Mutlu Evliliğin Kuralları
Aradığı aşkı bulamayan, evliliğinde istediği doyuma ulaşamayan, hayatı sevgiyi paylaşacağı yol arkadaşını bulamayanlar için, Mutlu bir ilişkiyi hayatımıza çekmek için yada hali hazırdaki sorun dolu evliliğimizi, özlemini duyduğumuz mutlu bir yuvaya dönüştüre bilmek için kendi payımıza düşen her şeyi yaptık mı?
Her zaman söylediğim gibi, ilişkilerinin ve hayatının düzene girmesini isteyen her yetişkin, kendi hayatının sorumluğunu kabullenmelidir. Gelin gerçekten mutlu bir ilişki yada evliliğimizi daha mutlu yaşamak istiyorsak neler yapmalıyız? bakalım.
Önce Ben Kuralı ; Ancak siz mutlu iseniz mutlu bir ilişkiye sahip olabilirsiniz. Mutluluğumuzu hep bir şeylere bağlarız, ”Hayatımda biri olsaydı mutlu olurdum”, ”Eşim beni sevseydi/severse mutlu olurum”. Mutsuzluğumuzun kaynağını hayatımızdaki eksikliklere bağlarken çok önemli bir gerçeği atlarız. Aslında kendimizle ve elimizdekilerle mutlu olmayı beceremediğimiz için eksik kalırız. Bu yüzden ”ÖNCE BEN” kuralı mutlu bir ilişki için çok önemlidir. Siz kendi mutluluğunuzdan sorumlusunuz ve kendi ile mutlu olmayı başaramayan biri hiç kimse ile arzu ettiği mutluluğa ulaşamayacaktır. Mutlu bir yaşamın ilk şartı mutlu bir insan olmaktır. ilk hedefiniz kendinizi mutlu etmek olmalıdır, bunu lafın gelişi değil gerçek anlamda yapabildiğiniz de hayat size tahmin ettiğinizden daha fazlasını getirecektir.
Her insan hayatının merkezine kendini getirmeli ki etrafındakilerle sağlıklı, mutlu ve tatminkar ilişkiler kurabilsin. Biriyle gelecek planlamak için, önce kendinize ait mutluluk alanları oluşturmalısınız, yaşadığınız ilişki dışında da tutku duyduğunuz şeyler olmalıdır. Her kimle ve neredeyseniz hayatın içinde yüzde yüz olmayı başarmalısınız. Hiç kimse kendi memnuniyeti hakkında özen göstermeyen birini memnun etmeye çalışmaz. Yani siz kendinizi gerçekten sevmedikçe, kimse sizi istediğiniz gibi sevip, mutlu edemez.
Diğer Yarını Değil, Diğer Tamını Aramalısın; Mutluluğumuzu başkası tamamlamasını istediğimiz gibi ilişkilerde de çoğu zaman, eksik yanımızı tamamlayacak yada bizde olmayan özelliklere sahip olan bir aday ararız. Unutulmaması gereken; Karşı taraftan beklediğiniz özellikler sizde bulunmuyorsa, ilişkinizden beklediklerinizi siz veremiyorsanız, kişisel gelişiminizi tamamlamamışsınız yani henüz tam değilsiniz demektir. Hayatta ilk sorumluluğumuz gelişimimizi tamamlamak adına kendi ruhsal yolculuğumuzu planlamaktır. Kişi isteklerini sıralarken önce ”Ben ne kadarına sahibim?” diye kendine sormalıdır. Yeni yılda bütünlük hissini yaşayabileceğiniz ilişkiler istiyorsanız kendi eksikliklerinizi tamamlamanız gerekmektedir.
Kendinizi tarafsız olarak değerlendirin, nerelerde hata yapıyorsunuz, hangi kişisel özellikleriniz sizi engelliyor, ilişkileriniz hangi sebeplerle son buluyor. Bu tıkanıklıkları çözdüğünüzde hayatınızın hızla değiştiğine şahit olacaksınız.
Hayatınızın Yüz Görümlüğünü Alın; Herkes tektir ve her birey kendisine olan tavırları ile karşı tarafın davranışlarını belirler. Yeni yılda hak ettiğiniz mutluluğu bulabilmek için size kötü davranan ya da size yeteri kadar değer vermeyen tüm ilişkileri reddedin. Hak etmediğiniz davranışları kabul ederek; hayata ”yeterince değerli biri değilim, bu nedenle kötü muameleyi hak ediyorum” mesajı yollayarak, tüm ilişkilerinizi bu sona mahkum edersiniz. Unutmayın olaylar karşısında kendi erdemlerini düşünerek davrananlar kısa süreli haksızlığa uğrasalar bile saygınlıkları ile üstün olurlar.
Hayatınız ve siz değerlisiniz. Hayatınıza gerçekten birini kabul edecekseniz. Bizde gelenek gibi, görünebilir fakat çok daha derin anlamları olan, hayatınızın ”yüz görümlülüğünü” alın. Yani bu kişiyi çok kıymetli hayatınıza alacaksınız fakat bu kişi size gereken manevi değeri, önemi, saygınlığı, size ait sorumluluklarını yerine getirecek mi ? Sizin ve hayatınızın değerli olduğunun ne kadar farkında? Bunu sadece vaatlerle mi yapıyor ? Yoksa hal ve tavırlarıyla da size gösteriyor mu?
Sizin İçin Olmazsa, Olmazlarınızdan Ödün vermeyin; Sadece bir ilişkiye ihtiyaç duyduğunuz, yalnız kalmaktan korktuğunuz yada artık evlenmeniz gerektiğini düşündüğünüz için temel değerleri sizinle uyuşmayan kişilerle hayatınızı birleştirmek çok büyük bir hata olur. Kendinize doğru kişiyi bulabilmek, doğru gözlem yapmak için zaman tanımalısınız. Hayatta hiçbir şey için geç kalmış olmazsınız, fakat yanlış kararlarla zamanınızı boşa harcamış, ruhunuzu gereksiz yere yormuş olursunuz. Hatta son zamanlarda evliliklerin yarısının boşanma ile bittiği düşünüldüğünde, faturası çok ağır mutsuzluklarla bitecek yanlış bir birliktelik içine girmeniz büyük bir olasılıktır.
Mutlu Ve Anda Olmak Size Doğal Bir Çekicilik Verir; Zaman içinde sizlerle daha detaylı paylaşacağım ”hayat enerjimiz” ve çekiciliğimizi doğal kaynağı; Anda kalabilmek ve anı yüzde yüz yaşamaktır. Bu eşiniz yada ilgi duyduğunuz kişi yanınızda yokken bile, siz hayata kendinizi verdiğiniz taktirde, sizi parlatır, aydınlatır ve onun tarafından daha ilgi çekici, hale gelmenizi sağlar. Hayatın içinde olmak kadar, hayatın içinde mutlu olmak da insanı çekici yapar.
Mutlu neşeli ve coşkulu olmak bilinçli bir tavırdır ve bu tavrın etkileyiciliği ile hiçbir şey yarışamaz. Hayata nasıl bakarsanız size öyle cevap verir. Olayların durumların neşeli taraflarını bulun. Eğlenmek, keyifli zaman geçirmek sanılanın aksine çok emek ister. Bu ruh haline girmek çekiciliğinizi arttıracağı gibi olası ilişkilerinizi de monotonluktan kurtaracak en büyük silahınız haline gelecektir. Araştırmalar birlikte eğlenebilen çiftlerin büyük problemleri daha kolay atlatabildiğini ve birbirlerine daha bağlı olduklarını kanıtlamışlardır. Siz eğlenceli ve coşkulu biri haline gelirseniz kuracağınız ilişkilerde otomatik olarak mutlu çekici ve eğlenceli olacaktır.
İlişkileriniz Alma – Verme Dengesinde Olmalıdır; Hayattaki her ilişkide olduğu gibi duygusal ilişkilerde de alma- verme dengesi olmalıdır. İlişkilerde kişiler birbirlerinin hayatları için sorumluluk duymalıdırlar fakat fazlaca ve tek taraflı sorumluluk yüklenmek, paylaşımı ortadan kaldırır ve bir tarafın ezilmesine yol açar. Kimsenin koruyucu meleği olmak zorunda değiliz, fazla fedakarlık yaparak problemleri çözmeye soyunmak, bir tarafın tembelleşerek ilişki için sorumluluk duymamasına neden olur, ayrıca öfke birikimlerine, ilerleyen zamanlarda ise tahammülsüzlüklere yol açacaktır. Fazlaca vermek, istenilenden ya da verilmesi gerekenden fazlasını vermek, hayatınızdaki kişi tarafından kullanılmanız ihtimalini arttırır. Yaptığınız tüm fedakarlıklar zaten görevinizmiş gibi algılanır ve takdir edilmez. Ayrıca fazla verici olmanız hayatınızdaki kişi ile aranızda aşk ve sevgi bağından çok, bir yardımcı bağının oluşmasına neden olur. Genelde verici tarafın yalnız kalmasının nedeni, diğer tarafın problemi çözüldükten sonra aşk arayacak oluşudur. Sağlıklı ilişkide her iki taraf birbirini besler, gelişimine katkıda bulunur. Sevgide sorumlulukta paylaşılır.
İlişkinizde Doğru iletişim İçin, Doğru Zamanlamayı Öğrenin; Doğru zamanda ve doğru şekilde iletişim kurmayı öğrenmek çok önemlidir. İnsanları tanımak, iletişim kurmak için doğru zamanı bekleyebilmek, insanların hassas noktalarına dokunan, eleştirilerden kaçınmak doğru iletişim kurmanın ilk adımıdır. İlişkilerde herkes kendi istediği şeyi duyar ve kendi beklentilerine uymayan mesajları almama eğiliminde olur. Onun için ilişkilerde beklentiler göz önüne alınmadan kurulan iletişim problemlere yol açabilir. Bir mesaj sevgiyle verilmelidir, yoksa mesaj da, mesajı veren de reddedilir.
İlişkilerimizi doğru analiz etmek ve doğru çözümlemek önemlidir. Bazı şeyler için ikinci şansınız olmaya bilir. Bazen sorunumuzu biliriz hatta çözümü de belki biliriz, fakat konunun uzmanı bile olsak dışarıdan farklı bir bakış açısından yardım almak gerekebilir.
Benzer Makaleler
Mutlu Anne-Baba = Mutlu Çocuklar
Çocuklarımız elbette hayatımızda en önemli varlıklarıdır ve hatta bir çoğunuzun...
Hayatınızdaki Enerji Hırsızlarını Tanıyın
Neden bazı insanları ilk görüşte, sanki çok yakınımız gibi severken, bazılarına...