Sevginin Beş Niteliği
SEVGİNİN BEŞ NİTELİĞİ
Sevgi bizden çok öte bir şeydir, aslında… Sevginin coşkusu, acısı; tek evet ile içine sizi alan gizemli bir serüvendir. Eğer sevginin tanımını sorarsanız; Zannediyorum Yaratılmış her zerresi kadar tarifi vardır. Herkes için bambaşka bir histir sevgi. Fakat bunun yanında çok önemli bir gerçek vardır ki; Dünyadaki bütün sevgiler toplansa, ne mutlu olmamıza, nede bir ilişkiyi sürdürmemize yetmez. Sevgi aslında bir beceri işidir, ve beceride sonradan öğrenebilir. O zaman denebilir ki bir ilişki de; sevme gerekli çaba ve uygulamalarla öğrenilebilir. Dediğim gibi herkesin sevgi tanımı birbirinden farklıdır, Çünkü her birimizin sevgi tecrübesi birbirinden farklıdır. Fakat sevginin beş yönü vardır ki bunlar hemen hemen herkeste öne çıkar. İlgi, kabul, taktir, şefkat ve kendimiz olmaya hoşgörü.
İlişkilerde; Her yetişkin en doğru eşi seçme arayışındadır. Önce kendi anne babamızda bulduğumuz iyi ve eksik yönleri harmanlayıp bunların benzerlerini bulmaya çalıştığımız, bir taklit ararız. Yani hem kontrol eden, hem de sadık biri. Kişiliğimiz oturup olgunlaşmaya başladıkça; sadece olumlu yönlere odaklaşırız. Yani kontrol eden insanları değil, bize biz olabilme imkanı veren sadık birilerini ararız. Tamamen olgunlaştığımız da ise, kusursuzun olmadığını keşfeder, artık kusursuzluk peşinde koşmaktansa, gerçekleri görürüz. İçimizde bizi biz eden kaynaklara döneriz; eşimiz artık ihtiyaçtan çok bir armağandır.
İşte bu beş nitelik; Önce anne-babanın, sonra eşlerimizin karşılaması gereken ihtiyaçlar gibi görünse de zamanla bizim başkalarına ve dünyaya sunacağımız armağana dönüşür. Bu beş nitelik denilebilir ki; ”Bir ilişkiyi sürdürmenin değil, hayatın amacı olan bütünlüğümüzü sağlayan sevginin, uygulamasının anahtarlarını bize sunar.” Bu beş niteliği uygulaya bilirsek hayatımız da çok şey kazanırız. Her ne kadar görünürde başkalarına sunuluyor gibi olsa da, sundukça bizi daha da sevilebilir kılan niteliklerdir. Sevgiyi içinde oluşturma yöntemidir.
İLGİ
İlgilenmek; Sesin farkına varmak,söylenenleri dinlemek, hissetmek ve tecrübe etmek demektir. Aslında burada bahsettiğimiz ilgiye uyum da diyebiliriz. Uyum iki kişinin birbirlerine karşılıklı ilgilerinin yansımasıdır. Gerçek ilgi; gördüğümüz de, hareketimizle veya söylediklerimizle tam anlamıyla anlaşıldığımızı yani aslında uyum içinde olduğumuzu hissetmektir.Tabi ki karşımızdaki kişiyi de tam manasıyla anlayabildiğimizi hissettirmektir. J.D Salinger’in bir roman kahramanının dediği gibi; ”Babam, hayatı boyunca sorumu duymak için bekliyormuşçasına bana döndü” simdi kendinize sorun; İşte siz ve eşiniz Birbirinizi hiç bu kadar dikkatle dinlediniz mi? Birbiriniz için bu kadar önemli misiniz? İlişkiler bu önemle şekillenir. Eşler arasındaki uyumlu ilgi; durmaksızın genişleyen güven ve güvenlik alanı oluşturur. Bizim gerçeğimize gösterilen ilginin arkasındaki gerçek, onu bize sunandan gelir. Bize gerçek bildiğini söyleyeceğine güveniriz ve eşimize güvenin kaynağı budur.
İlişkiye ilgi ne getirir; İlgiye duyulan arzu dinlenmek istemektir, çoğu zaman yanlış anlaşıldığı gibi hep sahnenin önünde olmak değil. Bir ilişki de ilgi var ise; karşılıklı odaklanma vardır, horlanma yada alaya alınma endişesi yoktur. Karşılıklı ilgi duyan eşler birbirlerinin sezgilerine önem verir. Birbirlerini ciddiye alır, itibar gösterirler. Kişilerin duyguları eşleri için o kadar önemlidir ki, korktukları duyguları da bilirler, kendileriyle paylaşmalarını isterler. Elbette karşılıklı hoşnutsuzluklarda vardır fakat bu ilgideki uyumu yakalamış çiftler iletişim kanallarını açık tutmak adına karşılıklı saygılı ve istekli bir şekilde hoşnutsuzluğu, konuşarak çözerler.
KABUL GÖRMEK
Kabul Görmek; Bir ilişkide, bütün duygularımızın, seçimlerimizin ve tabi ki kişisel özelliklerimizin saygı görmesi desteklenmesi anlamına gelir.İlişkimizde bu durum, eşimizi tanımak ve ona kendimizi açmak için bize güven ortamı oluşturur. Kendimizi eşimizin yanında ne kadar güvende hissedersek ona o kadar yakınlık hissedebiliriz. Beş niteliğin hepsinde olduğu gibi kabul görmek ve kabul etmek için hiçbir zaman geç değildir. Kendi içinizin farkındalığına dönmenizi gerektirir. Kendi kaynaklarınızın ve değerinizin farkına varmak için, yaşam koçu ile çalışmak oldukça etkilidir. Kendi değerimizi ruhumuzun derinliklerine oturtmayı öğreniriz. Bu sayede kendimize güvenimizi geliştirmekle kalmayız, eşimizi ve başkalarını da oldukları gibi kabul etmek kolaylaşır. Bir beklentimiz olmadığından karşımızdakini olduğu gibi kabul ve taktir ederiz. Kabul etmek koşulsuzdur; karşımızdakini seçimlerini hayat tarzını hem fikir olmasak ta onaylamaktır.
İlişkiye Kabul görmek ne getirir; Bir ilişkide, kişiler kabul gördüklerinden, kim olduklarına dair hislerinden ve kendi oluşturdukları değerler sisteminden ne kadar eminlerse; karşılıklı sevgilerinde, gereksiz reddedilme korkularından ve aşağılanma hislerinden de o kadar uzaktırlar. Birbirlerine sevgilerini güvenle ve etkili biçimde sunarlar.
TAKTİR GÖRMEK
Taktir Görmek; Bir ilişkide kabul görmeye derinlik katar. Bu ”Sana hayranım, seninle olmaktan zevk alıyorum, sana değer veriyorum, sana saygı duyuyorum,senin eşsizliğini taktir ediyorum, demektir. İlişkilerde eşini taktir etmek çok önemlidir. Taktir bize bağışlanan lütuf ve armağanlara şükür duymayı da içerir.Şükür olmayan ilişkilerde bir şeyler içten içe eksiktir. Bu ille de teşekkür bekleme isteği değildir. Bu şükür karşındaki kişiyle etkileşiminin sağlıklı olup olmadığını yerini iletilip iletilmediğini gösteren bir teşekkürdür.
İlişkiye Taktir görmek ne getirir; İlişkinizin ve kişisel değerlerinize sahip olmak ve kendine güvenmek için, ihtiyacınız olan tek şey cesaretlenmektir. Bu da ancak eşlerin karşılıklı birbirlerini taktirle olur. Washington Üniversitesi psikologlarından John M. Gottman’ göre ”İlişkilerini yürüten çiftlere bakıldığında taktir ekmenin oranı şikayete oranı beşe birdir”. Karşılıklı taktir, uzun ve huzurlu ilişkiler getirir.
ŞEFKAT
Şefkat; ilişkilerde Karşılık beklemeden sevmek. Sevmek ve sevilmek elbette temel ihtiyacımızdır. İlişkilerde eşlerin birbirini gerçekten severek kucaklaması, sevginin bedene işleyerek ruhu okşamasıdır. Hayatta korkularımız ne kadar büyük e derin bile olsa tek bir sevgi dokunuşuyla yok olur gider. Şefkat hem fiziksel hem de duygusal düzeyde bir yakınlık ister. Oluğumuz gibi seviliyorsunuzdur. Şefkat ihtiyacınız her zaman koşulsuzca sevilmeniz , çoğu zaman ise samimi olarak sizden hoşlanılmasıyla karşılanır. tek parmak bütün elimizi temsil etmez şefkatte sevgini gösterilme niteliklerinden biridir sadece. Sizi kucaklayan fakat size suçlamadan özgürce seçimler yapabilme hakkı vermeyen bir ilişkide bir süre sonra yersizlik ve güvensizlik hissi uyarır.
İlişkiye Şefkat ne getirir; Şefkat ilişkilerde romantik alanında başka çatışmada başka kendini gösterir. Romantik aşamasında genellikle cinsel yakınlık olarak kendini gösterir yani denilebilir ki kişilerin cinsel yaşamlarındaki mutlulukta şefkat oldukça önemlidir. Çatışma anında ise; şefkat karşılıklı meseleler üzerinde sabırla ve ortaklaşa çalışma yapmayı sağlayan hoşgörüyü getirir.
KENDİN OLMA HOŞGÖRÜSÜ
Kendin olma hoşgörüsü; İlişkinizde en derin ihtiyaç ve dileklerinizin neler olduğunu, bilip gösterebiliyorsanız. kendiniz olmanın güvenini içinizde taşırsınız. Kendimiz olmak bize güvenli gelmediğinde ise; yetenek ve erdemlerimizi saklamak için, maskeler takarız. Olmadığımız gibi görünür belki de kendimizle kalında kendimizi bir sahtekar gibi bile hissediyor olabiliriz. Ve kendimizi Eşimizin dilek ve isteklerine göre yaşamaya mecbur hissedebiliriz. Fakat kişilerin kendi gibi olma özgürlüğü izin vermeyen ilişkiler muhakkak bir yerden patlak vermektedir. Ve bir kez sağlıklı bir şekilde kontrolü ele alan kişi başkasına boyun bükerek yaşamak istemez. ”Kendim olmama izin vermiyor” gibi cümlelerle kendini göstermeye başlar. Budan dolayı ilişkilerde kişilerin kendi olma özgürlüğüne saygı göstermek gerekir. Maalesef çok yapılan bir gerçek ilişki başladıktan sonra birbirini karşılıklı değiştirme isteği. Bu istek kişilerin içinde her an patlamaya hazır bir öfke ve isyan bombası olarak çıkabilir.
İlişkiye Kendin Olma Hoşgörüsü ne getirir; İlişkilerde kişiler birbirlerine kendileri olma noktasında hoşgörü gösterdikçe içsel olarak birbirlerine tam manasıyla güvene bilir ve tam manasıyla gerçek eşini tanıyıp sevebilme şansını kendilerine verebilir. ”Evlilik ben merkezci bir anlayışla gitmez ben değil biz olmayı eşlerin seçmesi gerekir.”
Karşılıklı ilgi uyumunu yakaladığınız, kendinizi ve eşinizi olduğu gibi kabul edip taktir edebildiğiniz, şefkatle ilişkinize mutluluklar ve sorunlarınıza çözümler ürettiğiniz, tabi ki, karşılıklı kendiniz olma hoşgörüsünü, yakaladığınız birliktelikler dilerim SEVGİYLE KALIN…
Kadınların Cinsel İsteksizlik Yaşama Sebepleri
KADINLARIN CİNSEL İSTEKSİZLİK YAŞAMA SEBEPLERİ
Ülkemizde bugün otuz, kırk yaş arasındaki kadınlarda çok sık rastlanan bir sorundur, cinsel isteksizlik. Kadınların cinselliğinden ve cinsel sorunlarından bahsedilince en çok rastlanan problem cinsel isteksizlik ve oranı yüzde kırklardadır.
Kadında cinsel isteksizliğin sebeplerine bakıldığında; Ağırlıklı olarak duygusal sorunlar olsa da elbette sadece duygusal sorunlar değil, cinsel isteksizliği körükleyen bir çok etken, hastalık vardır; Bunlar hormonal dengesizlikler, olabileceği gibi, diyabet, tansiyon, kalp v.s… hastalıklarda olabiliyor. Fakat cinsel isteksizliğe en belirgin sebepler şu şekilde sıralanabilir.
Duygusallık Olarak Tatmin Olamama
Kadınlar erkeklere göre psikolojisi daha çabuk bozulabilen, daha çok duygularıyla yaşayan varlıklardır. Bunun etkisi altında depresyona sürüklenen kadının cinsel hayatında da isteksizlik görülür.Cinsel isteksizliklerin büyük bölümünü depresyon kaynaklı olmaktadır.
Elbette cinsellik erkek için olduğu kadar, kadın için de önemli bir ihtiyaçtır, fakat kadınların cinselliği arzulaması için ilk önce ruhen, duygusal olarak doyuma erişmeleri gerekir ki; hem eşini hem onla gelecek cinselliği arzulayabilsin.
Erkekler tarafından, kadının duygusallığını iyi tanınmıyor,tanınmadığı için de, kadının cinselliği duygusallığından geçtiği anlaşılmıyor. İyi bir duygusal ortam yaratıldığında cinsel olarak uyarılabilirken bir kadın, bu durumda cinselliğe uyarılmıyor. Hatta cinsellik noktasında başlarda çok istekli olup beraberliği arzulayan kadın, eşinin bencilce, sadece kendini mutlu etme çabasından kaynaklanan, sebeplerle; doyuma erememesi hali kadını cinsellikten uzaklaştırıyor. Kadın, karşısında monoton, heyecan vermeyen erkek modeli görünce bu cinselliği yaşama arzusu da uyandırmıyor.Tabi ki Kadının cinsel isteksizliğinde bu çok önemli bir unsur olmaktadır.
Cinsel isteksizlik probleminin çözümü gerçekten zordur. Çünkü sorun ilişkinin temelinden kaynaklanabiliyor. İlişkideki problemler çözülmeden cinsel isteksizlik probleminin de çözülmesi pek mümkün olmuyor. Ve kadınlar genel olarak etraflarındaki problemlerden etkileniyorlar.
Geleneklerin Verdiği Baskılar
Bireylerin yaşadığı cinsellikle alakalı sorunlara bakıldığında , beklentilerine ve yaşadıkları geleneklere göre değiştiği gözlenmektedir. Cinsel problemler yaşayan çiftlerin halen sorununa çözüm aramak da çekindikleri ve bunu ayıp olarak algıladıkları da karşılaştığımız bir gerçektir.
Daha çok kırsal kesimde karşılaşılan geleneklerin baskısı aslında kimi zaman da kentlerde yaşayan kadınları baskısı altına alabiliyor. Ancak en vahim durum kırsal kesimde yaşanıyor çünkü bu baskılar nedeniyle, bastırılmış bir cinsellik ve cinselliğe hiç yaklaşımı olmayan insanlar görülüyor sıklıkla.
Özellikle geleneksel ve baskıcı ailelerde yetişen bayanlar; gördükleri baskı ve yanlış yönlendirmelerden kaynaklı cinsel ilişkiden öylesine uzaklaştırılıyor ki, evlilik yaşamı içinde de, cinselliği eşinin sadece beklentileri doğrultusunda yaşayıp, eşinin isteklerine, cevap vermesi gereken vazife olarak alılıyorlar. Kendilerinin cinsellikten beklentileri olma yada cinsellikten bir haz olmak gibi lükslerinin olmadığını düşünüyorlar ve bir süre sonra da cinselliği hiç önemsemiyorlar. Cinselliği bu şekilde uzaklaştırılması ve bir zorunluluk görülmesi; Bu kadınlarda cinsel isteksizlik problemleri olarak ortaya çıkıyor.
Eşinin Cinsel Sorularından Kaynaklı Sebepler
Cinsel isteksizlik sorunuyla gelen kadınların ortak özellikleri; evlilikleri ve özel yaşamlarıyla ilgili sorunlarının olması. Bu bayanlar, yoğun cinsel isteksizlik problemi ile bize geliyorlar ama partnerlerini de seviyorlar. Yani eşinden soğuma gibi bir problemleri yok. Sadece sevişmeyi istemiyorlar. Eşini seven ama onunla sevişmek istemeyen kadınların çoğunun eşlerinde ya erken boşalma ya da ereksiyon sorunu olduğu ortaya çıkıyor. İşte bu gerçek sorunlar kadınlarda ciddi oranda cinsel isteksizlik yaratıyor.
Erkekte oluşan şikayetin, kadında isteksizlik yaratması durumu da var. Kadının olayı nasıl ele aldığı da önemli. Kişisel faktörler, kişinin olayı ele alış biçimi sonucu değiştiriyor tabii ki diyor.
Kadının Rol değiştirmesi
Bazen de benim Kadın danışanlarım dan gözlemlediğim kadarıyla; Kadınlar evlenmeden öncesinde cinselliği arzuluyor, merak ediyor yani kadın, sevgili, eş kimliğini daha net yaşarken, evlendikten sonra hızla değişim gösterebiliyorlar. Bu değişim genelde oynadığı rolü değiştirmek şeklinde kendini gösteriyor, anne, arkadaş, iş kadını, ev kadını gibi rolleri üstlenebiliyorlar. Bu rollerinin altında kadın ezildikçe yani toplumsal rollerin üzerindeki baskısı arttıkça sevgili rolü git gide geri plana atılıyor. Kadının eve ayırdığı zaman, işe ayırdığı zaman, akrabalara ayırdığı zaman,yanında bir de ilişkisine ayırdığı zamana bakıldığında ilişkisine diğerlerine göre çok küçük zaman ayırıyorsa yani sevgililik rolüne verilen zaman azalıyor ise cinsellik sürekli geriye düşüyor ve bu zamanla cinsel isteksizlik oluşturuyor olabilir.
Sadece Sevişmek İçin Yakınlaşmak İstemiyorlar
Cinsel isteksizliğin en önemli sebeplerinden biri de ; Kadınların eşlerinden yeteri kadar ilgi görememesi. Bir de eşinin sadece sevişmek isteği zaman kendisine yaklaştığını düşünen kadınlarda da cinsel istek problemi meydana geliyor. Bu konuda bir örnek vermek gerekirse, cinsel isteksizlik sorunu yaşana bir kadın bana şunları anlattı. “Sadece cinsel ilişki kurmak istediği zaman bana yaklaşıyor.
Ben de bu nedenle uzak duruyorum, çünkü bu bir oyun gibi, hep belirli şeyleri yapıp sonra benimle sevişmek istiyor. Benden ne istediğini biliyorum ve bunu istemiyorum.” Ancak bu ve bu tür sorunları anlatarak bize gelen bayanlar cinsel anlamda daha canlı, uyanık olmak, cinsel istek duymak istiyorlar ve kendilerinde bu yönde bir eksiklik varsa bununda çözümünü bulmak istiyorlar.
Devamı