Ne Zaman Boşanmalıyım?
NE ZAMAN BOŞANMALIYIM?
Boşanmaya karar verme aşaması oldukça zor bir süreçtir. Bir yanınız halen bu evliliği kurtarabilir miyiz? diye çırpınızken, bir yanınız ise eşinizle sizi birbirinize bağlayan bir şeyin olmadığı noktasında ısrar eder. Sonuç aslında hangisi ağır basarsa odur. Yinede her evlilik bir şansı hak eder. Boşanmak en son seçenek olmalıdır.
Boşanma aşamasına gelmiş evliliklerde tarafların kafası karışıktır, “Boşanmalı mı yoksa bir kez daha denemeli miyim?” diye sorarken verilen cevaplar sürekli değişir. Bu sorular kafanızda dönüp dolaşır, evliliğiniz bir film gibi, tekrar tekrar zihninizde oynar durur. Ve siz yine başladığınız noktada bulursunuz kendinizi…
Boşanmalı mı? yoksa devam mı etmelisiniz, çıkış yolunu bulmak için ne yapmak gerekir, boşandıktan sonra nasıl bir hayat sizi bekler, yıpranmış ilişkileri eski haline getirmek mümkün mü? Bu zorlu süreçte, hayatınızı bir parça olsun kolaylaştırmak için neler yapılabilir gelin beraber bakalım.
Mesleğim gereği yollarımız kesiştiği bir çok kadın ve erkek evlilikleri yolunda gitmeyen kişiler. Elbette kimseye direkt boşanmalarını yada evliliklerini sürdürmeleri gerektiğini söyleyemem. Fakat kişilerin hayatları ve evlilikleri adına farkındalıkları arttıkça hayat yollarında, pişman olmayacakları en doğru kararları almalarını desteklerim.
Eşler Bir Çok Şeyi Konuşmuyorlar
Ayrılmaya karar veren kişilerin eşi ile baş başayken itiraf edemedikleri konuları anlatmalarına destek veriyor, gizli saklı hiçbir şeyin kalmaması için onları yüreklendiriyorum. Oldukça zor geçen bu görüşmeler sırasında kişiler gizlediği, şüphelenip üzerine gitmediği, görmezden geldiği konuların olduğunu; bir yalanı ya da yalanları sürdürmekte olduklarını fark ettiklerini görüyorum. Bir tarafın beklentisiz ve suçlamalara yer vermeden açılması karşı tarafıda konuşmaya itiyor.
Stres kaynağı ortadan kalkarken acı verebilir. Ama sonrası dönüşümdür, iyileşmedir; başka bir açıyla dünyaya bakabilme imkânıdır. Yıllarca bir yalanı yaşamak, gizlemek, görmezden gelmek pasın demiri çürüttüğü gibi yavaş yavaş bitiriyor saygıyı, sevgiyi ve hoşgörüyü. İçindeyken fark edilemiyor çürüme.
Sosyal ve ekonomik durum, statü, değişime direnme, gelecek korkusu gibi kavramlar ilişkilerin sorgulanması ve gerçeklerin fark edilmesini engelliyor. Hep bir bahane bulabiliyor insan kendisine mutsuzluktan başka bir şey vermeyen ilişkisini sürdürmek için. Zincirlerini kırabilme cesaretini bulamıyor bir türlü. Toplumun boşanmış bireylere olumsuz bakış açısı her ne kadar azalmış olsa da dul olmak istemiyor kimse kolay kolay.
Boşanma Koçluğu İtiraflar Sonucunda Başlayan Bir Süreçtir
Boşanma Koçluğu itiraflar sonunda başlayan bir süreçtir. Kısa bir sessizlikten sonra ne yapmasının farkında olan kişiler, yeniden kapımı çalıp bu süreci nasıl daha kolay atlatabileceklerine dair nasıl bir yol izlemeliler yeni hayatlarına nasıl devam etmeleri gerektiğini üzerinde çalışmak istiyorlar. Bu defa yüzlerinde stresten kaynaklanan gerginlik olmuyor. Rahatlamış ve hafiflemiş olarak çıkıyorlar karşıma.
Hukuksal Haklarını da Daha Sağlıklı Arıyorlar
Anlaşmalı boşanmanın ön çalışmasını yapıp avukatlarının işini hafifletiyoruz önce. Sonra, bireysel seanslarla özgür kaldıkları andan sonrasını konuşuyoruz. Biriktirdikleri, erteledikleri, hayal bile etmeye çekindikleri ne çok şey var bilemezsiniz. Tek pişmanlıkları bu kararı daha önce alamadıkları, bir yalanı bu kadar uzun süre devam ettikleri için oluyor genellikle.
Herkes Kaliteli Bir Hayatı Hak Eder
Beğenildiklerini, sevildiklerini, kaliteli bir cinsel yaşamı hak ettikleri yeni ilişkileri için hazırlık yapıyorlar. Yeniden özgür birer birey olduklarının bilinciyle kişisel bakımlarına, giyimlerine özen gösterip ihmal ettikleri hobilerini hayata geçirme, yeni sosyal çevreler edinme, kişisel gelişimlerine katkı sağlama sözü veriyorlar.
Ayrılmanın kaybediş değil, yeni başlangıçlar yapmak olduğunu anlıyorlar. Gözlerindeki umut ışığı ve yüzlerindeki huzur dolu bakış işimi doğru yaptığımın bir göstergesi olarak kalıyor zihnimde.
Sevinç Karakaya