Siz Kimseyi Değiştiremezsiniz; Fakat Değişimin Sebebi Olabilirsiniz
SİZ KİMSEYİ DEĞİŞTİREMEZSİNİZ;
FAKAT DEĞİŞİMİN SEBEBİ OLABİLİRSİNİZ
”İnsan Hayatta Kendisinden Başka Kimseyi Değiştiremez” Bu cümle en çok tekrarladığım cümlelerden birisi… Farkındalığı yüksek olan kişilerin kendini değiştirdiğinde dünyasını değiştireceği, bilerek, değişim için kolları sıvadığı tepkiler alırken, bazen de, kızılıp belki içten içe öfkelenilen tepkiler alıyorum ”Sorun bende değil ki ben niye değişeyim, değişecek sorunlu olan ” denebiliyor.
Haklısınız doğrudur; Elbette insanlar değişir. Fakat siz söylediğiniz yada rica ettiğimiz için değişmezler. Kişiler sadece ve sadece kendileri istedikleri zaman değişir. Aslına bakarsanız karşı tarafa ne kadar değişme noktasında ısrar edersek, değişime karşı o kadar direnç gösterdiklerinin farkına varırız. Ve siz ısrar ettikçe direnç daha da artar.
Yapılan ısrar çok iyi niyetli olmuş olsa da, farkında olmadan, karşı tarafın kendi özgür iradesi ile değişimini engellersiniz. Ne zaman ki istek ve ısrarlarınızdan vazgeçtiniz; Artık değişim için adım atma, karşı tarafın iradesine geçer. Tabi bu kesin değişecek anlamına gelmez, fakat değişip değişmeme özgürlüğü kendi seçimi olmalıdır. Size ve ısrarlarınıza dayanamayıp verilen sözler sadece anı geçiştirmedir. Maalesef kendisinin bulmadığı yada karar vermediği yöntemler kişiyi değiştirmez. ”Kişi kendi değişime karar verir ve kimse kendinden başkasını değiştiremez”
Değişime SEBEP OLMAK
Emin olun ki kimse şuana kadar kimseyi değiştirememiştir. Fakat başka bir açıdan bakacak olursak, ”Birisi bir diğerinin, değişimine sebep olabilir” Değiştirmek ile değişimine sebep olmak arasında çok ciddi bir fark vardır. Biri karşı tarafı değiştirmeye çalışırken, biri onu değiştirmek için kendini değiştirir yada kendindeki bir şey karşı tarafın değişmesine sebep olur.
İlişki yada yaşam koçu çalışmalarına katılan danışanlarımın kafasında en büyük soru işareti tamda burasıdır. ”Sevinç Hanım benim değişmemin ilişkime ve yaşamıma ne katkısı olabilir, diğer herkes aynı kaldıktan sonra, ben; onlar değişsin istiyorum” Evet kendilerince de haklılardır. Fakat değişmez bir kural var, oda ”Biz kendimizden başka kimseyi değiştiremiyoruz” kendimizi değiştirmemiz ise, hem ilişkimizde,hem de hayatımızda çok ciddi değişimler meydana getiriyor. Başta da dediğimiz gibi kendimizdeki değişim başkalarının değişimine sebep oluyor.
Karşınızdakilere Daha İyi Olma İsteği Verin
Biliyorum kafanız karıştı. Bir örnekle açıklamaya çalışıyım.
”Benden Bu Kadar” (As good as it gets) filminde Jack Nicholson’ ın canlandırdığı Udall Karakterini izleyenler hatırlayacaktır. Filmin başında Udall ile karşılaştığımızda iğrenç, kaba, inanılmaz biçimde ben merkezci ve obsesif-kompulsif kişilik tanısı konulmuş bir kişidir. İnsanları şaşırtmaktan ve aşağılamaktan sapıkça bir zevk alan ve bu konuda oldukçada ustalaşmıştır. Udall iletişim kurduğu herkese hakaret edip, aşağılamakta ve bu huyundan dolayı herkesi kendinden uzaklaştırmaktadır. Ki karakter çok zekidir davranışlarının ve bunların nelere yol açtığının da farkındadır. Ancak durum umurunda bile değildir. Çünkü bay Udall için tek önemli olan kişi kendisidir.
Fakat film ilerledikçe Udall umurunda olan bir başkası daha olur. Her zaman gittiği restorantta kendisine hizmet eden garson Carol (Helen Hunt) karakterine aşık olur. Bir dizi beklenmedik olay gelişir ve bu ikili kendilerini bir akşam yemeğinde baş başa bulurlar. Udall bu sefer muhtemelen yaşadığı heyecan ve gerginlikten dolayı istemeden Carol’u aşağılar. Ve Carol bir özür yerine Udall dan gerçek bir iltifat ister.
Bu durum Udall için çok önemlidir. Bilir ki tek ve ufak yanlışıyla Carol masadan kalkıp arkasına bakmadan gidecek ve aşkını kaybedecek. Bunun tek şansı olduğu için kafasını toparlayıp düşünmeye başlar. Yine her zamanki gibi şaşırtan sözlerle cümlesine başlar. Doktoru ona her gün alması gereken ilaçlar vermiştir.
”İlaçlardan nefret ederim” diye başlar. ”İlaçlar çok tehlikeli şeylerdir. Nefret ederim. Burada nefret ederimi ilaçlar için kullanıyorum tabi..” Daha sonra Carol’a bir önceki karşılaşmalarında, kendisine ne söylemiş olduğunu hatırlatır. Carol gecenin bir vakti, yağmurdan ıslanmış, ancak söyleyeceğini de kafasına koymuş bir vaziyette Udall’in kapısını çalar ve ”Seninle asla birlikte olmayacağım” demiştir. Carol’in bu tavrı Udall’a , kaba davranışları ile Carol’in gözünde ne kadar itici olduğunu anlamasını sağlamıştır. Tam gözlerinin içine bakarak şöyle der; ”Ertesi gün ilaçlarımı almaya başladım, işte sana iltifatım budur”.
Fakat Carol anlamaz. ”Şimdi bunun neresi iltifat” der. Udall biran için duraksar ve açıklamaya başlar.
”BANA DAHA İYİ BİR ADAM OLMA İSTEĞİ VERİYORSUN” der. Carol yumuşar ve gülümseyerek şöyle der; ”BU HAYATIMDA DUYDUĞUM EN GÜZEL İLTİFATTI”
Filmi ve Jack Nicholson’ ın karakterini hatırlayanlar Udall için, İlaç almaya başlamasının ne kadar önemli ve büyük çaba gerektiğini bilir. Ve Carol’ın bunu ondan istediğinde yada ısrar ettiğinde reddedileceğini bilirsiniz. Bunu kendiliğinden ama Onun yüzünden yapmıştı. Daha iyi bir insan olabilmek için Carol onun sebebi olmuştu ama tercih kendinindi.
Sizin Hayatınızda da Udall gibi kişiler olabilir. Aynen bu filmdeki gibi; Bizlerde hayatlarımızda, ailemizde, ilişkilerimizde yaşadığımız sorunlarda kendimizden başkasını değiştiremeyiz. Fakat sizin değişiminiz, karşınızdaki kişilerin değişiminin sebebi olabilir.
İlişkilerde Aldatma
İLİŞKİLERDE ALDATMA
Günümüzde kadın erkek aldatmaları oldukça artmış durumdadır. Araştırmalara göre ilişkilerde aldatan kadın da olsa erkek de olsa aslında duygusal boşluklarından ve inançlarındaki eksiklerden kaynaklı. Buna isterseniz ilişkilerine olan inançları diyin, isterseniz kendi ahlakı inançları diyin her neyse sadakatlerine sebep eskisi kadar güçlü olmadığı ortadadır aslında.
Sebep bu olmasına rağmen yine yapılan anket ve araştırmalarda; kadınlara neden aldattığı sorulduğunda başka birini aşık olduğunu söylerken, erkek de ise karşı cinsin cazibesine kapıldıkları için aldattığını iddia ediyor. Görüldüğü gibi Kadın ve erkeğin aldatma nedenleri bile birbirinden çok farklı.
”Kadın olsun , Erkek olsun Aldatmanın hiç bir şekilde haklı sebebi yoktur.”Öncelikle Kişilerin belli inanç ve ahlak anlayışını benimsemeleri gerekir buradaki eksiklik kişileri aldatmaya daha fazla iter. Tabi ki aldatma noktasına gelecek kadar, bağları kopmuş İlişkilerde aldatma yerine her dürüst ve erdemli insan gibi konuşup ya sorunlarına çareler bulmayı yada ayrılığı seçmeleri en doğru olandır.
Her ne kadar aldatma denince akla ilk erkeklerde gelse de; kadınlarda aldatma konusun da diğer bir çok şey gibi, erkeklerle yarış halinde maalesef… Son yapılan araştırmalar, kadınlarında artık erkekler gibi mutluluğu dışarıda aramaya yöneldiğini gösteriyor. Erkekler ile kadınların aldatma noktasında tek farkı ise kadınlar evliliklerinde her şey yolunda gidiyorsa, eşine aşıksa yada seviyorsa aldatmaya kalkışmıyorlar. Yine erkeklerin belki de en büyük aldatma bahanesi olan; sıradanlaşması yada eski tutkunun kalmaması kadını aldatmaya iten nedenlerin ilkleri arasında değil. Aslında şunu demek daha doğru olur, Kadınlar ilişkilerinde sorun yaşayıp ilk karşılaştıkları hayal kırıklığında başka arayışlara geçmektense ilk önce ilişkisini tamir için oldukça çabalıyor. Problemi çözememek direncini kırıyor ve arayışa geçiyor.
İlgisizlik erkelerin de çok yakındığı bir konu ve aynı şekilde kadınlar içinde… ilgisizlik ve eşi tarafından ilk günlerde ki gibi önemsenmeme, kadınlar için de çok hassas bir konu. Yapılan araştırmalar kadınların elbette aşk ve tutkuya ihtiyaçlarının ilk sıralarda olduğu fakat en az bunlar kadar şefkat, güven ve ait olma duygularına ihtiyaç duyduğunu kanıtlıyor. Kendi eşiyle olan İlişkisinde bu duyguları bulamayan kadınların, kendisini önemseyen, mutlu etmeye çalışan, ve kendinin kadın olduğunu hatırlatan karşı cinse meylinin olduğu gözlemlenmiş. Kadını eşi görmezden gelip yaşadıklarını, sorunları yok sayıyorsa, bu kadınlar da bir kaçış yolu olarak eşini aldatıyor. Kadın için sevgi, aşk; her daim ilgi, alaka, problemleri paylaşmak, sahiplenilmek, anlaşılmak ve konuşabilmek demektir. Erkek bunları yapmadığında, bana lütfen sana sadık kalmam için yardım et, sana, senin ilgine, alakana ihtiyacım var çığlıklarını ve ısrarları görmezden geldiğinde kadın çözümü başka bir ilgi kaynağına yönelmekte bulabiliyor.
Erkekler Neden Aldatır
Genelde bildiğimiz gerçek hep erkekler ilişkilerinde ilk hayal dünyasından çıkandır. Fakat gerçek böyle değildir. Evlilikler de tabi ki istisnalar hariç genelde hayal aleminden çıkıp, gözlerini gerçek dünyaya açan ilk taraf aslında kadınlar oluyor. Ve bu hayal dünyasından çıkmak kadını heyecandan uzaklaştırıp, eşine yeterince ilgi göstermeyip, bakımlı kadın havasından uzaklaşabiliyor. Erkekler ise O ilişkilerindeki ilk günkü kadını arıyor. Eşinden ilgi, anlayış, kendisine heyecan veren bakımlı kadın olmalarını istiyorlar. Ve bunu bulamadıkların da erkekler aldatma yoluna doğru ilerliyorlar.
Erkekler kendine tapan ve onun için her türlü özveriyi gösteren kadının, artık kendini eleştirmesine, kontrol etmeye çalışmasına, birde duygusal ve cinsel isteklerini zorunlu oldukları için yapıyormuş tavrından çok rahatsız oluyorlar. Dünya çapında yapılan araştırmalar da gösteriyor ki; erkeklerin aldatmasında ki en büyük neden yeni biri tarafından değerli ve önemli hissettirilmek. Erkekler eşlerinin fiziksel olarak kendilerini önemsememesini, kilo almalarını yada artık evliyiz beni böyle kabul edecek tavrını bir tehdit yada kendisini önemsemediği olarak algılıyor. Erkekler yaşlanmaktan kadınlardan daha fazla korkarlar. Ve bu önemsenmeme hali onlarda yaşlanma korkusu olarak ortaya çıkar. Kendini yaşlı hissettirmeyip , güçlerini kabul eden ve onları memnun etmeye çalışan birine ilgi duymaya başlarlar.
Evet bunlar aldatma sebebi olmamalı sadece çözülmesi gereken sorunlar olmalı; Kişiler kolayı ve yanlış olanı değil. Kendileri ve aileleri için en doğru olanı seçmelidirler. Unutmamak gerekir ki ”Yanlış bir yol bizi doğru ya ulaştırmaz ”. İlişkilerinizde içinden çıkamadığınız ve çözüm aradığınız yerde ilişki koçundan yardım almak en sağlıklı kararlardan biridir.
Kadınlara Göre Neler Aldatmaya Girer (2)
KADINLARA GÖRE NELER ALDATMAYA GİRER (2)
Soru-2- Herhangi bir Sosyal Ortamda Bir Yabancıyla Flört Etmek Aldatma Sayılır mı?
Bu soruya kadınların %45 Evet, %55 Hayır demiş. Bu oldukça tartışmalı bir soru sanırım. Sebebiyse, bu kez flörtün sınırlarının net olarak belirlenememesi. Nedir flört? Uzun bir bakışma? Hararetli bir sohbet? Sohbet ederken birbirine dokunma? Hangisi masum bir flört sayılır, hangisi çizmeyi aşmak anlamına gelir? Bu soruya her birimizin cevabı farklı olacaktır.
İlginç olan ise; İstatiksel veriler, kadınların bu konuda hemen hemen ikiye ayrıldıklarını gösteriyor, ancak bu tür sosyal flörtü zararsız bulanlar az farkla önde. Yani demek istiyorlar ki, barda, kafede, konserde, uçakta, bekleme salonunda, kitapçıda tesadüfen tanıştığınız bir erkeği çekici bulduğunuz ve onunla ayaküstü flört ettiğiniz için vicdan azabı çekmeniz ya da bunu gerçek bir aldatmayla bir tutmanız pek de gerekli değildir diyorlar. Bu soruda 100 kadının 55 bu konuyu aldatma olarak görmüyor. Bir ilişkinizin olması ve birlikte olduğunuz insanı sevmeniz, başka erkeği/kadını beğenmekten ve onlar tarafından beğenilmekten ki bu ikincisi bir kadın için çok daha önemlidir, vazgeçeceğiniz anlamına gelmiyor. Her ne kadar bayanların %55 bu cevabı vermiş olsa da sosyal flörtün hayatınızda tam olarak hangi boşluğu doldurduğunu belirlemek için kendinizle bir an önce yüzleşin derim.
Soru-3- Facebook gibi Sosyal Paylaşım Alanlarında, Eski Sevgiliyi Arayıp Bulmak yada Karşı Cinsle Mesajlaşmalar Aldatmaya girer Mi?
Bu soruya kadınların %80 Evet, %20 Hayır demiş. Gördüğünüz gibi, teknolojinin imkanlarını kullanarak kaçak dövüşmeyi aldatma sayan kadınların sayısı oldukça fazla. Gerçekten de bilgisayar hayatımızda yeni bir dönem başlattı; bizi kendisinden önce var olan iletişim kanallarının çok ötesinde bir noktaya taşıdı. Bugün artık dünyanın öbür ucunda yaşayan, sadece fotoğrafından tanıdığımız (ki o fotoğrafın ona ait olduğu da şüpheli), belki kimlik bilgileri bile bütünüyle uydurma olan biriyle chat’leşme ve hatta yakınlaşma olanağına sahibiz.
Hele insanların iç çamaşırı renklerine kadar bütün hayatlarını kişisel sayfalarına döktükleri Facebook, yeni insanlarla tanışma ve eski tanıdıkları yeniden bulma konusunda çoğumuzu harekete geçirdi. Herkes herkesin Facebook arkadaşı, sokakta birbirini tanımayan insanlar dahi! Fakat işte tam da bu sınırsız iletişim fırsatı, ihanet eğilimi olanlara sınırsız bir aldatma ve foyası meydana çıkarsa kendini aklama fırsatı sundu. Şimdi şöyle bir soru soralım; kadın ve erkek birbirlerine hiç dokunmazlarsa, gerçekten sevişmiş sayılırlar mı? Hayır mı diyorsunuz? Peki sanal seks ne olacak?Unutmayalım ki teknoloji sadece bir araçtır; onu masum ya da hain amaçlar için kullanmak ise bize kalmıştır. Aynısı Facebook için de geçerli. Birisine cinsel içerikli mesajlar göndermek ya da lafı sürekli cinselliğe getirmek, o kişiye Facebook üzerinden asılmaktan başka bir şey değildir ve bunun, o kişiye bir barda ya da başka bir yerde asılmaktan zerre kadar farkı yok. İster Facebook’ta olsun, ister sokakta, kriteriniz bellidir. Sadece sevdiğiniz erkeğin kulağına gitmesinden rahatsız olacağınız, dolayısıyla o duymasın diye kıvrandığınız davranışlar aldatma kapsamına girerler. Kendinizi sakın ola aldatmayın.
Soru-4- İşyerinde Flört Etmek Aldatma Sayılır Mı?
Bu soruya kadınların %73 Evet, %27 Hayır demiş. Bir kere, iş yerinde flörtün sosyal flörtten çok farklı olduğunu unutmamak gerek. Diyelim ofiste sohbetinden çok zevk aldığınız, içten içte çekici de bulduğunuz bir arkadaşınız var. Öğle tatillerinde birlikte yemeğe çıkıyor, kapı önüne çıkıp birlikte sigara içiyor, kahve molalarında baş başa dedikodu yapıyor, toplantılarda daima yan yana oturuyor, hafta sonu buluşup sunumlara çalışıyorsunuz. Evet, görünüşte tipik iki iş arkadaşısınız. Fakat aslında ateşle oynadığınızın farkında mısınız?
İş arkadaşlarımız, günün büyük bölümünü birlikte geçirdiğimiz kişilerdir. Süre hesabına vurursak, onlarla, ilişkide olduğumuz insandan, ailemizden ve en yakın dostlarımızdan daha fazla vakit geçiririz. Burada sizin için, sosyal flörtte ki gibi ‘Onu bir daha nerede göreceğim’ rahatlığı söz konusu değil, çünkü ertesi gün ofiste göreceğiniz kesin. Dolayısıyla, tam anlamıyla aldatma sayılmasa bile iş yerinden biriyle işin gerektirdiğinden fazla, yani duygusal ve fiziksel olarak yakınlaşmanın aldatmaya kapı açan bir yanı var. En azından çoğu kadın böyle düşünüyor. O yüzden kadınların bunu kıskanması ve gerçekten de bu ilişkinin başka yerlere yelken açması çok olasıdır.
Fakat aldatmalar günümüzde artık bu kadar genişlemesine rağmen hatta bir çok buna çok katı dikteler getiren toplumlarda da gizliliğini sürdürmesine rağmen hızla ilerlemesinin altında yatan temel sebeplere bir bakın derim. Tamamen ahlaki kriterlere olan eksiklikler, yada bize artık aldatmanın çok normal gibi gösterilmesinden kaynaklı olduğunu göreceksiniz. Bir uzman olarak tavsiyem Dürüst olup kendinizin ve karşınızdaki kişinin ruh sağlığını bozmadan eğer ki, her şeyi denemenize rağmen, halen eşinize yada sevgilinize değilde başka birilerine ilginiz varsa iki medeni insan gibi ayrılın derim. sevgiyle kalın…
Kadınlara Göre Neler Aldatmaya Girer (1)
KADINLARA GÖRE NELER ALDATMAYA GİRER (1)
Geçen gün okuduğum bir haber üzerinden sizinle bugün bir şeyler paylaşacağım. Konumuz bayanları da erkekleri de çok yakından ilgilendiren ”ALDATMA”. Aldatma nedir? Günümüz şartlarına değil de, biraz geriye gittiğimizde aldatmanın tanımı çok bariz belliyken bugün aldatmanın tanımı kişilere ve şartlara göre değişmiş durumda…
Yazıya elimden geldiği kadar objektif bakmaya çalışıp, gerçek istatiksel verilerine dayalı sonuçları vermeyi tasarlıyorum. Bir çok kişiye göre aldatmanın günümüzü, dünü yok gibi düşünülse de, hayatımıza giren teknoloji, sosyal medya, iş hayatında kadın erkek ilişkilerinin daha yakınlaşması gibi faktörler aldatılmaya bakışı da farklılaştırmıştır. Dediğim gibi; İhaneti ve sınırlarını kişilerin inanç sistemleri ile değil tamamen günümüz verileri ile hazırlanmış bilgiler ile sunmak istiyorum.
Aldatılmaktan Kim Hoşlanır?
Bu soruya hemen herkesin vereceği cevap, tabi ki kimse hoşlanmaz. İster Kadın olsun ister erkek kimse aldatılmaktan hoşlanmaz. Fakat buna rağmen kişisel hayatlarına bakıldığında insanların kimi ufak, kimi büyük, kimi aleni, kimi gizli aldatma olaylarının da günden güne arttığını görüyoruz. Evet bu aldatma gerçeğinin incelendiğinde; bir başkasını görünce duyulan belli belirsiz heyecandan ve küçük, zararsız flörtlerden tutun da, bir başkası için sevgiliyi ya da eşi terk etmeye kadar geniş bir yelpazede düşünülebilir.
Bir ilişki yaşarken başka birine ilgi duymak, hatta o kişiyle birlikte olmaya çalışmak, artık pek de sıra dışı bir zayıflık değil. Ancak sıradan olması, başımıza geldiğinde tepki vermeyeceğimiz anlamına da gelmiyor. İhanetle karşı karşıya kalmak her insanı çok üzer, öfkelendirir, yıpratır, hatta hayata bakış açısını kökten değiştirebilir. Ancak günümüzde başka bir sorunla daha karşı karşıyayız! Neyin ihanet kapsamına girdiğini, hangi davranışı aldatma olarak görüp hangisine hoşgörü göstermemiz gerektiğini belirlememiz gittikçe zorlaşıyor.
Bunun nedeni ise; bilgisayar teknolojisinin sunduğu yenilikler, iletişim imkanlarının hem çoğalmasına hem de çeşitlenmesine neden oluyor ve biz ne kadar istersek isteyelim, bu imkânların önüne geçemiyoruz. Böylece mesela geçen yüzyılda bir adamın eşini aldatması için başka bir kadınla fiziksel olarak karşı karşıya gelmesi, onunla bizzat tanışması gibi doğal bir önkoşul varken, bugün internet üzerinden sürdürülen iletişim birbirini hiç görmemiş iki insan arasında duygusal bir ilişkinin başlamasına da neden olabiliyor. Ayrıca mesele sadece teknolojiyle de sınırlı değil. Farklı sosyal gruplar, farklı kadın- erkek ilişkileri, eskiye göre çok daha rahat ifade edilen cinsel eğilimler, günümüzün hızla değişen yaşam biçimi bir bütün olarak bize yeni ahlaki değerler dayatıyor. En azından bizi, eski birtakım fikirlerimizi yeniden gözden geçirmeye zorluyor.Kimimiz bu hareketli ortamda prensiplerimize sıkı sıkıya bağlı kalmaya çalışıyoruz, kimimiz ise uyum sağlamak adına bu yeni dünya düzenine daha esnek yaklaşmaya… Diyebiliriz ki ihanette hoşgörü sınırları konusunda kafalar karışık. Yine de, neyin aldatma sayılıp neyin sayılmayacağına, kimi örnekler üzerinden giderek birtakım istatiksel sonuçlarla cevap vermek mümkün.
Bakalım günümüz kadını açık fikirli olmayı hangi noktaya kadar başarıyor, Kadınlar arasında yapılan araştırmalarda bir kaç soruya kadınlar bakalım ne cevap vermiş ve bizim değerlendirmemiz ne ?
Soru-1- İlişkiniz Resmen Başlamamışsa, Başka Biriyle Olmak Aldatma Sayılır Mı?
Bu soruya kadınların %75 Evet, %25 Hayır demiş. Jane Austen romanlarında duygusal ilişkinin başlangıcı, erkeğin aşkını itiraf ettiği ve kadının da bu aşkı kabul ettiğini dile getirdiği an olarak kabul edilir, bu klasik sahnenin öncesinde her iki taraf da duygularını gizler. Fakat hoşumuza gitsin ya da gitmesin, günümüz ilişkileri bu şekilde ilerlemeyip çok farklı seyirler izleyebiliyor. Artık cinsellik romantizmden sonra gelmiyor; hatta kimi durumlarda romantizmin cinsellikten sonra geldiği (Bakınız: evlilikle sonuçlanan tek gecelik ilişkiler!) bile söylenebilir.
Bazı kişiler; erkek arkadaş ya da kız arkadaş etiketinden hoşlanmıyorlar, kimileri ciddi bir ilişkiye girmeden önce sokak söylemiyle bir süre takılmayı tercih ediyorlar, yakınlaşmalar bir anda değil, yavaş yavaş gerçekleşiyor. Peki bu yakınlaşmanın hangi noktası ilişkinin başladığı nokta? ‘Biz neyiz şimdi? Birlikte miyiz, değil miyiz?’ sorusu eşliğinde konuya kafa yoran genellikle kadınlar oluyor.Asıl meselemize dönersek; sorunun sorulduğu 100 kadının yüzde 75’i evet, yüzde 25’i hayır cevabını vermişler. Demek ki kadınlar, ilişkinin adını koyma konusunda erkeklerden daha aceleci davranıyorlar. Daha doğrusu, bütün gereklilikleri, sorumlulukları ve yasaklarıyla ilişki, kadının kafasında erkekten daha önce başlıyor. Erkekse, en azından başlangıçta kendine kaçabileceği serbest bir alan bırakmayı, duygularından emin olmadan önce ‘denemeyi’ tercih ediyor, bu deneme sürecinde başkalarıyla da birlikte olabiliyor ve bunu kesinlikle aldatma olarak tanımlamıyor.
Unutulmaması gereken; ne olursa olsun, bunun aslında duygularla ilgili bir mesele olduğudur. ilişkinin adı konmamış olabilir, dolayısıyla da başka biriyle ilgilenmek aldatma kapsamına girmeyebilir fakat erkeğin, gözünün sizden başka kimseyi görmemesi gereken o ilk günlerde bile farklı seçenekler araması, ilişkinin ileri ki aşamaları konusunda kafanızda ister istemez bir soru işareti yaratacaktır.
Yazının Devamı için: Kadınlara Göre Neler Aldatmaya Girer (2) Okuyun Lütfen…
Devamı
Kadınlar Neden Aldatır?
KADINLAR NEDEN ALDATIR?
” Erkekler Neden Aldatır ?” adlı yazıma gelen ; Aldatan hep erkekler midir ? Kadınlar Hiç aldatmıyor mu ? gibi tepkilerden sonra bu yazıyı yazmaya karar verdim. Öncelikle şunu söylemeliyim; ”Kadın olsun , Erkek olsun Aldatmanın hiç bir şekilde haklı sebebi yoktur.” Öncelikle Kişilerin belli inanç ve ahlak anlayışını benimsemeleri gerekir buradaki eksiklik kişileri aldatmaya daha fazla iter. Tabi ki aldatma noktasına gelecek kadar, bağları kopmuş İlişkilerde aldatma yerine her dürüst ve erdemli insan gibi konuşup ya sorunlarına çareler bulmayı yada ayrılığı seçmeleri en doğru olandır. Geçen hafta erkeklerin neden aldattığına mercek tutmaya çalıştık, bu haftada gelin kadınlara merceğimizi çevirelim. Ve kadınlar neden aldatır ? Sorusunun cevabını arayalım…
Her ne kadar aldatma denince akla ilk erkeklerde gelse de; kadınlarda aldatma konusun da diğer bir çok şey gibi erkeklerle yarış halinde maalesef… Son yapılan araştırmalar, kadınlarında artık erkekler gibi mutluluğu dışarıda aramaya yöneldiğini gösteriyor. Erkekler ile kadınların aldatma noktasında tek farkı ise kadınlar evliliklerinde her şey yolunda gidiyorsa, eşine aşıksa yada seviyorsa aldatmaya kalkışmıyorlar. Yine erkeklerin belki de en büyük aldatma bahanesi olan; sıradanlaşması yada eski tutkunun kalmaması kadını aldatmaya iten nedenlerin ilkleri arasında değil. Aslında şunu demek daha doğru olur, Kadınlar ilişkilerinde sorun yaşayıp ilk karşılaştıkları hayal kırıklığında başka arayışlara geçmektense ilk önce ilişkisini tamir için oldukça çabalıyor. Problemi çözememek direncini kırmasından sonra arayışa geçiyor. Kadınları Aldatmaya iten sebepler nedir?
Aldatılan Kadın İntikam İçin Aldatmayı Seçebiliyor;
Araştırmalar ortaya çıkarmıştır ki; Eşi tarafından aldatılan kadınlar aldatmaya daha meyillidir. Bunun altında da elbette intikam duygusu yatmaktadır. Aldatan kadınların bir çoğu aslında kendilerinin aldatmayı istemediklerini ama aynı acıyı eşinin de yaşamasını istediği için aldattıklarını söylemektedirler.Kadınları en çok aldatma duygusunu bileyleyen ise; Kadınlar ilişkilerine emek verdiklerinde ve karşılığında da eşinden aldatılma gördüklerinde, kendilerini haksızlığa uğramış ve başka bir kadının eşi tarafından tercih edilmesini, sindirememek gelmektedir.Maalesef kadınlar böyle durumlarda acısını dindirmek ve karşı tarafın canını acıtmak istedikleri için aldatma yoluna gidebiliyorlar.
Eşlerinde Güven Duygusunu Hissedemeyen Kadınlar Aldatabiliyor;
Güven herkes için elbette önemli bir ihtiyaçtır. Fakat kadınlar için güven en temel ihtiyaç gibidir. Tabi ki güven sadece eşinin ona olan sadakati anlamına gelmez; Kadınlar aynı zamanda sevdiği erkek tarafından sahiplenilmek isterler.Kendilerini maddi ve manevi güvende güçlü hissettirecek birini hayatlarında istiyorlar. Kısacası kadınların yapısında güç ve bunun getirdiği güvene ihtiyaç duygusu yatıyor. Yine yapılan bir araştırmada aldatan kadınlara eşini aldatma sebepleri sorulduğunda Güven problemi yaşayan, özellikle eski gücünü kaybetmiş, iflas etmiş ya da bağımlılıkları olan, sadakatsiz, değişken bir eşe sahip olan kadınların, sadece güven duymak istedikleri için aldattıklarını ortaya çıkıyor.
Eşi Tarafında İlgi Yoksunu Kadınlar Aldatabiliyor;
İlgisizlik erkelerin de çok yakındığı bir konu ve aynı şekilde kadınlar içinde ilgisizlik ve eşi tarafından ilk günlerde ki gibi önemsenmeme kadınlar için de çok hassas bir konu. Yapılan araştırmalar kadınların elbette aşk ve tutkuya ihtiyaçlarının ilk sıralarda olduğu fakat en az bunlar kadar şefkat, güven ve ait olma duygularına ihtiyaç duyduğunu kanıtlıyor. Kendi eşiyle olan İlişkisinde bu duyguları bulamayan kadınların, kendisini önemseyen, mutlu etmeye çalışan, ve kendinin kadın olduğunu hatırlatan karşı cinse meylinin olduğu gözlemlenmiş. Kadını eşi görmezden gelip yaşadıklarını, sorunları yok sayıyorsa, bu kadınlar da bir kaçış yolu olarak eşini aldatıyor. Kadın için sevgi, aşk; her daim ilgi, alaka, problemleri paylaşmak, sahiplenilmek, anlaşılmak ve konuşabilmek demektir. Erkek bunları yapmadığında, bana lütfen sana sadık kalmam için yardım et, sana, senin ilgine, alakana ihtiyacım var çığlıklarını ve ısrarları görmezden geldiğinde kadın çözümü başka bir ilgi kaynağına yönelmekte bulabiliyor.
Eşi Tarafından Beğenilmeyen Kadınlar Aldatabiliyor;
Kadınların fıtratında beğenilmek vardır.Eşleri tarafından beğenilmemek ise ilgisizlik kadar kadını yıpratan bir diğer sorundur. Özellikle fiziksel olarak beğenilmemek kadını ruhsal bir çöküşe götürebilir. Uzmanlar böyle durumlarda kadınların kendilerini beğenmeyen ve fiziklerini devamlı eleştiren, birinden ise kendilerini seksi ve güzel hissettiren erkeklere ilgi duyduklarını ve eşlerini bu duyguya yenik düşerek aldata bildiğini söylüyor. Kadınlar eşi tarafından kendisine yeterli ilgi gösterilmediğinde, isteklerine ve arzularına önem verilmediğinde, kendisini hem duygusal olarak hem de fiziksel olarak arzulayan başka bir erkeği hayatına sokabiliyor. Çoğu zaman sen beni beğenmiyordun ama bak beğenenler var ; ispatı ve güdüsü ile aldatmayı bahanesi olabiliyor.
Eşi Tarafından Taktir Edilmeyen Kadınlar Aldatabiliyor;
Eşi tarafından taktir, edilmek yada edilmemek hem kadınlarda hem de erkeklerde ilişkilerinin sağlıklı bir şekilde gitmesini etkiliyor.Yinede kadınlar daha hassas oldukları için, özellikle eşleri ile ilgili yaptıkları fedakarlıklar ve vermiş oldukları emek, fark edilmediğinde,onay görmediklerinde yada takdir edilmediklerinde hayal kırıklığına uğruyorlar. Aslında taktir edilmeme tek başına bir aldatma nedeni olmasa da, uzmanlar takdir görememenin de, Kadını ; bu değeri dışarıda aramaya ittiğini söylüyor. Nedeni ise Kadın eşiyle olan ilişkisinde sanki, var olma nedenini ortadan kalkmış gibi algılamaktadır.
Cinsel Hayatta Heyecan ve Sevgi Eksiği Olan Kadınlar Aldatabiliyor;
Kadınlar da erkekler gibi evliliklerinde cinsel hayatları heyecansız bir hal aldığında farklı deneyimler yaşamak isteyebiliyor. Aslına bakarsanız cinsel hayatın monotonlaşmasından ziyade, Kadınlar eşiyle kendisini birbirine bağlayan duyguların bittiğini hissediyorsa ve karşılarına ona bu duygusal açlığını doyurabilecek , bir erkek çıkıyorsa, eşlerini duygusal olarak aldatabiliyor. Kadınlar cinsellikten önce duygusal tatmin istiyor hayatında. Duygusal olarak tatmin olmak kadınların hayatındaki en büyük ihtiyaçları. Karşı tarafın sevgisindeki azalma belirtileri kadınları başka bir arayışa yönelte biliyor.
Evet başta da dediğim gibi bunlar aslında sadece çözülmesi gereken sorunlar; Fakat bir aldatma sebebi değil . Kişiler kolayı ve yanlış olanı değil. Kendileri ve aileleri için en doğru olanı seçmelidirler. Unutmamak gerekir ki ”Yanlış bir yol bizi doğru ya ulaştırmaz ”. İlişkilerinizde içinden çıkamadığınız ve çözüm aradığınız yerde ilişki koçundan yardım almak en sağlıklı kararlardan biridir.
Sevinç Karakaya
Devamı