Ayrılık Acısını 5 Adımda Nasıl Atlatırsınız?
Ayrılık süreci kolay değildir. İnsan acı çeker sanki bir yakınını çok sevdiği birini kaybetti de, bir yas dönemine ihtiyacı varmış gibidir. Hatta öyle ki mantığımız, içinde bulunduğu ruh halinden sıyrılması gerektiğini bilir. Fakat bunu nasıl atlatmalı, ne kadar zaman geçmeli bunu kestiremeyiz. İşte size ayrılık süreci nasıldır ve ayrılığı atlatmanın 7 adımı nedir ?
Aslına bakarsanız, ayrılık da hayatımızda ki bir çok olay gibi, bizim ayrılığa verdiğimiz değer ve bakış açımızla ilgilidir. Eğer kalbiniz, zihniniz ve bedeninizdeki değişimlerin tamamen normal olduğunu anlayabilirseniz, ayrılıklar o kadar da zor değildir. Ayrıca bir yanınız eski sevgilinizi yada eşinizi yanında isterken, diğer yanınız ona zarar vermek istiyor olabilir. Bunlar ayrılık sürecinde çok normaldir. Normal olmayan şey ise kafa karışıklığı, yalnızlık ya da mutsuzluk halinde takılıp kalmaktır.
Ayrılıkta bir süreç vardır ve sizin geçmişte kalanı geçmişte bırakıp, yolunuza devam edebilmeniz için bu 7 adımlık süreci sağlıklı bir şekilde acınızı yaşayarak geçirmeniz gerekir. Bu 7 adım her kişide aynı sırada gitmeye bilir yada her adımda bulunma süreci kişiden kişiye değişebilir. Fakat yine de içinde bulunduğunuz her aşamayı olumlu bir şekilde atlatmaya çalışmalısınız. Kendinize haksızlık edip, yıpratmayın ve her şey ne kadar kötü görünürse görünsün, kendinizi bu durumu atlatacağınız konusunda motive etmekten vazgeçmeyin.
Ayrılık Sürecinin 7 Adımı
1- Şoktan Çıkıp, Kabullenmeye Geçiş ”Ne” Durumu:
Bedenin acıya verdiği doğal korunma yolunun ilk tepkisi şok durumudur. Ve ilişkiniz, evliliğiniz ilk bittiğinde, olacaklarla ilgilenmek, düşünmek istemeyebilirsiniz. Her şey kafanızda yerini bulamamış bir durumda, gözünüze çok korkunç, çok yalnız ya da çok kafa karıştırıcı gelecektir. Bu inanamama hali birkaç dakika, günler, haftalar hatta aylarca sürebilir . Ayrılık hiç beklemediğiniz bir anda geldiyse, bu aşamadan çıkmanız daha da uzun zaman alabilir. Yaşanan ayrılık sahnesi konusunda hafızanızdaki anıların bulanık olması, nefesinizin kesildiğini hissetmeniz ya da uyku sorunları yaşamanız tamamen doğaldır.
Yapmanız gereken; İlginizi farklı aktivitelere kaydırmaya çalışın. Bir meditasyon, dua ve uzun yürüyüşler içinde bulunduğunuz durumdan çıkmanızı kolaylaştıracaktır. Bu şaşkınlık durumunun bir geçiş süresi vardır. Ve bu süre ilerlediğinde ayrılık size daha net bir şekilde kendini gösterecektir.
2- Ayrılığı İnkar Etme, ”Hayır Canım” Durumu:
İnkar gerçekliğin reddedilmesi ve duyguların bastırılması, saklanmasıdır. İnkar aslında kobul etmeme halidir. ”Eğer bu kalp kırıklığını kabul etmezsem, böyle bir şey yaşanmamış demektir.” düşüncesidir. Altında yeniden bir araya gelme umudu yatar. Ayrılığın bu aşamasında, eski sevgiliyi/ eşi telefonla aramak, ona mail atmak ya da sosyal medyada yaptıklarıyla ilgilenmek, arkadaşlarından haber almaya çalışmak çok sık görülen davranışlardır. Kişi bu hareketleri ilişkide her şey yolundaymış gibi hissetmek ve ayrılığın verdiği kalp kırıklığını ertelemek amacıyla yapmaktadır.
Yapmanız gereken; Tüm korkularınızı, mantıksız düşüncelerinizi, aklınıza gelebilecek her şeyi beyaz bir kağıda yazın kimseye anlatmak zorunda değilsiniz. Sanki karşınızda sevgiliniz yada eşiniz varmış gibi ona söyleyemediğiniz yarım kalan içinizde ne varsa yazın daha sonrada bunları yakın. İçinize atmak size aynı olayları tekrar tekrar yaşata bilir. Durumu önemsememeyi bırakın. Ayrılığınızla başa çıkmamak, daha sonra duygusal hissizliğe yol açar ve tıkanıp kalmanıza neden olur.
3- Kendinizi Tüm Çevrenizden Somutlaştırma ”Yalnız kalmak istiyorum” Durumu:
Asıl çetrefilli süreç ayrılığı kabullendikten sonra başlar. ilişkideki çözemediğiniz soru işaretleri kafanızda dolaşmaya başlar. Eski sevgilinizle/eşinizle aranızdaki ilişkiyi kafanızda tekrar tekrar yaşarsınız. Amacınız hangi noktada işlerin bozulmaya başladığını anlamaya çalışıp, acaba bu ”ilişkiyi kurtarabilir miydik?” sorusunu aramaktır. Düşünceleriniz genellikle birbiriyle uyuşmayan dağınık düşüncelerdir. Adeta boşlukları doldurmaya çalıştığınız bir bulmaca gibi doğru cevapları bulmak için zorlarsınız kendinizi. Ayrılık sürecinin bu adımı, sizi geri çeker, maillerinizi ya da telefonunuzu kontrol etmek bile istemezsiniz. Perdeleri sıkıca kapatıp, kimseyle görüşmez evden çıkmak istemezsiniz. Dışarıya çıkıp, dünyaya bu ilişkinin bittiğini kabul ettiğinizi göstermek istemezsiniz. Evde tek başına oturup boş boş oturmak abur cubur yemek sizi daha iyi hissettirir.
Yapmanız gereken; Düzenli olarak duş alın ve güne başlamak için, iş sosyal hayat gibi, kendinize sebepler oluşturun Kurban rolünü bırakın. ”Beni kimse sevemez” , ”Beni kimse istemiyor”, ”Kimsem yok” gibi mantıksız düşüncelerin sizi ele geçirmesine izin vermeyin. Ne siz kendinize acıyın neden birilerin size acımasını beklemeyin.
4- Nefret Ve Öfke Patlamaları, ”Bana Yaptıklarından Dolayı Senden Nefret Ediyorum” Durumu:
Bu aşamada kalbiniz iyice kırıktır, mutsuzluktan öfkeniz içinizi kemiriyordur. Aslında kırık kalbiniz hem eski eşinize/ sevgilinize, hem de bu duruma izin verdiğiniz için size çok öfkelidir. Ayrılığınızın bu aşamasında, kendinizi onun resimlerini yakarken, sizdeki eşyalarını rehin tutarken, onu, arkadaşlarına kötülerken bulacaksınız. Eğer kızgınlığınız kendinize karşıysa, sık sık kendinizle öfkeli konuşmalar yapacak, aklınızdan birçok pişmanlık düşüncesi geçecektir. Çoğu zaman öfkeniz ağlama krizlerine kendini bırakabilecek. Asıl yapmak istediğiniz, suçu birilerine fatura etmektir..
Yapmanız gereken; Öfkenizi kabullenin… Bu aşamada bir uzamandan yardım alabilirsiniz. Yine duygularınızı bastırmayın ya konuşun yada yazın. Fakat en büyük yapacağınız hata öfke ile saldırgan hareket etmektir. Bu tarz durumlarda kendinizi frenleyecek yöntemler geliştirin.
5- Eski Eşinizle Pazarlık, ”Onu Nasıl Geri Kazanabilirim ?” Durumu:
Bu adım eski eşinizi yada sevgilinizi geri kazanmayı istemekle ilgili bir süreçtir. Hatta ayrılığa sizin yaptığınız bir hata neden olduysa, kendi suçunuzu affetmekle içinde böyle bir pazarlık süreci vardır. Aslına bakarsanız oldukça tehlikeli bir süreçtir. Yenilgi kabul edilmemiş ve eski sevgili/ eş ile tekrar birleşmek için yanıp tutuşuyor olabilirsiniz. Aşırıya kaçıp, uzlaşmaya varmak adına anlaşmalar sunabilir ya da başka biri gibi karşısına çıkıp; daha formda, daha az kıskanç, daha anlayışlı olmayı deneyebilirsiniz. Fakat gerçek, şu anda hissettiğiniz acıyı görmezden gelmeye çalışmaktan başka bir şey değildir.
Yapmanız gereken; Kendinizle ilgili sizi mutlu eden ve geleceğinizde hayatınızda olmasını istediğiniz şeylerle ilgili bir liste yapın. Ve bu listeye eski sevgiliyi/ eşi geri kazanmayı dahil etmeyin.
6- Bunalım, Depresyon, ”Onu Unutamıyorum” Durumu:
Ayrılık bu adımında, kaybınızın büyüklüğünün farkına varacaksınız ve bu size fazlasıyla ağır gelecektir. Kendinizi hafif depresyona benzeyen, bunalım, yoğun mutsuzluğun hakim olduğu bir ruh durumunda bulabilirsiniz. Bu adımda, hayatınızın ilişkinizden önce nasıl olduğunu hatırlamanın, oldukça zor olduğunu düşüneceksiniz. Yataktan çıkmak bile zor gelecek ve hatta umutsuzluk, acizlik ve mutsuzlukla, duygularının neden olduğu fiziksel acılar bile hissedebilirsiniz.
Yapmanız gereken; Çevrenizde olumlu düşünen insanlarla olmaya çalışın ve bol bol yürüyüş yapın. kendinizi sonradan başa çıkamayacağınız aşırı yemek ya da içmek gibi sağlıksız davranışlara yöneltmeyin.
7- Artık Kabul Ediyorum, ”Olması Gereken Buymuş” Durumu:
Bu adım artık kabullenmedir. Bu adım size diğer o bütün zor aşamaların yaşanmasına değdiğini hissettirecektir. Bu aşamada artık derin bir nefes alabileceksiniz. Geçmişin ne gibi anlamlar taşıdığının ve geleceğin size neler getireceğinin farkına varacaksınız. Güneş yeniden sanki sizin için doğduğunu hissedeceksiniz, yeniden kendiniz gibi hissetmeye başlayacaksınız. Artık yolunuza devam etmeye ve ileriye bakmaya hazırsınız.
Yapmanız gereken; Kendinizi ve ayrılığınız kutlayın. Tabi ki arada bir hüzünlenebilirsiniz. Bu çok normaldir. Fakat artık daha çabuk sıyrılıp normal hayatınıza devam etme zamanıdır. Hayatınızda olumlu düşünceleri arttırın.
Sevinç Karakaya
DevamıBoşanmadan Önce Sorulacak 4 Hayati Soru
Artık boşanma kararı çok kolay verilir oldu. Boşanmanın altında yatan çok farklı sebepler vardır. Her ne kadar sebepler, ”Şiddetli geçimsizlik” olarak adlandırılsa da altında farklı farklı sebepler yatmaktadır. Sorunları çözümlenebilecek bir evliliğin, Şiddetli geçimsizliğin boşanma noktalarına getiren en önemli sebep, eşlerdeki aile bilincinin yok olması ve evli çiftlerin yaşadıkları sorunlarda çevreden yardım görmemeleri yada sorunlarına çözüm için bir uzmanla çalışmaktan uzak durmalarından kaynaklanmaktadır.
Geçmişin Büyük Aile Kavramı
Önceki evliliklere bakıldığında, büyük bir aile yapısı hakimdi. Eşler anne babalarından yardım alabiliyor, akrabalar çifti bir arada tutmak için elinden geleni yapıyorlar yol gösteriyorlardı. Diyebiliriz ki aile içinde tecrübeli, yol gösterecek, sorun olduğunda müdahale edecek büyükler olduğu gibi, akrabalık ilişkileri de eşlere yardımcı olacak kadar güçlüydü. Yani aile büyükleri çiftlere danışmanlık ve evliliklerinde koçluk yapıyorlardı. Böylece eşler sorunları büyümeden çözüm bulabiliyorlardı.
Evliliklerin Boşanma İle Sonuçlanmaması İçin Ne Yapılmalı?
Yeni dünya düzeni dediğimiz modern hayatta rekabetçi ortam, maddi kaygılar gibi nedenlerle aileleri bağımsız yaşamaya itti. Bunu zaman zaman eşlerinde dışarıdan müdahale etmemelerini istedikleri için, bu küçük çekirdek ailede olan sorunlar ile aile büyükleri yada akrabalar müdahale etmez olmuştur. Kendi sorunlarını kendi çözmek durumunda kalan eşler maalesef bir uzmandan yardım almayı de görmezden gelmektedirler.
Böyle bir yardımı alabilseler; özellikle birbirini seven ve iyi niyetli olduğu halde geçinemeyen çiftlerin sorunları büyümeden çözülebilir
Ailede yaşanan sorunların boşanma ile noktalanmaması için kişilere aile olma bilinci kazandırılmalı, sorunların neden kaynaklandığı, nasıl çözüleceği, tartışmalarda pes etme yerine nasıl başa çıkmaları gerektiği noktasında bilgilendirilmeleri gerekmektedir. Çiftleri boşanmaya götüren tek bir sebep yoktur. Boşanma bir sürecin sonundaki noktadır. Bu süreçte evliliği boşanmaya götüren sebepler birikir ve bir yerde bardağı taşıran son damla boşanma sebebi olur. Eşler arası iletişimde son damlanın ne olacağını kestirmek zordur.
Bu son noktaya gelmeden önlemler alınmalı, çözümler üretilmelidir. Fakat her şeye rağmen çözüm bulamıyor ise; Bu ciddi kararı verirken son olarak şu 4 soruya sakin, mantıklı ve dürüstçe cevap vermelerini öneririm.
Boşanmadan Önce Şu 4 Soruyu Kendilerine Sormalılar;
Boşanma kararı kişilerin hayatında bir kırılma noktası olduğu için, bir anlık heyecanla evliliği sonlandırma hemen düşünülmemelidir. Boşanmadan önce taraflar şu soruları kendilerine sormalıdır.
1- Evliliğimi kurtarmak için elimden geleni yaptım mı?
Daha sonradan ”keşke” dememek için, sorulması gereken çok önemli bir sorudur. Ki elinizden geleni yaptığınıza yeterince inanmıyorsanız, evliliğinize bir şans daha verin ve durumu kurtarmaya çalışın.
2- Mutsuzluğumun sebebi gerçekten evliliğim mi, yoksa kendimden kaynaklanan sebeplerde var mı?
Kimi zaman yaşam şartları yüzünden kişiler mutsuz ve depresif olabiliyorlar. Evliliği değil de bambaşka sebeplerle yaşamdan zevk alamayan insanlar zaman zaman ”Evliliğim biterse mutlu olurum” diye düşünebilirler. Bu nedenle boşanma kararı almadan önce kişilerin mutsuzluğunun sebebini iyi analiz etmesi gerekir.
3- Ayrıldıktan sonra ortaya çıkacak sorunlarla baş edebilir miyim?
Boşanma evliliğin bitimi ve her iki taraf içinde yeni bir başlangıç demektir. Bir oyun değil, alınan çok ciddi bir karardır. O yüzden eşlerin boşandıktan sonra tek başına hayatın üstesinden gelip gelemeyeceklerini iyi düşünmeleri lazım. Özellikle uzun yıllar süren evliliklerde boşanma kararı almadan tekrar tekrar bu soruyu kendilerine sormalıdır. Yıllardır birbirine alışmış olan çiftler boşandıktan sonra yalnız kalabilirler.
4- Boşanma kararı çocukları nasıl etkileyecek?
Çocuklar boşanmanın kendisinden çok , boşanma sürecindeki tartışmalar ve arada kalmalardan etkilenir. Bu durum ise çocuğun ruhsal gelişimine zarar verir. özellikle çocukların yaşları küçük ise anne babanın ayrı olduğu evlerde yaşayan çocukların sağlıklı gelişim göstermesi için daha dikkatli davranmak gerekmektedir.
Evet sorunlarını çözmeye çalıştınız ve hiçbir çabanız fayda vermiyor ve bu sorulara da gönül rahatlığı ile cevap verebiliyorsanız boşanma doğru bir karar olabilir. Ancak bilinmelidir ki boşanma geri dönülmeyecek bir karardır ve keşke dememek için iyi düşünülmelidir.
Sevinç Karakaya
Boşanma Koçluğunda Süreç
BOŞANMA KOÇLUĞUNDA SÜREÇ
Boşanma; yıllar boyunca sürecek, evlilik hayallerinden sonra, elbette alınması çok kolay ve basit bir karar değildir. Sonuç olarak, evliliğe karar veren aynı bireyler boşanmaya karar vermiş ve boşanma haline geçilmiştir. Bu belki de evlilikten daha çetrefilli, kişinin yanında daha çok destek aradığı bir dönemdir.
Biz bu konuyu ele alırken genel itibariyle üç aşamalı bir süreç olarak değerlendiriyoruz. Boşanmadan önceki süreç, boşanma anındaki süreç ve boşanma sonrası süreç. Bu süreçler kişiler için yaşanması zor durumlardır. Hangi safhasında olur ise olsun, bir uzmanla çalışmalarını ve ruh hallerindeki dalgalanmalarını sabitlemeyi tavsiye ederim. Sonradan yanlış kararlar verip pişman olmamalıdır. Bunun için bu üç süreci tekrar gözden geçirmelidir. Daha detaylı bakarsak;
Boşanma Öncesi Süreç:
Boşanma öncesi süreç, aslında düşünme sürecidir. Genelde kişilerin istemedikleri gerçekle yüzleştikleri süreç bu dönemdir. Kişi hayatından memnun değildir. Evliliğinde tatminsizlikler, güvensizlikler yaşamak da , adeta kendi evliliğine eşine yabancılaşmaktadır. Bir yandan karar aşaması netleştikçe de korku, panik, kendini bir boşlukta hissetme gibi duygusal bir boşluğu da yaşayabilir. Bu dönemde, tatsız olan gerçeğin fark edilmesi söz konusudur. Yada kendini evlilik için yetersiz hissetme, değersiz bulma hislerine de kapılabilir. Kişi bir yandan içinde yaşadığı bu duygular ile baş etmeye çalışır, fakat bir yanda da içinde karşı tarafa duyulan öfke kendini göstermeye tartışma isteği, fiziksel ve ruhsal olarak içe kapanıklık hali görüneceği gibi, hiç bir şey olmamış gibi sevecen bir halede birden bire bürünebilir.Bu tarz durumlar, kişinin bir uzmanla çalışması gerektiğini ve yardım alması gerektiğini açık bir şekilde gösteren durumdur.
Boşanmanın sağlıklı bir kararla verilebilmesi ve kararlarından emin olmaları için eşlerin boşanma sürecinde dahi iyi iletişim içinde olmaları gerekir. Bu yüzden boşanmadan önce kişinin kendi halini toparlaması, nasıl adımlar atması gerektiğinin planı, kendi içinde bu yaşadıkları ile başa çıkacak gücü tekrar keşfetmesi gerekecektir. Boşanma sancılı bir süreçtir, ne kadar süreceği belli olmayan bu sürecin en sağlıklı biçimde atlatılması için; kişinin iç dinginlik halinin yakalanması ile, dışta yaşadıkları dengelendiğin de mümkün olacaktır.
Boşanma Sırasındaki Süreç:
Boşanma sırasındaki süreç; mahkeme dönemidir. Kişilerin kızgınlıklarını dengede tutmaları gerektiği, kimi zaman ümitlerinin yıkıldığında, yada yoğun öfke, üzüntü ve yalnızlık hissettiklerinde yas tutmayı değil içinde bulunduğu durumu kendisi ve varsa çocukları için en sağlıklı bir şekilde atlatma dönemi olmalıdır. Bu dönem aynı zamanda Eşlerin artık fiziksel olarak ayrıldıkları ve boşanma işlemleri kanuni olarak başlatıldığı süreçtir. Tabi buna bağlı olarak ekonomik düzenlemelerin yapılması, akrabalara ve arkadaş çevrelerine de açıklama yapılmasını gerektirebilir.
Boşanmanın bu evresinde kişilerin çevresinden gelen tepkilerle nasıl başa çıkacağını, Gerekirse nasıl mesafeli olması gerektiğini, ekonomik durumunu nasıl kontrol altına alması gerektiği, kendisi için ve sevdikleri için nasıl güçlü olmalı, öğrenmesi gerekir. Daha öncede değilim gibi bu süreç sancılı ve belki de hayatında hiç adımını bile atmadığı adliye duvarlarının arasında oldukça zor, ve ne kadar süreceği de belirsiz bir süreçtir. Bu yüzden kişinin ne yaptığını bilerek, sağlam ve güçlü durmayı muhakkak öğrenmesi gerekmektedir. Bunda zorluk çekeceğini düşünen kişiler için ”Boşanma koçu” ile çalışmak çok rahatlatıcı bir sistemdir.
Boşanma sonrası Süreç:
Boşanma sonrası süreç de kişinin hayatının dengesini yeniden kurması söz konusudur. Belki de uzun yıllar olan bir birliktelik sona ermiş, çok sancılı bir dönem arkada bırakılmış ve o hengamenin bitişi ile bir boşluk hali içinde olunabilir. Hatta zaman zaman pişmanlıkların yaşandığı bir süreçtir. Kişinin bir an önce normal hayatına adapte olması, kendine güvenini artması ve tekrar özgürlük duygusunu korkusuzca yaşaması için hayat enerjisini yeniden toplaması gerekir. Bu da yine sistemli ve planlı olarak çalışılması gereken bir durumdur, kişinin bu yeni hayatı ne kadar istediği ile hız kazana bilir.
Boşanmanın sona erdiği bu süreçte kişi, yeni arkadaşlarla görüşülmeye başlayabilir. Yeni bir yaşam biçiminin ve çocuklar için günlük bir rutinin oturtulması ile artık yeniden bekar kimliğini özümsemelidir. Ancak böylece boşanma tamamlanmış olur. Yeni yaşam biçiminde ve yeni arkadaşlarla rahat olmaya doğru geçilir. Yine bu dönemde, çocukların, boşanmayı kabul etmelerine yardımcı olmak söz konusudur. Boşandıktan sonra; eşlerin, mümkünse zorunlu olmadıkça aynı ortamda bulunmamaları ve aynı arkadaş gruplarında ve sosyal ortamda bulunmamaları tercih edilmelidir. Çocuklarla ilgili olarak da, bir uzmana başvurulması yararlı ve kolaylaştırıcı olacaktır.
Boşanma gibi, bir gerçekten bahsetmek durumunda kalsam da, umarım kimse bu zorlu durumun içine girmez. Evlilikler huzurlu, eşlerin sağlıklı iletişim halinde olduğu ve sevgi dolu bir şekilde yürür. Fakat hayatın gerçeği olan bu kulağa bile hoş gelmeyen durumla karşı karşıya gelmekte, her şey gibi, biz insanlar için olduğu unutulmamalı, bu hal içinde gerekli tedbirler alınması ve çalışmalar yapılması gerekebilir. Öncesi ve sonrası hayatımıza tutunup devam edebilmek, kendimiz ve sevdiklerimiz için ayakta kalmak zorundayız.
Mutlu, Huzurlu, Sağlıklı günler dilerim . Sevgiyle kalın.
Boşanma Ve Biyolojik Yaş Sendromu Birleşirse
BOŞANMA VE BİYOLOJİK YAŞ SENDROMU BİRLEŞİRSE
Boşanma süreci çok ciddi bir süreçtir. Yıpratıcı ve aynı zaman da nedenini tam çıplaklığıyla belki kendinizin de bilmediği fakat bilseniz dahi özellikle başından boşanma geçmeyen birilerinin anlayabileceği türden bir süreç değildir. O yüzde kişiler bu süreç de tarafsız ve kendisini yargılamadan dinleyebilecek bir uzmandan yardım alma gereksinimi duyarlar. Özellikle bu süreç biyolojik saat ilerlerken biten ilişkiler için, kadın erkek demeden her ikisini de; ikili bir sendroma sürükler.Bir yandan yaş ilerlemesinden dolayı çocuk sahibi olamama korkusu ağır basarken bir yandan da yürütülemeyen ilişki. Evlilikleri bitirmek,böylece daha zor ve daha can acıtıcı bir hal alıyor.
Boşanma kararını veren kadınlar;
Genellikle boşanmaya karar veren taraf kadınlar olmasına rağmen,yine de kadınların daha fazla zorlandığı görülüyor. Kadınlar için düzen hayatlarında vazgeçilmez bir alışkanlıktır.Hem düzen olarak yeniden sıfırdan bir hayata başlama korkusu, hem de yaşın kırklı rakamlara yaklaşması çocuk sahibi olmak için geç kalmışlık korkusuna karışınca, kadınların ellerini kollarını bağlıyor.Ve ne yapması gerektiği noktasında kararsız kalabiliyor. Bir çok kadın sırf bu korkular sebebiyle, bazen mutsuz bir evliliğin içerisine kendisini hapsetmeyi seçiyor. Fiziksel ya da sözlü şiddet görmeyi bile yalnızlıktan daha iyi görebiliyor ve kaderim diyip boyun eğiyor. Sırf yalnız kalmaktan korktuğu veya hayal ettiği çocuk fikrine, kavuşma isteği ve düşüncesi, sevmediği sevilmediği ve hatta bazen insani muamele görmediği bir hapishanede, yaşamayı tercih ediyor.
Boşanma kararını neden verdiğini unutmamak lazım;
Başka bir kadın ise daha cesaretli davranıyor. Boşanmayı ve beraberinde gelen zorlukları kucaklıyor. Daha mutlu bir gelecek için bir seçim yapıyor. Fakat sonrasında neden boşandığını unutuyor, korkular ağır basıyor. Bunun kendi doğru seçimi olduğunu unutup, yalnızlığa mahkum hissediyor kendini. Yaşın ilerlemesi gerçeğiyle yüzleşip, gelecek hayalleri kurduğunun, çocuk sahibi olma arzusunun, ne kadar bastırsa da geçebilecek bir şey olmadığının farkına varıyor ve yalnızlığa dayanamıyor. Fakat dediğim gibi yaşın ilerleme korkusu ona yanlış tercihler yaptırta biliyor. Bu defa gelişigüzel ilişkilerle oyalanmaya, yüzeysel paylaşımlarla günü geçirmeye çalışıyor. Oysa hayatını değil sadece vaktini paylaşabiliyor aslında çok yabancı bu insanlarla. Gerçek duygu barındırmayan her ilişkinin, onu kendisine yabancılaştırdığının, duygusal yıkımlara sürüklendiğinin çok geç farkına varıyor.
Hayatı olduğu gibi kabul edin;
Hayatı aslında olduğu gibi kucaklamayı öğrene bilsek şunun farkına varacağız. Kapanan her kapının, biten her dönemin hayatımızda yeni bir dönem ve beraberinde yeni kapılar açtığını, çoğu zaman güzel sürprizlerle tecrübeler getirdiğini göreceğiz. Bazen hayatımızı kara bulutlar gölgelemişken, o kara bulutlar dağılır sıcacık bir gün ışığı süzülüverir penceremizden hayatımızın içine. Yeter ki buna inancımızı kaybetmeyip ve hayatımız da karşılaşacağımız fırsatlara karşı gözlerimizi açık tutabilelim.
Hayat hediyedir;
Tabi ki Boşanmak kolay değildir. Ama hayat bu,Hayatı her şeyi ile kabul edip karşılamak lazım. Bazen mutsuz bir evliliği sonlandırmak, hayat kurtaracak bir karar olabiliyor. Şu bir gerçek ki her ev “yuva” değildir. Daha huzurlu ve mutlu olmak için bir ilişkiyi bitirmek, aslında yeni bir hayata başlamak demektir. Hayatımızda aldığımız her kararın artıları ve eksileri olduğu gibi, yalnız bir yaşama başlamanın da zorlukları var elbette olacaktır. Fakat unutmamız gerekir ki hayat tahammüllerle ve zoraki ilişkilerle harcanmaması gereken bir hediyedir.
Boşanmak son çare;
Elbette boşanmak son çare olmalı evliliklerde. Elimizden geleni yaptığımızdan, denenebilecek her çözümü denediğimizden emin olmanın iç huzuru olmadan alınacak bir karar değil sizi daha sonradan pişman edebilir. Tabi ki şiddettin, bağımlılıkların olduğu evlilikleri ayrı tutuyorum. Ancak, elimizden gelen yetmiyorsa, denenecek başka çözüm kalmadıysa eğer, kendi hayatımıza bir şans vermektir boşanma kararı.Ve biyolojik yaşından ötürü çocuk için geç kaldığını, düşünen kişiler de mutsuz ve huzursuz ortamda nasıl bir çocuk yetişeceğini düşünmeye davet ederim. Yeni hayat ve yeni gün için tedirgin de olsak; hayatın bize getirdiklerini cesaretle karşılamakta ve en önemlisi kendimize üzülme hakkını vermekte fayda vardır. İnsanız kederleneceğiz ,üzüleceğiz, ağlayacağız ama ayağa da kalkacağımız dan da emin olacağız.
Hayatta karşılaştığımız her şey biz insanlar içindir. Yaşanan bütün üzüntüler ve yalpalamalar da bizi biz yapar.
Sevinç Karakaya
Anne-Baba Olarak Boşanmak
ANNE – BABA OLARAK BOŞANMAK
Türkiye İstatistik Kurumu, Boşanmaların yüzde 41’i, evliliğin ilk 5 yılında gerçekleştiğini açıklamıştır. Bu gerçekten çok ciddi ve üzücü bir rakam. Kim evliliğine boşanacağım diye başlar ki; Düşünsenize tüm sevdikleriniz gelmiş en mutlu gününüz, Gözleriniz sevgi dolu bakışlarla parlıyor, havada evet sesleri yankılanıyor, sonsuza kadar süreceğine sözler verilip imzalar atılıyor.Peki ne oluyor da aynı imzalar bu sefer kin dolu bakan gözlerle, dillerde nefret çığlıkları boşanma dilekçesine atılıyor. İlişkiyi, evliliği bu noktaya götüren ne? Tabi ki mutlu bir birliktelikten, sonu hüsranla biten, boşanmaya götüren sadece tek sebep değil sebepler vardır. Bu birden bire olmamıştır. Evlilik ilişkisi yavaş yavaş bozulur, kalitesini kaybeder. Küçük, aslında önemsiz davranışlar çok önemli hale gelir. Sevgi, yakınlık, güven ve saygı gibi olumlu duygular etkinliğini kaybeder. İlişkiyi evlilik noktasına getiren memnuniyet ortadan kalkar. Artık eşler evliliklerini en kötü bakış açısından bakıp sadece olumsuz yanlarını görmeye başlarlar.
Aslına bakarsanız, ilişkiyi boşanmaya noktasına getiren, nedenlerin başında eşlerin birbirlerinden beklentilerinin değişmesi ve zamanla hayatlarındaki bir çok kişinin rolünü eşinden beklemesidir. Eşler birbirinden hem sevgili, hem en iyi arkadaş, hem bir korumacı gibi kimliklerin hepsini üstlenmesi beklerler. Bunun yanı sıra; farklı meslekler, kazançların farklılığı, birbirine daha az zaman ayırma gibi sorunlar yaşanmaya başlar. Artık hayata aynı çerçeveden bakmayı unuturlar ve çoğu zaman değerler ve amaçlar farklılaşır. Bunun sonucunda aynı ev içinde farklı, uzlaşamayan yaşam tarzı oluşur. Tabii daha görünür boşanma nedenleri olarak da eşlerden birinin diğerini aldatıp üçüncü kişilerin varlığı, duygusal ve fiziksel şiddet, hastalık durumları, aile müdahaleleri, alkol ve madde bağımlılığını sıralayabiliriz
Boşanma sürecin de en çok neler gözetilmeli dersiniz?
Boşanmak için doğru zaman ne?
Boşanmanın gerçekten doğru bir tercih olup olmadığı konusunda her ne kadar karar aşaması geçilse de, eşlerden birinin ya da her ikisinin de tereddüt yaşadığına şahit olmuşsunuzdur. Hele bir de ortada kalan bir çocuk varsa. Evlilikte İlişkiler kötü gitse de çocuk için sıklıkla evlilikler sürdürülür. Fakat unutmamak gerekir ki aile içinde yaşananlar çocuğa örnek oluşturur. Onun gelişimi için iyi bir boşanmanın kötü bir evlilikten daha uygun olacağına karar verdiğinizde ancak boşanma için ilk adımı atabilirsiniz.Bu karar aşamasında, kafanızı boşanma kararı vermek ve boşanmak için en uygun zaman nedir sorusu oldukça meşgul eder . Fakat bunun yanıtı, sorudan da karmaşıktır ne yazık ki. Boşanma sürecinde uygun zaman seçmek adına bir kalıp yoktur maalesef. Bu durum kişilerin sosyal yapılarına, mesleklerine, kişilik yapılarına, aile yapılarına, yetiştirilme tarzlarına göre değişir. Karar verme süreci çok uzun zaman alabilir yada bir çırpıda da alınabilir. Boşanma sinyalleri veren evlilikte, bu düşünceler her iki bireyde aynı zamanda başlar fakat iki bireyde de farklı davranışlarla ortaya çıkabilir.
Boşanalım ama çocuk ne olacak?
Evlilik kötü gitse de,bitirmek için çocuğun biraz büyümesi beklenir. Birazın ne kadar süre olduğunu söylemek de epey zordur. Bu arada tabi ki, çocuk belli bir yetişkinliğe erişene kadar onu kötü giden bir evliliğin için de büyütmek elbette doğru değildir.Boşanmaya karar vermek için çocuğun belli bir yaşa gelmesini beklemek gerekmez. özellikle evlilik hayatında şiddet varsa bu ortam çocuklara daha fazla zarar verebilir. Birçok aile çocuklar adına bir arada yaşamaya devam etmek ister. Ama bu süreç çocukları daha fazla zarar verir.Dikkat edilmesi gereken çocuğun yaşı ne kadar küçükse o kadar somut, anlayabileceği tarzda bilgi verilmesi gerekir. Çocuk ergenlik yaşındayken ailenin boşanma kararını hayatın da ciddi değişiklikler yaşayacak olarak algılarken, daha küçük yaşlardaki bir çocuk terk edilmek olarak algılayabilir.
Çocuğuma nasıl Boşanıyoruz derim?
Boşanma sadece çocuk için değil, ebeveynler için de ciddi stres yaratır. Aile birlikteliğinin en büyük sembolü olan, evi ayırmadan önce muhakkak ayrılık kararı çocuğa açıklanmalıdır. Ayrı yaşamayı deneyecek bile olsalar, çiftler mutlaka bunun bilgisini çocuğa vermeliler. Boşanma sürecinde çocuklarını koruyup uzak tutmaya çalışan ve bunu içinde çocuğa haber vermemeyi tercih eden aileler bilmedir ki, Çocuğa en fazla zarar veren ve yaralayan durum anlatılmamasıdır. Boşanma yada ayrılık kararı çocuğa açıklanmazsa, bir anda annenin veya babanın evi terk etmesi, çocukların boşanma olayından kendilerini sorumlu tuttuklarına sebep olur. Doğru davranış anne ve babanın birlikte,sakin ve kontrollü bir şekilde, ortak bir dille çocuklarına bunu anlatmayı başarmaları gerekir. Bu çocuk da güven sağlayacaktır.
Unutulmaması gereken ise;
Anne ve babalar kendi evlilik ilişkilerini sonlandırmış olsalar da anne baba kalacaklardır ve bu onları hayat boyu bağlayacak bir sebep olacaktır. Bu nedenle birbirleriyle düzgün ilişki içinde olmaları, konuşmaları çok önemlidir.
Sevinç Karakaya
Sahi BOŞANMAYA Sebep Neydi?
Boşanma kelimesi ne kadar da itici geliyor değil mi ;
Mutlu bir evlilik hayal ederek girilen bir beraberlik yolun da; boşanmayla yol ayrımına gelmek ne büyük hayal kırıklığı. Bu itici kelime bazen çiftleri yanlış bir yere sürüklerken, bazen ise kişinin kendini bulması ve yeniden var olması için seçilmesi gereken tek yol haline gelebiliyor. Boşanma eylemini düşününce sebeplerin biraz daha derinine inmek lazım. Doğru soru şu olabilir mi? NEDEN EVLENDİM? Belki boşanma sebebi burada saklıdır. Ne dersiniz? Boşanma sebebine farklı bir açıdan bakalım. Boşanmayı düşünüyorsak, kötü giden bir evliliğimiz varsa, boşanmak için adım atanlardan biriysek yada evliliği yeni düşünüyorsak sebeplerimize bir de böyle bakalım.
Boşanmaya Götüren Evlilik Kararları?
Çok Aşığım; Aşık olan kişi, aşkın mantıklı ve makul bir çok açıklamasını bulabilir. Sormanız gereken soru, şu an ki heyecanınız evlilik denen uzun yol arkadaşlığında da, bu şekilde her şeyi göze alarak devam edip etmeyeceğidir. Size tavsiyem çok aşıksanız aşkınızı yaşayın ama sadece aşık olduğunuz için evlenmeyin. A.B.D ‘de yapılan bir araştırma da en uzun ömürlü aşkın bir kaç sene sürdüğü sonucuna varılmış. Yani bir süre sonra bitiyor. Bir bakın bakalım; o aşk yerini çok sevmeye, muhakkak yanında olmak istemeye, iyi anlaşmaya, arkadaşlığa bırakıyor mu? Aşıksanız evlenme kararı için aşkın bitmesini bekleyin.
Yalnızlıktan Sıkıldım; Yapınızda sıkılan bir insan gizliyse, yalnızlıktan sıkıldığınız gibi büyük bir ihtimalle bir gün birlikte olmaktan da sıkılacaksınız. Üstelik birliktelikten daha da çabuk sıkılacaksınız. Çünkü yalnızlık sonuçta sizin kontrolünüzde. Tek başına hayatınızdaki tüm kararları kendi başınıza alabilirsiniz. İstediğinizde bir yere gidebilir, istediğinizde televizyon da istediğiniz diziyi takip eder yada gönlünüzce yapmak istediğiniz herhangi bir şeyi yapabilirsiniz. Fakat bir birliktelik hiç bir zaman tamamen sizin kontrolünüzde değildir. Kaldı ki halinden sıkılan bir insansanız, biriyle yaşamaktan yalnızlıktan sıkıldığınız gibi hatta daha hızlı bir şekilde sıkılacaksınız. Ve tabi ki aynı evde yaşamaktan da sıkılacaksınız. Evlenmek için yalnızlıktan sıkılmak da iyi bir sebep değil.
Çocuk İstiyorum; Çatırdayan bir evliliği kurtarmanın en büyük yanlışı nedir? “Evliliği hayatta tutmak adına ÇOÇUK yapmak” Bu amaçla yapılan bir çocuk; aynı ölmüş birine makyaj yapmaya benzer; ne yaparsan yap canlı gibi de görünse ölmüştür o. Bir de en baştan çocuk sahibi olmak için bir evlilik yapıyorsan, işte burada çok ciddi bir yanlış var demektir. Ve bu yanlışın sonuçları en çok da maalesef o çok istediğin çocuğun hayatını mahvedeceği ise garanti gibidir.
Peki sıralama ne olmalı :
a-Çocuk istemek b-Evlenecek birini bulmak c-Evlenmek d-Çocuk Yapmak
Doğru cevap; b-c-a-d
Aile Baskısı; Yaşınız ilerledi, çevrenizde devamlı evlen baskıları var ya da bir süredir sevgiliniz var ve deşifre oldunuz. Artık hem ailenizin haberi var, hem de baskılar, gelenekler var diyelim. Bu durumda sadece daha fazla aile baskısı yaşamamak için, tam da emin olmadığınız halde sevgilinize de evliliği ima ediyorsunuz ve bir şekilde evliliği kabul ettiriyorsunuz. Oysa sevgililik sevgililik, evli olma durumu bambaşka bir şeydir, Ve gerçekten buna hazır olup tamamen sorumluluklarını üstüne almadan biriyle aynı evi, aynı hayatı paylaşma çok riskli ve kimse için zoraki alınacak bir karar olmamalıdır. Hele ki bu kararı biraz da erken yaşta vermişseniz, yaşınız ilerledikçe istekleriniz, beklentileriniz değişecektir. Olgunlaştıkça ne istediğinizi daha iyi bileceksiniz ve seçtiğiniz hayatla, istediğiniz, beklediğiniz hayat çok farklı olma olasılığı büyüktür. Sırf babanız, anneniz öyle istiyor diye, bir insanla mesela 50 sene aynı evde yaşama anlaşması yapmak, ne kadar bağlayıcı bir sözleşmedir bunu iyi düşünmek lazım.
Zor Dönemlerimden Çıkmamda Bana Yardımcı Oldu; Zor dönemden çıkarken size yardımcı olan kişilere dost, akraba yada Danışman/Terapist diyebilirsiniz. Bu özellikler, sonradan bir insanın sizin eşiniz olmasında yeterli şart ve yakınlık değildir. O zor dönem bittikten sonra sizinle evlenmek isteyen kişi ya da bunu ima eden kişi, zaten bu durumdan önce bunu kafasına koymuş demektir. Yani yardımı desteği size karşılıksız vermemiştir. Hadi iyi niyetli düşünmekten vazgeçmeyelim , desteği size karşılıksız olarak vermiş olsa bile bir insanın yardımsever, iyi ve kötü gün dostu olması onunla aynı evi ve en özel hayatınızı paylaşabileceğiniz anlamına gelmez. o iyi bir insandır; İşte o kadar …
Maddi Durumu İyi; Para hiçbir mutluluğun anahtarı değildir, olamaz. Bir insanla paylaşılacak mutluluk, sadece iyi bir otomobil ve restoranlar da yaşanıyorsa ona mutluluk denmez. Tüketim denir. Sizin ve kendisinin rahatça, düşünmeden tüketmenizi sağlayan kişiye de dense dense sponsor denir. Eş denemez.
Mutluluklar, iyi anlaşmak, birlikte bir şeylerden keyif almak; paranın gücüyle oluşturulabilecek şey değildir. Para sadece alternatifleri arttırır. Ama Olmayan bir şeyin yerine geçemez. Zaman zaman geçtiği düşündürecek kadar aldatıcı olabilir. Ama sonra ”Her şeyim var; ben niye mutlu değilim? ” diye düşündürür. Böyle düşünmemek için en baştan doğru düşünmek gerekir.
Artık Kendime Ait Bir Evim Olsun istiyorum; Baskıcı aileler de yetişen özellikle kızların hatta zaman zaman erkeklerin de, arzu ettikleri gibi yaşamalarına izin verilmez. Ve bu şekilde yetişen kişiler kendilerine ait bir dünyayı özgürce yaşamak isterler. Ve bu dünyayı kurmanın yolunun ”evlenmek ” olduğuna karar verirler. Kısıtlı ve kendi ailesinin yanın da mutsuz bir hayat yaşamak zor. Yine de ne olursa olsun kendinize ait bir hayata kavuşmanın yolu nikah masasından geçmez. Yani sadece bu düşünceyle evlenilmez. Unutmayın o hayatta yalnızca size ait olmayacak. Özgürlüğünüzün çok daha kısıtlı olduğu, özel hayatınızın çok daha az olduğu bir süreçtir, evlilik hayatı. Doğru insanla yapılmadığı sürece de kesinlikle baba evini aratır. Evliliği kendi evim olsun diye düşünenler bunu bir kez daha gözden geçirmeli.
Evliliği bu sebepten yapanlar hayatlarını belki bir kez daha gözden geçirip doğru soruya, doğru cevabı bulmaya çalışabilir. Henüz evliliğe adım atmayanların da bunları bir kez daha irdelemesinde fayda var derim.
Sevinç Karakaya
Psikoterapist / Aile ve Evlilik Danışmanı ve Cinsel Terapist
Boşanma Koçluğu
Boşanma evlenmek kadar doğal bir eylemdir. Bir ülkenin en küçük yapı taşıdır, tabi sağlıklı ise… Amaç sağlıklı ailelerde sağlıklı bireyler yetiştirmektir. Maalesef bazen,öyle durumlar olabiliyor ki, en önemli birim olan aile kurumunun, bireylerini bir arada tutmak mümkün olamayabiliyor. Bu durumda sağlıklı bireyler yerine, öncelikle kendine ve çevresine güvensiz bireyler yetişebiliyor. Bu gibi durumlarda son çare olarak bu ailenin parçalanması gerekebiliyor. Buna karar vermek kolay olmadığı gibi deneyimli Boşanma Koç’ larımız refakatinde süreç bu zorlu ve acılı süreç sağlıklı bir şekilde geçirilebiliyor.
Boşanma Koçluğu Nedir?
Boşanma Koçluğu, sizi, hayatınızın büyük krizlerini yaşarken ve boşanma sürecinde ve sonrasında destekleyen özel bir koçluk yaklaşımıdır. Boşanma sürecinde kafanız karışıktır, kendinizi yaralanmış hissedebilirsiniz, stresli ve zorlayıcı durumlar belirsizlik ve korku yaşayabilirsiniz
Boşanma koçluğu Programı size ne katar ?
* Duygularınızı yönetmeyi öğrenirsiniz.
* Duygusal, fiziksel ve ruhsal acılarınızı iyileştirmenizi sağlar.
* Kendinize yeni, hedefler belirleyebilir.
* Bu yeni hedeflerinize ulaşmak için etkin bir eylem planı
* Ve hayatınızı yeniden tasarlamaya odaklanırsınız.
Boşanma Koçluğu ‘’SİZİNLE’’ ilgilidir – şimdiki durumunuzla ve geleceğinizi yeniden şekillendirmek için sizin doğru kararlar almanıza yardım etmekle ilgilidir. Boşanma koçluğu, suçlu aramak, hatalar bulmak, suçlamak veya geçmişi sorgulamakla ilgili değildir. Boşanma koçluğu bir terapi değildir ve size yasal tavsiyelerde de bulunmaz.
Boşanma koçluğu, insanın tüm bir hayatını etkileyen, kalıcı travmalar yaratan bu zorlu süreci kendinize ve başkalarına zarar vermeden, ilişkilerinizi yaralamadan, çocuklarınızı bu stresten maksimum düzeyde uzak tutacak güce kavuşmanıza yardım edecek şekilde sizi destekleyen bir rehberlik, bir değişim ve transformasyon sürecidir.
Boşanma hassas bir süreçtir .Ve Boşanma koçunuz size bu süreçte siz rahatlatacak ve size kendinizi iyi hissettirecek şunları sunar.
Güvenlik
size, duygularınızı, öfkenizi, suçluluk duygularınızı, üzüntülerinizi ve hayal kırıklıklarınızı rahatlıkla paylaşabileceğiniz güvenli bir ortam sunar.
Duygular
Duygularınızı yönetmenize, sizi sınırlayan inançlarınızı değiştirmenize, değerler sisteminizi yeniden yapılandırmanıza yardım eder.
Doğallık – Farkındalık
Kim olduğunuzu anlamanıza, ‘Gerçek sizi’ ortaya çıkarmanıza, nasıl bir hayat yaşamak istediğinizi yeniden keşfetmenize yardım eder. Geçmişte yaşadıklarınızı, hayal kırıklığından çok derslere çevirmenize ve bu aldığınız derslerle bu gününüzü iyileştirip geleceğinizi kurmanıza yardım eder.
Sürdürülebilirlik
Boşanma sonrasında hayatınızı koşullarda sürdürebilmeniz, ihtiyacınız olan bütün kaynaklara veya profesyonel desteklere ulaşabilmeniz için size gereken yol arkadaşlığını yapar . Boşanma sonrasında refah ve mutluluğunuzun devamı için almanız gereken kararlarda sizi destekler.
Çevre
Sizi etkileyen tüm çevresel faktörler ve ilişkileriniz üzerine odaklanır.
– Boşanma ile, hayatınıza devam etmek arasında denge kurmanıza yardım eder.
– Anne-baba olmanızla, yaşam tarzınızla, aile ve sosyal ilişkilerinizle ilgili doğru kararlar vermenize yardım eder.
– İçinde bulunduğunuz çevrede kendinize güvenle ve tüm tepkilerle, etkileşimle baş edebilecek şekilde sizi güçlendirmek üzere çalışır.
İnteraktif Yaşam Koçluğu ve Kobi Danışmanlık Merkezi kaliteli bir hayatın anahtarı olan refah ve mutluluğu üzerine odaklanır.Çalışma süresince danışanlarının sosyal, finansal, fiziksel, kariyer, cemiyet hayatı ve duygusal olarak iyi olma seviyesini arttırma üzerine çalışır. Aynı zamanda hayat amaçlarını ve anlamını yeniden belirleyip, pozitif duygular geliştirmelerine yardım eder. Onlara hayata daha sıkı bağlanmayı ve başarılarını kutlamayı öğrenirken ki süreçte yol arkadaşlığı yapar.
Boşanma Koçluğu programı sizi geçmişle uğraşmaktan, çözülmemiş sorunlar üzerine düşünmekten alır, yeni bir pozitif-gelecek kurmaya yönlendirir, yeni hedeflerinize odaklanmanızı sağlar.
Boşanma hayatınızda bir kabus olmadan, boşanma sürecinde eşler birbirine düşman olmadan, acılarınızı daha kolay sarmak, duygularınızı yönetmek ve boşanmadan sonra ayaklarınızın üzerinde güvenle durabilmek için Boşanma Koçluğu Programına bekliyoruz
Koçluk Süreci
Boşanma süreci devam ettiği ve ihtiyaç duyulduğu sürece Programımız devam eder.
(Haftada bir saat Koçluk seansı + en az 2 kere telefonla ve maille iletişim)
Devamı