Evliliğinizde Her Gün Yeniden Sevmeye “EVET” mi?
EVLİLİĞİNİZDE HER GÜN YENİDEN SEVMEYE ”EVET” Mİ?
Yazın bize güneşli yüzünü göstermesiyle her gün hemen hemen bir evlilik merasimiyle karşılaşıyoruz. Mutluluk getiren her evlilik sadece kişilerin kendilerine değil çevrelerine de huzur verirken, sonu hüsranla biten evliliklerde kişilerin, hem kendilerini hem de çevrelerini üzüntüye boğabiliyor. Evet evlilik kararı alınırken çok düşünülmesi gereken ciddi bir karar, sonradan mutsuz olmama adına kişinin kendisiyle en baştan yüzleşmesi gereken bir karardır ayrıca… Bugün karşılıklı verilen evlilik sözlerinden ve seçimlerinden bahsedeceğiz. Şimdi şu soruya dürüstçe cevap vermenizi istiyorum.
”Eşiniz size vermiş olduğu söz yüzünden mi, yoksa her gün sizi sevmeyi seçtiği için mi? sizinle birlikte olmasını istediniz?”
Kim istemez değil mi? Eminim imzalar formalitelerden yada kağıt üzerindeki sözlerden ziyade, eşinin kendisini sevmeyi ve her yeni günde yine kendisini sevmeyi seçerek beraberliği sürdürmesini herkes ister. Sevginiz ne kadar güçlü ise, birbirinizden o kadar az beklentiye girersiniz ve o kadar az şey talep edersiniz.
Evliliklerde Sözleşme
Evliliklerde son zamanlarda çokça duyduğumuz ”evlilik sözleşmesi” kişilerin daha evlenmeye adım atmadan kendini bir noktada garantiye almaları, daha yeminler edilmeden sözlerin netleştirilmesi hatta bazen en özel paylaşımlara kadar kağıt üzerinde sevgi anlaşmaları yapılmasına çokça rastlar olduk. Peki bu gerçekten mutluluk huzur yada gerçek güvenceyi getiriyor mu acaba?
Evlenmenin en iyi ve gerçekçi yolu bu kutsal birleşmeyi, bir sözleşme, vaat yada bir beklentiyle değil de karşılıklı birbirini sevme seçimini yaparak oluşturmak en doğru olandır. Çünkü evlilik olması için hayatının sonuna kadar, devam etmekte kararlı olmanız gereken bir tercih yada seçim olmalıdır. Bu kağıtta yada sözleşme ile yapılacak bir seçim değil, tamamen özgür iradenizle yapmanız gereken bir seçim olmalıdır.
Söz Mü? Seçim Mi?
Biraz durun ve şu soruyu bir düşünün; ”Evlilik bir söz mü olmalı? yoksa sevmeyi seçmek mi? olmalı”
İki sorunun arasındaki farkı hissedebiliyor musunuz? birisi bir zamanlar doğru olduğuna inandığınız bir noktada, kalmaya sizi zorlarken diğeri yıllar içerisinde biz değişim gösterdikçe, kendiside değişen bir yapıya sahiptir. Her zaman baskı ile değil de özgürce hareket etmek sizce daha iyi değil mi? Her şeyden daha çok istediğimiz şey bu olduğu için birlikte olmayı ve birbirinizi sevmeyi seçmek mi daha iyi? Yoksa yıllar önce vermiş olduğunuz bir söz yüzünden birlikte olmaya devam etmek mi? Seçimlerimizle yaşamak ve yaşadığımızın farkında olmak her zaman doğru olandır.
Mutlu Evlilik Şans Talih Değil Bir Seçimdir
Şimdi diyebilirsiniz; ”Eğer evliliğim yürüyor, bende mutluysam, bu ha söz olsun, ha seçimimin eseri olsun ne fark eder ki?” Öncelikle bu cümleyi kullanıyorsanız, sizin adınıza çok mutlu olduğumu söylemek isterim. Ortada hiç bir gariplik yok fakat siz farkına varmasanız da her gün eşinizi sevmeyi tercih ediyorsunuz. Muhtemelen çevreniz tarafından şanslı olarak dillendiriliyorsunuz ki öylesiniz de… Tabi ki mutluluğunuz tamamen şansa bağlamak da size haksızlık olacaktır.
Çoğu zaman ”şans” ve ”talih” dediğimiz şey aslında gerçekliğini irademizle değiştirdiğiniz bir seçimdir. Bu belki çoğu insanı korkuta bilir. Kişileri korkutan ise, seçim kavramına özgü bir fikir olan özgürlüğün ta kendisidir. Seçimde özgürlük vardır. Açık uçludur ve belirsizdir. Özgürlük ve seçim kişilere göre değişeceği için güvensizlik duyulur. Öte yandan verilen söz daha güven uyandırmakla birlikte, her geçen gün artan boşanmalara bakıldığında da hiç bir şeyin garantisi değildir aslında…
Ancak yinede sözlerden medet umuyoruz. Seçimin beraberinde getirdiği özgürlük kavramı bizi halen rahatsız ediyor. ”Seçimi bir söze çevirerek, evlendiğimiz kişinin seçimini garanti altına almaya çalışıyoruz”
Evliliklerde asıl olanın seçimler olduğunu unutmamak gerekir. Evlilikte ne kendi özgürlüğümüzden olalım ne eşimizin özgürlünü kısıtlayalım. Bunun yerine evliliğimizin temellerini, her iki tarafın sevgisi ve özgür iradesi üzerine kurmak mutlu bir evlilik için yeterli olacaktır.
”Evliliğimizi maddi bir sözleşme değil de, manevi bir anlaşma üzerine kuralım. Kendimizi tamamen teslim etmemiz doğru değil; her an, her gün bilinçli olarak yaptığımız seçimleri uygulayan insanlar olmalıyız. İkisi arasında farkı anladığımızda ikincisinin ne kadar güçlü bir duygu olduğunu da göreceksiniz. ”
Sevgiyle Kalın…
Sevinç Karakaya
Sıkıcı Evliliklere Son!
SIKICI EVLİLİKLERE SON!
Konu ilişkiler olduğunda, hemen hemen bir çok çifttin ortak sorunu zaman geçtikçe birbirine karşı o eski aşkın, tutkunun kalmadığı gibi, ilişkilerin sıradanlaştığı tek düze bir hal almasıdır. Kişiler birbirlerine çok aşık olup, gözleri birbirinden başka bir şey görmese bile, hatta evlenene kadar aile ve maddi faktörler başta olmak üzere bir çok sıkıntıya beraber göğüs germiş olsalar bile, ilişkiye yeteri kadar önem ve çaba harcanmaması sonucu ilişkide monotonluğun olması çok doğaldır. Danışanlarımdan şunu duyarım ”İlişkimiz için her şeyi yapıyoruz, hep birlikteyiz ” İşte bazen de yapılan şeyler yanlış yada gereğinden fazla olduğunda da ilişkiye zarar verip kişileri birbirinden sıkılacak duruma getirebiliyor. Peki ama nasıl buna çözüm bulacağız diyorsanız gelin bir kaç maddeyi beraber değerlendirelim.
Evlide Olsanız Kendi Şahsi Hayatınıza Sahip Çıkın
Maalesef uzun ilişkilerde ve evliliklerde kişiler, daha öncesinde bir hayatları olduğunu unutur ve hep birbirlerine odaklanabilirler. Fakat unutmamak gerekir ki dışarıda eşinizin dışında sizin ve onun da bir hayatı var ve bu hayatta hızla devam etmekte. Bir çok çift aslına bakarsanız bunu çok bilinçli yapmakta, sanki normal olan buymuş gibi davrana bilmektedir. Karıştırılmaması gereken evet evlilik hayatı kişilerin bekar hayatlarından uzaklaşıp, birbirlerine evliliğin gerektiği paylaşımları ve saygıyı getirse de, dışarıdaki sosyal hayatları devam etmektedir. Kısıtlamalar getirmek aynen şuna benzer; bir odada pencere açmadan oturduğunuzu ve zamanla oksijenin azaldığı için nefes almadığınızı hissedip boğulmak gibi, hem sizi hem eşinizi artık bu ilişki boğmaya başlar. Eşinizden önce arkadaşlarınızla birlikte olurdunuz, ailenize daha fazla zaman ayırırdınız, iş yerinizde daha fazla vakit geçirirdiniz ya da kendinizi geliştirmek için kurslara giderdiniz. Şimdiyse hayatınızın tek merkezi ilişkiniz ve eşinizse orada ciddi sıkıntı var demektir. Monotonluktan uzaklaşmak için kendinize ve eşinize nefes alacak zamanlar ayırın ve hayatınıza sahip çıkın.
Hayatınıza Yeni İnsanlar Alın
Evlenen çiftlerde evli kişilerle görüşme, yeni kişilerle tanışmaktansa birbirlerine kalmayı tercih edebiliyorlar. Buda yine eşlerin ortak hareket etme takıntılarından kaynaklı başka bir sorundur. ”Biz çiftiz ve çiftlerle görüşmek zorundayız” düşüncesi çiftlerin bekar hayatlarında ki arkadaşlarından uzaklaşmaya yada yeni arkadaşlıklar edinmemeye itmektedir. Unutmaması gereken hayatımıza giren her kişi, bize bir şeyler öğrete bilir. Ve yeni insanlar ile yeni şeylerin hayatımıza girmesi ilişkimize de muhakkak yeni paylaşımlar katacaktır. Buda ilişkinizi monotonluktan uzaklaştıracaktır.
Eşinizin Sevdiği Kişilere saygılı Olun
Hayatta sadece eşiniz değil, kim olsa sevdiklerini kötüleyen ve sevdiklerine saygı duymayan kişiler ile görüşmek istemediği gibi araya bir mesafe koymak ister. Evliliklerde ise eşlerin birbirlerinin ailesine saygı göstermemesi ilişkileri gerer. Oysaki aile ile ortak paylaşımlar bulmak, ilişkileri daha samimi ve daha güçlü kılacaktır. Elbette eşinizin ailesini çok sevmek zorunda değilsiniz, Fakat sevdiğiniz kişiyi yetiştiren ve varlığına sebep olan kişiler olduğunu unutmayın. Muhakkak eşinizi daha çok sevmenizi ve onun hakkında daha çok bilgi edinmenizi sağlayacak hikayelere sahiptirler.
Tartışma Yönteminde de Monotonlaşmayın
İlişkilerde zamanla kavgalar bile monotonlaşıyor. Önce küsülüyor sonra bir taraf, barışmaya çalışıyor, sonra barışma ve tekrar benzer kavgalar… Zamanla ilişkilerde tartışmanın dahi öneminin kaybedilmesine sebep oluyor. Kişiler bu küs/barış ve kaç/kovala ilişkilerinden başta hoş gelse de bir süre sonra bunalabiliyorlar. Kavgalarınızda daha ılımlı olmalı ve kendinizi iyi ifade etmeye çalışmalısınız. Ancak çözüm odaklı olursanız sorunları aşabilirsiniz.
Sevgiyle Kalın…
Sevinç Karakaya
İlişkilerinizde Yaşadığınız Kısır Döngüleri Nasıl Kırarsınız?
İLİŞKİLERDE YAŞADIĞINIZ KISIR DÖNGÜLERİ NASIL KIRARSINIZ?
Son zamanlarda kişilerin en çok şikayet ettiği ; asla bir daha aynı olayı yaşamayacağım dediği halde bazen aynı kişilerle, bazen ise kimlikler değişse de aynı olayları farklı kişilerle yaşamaya devam eder. Bu sadece karşı cinsle değil hem cinsimiz ile de zaman zaman yaşadığımız sorunlardır.
Peki sizce nedendir? Hiç düşündünüz mü? Neden birbirine benzeyen kişileri sever hatta aşık oluruz. Bazen de birbirlerine benzemeseler de farklı insanlar ile sanki aynı yazılmış senaryoyu yaşarız?
Bunun sebebi çocukluktan başlayan, hatta daha da geriden bebeklikten biriktirilmiş mutsuzluk ve acıların, korku ve beklentilerin izlerini halen yaşıyor olmamızdır. Bilinç altımızın bize yaptığı oyunla güvenli ortamımıza bağlı kalmamız için takip ettiğimiz izlerdir.
Biz belki çok farkına varmıyoruz fakat bilinçaltımız gerek olumlu veya gerekse olumsuz yönleriyle ebeveynine benzeyen ilişkiler, eş adayları seçer ve unutamadığımız acı ya da mutlu; çocukluk, gençlik koşullarını tekrar yaşayarak onları düzeltmek istemektedir.
Çocukluk dönemizde bize acı veren olaylar ille de büyük boyutlarda olması gerekmez. hepimiz görünmez incinmeler, beklentiler ve korkular biriktiririz. Bilinçaltımız anne, baba ya da hayatımızda çok etkili figürlerin benzerlerini bulup onları düzelterek başarı kazanacağına inanır. Şöyle düşünün; Mesela, sizi terk eden ebeveyn yerine güvenli bir eş bulabilecekken, onun yerine alkolik bir eş bularak yine o güvensiz koşulları oluşturup düzeltmek isteriz.
Başka bir örnek vermek gerekirse; Babanız iflas etmiş ve bu küçükken sizi çok etkilemiş olabilir. Bunun etkisi ile mali kayıplar yaşayan birine aşık olup onu düzeltmeye çalışırken kendinizi bulabilirsiniz.
Aşkı Başlatan Bilinçaltı Anılarınızdır
Çok ilginç gelebilir fakat, aşkı başlatan gizli uyarıcılar ”bilinçaltımızdaki anılarımızdır” ve bilinçaltımız da bir mıknatıstır. Eş seçimimizi bilinçli isteklerimiz değil de kişisel gelişim ihtiyaçlarımız belirler.
Geçmiş güvensizlikleri tekrar tekrar yaşamamıza neden olan kısırdöngüye nasıl son veririz? Yanlış insanları ve yanlış durumları hayatınıza çekmekten yorulduysanız, aynı tip insanlar ve aynı problemlerden sıkıldıysanız bu yazıyı okumanızı şiddetle tavsiye ederim.
Neye Layık Olduğumuzu Düşünürsek Onu Buluruz
Bunu hep söylüyorum belki fakat hayatımıza giren hiç kimse tesadüfen girmiyor ve hayatımıza çektiğimiz kişiler bizim içimizde ne yaşıyorsak dışarıdan bizi bulan kişiler oluyor. Nasıl birine layık olduğumuza temelde inanıyorsak o kişi bizim karşınıza hem de kendi davetimizle fark etmeden çıkıyor. Bir nevi içinize ayna tutuyor ve sizin düzeltmeniz gereken yerleri işaret ediyor. Kahin olmaya gerek yok kendinizle ve yaşamınızla ilgili neye inanıyorsanız gerçekleşecektir. Yani siz kimseniz ve beklentileriniz nelerse hayatınızdaki insanlar da bu özellikleri taşıyan bir kopyanız olarak karşınıza çıkacaktır.
Bu yüzden etrafınızdaki insanları değiştirmek istiyorsanız hemen kendinizi değiştirin, göreceksiniz ki sizdeki değişimle birlikte etrafınızdaki insanlar, olaylar ve durumlar hızla değişecektir.
Değişimin Yol Haritası
- En büyük korkunuz en zayıf tarafınızdır ve beklenmedik anlarda sizi sınamak için karşınıza çıkmaktadır. En büyük korkunuzla yüzleşin. Eğer terk edilmekten korkuyorsanız, sizi terk etme ihtimali belirgin insanlarla birlikte olmayın. Ya da terk edilmemek için fazladan yaptığınız fedakarlıkları yapmayın, cesur ve güvenli olun. Bu yüzleşme metodunu tüm korkularınıza uygulayın. Korktuklarınızı kendinize çektiğinizi sakın unutmayın.
- Kendinizi değiştirmekten korkmayın. Hayatta karşımıza çıkan her insan, her olay bizde var olan potansiyel ile ortaya çıkar. Ve insanoğlu sürekli gelişim ve değişim içinde olmazsa hem olaylara hem kişilere yenik düşer. Hayat olduğunuz gibi olduğunuz değil, olduğunuz halinizin en iyisini gerçekleştirmeniz gereken bir süreçtir. Her yazımda tekrarladığım gibi olayları değil ama olaylara bakışınızı, kişileri değil ama kendi kişiliğinizi değiştirebilirsiniz. Ve siz değiştikçe dünya değişecektir.
- Gerçek nedenler için ilişki kurun. Sadece bir sevgiliniz ya da bir eşiniz olsun diye değil, hayatın geri kalanını onunla mutlu geçirebileceğiniz insanlarla ilişki kurun. Bir yoksunluk, kendinizi kötü hissetmemek veya sadece hayatınızla ilgili benzerlikler bulmak niyetiyle kurduğunuz tüm ilişkiler size zarar verir. Bir ilişkiye girerken onunla anlaşıyor musunuz? Temel değerleriniz birbirinize uygun mu? Aranızda karşılıklı hisler var mı? Karşınızdaki insan size değer veriyor mu? Siz ona değer veriyor musunuz? Bu sorulara cevap verebildiğiniz kişilerle ilişkiye girin.
- Sizi suistimal eden, üzen ve bir şekilde aşağılayan ve bunları bir kereye mahsus değil sürekli tekrarlayan insanlardan uzak durun. Bir ilişkiyi başlatabildiğiniz gibi korkusuzca bitirebilmeyi öğrenin. Hayatınızın sorumluluğunu alın ve mağdur bilincinden kurtulun. Başınıza gelen kötü olayların devam edip etmemesi sadece sizin elinizde unutmayın.
- Sadece sizinle ilişki kursun diye kimsenin koruyucu meleği olmayın. Fazla fedakarlık yaparak sevgilinizi, eşinizi dostunuzu elinizde tutmaya çalışmayın. Feda edip, kar sağlamaya çalışmayın. İlişkilerin yakıtı paylaşım, sevgi ve birlikte olmaktan keyif almaktır bunun dışındaki her şey ancak kısa süreli istisnai durumlar olabilir.
Bunları yapmakta zorluk çekiyor yada nereden başlayıp nasıl yol izlemelisiniz bulamıyorsanız bir uzmanla çalışmanızı tavsiye ederim fakat muhakkak kısır döngüyü kırın… Bu döngüden bir kez çıktığınızda nefes aldığınızı hissedersiniz. Kendiniz için bunu yapın ve aynı şeyleri bazen aynı bazen de farklı farklı kişilerle tekrar tekrar yaşamayın.
Sevgiyle Kalın…
Sevinç Karakaya
GRİNİN ELLİ TONU Neden Fenomen Oldu?
GRİNİN ELLİ TONU NEDEN FENOMEN OLDU?
Kadınlar erkeklerle eşitliği sağlamak ve onların bağımlılığından kurtulmak için çok uğraştılar. Hatta bir çok alanda erkekleri geride dahi bıraktılar. Bugün üniversitedeki derecelere baktığımızda %60 ‘ı bayanlar tarafında alınıyor. Liseli bir çok erkek çocuğu kızlara ayak uyduramıyor, fen ve matematik bilimleri gibi erkeklerin hükmettiği konularda bile. Kadınlar artık siyasette aktif rol alıyorlar. Ve boşanmaların üçte ikisine kadınlar tarafından başlatılıyor. Kadınlar erkeklerin onları reddettiğinden çok daha fazla reddediyor. ”Cinsiyetlerin savaşında kadınlar kazandı erkekler kaybetti…”
Ne ilginçtir ki; kadınlar önce erkekleri yenmek, geride bırakmak, alt etmek için uğraştı, şimdi ise erkeklerin önünde boyun eğme fantezileri kuruyor. Genç özgürlüğüne kavuşmuş üniversite öğrencisi bir kadının onu seks kölesi haline getirmek isteyen milyarder bir iş adamına tamamen boyun eğmek üzere imzaladığı anlaşmayı anlatan, bir kitabı saplantı haline getiriyorlar. Ve milyonlarca kadın bunu okuyor.
Kadınlar Bu Kitabı Gerçekten Neden Okuyor?
”Buna sebep ne olabilir?”
Neden modern çağın kadınları Grinin elli tonunu okuyorlar? Şöyle bir düşününce gücü eline almayı planlayan kadınlar bunu neden okusunlar ki? Benim bulabildiğim en iyi cevap; Kadınların işte evde çok fazla sorumluluğunun olmasından dolayı, erkeklerin onlar için her kararı verdikleri stres dindirici bir fanteziye kaçmak istemeleri…
Şimdi soralım; Yeni dünya düzenindeki kadının hayatındaki, bitmek bilmeyen sorumlulukların, ekonomik baskı sağlama katkısının, tüm o güç ve bağımsızlığın ve arzunun ve hayata karışmanın tüketici bir rolü var mı? Belki de bazıları için cinsel teslimiyet fantezileri abartılı olduğu oranda bir rahatlama, bir tatil, eşitliğin yoğun çalışmasından ve belirsizliklerden bir bakış sağlıyor.
Evet belki de; bir çok işi aynı anda yapması gereken modern çağın kadın bir kaçış ve bir kez olsun başkalarının sorumluluğunu üstlerine almamak istiyor. Fakat durum böyleyse o zaman neden siniri bozulmuş kadınlar, kahya tutan bir kadınla yada mali işler planlamacısı hakkında yazılar okumuyorlar?
İşte derin erotik anlayışımızı bu denli kaybettik. Milyonlarca kadın yumuşak porno olan bir kitabı ana akım haline getiriyor ve biz bu durumu onların kendileri için karar verecek bir adamla ilgili hikaye istemeleriyle açıklamaya çalışıyoruz.
Şimdi kim bahsedebilir ki; Kadınları cinselliklerinden arındırmaktan …
Bu kitabı onlar için heyecanlı kılan ne? Kadın kahramanın özgürlüğünden vazgeçmesinde ayartıcı olan ne? Bu kadınların şiddetle karşı çıktığı şey değil miydi?
Anastasia Ve Grey’in Hikayesi
Anastasia ve Christian Grey hikayesinde; Bir adamın bir kadına tüm parası ve sahip oldukları, parası helikopteri, şirketleri, maddi başarıları kendine hiç bir şey ifade etmeyecek kadar şehvetle özlem duymasıdır. Adam sadece ona sahip olmak istiyor. Grey milyarder bir adam ve istediği her şeye sahip olabilir. Ama tek istediği ”Anastasia”. Onu öyle fena halde istiyor ki tamamen kontrolüne almayı, ona boyun eğdirmeyi ve onun her şeyine bütün varlığına sahip olmayı saplantı haline getiriyor. Başka hiç bir şey önemli değil onun dışında başka hiçbir anlaşmaya mürekkep değdirmek istemiyor. Kadın onun teslimiyetçisi olmayı kabul ederek o noktalı çizgiyi imzalamak zorunda, yoksa adam yıkılacak. Başka değişle; ”Kadının kölesi olan adam ” tersi değil. Adam onsuz olamıyor. Ona sahip olmak zorunda. Tamamen abayı yakmış durumda.
”Erkek Ona Teslim Olan Bir Kadın Olmadan Yaşayamıyor?”
Grinin Elli Tonu nihai olarak Anastasia teslimiyeti ile ilgili değil. Egemen olunan Christian Grey teslimiyetcisi olmadan yaşayamıyor. Bir erkek bir kadını böylesine derinden etkilediğinde, kadın ona teslim olmaktan kendini alıkoyamaz. Çünkü bir kadın her şeyden çok bunu ister. ”Arzulanmak bir kadının varoluşunun kalbidir”
Bir çok kadının eşi tarafından bu şekilde arzulanma gibi bir durumu maalesef olmuyor. Ve bu kitapta başkalarının başına bile geliyor olsa kadınlar buna çıldırıyor. Basitçe günümüzde kadınlara şehvet özlem duyulmuyor. Ve bu sebeple bir çok kadın bu kitabı okuyor. Bunun nasıl bir şey olduğunu bilmeseler de ”bunun en çok istedikleri şey olduğunu biliyorlar”
”Grinin Elli Tonu Kadınların Hayatında Neyin Eksik Olduğunun Temeline İndi”
Bu kitaptaki aşırı cinsel kutupluluk, aşırı bir tepkiyi tetikledi. Kadınlar özelliklede evli kadınlar için… Kitap gerçekten hassas bir konuya dokundu, çünkü kadınların ne hissetmek istediklerinin ve hayatlarında neyin eksik olduğunun temeline indi.
Kadınların İstediği Nedir?
Şehvetle arzu edilmek bir kadının istediğinin tamda özüdür. Kadınlar bütünüyle arzulanmak ister. Mümkün olan her anlamda özelliklede cinsellik noktasında. Bir çift her ne kadar çocuk yetiştirmek, ev idare etmek gibi işlevsel meseleleri paylaşırsa paylaşsın, ışıklar kapandığında her kadın kocasının ona yalnızca o çeşit, büyülenmiş bir arzuyla yaklaşmasını ister.
Bir kocanın karıma cinsel ilgi gösteriyorum ancak onun tek söylediği, ”Bu gece olmaz başım ağrıyor” lafı çok klişedir. Ama karısı tarafından bu şekilde reddedilen bir adam karısının yakaladığı ateşi yakamamıştır. Onun arzusunun alevini onu erotik anlamda büyülediğini göstererek körükleyememiştir. Kısacası onu gerçekten şehvetle arzulamamıştır.
Evet Kadınlar sempatik ve şefkatli aşıklar ister. Ama bazen sadece kapılıp gitmek isterler.
GRİNİN ELLİ TONUN’ da Bir Kadının Duymak İstedikleri Var
Bir kadının her şeyden çok duymak istediği şudur; ”Seni arzuluyorum. Senin bedenini istiyorum. Güzelliğin benim için karşı konulamaz. Senin yanında kendimi kontrol edemiyorum. Kendimi her an seni düşünürken buluyorum ve sana sahip olmak zorundayım, sonuçları ne olursa olsun. Yarın sabah çocukları okula bırakmamız gerekse de bu gece uyuyup uyumamız umurumda bile değil, sana duyduğum arzuyu bastıracak elle tutulur hiç bir şey yok” Kadınların duymak istediği ve duymaya ihtiyacı olan şey işte bu, bir kadını eritecek şey işte bu, çünkü bu kadınların temel arzusuna dokunur.
Karısına kur yapmadan yaklaşan bir erkeğin karşılık görmemesi çok normaldir, çünkü kadının temel ihtiyacına hitap etmemiştir. Kadınların Christian Grey ve Anastasia’nın hikayesinde sahip olmak istedikleri tam anlamıyla bu…
Sevinç Karakaya
İlişkiniz Tek Taraflı Mı?
İLİŞKİNİZ TEK TARAFLI MI ?
sevmek güzeldir; fakat en güzeli iki gönlünde birbirine aynı sevgi ile bağlı olmasıdır. Hele ki bir ilişkiniz var ise ve sadece tek taraflı gidiyorsa bu ilişki sizi yıpratır. Tek taraflı ilişkiler zor, sizi mutlu etmeyen, anlamsız ilişkilerdir. Eğer sizinde ilişkiniz hakkında şüpheleriniz varsa bu yazıya bir göz atmanızı tavsiye ederim ve derim ki bu sayacağımız maddeler size tanıdık geliyorsa kendinizi bir an önce bu çıkmaza girmiş ilişkiden kurtarın…
Hep Siz Mi İletişime Geçiyorsunuz?
Bu oldukça önemli bir durumdur. İlişkinin ilişki olması için karşılıklı iletişimin olması gereklidir. Eğer sürekli mesaj atan, arayan sizseniz ve hiçbir zaman iletişimi o başlatmıyor ise, telefonlarınıza geri dönmüyorsa, mesajlarınıza vakti olmadığı için günler sonra cevap atıyorsa bu ilişkide bir şeyler ters gidiyor demektir.
Arkadaşlarını Size Tercih Mi Ediyor?
İnsanlar mutlu olmak istediği ve beraberliğinden keyif aldığı kişilerle beraber olmak isterler. Eğer ki hayatınızdaki kişi; Canı dışarı çıkmak istediğinde sizi değil de arkadaşlarını arıyorsa, onlarla bir yerlere gidiyorsa ve siz ona bir şeyler yapmayı önerdiğinizde sizi reddediyorsa bu ilişki tek taraflı yaşanıyor demektir.
Sohbet Edemiyor ve Konuşmalarınız da Kısa Kısa Mı Oluyor?
Eğer ortada karşılıklı olan bir ilişki varsa taraflar, taraflar birbiriyle sohbet etmek bir araya gelmek ve muhabbeti uzatmak için fırsat kollayacaklardır. Fakat Sevgiliniz; Onunla konuştuğunuz zamanlar hep kısa kesiliyorsa, sohbeti ilerletmek için sadece siz çabalıyorsanız, üzgünüm fakat ilişkinizi tek taraflı yaşıyorsunuz demektir.
Sık sık Ortadan Kaybolup Ulaşılamıyor Mu?
Paylaşımlar ilişkinizi daha çok sahiplendiğinizi gösteren faktörlerdir. Özellikle evlilik yolunda ilerlediğiniz acı günde kötü günde beraber olmak adına hayaller kurduğunuz kişiye sık sık ulaşamıyorsanız ortada ciddi bir sorun var demektir. Bir ilişki yaşadığınızı ve hayatı paylaştığınızı düşündüğünüz kişiye; ne zaman bir sorun yaşasanız, onu destek için yanınızda bulamıyorsunuz. Tekrar ortaya çıkması siz probleminizden kurtulunca oluyor ve yardım etmek için hiçbir çaba harcamıyorsa ilişkinizde problem var demektir. Böyle bir adamla birlikte olarak vakit kaybetmeyin. Sizi şimdiden yanlız bırakan birine geleceğinizi emanet etmeyin.
Çok Mu az Görüşüyorsunuz?
Normal çiftler, haftada birkaç gün, baş başa veya arkadaşlarıyla, vakit geçirirler. Eğer bu ilişkide her zaman onunla buluşmaya çalışan sizseniz, eğlenceli bir şeyler yapmak için sizi hiç aramıyorsa ilişkide bir sorun var demektir.
Sizi Önemsemediğini Mi Düşünüyorsunuz?
Neden hayatımızda bir birliktelik olsun isteriz ki, tabi ki sevgiyi hayatı paylaşmak önemsemek ve önemsenmek için… Sizi hiç önemsemediğini, umursamadığını düşünüyorsanız bunun nedeni doğru olmasıdır. İlgili bir erkek arkadaş her gün sizinle konuşmak ister, size komik, düşünceli mesajlar atar ve her şeyin yolunda olup olmadığını bilmek ister. Eğer bunlar yoksa lütfen kendinizi kandırmayın.
İlişki problemleri Çözmeye Yanaşmıyor Mu?
İlişkinizin ihtiyacı olan şeyleri onunla ne zaman konuşmak isteseniz, ilişkiyi tek taraflı yaşadığınızı düşündüğünüzü söyleseniz gözlerini mi deviriyor? Problemlerin üstesinden gelmek istemiyor ve çaba sarf etmiyorsa onunla daha fazla vakit kaybetmeyin.
Hayat akıp gidiyor… ve hayatınızdaki en önemli kişi ise kendiniz. Size değer vermeyen ve sizin zorlamanızla giden bir ilişkiden kendinize bir iyilik yapın ve kurtulun… Kabul ediyorum bu söylenildiği kadar kolay bir durum değildir Bağımlılık haline gelmiş kangren olmuş ilişkiler vardır, onlardan kurtulmanız aynı kişileri tekrar tekrar kendinize çekmemeniz için ise yardım almanızı tavsiye ederim. Bir ilişki koçu ile çalışmak kısa zamanda doğru ve istediğiniz kaliteli ilişkiyi hayatınıza çekmenize yardım edebilir. Sevgiyle kalın….
Sevinç Karakaya
Evdeki Huzurun Sırrı
EVDEKİ HUZURUN SIRRI
Yazılarımda genel olarak, aile içi huzura bizi neler götürebilir yada daha huzurlu hayat için nelerden uzak durmalıyız bunlar üzerinde durmaya çalışıyorum. Bana gelen danışanlarımın bir çoğunun hayatında sıkıntı olarak gördüğü şeylerin başında; ilişkilerinde yaşadıkları problemlerden kaynaklanması bu konulara ağırlık vermeye beni itiyor.
Huzur Size Hediye Edilmez Onu Siz Elde Edeceksiniz;
Hayatta bir insanın, her şeyi tam olsa da, ilişkilerinde yada aile içinde yaşadığı huzursuzluk tüm hayatını çok ciddi etkileyen bir faktördür. Siz istediğiniz kadar “mutluyum, yaşıyorum, sıhhatliyim,” diyebilirsiniz. Huzurunuz yoksa bunların tadını çıkaramazsınız. Bir ilişkide huzur var ise çevresinde ki tüm negatifliğe bir nevi katalizörlük yapabilir. Huzurun hakim olduğu bir ilişki, kişileri cennetten bir köşeye götüre bilir. Fakat huzur size dışarıdan bir hediye olarak sunulmaz, ilişkilerde huzur bizzat kendi çabanız ile kazanılması gereken bir durumdur.
Bulunduğunuz yere sığabilmek; zevk alabilmek; tadını çıkarabilmek için huzurlu bir ruha sahip olmak çok önemlidir. Şöyle düşünün ; ”Herhangi bir ruhsal sorununuzun olmadığını ve eşinizle çok önemli bir problem yaşamadığınızı varsayalım nasıl hissederdiniz?” . Biraz düşünün lütfen ”Size huzur veren şeyler nelerdir?” ” Evlilikte huzur nedir ya da huzuru sağlayan şey nedir?” Elbette huzur vazgeçilmezdir.
Huzur Kendi Tepkinizde Saklıdır;
Tekrar etmek gerekir ise; Huzurunuzu yalnızca kendiniz sağlayabilirsiniz. Fakat evli ya da nişanlıysanız veya bir sevgiliniz varsa ve karşınızdaki size huzur vermiyorsa, bunu sorun elbette yapabilirsiniz. Unutulmaması gereken ise; O istediği kadar huzursuzluk yapsın, esas olan kendinizdir. Önemli olan hareketleriniz, sözleriniz ve davranışlarınızla kullandığınız vücut diliniz ve ses tonunuzdur. Bu şekilde size atılan okların hedefi olmaktan çıkabilirsiniz. Karşımızdaki kişi ne yaparsa yapsın durum sizi etkilemez hale gelirsiniz.
Şimdi diyeceksiniz, Bunu yapabilmek kolay mı? Haklısınız hiç kolay değil. Fakat Şöyle bir film düşünüm; kocanız geliyor ve başlıyor bağırmaya, Şimdi dışarıdan bakalım ve olayı film seyreder gibi izleyelim. ”Bağıran mı kabahatli yoksa, bağırtan mı?” Diyeceksiniz ki “Ben ne yaptım ki? Durmadan bağıran kişi o”.
Görünüş olarak evet hiçbir şey yapmadınız, ama gerçekten bir şey yapmadınız mı? Acaba içimizde bizim bile çok fark etmediğimiz korkularımız, nefretlerimiz yada tepkilerimiz bu durumu çağırmış olabilir mi? Ve buna sebep olan duygu yada davranışın değişmesi acaba durumu düzeltir mi? Daha öncede bahsettiğim gibi hayatta hiç kimse kendinden başkasını değiştiremez, siz de eşinizde… Fakat olaylara bakış açınızı, sizin için önemini yada olaylar karşınızdaki duruşunuzu değiştirebilirsiniz. Yani siz kendinizi değiştirdikçe karşıdaki kişi ya değişmek ve istediğiniz yani sizin tepkilerinize göre biri olmak zorundadır yada sizden uzaklaşacaktır. Fakat sonu ne olursa olsun sizin için en mutlu ve kaliteli hayat şartlarını yakalamış olacaksınızdır.
Peki Neler Yapacağız Yada Yapmalıyız?
Öncelikle unutmayın mutlu bir evlilik sizin elinizde. Bunun için şunlara dikkat etmekle Başlayabilirsiniz.
Tatlı Dilli Olun; Elbette eşlerin arasında bazı anlaşmazlıklar olabilir. Ancak önemli olan, kişilerin aynı zamanlarda çok sinirli hareket etmemeleri. Eğer eşiniz sinirli ise siz alttan alın. Bazen haklı olsanız bile yanlış zamanda söylenmiş bir sözle haksız taraf oluverirsiniz. Haklı olsanız bile ortamın sakinleşmesini bekleyin. Hem böylece istediklerinizi yaptırma şansınız da artacaktır. Unutmayın ki ”Tatlı dil yılanı bile deliğinden çıkartır”
Birbirinizle Yüksek Sesle Tartışmaya Girmeyin; Bir tartışma esnasında o sesini yükseltti diye siz de sakın bağırmaya başlamayın. Bağırmak hiçbir şeyi çözmeyecektir. Hiçbir koşulda, eşinize karşı sesinizi yükseltmeyin. Sevgiden önce aranızdaki saygıyı koruyabilirseniz, uzun yıllar süren mutlu bir evliliğiniz olur.
Eleştirileriniz Yumuşak Olsun; Tabii ki eşinizin birtakım hareketlerini beğenmeyebilirsiniz. Bu konudaki düşüncelerinizi dile getirmekte de özgürsünüz. Ancak önemli olan, bunu nasıl yaptığınızdır. ”Şu hareketinden nefret ediyorum” yerine, ”Hayatım bence böyle davranmak sana hiç yakışmıyor” diyebilirsiniz.
Güç Savaşlarına Girmeyin; Eğer tartışmayı mutlaka birinin kazanması gerekiyorsa, bırakın eşiniz kazansın. Aşkın bir güç yada iktidar savaşı olmadığını bilerek hareket edin. Evlilik bu durumu daha da hassaslaştırır. Tartışmayı kimin kazandığı ya da kaybettiği ne kadar önemli sizin için?
Geçmişi Tekrar Tekrar Masaya Yatırmaktan Vazgeçin; Hiçbir zaman geçmişte yapılan hataları eşinize hatırlatmayın. Bir tartışmada, birdenbire konuyla ilgili ya da ilgisiz, eşinizin eskiden yaptığı bir hatayı gündeme taşımayın.
Eşinizi İhmal etmeyin; Birbirinizden farklı hayatlarınız olabilir, eşiniz maça giderken siz de eski kız arkadaşlarınızla dışarı çıkabilirsiniz. Ama bir plan yaparken eşinizin fikrini almıyorsanız, yanlış yoldasınız. Eşinizi her şeyden önde tutmalısınız.
Yatağınıza Girmeden Muhakkak Barışın, Küs Yatmayın; Şiddetli bir kavga etmiş olsanız da yatak odanıza, dolayısıyla yatağa asla dargın girmeyin. Yatmadan önce mutlaka tüm sorunlarınızı halledin. Yatak odanız, sizin için özel bir dünya. O odaya sorunlarınızı taşımayın.
Eşinize İltifat Edin; Gün içinde en azından bir kere hayat arkadaşınıza güzel bir söz söyleyin. Onun için önemli olan sizin ne düşündüğünüzdür. Özür dilemeyi bilin Eğer yanlış bir şey yaptıysanız, bunu itiraf edin ve özür dileyin. Ancak tabii ki bunu alışkanlık haline getirmeyin. “Nasılsa özür diliyorum, konu kapanıyor” diye düşünmeyin.
Olumsuzlukları Çağıran Korkularınızdan Kurtulun; Olumsuz düşünmek olumsuzluklarını hayatınıza çeker, genelde kişiler evliliğinde başlarına gelmesinden korktuğu şeyleri tecrübe ederler. Korkularınızla yüzleşip vedalaşın.
Hayatta çözümü olmayan bir şey yoktur. Siz yeter ki sorunun değil çözümün bir parçası olmayı deneyimleyin.
Sevgiyle Kalın…
Sevinç Karakaya
Eşinizle Aranızdaki Her Şeyi Ailenize Anlatmayın
EŞİNİZLE ARANIZDAKİ HER ŞEYİ AİLENİZE ANLATMAYIN
Eşler arasındaki sıkıntılar ne kadar ailelere yansıtılmalı?, Aileye yansıtmak sorunu arttırır mı? yoksa Çözümü kolaylaştırır mı?… Eşlerin sorunlar yaşadıklarında bunu kendi ailelerine yansıtmalarını sıklıkla görüyoruz. Hatta konu artık sadece eşler arasında değil, aileler arası bir sorun haline yada çözülmesi gereken bir mesele halini alabiliyor. Aslında hep duyduğumuz bir söz var sanırım burada çok yerinde olacak; ”Kol kırılır yel içinde kalır”. Yani bazı şeyler sadece iki kişiyi ilgilendiren ve yeri geldiğinde bir sır gibi saklanması gereken olaylardır.
Belki ailenizle aranız çok iyi ve hayatınızda bir çok konuyu paylaşabiliyor olabilirsiniz. Hatta her ne kadar yetişkin olsanız bile küçüklüğünüzden beri ne zaman başınız sıkışsa, güvenli bir liman arasanız onların kanatları altına girmeyi bir alışkanlık haline getirmiş olabilirsiniz. tecrübelerinden yararlanmayı, bir çok konuda fikirlerini alarak yaptığınız işlerde daha huzurlu ve kendinize gösterilen şefkatle kendinizi daha da güvende hissetmeniz de çok doğaldır. Fakat bu hayatta aileniz ile paylaşmamanız gereken tek şey belki de eşinizle yaşadığınız problemlerdir.
Neden Ailemle Eşimle Aramdaki Sorunları Paylaşmamalıyım
Şöyle düşünelim; Ailenize eşinizle yaşadığınız bir problemi ağlayarak, üzüntülü bir şekilde aktarıyorsunuz bu durumda sizce aile problemler karşısında objektif kalabilir mi? yada yansız, yargılayıcı olmadan size akıl vermesi ve hatta sizi sadece dinlemesini bekleyebilir misiniz? Siz kaç yaşınıza gelmiş olursanız olun, ailenizin biricik, bir tane kızısınızdır/oğlusunuzdur. Ne kadar büyüyüp bir yetişkinde olsanız onlar halen sizin üzüntülerinizle dertlenir ve tabi ki bu yaşadıklarınıza kayıtsız kalmaları mümkün değildir. Kayıtsız kalmadığı gibi kendi çocuğunu üzen kişi onun eşi de olsa, bu olayları tepki vermeden, sinirlenmeden dinlemeleri çok zordur.
Her ne kadar iyiliğimizi de isteseler, bizi korumak amacında da olsalar, objektif olmayan tutumlar özellikle yaşadığımız sorun nedeniyle, içinde bulunduğumuz duygusal süreçte zarar verici olabilir ve bu daha büyük sorunlar oluşturabilir. İki kişiye bırakılsa çözülecek bir sorun içinden çıkılmaz bir hal alabilir maalesef.
Ailenize gidip “eşim bana şunları yaptı” dediğinizi düşünelim. Tabi bu aktarımlarda yaşadığınız olayları, haklı olduğunu düşündüğünüz için, kendi penceresinden tek taraflı ve yanlı olarak anlatmamanız mümkün değildir. Zaten ailelerde karşınızda üzgün olarak gördükleri evlatlarının anlattıklarının arkasını sorgulamaz; bu noktaya gelene kadar olan olaylar, eşinizin neden bu şekilde davrandığı aileniz için hiç önemli değildir. Onlar için sonuç önemlidir ve nihayetinde gelinleri ya da damatları, çocuklarına bu şekilde davranmış veya üzecek sözü söylemiştir. Fakat olaya biraz daha derin bakıldığında; sözün bir cümle gerisinde, siz eşinizin damarına basacak bir şey söylemiş ve onu kışkırtmış olabilirsiniz. Ya da hareketlerinizle eşinizi çileden çıkartmış ve istemeden sizi kırmasına sebebiyet vermiş olabilirsiniz. Hatta onun hareketi, tamamen kendini savunmadan kaynaklanmış bile olabilir. Ama aileler genelde sizin onlara aktardığımız, eşinizin tek başına kabahatli olduğunu kanıtlayan son harekete ve son cümleye takılırlar. Ve bunun üzerinden mahkeme salonuna gitmeden daha mahkemeler kurulur, anne baba birer savcı hakim oluverir ve aslında çözümü belki de çok kolay olan bu ilişkiyi orada çok rahat o sinirle bitirebilirler.
Hiç Bir Aile Çocuğunun Yuvası Yıkılsın İstemez
Tabi ki hiçbir aile, çocuğunun yuvasının yıkılmasını, hele pire için yorgan yakmasını hiç istemezler. o sinir hali geçip, koruma güdüsüyle ilk tepkiler verilse bile, bir süre sonra sakinleşen aileler hayat tecrübeleri ile aklıselimliği ele alır ve yapıcı davranmaya çalışırlar. Burada en azından birçok aile demeliyim, çünkü bir hareket ya da tek cümle yüzünden çocuğunu istemediği halde eşinden ayırmaya zorlayan çok aile de gördüm maalesef. Bu ailelerde aslında artık çocuklarının derdini bırakıp kendi egolarını tatmin etmek isteyen ve doğrularını benimsetmeye çalışan aileler oluyor. Çocuğuna sevgisinden ziyade ”Benim çocuğuma bunu nasıl yapar” düşüncesiyle adımlar atmaya çocuğunu zorlayıp istenmeyen boşanmalara sebep olabiliyorlar.
Sakinleşince Eşler Birbirini Kolay Affeder
Büyük bir ihtimalle, artık bu bardağın taşma noktası değilse, siz sakinleşir ve eşinizle barışmaya karar verirsiniz. Çektiğiniz üzüntüden sonra barışmanın heyecanı ve tazelenmesiyle, eşinizi çoktan affetmişsinizdir. Hoş zaten sakin sakin düşününce, siz de hatalarınızın farkına varıp, bende ”Çok sinirlendirmişim, çok üstüne gitmişim” çok büyük bir ihtimaldir. Belki de o anda o sinirle sizin de ettiğiniz lafın yenilir yutulur tarafı yoktur ve nereye gideceğini ettiğiniz lafın farkında olmayıp sizde eşinize çok zarar vermiş olabilirsiniz. Netice itibariyle bunun için yuva mı yıkılır?demiş; Siz onu affetmişsinizdir, o da sizi. Artık her şey yolundadır. İki eş için arada bir sorun kalmamıştır. Peki ya aileler için sorun bitmiş midir?
Aileler Gelinini/ Damadını Asla Affetmezler
Anne baba konuyu affetmiş gibi, görünse de asla affetmezler. Hiçbir anne baba, çocuğunun üzülmesine kıyamaz ve çocuğunu üzen insan onun eşi bile olsa, affetmez. Belki çocuğunun hatırına, ya da çocuğunun hayatında ek bir sorun çıkartmamak adına susar veya durumdan habersizmiş ya da olayı unutmuş gibi davranır. Ama bu olay hep akıllarında kalacaktır ve su yüzüne çıkamasa da en azından duydukları saygı ve sevgi azalacaktır. Bu da bir şekilde davranışlarına yansıyacak, sizin ve eşinizin üzerinde yeni bir sorun bulutu olarak zaman zaman gölgesi üzerinize vuracaktır.
Sonuç olarak; Eşler birbirleri arasında yakınlaşmalar ve jestler olduğunda, özelliklede o sinir halinin kalkması ile, sorunu çözebilirler. Fakat ailelerin şahit olduğu yada duyurulduğu sorunlar, hem ömür boyu size hatırlatılabilir, hem de siz unutsanız da onlar içinde yaşamaya devam eder ve gelini/damadı artık gözlerinde eskisi gibi hiç olmaz. Şu güzel sözü hayatınıza geçirmekte fayda vardır.”Kol kırılır, yel içinde kalır.”
Sevgiyle Kalın…
Sevinç Karakaya
Zenginlik ve Bolluk Çalışması – 30. GÜN
ZENGİNLİK VE BOLLUK ÇALIŞMASI 30. GÜN
30. DERS: KUTLAYIN EĞLENİN HAYATIN TADINI ÇIKARIN
Sevgili arkadaşlar; Bu çalışmaya bugün başlıyorsanız, öncelikle ilk çalışmalardan başlamanız gerekmektedir. Sitemizden Olumlamalar bölümünden kaçırmış olduğunuz günlerdeki programları tamamlayıp bugünden başlayabilirsiniz.
Öncelikle her yeni gün saat 23:30 da çalışmaya başlamadan önce bu niyet çalışmasını 7 kere tekrar edeceğiz.
Arkasından yapmanız gereken ise; 23:30 da rahat bir yere oturun ve mümkün olduğu kadar rahatlayın, gevşeyin. yaptığımız çalışmaların etkili olması için beynin alfa konumunda olması değerli bir avantajdır, bu nedenle uygun saatler gece yatmadan ve sabah uyandığımız ilk zamanlardır. Rahatça oturun ve nefes alıp vererek tüm kaslarınızı mümkün olduğunca gevşetin.
Hazır olduğunuzu hissettiğinizde sesli olarak veya içinizden canı yürekten hissederek yani tüm güzel duygularınızla birlikte aşağıdaki niyeti 7 kez okuyun bunu yaparken pek çok kişinin güzel enerjisi ile bir araya gelip bir sevgi çemberine dahil olduğunuzun farkında olun. Tabi okuduğunuz niyetin pek çok güzel yüreğe faydası olduğunun, birlikten kuvvet doğduğunun, yüzlerce insanla aynı anda aynı şeye niyet ederek ne kadar büyük bir enerji alanına dahil olduğunun farkında olun.
”Niyet ediyorum zenginlik ve bolluk Niyet Çemberine sevgi ile katılmaya, ve bu Çemberde yer alan tüm arkadaşlarımla saf sevgimle ve gücümle bir araya gelmeye, Bu niyet çemberinin üyelerinin fiziksel, ruhsal ve bedensel olarak tamamen sağlıklı, mutlu, huzurlu, başarılı zengin ve bereketli olmalarını ve kendilerini çok iyi, güçlü, huzurlu, mutlu hissetmelerini seçiyorum. Niyet Çemberinde yer alan her bir gönül dostumun tamamen güvende olmasına ve bütünüyle korunmasına niyet ediyorum. Niyet Çemberinin bir parçası olarak bana gelen tüm olumlu enerjileri sevgiyle kabul ediyorum. Niyet Çemberinde ki tüm yüreklerin kendilerinin ve bütünün hayrına olacak güzel seçimlerinin ve aynı şekilde kendimin seçimlerinin de kolaylıkla güzellikle gerçekleşmesini sevgiyle kabul ediyorum”
30. GÜN NELER YAPACAĞIZ
Muhteşem Yaptınız ! karar verdiğiniz gibi 30 gün zihninizi yeniden yapılandırmak için çalıştınız. Bugün kendinizi kutlayın taktir edin yapabileceklerinizden zevk alın ve harekete geçin.
30 günlük çalışmayı tamamladığınız ve bu süreçte başardıklarınız için kendinizi taktir edin bu önemli. Sıklıkla hayatımızda bir şeyi pozitif yönde değiştirdiğimizde bunun hakkında iyi düşünmeyi ve kendimizi takdir etmeyi unuturuz. Fakat başka şeylere bakmadan önce kendimizdeki uyanışı görmeli ve takdir etmeliyiz. Bu gün sadece kendiniz hakkında iyi şeyler düşünün. Tutarlı bir şekilde otuz günlük bir programa devam etmek: günümüz oradan oraya sürüklenen toplumunda çok büyük bir beceridir.
Ayrıca şu da ifade edilmeli ki ; psikolojik evrim hayatın devam eden bir parçası. Umarım sizde zenginlik yolunda kendinizi şu kısacık bir aydan öncekinden çok daha yol almış çok daha Başarılı hissediyorsunuzdur. Fakat eğer günlük hayatınıza uygulamaya devam etmezseniz bu hisler hayatınızı bir büyü gibi bir anda değiştirmeyecektir.
30 gün diyet yapıp hayatınızın kalanının da hep ideal kiloda kalmayı bekleyemezsiniz. 30 gün egzersiz yapıp hayatınızın sonuna kadar formda kalmayı bekleyemezsiniz. Pozitif düşüncelerde de böyledir. 30 gün egzersiz yapıp hayatınızın sonuna kadar sınırsız zenginliği tecrübe edemezsiniz. Bunun yerine gelişmeye ve öğrenmeye açık olarak devam etmelisiniz.
Günlük pozitif düşünme ve bolluk düşüncesi noktaları oluşturup günlük olarak bunlara devam etmelisiniz.
Zenginlik bilinci hayatınızda sizinde karşınıza çıkacaktır ve sadece 30 günlük programda değil. Bu nedenle tekrar gelerek bu programdaki bilgileri tazeleyeceğinizi umuyorum. Böylece tekrar pozitif hislerin gücünü zihnimize yerleştiririz. Zenginlik bilinci konusunda düzinelerce başka kitaplar da var. Beyin gücünüzün sırlarını öğrenmeyi alışkanlık haline getirin arzularınızı nasıl zahmetsizce otomatik olarak hayatınıza çektiğinizi göreceksiniz. En önemlisi eğlenin ve hayatınızın tadını çıkartın bu hep pozitif olmanıza yardım eder.
BUGÜNÜN AFİRMASYONU
5 dakikanızı aşağıdaki sözlerin doğruluğunu hissetmeye ayırın. Yada hissediyormuş gibi yapın.
ZİHNİMİ VE ÇEVREMİ ALDIĞIM HER NEFESTE BOLLUK, REFAH VE ZENGİNLİK GERÇEĞİ İLE ŞEKİLLENDİRMEYE NİYET EDİYORUM. SEVGİYLE ÖĞRENMEYİ GÜNLÜK TECRÜBELERİMDEN BİRİ HALİNE GETİRMEYİ SEÇİYORUM. HAYAL ETTİĞİM OLUMLU HAYATI ZAHMETSİZCE YARATACAĞIM VE TECRÜBELERİME DAİMA ŞÜKRAN DUYMAYA, SEVİNÇLE YAŞAMAYA NİYET EDİYORUM. SEÇİMLERİM VE NİYETLERİM HEMEN ŞİMDİ GERÇEKLEŞMEYE BAŞLADI, ŞÜKÜRLER OLSUN, TEŞEKKÜR EDERİM.
GÜNÜN UYGULAMASI
Kendinizi ödüllendirin. Herhangi bir şekilde sizin için özel birşeyler yapın kendinizi tebrik edin ve ekonomik özgürlük yolundaki kritik ilk aşamayı tamamladığınız için mutlu olun. Gidi eğlenin ve hayatın tadını çıkarın
GÜNÜN SÖZÜ:
Durmadığınız sürece ne kadar yavaş gittiğiniz önemli değildir.
SEVGİYLE KALIN…
Devamı
Zenginlik ve Bolluk Çalışması – 29. GÜN
ZENGİNLİK VE BOLLUK ÇALIŞMASI 29. GÜN
29. DERS: HAREKETE GEÇME ZAMANI
Sevgili arkadaşlar; Bu çalışmaya bugün başlıyorsanız, öncelikle ilk çalışmalardan başlamanız gerekmektedir. Sitemizden Olumlamalar bölümünden kaçırmış olduğunuz günlerdeki programları tamamlayıp bugünden başlayabilirsiniz.
Öncelikle her yeni gün saat 23:30 da çalışmaya başlamadan önce bu niyet çalışmasını 7 kere tekrar edeceğiz.
Arkasından yapmanız gereken ise; 23:30 da rahat bir yere oturun ve mümkün olduğu kadar rahatlayın, gevşeyin. yaptığımız çalışmaların etkili olması için beynin alfa konumunda olması değerli bir avantajdır, bu nedenle uygun saatler gece yatmadan ve sabah uyandığımız ilk zamanlardır. Rahatça oturun ve nefes alıp vererek tüm kaslarınızı mümkün olduğunca gevşetin.
Hazır olduğunuzu hissettiğinizde sesli olarak veya içinizden canı yürekten hissederek yani tüm güzel duygularınızla birlikte aşağıdaki niyeti 7 kez okuyun bunu yaparken pek çok kişinin güzel enerjisi ile bir araya gelip bir sevgi çemberine dahil olduğunuzun farkında olun. Tabi okuduğunuz niyetin pek çok güzel yüreğe faydası olduğunun, birlikten kuvvet doğduğunun, yüzlerce insanla aynı anda aynı şeye niyet ederek ne kadar büyük bir enerji alanına dahil olduğunun farkında olun.
”Niyet ediyorum zenginlik ve bolluk Niyet Çemberine sevgi ile katılmaya, ve bu Çemberde yer alan tüm arkadaşlarımla saf sevgimle ve gücümle bir araya gelmeye, Bu niyet çemberinin üyelerinin fiziksel, ruhsal ve bedensel olarak tamamen sağlıklı, mutlu, huzurlu, başarılı zengin ve bereketli olmalarını ve kendilerini çok iyi, güçlü, huzurlu, mutlu hissetmelerini seçiyorum. Niyet Çemberinde yer alan her bir gönül dostumun tamamen güvende olmasına ve bütünüyle korunmasına niyet ediyorum. Niyet Çemberinin bir parçası olarak bana gelen tüm olumlu enerjileri sevgiyle kabul ediyorum. Niyet Çemberinde ki tüm yüreklerin kendilerinin ve bütünün hayrına olacak güzel seçimlerinin ve aynı şekilde kendimin seçimlerinin de kolaylıkla güzellikle gerçekleşmesini sevgiyle kabul ediyorum”
29. GÜN NELER YAPACAĞIZ
Hayatınızda sınırsız zenginliği tecrübe etmek istiyorsanız şimdi arzularınız yönünde harekete geçme zamanı.
Öncelikle en önemli adım zenginlikle ilişkili doğru, zihinsel yapıya sahip olmak. Bu güne kadar bunu sağlayacak konuları ve kullanabileceğimiz yöntemleri tartıştık ancak şimdi fiziksel aktivite zamanı.
Kendinizi dünyanın dışına çekin, enerjinizi ruhunuzu bilginizi serbest bırakın ve paranın size doğru akışını seyredin.
Bu güne kadar size her gün zenginlikle ilgili bir görev vererek eylem odaklı düşünce sisteminizi geliştirmeye çalıştım. Şimdi sıra sizde; her gün parayı kendinize çekecek neler yapabileceksiniz. Günlük amacınızı belirleyin ve bunu gerçekleştirin.
Eğer evrenden payınıza düşen zenginliği almak için gerekli eylemleri gerçekleştirmeyecekseniz. Böyle bir programa 30 gün harcamak anlamsız. Buna rağmen zihninizi geliştirmenin hasadını kaçınılmaz olarak toplayacaksınız. Düşüncelerinizin gücüne inanırsanız gerçek özgürlük sizi saracaktır. Düşünceleri hareketlerle genişletmek zorundasınız.
Nasıl düşüncelerinizi gerektiği kadar odaklamadan gideceğiniz yönü ve amaçlarınızı bilmeden bir eylem gerçekleştirmek verimsiz bir çabaysa; amaçlarınızı bildiğiniz halde ulaşmak için çaba sarf etmemekte o kadar anlamsızdır.
Karma öğretisinin etki tepki kuramını hatırlayın; verebileceğinizden fazlası, almaya açık olduğunuzdan fazlası.
Ayrıca yapabileceğiniz çok basit bir eylemi de hatırlamanızı istiyorum; Her gün 5 yada 10 dakikanızı zihninizi yeniden yönlendirmek için zenginlik düşüncelerine ayırın.
Bunu bir aydır zaten yapıyorsunuz buna devam etmenizi kesinlikle tavsiye ediyorum. Kararlı olarak eyleme devam edin ki hasadı biçmeye başlayabilesiniz.Bolluk düşünceleri ektiğiniz sürece zenginlik ve refah biçeceksiniz.
BUGÜNÜN AFİRMASYONU
5 dakikanızı aşağıdaki sözlerin doğruluğunu hissetmeye ayırın. Yada hissediyormuş gibi yapın.
EKONOMİK ÖZGÜRLÜĞÜM İÇİN EYLEME GEÇMEYİ SEÇİYORUM. KENDİMİ YARATICI ENERJİYE SERBEST BIRAKIYORUM VE EVRENİN HEDİYELERİNİ ÖZGÜRCE, SEVGİYLE KABUL EDİYORUM. HER ANIMDA, HER DÜŞÜNCEMLE, HER HAREKETİMLE SEVGİYLE BOLLUK VE REFAH DÜŞÜNCELERİ EKMEYE NİYET EDİYORUM. TEŞEKKÜR EDERİM.. ŞÜKÜRLER OLSUN..
GÜNÜN UYGULAMASI
Artık kendinizi günde 10 dakikanızı düşüncelerinizi geliştirmek için ayırmaya alıştınız.
Bu gün bu program bittikten sonrada buna devam etmeye karar verin.
Her gün 10 dakikanızı hayatınızı güzelleştirmek için ne yapabileceğinizi düşünmeye ayırın.
Hayallerinizi imgelemek için pozitif olumlamalar yapmak için yada size ilham verecek kitaplar okumak için on dakika ayırın, bu zihninizi hayatınızı güzelleştirmek konusunda pozitif tarafta kalmanızı sağlayacaktır.
Bugün yapıcı bir hayatın peşinden koşmaya karar verin.
GÜNÜN SÖZÜ:
Konfiçyus; Etraflıca çalış, doğru bir şekilde araştır, dikkatlice düşün, düşündüklerini gözden geçir, ciddi ve samimi bir şekilde uygula.
Olgun insan güzel söz söyleyen değil, söylediğini yapan ve yapabileceklerini söyleyen kişidir.
Platon :Müzik, sesin ruhun meziyetlerini eğitmek için hareket etmesidir.
YARIN 30. GÜN…SEVGİYLE KALIN.
Devamı
Zenginlik ve Bolluk Çalışması – 28. GÜN
ZENGİNLİK VE BOLLUK ÇALIŞMASI 28. GÜN
28. DERS: NASIL İYİLİK KAYNAĞI OLUNUR
Sevgili arkadaşlar; Bu çalışmaya bugün başlıyorsanız, öncelikle ilk çalışmalardan başlamanız gerekmektedir. Sitemizden Olumlamalar bölümünden kaçırmış olduğunuz günlerdeki programları tamamlayıp bugünden başlayabilirsiniz.
Öncelikle her yeni gün saat 23:30 da çalışmaya başlamadan önce bu niyet çalışmasını 7 kere tekrar edeceğiz.
Arkasından yapmanız gereken ise; 23:30 da rahat bir yere oturun ve mümkün olduğu kadar rahatlayın, gevşeyin. yaptığımız çalışmaların etkili olması için beynin alfa konumunda olması değerli bir avantajdır, bu nedenle uygun saatler gece yatmadan ve sabah uyandığımız ilk zamanlardır. Rahatça oturun ve nefes alıp vererek tüm kaslarınızı mümkün olduğunca gevşetin.
Hazır olduğunuzu hissettiğinizde sesli olarak veya içinizden canı yürekten hissederek yani tüm güzel duygularınızla birlikte aşağıdaki niyeti 7 kez okuyun bunu yaparken pek çok kişinin güzel enerjisi ile bir araya gelip bir sevgi çemberine dahil olduğunuzun farkında olun. Tabi okuduğunuz niyetin pek çok güzel yüreğe faydası olduğunun, birlikten kuvvet doğduğunun, yüzlerce insanla aynı anda aynı şeye niyet ederek ne kadar büyük bir enerji alanına dahil olduğunun farkında olun.
”Niyet ediyorum zenginlik ve bolluk Niyet Çemberine sevgi ile katılmaya, ve bu Çemberde yer alan tüm arkadaşlarımla saf sevgimle ve gücümle bir araya gelmeye, Bu niyet çemberinin üyelerinin fiziksel, ruhsal ve bedensel olarak tamamen sağlıklı, mutlu, huzurlu, başarılı zengin ve bereketli olmalarını ve kendilerini çok iyi, güçlü, huzurlu, mutlu hissetmelerini seçiyorum. Niyet Çemberinde yer alan her bir gönül dostumun tamamen güvende olmasına ve bütünüyle korunmasına niyet ediyorum. Niyet Çemberinin bir parçası olarak bana gelen tüm olumlu enerjileri sevgiyle kabul ediyorum. Niyet Çemberinde ki tüm yüreklerin kendilerinin ve bütünün hayrına olacak güzel seçimlerinin ve aynı şekilde kendimin seçimlerinin de kolaylıkla güzellikle gerçekleşmesini sevgiyle kabul ediyorum”
28. GÜN NELER YAPACAĞIZ
Umarım sizi hayatınızın dümenin tüm kontrolün elinizde olduğu gerçeği konusunda yeterince etkilemişimdir.Düşüncelerinizin gücü doğrultusunda gelecekte yaşayacağınız tecrübeleri yaratırsınız. Bu zihninizi inanılmaz derecede özgürleşebileceği bir durumdur fakat aynı ölüde sorumlulukta getirir.
Artık tüm yaşadıklarınızın sorumluluğunun tam olarak sizde olduğunun farkına varmalısınız.İyilik, kötülük, güzellik ve çirkinlik ne yaşıyorsanız sizin elinizde.
Bu sizsiniz ve sadece siz zihninizin hangi tecrübeleri size yaşatacağını seçebilirsiniz. Muhtemelen ailenizden ve çevrenizden arkadaşlarınızdan ve düşmanlarınızdan sınırlı yaşamak sınırlı hayaller kurmakla ilgili gereğinden fazla yardım almışsınızdır. Fakat eninde sonunda neye inanacağınız konusunda özgürsünüz ve seçim tamamen size ait.
Artık başkalarını suçlamayı yada bir dış neden aramayı bırakın; biri sizi kandırmışsa ona sizi kandırması için siz izin vermişsinizdir ya beklentilerinizle yada bilgisizliğinizle.
“Neden daha iyi değil” demektense “nasıl daha iyi yaparım” diye sormalısınız.
Hayatınızın zenginliğinizin ve mutluluğunuzun sorumluluğunu alın. Ve tüm bunları iyileştirmeye karar verin.
Paranın sizi sorumluluklarınızdan kurtaracağını sanmayın. Kararlı bir şekilde odaklanmış düşüncenin gücünü bilen bir insan olarak çevrenizdeki hatalı düşüncelerinin mağduru insanlara yardım edin. Onların düşünce şekillerini değiştirin. Artık sorumluluğunuz iki kat arttı.
Özgün ruhsal gücünüzü dünyayı daha iyi bir hale getirmek için kullanmalısınız.
Zenginliğinizle, yaratıcılığınızla insanların mutluluk içinde yaşayacağı bir dünya yaratılmasına katkıda bulunmayı insanlığa borçlusunuz. Cesur ve atak olun evrenin sonsuz zenginliğini ve bu zenginlikle gelen sorumluluğu kabul edin. Bu tutumla bu dünyadaki iyiliklerin gücüne sahip olursunuz.
BUGÜNÜN AFİRMASYONU
5 dakikanızı aşağıdaki sözlerin doğruluğunu hissetmeye ayırın. Yada hissediyormuş gibi yapın.
SINIRSIN ZENGİNLİĞİN SORUMLULUĞUNU ÖZGÜRCE VE SEVİNÇLE KABUL EDİYORUM. GÜCÜMÜ KENDİ HAYATIMI VE BAŞKALARININ HAYATINI İYİLEŞTİRMEK İÇİN KULLANABİLDİĞİM İÇİN GURUR DUYUYORUM.
GÜNÜN UYGULAMASI
Hayatınızda ya da çevrenizdeki birilerinin hayatında iyileştirme ihtiyacı duyduğunuz şey nedir.
Bugün memnun olmadığınız bir durum seçin ve “nasıl daha iyi hale getiririm” diye düşünün.
Seçtiğiniz durumu iyileştirmek için küçük yada büyük bir eylem seçin ve yerine getirin. Bir tene yapıcı bir eylemem karar verin ve yerine getirin.
GÜNÜN SÖZÜ:
Bil ki; Yaşadıklarınla değil, yaşattıklarınla anılırsın.
Ve unutma; ne yaşattıysan elbet bir gün onu yaşarsın !
*Tolstoy*
YARIN 29. GÜN…SEVGİYLE KALIN.
Devamı
Zenginlik ve Bolluk Çalışması – 27. GÜN
ZENGİNLİK VE BOLLUK ÇALIŞMASI 27. GÜN
27. DERS: PARA SİZİ MUTLU ETMEZ AMA MUTLULUK SİZE PARA GETİRİR
Sevgili arkadaşlar; Bu çalışmaya bugün başlıyorsanız, öncelikle ilk çalışmalardan başlamanız gerekmektedir. Sitemizden Olumlamalar bölümünden kaçırmış olduğunuz günlerdeki programları tamamlayıp bugünden başlayabilirsiniz.
Öncelikle her yeni gün saat 23:30 da çalışmaya başlamadan önce bu niyet çalışmasını 7 kere tekrar edeceğiz.
Arkasından yapmanız gereken ise; 23:30 da rahat bir yere oturun ve mümkün olduğu kadar rahatlayın, gevşeyin. yaptığımız çalışmaların etkili olması için beynin alfa konumunda olması değerli bir avantajdır, bu nedenle uygun saatler gece yatmadan ve sabah uyandığımız ilk zamanlardır. Rahatça oturun ve nefes alıp vererek tüm kaslarınızı mümkün olduğunca gevşetin.
Hazır olduğunuzu hissettiğinizde sesli olarak veya içinizden canı yürekten hissederek yani tüm güzel duygularınızla birlikte aşağıdaki niyeti 7 kez okuyun bunu yaparken pek çok kişinin güzel enerjisi ile bir araya gelip bir sevgi çemberine dahil olduğunuzun farkında olun. Tabi okuduğunuz niyetin pek çok güzel yüreğe faydası olduğunun, birlikten kuvvet doğduğunun, yüzlerce insanla aynı anda aynı şeye niyet ederek ne kadar büyük bir enerji alanına dahil olduğunun farkında olun.
”Niyet ediyorum zenginlik ve bolluk Niyet Çemberine sevgi ile katılmaya, ve bu Çemberde yer alan tüm arkadaşlarımla saf sevgimle ve gücümle bir araya gelmeye, Bu niyet çemberinin üyelerinin fiziksel, ruhsal ve bedensel olarak tamamen sağlıklı, mutlu, huzurlu, başarılı zengin ve bereketli olmalarını ve kendilerini çok iyi, güçlü, huzurlu, mutlu hissetmelerini seçiyorum. Niyet Çemberinde yer alan her bir gönül dostumun tamamen güvende olmasına ve bütünüyle korunmasına niyet ediyorum. Niyet Çemberinin bir parçası olarak bana gelen tüm olumlu enerjileri sevgiyle kabul ediyorum. Niyet Çemberinde ki tüm yüreklerin kendilerinin ve bütünün hayrına olacak güzel seçimlerinin ve aynı şekilde kendimin seçimlerinin de kolaylıkla güzellikle gerçekleşmesini sevgiyle kabul ediyorum”
27. GÜN NELER YAPACAĞIZ
Eğer paranın sizi mutlu edeceği gibi bir beklenti içindeyseniz anlamanız gereken şey sizi mutlu edecek şeyin para olmadığıdır. Sizi sadece sizin coşkunuz aşkınız enerjiniz ve umutlarınız gerçekten tatmin eder.
Parayı mutluluk için anahtar olarak görmemek önemlidir. Para sadece mutluluğunuza yardım eder ama sağlamaz.Eğer hayatı gerçekten seviyorsanız ve sevdiğiniz sizi mutlu eden şeyleri yapıyorsanız para zahmetsizce hayatınıza akar.
Bu programdaki egzersizlerin çoğu sizi buna yönlendirmeyi amaçlamıştı. Programın sonlarına geldiğimiz şu günlerde sizi ekonomik durumunuzdan bağımsız olarak yaşamınızı sevmenize yardım edecek hisleri hatırlatmak istiyorum.
Yine hatırlatayım geliştirmeniz gereken ene önemli duygu şükran duygusu. Zenginlik bilincinin anahtarı şu an sahip olduklarınıza şükran duymak ve bu duyguyla ileriye bakmaktır. Etraflıca düşündüğümüzde şükran duyacak pek çok şeye sahip olduğumuzu görürüz.
Hayatınıza derinlik katmak için en yaygın yol trajedi ile dolu olmayan hayatınız için devamlı şükretmektir. Elbette hepimizin hayatına tirajik olaylar girer ancak bunlar çok sık değildir ve biz sağlıklı bir davranış olarak bunlara üzülürüz ama hayat devam ediyor yolumuza devam ederiz.
Günlerin pek çoğu her nasılsa dikkat çekici bir biçimde sürprizlerle doludur. Hayat genelde o kadar sıradan ve tahmin edilebilir hale gelmiş ki biz rahatlığın tuzağına düşeriz. Bakış açımıza derinlik katmak monoton hayatımızdan heyecan duymamızı sağlar. Arkadaşlarınızdan yada akrabalarınızdan birini kaybetmediğiniz her gün harika bir gündür. Felç geçirmediğiniz yada sakatlık bırakacak bir kaza geçirmediğiniz her gün harika bir gündür. Gizemli bir hastalıkla hastaneye gitmediğiniz her gün harika bir gündür.
Basitçe ve aptalca görünebilir ama gününüzün yüzde 99u olağanüstü bir şeyler yaşamadığınıza teşekkürle geçerse şansızlıklarınız azalır. Geniş bakış açısı şükretmek için en kolay yoldur ve şükretmek zenginlik için en olay yoldur.
BUGÜNÜN AFİRMASYONU
5 dakikanızı aşağıdaki sözlerin doğruluğunu hissetmeye ayırın. Yada hissediyormuş gibi yapın.
ŞİMDİ FARKEDİYORUM Kİ PARA MUTLU OLMAM İÇİN SADECE BİR ARAÇ. PARA SEVİNÇ İÇİNDE YARATICI HAYATIMIN SADECE BİR YAN ETKİSİ.
GÜNÜN UYGULAMASI
16. günde hazırladığınız şükran duyacağınız şeyler listesini tekrar okuyun. Bu listeye sahip olmak isteyip de henüz sahip olamadığınız fakat yeni düşünce yapınızla yakın zamanda sahip olacağınız şeyleri de katın. Şimdi gelecekte yaşayacağınız mutluluklar için şükredin. Mutluluk ve iyimserliği iliklerinize kadar hissedin.
GÜNÜN SÖZÜ:
Görebildiğinize ve dokunabildiğinize inanmak hiç de zor değildir, ama görünmeyene inanmak bir başarı ve kutsamadır.
*Abraham Lincoln*
YARIN 28. GÜN…SEVGİYLE KALIN.
DevamıZenginlik ve Bolluk Çalışması – 26. GÜN
ZENGİNLİK VE BOLLUK ÇALIŞMASI 26. GÜN
26. DERS: PARA KAZANMA FİKRİ İÇİN RÜYALARINIZI DEĞERLENDİRİN
Sevgili arkadaşlar; Bu çalışmaya bugün başlıyorsanız, öncelikle ilk çalışmalardan başlamanız gerekmektedir. Sitemizden Olumlamalar bölümünden kaçırmış olduğunuz günlerdeki programları tamamlayıp bugünden başlayabilirsiniz.
Öncelikle her yeni gün saat 23:30 da çalışmaya başlamadan önce bu niyet çalışmasını 7 kere tekrar edeceğiz.
Arkasından yapmanız gereken ise; 23:30 da rahat bir yere oturun ve mümkün olduğu kadar rahatlayın, gevşeyin. yaptığımız çalışmaların etkili olması için beynin alfa konumunda olması değerli bir avantajdır, bu nedenle uygun saatler gece yatmadan ve sabah uyandığımız ilk zamanlardır. Rahatça oturun ve nefes alıp vererek tüm kaslarınızı mümkün olduğunca gevşetin.
Hazır olduğunuzu hissettiğinizde sesli olarak veya içinizden canı yürekten hissederek yani tüm güzel duygularınızla birlikte aşağıdaki niyeti 7 kez okuyun bunu yaparken pek çok kişinin güzel enerjisi ile bir araya gelip bir sevgi çemberine dahil olduğunuzun farkında olun. Tabi okuduğunuz niyetin pek çok güzel yüreğe faydası olduğunun, birlikten kuvvet doğduğunun, yüzlerce insanla aynı anda aynı şeye niyet ederek ne kadar büyük bir enerji alanına dahil olduğunun farkında olun.
”Niyet ediyorum zenginlik ve bolluk Niyet Çemberine sevgi ile katılmaya, ve bu Çemberde yer alan tüm arkadaşlarımla saf sevgimle ve gücümle bir araya gelmeye, Bu niyet çemberinin üyelerinin fiziksel, ruhsal ve bedensel olarak tamamen sağlıklı, mutlu, huzurlu, başarılı zengin ve bereketli olmalarını ve kendilerini çok iyi, güçlü, huzurlu, mutlu hissetmelerini seçiyorum. Niyet Çemberinde yer alan her bir gönül dostumun tamamen güvende olmasına ve bütünüyle korunmasına niyet ediyorum. Niyet Çemberinin bir parçası olarak bana gelen tüm olumlu enerjileri sevgiyle kabul ediyorum. Niyet Çemberinde ki tüm yüreklerin kendilerinin ve bütünün hayrına olacak güzel seçimlerinin ve aynı şekilde kendimin seçimlerinin de kolaylıkla güzellikle gerçekleşmesini sevgiyle kabul ediyorum”
26. GÜN NELER YAPACAĞIZ
Eğer genelde rüyalarınızı yok sayıyorsanız en büyük kaynağınızı çöpe atıyorsunuz demektir.
Rüyalarınız bilinçaltınızla bilinçli iradeniz arasındaki yaşamsal bir bağı ifade eder. Rüyalar sadece nöronlarınızın siz uyurken yaptığı rastgele çağrışımlar değildir. Rüyalarınız sizi tüm insanların bağlı olduğu psikolojik ağa bağlar. Rüyalarımız bizi Carl Jung un bahsettiği çağımızın kollektif bilincine bağlar ve rüyalarımızın gücü bize yaşamamız ile ilgili çok önemli şeyler öğretebilir.
Modern bilim vücudumuzun ölçülebilir fiziksel ihtiyaçları için beynimizin sadece %10-15 ini kullandığımızı söylüyor. Yani fiziksel realiteyi sürdürmek beynimizin sadece %10-15 kadarını meşgul ediyor. Beynimizin kalan %85-90lık büyük kısmı yaratıcılığımız duygularımız ve rüyalarımızla ilgileniyor.
Anlayacağınız içinde yaşadığınız fiziksel gerçeklik beyin gücünüzün sadece küçük bir kısmına denk geliyor. Ruhsal gücünüzün büyük bir bölümü size yaşayacağınız deneyimleri çizmekle meşgul karşılaşmanız gereken ya da karşılaşmak istediğiniz insanlarla hoş tesadüfler ayarlamak psikolojik seviyenize göre siz daha karar vermeden dallanmış bir gelecek planı çizmek ve bu plan üzerinde tercihlerinize göre size yakın geleceği hazırlamak gibi işlerle uğraşıyor. her dal bir yol ayrımı seçim ise size kalıyor.
Bütün bu işlerin çoğu siz uyurken yapılıyor. Siz uyuduğunuzda arzularınızı korkularınızı umutlarınızı en basit duygu düzeyinde açığa çıkarırsınız. Ve bunların arasından hangi deneyimleri yaşıyacağınızı seçersiniz. Bu muhteşem bir güçtür ve ben bunu bugün ele almanızı kontrol etmeye başlamanızı istiyorum.
Dikkatinizi sadece rüyalarınıza değil ayrıca ne yapmanız gerektiğini bilen iç sesinize de verin. Düşüncelerinize önem verin onların gerçekleşmesi için motive ve yardım edin. Hislerinize güvenin.
BUGÜNÜN AFİRMASYONU
5 dakikanızı aşağıdaki sözlerin doğruluğunu hissetmeye ayırın. Yada hissediyormuş gibi yapın.
HİSLERİM VE RÜYALARIMLA GELEN BİLGİLERE İNANIYOR VE GÜVENİYORUM. RÜYALARIMI HATIRLAMAYI SEÇİYORUM VE RÜYALARIMDA BANA VERİLEN BİLGİLERİN FARKINDA OLMAYA NİYET EDİYIRUM. TEŞEKKÜR EDERİM, ŞÜKÜRLER OLSUN.
GÜNÜN UYGULAMASI
Şu anda sadece rüyalarınıza değil ayrıca sezgilerinize de güvenmeye karar verin. Bu gece yatarken zenginlik defterinizi (günlük not aldığınız defteriniz) yanınıza alın ve kendi kendinize rüyalarınızı hatırlayacağınızı söyleyip, defterinize de yazın. İsterseniz bilinçaltınıza size para getirecek bir yolu rüyalarınızda size açıklamasını da söyleyebilirsiniz.
Yarın sabah uyanır uyanmaz yazın..(burası önemli uyandıktan 5 -10 dakika sonra pek çok ayrıntıyı unutabilirsiniz.)yazdıktan sonra bu rüyadan çıkartabileceğiniz bir şey varmı diye düşünmeye başlayın rüyadan neler öğrenebilirsiniz. Ne gibi bir bilgi yada mesaj var. Buradaki zenginlikler sembolik olabilir. Bunları çözmeye çalışın bulduğunuz bakış açısı size büyük bir sürpriz olabilir.
NOT:Burada size artı bir çalışma daha vermek istiyorum.. ortak bilinçaltında bazı kelimelerin enerjisi bellidir.. gece uyumadan önce, zenginlik, servet .. hangisi size daha anlamlı geliyor ise onu tekrarlayın.. bir olumlama veya başka bir cümle kurmanıza gerek yok… hangisi size kendinizi gerçek anlamda bolluk bereket sağlık refah hissettiriyor ise o kelimeyle bir mantra çalışması yapın.. zenginlik.. servet..
Bu tekrar bilinçaltınızda bu konuda bir hareketlenme olmasını ve bu güne kadar yaptığınız çalışmalara paralel olarak rüyalarınızda mesaj almanızı sağlayacaktır… Ayrıca benim kullandığım bir teknik daha var.. bunu farklı pek çok konuda kullanabilirsiniz..
Şöyle ki: ben hallolmasını istediğim bir sonu bir mektup haline getirir yastığımın altına koyarım.. Uyurken bu konuya dair meleklerimi davet eder ve derim ki lütfen bu sorunumu ben uykudayken çözüme ulaştırın.. teşekkür ederim, şükürler olsun..
GÜNÜN SÖZÜ:
Uyanık olan insanlar için tek bir dünya vardır. Uykuda olanların ise her birinin ayrı âlemi vardır, onun içinde dönerler.
*Heraklatyus*
YARIN 27. GÜN…SEVGİYLE KALIN.
DevamıZenginlik ve Bolluk Çalışması – 25. GÜN
ZENGİNLİK VE BOLLUK ÇALIŞMASI 25. GÜN
25. DERS: EŞSİZ OLMANIN GÜCÜ
Sevgili arkadaşlar; Bu çalışmaya bugün başlıyorsanız, öncelikle ilk çalışmalardan başlamanız gerekmektedir. Sitemizden Olumlamalar bölümünden kaçırmış olduğunuz günlerdeki programları tamamlayıp bugünden başlayabilirsiniz.
Öncelikle her yeni gün saat 23:30 da çalışmaya başlamadan önce bu niyet çalışmasını 7 kere tekrar edeceğiz.
Arkasından yapmanız gereken ise; 23:30 da rahat bir yere oturun ve mümkün olduğu kadar rahatlayın, gevşeyin. yaptığımız çalışmaların etkili olması için beynin alfa konumunda olması değerli bir avantajdır, bu nedenle uygun saatler gece yatmadan ve sabah uyandığımız ilk zamanlardır. Rahatça oturun ve nefes alıp vererek tüm kaslarınızı mümkün olduğunca gevşetin.
Hazır olduğunuzu hissettiğinizde sesli olarak veya içinizden canı yürekten hissederek yani tüm güzel duygularınızla birlikte aşağıdaki niyeti 7 kez okuyun bunu yaparken pek çok kişinin güzel enerjisi ile bir araya gelip bir sevgi çemberine dahil olduğunuzun farkında olun. Tabi okuduğunuz niyetin pek çok güzel yüreğe faydası olduğunun, birlikten kuvvet doğduğunun, yüzlerce insanla aynı anda aynı şeye niyet ederek ne kadar büyük bir enerji alanına dahil olduğunun farkında olun.
”Niyet ediyorum zenginlik ve bolluk Niyet Çemberine sevgi ile katılmaya, ve bu Çemberde yer alan tüm arkadaşlarımla saf sevgimle ve gücümle bir araya gelmeye, Bu niyet çemberinin üyelerinin fiziksel, ruhsal ve bedensel olarak tamamen sağlıklı, mutlu, huzurlu, başarılı zengin ve bereketli olmalarını ve kendilerini çok iyi, güçlü, huzurlu, mutlu hissetmelerini seçiyorum. Niyet Çemberinde yer alan her bir gönül dostumun tamamen güvende olmasına ve bütünüyle korunmasına niyet ediyorum. Niyet Çemberinin bir parçası olarak bana gelen tüm olumlu enerjileri sevgiyle kabul ediyorum. Niyet Çemberinde ki tüm yüreklerin kendilerinin ve bütünün hayrına olacak güzel seçimlerinin ve aynı şekilde kendimin seçimlerinin de kolaylıkla güzellikle gerçekleşmesini sevgiyle kabul ediyorum”
25. GÜN NELER YAPACAĞIZ
Dün elde ettiğiniz gelirinizin küçük bir kısmı ile yapıcı yönde yardım yapmanın önemine değinmiştim. Yine de asıl önemli olan ekonomik yardımdan çok benzersiz kişiliğiniz ile dünya ya yapacağınız yardımlardır.
Mutlu olmanız için paranın miktarından bağımsız olarak iyi bir şeyler yaptığınızı hissetmeniz önemlidir. Yardımlar hayatınıza anlam katar arkadaşlarınıza, ailenize, dostlarınıza ya da tüm dünyaya.. fark etmeksizin yardım etmek size olumlu ve güçlü bir duygu verir. Diğerlerinin hayatına nasıl yardımda bulunacağınız tamamen size kalmış ama bunu yapmış olmaktan gurur duyacağınız mutlu olacağınız bir şeyler bulmalısınız. “gitti paracıklarım” ” öff parayı da yardıma harcadık,ay sonunu nasıl getireceğiz” gibi olumsuz duygular uyandırmayacak bir şeyler bulmalısınız ya da kendinizi bu konuda eğitmelisiniz. Sorularınız olursa yardımcı olmaya çalışırım,ama kritik bir nokta;olduğu için önemli.Sonuçta yardımda bulunacaksınız ve yardım etmekten mutlu olacaksınız ne olduğu çok önemli değil.
Paraya sahip olmaktan duyacağınız mutluluk yerine eşinize arkadaşlarınıza ülkenize yani birilerinin hayatına ya da insanlığa katkıda bulunarak hayatınıza anlam katacak sizi mutlu edecek bir şeyler bulmalısınız.
Bunu nasıl yapacağınız size kalmış ama birilerinin hayatına katkıda bulunarak mutlu olacağınız bir yol bulun. Bağış yapmaktan yada para saçmaktan bahsetmiyorum kendi özgün kişiliğinize uygun bir şeyler olmalı.
25 günlük eğitimin sonunda artık tahmin edebileceğiniz gibi d bir şeyler üreterek evrene değer katarken ya da bağışta bulunurken pozitif hissetmek size anlatmaya çalıştığım tüm diğer psikolojik süreçlerle beraber gider,hayatınızı zenginlik enerjisinin akışına ve fiziksel sağlığa açar.
Bugün eşsiz kişiliğinize odaklanmanızı istiyorum. Hangi özellik sizin kişiliğinizi tanımlar. Güçlü ve zayıf yanlarınız coşkularınız gariplikleriniz takıntılarınız nelerdir? Bugün bu özelliklerinizden zevk alın ve bu özelliklerin sizi diğerlerinden ayıran sizi farklı kılan özellikler olduğunun farkında olun.
Bugün tekliğinizle (benzersiz olmanızla) gurur duymanızı ve dikkatinizi eşsiz kişiliğinizle nasıl diğerlerinin yaşamına olumlu katkılarda bulunacağınıza odaklayın.
Dünyada bir amaç için bulunduğunuzun farkına varın. Eşsiz kimliğinizle buradasınız çünkü insanlığın evriminin devamı için yapmanız gereken bir şeyler var. Kendinizin ve başkalarının hayatında nasıl bir pozitif katkıda bulunabileceğinizi bulmak için dikkatinizi kendi hayatınız imkanlarınız üzerinde yoğunlaştırmaya karar verin.
BUGÜNÜN AFİRMASYONU
5 dakikanızı aşağıdaki sözlerin doğruluğunu hissetmeye ayırın. Yada hissediyormuş gibi yapın.
BEN BENZERSİZ, EŞSİZ VE HARİKULADEYİM.BU DÜNYADA BENİM BİR EŞİM BENZERİM DAHA YOK.DÜNYAYA KATKIDA BULUNABİLECEĞİM BU ÖZGÜNLÜĞÜMDÜR. BU ÖZGÜNLÜĞÜMLE HAYATIMA VE DÜNYAYA, ALDIĞIM HER NEFESTE DAHA ÇOK ZENGİNLİK KATIYORUM.
GÜNÜN UYGULAMASI
En az bir tane sizin dışınızda birine ya da bir şeylere olumlu katkıda bulunabileceğiniz en az bir tane eylem düşünün ve bunu yazın. Ve buNU gerçekleştirmeye karar verin. Tüm imkanlarınızda bunu gerçekleştirmek için EMEK VERİN.
GÜNÜN SÖZÜ:
İstemek yeterli değildir;yapmalıyız.. *Goethe*
Birisi bu gün, ağacın gölgesinde oturabiliyor, çünkü birisi; uzun zaman önce bir ağaç dikti…
*Warren Buffet*
YARIN 26. GÜN…SEVGİYLE KALIN.
DevamıZenginlik ve Bolluk Çalışması – 24. GÜN
ZENGİNLİK VE BOLLUK ÇALIŞMASI 24. GÜN
24. DERS: ZENGİNLİĞİNİZİ PAYLAŞMAKTAN MUTLU OLMANIN 5 YOLU
Sevgili arkadaşlar; Bu çalışmaya bugün başlıyorsanız, öncelikle ilk çalışmalardan başlamanız gerekmektedir. Sitemizden Olumlamalar bölümünden kaçırmış olduğunuz günlerdeki programları tamamlayıp bugünden başlayabilirsiniz.
Öncelikle her yeni gün saat 23:30 da çalışmaya başlamadan önce bu niyet çalışmasını 7 kere tekrar edeceğiz.
Arkasından yapmanız gereken ise; 23:30 da rahat bir yere oturun ve mümkün olduğu kadar rahatlayın, gevşeyin. yaptığımız çalışmaların etkili olması için beynin alfa konumunda olması değerli bir avantajdır, bu nedenle uygun saatler gece yatmadan ve sabah uyandığımız ilk zamanlardır. Rahatça oturun ve nefes alıp vererek tüm kaslarınızı mümkün olduğunca gevşetin.
Hazır olduğunuzu hissettiğinizde sesli olarak veya içinizden canı yürekten hissederek yani tüm güzel duygularınızla birlikte aşağıdaki niyeti 7 kez okuyun bunu yaparken pek çok kişinin güzel enerjisi ile bir araya gelip bir sevgi çemberine dahil olduğunuzun farkında olun. Tabi okuduğunuz niyetin pek çok güzel yüreğe faydası olduğunun, birlikten kuvvet doğduğunun, yüzlerce insanla aynı anda aynı şeye niyet ederek ne kadar büyük bir enerji alanına dahil olduğunun farkında olun.
”Niyet ediyorum zenginlik ve bolluk Niyet Çemberine sevgi ile katılmaya, ve bu Çemberde yer alan tüm arkadaşlarımla saf sevgimle ve gücümle bir araya gelmeye, Bu niyet çemberinin üyelerinin fiziksel, ruhsal ve bedensel olarak tamamen sağlıklı, mutlu, huzurlu, başarılı zengin ve bereketli olmalarını ve kendilerini çok iyi, güçlü, huzurlu, mutlu hissetmelerini seçiyorum. Niyet Çemberinde yer alan her bir gönül dostumun tamamen güvende olmasına ve bütünüyle korunmasına niyet ediyorum. Niyet Çemberinin bir parçası olarak bana gelen tüm olumlu enerjileri sevgiyle kabul ediyorum. Niyet Çemberinde ki tüm yüreklerin kendilerinin ve bütünün hayrına olacak güzel seçimlerinin ve aynı şekilde kendimin seçimlerinin de kolaylıkla güzellikle gerçekleşmesini sevgiyle kabul ediyorum”
24. GÜN NELER YAPACAĞIZ
ZENGİNLİĞİNİZİ PAYLAŞMAKTAN MUTLU OLMANIN 5 YOLU
Muhtemelen daha önce defalarca gelirinizin küçük bir kısmını bağışlamanın önemini duymuş ya da okumuşsunuzdur. Ben de size aynı tavsiyede bulunacağım.
Fakat sadece gelirinizin bir kısmını bağışlamanızı değil aslında bunun temel nedeninin anlamanızı istiyorum. Zenginliği paylaşmayı paylaşmaktan gerçekten zevk almayı öğrenmenizi istiyorum. Başkalarına yardım edebilecek paranız olduğu için ve paylaşabileceğiniz servetiniz olmasından zevk almayı başkalarına bağışta bulunabildiğinizde kendinizi bunu yapabildiğiniz için daha güçlü hissetmenizi istiyorum.
- Para sizin yaratıcı enerjinizin bir sembolüdür: Paraya bağlandığınızda beyninize paranın gitmesinden korktuğunuzu söylersiniz böylece enerjinizin akışını kesersiniz. Gitmediği gibi gelmezde. Paranızın bir kısmını paylaşarak beyninize yaratıcı enerjinizin sınırsız olduğunu ve her zaman yeterince paranız olacağını söylersiniz. .
- Zengin olmak için zenginliği hissetmelisiniz.: Zengin olmak için her zaman ihtiyaçlarınızı karşılayacak paraya sahip olduğunuzu düşünmelisiniz. Paranızı paylaşarak her zaman ekonomik gücünüzü önemsediğinizi ve bu güce sahip olduğunuzu gösterirsiniz.
- Pek çok insan paranın kötü olduğunu ya da en azından iyi olmadığını düşünür: Fakat aslında para ne iyi nede kötüdür. Para sadece fiziksel realiteler için araçtır. Yine para iyi amaçlarla kullanılabileceği gibi kötü amaçlarla da kullanılabilir. Para kendi başına nötrdür. Paranın iyi yönde kullanılacağını belirleyecek güç sizde. Zenginliğinizi paylaşarak inandığınız şeylere yardım ederek paranın dünyaya pozitif bir etki yaratabildiğini kabul ettiğinizi gösterirsiniz.
- Vermek Harika Hissettirir: Sizi parayı paylaşmaktan alıkoyan psikolojik bir engele sahip olduğunuzda parayla ilgili negatif enerji yaymaya başlarsınız. Böyle yaparsanız para ile ilgili enerjinizi boşa harcamaya başlayabilirsiniz Bağışlamakla parayı kaybetmekten korkarak enerjinizi bıoşa harcamaktansa paylaşmaktan zevk alarak çoğalmasını sağlayacak pozitif enerji yayabilirsiniz.
- Gidenler ve kalanlar nelerdi ; Parayı bağışlamak zenginliğin size akmasını sağlayacak kanalları açar. Siz parayı bağışladığınızda para farklı yollardan size tekrar geri gelir. Çok geçmeden paranın hayatınıza sonsuz bir şekilde aktığını hissedeceksiniz ve paranızı gurur ve sevgi ile paylaşacaksınız.
BUGÜNÜN AFİRMASYONU
5 dakikanızı aşağıdaki sözlerin doğruluğunu hissetmeye ayırın. Yada hissediyormuş gibi yapın.
ZENGİNLİĞİMİ ÖZGÜRCE PAYLAŞIYORUM. HAYATIMI ZENGİNLİĞİN AKIŞINA MİNNETLE AÇTIM. İHTİYAÇLARIMI KARŞILAYACAK VE BAŞKALARI İLE PAYLAŞABİLECEK KADAR HER ZAMAN VAR.
GÜNÜN UYGULAMASI
Bugün sahip olduğunuz serveti paylaşmanın bir yolunu bulun. Elde ettiğiniz gelirin küçük bir kısmı ile ihtiyacı olan birilerine yardım etmeye karar verin. Nasıl paylaşacağınız önemli değil ancak sahip olduğunuz parayı paylaşmaktan zevk almanız önemli. Bugün zenginliğinizi sizi mutlu edecek bir şekilde paylaşmanın bir yolunu bulun.
GÜNÜN SÖZÜ:
Sevmek fiilinden sonra gelen dünyanın en güzel fiili yardım etmektir. *V. Suttner*
Işık yapmanın iki yolu vardır: ya kandil olmak, ya da yansıtan ayna… *Edith Warton*
Size yapılan en ufak bir yardımı sakın unutmayınız, yaptığınız en büyük yardımı ise hiçbir vakit hatırlamayınız. *Chilon*
YARIN 25. GÜN…SEVGİYLE KALIN.
Devamı