”Kafa Sesi” Gibidir… Aynı Bedende İki İnsan…
”KAFA SESİ” GİBİDİR AYNI BEDENDE İKİ İNSAN
Geçenlerde duyduğum bir tabirden daha doğrusu stilden bahsetmek istiyorum bugün size. Bir kaç gün önce internette gezinirken bir türküye takıldım kaldım .”Sarı Gelin” türküsünü bir yarışma programında yarışmacılardan biri performans olarak sergiliyordu. Asıl takıldığım yer türküden ziyade söylediği stil oldu. Stilin adı ”kafa sesi ” ile seslendirme, sahnedeki yarışmacı bunu hem erkek hem de bayan sesiyle canlandırdı. Koltukları sahneye dönük jüri bile tereddüt etti , acaba iki kişi mi var diye. Evet bir beden de iki ayrı ses..
Aynı bedende yaşayan iki farklı ruh hali gibi… sizde şu soruyu sordunuz mu? kendinize.
İki farklı insanı aynı bedende yaşattınız mı? Hiç.
Bir tanesi içinizde ortaya çıkartmadığınız , belki çok sevdiğiniz ve olmak istediğiniz siz,Bir tanesi de ortada olduğunuz her gün ona bürünüp dolaştığınız, fakat günden günede uzaklaştığınız siz. Sanki iki ayrı bedende iki ayrı insan. Tıpkı Kafa sesi gibi aynı bedende iki sesin açığa çıkması gibi…
Fakat buradaki fark aynı beden de iki ses çıkarken , Aynı bedende yaşattığımız iki ayrı insandan sadece bir tanesi oda, olmak istediğimiz değil olmamızı istenilenin ortaya çıkması. ”Kafa sesi” diyaframın sabit tutulup sadece ses tellerinin göğüs kafesi yardımı ile titreştirilmesiyle elde ediliyor.Yani oldukça zahmet isteyen bir dışa çıkış şekli . Kişinin bunun için sesini epey bir terbiye etmesi gerekiyor.
Peki içimizdeki ”BİZ” ortaya çıkması içinde sizce bir zahmet gerekiyor mudur?
İnsanın bunun için; O içindeki ”BEN’e” ulaşması için de biraz zahmete ihtiyacı olabilir. Kendini yeniden programlamaya , İstediği kişiye dönüşene kadar kendine taahhütler verip bunları uygulamaya. Evet kabul ediyorum bu Kafa sesini kontrol etmekten çok daha zor bir süreç, ama sonucunda sizi gerçekten istediğiniz siz yapacak süreç. Ve bu süreç yani bu değişim; sancılıdır. Değişimin sonucu iyidir, fakat her değişim muhakkak acı verir.
İnsan bu değişime ne zaman karar verir biliyor musunuz?
İçinde bulunduğunuz durum da ruhunuzun çektiği acı, değişimin verdiği acıdan daha fazla olduğuna inandığınız zaman olur.
Korkularımız, sıkılmışlıklarımız, arayışlarımız, hırslarımız, endişelerimiz , peşinden koştuğumuz mutluluk , yılların göz açıp kapamak kadar hızlı geçişinin verdiği panik bizi bu değişim noktasına getirir.
Panik olmayın yalnız değilsiniz. Milyonlarca insan sizin durumunuzda.Önce herkes kendisiyle savaşıyor. Kendisiyle kavga içinde.Denebilir ki içimiz dışımızdan çok daha karmaşık. Her birimizin işte o içindeki savaş; yaşadığı dünyasını şuan ki haline getirdi. Roller, zihin, öz, hepsi birbirine karıştı. Şimdi bunları toparlama zamanı.
Şimdiye kadar bunu toparlamak için neler yaptın ? Belki sana mutluğun püf noktasını anlatan bir kitap okumayı denedin , Belki bir film izledin mutluğu anlatan, Belki kendine farklı vaatleri üzerine yapıştırmış bir çok kişiyle mutluğa ulaşmaya çalıştın. Her seferinde aklın karıştı. Ama doğruyu kabul etmekte buldun. Evet mutsuzluklarının, korkularının, hırslarının ve talihsizliklerinin sorumlusu ”SEN”olduğunu anladın. Belki bunu her seferinde duvara toslayarak anladın . Ama ANLADIN.
Bu yazıyı okuduğuna göre; doğru yerdesin… Çünkü sen mükemmelsin …Her mükemmel insan gibi hayatında bir sorun yaşadığının farkında ve belki de onlara çözüm olmak istiyorsun . Çözümse doğru yöntemlerle ortaya çıkacak
” SEN ‘de ”…
Sevinç Karakaya
Kendine İnanmalısın…
KENDİNE İNANMALISIN…
Kendi kaynaklarına inanmalı insan. Kendi gücüne biraz mütevazi olmalı ama aynı zamanda güvenmeli de kendine, aksi taktirde hayatta başarılı yada mutlu olmayı bekleyemez. Ama kendine gerçekten inanırsa başaramayacağı hiç bir şey yoktur insanın. Kendine inanma; Kendini kanıtlamayı sağlar, başarıyı getirir, içinizdeki gücü açığa çıkarmanıza yardımcı olur.
Kendime güven duygusunu nasıl kazanabilirim? Diyorsanız.
Kendinize olan inancınızı kaybettiyseniz, kendimize inancınızı yeniden inşa edebilirsiniz. Bunun için yapılacak adımlar var. Öncelikle üzerinizdeki acizlik hissinin nedenini anlamaya çalışmanız lazım.
İlk adım Olarak vereceğim yöntemleri uygulayabilirsiniz.
Bu yöntemleri dikkatle uygularsanız,ne kadar güçlü olursa olsun,acizlik duygusunun kaybolup yerine kendine güven duygusunu kazandığınızı göreceksiniz. Bu yöntemleri uygularken içinizde acizlik duygusundan kurtulma inancının bulunması çok önemlidir. Bu inanç yoksa yöntemleri uygulamanız o kadar faydalı olmayabilir.Diğer bir önemli nokta da,her gün kendine güvenen bir insan olma fikrini kendi kendinize tekrar etmenizdir. Günlük yaşamdaki bir sürü işiniz arasında kendinize güvenme fikrini bilincinizde devamlı canlı tutmanız gerekir. Diyebilirim ki kendine güven duygusunu kazanmak için vereceğim yöntemleri tekrarlamanız işe yarayacaktır.
Kendine İnanmalısın… En önemlisi kendine güven duygusunu niçin kaybetmiş olduğunuzu bulup çıkartmak. İçince bulunduğumuz acizlik halinin birçok nedenleri vardır, bunları bulmak için üzerinde belli bir vakit ve sıkı bir analiz yapmak gerektirir. Duygusal olarak bizi rahatsız eden içinde bulunduğumuz duruma tıpkı fiziksel problemleri çözen bir doktor edasıyla yaklaşmalıyız.
”Norman Vincent Peale” Kendine güven duygusunu kazanmanız için uymanız gereken yöntemlerini sizlerle paylaşmak istiyorum
REÇETEMİZ İŞTE GELİYOR…
1. Başarılı olduğunuzu simgeleyen bir resmi zihninize iyice kazıyın. Bu resmi zihninizden hiç çıkarmayın. Solup rengini kaybetmesine izin vermeyin. Başarısız olmayı asla düşünmeyin.
2. Kendinize güven duygunuzu zedeleyen olumsuz düşünceler gelince onları aklınızdan kovun ve hemen olumlu düşünceler üretin.
3. Hayallerinizin önüne engeller çıkarmayın. her engelin ne olduğunu iyice belirleyin . Onları en aza indirmeye çalışın.
4. Diğer insanlardan etkilenmeyin, onları taklit etmeyin. Hiç kimse sizin kadar kendiniz olamaz.
5. Yanlış ve kendine güvensiz hareketlerinizin nedenlerini anlamanızda yardımcı olacak bir uzmana danışın. Çoğunun kökü çocukluğa dayanan aşağılık duygusu ile kendinizden şüphelenme duygusunun kaynağını bulun. Kendinizi tanırsanız, bu yanlış duyguları tedavi etmeniz kolaylaşır.
6. Yeteneklerinizi gerçekçi bir şekilde belirleyin, sonra bunu yüzde on artırın. Benim yeteneğim budur deyin. Bencil olmayın, fakat kendinize saygı duyun. Kendinizdeki güçlerin farkına varın ve onlara güvenin.
Tabi ki bu durum birden bire düzelmez. Kısa konuşmalarla, anlık çözümlerle başarılamayacağı hatırlanmalı ve bu inancı tekrar oluşturmanın, takip edilmesi gereken bir süreç olduğu unutulmamalıdır.
Sevinç Karakaya
Sen Kimsin?
SEN KİMSİN?
Çoğumuz galiba bu çok mühim soru için pek kafa yormuyoruz. Belki de hayatta bu kendimize en çok sormamız gereken sorudur ne dersiniz?
Kim olduğunuzu bilmiyorsanız; yaşamdan gerçekten neler beklediğinizi, hayatta neler arzuladığınızı ve bunların gerçekleşmesi sizin için ne ifade eder , nereden bileceksin? Acaba gerçekten hayattan bekledikleriniz, arzuladıklarınız, sizin seçimleriniz mi yoksa başkalarının seçimlerini mi yaşıyorsunuz, nereden bileceksiniz ?
Kendimizi tanıdığımızda ancak, kendi yolumuzu bulabiliriz, aksi taktirde, başkalarının bize çizdiği yolda ilerleriz. O zaman içimizde uyuyan, kendi kaynaklarımızın farkına varıp, kullanılmayı bekleyen yeteneklerimizi ortaya çıkarabiliriz.
Sen gerçekten kim olduğunu biliyorsan; Başkalarını senin üzerinde kim olduğuna dair olan etiketleri önemini yitirecektir.Aslında bu hep olmaktadır, şöyle bir düşünün etrafımızda ne çok insan var bize kim olduğumuzu anlatan yada bizim kim olduğumuzu bildiğini zanneden .
işin en garip yanı ise kim olduğumuza dair en ufak fikrimiz dahi olmadığında, gerçekten başkalarına inanmaya başlarız.Hem de bizim hakkımda söylenenlerin doğru olup olmadığına dönüm
”BEN KİMİM”
diye kendimize bakmadan.Çünkü gerçekten kim olduğunu bilmiyorsan başkalarına inanmaya başlarsın…
Hep böyle olmadı mı hayatımızın bir döneminde başka insanların doğrularını kabul etmeye başlayıp kendimizi zamanla tamamen unuttuk.Aslında şaşılacak şey değil mi insanın kendi kim olduğunu bulmakta biraz zahmetten kaçıp, başka insanların yollarını ve yol ayrımlarını izlemesi.Sonrada o yollarda tükenene kadar, yürüyüp yürüyüp yürümesi…Nefesiniz kesilir ,memnuniyetsizliğiniz artar ve artık o yolda ne kadar güç harcarsanız harcayın daha fazlası gerekir.Varış noktasına ulaşmak istersiniz; Fakat oda ne SADECE GİTTİKÇE KENDİNİZDEN UZAKLAŞIRSINIZ. Ve bir an gelir başlangıçta kim olduğunuzu bile hatırlamazsınız.
Ne dersiniz ; Belki sizin de hayatınız şimdiye kadar böyle geçmiştir.Belki sizde kendinizden vazgeçene kadar hayatla savaşmış, zahmet çekmiş hatta ve hatta dişinizi tırnağınıza takıp çalışmışsınızdır ama hiç bir şey, hiçbir zaman yeterli olmamıştır.Belki sizde kendinizi öylesine yorgun ve tükenmiş hissetmişsinizdir. Belki de kullanıldığınızı düşünmüş, yaptıklarınızın anlamsız olduğunu farketmişsinizdir.
Sizde bugün eskisine göre daha mı az gülüyorsunuz? Hayal kırıklığı yaşıyor da olabilirsiniz. Ve bunu özellikle hayatın şimdiye kadar sizi mutlu edecek şekilde gitmediğini farkettiğiniz de oluryor değil mi?
Asıl hayat yolumuzdan kim olduğumuzu unuttuğumuzda uzaklaşmışızdır.Yolumuzu kaybetmişizdir. Kendimizi kaybolmuş hem mesleki hem özel hayatımızda yersiz yurtsuz hissederiz.
Fakat bu yersiz yurtsuz olduğumuz anlamına gelmez sığınacağımız her zaman bir yurt vardır.Sizce neresidir dersiniz ?
ARADIĞIMIZ YURDUMUZ DAİMA KENDİ İÇİMİZDEDİR.
Gelin kendi iç kaynaklarımızla tekrar bağlantıya geçelim .Ve kendimizi , ne istediğimiz ve istediğim ben nasıl olabilir sorularına
”SEN KİMSİN?”
sorusuyla başlayalım …
Kendimizle sevgi dolu günler dilerim …
Sevinç Karakaya
Devamı
Hayat Bir Duygular Çemberi
HAYAT BİR DUYGULAR ÇEMBERİ
Duygularımızla çağlamak yerine niye sünger olmayı seçeriz ki ? Olumsuzlukları emip, onları en gizli yerlerimizde saklamayı neden tercih ederiz ki ?
Duygular çok önemlidir; Duygular ruhun gözleridir.Bazen renkli ve parlaktır.Bazen flu veya siyah beyazdır. Kimi zaman film şeridi gibi geçer gözünün önünden kimi zaman bir resim olur takılır aklının bir yerine.Bakmışsın çığlık olurlar kulaklarını tırmalarlar, bakmışsın sessiz ve derin bir köşede otururlar yada bazen cıvıl cıvıl kulağına melodiler söylerler.Aslında çok daha içeridedir duygular bazen gerçekten anlarsınız bazen sadece düşünürsünüz. Fakat onu hatırlatan her yerde muhakkak görürsünüz.
Ünlü ressam William Homan Hunt’ın tablosunda olduğu gibi;
19.yy büyük ressamlarından William Homan Hunt’ın bir bahçeden eve girişini anlatan ”Evrenin ışığı” adlı tablosu şöyledir. Ayakları çıplak filozof görünüşlü bir adam resimde bulunmaktadır.Adam bir elini kapalı kapının kanadına dayamış, diğer elinin parmağıyla da sanki içeriden bir yanıt bekliyormuş gibi kapıya vuruyordur.Fakat resim de ilgi çeken yan ; Adamın vurduğu kapının dışarıdan hiç açılmayacak gibi ne tokmağı ne kilit yeri vardır .Bakılınca ilginç ama içine girince adam sıradan bir kapıya vurmuyordur. Bu kapı ”insanın duygusal kalbini simgeler, Sadece içeriden açılabilir o yüzden dışarıda kol olması doğasına aykırıdır” der William Homan Hunt.
Çok çarpıcı değil mi?Duygunun bir resimle ifade edildiği çok çarpıcı bir örnek.Sadece içeriden açılan insanın derinliklerinde açılan bir duygu bu.Unutulmaması gerekir ki duygular sandığımızdan daha derindir. Derinliktir. Karmaşıktır. Kendisi de bir duygu olan hassaslık gibi hassastır.Kontrolü zordur kontrolsüzlüğü çok daha zordur…
Gayet derinlerimizdedir. İçtenlik ve güdünün en güçlü kaynağı olarak çalışır, içimizdeki enerjinin en güçlü kaynağıdır DUYGULAR .
Aslında sadece saf tek bir duygudan da bahsedemeyiz.İnsanlar gerçekten kendini oluşturan, kişiliğini meydana getiren temel duyguları ve onları mekanlara, insanlara, olaylara göre değiştirdikleri yan duygular karışımıyla hareket ederler.Bazen olumlu, bazen olumsuz olurlar. Nasıl olursa olsunlar tümünün varlığı muhakkak gereklidir. En olumsuzları dahi bir bakmışsınız sizin için çok ciddi bir savunma mekanizması oluşturup, bir can yeleği halini alıverir. Duyguları anlamaya çalışmak, onları mümkün olduğunca analiz etmek,İnsanların duygularla ilişkisini çalışması gerekir
İNSANI VE İNSANIN KENDİSİNİ ANLAMAKTA ÇOK ÖNEMLİ BİR KISTASTIR.
Kişilere gündelik hayatlarında mutlaka duygular eşlik eder. Duygular eğitilebilir. Yaratıcı düşünceyi ateşler. Kalpten gelir. Sizin en derinlerinizde tam içinize bir rehber olurlar. Sezgisel bilgeliğinizin kaynağıdırlar.Güvenilir ilişkiler oluşturmakta baş roldedirler. Kişiliğimizin oluşumunda en önemli faktördür duygular. Ve aynı parmak izi gibidir her insanda farklılaşırlar, insanların onları yorumlama biçimi değişir.
Aslında şunu diyebiliriz gerek günlük hayatımızda, gerekse ruhsal hayatımızda hem karşımızdaki kişilerin hem de kendi içimizdeki duygularımızı anlamak bizim ilişkilerimizde,iletişimlerimizde doğru etkiyi bırakmak ve doğru anlamak için çok önemli bir kaynaktır…
Duygularımızı daha iyi anlayıp etkili bir iletişim ve daha sağlıklı ilişkiler dilerim…
Sevinç Karakaya
Devamı
İnsan ve Lotus Çiçeği
İNSAN VE LOTUS ÇİÇEĞİ
Bir çoğunuz Lotus çiçeği ile insanı birleştiren özellik nedir diye düşüne bilirsiniz; Gelin Lotus çiçeğine bunun için daha yakından bakalım.
Lotus çiçeği; Işık ve oksijenin olmadığı bir bitkinin asla yetişemeyeceği düşünülen bir ortamda bataklığın içinde filizlenir. Düşünün su, hava, ışık bu üç elementle de ölümüne mücadele eder. Yaşamak için, Hayatta kalabilmek için. Tek amacı Yaşaya bilmesi için gerekli olan ışığa ve oksijene kavuşmaktır.O suyun dibinde zifiri karanlık da kendiliğinden köklenir; Işığın son demetiyle olgunlaşır. Ve amacına ulaşır o koyu katran sudan başını çıkararak havayla buluşur.Suyun yüzeyinde artık büyümesi sonlanmıştır. Bundan sonra dikenli tomurcuklar doğurmaya başlar Bu tomurcukların bir kaç saat gibi kısa sürede yeterli su ve besinle boyları bir metreye çapları üç metreye ulaşan dev yapraklara dönüşür. Fotosentez yapabilmek, yani yine yaşayabilmeleri için .
Lotus çiçeği nazik görünümlüdür. Onlar “gerçek nazik çiçekler” olarak ifade edilir. Aynı zamanda çok sağlam karakterli bir çiçektir. Bu büyük yapraklarında insanları bile üstünde taşıyacak kadar güçlüdür. Lotus çiçekleri çamur içinde büyümelerine rağmen saf ve kirlenmeden açar. Her zamanda temiz kalırlar. Çünkü bitki yapraklarına gelen en küçük toz zerresini bile orada tutmaz. Bu pisliklerin kendine zarar vereceğini bilir. Silkinir ve onlardan kurtulur.Hemen ardından yaprağına düşen Yağmur damlalarını, tozları süpürmek için kullanır. Lotus çiçeği; birçok kültürde güneşi, doğumu ve aydınlanmayı temsil ettiğine inanılır.
SİZ HALEN DİYORSUNUZ Kİ İNSANLA ALAKASI NE? NEDEN İNSAN VE LOTUS ÇİÇEĞİ ?
Lotus Çiçeği İnsan oğlunun durmak bilmeyen ”MÜCADELESİ” ile özdeşleştirilir. O yaşama devamlılığının, yaşama kararlılığının sembolüdür.Her türlü zorluğa rağmen yine yeniden ayakta kalabileceğinin ifadesidir.Ayrıca mücadele ne kadar çetin olursa olsun temiz olarak ayakta kalmanın bir yolu olduğunu gösterir.
Lotus çiçeğinin ortasındaki ” berrak öz ” Değerli olan İNSAN DOĞASINA benzetilir. Lotus tohumları bir insanın iç dünyası kadar derin ve sınırsızdır.
Lotus çiçeği bütünüyle bir karakterdir.İnsanın karakterini sembolize eder. Yaşamaya henüz başlamış küçük bir tohum , ne o suyun bir bitiş noktası olduğundan, ne güneşten, ne oksijenden, ne de ışıktan haberdardır. SADECE YAŞAMASI GEREKTİĞİNİ BİLİR. Bilmesi gerekende sadece budur. Bu içindeki güçtür. O güç, Lotus çiçeğini tüm yaşam süreci boyunca ayakta tutacak karakterdir.
TIPKI HAYATI BOYUNCA İNSANI AYAKTA TUTACAK İÇİNDEKİ KARAKTER, YANİ GÜÇ GİBİDİR.
İNSAN; Her şeyden habersiz dünyaya gelir yaşamaya yeni başlamış bir birey olarak ne dünyanın sonundan , ne güneşten ,ne oksijenden , nede ışıktan haberi vardır. BİLDİĞİ TEK GERÇEK YAŞAMASI GEREKTİĞİDİR.Ve bilmesi gerekende sadece budur.Buda onun içine yerleştirilmiş GÜÇ’ tür.
GÜÇ; Yani karakter. Hayat sürecinde insanı ayakta tutan güç.
EVET LOTUS ÇİÇEĞİ VE İNSAN NE KADARDA BENZER DEĞİL Mİ;
Ama alınacak ”EN BÜYÜK DERS ” sanırım Bu zorlu hayat sürecin de ayakta durabilmek ve yaşama devam etmek için; içince ki gücün farkına varmak .
GELİN KENDİ KAYNAKLARINIZIN FARKINA VARIN … İHTİYACINIZ OLAN GÜÇ BELKİDE BU GÜNE KADAR HİÇ BAKMADIĞINIZ YERDE TAM MERKEZİNİZ DE YANİ SİZDE …
İçinizdeki gücün farkına varmanız dileğiyle …
Sevinç Karakaya
Kendine İyi Bak …
KENDİNE İYİ BAK…
Dilime takıldı yine şu mısralar Candan Erçetin ne güzelde seslendirmiş…
Kendine iyi bak deme denmez saçma ,
Kendime bakarım elbet sen hiç korkma ,
Kendine kalıyor insan eninde sonunda .
Kendimize en iyi bakacak kendimizken başkalarına teslim ediyoruz hayatımızı; Bizim adımıza kararlar almalarına, bizim adımıza hayaller kurmalarına, bizim adımıza hedefler belirleyip olmamız gereken yeri başkalarının seçmesine izin veriyoruz. Sonra ne oluyor kendine kalıyor insan ;olmak istemediği halde olduğu kendiyle, seçmek istemediği halde seçtiği hayatla.
Şöyle bir düşünün ne kadar çok kişi ya doğrudan bizim için karar veriyor yada biz kendimize iyi bakmayı unutup, onlara iyi bakıcağız diye, birilerinin mutluluğu için, kendi mutluluğumuzdan, kendi yapmak istediklerimizden, kendi olmak istediğimiz; huzuru ,dinginliği, başarıyı bize getirecek BİZ ‘den yine biz kendimizi unutup vazgeçiyoruz.
Bunun ne zaman farkına varıyoruz dersiniz ?
Hayat mücadelemiz sürerken ,her şey üstümüze gelip hayat bize kötü anıları tekrar tekrar bir kısır döngü gibi yaşatırken; birden ” Hayır her şey bu kadar zor olmamalı, peki bunu zorlaştıran ne?” sorusu takılıyor aklımıza… Sahi neydi hayatı bu kadar zor yapan?
İnsan kendi seçimlerinin peşinden giderse , kendi gerçekten olmak istediği kişiyi kendi seçerse; Hangi güç ona engel olabilir ki… Hangi mücadele onu yorabilir ki… Hangi engel onu yıldırabilir ki… o zaman sorun tam da burda mı dersiniz .
Evet hayatta kendi seçimlerimizi kendimiz yapıyorsak, hayat bize zor gelmez ve hiç bir zamanda kendi seçimlerimiz için geç kalmış değiliz. Yeter ki yaşadığımız kısır döngünün farkına varalım ve o döngüden çıkmaya karar verip bir adım atalım . Ve tekrar en başa dönüp ”KENDİNE İYİ BAK ” diyelim. Şu hayatın pişmanlıklar için kısa olduğunu hatırlayıp; Kendi olmak istediğimiz kişiyi seçelim. Ve şunu sık sık tekrarlayalım.
”KENDİME İYİ BAKARIM ELBET ”
ÇÜNKÜ İNSAN KENDİNE EN İYİ KENDİ SEÇİMİNİ KENDİ YAPMAKLA BAKABİLİR.
PEKİ SİZ KİM OLMAK İSTİYORSUNUZ ?
Sevinç Karakaya
DevamıNe İstemiyorum, Ne istiyorum
NE İSTEMİYORUM, NE İSTİYORUM
Belki bir çoğumuz ne istemediğini çok rahat söyleye bilir. Fakat ne istediğini söyleyemezsiniz. Çünkü bir çok kararsızlıklar yaşarsınız. Zaman zaman hayatınızda iyi şeyler de olur ama bir bakarsınız ellerinizden kayıp gidiyor, tam onları elde ettim derken birden kaybediyorsunuzdur.
Peki bunu hayatınızda sürekli tekrar tekrar yaşıyor musunuz? Ya çözümü bulamadığınız için zaman zaman bunalıma girip, umutsuzluğa kapılıyor musunuz Ayrıca kendine olan güvenin azalıyor ve kendini değersiz, işe yaramaz olarak mı görüyorsun? Kendini sana biçilen rolde hayatına devam etmek zorunda mı hissediyorsun? Dümenin sen de olmadığı bir gemide, gemi nereye giderse orada mı yaşıyorsun?
Bu durum, insanların çoğunun yaşadığı ancak tam dillendirmedikleri bir gerçeği yansıtıyor. Tarihi veya yaşadığımız çağdaki toplumları incelediğimizde aslında bu durumun sadece bireyler için değil toplumlar için de geçerli olduğunu görürüyoruz. Gerçekten ne istediğine odaklanan liderlerin ve arkasındaki toplumların mutlaka bir yerden bir yere gittiklerini ancak ne istediğini değil istemediğini ifade edenlerin veya enerjisini bu yöne kaydıranların ise başarısız olduğunu anlıyoruz.
Peki ne oluyorda bu durum gerçekleşiyor? Sorunun cevabı için bir kaç neden sıralanabilir;
Farkındalık eksikliği
Kişi böyle bir şeyin önemini bilmiyor olabilir veya yaşadıklarının kökeninde bunun yattığının farkında olmayabilir. Örneğin; ikili ilişkilerde çok sık görülen bu durum, beklentilerle dolu bir ilişki yumağının oluşmasına yol açmaktadır. Bir ilişkiden ne istemesi gerektiğinin açık tarifini yapamayan çiftler ortak bir payda da buluşmayı başaramamaktadırlar. Aynı şekilde toplumlarında farkındalık düzeylerinin düşük olması sadece onlara verilenle yetinmeleri gerektiğine dair oluşturdukları bilinçsiz inanç farkındalık önündeki en büyük engeli teşkil etmektedir.
Yetişme tarzı ve kültürel alışkanlıklar;
Eğer bireyin yetiştiği ortamda cevaplar birey sormadan veya sorgulamadan verilyorsa, kişinin ne istediğini bulması çok zor olabilir. Onun yerine düşünen ve bunu ona dikte ettiren anneler, babalar, öğretmenler, yöneticiler…. ve benzeri otorite öğeleri varsa sonuçlar istenmeyen yönde gelişebilmektedir.
Girişimcilik eksikliği
Özellikle iş dünyasında başarılı olmak isteyen bireylerin kendi potansiyellerine yatırım yapmasının imkanlarının yaratılmadığı durumlarda kişiler kendi istediklerini bulmak yerine kendisine en yakın güvenli liman olarak gördükleri iş fırsatlarını değerlendirmeye çalışmaktadırlar. Bu durum kısa vadede beklenen sonuçları verse de uzun vadede bireyin verimsizliği ve mutsuzluğu olarak geri dönmektedir.
Sorumluluk alma bilinçsizliği
Bireyin yaşadığı kendisini, ailesini ve çevresini ilgilendiren olaylar karşısında sorumluluk almaktan uzaklaşıyor olması zamanla hiç bir şey için bir şey yapmama durumunun oluşmasına yol açmaktadır. Muhtemelen kişi sorumluk aldığında bir şey elde edemeyeceğine veya atması gereken adımlar için içsel güven veya değerinin olmadığına bilinçsizce inanmaktadır.
Bir gün herkesin evinde bilgisayar olacağını öngöremeyen Steve Jobs başaramazdı, ne resmedeciğini önceden bilmeyen Picasso şaheserlerini oluşturamazdı, nasıl bir müzik icra edileceğini önceden kulaklarında duymayan Mozart o eserlerini yazamazdı…Evet bunların hiç birisi olamazdı. Bir şeyleri elde etmek önce onların varlığını kabul etmek, zihninizde var etmek ve avucunuzda olduğunu hissetmekten geçmektedir.
Ne istediğinizi kavramak için kendi özdeğerlerinizle buluşmanız, amaçlarınızı saptamanız ve bunları hedef haline getirip yaşam denen kendini gerçekleştirme sahnesinde oyununuzu en iyi şekilde oynamanız dileğiyle.
DevamıNLP Nedir? NLP ile Yaşam Koçluğu Bize Ne Kazandırır?
NLP NEDİR? NLP ile YAŞAM KOÇLUĞU BİZE NE KAZANDIRIR?
Türkçesi İnsanı bir bilgisayara benzetirsek NLP, bu bilgisayarı nasıl kullanacağımızı öğreten bir teknolojidir. Her bireyin sahip olduğu potansiyelin nasıl daha etkin kullanılacağını gösteren modellerden ve stratejilerden oluşur.
Sinir Dili Programlaması olarak çevrilen NLP, bireyin istediklerini elde etmesine imkân veren bir düşünce, uygulama ve davranış biçimidir.
NLP Kişinin Kendisiyle ve Diğer İnsanlarla İletişimidir…
NLP ile Yaşam Koçluğu Size Bir Davranış Biçimi Kazandırır… Merak, macera hissi, neyin öğrenmeye değer olduğunu ve iletişimde neyin insanları etkilediğini öğrenme arzusu ile yaşama, kaçırılmaz bir öğrenme fırsatı olarak bakmayı öğrenirsiniz.
NLP ile yaşam koçluğu Bir Yöntemdir… Her davranışın uyduğu bir yapı vardır. NLP ile Yaşam Koçluğu programında Bu yapıyı öğrenebilir, değiştirebilir ve modelleyebilir hale gelirsiniz. Duyularımızla da hangi davranışın yararlı ve etkili olduğunu anlayabilmenizi sağlar.
NLP kendimizin ve başkalarının dünyayı nasıl anladığını açıklar. Şu an dünyada kişisel gelişim alanındaki en gelişmiş teknolojidir.
NLP ile Yaşam Koçluğu programına katılan bir kişi algılarını ve bilgilerini bir zamanlar imkânsız gibi görünen sonuçlara ulaşmak için organize edebilmeyi öğrenir.
NLP ile Yaşam Koçluğunda sorulan şudur; NASIL YAPILIR?
Yapabilenler ile yapamayanlar arasındaki fark nedir?
Neden bazıları hayallerini yaşarken, bazıları sürekli ideallerine ulaşabilmek için kıvranıp duruyor?
NLP ile Yaşam Koçu Programı; önce insanın doğal olarak neler yaptığına bakar, bunu tanımlar, nasıl yaptığını ortaya çıkarır ve sonra yaşamının her alanında yapabileceği tercihleri ona sunar. Bir bakıma onun yaşama sahasını genişletir.
Davranışlarınızdaki kalıpları ve alışkanlıkları tanımaya başladığımızda, yaşamınıza nelerin yardımcı ola
cağını, nelerin olamayacağını görmeye başlarsınız. NLP ile Yaşam Koçluğu sizin bir nehir gibi
NLP ile Yaşam koçluğu Programının amacı, etkili iletişim kurmak ve sürekli gelişmektir. NLP ile Yaşam Koçluğubüyük okyanuslara akabilmenizi sağlar.
NLP ile Yaşam koçluğu programını alan kişi etkili iletişim kurmak için gerekli malzemelerin farkına varır. Her davranışın uyduğu bir yapı olduğu görüşüyle yola çıkar. Bu yapı; öğrenilebilir, değiştirilebilir ve modellenebilir. Hangi davranışların faydalı ve etkili olduğunu anlamak, algılama kabiliyetimize bağlıdır.
Mükemmel performans ile ortalama performans arasındaki farkı oluşturan nedir?
NLP, 1970’li yılların başında matematikçi Richard Bandler ve dilbilimci John Grinder’ ın belirli becerilere sahip olan insanlar ile bu becerilerde ustalaşmış insanlar arasındaki farklılıkları ortaya koyma çalışmalarıyla Kaliforniya’da doğmuştur.
Bandler ve Grinder, mükemmel performansa sahip insanları modellemiş, aynı mükemmelliğe diğer insanların da ulaşabilmeleri için gerekli teknikleri oluşturmuşlardır.
İş dünyasında ağırlıklı olarak Robert Dilts ve John La Valle öncülüğünde ilerleyen NLP, şirket çalışanlarının performanslarını artırmalarına önemli ölçüde destek verdiğinden şirketler tarafından tercih edilmektedir.
NLP, mükemmelliği ve niteliği inceler. Göze çarpan kişi ve organizasyonların bu göz alıcı sonuçları ne şekilde ettiklerini araştırır. Bu yöntemleri diğer insanlar da aynı ya da benzer sonuçlara ulaşmak için kullanabilirler. Bu sürece modelleme denilir.
NLP, modelleme yapmak için öznel deneyimlerimizi nasıl yapılandırdığımızı, değerlerimiz ve inançlarımızın neler olduğunu ve duygularımızı nasıl kullandığımızı araştırır. Deneyimlerimizin sonucunda iç dünyamızı nasıl şekillendirdiğimizi ve ona nasıl anlamlar yüklediğimizi inceler. Hiçbir olay kendi başına bir anlam taşımaz, ona anlamı veren bizlerizdir. Farklı insanlar da aynı olaya farklı anlamlar yükleyebilirler. NLP, bizim yüklediğimiz anlamları araştırır.
NLP en iyi iletişimcileri incelemiş ve insan iletişimindeki sistemsel yapıyı oluşturmuştur. Mükemmel insanları modelleme yolu ile pratik araç ve yöntemler geliştirmiştir. Bu araçlar iş dünyasında; işe alma, eğitim, satış, müzakere ve yönetimde; iş dünyası dışında ise eğitim, hukuk ve spor alanlarında uygulanmaktadır. Bununla birlikte NLP sadece teknik bilgiden ve araçlardan ibaret olmak yerine; merak, keşif ve eğlence üçgeni üzerine kurulu bir düşünme şeklidir.
Değişim, yaşamımızın akışını değiştireceğinden cesaret ister. Şu ana kadar yaptıklarımızdan vazgeçerek yeni ufuklara yelken açmak ancak gözü pek insanların işidir.
Eğer gerçekten değişmek istiyorsak ben olmaktan vazgeçip başka birisi olmaya hazır olmalıyız. Bu güne kadar yaptığımız şeyleri yaparsak aynı sonuçları alırız, farklı sonuçlar almak istiyorsak farklı şeyler yapmalıyız. Bu da şu an olduğumuzdan farklı birisi olmamızı gerektirir.
“Aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar bekleyen sadece delilerdir.”
Einstein
NLP kişisel mükemmelliği yakalamanın hem sanatı hem bilimidir. NLP bir sanattır; çünkü herkesin öznel düşünme ve davranma biçimleri vardır ve bunlar – özellikle duygular, tutumlar ve inançlar – tanımlanmaya çalışıldığında oldukça öznel sonuçlar ortaya çıkacaktır. NLP bir bilimdir; çünkü başarılı davranış yöntemlerinden destek alır. Birikimli bir şekilde ilerler.
Şimdi NLP’ nin açılımını yaparak her harfin neyi temsil ettiğine bir bakalım:
Neuro:
Tecrübelerimizin sinir sistemimiz sayesinde 5 duyumuzla algılanması ve işlenmesidir. Yani yaşadıklarımızı zihnimizde nasıl canlandırdığımızdır. Kısacası sinir sistemine yaptığımız bir göndermelerden oluşur.
Linguistic:
Sinirsel temsillerin kodlandığı, sıralandığı, anlama kavuştuğu dil ve iletişim sistemidir. Yani hayata bakışımızı, olaylara verdiğimiz tepkileri sözcüklerle nasıl anlattığımızla ilgilenir.
Programming:
Belirlenmiş hedeflere ulaşmak için iletişimimizi ve sinir sistemimizi organize etme eylemidir. Yani istenilen sonuçlara ulaşmak için düşünceleri düzenler ve değiştirilmesi gereken inançlarla ilgilenir.
İşte uzmanların dilinden NLP:
“NLP, çoğaltabilmek amacıyla, mükemmeli modelleme yöntemidir. “
(Dr. Wyatt Woodsmall)”
“NLP, işe yarayan bir şeydir.”
(Robert Dilts)
“NLP, dilin zihnimiz ve onu izleyen davranışlarımız üzerindeki etkisidir.”
”NLP, insanlar arası iletişimin sistemli bir çalışmasıdır.”
(Alix Von Uhde)
“NLP, kişisel deneyimler yapısının incelemesidir.”
”NLP, dünyadaki kalıpların saptanması ve kullanımı için hızlandırılmış bir öğrenim stratejisidir.”
(John Grinder)
”NLP, ardında bir dizi teknik bırakan bir tutum ve bir metodolojidir.”
(Richard Bandler)
Sevinç Karakaya
Devamı
Kim Olmak İstiyorsun Seçiminin Gücü
KİM OLMAK İSTİYORSUN SEÇİMİNİN GÜCÜ
” Hayat Kaliteniz artması için kim OLDUĞUNUZUN değişimlere ihtiyacınız vardır” diyor; Çözüm Olmak kitabının yazarı Darel Rutherford.
Bu cümleyi düşününce eminim her birinizin aklına EVET AMA NASIL? sorusu geliyordur.
Belki de hep bunun için çalıştınız değil mi hayat kaliteniz artsın daha iyi yaşam, daha mutlu ilişkiler , daha dingin bir hayat hep istediniz. Bazen çok yaklaştınız neredeyse yakalayacaktınız; ama o da ne yine aynı şey oldu yine tam tutacakken sizden kaçtı değil mi,yine işte yıllardır olan şey başınıza geldi sizi mutlu eden hayatı bir türlü yakalayamadınız. Kaç kere yaşadınız bunu… Sanırım defalarca yaşadınız.
İstediğiniz kişi ile olduğunuz kişi arasında hep uçurumlar oldu… PEKİ AMA NEDEN ?
BAŞARISIZLIĞIN SEBEBİ NEYDİ DERSİNİZ ? NEYDİ YANLIŞ OLAN
Başarısızlığın sebebine gelin bakalım beraber; Size tanıdık gelen bir şeyler bulabilecek misiniz ? yada başarısızlığının nedenini bilmek bizi Başarıya götürecek mi?
BAŞARISIZ OLANLAR;
*Başarısız oldular çünkü; istemenin yeterli olacağını düşünüp, istemenin seçim yapmakla aynı şey olduğunu düşündüler .Hiç bir zaman hayattan istediklerine sahip olmuş kişi olmayı seçmenin yakınına bile gelemediler.
*Başarısız oldular çünkü; İstediklerine sahip olabilmeleri için kendilerinin kim olduğu konusunda değişiklik yapmaları gerektiğinin farkına varamadılar.
*Başarısız oldular çünkü; Kim olduğumuzu değiştirme kararı verdiğimizde buna karşı içimizde var olan direncin farkında değillerdi ve doğal olarak bununla nasıl başa çıkacaklarını da bilmiyorlardı.
*Başarısız oldular çünkü; Değişim için içlerinde yaşadıkları istek ,egonun değişime karşı gösterdiği direnci kıracak kadar kuvvetli değildi,
Bir çoğumuzda belki de; ŞUANDA OLDUĞUMUZ KİŞİ İLE OLMAK İSTEDİĞİMİZ KİŞİ arasındaki düşülen tuzak. Ne istediğimizi biliriz ama bunu seçme zamanı geldiğinde, seçmemeyi seçeriz.
Kim olacağımızı seçmek hayal bile edemeyeceğimiz bir güçtür. Bilmediğimiz Şudur seçim yaptığımızda, O seçime ait olan her şey bize ulaşabilir hale gelir. Hala seçmek zorundasınızdır ama daha önce yokmuş gibi düşündükleriniz ,artık önünüze çıkar. Eğer seçim yapma gücünüzü,seçim yapmamayı seçtiğinizde bile kullandığınızın farkına varmazsanız, bilinç altı seçimlerinizin kurbanı olursunuz.
Hayatta sahip olduklarınız değiştirmek. kendinize dair algınızı değiştirmenizle başlar. Ve bu süreç birden bire olmaz. Bu bir tohum ekmek gibidir. siz tohumu ekip yarın ürünü almayı bekleye bilir misiniz? önce onu sular olgunlaşmasını bekler istediğiniz kıvama gelince toplarsınız.
SABIRLI VE DESTEKLENMESİ GEREKEN BİR SÜREÇ.
Hayat kalitemizi değiştirmenin yolu kim olduğumuzu değiştirmekten geçer. Bu zamana kadar yaşadığımız hayat bizi;
OLDUĞUMUZ KİŞİYE DÖNÜŞTÜRDÜ, KİM OLDUĞUMUZUN FARKINA VARMAKTA OLMAK İSTEDİĞİMİZ KİŞİYE DÖNÜŞTÜRECEK.
Sevinç Karakaya
İnteraktif Yaşam Koçluğu Ne Demek?
İNTERAKTİF YAŞAM KOÇLUĞU NE DEMEK ?
Koçluk; Kişilerin Özel ve profesyonel yaşamlarında olmak istedikleri yeri belikledikleri ve bu yere ulaşmak için aldıkları destek süreci olarak tanımlanır.
Koçluk istediğinizin ne olduğunu belirlemenizi sağlar; sorunları çözmek için yeni yollar bulmanıza,Sizin kendi değerleriniz noktasında net olmanıza ve davranışlarınızı ona göre belirlemenize, şimdiye kadar olan inançlarınızın sizi nasıl desteklediğini veya sınırladığını belirlemenize , gerekenleri değiştirmenize yardımcı olur.Bu ilişki danışan ve koç arasındadır .
İnteraktif Koçluk Birebir koçluk çalışmalarına göre daha avantajlıdır. Zaman ve mesafe açısından danışanlara ciddi anlamda avantaj sağlamaktadır. Günlük koşuşturmalarımız içerisinde en önemli faktör zaman faktörü olduğu düşünüldüğünde, çağımızın teknoloji ve internet çağı olduğu göz önüne alındığında İnteraktif koçluk programlarının ne kadar avantajlı olduğu görülmektedir.
İnteraktif koçluk programımız yüz yüze yapılan koçluk çalışmalarının, internet ortamında ,Skaype üzerinde görüntülü konuşarak yapılmaktadır.İnteraktif Koçluk programlarımızın yüz yüze yapılan çalışmalardan hiçbir farkı bulunmamaktadır.Aksine İnteraktif koçluk programları danışana zaman ve mekan açısından çok büyük artılar katar.İnteraktif koçluk programlarından yararlanmak için ;yapmanız gereken şey;mail atarak veya telefonla arayarak talebinizi belirtmek olacaktır.İnteraktif Koçluk programı zaman kavramını ortadan kaldırarak,dilediğiniz zamanda ,dilediğiniz yerde aynı zamanda yolda geçireceğiniz zaman size kalarak ve kendi alışık olduğunuz ortamın rahatlığında koçluk programı almanın imkanını sizlere sunar.
İNTERAKTİF KOÇLUK SÜRECİ NASIL İŞLER?
Koçluk programlarını, koç ile danışan arasında güven ve gizlilik gerektiren bir ortaklık ilişkisine dayanır.Aynı zamanda karşılıklı sorumluluk ve istikrarlı bir çalışma gerektirir.Programda koçun çizdiği yol haritası danışanın güçlü ve gelişime açık yönleri ile hedefleridir.Temel amaç ise danışanın vizyonunu geliştirmesi için eylem adımları belirlemek,performansını arttırmak ve süreç boyunca kendine ayna tutmasını sağlamaktır.
İnteraktif koçluk Programında koç ile ilişki ; Sanal ortamda ,karşınızda sadece size odaklanmış bir kişi var.Gerek iş gerekse günlük yaşamınızla ilgili nerede olmak istediğiniz ve nasıl oraya gideceğinizle ilgili sorularınıza yanıt bulmak için yanınızda size eşlik ediyor.Anlattıklarınızı sadece duymakla kalmayıp ,arkasında yatan anlamları keşfetmeye çalışıyor ,hatta kelimeleriniz arasındaki boşlukları ve sessizlikleri bile dinleyen birisi.En önemlisi de bunu yapan kişinin sizi yargılamadığını bilerek duygularınızı rahatlıkla ifade ediyorsunuz.
Evet.Yaşam koçunuz verdiğiniz her tepkiye duyarlı . Size tavsiyede bulunmaz,size herhangi düşünceyi, eylemi, empoze etmez.Görüşmek ve çalışmak istediğiniz konuda hedeflerinizi ortaya çıkarıp sonuca ulaşmak , ihtiyacınız olan inancı sunmak için yaşam koçunuz oradadır.Koçluk programı sırasında kişi kendisine en uygun olanı kendisini en mutlu ve huzurlu hissettirecek durumu kendisi bulur.
Ve bunu İnteraktif Koçluk Programıyla kendi bulunduğu ortamın rahatlığında yapar.
Kısaca şunu hayal edin karşınızdaki insanın sizi sıra dışı destekle ,çevrenizdeki hiç kimseye benzemeyen bir yaklaşımla sizi dinlediğini ve sorunlarınıza cevaplar bulduğunuz bir ilişki hayal edin.ve gerçek olsun.
Her nerede yaşıyor olursanız olun .İnteraktif koçluk Programı sadece parmaklarınızın ucunda…
Devamı
Yaşam Koçluğu
Bazen hayat bizi öyle bir noktaya getirir ki; gerek iş gerekse günlük yaşamımızda nerede olduğumuz, ne istediğimiz , hedeflerimize ulaşmak için hangi yolları takip etmemiz konusunda karar veremeyiz. ”Birisi olsa da bize yol gösterse” deriz.
İşte böyle zamanlarda kendimize hedefler belirleyip onlara ulaşmak için bize eşlik edecek birine ihtiyaç duyarız ve hayallerimize , isteklerimize, hedeflerimize giden yolculuğumuzda Yaşam Koçumuz en iyi yol arkadaşımız olur.Olmak istediğiniz yere en sağlıklı,en etkin ve hızlı şekilde ulaşmanızı sağlar.
Doğru soruları sorarak ,etkin bir şekilde dinleyerek,sağlıklı gözlemleyip,yönlendirme yapmadan , sınırlamalar getirmeden sizin kendi yolunuz da ilerlemeniz ve kendi potansiyeliniziortaya çıkararak hedeflerinize ulaşmanızda destek olur.Şöyle bir sahne hayal edin ; Karşınızda sadece size odaklanmış bir kişi var.Gerek iş gerekse günlük yaşamınızla ilgili nerede olmak istediğiniz ve nasıl oraya gideceğinizle ilgili sorularınıza yanıt bulmak için yanınızda size eşlik ediyor.Anlattıklarınızı sadece duymakla kalmayıp ,arkasında yatan anlamları keşfetmeye çalışıyor ,hatta kelimeleriniz arasındaki boşlukları ve sessizlikleri bile dinleyen birisi.En önemlisi de bunu yapan kişinin sizi yargılamadığını bilerek duygularınızı rahatlıkla ifade ediyorsunuz.
Yaşam koçunuz verdiğiniz her tepkiye duyarlı . Size tavsiyede bulunmaz,size herhangi düşünceyi, eylemi, empoze etmez.Görüşmek ve çalışmak istediğiniz konuda hedeflerinizi ortaya çıkarıp sonuca ulaşmak , ihtiyacınız olan inancı sunmak için yaşam koçunuz oradadır.Koçluk programı sırasında kişi kendisine en uygun olanı kendisini en mutlu ve huzurlu hissettirecek durumu kendisi bulur.Kısaca şunu hayal edin karşınızdaki insanın sizi sıra dışı destekle , çevrenizdeki hiç kimseye benzemeyen bir yaklaşımla sizi dinlediğini ve sorunlarınıza cevaplar bulduğunuz bir ilişki hayal edin.ve gerçek olsun.
Yaşam Koçluğu Size Ne Katar ?
*Gerçekleştirmek istediğiniz hedeflerin tarifinden başlar ve yol güzergahınızı çizmenizi sağlar.
*Bu yolculuk hedefe ulaşmanın yanı sıra olağan üstü farklılıklar getirir kişileri zenginleştirir.
*Güçlü yanlarınızın farkına varırsınız
*Hedefe ulaşmak için sürekli eyleme yönelirsiniz.
*kendinize güveniniz artar yetenekleriniz tazelenir
*Daha sağlıklı kararlar almaya başlarsınız.
*Size destek verecek mekanizmaları araştırma kabiliyeti geliştirirsiniz.
*Yaratıcılığınızın farkına varıp kişisel becerilerinizi ve özelliklerinizi daha aktif bir şekilde kullanırsınız.
*Ayrıntıları fark edip bunlarla hayatınızı zenginleştirirsiniz
*Daha mutlu ve kedinden memnun bir yaşam sürmeye başlarsınız.
Kimler Yaşam Koçluğu Destek Programına Katılmalıdır ?
*Hayatında bazı şeylerin sorun olduğunu düşünenler
*Üniversite öğrencileri
*Yöneticiler
*Öğretmenler
*Lise,yüksek okul,ve üniversite mezunları
*işe yeni başlamış olanlar
*Şuan çalıştığı işin onu tatmin etmediğine inanalar
*Farklı bir alanda çalışmak isteyenler değişiklik arayanlar
*İşinde, iş yerinde gerileme veya duraksama yaşayanlar
*İşi olmayıp aktif iş arayanlar
*Çalışmakta olduğu işinde daha fazla gelişme ve ilerleme isteyenler
*Annelik sonrası işine ara vermiş tekrar başlamak isteyenler
*Emeklilik sonrası tekrar bir kariyer programlayanlar
*kendi işini kurmak isteyenler
*Kariyeriyle ilgili ne yapmalıyım diye düşünenler
*Farkındalığını arttırmak isteyen herkes.
Koçluk Süreci
3-6 AY (Haftada bir saat koçluk seansı +2 kere telefon veya maille iletişim
DevamıKOÇ’luk Nedir?
KOÇ’LUK NEDİR?
Koçluk; Kişilerin Özel ve profesyonel yaşamlarında olmak istedikleri yeri belirledikleri ve bu yere ulaşmak için aldıkları destek süreci olarak tanımlanır.
Bu süreçte koç bireye yol arkadaşlığı yapar. Doğru soruları sorarak, etkin bir şekilde dinleyerek,gözleyip, yönlendirme yapmadan, sınırlamalar getirmeden kişinin kendi yolunda ilerlemesinde ve kendi potansiyelini ortaya çıkararak hedeflerine ulaşmasına destek olur.
Koçluk istediğinizin ne olduğunu belirlemenizi sağlar ;sorunları çözmek için yeni yollar bulmanıza,Sizin kendi değerleriniz noktasında net olmanıza ve davranışlarınızı ona göre belirlemenize,şimdiye kadar olan inançlarınızın sizi nasıl desteklediğini veya sınırladığını belirlemenize, gerekenleri değiştirmenize yardımcı olur.
Olmak istediğiniz yeri ve ona giden yolu netleştirmenizi ve bunu yaparken kendi içinizdeki zaten sizde var olan kaynaklarla bağlantıya geçmenizi ve bunları nerede kullanacağınızın yolunu gösterir.
Fakat farkındalığı harekete geçirme sorumluluğu danışana aittir.Günümüzde birçok kişi yönünü belirleme ve bu yönde dengeli bir şekilde ilerlemek için koçluğa ihtiyaç duymaktadır.
Yaşamınızda her türlü konu hakkında belirlenen hedeflere ulaşmak için koçluk hizmeti alınabilir.
Koç Kimdir?
KOÇ; Olmak istediğiniz yere gitmek için sizi harekete geçiren ve bu süreci sizinle beraber izleyen kişidir.
KOÇ; Size koşulsuz inanır.
KOÇ; Yargısız biz bakış acısıyla bakar
KOÇ; İçinizdeki kaynağı ortaya çıkaran sizi hem zorlayan hem de motive den kişidir.
KOÇ; Sizin istediğiniz yaşamın sürdürme yolculuğunda yol arkadaşınızdır.
KOÇ; Kim olduğunuz farkına vardırır.
KOÇ; Hedeflerinizi gerçekleştirmek için gereken araçları yapıyı desteği fark ettirir .
KOÇ; Olumlu olumsuz alışkanlıklarınızı fark etmenizi sağlar .
KOÇ; Değişimi sağlar ,Sessizlikteki sesi duyar
KOÇ; Vizyonunuzu gerçeğe dönüştürme sürecini sizinle paylaşır
Koçluk işe yarar .Peki neden?
*Koçluk gelecek ve sonuç odaklıdır.
*Koçluk kişiyi harekete geçiren itici güçtür.
*Danışan koçluk sürecinde kendisi ve ilişkileri üzerinde farkındalık kazanır.
*Danışan koçluk süreci boyunca işinde ve özel yaşamında kullanabileceği yeni beceriler geliştirir.
*Danışan kendini sorgulamayı ve geliştirmeyi öğrenir.
Koçluk süreci nasıl işler?
Koçluk programlarını, koç ile danışan arasında güven ve gizlilik gerektiren bir ortaklık ilişkisine dayanır.Aynı zamanda karşılıklı sorumluluk ve istikrarlı bir çalışma gerektirir.Programda koçun çizdiği yol haritası danışanın güçlü ve gelişime açık yönleri ile hedefleridir.Temel amaç ise danışanın vizyonunu geliştirmesi için eylem adımları belirlemek,performansını arttırmak ve süreç boyunca kendine ayna tutmasını sağlamaktır.
Kimler bir koçluk Programına Katılabilir?
*Potansiyelini ortaya çıkarmak isteyenler
*kişisel becerilerini geliştirmek isteyenler
*Farklı bakış açısını keşfetmek isteyenler
*Başarmak ve hedeflerine ulaşmak isteyenler.
*Yaşamını daha dengeli ,kaliteli ve anlamlı sürdürmek isteyenler.
Koçluk Programından Sonra Neler Değişir ?
*Kendinizle ilgili farkındalık yaratırsınız.
*Hedefinizi daha kolay belirler uygulamaya hızla geçersiniz
*Kaynaklarınızı daha aktif kullanmaya başlarsınız
*Yaşamınızda disiplin sağlarsınız.
*Önceliklerinizi belirlersiniz.
*Ertelemeyi bırakırsınız.
*Etkili adımları atmaya hemen başlarsınız.
*Hatalarınızdan ders çıkarır bunları yeni alışkanlıklarla değiştirirsiniz.
*Sürekli öğrenerek performansınızı arttırırsınız.
*iş ve özel yaşam dengenizi kurarsınız.
YAŞAMINIZIN LİDERİ OLURSUNUZ.KENDİ HAYATINIZA KENDİNİZ ŞEKİL VERİRSİNİZ.
Devamı