep benim dediğim olsun” demekten vazgeçin;
Ayrılan çiftler için, şu tabirler kullanılır ”İkisi de baskın karakterlerdi”. Bu son git gide negatif bir moda akımı oldu. Çiftler ilişkilerinde baskın karakter rolünü oynamayı seviyor. Bir iktidar savaşı başlayıp her iki tarafta ”İpleri eline” almaya çalışıyor. Oysa ki ilişkiler de çiftlerin birbirlerini itici bulmalarının önemli bir nedeni de, baskın kişilik özellikleri ile birbirlerini rahatsız etmeleridir. Baskın karakter aşk ve sevgi enerjisini ortadan kaldırır, onun yerine; ebeveyn, öğretmen ya da iş veren enerjisi yaymanıza neden olur. Oysa ki aşk, sevgi, tutku enerjisi yumuşak, şefkatli ve uyumludur. Sabrı kaybetmek, tahammülsüzlük ve hoşgörüsüzlük bu baskın tavırlardır. Bu durum sadece evlilik yada duygusal ilişkilerimiz için geçerli olmayıp, sosyal ilişkilerde de göz ardı edilmemesi gereken bir konudur. Haklı olduğunuz konularda bile baskıcı, üst perdeden konuşan, hükmeden, eleştirel ve suçlayıcı olmayın. Bu enerji sizi birbirinizden soğutmakla kalmaz uzun vadede gizli bir nefret oluşmasına da neden olur. İlişkinizin ilk günlerindeki hallerinizi hatırlayın, birbirinize aşık olma nedenlerinizi hatırlatın. Çözüm odaklı olun ve sevgi ile hareket edin. Suçlamalar ve sorunlar üzerinde durmaktansa çözüm üzerinde vakit harcayın.
Samimiyet umursamazlığı getirmemelidir;
Zamanla elbette çiftler birbiriyle daha samimi olur, birbirini daha iyi anlar, huyunu suyunu daha iyi bilir bir duruma geçebilir. Fakat bu samimiyet farklı tutumlara yol açmamalıdır. İlişkilerde ki ilk günkü ilgi ve özen, birbirini tanımanın verdiği rahatlık ve huzur ile yer değiştirecektir ama bunu ilgisizlik ve umursamazlıkla asla karıştırmamak gerekir. Çiftlerin birbirlerinden soğumaların da bu ilgi kaybının ve önemsememenin büyük rolü vardır. Bir süre sonra birbiri ile ilgisi olmayan, ayrı hayatlarda mutlu olup birbirleriyle tatmin olmayan bireyler haline gelirler. hatta bunu ilerlemesi daha acı sonuçlara sebep olabilir. Bu zamanı gelince patlayacak bir saatli bombaya benzer. İhtiyacı olan ilgi sevgiyi göremeyen bir ilişki zamanla kendi kendini yok eder. Eskisi kadar birbiriyle ilgilenmeseler de olur diye düşünen, çiftlerin aslında bu düşünenin aksine birbirleriyle ilgilendikçe daha çok yakınlaşıp, ilişkilerinde daha derin ve manalı bir hal içine gireceklerini unutmamalıdırlar. İlişkiler hayatımızdaki en önemli diplomasi sahasıdır, çiftler birbirlerine olan sevgi ve ilgilerini göstermek için belirli rutinler oluşturmalı ve uygulamalıdır. Aynen sulanmayan bir çiçek gibi emek harcanmayan bir ilişki de solmaya mahkumdur.
Hep bana ”fedakarlık yap” bencilliğine girmeyin;
Başlarda fedakarlık yapmak çok zor gelmeye bilir. Uzun vadede ilişki için yapılan tek taraflı fedakarlıklar ve karşılık görememek de ilişkiden ümidi kesmeye neden olur. Tek tarafın sadece kendisini düşünmesi, “biz” fikrine alışmaması ve diğer tarafın emekleri ile ilişkinin yürüyor oluşu birçok ilişkinin bitişinin nedenidir. Karşı tarafın istek ve beklentilerini umursamadan, kendi arzularına yönlenen kişilerin ilişikleri hem sorunlu, hem de yıpratıcı olur. Hiç bir zaman tek taraklı fedakarlıkla bir ilişki sonsuza kadar gitmez ya da gitse de ortada ilişki denecek bir şey kalmamış olabilir. İlişkiler karşılıklılık ilkesine göre yaşanmalıdır. Ortak hayat ve paylaşımların oluşumu için ortak sorumluluk hissetmek gerekir. Sevgi karşı tarafa kendin kadar önem vermek ve mutlu etmek istemektir. Ayrıca gerçek mutluluk birini mutlu ettiğinizde yaşanabilecek bir duygudur. İlişkilerin uzun ömürlü ve keyifli olması için çiftler birbirlerinin mutlulukları için uğraşmalıdır.
Cinsel ilişkileri monoton ve fanteziden yoksun ise, çiftler zamanla birbirinden uzaklaşmaya başlıyor. Bir çok ilişkide aldatmaların ve mutluluğun dışarıda aranmasının nedeni cinsel hayatın monotonluğu ve bazen tamamen bitişidir. Cinsellik tek başına bir ilişkiyi devam ettirmeye yetmiyor olsa da cinsel hayatın olmaması bir ilişkinin bitmesi için önemli bir neden olmaya devam ediyor.Çiftler eski heyecanlarını tekrar yakalamak için çaba sarf etmelidir. Cinsellik rahat oldukça, çiftler birbirini tanıdıkça daha keyifli bir hale gelir, bu konu ile ilgili istekler ve sorunlar açıkça konuşulmalıdır. Cinsel hayatı renklendirmek için küçük heyecanlar, romantik buluşmalar ihmal edilmemelidir. Cinsellik, ruh, beden ve zihin üçgeninde yaşanılan bir süreçtir, cinsel yaşamlarında dokunuş, sevgi ve güven duygularının paylaşımı çiftleri daha çok birbirine yaklaştırabilir
Eleştirirken öldürmeyin;
Yıpratıcı, yıkıcı eleştiri de ilişkilerini bitirmeye kadar götürecek sebeplerdendir. İlişkilerdeki en yıpratıcı davranışlardan biri de çiftlerin birbirlerini acımasızca eleştirmeleri ve küçümsemeleridir. Zamanla kişilerin birbirleri ile ilgili sürekli hatırladıkları bu acı sözler ve hakaretler olur ve artık geçmiş daha sık yad edilmeye başlar. Bu tür eleştiriler bir kavga halinde söylense bile kişilerin aklının bir köşesinde acıtan bir gerçek olarak kazınır ve bir süre sonra kişilerin birbirlerinden soğumalarına, uzaklaşmalarına neden olur. Özellikle fiziksel kusurlarla ilgili söylenenler cinsel hayatın son bulmasına kadar yol açabilir.Konu ne olursa bir eleştiri kişiye ve kişisel özelliklere değil davranışa ve duruma yapılmalıdır. İlişkilerde kişileri birbirine bağlayan en önemli bağ saygıdır. Derin travmalara yol açacak eleştiriler, hakaretler etmemeli, seviyeli bir tartışma modeli benimsenmelidir. Her konu bir şekilde halledilebilir ama söylenen sözler, aşağılamalar unutulmaz. ”Söz ağızdan çıkana kadar sizin esirinizdir, ancak çıktıktan sonra siz onun esiri olursunuz…” Pişman olmamak için çokça düşünün söylemek istediklerinizi…
Uzun süredir devam eden bir ilişkiniz varsa ve bazı davranış hataları yüzünden sona ermesini istemiyorsanız işlediğimiz kusurlu hareketlerden uzak durmanızı öneririm. sevgiyle kalın…
Sevinç Karakaya
Evlilikte Cinsellik ve İletişim
Cinsel yaşamın düzenli ve sağlıklı olması; Etkin ve kaliteli bir yaşamı getirecek en önemli faktördür. Toplumumuzda bir çok kişinin evlilik kararını verme de en önemli sebebi cinsel hayatlarına düzen sokmaktır. Çünkü cinsellik kişiye biyolojik, psikolojik, sosyal açıdan çok fazla etkiler. Cinsellik hem kadının hem erkeğin vazgeçilmez gerçeği olmasına rağmen, aynı zamanda üzerinde konuşulmaması içinde toplum tarafından ciddi kısıtlamalar, tabular getirilen bir konudur. Hatta şunu çok net diyebiliriz; ülkemizde bir çok çift cinsellikle alakalı sorunlarını kendi eşleriyle dahi konuşmaktan çekinir. Çoğu zaman cinsellikle olan beklenti yada sorunlarını kendi eşlerinden dahi sakladığı görülür.
Kadınlar cinsellikle ilgili arzu ve beklentilerini söylemekten çekinirken, erkeklerde cinsellikle ilgili yetersizliklerini kendine dahi itiraf edemezler. İtiraf edilemeyen ve konuşulmaktan kaçılan konular ise; aslında eşlerin kendi aralarında konuşarak bile çok kolay çözebileceği sorunlardır. Aslına bakarsanız bu konuda sizi en iyi anlayacak kişi eşinizdir.Size en çok yardım edecek kişide eşinizdir.
Toplumumuzda cinsel sorunun ayıp sayıldığı bir toplumda yetişen bireyler bu konuyu eşiyle konuşmadığı gibi bir uzmana da danışmak istemezler. cinsellik hakkında konuşamayan çiftler zamanla sosyal ilişkilerinde de problem yaşamaya başlar. Bunun nedeni kendilerine bile itiraf edemeseler de cinsellikte yaşadıkları doyumsuzluğun; saldırganlıklarını, beklentilerine karşılık bulamamalarının mutsuzluğunu, belki kavga tartışma sebebi bile olmayacak konularla ortaya çıkarır ve gerçek sebebi saklamayı tercih ederler. Tabi bu yaşanan gerçek sebebin dışındaki tartışmalar kişileri birbirinden uzaklaştırır. Cinsel problemlerini konuşmadıkça, sorunlarını çözmedikçe git gide cinsel hayattan uzaklaşır ve sadece çok seyrek olması gerektiği için yaşanan bir durum halini alır, zamanla da hiç yaşanmaz olur cinsellik. Oysaki eşleri birbirine bağlayan ve ihmal edilmemesi gereken en önemli paylaşımdır, cinsellik… Çoğu zaman ise çözüm sadece konuşmaktır bu kadar basittir.
Aslına bakarsanız yıllardır bu tabularla yetişmiş kişilerin cinsel hayatında problem yoksa da eşler cinsellikle alakalı birbiriyle konuşmazlar. Oysaki uyumlu cinsel birlikteliklerde eşler karşılıklı konuşup neler hissettiklerini, rahatça birbirine aktara bilseler, cinsel hayatlarının daha da iyiye gidip uzun ömürlü olduğunu görecekler.
Cinsel ilişkilerde çok sık düşülen monotonluk ve renksiz bir cinsel yaşam, çiftlerin karşılıklı konuşup cinsel istek ve arzularını birbirine rahatça aktardıklarında bu durum engellenmiş olacaktır. Daha öncede dediğimiz gibi cinselliğin sadece olması gerektiği için yaşanan ve bir görev halini almaması için eşlerin iletişimi çok önemlidir. İletişimin koptuğu birliktelikte cinsellik zevk vermez zoraki bir hal alır ve bir süre sonrada biter.
Cinsellik sadece fiziksel bir ihtiyaç değil aynı zamanda duygusal olarak da doyum aracıdır. Cinselliğin duygusal kısmını ise eşlerin arasındaki iletişim sağlar. Sadece sözlü konuşmanın yanı sıra eşler beden dili, jest ve mimikler ile de birbirleri ile iletişim kurabilir ve uyumlu hareket edebilirler. Eşinizle ilişkinizde tepkisiz kalmak, hislerinizi ve duygularınızı belli etmemek yanlış anlaşılmalara sebep olabilir. Eşinizin istenilmediğini düşünmesine yada sizin aklınızın başka birine kaydığı sonucuna varmasını sağlayabilir.
Yaş ilerlediğinde kişilerin cinsel isteklerinin azalması ve cinselliğin seyrek yaşanması normaldir, yine de bu süreçte dahi kişilerin cinsellikten keyif almaları, eşler arasında sağlıklı bir iletişim varsa gerçekleşir. Özellikle seyrekleşen cinsel yaşamla birlikte cinselliğe heyecan kazandırabilmek daha da önemlidir ve bunun için eşlerin fantezilerini ve arzularını da konuşabilmeleri gereklidir.
Evlilikte eşlerin cinsel konularda konuşabilmeleri ve sağlıklı bir iletişim kurmalarının ön koşulu; cinsellik dışındaki diğer konularda da etkili iletişim kurabilmeleri ve birçok konuda uyumlu hareket edebilmeleridir. Eğer ortak paylaşımları yoksa , eşlerin sağlıklı ve doyurucu bir cinsel hayatın da olamaz. Eşler arasındaki etkili iletişim cinselliği olumlu etkilediği gibi, sağlıklı cinsellik de ilişkiyi olumlu etkilemektedir. Yine tam tersine sağlıksız cinsellik ilişkiyi kötü etkilemekte, sağlıksız ilişki de cinselliği olumsuz yönde etkilemektedir. Bu kısır döngüye giren çiftlerin sorunu kendi başlarına çözmeleri de güçleşe bilmektedir. Bu aşamada eşler zaten birbirleri ile iletişim kuramadıkları için bir uzmandan destek almak konusunda da uzlaşamazlar ve ilişki bitmeye hazırlar ve böylece sonlandırırlar
Sebeplerini kendimiz dahi göremediği ilişkilerimizde ilerlemiş iletişim problemleri yaşayabiliriz. Bunlara tarafsız ve yargısız bir gözle bakabilmek için ve sorunlarınız olmadan, sağlıklı ilişkiler yürütebilmek için bize ulaşabilirsiniz.
Cinsel İşlev Bozuklukları Hakkında Tüm Merak Ettikleriniz İçin Web Sitemizi Ziyaret Edebilirsiniz
www.cinseltherapist.com Tel: 0507 116 11 00