Aldatma ve İlişkiler Üzerindeki Etkileri
Aldatma ve İlişkiler Üzerindeki Etkileri
İnsan ilişkilerinde güvensizlik ve aldatma gibi olumsuz durumlar, karşılıklı saygı ve sevgiyi zedeler. Aldatma, bir ilişkideki en büyük yıkıcı etkilere sahip olabilir. Aldatma, bir kişinin diğerine yalan söylemesi ve güveni kötüye kullanması anlamına gelir. Aldatma, ilişkilerde derin yaralar açabilir ve onarılmayacak şekilde zarar verebilir. Aldatılan kişi duygusal olarak derin bir travma yaşayabilir ve ilişkiyi sona erdirme kararı alabilir. Aldatan kişi ise suçluluk duygularıyla boğuşabilir ve ilişkideki güveni tamamen kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabilir.
Bir ilişkide aldatma belirtileri genellikle fark edilse de, bazen bazı kişiler aldatma işaretlerini göz ardı etme eğilimindedir. Aldatma, genellikle artan uzaklık, şüpheli davranışlar, sık sık yalan söyleme, gizli mesajlaşmalar ve aceleyle telefonu uzaklaştırma gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Aldatma, ilişkilerde ciddi sorunlara yol açabilir ve kişiler arasındaki güveni ve bağlılığı kötü etkileyebilir.
Aldatma nedenleri genellikle ilişkideki temel sorunlardan kaynaklanır. İletişim eksikliği, duygusal tatminsizlik, aldatan kişinin kendi içindeki problemler gibi faktörler aldatmaya zemin hazırlayabilir. Aldatma, bir çözüm değil, ilişkide daha fazla soruna sebep olabilir. Aldatma ile başa çıkmak ise zorlu bir süreç olabilir ancak, ilişkide yaşanan problemleri açık bir şekilde konuşarak, terapi desteği alarak ve yeniden güveni inşa ederek mümkün olabilir. Aldatma psikolojisi üzerine yapılan araştırmalar, aldatma hikayeleri üzerinden insan psikolojisini ve duygularını anlamamıza yardımcı olabilir.
Güven Kırılması: Aldatmanın İlişki Dinamiklerine Etkisi
Aldatma, bir ilişkide en temel güven sorunlarından biridir. Aldatma, bir kişinin partneriyle olan sözleşmeyi ihlal etmesi ve ilişkideki güven bağının zedelenmesine neden olur. Aldatmanın ilişki dinamiklerine etkisi ise oldukça derindir.
Aldatmanın Belirtileri
Aldatma belirtileri arasında partnerin ani değişen davranışları, gizlilik ve şeffaflık eksikliği, sık sık mesajlaşma ve telefon konuşmaları yapması gibi davranışlar yer alabilir.
Aldatmanın Nedenleri
Aldatma nedenleri arasında iletişim eksikliği, duygusal boşluk hissi, çekicilik ve ilgi arayışı gibi faktörler rol oynayabilir. Bu nedenlerin ilişkide güvensizlik yaratarak aldatma riskini artırdığı bilinmektedir.
Sonuç olarak, güven kırılması ilişkilerde ciddi etkilere yol açabilir. Bu nedenle, her iki partnerin de sağlıklı iletişim kurması ve birbirlerine güvenmeleri ilişkilerinin devamını sağlayabilir.
Psikolojik Etkiler: Aldatmanın Partner Üzerindeki Travmatik Sonuçları
Aldatma, ilişkilerde çok ciddi sonuçlara yol açabilen zorlayıcı bir durumdur. Bir ilişkide aldatılmak, partner üzerinde derin etkiler bırakabilir ve travmatik sonuçlar doğurabilir. Bu durum, genellikle güven sorunlarına ve duygusal yıkıma neden olmaktadır.
Aldatma, partnerin psikolojik sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Güven duygusunun sarsılması, karmaşık duyguların ortaya çıkması ve kaybetme korkusu gibi durumlarla baş etmek zor olabilir. Aldatma sonrasında ortaya çıkan bu duygusal travma, uzun vadeli etkilere sahip olabilir.
Aldatmanın Partner Üzerindeki Etkileri
Aldatılmak, bir kişinin kendine olan güvenini kaybetmesine ve ilişkiyi sorgulamasına neden olabilir. Bu durum, özsaygıyı zedeler ve duygusal olarak yıpratıcı bir süreç başlatır. Aldatma sonrasında partnerde görülen travmatik etkiler arasında depresyon, anksiyete ve korku gibi duygusal tepkiler yer alabilir.
Partnerin aldattığını öğrenen kişi, genellikle kendini suçlar ve acı çeker. Bu durum, ilişkideki dengelerin alt üst olmasına ve iletişim sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle aldatma sonrasında profesyonel destek almak ve duygusal iyileşme sürecine odaklanmak önemlidir.
Aldatma ve Aile Yapısı: Çocuklar ve Geniş Aile Üzerindeki Yankılar
Aldatma, bir ilişkide yaşanan en büyük güven sorunlarından biridir. Aldatılan tarafın yaşadığı travma sadece bireylere değil, aynı zamanda aile yapısına da etki edebilir. Özellikle çocuklar ve geniş aile üyeleri, aldatma sonucunda ortaya çıkan yıkıcı etkilerle başa çıkmak zorunda kalabilirler.
Aldatma ile Başa Çıkma
Aldatma, ilişkideki güvenin sarsılmasına neden olabilir ve bu durum aile içinde derin yaralar açabilir. Aldatılan tarafın yaşadığı duygusal acı, çocukları ve diğer aile üyelerini de etkileyebilir. Aldatma sonrasında aile içinde yaşanan bu stres ve travma ile başa çıkmak önemlidir. Profesyonel destek almak, terapiye başvurmak ve duyguları açıkça konuşmak, aile içindeki iletişimi güçlendirebilir ve yaraların iyileşmesine yardımcı olabilir.
Önemli Olan Anahtar Kelimeler
Aldatma, güvensizlik, duygusal yıkım… Bu kelimeler, aile yapısında ciddi etkilere yol açabilir. Bu nedenle iletişim, anlayış ve empati önemlidir. Aile fertleri arasındaki güveni ve ilişkiyi güçlendirmek, aldatma sonrasındaki yıkıcı etkileri azaltabilir ve aileyi bir arada tutabilir.
Sonuç olarak, aldatma aile yapısında derin yaralar açabilir ve çocuklar ile geniş aile üyeleri üzerinde olumsuz etkiler bırakabilir. Ancak bu durumla baş etmek mümkündür. Profesyonel destek almak, iletişimi güçlendirmek ve duyguları sağlıklı bir şekilde ifade etmek, aileyi bir arada tutabilir ve yaraların iyileşmesine yardımcı olabilir.
Duygusal İhanet: Fiziksel ve Duygusal Aldatma Arasındaki Farklar
Duygusal ihanet ve fiziksel ihanet arasındaki farklar genellikle karşılaştırılmaktadır. Fiziksel ihanet, genellikle cinsel ilişki içeren bir başka kişiyle olan bağlantıyı ifade ederken, duygusal ihanet duygusal bağlantı ve bağlılık ifade eden bir ilişkiyi kapsamaktadır. Bu nedenle, duygusal ihanet genellikle daha derin duygusal yaralar açabilir.
Fiziksel İhanet
Fiziksel ihanet, partnerin başka biriyle cinsel ilişkiye girmesi anlamına gelir. Bu durum genellikle daha belirgin ve somut bir şekilde ortaya çıkar ve aldatılan kişi tarafından daha kolay fark edilebilir. Fiziksel ihanetin sonucunda güven kaybı ve ilişkide büyük yıkımlar meydana gelebilir.
Duygusal İhanet
Duygusal ihanet ise genellikle daha derin ve karmaşık bir durumu ifade eder. Partnerin başka biriyle duygusal bağlar ve bağlılık kurması duygusal ihanet olarak nitelendirilir. Bu durum, aldatılan kişi için fiziksel ihanetten daha zor fark edilebilir olabilir ancak duygusal ihanetin yarattığı duygusal yıkım daha uzun süreli olabilir.
Sonuç olarak, fiziksel ve duygusal ihanet arasındaki farklar açık bir şekilde ortaya konulmaktadır. İlişkide yaşanan her türlü ihanet, güvenin sarsılmasına ve ilişkinin zedelenmesine neden olabilir. Bu nedenle, ilişkideki her iki tür ihanet de ciddi sonuçlar doğurabilir ve ilişki üzerinde derin etkiler yaratabilir.
Evlilik Terapisi: Aldatmanın Tedavi Sürecinde Rolü ve Başarı Oranları
Evlilik terapisi, çiftlerin ilişkilerinde yaşadıkları problemleri çözmek ve ilişkilerini güçlendirmek amacıyla başvurdukları bir terapi yöntemidir. Aldatma, bir ilişkide karşılaşılabilecek en kırıcı ve yıkıcı durumlardan biridir ve genellikle çiftler arasında derin bir kırılmaya neden olmaktadır. Bu noktada evlilik terapisi, aldatmanın tedavi sürecinde önemli bir rol oynamaktadır.
Aldatma sonrasında çiftlerde yaşanan duygusal karmaşa, güvensizlik ve incinme gibi duygular evlilik terapisi ile ele alınır. Terapist, çiftlerin duygusal ihtiyaçlarını anlamalarına ve iletişimlerini güçlendirmelerine yardımcı olur. Bu süreçte çiftler, yaşananları açık bir şekilde tartışarak, sorunların kökenine inmeye çalışırlar. Aldatan tarafın neden aldattığını anlaması ve mağdur olan tarafın duygularını ifade etmesi, terapi sürecinde önemli adımlardır.
Başarı Oranları
Evlilik terapisi, aldatmanın tedavi sürecinde başarıyla sonuçlanabilen bir terapi yöntemidir. Çiftler, terapi sürecinde duygularını ifade etme ve anlama konusunda gelişim sağlarlar. Terapistin rehberliğinde çözüm odaklı yaklaşımlar geliştirilir ve iletişim becerileri güçlendirilir. Bu sayede çiftler, aldıkları terapiyle ilişkilerini daha sağlıklı bir şekilde sürdürme konusunda başarılı olabilirler.
Araştırmalar, evlilik terapisi gören çiftlerin çoğunun ilişkilerinde olumlu değişimler yaşadıklarını göstermektedir. Terapi sürecine aktif bir şekilde katılan ve motivasyonu yüksek olan çiftlerin, ilişkilerindeki sorunları aşma konusunda daha başarılı oldukları belirtilmektedir. Aldatmanın yarattığı yıkımı onarma sürecinde evlilik terapisi, çiftlere büyük destek olabilir ve ilişkilerini güçlendirme konusunda etkili bir yol açabilir.
Teknolojinin Rolü: Dijital Dünyada Aldatma ve Sosyal Medya
Teknolojinin hızla ilerlemesi, dijital dünyanın her geçen gün daha da genişlemesine sebep olmaktadır. Bu genişleyen dijital dünya içerisinde aldatma ve sosyal medya kullanımı da ön plana çıkmaktadır.
Sosyal medya, insanların birbirleriyle iletişim kurduğu, bilgi paylaştığı ve etkileşimde bulunduğu bir platformdur. Ancak ne yazık ki, bazı kişiler bu platformları kötüye kullanarak aldatma eylemlerinde bulunabilmektedir.
Aldatma
Aldatma, insan ilişkilerinde güvenin sarsılmasına neden olan bir durumdur. Dijital dünyada ise bu aldatma daha da kolaylaşmıştır. Sosyal medya platformları üzerinden yapılan sahte profiller ve manipülasyonlar, kişilerin duygusal olarak etkilenmesine ve aldatılmasına sebep olabilmektedir.
Sosyal Medya
Sosyal medya, hem insanların iletişimini kolaylaştıran hem de tehlikelerin artmasına sebep olabilen bir araçtır. Kişilerin sosyal medyayı doğru ve etkili bir şekilde kullanması, aldatma gibi olumsuz durumların önüne geçebilir. Sahte profilleri ve manipülasyonları fark etmek, sağlıklı ilişkiler kurmak için oldukça önemlidir.
Teknolojinin rolü, dijital dünyada aldatma ve sosyal medya konularında oldukça etkilidir. Bilinçli ve doğru bir şekilde teknolojiyi kullanarak bu tür risklerin azaltılması ve insan ilişkilerinin güçlendirilmesi mümkündür.
Aldatma ve Karar Mekanizması: Sadakatsizliğin Kökenleri ve Psikolojisi
Aldatma veya sadakatsizlik, ilişkilerdeki en tehlikeli ve yıkıcı davranışlardan biridir. Bu davranışın kökenleri ve psikolojisi karmaşıktır ve birçok farklı faktör tarafından etkilenir. Sonuç olarak, sadakatsizlik genellikle karmaşık bir karar mekanizması ile ilişkilidir.
Aldatmanın Temel Nedenleri
Aldatmanın temel nedenleri arasında iletişim eksikliği, duygusal tatminsizlik, yalnızlık, cinsel isteklerin karşılanmaması ve güvensizlik yer alabilir. Bu faktörler bir araya geldiğinde, bireyler aldatıcı davranışlar sergileyebilir.
Aldatmanın Psikolojisi
Aldatma genellikle kişinin içsel çatışmalarının bir yansımasıdır. Birçok aldatan kişi, duygusal veya psikolojik sorunlar yaşıyor olabilir ve bu durumu dış ilişkilere yansıtabilir. Aldatan kişi genellikle kendini tatmin etmek veya eksiklik hissini gidermek için başka bir ilişkiye yönelebilir.
Aldatma davranışının arkasında yatan psikoloji, kişinin öz değer algısı, duygusal ihtiyaçları ve ilişkilerdeki memnuniyet düzeyi gibi faktörlerden etkilenebilir. Bu nedenle, aldatma sadece dışsal faktörlere bağlı olarak değil, aynı zamanda bireyin içsel dünyasıyla da ilgilidir.
Sadakatsizliğin kökenleri ve psikolojisi genellikle karmaşıktır ve her birey için farklı olabilir. Ancak, temelde, aldatma genellikle içsel çatışmaların bir sonucu olarak ortaya çıkar ve bireyin duygusal ihtiyaçlarını karşılayabilmek için başka yollara başvurmasına neden olabilir.
Kültürel Perspektifler: Farklı Kültürlerde Aldatma Algısı ve Tepkiler
Günümüzde birçok kültürde aldatma konusu, ilişkilerde ciddi bir sorun haline gelmiştir. Farklı toplumlarda aldırma algısı ve bu konudaki tepkiler oldukça çeşitlilik göstermektedir. Sevgi, sadakat ve güven gibi temel değerler her kültürde önemli olsa da, bunların yanı sıra kültürel farklılıklar da aldatma algısını etkileyebilir.
Aldatma Algısı ve Tepkilerin Kültürel Değişkenlere Göre İncelenmesi
Birçok kültürde aldatma genellikle olumsuz bir davranış olarak kabul edilir. Ancak, bu algı farklı kültürlerde farklı şekillerde yorumlanabilir. Örneğin, Batı toplumlarında genellikle aldatma ciddi bir ihlal olarak görülürken, bazı Doğu toplumlarında aldatma genellikle tolere edilebilir bir durum olarak karşılanabilir. Bu farklı yaklaşımlar, kültürel değerler, normlar ve toplumsal yapı ile ilişkilidir.
Aldatma algısının yanı sıra, bu konudaki tepkiler de kültürel farklılıklar gösterebilir. Örneğin, bazı toplumlarda aldatılan kişi genellikle ilişkiyi sonlandırırken, bazı toplumlarda aldatan kişiye ikinci bir şans verilebilir. Bu durumda kültürel değerler, din, gelenekler ve toplumsal normlar tepkileri belirleyici olabilir.
Genel olarak, kültürel perspektifler aldatma konusunda algı ve tepkileri büyük ölçüde etkileyebilir. Bu nedenle, farklı kültürlerdeki aldatma algısı ve tepkileri anlamak ve değerlendirmek için kültürel faktörlerin dikkate alınması önemlidir.
İkinci Şans: Aldatmadan Sonra İlişkilerin Onarımı ve Yeniden İnşa Süreci
Aldatma, bir ilişkide büyük yaralar açabilir ve güven sorunlarına neden olabilir. Ancak, ilişkilerde yaşanan bu tür olumsuz durumlar sonrasında da bir şans daha vermek mümkündür. İkinci şans, bir ilişkinin onarılması ve yeniden inşa edilmesi anlamına gelir.
Aldatmanın Yarattığı Hasarlar
Aldatma, partnerler arasındaki güveni ciddi şekilde sarsabilir. İhanetin ortaya çıkması ile birlikte, ilişkide büyük bir kriz meydana gelir ve bunun sonucunda duygusal yıkım yaşanabilir. Aldatılan tarafın travmatik bir deneyim yaşaması kaçınılmazdır.
İkinci Şansa Neden Değer Vermeliyiz?
İkinci bir şans vermek, ilişkinin yeniden sağlam temellere oturtulmasını sağlayabilir. Bu süreçte, dürüstlük, iletişim ve empati gibi değerlere odaklanmak önemlidir. İhanetin nedenleri anlaşılarak, ilişkinin daha sağlam bir şekilde ilerlemesi mümkün hale gelir.
Özür ve Affetme
İkinci şansın verilmesinde, özür dileme ve affetme süreçleri oldukça önemlidir. Aldatan tarafın samimi bir şekilde pişmanlık duyması ve hatasını kabul etmesi, aldatılan tarafın da affetme gücüne sahip olması gerekmektedir. Bu süreç, ilişkinin iyileşme ve güçlenme şansını arttırır.
İkinci şans, ilişkilerdeki yaraları iyileştirmek ve güveni yeniden inşa etmek için önemli bir fırsattır. Bu süreçte, her iki tarafın da açık ve dürüst iletişim içerisinde olması gerekmektedir. Eğer ilişkideki sevgi ve bağlılık hala varsa, ikinci bir şans verilerek ilişkinin daha da sağlamlaşması mümkün olabilir. Bu süreçte, geçmiş hatalardan ders çıkarılarak, geleceğe daha sağlam adımlar atılabilir.
Yasal Boyut: Aldatmanın Boşanma ve Hukuki Süreçler Üzerindeki Etkisi
Aldatma, evlilik ilişkilerinde sıkça karşılaşılan bir durumdur ve boşanma sürecinde önemli bir etkiye sahiptir. Türk Medeni Kanunu’na göre, eşler arasındaki sadakat yükümlülüğü temel bir ilkedir ve aldatma durumunda bu yükümlülüğün ihlal edildiği kabul edilir. Dolayısıyla, bir eşin diğer eşi aldatması durumunda boşanma davası açılabilir.
Aldatmanın boşanma süreci üzerindeki etkisi, mahkeme kararlarına da yansımaktadır. Türk Medeni Kanunu’na göre, aldatma nedeniyle boşanma davası açıldığında mahkeme tarafından tazminat hükmü verilebilir. Aldatma durumunda, mağdur eşin maddi ve manevi zararları da göz önünde bulundurularak tazminat miktarı belirlenir.
Bununla birlikte, aldatma nedeniyle açılan boşanma davalarında çocukların velayeti de önemli bir konudur. Mahkeme, aldatma durumunda çocukların korunmasını da dikkate alarak velayet konusunda karar verir. Aldatma durumunda mağdur eşin çocukların velayetini talep etme hakkı da bulunmaktadır.
Sonuç olarak,
Aldatma, evlilik ilişkilerinde ciddi sonuçlar doğuran bir durumdur ve boşanma sürecini olumsuz etkileyebilir. Türk Medeni Kanunu’na göre, aldatma nedeniyle boşanma davası açıldığında çok sayıda hukuki süreç başlar ve mahkeme kararlarıyla sonuçlanır. Aldatma durumunda tazminat, velayet ve diğer hususlar hakkında mahkeme kararları önemli rol oynamaktadır.
Sonuç
Sonuç olarak, aldatma ilişkiler üzerinde derin ve kalıcı etkiler bırakabilir. Bu etkiler arasında güven kaybı, incinme, kıskançlık ve öfke gibi olumsuz duygular yer alabilir. Aldatma durumunda partnerler arasındaki iletişimin zayıflaması ve ilişkinin sarsılması kaçınılmaz olabilir. Bu nedenle, ilişkilerde aldatmaya karşı şeffaf olmak, karşılıklı güveni sağlamak ve sorunları açıkça konuşmak önemlidir. Aldatmanın nedenleri ve sonuçları üzerine düşünmek ve ilişkideki zedelenmeyi onarmak için çaba harcamak ilişkiyi yeniden sağlam temellere oturtabilir.
DevamıAldatmanın En Bilinen Sebepleri?
Psikoterapist Robert Weiss’a göre erkeklerin bir bölüm yaptıkları aldatma oldu inkar ediyor. Bir kadın, cinsel içerikli yazışmalar açısından aldatmak olarak kabul etmeyebiliyor.
Weiss erkeklerin aldatma sebeplerini algılamaktayız:
1- Olgunlaşmamış olmak: Ciddi ilişkilerde yeterince deneyiminin ve güvenilirliğin fark etmemek.
2- Aynı zamanda ve şu şekilde: alkol ve madde bağımlılığı gibi karar verme mekanizmasını sağlamak komorbid sıkıntılar.
3- Öz Güven Eksikliği: Yaşlandığı, yeterli olduğu, zengin veya zeki şaşırtıcı hissi. Orta yaş krizi.
4- İlişkinin bitmesi 1. versiyon: İlişkisini bitirmekmesdur ama partnerine ayrılmak istediğini söyle. Ayrılma işini karşı tarafa yıkmaya çalışır.
5- İlişkinin bitmesi 2. versiyon: Şu anki değişkenliği bitirmek istersiniz, ya da bir dala tutunmadan bu dalı bırakın istemez. Hala bu ilişkideyken bir sonrakini hazırlar.
6- Tutkuyu bağlılıkla karıştırma: Uzun süreli bağlı bir ilişkide tutkunun bulunduğu daha normal ama daha uygun duygulara bırakmasının normal olduğu bilmez.
7- Dostlarından eksik destek: Arkadaşlarından destek almayıp, duygusallıkla ilgili eşine bırakmıştır. Eşi duygusal olarak bir arada kalmaz ve başkasını arar.
8- Çocuklukta taciz yaşamak: Çocuklukta yaşadığı birtakım travmatik olaylar şu anki ilişkilerinde bağlılığını etkileyebilir.
9- Bencillik: İstediğini elde ettiğim umursamaz. Evliliği etrafından dolaşmak istediğiniz kurallar bütünü kadar görür.
10- Kendini özel ve eşsiz: Başka erkeklerin hak etmediği bir şeyi hakmış. Kurallar ona işlemez. Kendini ödüllendirmekte özgürdür.
11- Dürtülerini durduramama: Aldatmak fikri aklinin ucundan geçmediyse bile fırsat getirdiğinin bilinmesini sağladı.
12- Gerçek dışı beklentiler: Partnerinin her isteğini ve ihtiyacını 7/24 karşılamaya beklemiştir. Karşılamalamayı dışarıdan tatmin arar.
13- Öfke ve intikam: Eşini incitmek için aldatır ve yalanleyinle bile uğraşmaz. Partnerinin bilmesini istiyoruz.
DevamıCinsel Yaşam Aldatmaya Sebep Olur mu?
Aldatmanın bir çok sebebini duyduk, okuduk araştırıyoruz. Aldatma sebebi, istediği cinsel tutkuyu bulamamak olabilir mi?
Aldatma denilince akla ilk gelen ilişkide kıvranan mutsuz kadın veya erkek anlamına gelir. Genel de cinsel hayatları tekdüze bir hal almış kadın ve erkekler. Aldatmanın en sık manzaralar biri ile cinsellik neden ilişkiyi bu boyuta kadar götürüyor? Neden cinsellik aldatmanın hep başrol oyuncusu?
Aldatma vakalarına baktığımızda, bambaşka sebepler ile gerçekleşmiş gibi görünse de, bir eşya ucu cinsellik.
Cinsellik Bir İhtiyaçtır, Dürtüdür;
Cinsellik su içmek, yemek yemek gibi bir dürtü, ihtiyaçtır. Bu ihtiyacın gelişmiş şekil, paylaşım, istek ve iletişim ortaya çıkıyor. Bu cinsiyet tüm kadınlarda ve erkeklerde dışm özgürlüğün tanımı yapılmaz. Birliğinde çok faydalı.
Aldatmayı Aşmanın Yolu Nedir?
Aldatmayı aşmanın yolu ilgiden geçiyor. Aldatmalar engellemek, evlilikleri korumak şüphesiz hepimizin istediği bir şey. MD Buss’ın bir ölçüsü varmışlardır. Sonuçlar; kontrolcü ve duygusal olan manipülatif taktiklerin işe yaramadığını gösterir.
En önemli olan şey şey; eşinizin boyuta karşı motivasyonunu ve isteğini arttırmaktır. Onu önemsiyorsanız ve sevdiğinizi yapıyoruz. Dikkatini kendi üstünüzde tutmak için dışarı görünüşünüzü iyileştirin. Burada partnerinizin gerçekten nelerden hoşlandığını sorun çok önemli. Çünkü başkasının yaşa değişimleri yapmak. Cinsel uyum ve beğeni konusu gerçekten çok kişiseldir. Onayı doğru değişimleri doğru zamanlama ile yaparsanız.
Hamilelikle İle Aldatma Yakından İlgilidir;
Hamilelikle cinsel hayatın ortaya çıkmadığı düşüncesi ile ilişkilidir. hamilelik süreci erkeklerde “bebeğin zarar görme, eşim zarar görme, bebeğim karnında iken nasıl yapılıyor …” gibi yanlış algılarından cinsel yaşamın olumsuz etkilenmesi, eşitine karşı cinsel isteksizlik yaşadım. erkeklerde çok etkilendikleri bir işlemtir. “
Cinsel Tutku Bağımlılığı Aldatmaya Sebebi midir?
Cinsel tutku bağımlılığı bulunmamaktadır; Scott A. Johnson isimli kitabın bir çok, çok olması gerekir, “Öyle midir, değil midir sorusundan çok bazen zengin, ünlü ve nüfuzlu insanlarda bu tanıyı aldatmanın sağladığı sıralamaya ve yapmaya” diyor. Bu yaklaşım ya da tutku bağımlılığın korunması için gereken önlemler. “Ne yapayım elimde değil, ben bile hastayım” diyerek hazırlanmış yanlışlıklara devam edebiliriyor. Böyle bir durum var hemen bir doktora başvurmak gerekiyor.
Türkiye Aldatma Sırasında Nerede?
Aldatma konusu tüm zamanların en çok tartışılan konularından oluşmuştur. Aslına bakarsanız aldatma konusunda birbirine çok zıt çalışmalar yayınlanmadı. Irkı uzman erkeklerin daha çok aldatma eleştirisiyle olduğu ve mevcuttur. Şikago Üniversitesi’nin 1972’den beri Genel Sosyal Anketi (Genel Sosyal Anket GSS) ‘tir. Evli insanlarda, erkeklerin yüzde 12’si mevcuttur. Ancak insanlar bu konuda yalan söylemeye yatkındır. Bu oranların daha yüksek olduğu varsayabiliriz. Erkekler için yüzde 15, kadınlar için yüzde 10 diyebiliriz. Neredeyse tüm dokümanlar erkeklerin eşlerini daha çok aldattığı yönündedir. Ancak David M. Buss isimli bir araştırmacının bulunduğu bir diğerinden göre, kadın ve erkekleri aldatıyor ama erkekler, kadınlara puan aldattığın daha çok kabul etme. Bu görüş çok kalitede alınmasa da bir grup uzmanı doğru kabul ediyor. Cinsel Sağlık Enstitüsü’nün kapsamına göre erkeklerin yüzde 58’i eşini veya partnerini aldatıyor. Bu oran, evli kadınlarda yüzde 40’ları buluyor. Türkiye, dünya aldatma ortalarında üst sıralarda yer alıyor.
Bir Kere Aldatan Yine Aldatır mı?
Aldatma hakkında çok fazla. Bunlardan önemli bir tanesi de “Bir kere aldatırsa yine yapar” dedi. Sadakatsizlik sayımı, daha önce sadakatsizlik söylenmesi, gelthirmek “Bir kere aldatırsa yine yapar” hem bilimsel araştırmalarla yanlış, hem de yıkıcı aldatma davranışını tekrar ettiren, koşullayıcı ve zararlı bir inançtır. Çocuklarımıza örnek olmak ve alın kodlamasında etkilidir.
Susan Marchant-Haycox, “Bir çocuk sahibi olmak için bir çocuk daha var, bir süre sonra algılamaya başlamak, bir süre sonra algılamaya başlamak.Bir yetişkinlik zamanı dada aldatma davranışını yapma çok çok” diyor.
DevamıSiz Kimseyi Değiştiremezsiniz; Fakat Değişimin Sebebi Olabilirsiniz
SİZ KİMSEYİ DEĞİŞTİREMEZSİNİZ;
FAKAT DEĞİŞİMİN SEBEBİ OLABİLİRSİNİZ
”İnsan Hayatta Kendisinden Başka Kimseyi Değiştiremez” Bu cümle en çok tekrarladığım cümlelerden birisi… Farkındalığı yüksek olan kişilerin kendini değiştirdiğinde dünyasını değiştireceği, bilerek, değişim için kolları sıvadığı tepkiler alırken, bazen de, kızılıp belki içten içe öfkelenilen tepkiler alıyorum ”Sorun bende değil ki ben niye değişeyim, değişecek sorunlu olan ” denebiliyor.
Haklısınız doğrudur; Elbette insanlar değişir. Fakat siz söylediğiniz yada rica ettiğimiz için değişmezler. Kişiler sadece ve sadece kendileri istedikleri zaman değişir. Aslına bakarsanız karşı tarafa ne kadar değişme noktasında ısrar edersek, değişime karşı o kadar direnç gösterdiklerinin farkına varırız. Ve siz ısrar ettikçe direnç daha da artar.
Yapılan ısrar çok iyi niyetli olmuş olsa da, farkında olmadan, karşı tarafın kendi özgür iradesi ile değişimini engellersiniz. Ne zaman ki istek ve ısrarlarınızdan vazgeçtiniz; Artık değişim için adım atma, karşı tarafın iradesine geçer. Tabi bu kesin değişecek anlamına gelmez, fakat değişip değişmeme özgürlüğü kendi seçimi olmalıdır. Size ve ısrarlarınıza dayanamayıp verilen sözler sadece anı geçiştirmedir. Maalesef kendisinin bulmadığı yada karar vermediği yöntemler kişiyi değiştirmez. ”Kişi kendi değişime karar verir ve kimse kendinden başkasını değiştiremez”
Değişime SEBEP OLMAK
Emin olun ki kimse şuana kadar kimseyi değiştirememiştir. Fakat başka bir açıdan bakacak olursak, ”Birisi bir diğerinin, değişimine sebep olabilir” Değiştirmek ile değişimine sebep olmak arasında çok ciddi bir fark vardır. Biri karşı tarafı değiştirmeye çalışırken, biri onu değiştirmek için kendini değiştirir yada kendindeki bir şey karşı tarafın değişmesine sebep olur.
İlişki yada yaşam koçu çalışmalarına katılan danışanlarımın kafasında en büyük soru işareti tamda burasıdır. ”Sevinç Hanım benim değişmemin ilişkime ve yaşamıma ne katkısı olabilir, diğer herkes aynı kaldıktan sonra, ben; onlar değişsin istiyorum” Evet kendilerince de haklılardır. Fakat değişmez bir kural var, oda ”Biz kendimizden başka kimseyi değiştiremiyoruz” kendimizi değiştirmemiz ise, hem ilişkimizde,hem de hayatımızda çok ciddi değişimler meydana getiriyor. Başta da dediğimiz gibi kendimizdeki değişim başkalarının değişimine sebep oluyor.
Karşınızdakilere Daha İyi Olma İsteği Verin
Biliyorum kafanız karıştı. Bir örnekle açıklamaya çalışıyım.
”Benden Bu Kadar” (As good as it gets) filminde Jack Nicholson’ ın canlandırdığı Udall Karakterini izleyenler hatırlayacaktır. Filmin başında Udall ile karşılaştığımızda iğrenç, kaba, inanılmaz biçimde ben merkezci ve obsesif-kompulsif kişilik tanısı konulmuş bir kişidir. İnsanları şaşırtmaktan ve aşağılamaktan sapıkça bir zevk alan ve bu konuda oldukçada ustalaşmıştır. Udall iletişim kurduğu herkese hakaret edip, aşağılamakta ve bu huyundan dolayı herkesi kendinden uzaklaştırmaktadır. Ki karakter çok zekidir davranışlarının ve bunların nelere yol açtığının da farkındadır. Ancak durum umurunda bile değildir. Çünkü bay Udall için tek önemli olan kişi kendisidir.
Fakat film ilerledikçe Udall umurunda olan bir başkası daha olur. Her zaman gittiği restorantta kendisine hizmet eden garson Carol (Helen Hunt) karakterine aşık olur. Bir dizi beklenmedik olay gelişir ve bu ikili kendilerini bir akşam yemeğinde baş başa bulurlar. Udall bu sefer muhtemelen yaşadığı heyecan ve gerginlikten dolayı istemeden Carol’u aşağılar. Ve Carol bir özür yerine Udall dan gerçek bir iltifat ister.
Bu durum Udall için çok önemlidir. Bilir ki tek ve ufak yanlışıyla Carol masadan kalkıp arkasına bakmadan gidecek ve aşkını kaybedecek. Bunun tek şansı olduğu için kafasını toparlayıp düşünmeye başlar. Yine her zamanki gibi şaşırtan sözlerle cümlesine başlar. Doktoru ona her gün alması gereken ilaçlar vermiştir.
”İlaçlardan nefret ederim” diye başlar. ”İlaçlar çok tehlikeli şeylerdir. Nefret ederim. Burada nefret ederimi ilaçlar için kullanıyorum tabi..” Daha sonra Carol’a bir önceki karşılaşmalarında, kendisine ne söylemiş olduğunu hatırlatır. Carol gecenin bir vakti, yağmurdan ıslanmış, ancak söyleyeceğini de kafasına koymuş bir vaziyette Udall’in kapısını çalar ve ”Seninle asla birlikte olmayacağım” demiştir. Carol’in bu tavrı Udall’a , kaba davranışları ile Carol’in gözünde ne kadar itici olduğunu anlamasını sağlamıştır. Tam gözlerinin içine bakarak şöyle der; ”Ertesi gün ilaçlarımı almaya başladım, işte sana iltifatım budur”.
Fakat Carol anlamaz. ”Şimdi bunun neresi iltifat” der. Udall biran için duraksar ve açıklamaya başlar.
”BANA DAHA İYİ BİR ADAM OLMA İSTEĞİ VERİYORSUN” der. Carol yumuşar ve gülümseyerek şöyle der; ”BU HAYATIMDA DUYDUĞUM EN GÜZEL İLTİFATTI”
Filmi ve Jack Nicholson’ ın karakterini hatırlayanlar Udall için, İlaç almaya başlamasının ne kadar önemli ve büyük çaba gerektiğini bilir. Ve Carol’ın bunu ondan istediğinde yada ısrar ettiğinde reddedileceğini bilirsiniz. Bunu kendiliğinden ama Onun yüzünden yapmıştı. Daha iyi bir insan olabilmek için Carol onun sebebi olmuştu ama tercih kendinindi.
Sizin Hayatınızda da Udall gibi kişiler olabilir. Aynen bu filmdeki gibi; Bizlerde hayatlarımızda, ailemizde, ilişkilerimizde yaşadığımız sorunlarda kendimizden başkasını değiştiremeyiz. Fakat sizin değişiminiz, karşınızdaki kişilerin değişiminin sebebi olabilir.
İlişkilerde Aldatma
İLİŞKİLERDE ALDATMA
Günümüzde kadın erkek aldatmaları oldukça artmış durumdadır. Araştırmalara göre ilişkilerde aldatan kadın da olsa erkek de olsa aslında duygusal boşluklarından ve inançlarındaki eksiklerden kaynaklı. Buna isterseniz ilişkilerine olan inançları diyin, isterseniz kendi ahlakı inançları diyin her neyse sadakatlerine sebep eskisi kadar güçlü olmadığı ortadadır aslında.
Sebep bu olmasına rağmen yine yapılan anket ve araştırmalarda; kadınlara neden aldattığı sorulduğunda başka birini aşık olduğunu söylerken, erkek de ise karşı cinsin cazibesine kapıldıkları için aldattığını iddia ediyor. Görüldüğü gibi Kadın ve erkeğin aldatma nedenleri bile birbirinden çok farklı.
”Kadın olsun , Erkek olsun Aldatmanın hiç bir şekilde haklı sebebi yoktur.”Öncelikle Kişilerin belli inanç ve ahlak anlayışını benimsemeleri gerekir buradaki eksiklik kişileri aldatmaya daha fazla iter. Tabi ki aldatma noktasına gelecek kadar, bağları kopmuş İlişkilerde aldatma yerine her dürüst ve erdemli insan gibi konuşup ya sorunlarına çareler bulmayı yada ayrılığı seçmeleri en doğru olandır.
Her ne kadar aldatma denince akla ilk erkeklerde gelse de; kadınlarda aldatma konusun da diğer bir çok şey gibi, erkeklerle yarış halinde maalesef… Son yapılan araştırmalar, kadınlarında artık erkekler gibi mutluluğu dışarıda aramaya yöneldiğini gösteriyor. Erkekler ile kadınların aldatma noktasında tek farkı ise kadınlar evliliklerinde her şey yolunda gidiyorsa, eşine aşıksa yada seviyorsa aldatmaya kalkışmıyorlar. Yine erkeklerin belki de en büyük aldatma bahanesi olan; sıradanlaşması yada eski tutkunun kalmaması kadını aldatmaya iten nedenlerin ilkleri arasında değil. Aslında şunu demek daha doğru olur, Kadınlar ilişkilerinde sorun yaşayıp ilk karşılaştıkları hayal kırıklığında başka arayışlara geçmektense ilk önce ilişkisini tamir için oldukça çabalıyor. Problemi çözememek direncini kırıyor ve arayışa geçiyor.
İlgisizlik erkelerin de çok yakındığı bir konu ve aynı şekilde kadınlar içinde… ilgisizlik ve eşi tarafından ilk günlerde ki gibi önemsenmeme, kadınlar için de çok hassas bir konu. Yapılan araştırmalar kadınların elbette aşk ve tutkuya ihtiyaçlarının ilk sıralarda olduğu fakat en az bunlar kadar şefkat, güven ve ait olma duygularına ihtiyaç duyduğunu kanıtlıyor. Kendi eşiyle olan İlişkisinde bu duyguları bulamayan kadınların, kendisini önemseyen, mutlu etmeye çalışan, ve kendinin kadın olduğunu hatırlatan karşı cinse meylinin olduğu gözlemlenmiş. Kadını eşi görmezden gelip yaşadıklarını, sorunları yok sayıyorsa, bu kadınlar da bir kaçış yolu olarak eşini aldatıyor. Kadın için sevgi, aşk; her daim ilgi, alaka, problemleri paylaşmak, sahiplenilmek, anlaşılmak ve konuşabilmek demektir. Erkek bunları yapmadığında, bana lütfen sana sadık kalmam için yardım et, sana, senin ilgine, alakana ihtiyacım var çığlıklarını ve ısrarları görmezden geldiğinde kadın çözümü başka bir ilgi kaynağına yönelmekte bulabiliyor.
Erkekler Neden Aldatır
Genelde bildiğimiz gerçek hep erkekler ilişkilerinde ilk hayal dünyasından çıkandır. Fakat gerçek böyle değildir. Evlilikler de tabi ki istisnalar hariç genelde hayal aleminden çıkıp, gözlerini gerçek dünyaya açan ilk taraf aslında kadınlar oluyor. Ve bu hayal dünyasından çıkmak kadını heyecandan uzaklaştırıp, eşine yeterince ilgi göstermeyip, bakımlı kadın havasından uzaklaşabiliyor. Erkekler ise O ilişkilerindeki ilk günkü kadını arıyor. Eşinden ilgi, anlayış, kendisine heyecan veren bakımlı kadın olmalarını istiyorlar. Ve bunu bulamadıkların da erkekler aldatma yoluna doğru ilerliyorlar.
Erkekler kendine tapan ve onun için her türlü özveriyi gösteren kadının, artık kendini eleştirmesine, kontrol etmeye çalışmasına, birde duygusal ve cinsel isteklerini zorunlu oldukları için yapıyormuş tavrından çok rahatsız oluyorlar. Dünya çapında yapılan araştırmalar da gösteriyor ki; erkeklerin aldatmasında ki en büyük neden yeni biri tarafından değerli ve önemli hissettirilmek. Erkekler eşlerinin fiziksel olarak kendilerini önemsememesini, kilo almalarını yada artık evliyiz beni böyle kabul edecek tavrını bir tehdit yada kendisini önemsemediği olarak algılıyor. Erkekler yaşlanmaktan kadınlardan daha fazla korkarlar. Ve bu önemsenmeme hali onlarda yaşlanma korkusu olarak ortaya çıkar. Kendini yaşlı hissettirmeyip , güçlerini kabul eden ve onları memnun etmeye çalışan birine ilgi duymaya başlarlar.
Evet bunlar aldatma sebebi olmamalı sadece çözülmesi gereken sorunlar olmalı; Kişiler kolayı ve yanlış olanı değil. Kendileri ve aileleri için en doğru olanı seçmelidirler. Unutmamak gerekir ki ”Yanlış bir yol bizi doğru ya ulaştırmaz ”. İlişkilerinizde içinden çıkamadığınız ve çözüm aradığınız yerde ilişki koçundan yardım almak en sağlıklı kararlardan biridir.
Kadınlara Göre Neler Aldatmaya Girer (2)
KADINLARA GÖRE NELER ALDATMAYA GİRER (2)
Soru-2- Herhangi bir Sosyal Ortamda Bir Yabancıyla Flört Etmek Aldatma Sayılır mı?
Bu soruya kadınların %45 Evet, %55 Hayır demiş. Bu oldukça tartışmalı bir soru sanırım. Sebebiyse, bu kez flörtün sınırlarının net olarak belirlenememesi. Nedir flört? Uzun bir bakışma? Hararetli bir sohbet? Sohbet ederken birbirine dokunma? Hangisi masum bir flört sayılır, hangisi çizmeyi aşmak anlamına gelir? Bu soruya her birimizin cevabı farklı olacaktır.
İlginç olan ise; İstatiksel veriler, kadınların bu konuda hemen hemen ikiye ayrıldıklarını gösteriyor, ancak bu tür sosyal flörtü zararsız bulanlar az farkla önde. Yani demek istiyorlar ki, barda, kafede, konserde, uçakta, bekleme salonunda, kitapçıda tesadüfen tanıştığınız bir erkeği çekici bulduğunuz ve onunla ayaküstü flört ettiğiniz için vicdan azabı çekmeniz ya da bunu gerçek bir aldatmayla bir tutmanız pek de gerekli değildir diyorlar. Bu soruda 100 kadının 55 bu konuyu aldatma olarak görmüyor. Bir ilişkinizin olması ve birlikte olduğunuz insanı sevmeniz, başka erkeği/kadını beğenmekten ve onlar tarafından beğenilmekten ki bu ikincisi bir kadın için çok daha önemlidir, vazgeçeceğiniz anlamına gelmiyor. Her ne kadar bayanların %55 bu cevabı vermiş olsa da sosyal flörtün hayatınızda tam olarak hangi boşluğu doldurduğunu belirlemek için kendinizle bir an önce yüzleşin derim.
Soru-3- Facebook gibi Sosyal Paylaşım Alanlarında, Eski Sevgiliyi Arayıp Bulmak yada Karşı Cinsle Mesajlaşmalar Aldatmaya girer Mi?
Bu soruya kadınların %80 Evet, %20 Hayır demiş. Gördüğünüz gibi, teknolojinin imkanlarını kullanarak kaçak dövüşmeyi aldatma sayan kadınların sayısı oldukça fazla. Gerçekten de bilgisayar hayatımızda yeni bir dönem başlattı; bizi kendisinden önce var olan iletişim kanallarının çok ötesinde bir noktaya taşıdı. Bugün artık dünyanın öbür ucunda yaşayan, sadece fotoğrafından tanıdığımız (ki o fotoğrafın ona ait olduğu da şüpheli), belki kimlik bilgileri bile bütünüyle uydurma olan biriyle chat’leşme ve hatta yakınlaşma olanağına sahibiz.
Hele insanların iç çamaşırı renklerine kadar bütün hayatlarını kişisel sayfalarına döktükleri Facebook, yeni insanlarla tanışma ve eski tanıdıkları yeniden bulma konusunda çoğumuzu harekete geçirdi. Herkes herkesin Facebook arkadaşı, sokakta birbirini tanımayan insanlar dahi! Fakat işte tam da bu sınırsız iletişim fırsatı, ihanet eğilimi olanlara sınırsız bir aldatma ve foyası meydana çıkarsa kendini aklama fırsatı sundu. Şimdi şöyle bir soru soralım; kadın ve erkek birbirlerine hiç dokunmazlarsa, gerçekten sevişmiş sayılırlar mı? Hayır mı diyorsunuz? Peki sanal seks ne olacak?Unutmayalım ki teknoloji sadece bir araçtır; onu masum ya da hain amaçlar için kullanmak ise bize kalmıştır. Aynısı Facebook için de geçerli. Birisine cinsel içerikli mesajlar göndermek ya da lafı sürekli cinselliğe getirmek, o kişiye Facebook üzerinden asılmaktan başka bir şey değildir ve bunun, o kişiye bir barda ya da başka bir yerde asılmaktan zerre kadar farkı yok. İster Facebook’ta olsun, ister sokakta, kriteriniz bellidir. Sadece sevdiğiniz erkeğin kulağına gitmesinden rahatsız olacağınız, dolayısıyla o duymasın diye kıvrandığınız davranışlar aldatma kapsamına girerler. Kendinizi sakın ola aldatmayın.
Soru-4- İşyerinde Flört Etmek Aldatma Sayılır Mı?
Bu soruya kadınların %73 Evet, %27 Hayır demiş. Bir kere, iş yerinde flörtün sosyal flörtten çok farklı olduğunu unutmamak gerek. Diyelim ofiste sohbetinden çok zevk aldığınız, içten içte çekici de bulduğunuz bir arkadaşınız var. Öğle tatillerinde birlikte yemeğe çıkıyor, kapı önüne çıkıp birlikte sigara içiyor, kahve molalarında baş başa dedikodu yapıyor, toplantılarda daima yan yana oturuyor, hafta sonu buluşup sunumlara çalışıyorsunuz. Evet, görünüşte tipik iki iş arkadaşısınız. Fakat aslında ateşle oynadığınızın farkında mısınız?
İş arkadaşlarımız, günün büyük bölümünü birlikte geçirdiğimiz kişilerdir. Süre hesabına vurursak, onlarla, ilişkide olduğumuz insandan, ailemizden ve en yakın dostlarımızdan daha fazla vakit geçiririz. Burada sizin için, sosyal flörtte ki gibi ‘Onu bir daha nerede göreceğim’ rahatlığı söz konusu değil, çünkü ertesi gün ofiste göreceğiniz kesin. Dolayısıyla, tam anlamıyla aldatma sayılmasa bile iş yerinden biriyle işin gerektirdiğinden fazla, yani duygusal ve fiziksel olarak yakınlaşmanın aldatmaya kapı açan bir yanı var. En azından çoğu kadın böyle düşünüyor. O yüzden kadınların bunu kıskanması ve gerçekten de bu ilişkinin başka yerlere yelken açması çok olasıdır.
Fakat aldatmalar günümüzde artık bu kadar genişlemesine rağmen hatta bir çok buna çok katı dikteler getiren toplumlarda da gizliliğini sürdürmesine rağmen hızla ilerlemesinin altında yatan temel sebeplere bir bakın derim. Tamamen ahlaki kriterlere olan eksiklikler, yada bize artık aldatmanın çok normal gibi gösterilmesinden kaynaklı olduğunu göreceksiniz. Bir uzman olarak tavsiyem Dürüst olup kendinizin ve karşınızdaki kişinin ruh sağlığını bozmadan eğer ki, her şeyi denemenize rağmen, halen eşinize yada sevgilinize değilde başka birilerine ilginiz varsa iki medeni insan gibi ayrılın derim. sevgiyle kalın…
Kadınlara Göre Neler Aldatmaya Girer (1)
KADINLARA GÖRE NELER ALDATMAYA GİRER (1)
Geçen gün okuduğum bir haber üzerinden sizinle bugün bir şeyler paylaşacağım. Konumuz bayanları da erkekleri de çok yakından ilgilendiren ”ALDATMA”. Aldatma nedir? Günümüz şartlarına değil de, biraz geriye gittiğimizde aldatmanın tanımı çok bariz belliyken bugün aldatmanın tanımı kişilere ve şartlara göre değişmiş durumda…
Yazıya elimden geldiği kadar objektif bakmaya çalışıp, gerçek istatiksel verilerine dayalı sonuçları vermeyi tasarlıyorum. Bir çok kişiye göre aldatmanın günümüzü, dünü yok gibi düşünülse de, hayatımıza giren teknoloji, sosyal medya, iş hayatında kadın erkek ilişkilerinin daha yakınlaşması gibi faktörler aldatılmaya bakışı da farklılaştırmıştır. Dediğim gibi; İhaneti ve sınırlarını kişilerin inanç sistemleri ile değil tamamen günümüz verileri ile hazırlanmış bilgiler ile sunmak istiyorum.
Aldatılmaktan Kim Hoşlanır?
Bu soruya hemen herkesin vereceği cevap, tabi ki kimse hoşlanmaz. İster Kadın olsun ister erkek kimse aldatılmaktan hoşlanmaz. Fakat buna rağmen kişisel hayatlarına bakıldığında insanların kimi ufak, kimi büyük, kimi aleni, kimi gizli aldatma olaylarının da günden güne arttığını görüyoruz. Evet bu aldatma gerçeğinin incelendiğinde; bir başkasını görünce duyulan belli belirsiz heyecandan ve küçük, zararsız flörtlerden tutun da, bir başkası için sevgiliyi ya da eşi terk etmeye kadar geniş bir yelpazede düşünülebilir.
Bir ilişki yaşarken başka birine ilgi duymak, hatta o kişiyle birlikte olmaya çalışmak, artık pek de sıra dışı bir zayıflık değil. Ancak sıradan olması, başımıza geldiğinde tepki vermeyeceğimiz anlamına da gelmiyor. İhanetle karşı karşıya kalmak her insanı çok üzer, öfkelendirir, yıpratır, hatta hayata bakış açısını kökten değiştirebilir. Ancak günümüzde başka bir sorunla daha karşı karşıyayız! Neyin ihanet kapsamına girdiğini, hangi davranışı aldatma olarak görüp hangisine hoşgörü göstermemiz gerektiğini belirlememiz gittikçe zorlaşıyor.
Bunun nedeni ise; bilgisayar teknolojisinin sunduğu yenilikler, iletişim imkanlarının hem çoğalmasına hem de çeşitlenmesine neden oluyor ve biz ne kadar istersek isteyelim, bu imkânların önüne geçemiyoruz. Böylece mesela geçen yüzyılda bir adamın eşini aldatması için başka bir kadınla fiziksel olarak karşı karşıya gelmesi, onunla bizzat tanışması gibi doğal bir önkoşul varken, bugün internet üzerinden sürdürülen iletişim birbirini hiç görmemiş iki insan arasında duygusal bir ilişkinin başlamasına da neden olabiliyor. Ayrıca mesele sadece teknolojiyle de sınırlı değil. Farklı sosyal gruplar, farklı kadın- erkek ilişkileri, eskiye göre çok daha rahat ifade edilen cinsel eğilimler, günümüzün hızla değişen yaşam biçimi bir bütün olarak bize yeni ahlaki değerler dayatıyor. En azından bizi, eski birtakım fikirlerimizi yeniden gözden geçirmeye zorluyor.Kimimiz bu hareketli ortamda prensiplerimize sıkı sıkıya bağlı kalmaya çalışıyoruz, kimimiz ise uyum sağlamak adına bu yeni dünya düzenine daha esnek yaklaşmaya… Diyebiliriz ki ihanette hoşgörü sınırları konusunda kafalar karışık. Yine de, neyin aldatma sayılıp neyin sayılmayacağına, kimi örnekler üzerinden giderek birtakım istatiksel sonuçlarla cevap vermek mümkün.
Bakalım günümüz kadını açık fikirli olmayı hangi noktaya kadar başarıyor, Kadınlar arasında yapılan araştırmalarda bir kaç soruya kadınlar bakalım ne cevap vermiş ve bizim değerlendirmemiz ne ?
Soru-1- İlişkiniz Resmen Başlamamışsa, Başka Biriyle Olmak Aldatma Sayılır Mı?
Bu soruya kadınların %75 Evet, %25 Hayır demiş. Jane Austen romanlarında duygusal ilişkinin başlangıcı, erkeğin aşkını itiraf ettiği ve kadının da bu aşkı kabul ettiğini dile getirdiği an olarak kabul edilir, bu klasik sahnenin öncesinde her iki taraf da duygularını gizler. Fakat hoşumuza gitsin ya da gitmesin, günümüz ilişkileri bu şekilde ilerlemeyip çok farklı seyirler izleyebiliyor. Artık cinsellik romantizmden sonra gelmiyor; hatta kimi durumlarda romantizmin cinsellikten sonra geldiği (Bakınız: evlilikle sonuçlanan tek gecelik ilişkiler!) bile söylenebilir.
Bazı kişiler; erkek arkadaş ya da kız arkadaş etiketinden hoşlanmıyorlar, kimileri ciddi bir ilişkiye girmeden önce sokak söylemiyle bir süre takılmayı tercih ediyorlar, yakınlaşmalar bir anda değil, yavaş yavaş gerçekleşiyor. Peki bu yakınlaşmanın hangi noktası ilişkinin başladığı nokta? ‘Biz neyiz şimdi? Birlikte miyiz, değil miyiz?’ sorusu eşliğinde konuya kafa yoran genellikle kadınlar oluyor.Asıl meselemize dönersek; sorunun sorulduğu 100 kadının yüzde 75’i evet, yüzde 25’i hayır cevabını vermişler. Demek ki kadınlar, ilişkinin adını koyma konusunda erkeklerden daha aceleci davranıyorlar. Daha doğrusu, bütün gereklilikleri, sorumlulukları ve yasaklarıyla ilişki, kadının kafasında erkekten daha önce başlıyor. Erkekse, en azından başlangıçta kendine kaçabileceği serbest bir alan bırakmayı, duygularından emin olmadan önce ‘denemeyi’ tercih ediyor, bu deneme sürecinde başkalarıyla da birlikte olabiliyor ve bunu kesinlikle aldatma olarak tanımlamıyor.
Unutulmaması gereken; ne olursa olsun, bunun aslında duygularla ilgili bir mesele olduğudur. ilişkinin adı konmamış olabilir, dolayısıyla da başka biriyle ilgilenmek aldatma kapsamına girmeyebilir fakat erkeğin, gözünün sizden başka kimseyi görmemesi gereken o ilk günlerde bile farklı seçenekler araması, ilişkinin ileri ki aşamaları konusunda kafanızda ister istemez bir soru işareti yaratacaktır.
Yazının Devamı için: Kadınlara Göre Neler Aldatmaya Girer (2) Okuyun Lütfen…
Devamı