Başarınızın Önündeki Engel Kim?
Kendimize her gün sözler veririz, hedefler belirleriz. İlk günlerde her şey yolunda gidiyor gibi görünse de, bir süre sonra o ilk günlerin heyecanı içimizde kalmaz. Hedeflerimize ulaşma da bizi başarısızlığa, bize götüren sebep, hayalimizi gerçekleştirmeyi çok istesek de ilk günkü motivasyonumuzu kaybetmemizdir. Bu motivasyon eksikliğinin sebebi ise bilinçaltımızdaki bazı düşüncelere dayanıyor. Başarıyı elde etmek için bilinçaltındaki negatif düşünce kalıplarından kurtulmanız gerekiyor. Peki nedir bu uzak durmamız gereken negatif düşünce kalıpları ve bunlarla nasıl çözüm getirebiliriz?
1- Hedefleriniz Hemen Olmayacak, Sabırlı Olun;
Bir tarla düşünün önce mevsiminde ekilecek sonra emek verilecek emek vermek de bir süreç gerektiriyor. Sabırla mahsulün gelişimi beklenecek ve ancak zamanı geldiğinde mahsul toplanacak bunu hepimiz biliyoruz. Çok istediğimiz şeylerin birdenbire olmasını bekleyemeyiz. İyi bir proje, yeni bir iş, hatta spor yapmak bile hedeflerimizin arasında olabilir. Hedeflerimize ulaşmak için mutlaka sabırlı olmalıyız. Aksi taktirde sadece birkaç haftalık bir çalışmanın ardından istediğiniz vücuda sahip olamayacağınız düşüncesine kapılıp, motivasyonunuzu kaybedebilir ve sporu bırakabilirsiniz. Oysa sabır gösterdiğinizde elde edeceğiniz sonuç başarıdır.
Çözüm: Motivasyonunuzu kaybetmemek adına planlarınız için bir program oluşturmalı ve sonuca değil sürece odaklanmalısınız.
2- Kıskançlığın Gözünüzü Kör Etmesine İzin vermeyin;
Kıskançlık öyle bir duygudur ki insanın gözünü kör edebilir. Kendi sahip olduğunuz güzelliklere odaklanmaktansa, başkalarının sahip olduklarına odaklanır ve bu nedenle elinizdekilerin tadını çıkartamazsınız. Unutmayın ki kıskançlık ve hayranlık arasındaki ince çizgiyi fark etmek ve başkalarının başarıları ile gururlanıp, aynılarını kendimiz için de dileyebilmek çok önemlidir.
Çözüm: Başkalarının yaşadığı hayata özenmek ve gün boyu internet üzerinden onları takip etmek yerine, kendi hayatımıza odaklanmak bizi başarıya taşıyacak en önemli adımdır.
3- Bir Türlü Harekete geçmemek;
Eminim hepimizin hayatında bir yapılacaklar listesi vardır. Aklınızdaki onlarca fikri hayata geçirmek için, en uygun zamanı bekliyorsunuz değil mi?. Unutmayın ki bu uygun zaman hiçbir zaman gelmeyecek, çünkü fikirlerinizi uygulamak için tek uygun zaman aslında bulunduğunuz andır yani şimdi… Harekete geçmek ve bunun sonucunda sonuçları görmek, motivasyonunuzu yükseltirken sizi başarıya taşıyacak.
Çözüm: Gerçek başarı hikayelerinin de başarısız olduğu dönemler olur. Hata yapmaktan korkmayın ve harekete geçin.
4- İçinde Bulunduğunuz Hale Şükredin;
Genellikle sahip olduğumuzdan ziyade olmadıklarımıza odaklanıyoruz zaman zaman elimizdeki şeylere şükretme eğiliminde olsak bile, sizce bunu ne kadar gerçekçi yapıyoruz? Elimizde olanın değerini kaybetmeden de biliyor muyuz? Hayır mı? Unutmayın şükür elinizdekileri artıran en etkili araçtır.
Çözüm: Şükretmenin en kolay yolu sahip olduğumuz için şükrettiğimiz şeylerin bir listesini yapmaktır. Aile bireyleri, sevdiğimiz kişiler, evimiz, işimiz, bir yeteneğimiz ve hatta aldığımız nefes bile bu listeye girebilir. Bunu dışında teşekkür etmeyi bilmek ve karşımızdaki kişiye teşekkür edebilmek de oldukça etkili bir minnet duygusunu bize kazandırır.
5- Yaşam Amacınız Olsun;
Üzerinde çalıştığınız işin hiçbir anlamı olmadığını düşünüyorsanız, motivasyonunuzu kaybetmek için daha iyi bir neden bulamazsınız. Bazen bir şeyler üzerinde çalışırken kayboluruz ve yaptığımız iş anlamını yitirir. Hatta bu düşünce hayatın geneline bile yansıyabilir. Önemli olan yaptığımız şeylere özellikle bir anlam yüklemek yerine onların tadını çıkarmayı bilmek.
Çözüm: Yaptığınız işin bütünün hayrına olacak bir şeyler olması önemli olduğu gibi, güzel işler ortaya çıkarmaya da odaklanın. Saul Bass’un dediği gibi: ”Ben sadece güzel şeyler yapmak istiyorum, kimsenin umurunda olmasa da…”
6- Taşıyamayacağınız dan Fazla Yük Yüklenyin;
Yapılması gereken çok fazla iş var ve siz nasıl altından kalkacağınızı bilmediğinizden hepsinden birden vazgeçiyor musunuz? Yapabileceğinizin üzerinde iş yükü almak sizi geriye çeken en büyük sebeplerden biridir.
Çözüm: Hepimizin baş etmesi gereken çok fazla iş var, fakat önemli olan bunları bir düzene koymak ve öncelik sırasına göre tek tek yapmaktır.Hayır demeyi öğrenebilmek ve sadece yapabileceğimiz şeyleri yüklenmek elimizdeki işleri hakkıyla yerine getirmeyi sağlayacağı için motivasyonumuzu artırır.
7- Olumsuz Arkadaşlardan Uzak Durun;
Bu durum iki türlü karşımıza çıkar. Biri devamlı olumsuz bakış açıları ve negatif değerlendirmeleriyle sizin motivasyonunuzu kırıp enerjinizi emen arkadaş tipleri ile beraber olmak, diğeri ise Eğer çevrenizde hiç kimse başarılı işlere imza atmıyor ve ilerlemek için çaba sarf etmiyorsa yanlış gemidesiniz demektir. Arkadaş ya da iş çevrenizdeki insanlar motive olduklarında, sizi de etkileyecekler ve başarı sahibi olmanız için adım atmanıza olanak sağlayacaklar. Aynı zamanda olumlu bakış açısına sahip sizi destekleyen arkadaşlarda yine motivasyonunuzu artıracaktır.
Çözüm: Çevrenizdekileri bir daha gözden geçirin ve motivasyonunuzu azaltan kişileri hayatınızdan uzaklaştırın. Sizi motive etmeye yardımcı olacak insanlarla ilişkilerinizi kuvvetlendirin.
8- Kaybetme Göze Alın;
Kaybedecek bir şeyleriniz olduğunda motivasyon sahibi olmanız da daha kolaydır. Tamamıyla çaresiz bir insanın “Yeterli motivasyonum yok” diye bir mazeret ürettiğini duydunuz mu hiç? Eğer kendinizde bir motivasyon eksikliği hissediyorsanız, belki de bu fazla rahat olmanızdan kaynaklanıyor olabilir.
Çözüm: Motivasyon sahibi olabilmek için bir şeyleri riske atın ve daha iyi bir pozisyonu hedefleyin.
Sevinç Karakaya
DevamıBaşarı İçin Disney Modeli
BAŞARI İÇİN DİSNEY MODELİ
Disney modeli nedir? Disney modeli hayalleriniz geliştirme ve bu hayallere gerçek olabilmeleri için en iyi şansı veren modeldir diyebiliriz. Walt Disney’den sonra bu şekilde adlandırılmıştır. En iyi fikri geliştirirken kullanılan bir modeldir. Hayalci, gerçekçi ve eleştirmen üçlüsü bir araya gelerek oluşturulur.
Hayallerinizi gerçeğe dönüştürmek için çok iyi bir süzgeçtir; Disney modeli. Bu üçlü süzgeç sayesinde hayalleriniz maksimum anlaşılırlık ve sonuç için ayrı ayrı araştırılır.
Günlük hayatımızda da şöyle insanlara muhakkak rastlıyoruzdur.
”O bir oyunbozandır”(Eleştirmen)
”O bir fikir insanıdır”(Hayalci)
”O bir işin püf noktasında iyidir” ( Gerçekçi)
İşte Disney modelinde bu farklı kişilerin tamamen konu ile uzmanlaşmış insanların guruplaşmasından oluşur. Disney modelinde bu üç rolün bilinçli bir şekilde geliştirilmiştir. Genellikle koçluk çalışmalarımızda hedeflerine ulaşmak isteyen danışanlarımızda çokça kullandığımız bir yöntemdir. hatta sadece iş ortamları yada hedefler değiş kişisel başarılar içinde oldukça etkili bir yöntemdir. Bu çalışmayı bir gurup olarak yapabileceğiniz gibi kendi içinizde üç rolü sırasıyla oynayabilirsiniz.
Disney Modelini Ne Zaman Kullana Bilirim
* kendiniz için yada takınız için yeni projeler geliştirmek istediğinizde,
* Hayal- gerçek yada uygulama arasında bir çatışma hissettiğinizde,
* Bir görüşün, hayalin yada hedefin nasıl fark edilebileceğini merak ettiğinizde,
*Kendiniz yada bir başkası, bir projede yada hallerinle alakalı ”Bu asla işe yaramayacak” dediğinde araştırmaya son vermeyi düşündüğünüzde,
Kendinize sizin (ya da onların) burada “eleştirel” bir yargıda bulunduğunu hatırlatın ve bu yargıya ulaşmadan önce üç bakış açısından da olayların nasıl görülebileceğini kontrol etmek önemlidir. Bunu yüksek sesle ya da sadece zihninizden geçirerek yapabilirsiniz.
Genellikle insanlar, hayallerini ve zihinlerinde uyanan şeyleri gerçekten yapmadan önce eleştirmen pozisyonuna geçerler. Görüşlerin ve vizyonun fark edilmesi ve geliştirilmesi için bu üç perspektif de önemlidir.
Disney Modelini Nasıl Kullana Bilirsiniz
Planları ve işleri değerlendirmek için bu üç rolü farklı insanlara (örneğin bir takımda veya ailede) tahsis edin. Birisinden birkaç saniyeliğine hayalci rolünü üstlenmesini ve o görüşle ilgili tüm ihtimalleri size söylemesini isteyin.
Bir başkasından bunu uygulamak için gerçekte ne yapılması gerektiği üzerinde çalışmasını isterken diğer bir insana bunu derinlemesine inceleme, artılarını ve eksilerini değerlendirme görevi verin. İnsanların farklı bakışaçıları olaya katkılarda bulunmalarını sağlamak için rollerin dönüşümlü olarak üstlenilmesini isteyebilirsiniz.
(Böylece, sadece belirli bir rol üstlenerek kimse sınırlandırılmamış olur.) Bir toplantıyı veya tartışmayı üç aşamaya ayırın ve her bir rolü farklı bir safha olarak ele alın. Öncelikle herkese beyin fırtınası yaptırın ve yaratıcı olmaları için zorlayın.
Sonra, gerçekten pratikte olması gereken şeyin ne olduğunu düşünmelerini sağlayın. Daha sonra herkes ihtimalleri eleştirel bir yaklaşımla değerlendirsin. Her aşamanın açık ve net olmasını sağlayın. Tüm aşamalar incelendikten sonra son kararı üzerine bina edebileceğiniz birçok değerli bilgiye sahip olmuş olacaksınız.
Kişisel Başarıya Ulaşmak İçin 8 Adım
KİŞİSEL BAŞARIYA ULAŞMAK İÇİN 8 ADIM
Başarı tanımı kişiden kişiye çok farklı şeyler ifade edebilir; Kimine göre iyi bir ebeveyn olma, kimine göre bir ev sahibi olmak, bir başkasına göre daha güvenli bir hayatı elde edeceği bir maaş..vs Buradan anlaşıldığı gibi başarı çok kişisel bir şey fakat; ne olursa olsun, başarısızlık herkes için kötüdür, hayatınız da bir şeyler eksiktir. Başarının tanımı farklı olsa da her bireyin başarıya ulaşmak için belli bir yol ve yöntemde ilerlemesi şarttır.
Başarılı olmak bir sanat mıdır? Genellikle başarılı olanlar mı başarıyı çekmeye devam ediyorlar? Başarılı olmada doğru yolda ilerlemek, başarılı olmanın önemli bir parçası mı ?
Başarılı insanlar, hata yapmayı sevmiyor fakat yaptıkları hatalar ise onları pes ettirmek yerine püf noktalarını öğrenip yollarına daha sistemli bir şekilde gitmelerine yardım ediyor. Başarısız insanlarda hata yapmayı sevmiyor fakat başarılı insanlarla aralarında ki fark onlar hata yapmaktan korktukları için adım atmıyorlar. Ki adım atmamak, adım atıp hata yapmak dan daha kötüdür. Karşısında ki korku duvarlarını aşmaktansa hedeflerinden vazgeçen insan sayısı elbette çok fazla…
Bu korku duvarları kişilerin önünde aşılması gereken çok ciddi bir sınavdır. Bir şekilde kişilerin korkularıyla yüzleşip, önündeki engelleri kendileri için fırsata çevirmeyi öğrenmeleri gerekir. Tabi bu süreç kimi kişiler için çok kolay değildir. Bu öğrenme aşamasında, Koçluk; Kişilere kendi hayatları adına yöneltilen doğru sorularla, sağlıklı bir şekilde dinlenilip, kurulan empati süreciyle,yerinde bir yöntemdir. Kişiler aldıkları Koçluk hizmetiyle, hedeflerini oluşturabilir,hayatların da olumlu ve değerli değişiklikler yapabilir. Koçluk; basit ama sistemli yollarda ilerlemenize katkıda bulanabilir. Bunlar…
Kendi Kişisel Başarıya Ulaşmak İçin Koçun Size Rehberliğinde Birkaç Kolay Adım;
Bir Vizyon Belirleyin; Vizyon ile kastettiğim şey nedir, önce onu açıklamak isterim. Vizyon, gözlerinizin yardımı olmadan, kendiniz için belirlediğiniz bir gelecekte, kendinizi görmektir. Orada ne yapıyorsunuz? Etrafınızda kimler var? Kendinizi o an nasıl hissediyorsunuz? Oraya ulaşmak için şimdikinden neyi veya neleri farklı yaptınız? Gibi giden soru silsileleri ile vizyonunuzu oluşturmak da bir koçla sistemli adımlar atılıp gideceğiniz yere varmanız kolaylaşabilir.
Sorumluluklarınızı Kabul Etmelisiniz; Hayatınızın sorumluluğu size aittir. Koçluk programının başarılı bir şekilde ilerlemesi ve ilerleme kaydetmede ki , sorumluluk size aittir ve siz kontrol altına almak , sorumluluklarınız yerine getirmede koç size yol arkadaşlığı yapar.
Olumlu Tutum Geliştirin; Neye odaklanacağınız sizin tercihiniz olacaktır.Ve aynı zamanda sizin gerçeğiniz olacak hayata olumlu bir bakış açısı, başarı için çok önemlidir. Olumsuz şeyleri çok fazla düşünmek, daha önceki başarısızlıkları çok fazla hatırlamak ve onlara odaklanmak, bizi sadece başarısızlıklara yaklaştırır. Hayatta neye odaklanırsak hayat bize onu getirir. ”Olumlu düşünceler olumlu sonuçlar üretecek” Bu olumlu düşünme yöntemi tabi ki birden birden bire gelişmeyecektir. Fakat Koçluk programlarıyla sistemli bir şekilde olumlu düşünce yapısı geliştirmiş olacaksınızdır.
Sizi Sınırlayan İnançlarla Vedalaşın; Başarısızlık korkusunu kişiler, çok erken yaşta öğrenirler ve bunlar inanç kalıplarına dönüşür. Başarı yolunda atılan ve geçmişte bir kaç kez işe yaramayan deneyimler, bizde aynı şeyin tekrar olacağına dair inanç geliştirmemizi sağlar. Kendi farkındalığınızın ve içinizdeki gücü fark etmenize yardımcı bir program ve yol arkadaşıyla sizi sınırlayan, inançlarınızla en kısa zamanda vedalaşabilirsiniz.
Kendinize İnanın; İlk önce başaracağınıza inanmanız gerekir.Kendine inanmalı eğer başarısız olduğunuzu ve buna bir şeylerin olduğunu düşünüyorsanız, bunun sebebini, dışarıda aramamanızı tavsiye ederim. Çünkü kişinin kendine çıkardığı en büyük engel (sayısız koçluk görüşmesinde ilk elden deneyimlenmiş olduğuna emin olabilirsiniz) gene kendisi olarak çıkıyor…
Pozitif İlişkiler Geliştirin; İnsanların üzerinde pozitif ilişkilerin etkisini asla küçümsemeyin. Bu süreçte olumlu ve sizi destekleyici insanlara odaklanır, size ve fikirlerinize karşı, enerji çalan insanlardan uzak durmayı öğrenirsiniz.
Zamanınızı İyi Planlayın; Zamanınızı en iyi şekilde kullanmak için, hedeflerinizin açık olması gerekir. Zamanınızı sistemli bir şekilde planlamak gerekir. Ne zaman başlayıp ne zaman hedefinize ulaşılacağını belirlenmesi yapılır.
Hedeflerinizi Belirleyin Ve Zihninizde Görün; Bu herhangi bir koçluk sürecinin kalbidir. Fakat ”görmek” fiilini, illa da gözlerinizle gerçekleşen bir eylem olarak almayın. Rüya görürken, gözlerinizin açık olmadığını biliyorsunuz. Burada önemli olan, vizyonunuzu, zihninizin görmesi.Çünkü vizyonunuzun gerçekleşmesi konusunda, en büyük yardımcınız o olacak.Böylelikle önce ”neye inanmanız” gerektiğine karar vermiş olacaksınız. Ardından, bu inancınızı gerçekleştirmek için atacağınız eylem adımlarının etkisine. Yani ne kadar etkili olmasını arzu ettiğinize. Etkinin ne kadar fazla olmasını istiyorsanız, hedef çıtanızı da o kadar yükseğe yerleştirirsiniz. Tabi ki bu da, ekstra çalışma, ekstra gayret ve ekstra sorumluluklar yüklenmek demek tabii ki.
Vizyonunuzu gerçekleştirme yolunda ”Koç”; size her türlü engeli, kendinize güvenmeniz ve inanmanız doğrultusunda aşabilecek kudrete sahip olduğunuzu hatırlatarak, içinizden dışarı doğru başlayan, muhteşem bir yolculuk için güvenilir yol arkadaşıdır.
Hayatta Kazanma Sırası Artık Sizde
HAYATTA KAZANMA SIRASI ARTIK SİZDE
Kazanmak kelimesi size ne ifade ediyor? Bir yarışta birinci olmayı mı? Ya da Çok paraya sahip olmayı mı? Yada Kazanmak hayatta mutluluğu yakalamak mı? Sizin için… Bazen kazanmak sahte rollerde kendini gösterir, çok paramız olması, lider olmak, girdiğimiz yarışları birinci olarak bitirmek bize başarı gibi gelebilir; fakat gerçek başarı her koşulda, her zaman hayatta mutlu kalmayı başarmaktır. Hayat dalgalıdır. Bazen dalgalar yükselir bazen durulur. Önemli olan her durumda mutlu olacak bir bakış açısını yakalamaktır. Kazanmak ; Kendi farkındalığınızı görmek, kendi kaynaklarınızla beslenip, sizi hayatta en iyi sonuçlara ulaştıracak ve mutluluk sizin için her ne ise onu size verecek performanstır.
”Mutluluk kazanmak getirir, Kazanmak da mutluluk getirir.” Artık hayatta aynı yenilgileri aynı düşüşleri yaşamaktan ve mutsuz olmaktan vazgeçin. Mutsuz olmaktansa kazanmayı ve mutlu olma tercihini yapın. KAZANMA SIRASI ARTIK SİZDE…Nasıl mı ? Kendimizde, hayata bakış açımızda yapacağımız küçük değişikliklerle.
Düşüncelerimiz Bizim Duamızdır;
Mahatma Ghandi’nin güzel bir sözü vardır;
”Söylediklerinize dikkat edin; düşüncelere dönüşür… Düşüncelerinize dikkat edin; Duygularınıza dönüşür… Duygularınıza dikkat edin; davranışlarınıza dönüşür… Davranışlarınıza dikkat edin; alışkanlıklarınıza dönüşür… Alışkanlıklarınıza dikkat edin; değerlerinize dönüşür… Değerlerinize dikkat edin; karakterinize dönüşür… Karakterinize dikkat edin; kaderinize dönüşür …”
Gerçektende ağzımızdan dökülen her söz, zamanla karakterimize dönüşmeye başlar. Bunun ilerisi de karakterimizle oluşturduğuz hayatımız olur. Eğer ki hayatta kazanmak istiyorsanız, ilk önce hayatınızdaki negatif cümleleri çıkartıp yerlerine pozitiflerini seçmekle başlayabiliriz. Hayatta kazanmak için; Negatif olayların canınızı sıkmasına izin vermeyin, bunlara yaşanması gereken tecrübeler olarak bakın ve almanız gereken dersi alıp sonrada ilerleyin. Unutmayın düşüncelerimiz bizim duamızdır. Ne istemediğinize değil, ne istiyorsanız ona odaklanın. Pozitif düşünceler size pozitif bir hayat getirecektir.
Sizi Kazanan Yapacak, Yeteneklerini Geliştirin
Herkes kazanmak ister. Fakat bunu sadece istemenin yetmeyeceğini de bilmeniz gerekir. Hedeflerinize ulaşmak için, o hedefe gidecek yolda çok emek vermeniz lazım. Unutmamak gerekir ki bazı yeteneklerinizin ortaya çıkıp inkişaf edebilmesi için bunlar üzerinde ciddi çalışmanız gerekebilir. Eğer istediğiniz kazanmak ise, sizi olmak istediğin yere götürecek yeteneklerinizi geliştirmelisiniz.
Her Zaman Güncellediğiniz Planlarınız Olsun
”Nereye gittiğini bilmeyen için, uygun rüzgar yoktur.” Seneca
Evet Tam olarak nereye gitmek istediğinizi bilmiyorsanız, oraya gitmek için de bir planınız yoktur. Ve planı olmayan bir hedefe hiç bir rüzgar fayda etmez. Hedef belirleyin ve hedefinize sizi götürecek planını daha yolun başından çizin. Zaman zaman koşullara göre planınızı güncelleyin. Fakat asla planınızdan vazgeçmeyin. Hırslı olun ve planınıza, karşınıza ne kadar çekici bir başka yol çıkarsa çıksın, her zaman hedefinize sadık kalın. Şu iki şeye kilitlenin; ”Ne istediğinize ve Oraya nasıl varacağınıza”
Kazanmak Size Ne Getirecekse Şimdiden ”Kazanan” Olun
Darel Rutherford’un dediği gibi; ”Başarı önce bir Varoluş seçimi, sonra bir yapma eylemidir. Ama pek çoğumuz bunu tersinden anlıyoruz. Başarı formülü daima, yap-sahip ol-ol yerine ol-yap-sahip ol şeklinde işlemektedir.” Önce kazandığınız da nasıl biri olurdunuz? Kazanmak size ne getirirdi? Bunu düşünün ve olmak istediğiniz kişi gibi kendinizi görmeye çalışın. Kendinize inanın ve daima kazanan sizmişsiniz gibi hissedin.
Kendine Güveninizi Hiç Kaybetmeyin
Kendine güven; aklınızı kesin inanç ve güvenle büyük ve gurur verici işlerde kullanmanızdır. Kendinize güvenmedikçe ve gücünüze inanmadıkça asla başarılı ve mutlu olamazsınız. Ancak kendinize güvenirseniz başarıya ulaşırsınız.Sürekli olumlu şeyler düşünmek, kendinize güven duygunuzu geliştirir ve ne kadar zor olursa olsun bütün güçlükleri yenmenizi, onları aşmanızı sağlar. Kendinize güvenirseniz büyük güçlerin size yardıma geldiğini görürsünüz. Kendine güven duygusu kazanıp inancınızı kuvvetlendirir iseniz, korkularınızın yok olduğunu, güvensizlik duygusunun ortadan kalktığını görürsünüz.
Beyninizi inançla, kendinizi güven duygusuyla doldurun. Bunlar size kazanmayı ve mutluluğu getirecektir.
Sevinç Karakaya
DevamıGüçlü Yanlarını Keşfetme Zamanı
GÜÇLÜ YANLARINI KEŞFETME ZAMANI
Öncelikle şuna karar vermek lazım ben bu hayatı gerçekten hakkıyla yaşamak istiyor muyum ? Cevabınız ‘‘evet” ise ; Kendinize güvenmek zorundasınız. Gelin hepimiz düşünelim kendimizi iyice incelediğimizde, sahip olduğumuz iyi, kötü ve çirkin yönlerimizi keşfedebiliriz. Bunun ne faydası olacak derseniz; Bu bizim iyi yanlarımıza odaklanmamızı sağlayacak. Evet olumlu ve iyi yanlarımıza odaklanıp güçlendirmeye çalıştığımızda, bu iyi yanlarımız istediğimiz hayatı bize getirecek.
Güçlü yanlarımızı nasıl keşfederiz?
Aslında şu şekilde bir başlangıç yapabilirsiniz. Sahip olduğumuz bütün güçlerinizi yani olumlu yanlarınızın bir listesini yapmakla başlayabilirsiniz. Bunlar kendinizi başarılı hissettiğiniz yada başkalarının sizi bu konularda başarılı olarak tarif ettiği yetenekleriniz olabilir. Bu listeye sonra dikkatlice baktığınızda, listedeki her bir maddenin ortak noktası ise oldukça ilgi çekicidir. Evet bu listenin ortak noktası; Her koşulda yapmayı çok sevmeniz, hatta karşılığını alıp almamayı dikkate bile almadığınız başarılarınız olmasıdır.
Bu her hangi bir şey olabilir ; Kimi için şarkı söylemek, kimi için müzik aleti çalmak, kimi için dil öğrenmek , kimi için güneşin altında bahçede çalışmaktır. Herhangi bir şey araba tamir etmek yada bir makale yazmak da olabilir. Her ne ise sizin için olumlu yanınız, becerileriniz ben bunda gerçekten iyiyim ve yaparken çok mutluyum dediğiniz, ona odaklanın. Bunları listelemek sizi bu olumlu yanlarınıza odaklayacaktır. Ve odaklandığınız oranda bunları geliştire bilir ve kendinizi odaklandığınız oranda sevebilirsiniz.
Eğer bunu daha profesyonel anlamda yapmak isterseniz; Güçlü yanlarınızın farkına varıp, olduğunuz ama sizi mutlu etmeyen hayattan, istediğiniz hayata gitmek için bir yaşam koçuyla çalışabilirsiniz. Ustaca sorulmuş soruların cevaplarını içinizdeki gücün fakındalığı ile bulabilirsiniz. Ve hayatınıza bir yön verebilir olmak istediğiniz kişiye olumlu yanlarınızı güçlendirmede yaşam koçunuzun rehberliğinde ilerleyip harika sonuçlar alabilirsiniz. Unutmayın bizim en büyük sermayemiz kendimiz ve içimizde ki güçtür.
”İçimizdeki güç bize istediğimiz hayatı getirecektir.Yeter ki değişime karar verelim.”
sevgiyle kalın…
Sevinç Karakaya
Aradığın Enerji Çok Yakınında
ARADIĞIN ENERJİ ÇOK YAKININDA
Hayatı yaşamak için ne kadar enerjiniz var ?
Kimimiz bir çırpıda belki cevapladı, kimimiz bunu nasıl bilebilirim dedi, belki de bu soruya. Soruyu biraz kolaylaştıralım o zaman bana bir den beş’e kadar bir numara verin desem hayatı ne kadar enerjiyle yaşadığınızı söyleye bilir misiniz? Bunun için beş tam puan, bir ise acil durum diyelim … Genelde şaşırtıcıdır ki beş pek olmaz. Hatta cevap bir yada ikidir.
O zaman akla gelen sorular şu oluyor. Hayatı yaşamak için ihtiyacımız olan enerji nerede? Nerede kaybettik hayat enerjimizi? Bizi durduran neydi? Hangi yanlışımız enerjimizle bizi ayrı düşürdü? Neden bu kadar yorgun ve bitkiniz? Hatta bu günlerde çok gündemde olan; Neden kendimi üzerimizde çok yük varmış gibi tükenmiş hissediyoruz?
Peki enerjimizi bu kadar düşüren , bizi tüketecek noktaya getiren sebep ne? Bunun cevabını elbette biliyoruz. Bunu yapan kendimizden başkası değil, fakat bir insan bunu kendine niye yapar. İçimizde ki bir şey neden bizim hayat enerjimizi bizden alıyor.
Farkında olmamız gereken şey; Başarılı olmak için sahip olmamız gereken her şeye sahip olduğumuzdur. Belki farkında değiliz yada kendimizi geç kalmış zannede de biliriz fakat unutulmamalıdır ki, biz bizde olanı kaybetmemişizdir. Sadece içimizdeki yetenekler, kabiliyetler kullanılmayı unutulmuş belki de derin bir uykuya dalmışlardır. Bu Hayat enerjimizi geri alabiliriz.
” Eğer istediğiniz başarılı olmaksa, Hayat enerjimizin, sevincimizin ve hayatı yeniden keşfetme arzumuzun tüm performansına ihtiyacımız vardır.”
Yeter ki kendi farkındalığımızın farkına varalım. Durduralım dünyayı, ihtiyacımız olan sessizliktir. susmaya kendini dinlemeye , kendinin nasıl göründüğüne bakmalı insan. Gürültünün içince anlamayız; herkes bir şey söyler, en uzağından en yakınına. Susun diyebilmek , bana sessizliği verin demek gerekir. Kendi Farkındalığına ancak böyle varabilir ve tekrar kendi kaynaklarına dönüp içindeki uyuyan enerjisini ancak böyle bulabilir insan.
Her insan farklıdır, farklı bir dünyadır. Diyor ki Jostein Gaarder;
“Joker küçük bir delidir. Herkesten farklıdır o. Ne sinektir ne karo, ne kupa ne de maça. Sekiz veya dokuz, papaz veya bacak değildir. Her şeyin dışındadır, ötekilerle aynı yere ait değildir. ”
Biz Jokeriz, Herkesten farklıyız,her şeyin dışında; İnsan önce bunu farkına varmalı aradığı enerji kendi kaynaklarında unutulmamalı ki ” Her insan ayrı bir alemdir.” Başka hayatların kopyasında aramamalı enerjisini kendinde aramalı kaybettiği sandığı enerjisini…
ARADIĞIN ENERJİ ÇOK YAKININDA; ARADIĞIN ENERJİ ”SEN’de”
Sevinç Karakaya
Küçük Filler Büyüdü Artık… Başarabilirsiniz, Kırın Zincirlerinizi
KÜÇÜK FİLLER BÜYÜDÜ ARTIK
BAŞARABİLİRSİNİZ KIRIN ZİNCİRLERİNİZİ
Başarılı olmak için ihtiyacımız olanı biliriz aslında; Disiplinli çalışmak, iradeli olmak, yeni fikirler üretebilmek, önce kendimizi sonra çevremizi ikna etmek, girişimlerimizde cesur davranmak ve en önemlisi başaracağımıza inanmak yani kendimize güvenmek gerekir.
Diyebilirsiniz peki ben böyle değilsem. Kendi fikirlerime inanamıyorsam ve kendime yeterince güvenmiyorsam ne yapacağım?
Bu güne kadar başarılı olamadıysak, bir şeyleri yanlış yapıyoruz demektir ve muhakkak bir sebebi vardır. Fakat ya biz bunu göremiyoruzdur, yada yeterince yakından sebeplere bakamıyoruzdur. Eğer bu sebebi ve sebebin altında yatanı bulabilirsek; Başarının önündeki engellerde kendiliğinden kalkacaktır. Önce yanlışı düzeltip, sonra doğrularla yeniden inşa etmek lazım.
Hayvanat bahçesini ziyarete gittiyseniz. Orada koca koca fillerin incecik iplerle bağlı olduğunu görmüşsünüzdür. Bunların hikayesini bilir misiniz? Eski zamanlarda; Hindistanlılar filleri kendi işlerinde kullana bilmek için, daha yavruyken onları eğitirlermiş. Yavru fillerin kaçmamaları için bir kazığa zincirlerlermiş filleri, zincirin ipi ne kadar uzarsa ancak o kadar uzağa gidebilirlermiş. Yeterince güçlü olamadıkları için, zincirlerini kıramazlarmış. Ayaklarına bağlı zincir özgürlüklerini kısıtlarmış. Küçük filler böylece kaçmanın çok kolay olmadığını öğrenmişler.
Büyüdüklerinde ise zincirlerini kırmak onlar için çok kolay olsa da, yine de bunu yapamazlarmış. Çünkü kafalarına, zincirden kurtulamayacakları iyice kazınmıştır. Büyümüş olsalar da, zincirin kendilerinden daha güçlü olduğuna inanmışlardır. Bu inançları, fillerde o kadar güçlüymüş ki o kocaman fillerin kaçmamasına, artık incecik ip bile yeterli oluyormuş. Küçük fillerin edindiği tecrübe, onlara zincire karşı gelmenin faydası olmadığını öğretmiş. Aslında o küçük fil büyümüş ve şuan değil ipleri zincirleri bile kırabilecek durumdadır. Küçükken edindiği tecrübenin artık gerçekle ilgisi yoktur. Ayağındaki incecik ip sadece bir simge bir oyundur aslında, bu kadar güçlü hayvan için sadece bir hamledir o ip koparmak, tabi bunu bilebilseydi. Fakat bunun işe yaramayacağını öğrenmiş. Bunu başaramayacağına inanmış. İpini koparıp kaçmayı denemiyor bile.
”İpini koparamayacağına inancı o kadar güçlü ki, artık gerçeği göremiyor.”
Sizinde hayatınızda hiçbir zaman başaramam dediğiniz şeyler var mı? Sadece başaramayacağınıza inandığınız denemediğiniz bile şeyler var mı? Gerçekleşmesini çok isteseniz de, bilinç altınızda tıpkı küçük fil gibi, tecrübeleriniz var mı gerçekle ilgisi bile olmayan ? Bunlara engel olan sizin de eski inançlarınızın incecik ipleridir kim bilir. Bizimde göremediğimiz acaba küçük bir fil değil de, artık güçlü ve büyük olduğumuz mudur? Belki ipi biraz çeksek yapabildiklerimize biz bile şaşıracağız.
Başta da dediğimiz gibi bu güne kadar başaramadıysak, bu tamamen bizim başaramayacağımıza inanmamızdandır. Şöyle bir düşünün bizim ayağımıza kim bağladı, bu başaramayacağım inancını. Belki bizde küçük fil gibi gerçekleri görmeyi unuttuk. Belki de şu durumumuzdan daha fazlasını başaracak durumdayızdır. Fakat çocukluğumuzdan kalan kalıplar, inançlar bizi incecik ip ile bağlamaktadır. Başarmamızı, ilerlememizi engelleyen sebepler kafamızdaki başaramayacağımıza olan inanç kalıplarıdır. Bende yok diyorsanız; şu cümleler size de tanıdık geliyor mu? Yeterince güçlü değilim, kimse beni istemiyor, ne kadar çalışırsam çalışıyım yine kaybediyorum, hep yanlış insanlar beni buluyor…v.s hatırlar gibi oldunuz sanırım.
Düşünsenize acaba bu kalıplardan kurtulsaydık yani artık başarabilecek güçte olsaydık, neler neler yapmazdık değil mi? O incecik iple eski inançlarımıza bağlılığımız. o bağları koparmayı başarırsak düşündüğümüz her şeyi yapabiliriz. Her şey gerçekleri kabul etmemizle ilgilidir. Biz o ipi kalın ağır bir zincir zannediyor olabiliriz.
Belki de artık her şeyin mümkün olduğu yerdesindir, kim bilir? Belki de çoktan içinizde ki potansiyeli yaşabileceğimiz yere gelmişizdir kim bilir?
Fakat çocukluğumuzun yada gençliğimizin ağır zincirleri bizi bağlı tutmaktadır. Bizim cesaretimizi kırıp ileriye bir adım bile attırmıyordur, yerimiz de saydırıyordur. Başka kapı, başka ihtimal olacak diye aklımıza bile gelmiyordur. Tıpkı fillerinde iplerini koparmayı denemedikleri gibi…
Şimdi sıra sizde; Tüm sizi bağlayan zincirlerinizi bulun. Bu kimi zaman kabuğundan çıkma korkusu, kimi zaman sevilmeme korkusu, bazen başaramama korkusu yada her şeyi kaybetme korkusu olabilir. Bunlar her neyse keşfedin ve o zincirleri teker teker koparın..
KOPARALIM ZİNCİRLERİMİZİ Kİ İSTEDİĞİMİZ BİZ OLABİLELİM .
Sevgiyle kalın.
Sevinç Karakaya
Kendine İnanmalısın…
KENDİNE İNANMALISIN…
Kendi kaynaklarına inanmalı insan. Kendi gücüne biraz mütevazi olmalı ama aynı zamanda güvenmeli de kendine, aksi taktirde hayatta başarılı yada mutlu olmayı bekleyemez. Ama kendine gerçekten inanırsa başaramayacağı hiç bir şey yoktur insanın. Kendine inanma; Kendini kanıtlamayı sağlar, başarıyı getirir, içinizdeki gücü açığa çıkarmanıza yardımcı olur.
Kendime güven duygusunu nasıl kazanabilirim? Diyorsanız.
Kendinize olan inancınızı kaybettiyseniz, kendimize inancınızı yeniden inşa edebilirsiniz. Bunun için yapılacak adımlar var. Öncelikle üzerinizdeki acizlik hissinin nedenini anlamaya çalışmanız lazım.
İlk adım Olarak vereceğim yöntemleri uygulayabilirsiniz.
Bu yöntemleri dikkatle uygularsanız,ne kadar güçlü olursa olsun,acizlik duygusunun kaybolup yerine kendine güven duygusunu kazandığınızı göreceksiniz. Bu yöntemleri uygularken içinizde acizlik duygusundan kurtulma inancının bulunması çok önemlidir. Bu inanç yoksa yöntemleri uygulamanız o kadar faydalı olmayabilir.Diğer bir önemli nokta da,her gün kendine güvenen bir insan olma fikrini kendi kendinize tekrar etmenizdir. Günlük yaşamdaki bir sürü işiniz arasında kendinize güvenme fikrini bilincinizde devamlı canlı tutmanız gerekir. Diyebilirim ki kendine güven duygusunu kazanmak için vereceğim yöntemleri tekrarlamanız işe yarayacaktır.
Kendine İnanmalısın… En önemlisi kendine güven duygusunu niçin kaybetmiş olduğunuzu bulup çıkartmak. İçince bulunduğumuz acizlik halinin birçok nedenleri vardır, bunları bulmak için üzerinde belli bir vakit ve sıkı bir analiz yapmak gerektirir. Duygusal olarak bizi rahatsız eden içinde bulunduğumuz duruma tıpkı fiziksel problemleri çözen bir doktor edasıyla yaklaşmalıyız.
”Norman Vincent Peale” Kendine güven duygusunu kazanmanız için uymanız gereken yöntemlerini sizlerle paylaşmak istiyorum
REÇETEMİZ İŞTE GELİYOR…
1. Başarılı olduğunuzu simgeleyen bir resmi zihninize iyice kazıyın. Bu resmi zihninizden hiç çıkarmayın. Solup rengini kaybetmesine izin vermeyin. Başarısız olmayı asla düşünmeyin.
2. Kendinize güven duygunuzu zedeleyen olumsuz düşünceler gelince onları aklınızdan kovun ve hemen olumlu düşünceler üretin.
3. Hayallerinizin önüne engeller çıkarmayın. her engelin ne olduğunu iyice belirleyin . Onları en aza indirmeye çalışın.
4. Diğer insanlardan etkilenmeyin, onları taklit etmeyin. Hiç kimse sizin kadar kendiniz olamaz.
5. Yanlış ve kendine güvensiz hareketlerinizin nedenlerini anlamanızda yardımcı olacak bir uzmana danışın. Çoğunun kökü çocukluğa dayanan aşağılık duygusu ile kendinizden şüphelenme duygusunun kaynağını bulun. Kendinizi tanırsanız, bu yanlış duyguları tedavi etmeniz kolaylaşır.
6. Yeteneklerinizi gerçekçi bir şekilde belirleyin, sonra bunu yüzde on artırın. Benim yeteneğim budur deyin. Bencil olmayın, fakat kendinize saygı duyun. Kendinizdeki güçlerin farkına varın ve onlara güvenin.
Tabi ki bu durum birden bire düzelmez. Kısa konuşmalarla, anlık çözümlerle başarılamayacağı hatırlanmalı ve bu inancı tekrar oluşturmanın, takip edilmesi gereken bir süreç olduğu unutulmamalıdır.
Sevinç Karakaya