İlişkilerde Yakınlık Nasıl Olmalı?
“Korunacak kadar yakın, İncitmeyecek kadar uzak”
Eski bir hikaye …
Eski zamanların dondurucu bir kışından tüm hayvanları çok etkilenmiş, büyük kayıplar vermişler, ama en çok garanti veren kirpilermiş. Yokmuş, kürklü tutmalar zor olan dikenleri varmış. Bu durumdan en az zararla kurtulmak için kirpiler meclisi toplanmış, çözüm aramaya başlamış. Tartışa tartışması, nihayet geceye tümüyle bir araya toplanıp toplanın, bir sonraki kararın verilmiş olduğu karardır. İlk deneyimlerinde işe yaralıyoruz. Ama yine de bir problem çıkmışsınız, üşüyen kirpiler içeren fazladır. Daha sonra gece boyunca korkusundan bağımsızlaşıyorlar ama bu seferde donmalar meydana geliyorlar. Ne var ki, gece kâh uzaklaşa, kâh yakınlaşa, deneye yanıla, soğuk hava korunacak kadar yakın,
Bu hikaye yetişkinler arasında ki ilişkilere benziyor mu?
Biz de daha doğarken başlarız çevremizle ilişki kurmaya, büyüdükçe seçimler yapmayı öğreniriz. Hangisi doğru, derken uzun dikenleri saklamayı, bu dikenlerle kimseye zarar vermeden yaşamayı, kimi zaman bu dikenlerle kendimizi tasarruf edip, korumayı ya da dikenlere karşı kendimizi nasıl kabul ettireceğimizi öğreniriz.
Başkalarının dikenlerine karşı tedbirler. Birisi dikenleri üzerimize salarsa yaptıklarımda başa çıkacağız, sevdiklerinin dikenlerine katlanmanın bir erdem olduğu, yaralayan dikenlerin uzaklığını duydukunda mesafe koymayı ve en zoru dalığını her zaman dikenler olarak öğreniriz.
İşte çevremizde aile, dost, arkadaş, iş ortamı insan doğası gereği iletişim ve bir ilişki içinde olmak olduğudır. Küçük türler ateşe tutulduğumuzu ortaya çıkarmak için durmak gerekir, bizde insani davranışlarda ateşle dokunmaktan korktuğumuz gibi yaşayarak mesafe koymayı, tedbirli davranmayı, kime nasıl bir tavır almayı döndür öğreniriz. Her şey deneyerek öğrenmemiz hem çok hızlı, hem de bu deneme yanılma kimi zaman başımıza değişir sorun açabilir. Ne zamanemizin öğrenmemize tahammülle sabrı, ne de bizim öğrenirken bu kırılıp zarar görecek gücümüz var.
O açıdan biz çevremizdekilerle ilişkilerimizdeki çözümlerimizle doğru ve en kalıcı yol bulma yarışı ihtiyacımız olabilir.
Alacağınız aile veya ilişki terapi / danışmanlık, kendinizle olan amaçlı ele dışarıdan bakmanızı, tekrar tanımanızı sağlar. Daha sağlıklı, daha mutlu, daha başarılı ve uyumlu ilişkiler sürmenizi sağlar.
GÜNÜMÜZ de hızla Yaşanan ilişki tüketiminin hatalarla harcanacak lüksü yoktur, aşığım deneme yanılma yöntemlerinden Ziyade doğru ilişkiler ettik İletişim İçin Destek almak tr iyi tercihtir.
Birbirini incitmeyecek kadar uzak, hepinizi öğrenmesi dileğiyle …
Sevinç Karakaya
Kalıcı Bir İlişki Yaşamak Neden Bu Kadar Zor?
Kalıcı Bir İlişki Yaşamak Neden Bu Kadar Zor?
Bir çoğumuzun özel hayatımızda kafasını karıştıran bir sorunun yanıtını bulmaya çalışacağız.
Bazı kadınlar çiftin bütünleşme süreci olan birinci evrede takılı kalırlar. Hiç bir zaman ulaşılamayacak o muhteşem çift yanılsamasını korumak için, düşlerine uygun ideal erkeği asla bulamadan bir partnerden diğerine koşarlar. İşin ilginci de bu partnerler nerede ise birbirinin aynıdır.
İlişkilerde genellikle bir iki yıl sonra tutkunun yerini daha ılımlı duygulara bırakmasıyla düşlerin dağıldığı an gelip çatar. Bu “ya hep ya hiç” kuralıdır. “Seni seviyorum ama aşık değilim.” kadınlar bazı hayal kırıklarına katlanmak ve bu zorlukla çatışma dönemini aşmak yerine gerçekle karşılaşmayı reddederler.
Kalıcı Bir İlişkiyi Bulmak Çok mu Zor?
Yapılan araştırmalar göre; günümüzde, yaşam süresinin uzamasından, tanışma kolaylıklarından, tabuların azalmasından, cinsel özgürlükten hatta cinsel tüketim düşüncesinden dolayı insanlar kalıcı bir ilişki kurmanın çok zor olduğunu düşündükleri yönündedir.
Sosyolojik araştırmalar göstermektedir ki, artık birden fazla evlilik yapmak sıradanlaşmıştır. ve her birinin de başlama ve bitiş sebepleri farklılaşmıştır.
Buz kırıcı evlilikler; Kişilerin yaşadığı ilk evliliktir. Evliliklerin deneme ve merak halini aldığı, kaçınılmaz olarak hayal kırıklığı ile sonlanan evliliktir.
Ebeveyn evlilikler; Genel olarak ikinci evlilikler bu türe gider. Anne baba olmak ve çocuk yetiştirmek amacı ile yapılan evliliklerdir.
Yalnız evlilikler; Kendini gerçekleştirmek ve keyif almak için yapılan 3. evliliklerdir.
Ruh İkizi Evlilikleri; Ruhsal ortaklığın ve eşitlikçi paylaşımın yaşandığı 4. evliliklerdir.
Dünyanın bir çok yerinde artık kişiler ikinci hatta üçüncü evliliklerini yapmaktalar. Yine de bu durum bize şunu düşündürmemeli, yegane çiftin arasındaki aşkın sönmesi gerektiği ve özellikle bir çok yılın ardından paylaşacak hiçbir şeyin olmamasının ve arzunun azalmasının mantıklı olduğu sonucuna vardırmamalıdır.
İlişkiyi Bir Arada Tutan Güçlü Sebepler Yok mudur?
Arzunun olması için yenilenmenin ve yeni bir birlikteliğe başlamanın gerektiğini düşünenler tüketici bir yaklaşım içindedir. Tüketimin duyguları öldürdüğü doğrudur. Buna karşın ilişki paylaşılan ortaklığın, iki kişilik düşlerin, anlatılan öykülerin, bir miktar hoşgörünün, hatta sıkıntıları kabullenmenin üzerine kurulmuşsa, yani birlikte olmak için güçlü sebepleri varsa, geçici ilgi ve libido azalması halinde bağlar kopmayacaktır. Tüm bunlar eylemden çok düşünceyi gerektirir. Paylaşılan duygu bambaşka bir biçimde var olmayı sağlar. Çift üstü kapalı olarak küçük farklılıkları, engelleri, iniş ve çıkışları kısacası zaman içinde olacağını kabullenir. Böylece ilişkilerde uzun soluklu, kalıcı ilişkiler devam edebilir.
Sevinç Karakaya
DevamıBir Erkek İçin İdeal Kadın Nasıldır?
Bir Erkek için İdeal Kadın Nasıldır?
Erkeklere sorduğumuzda kimi kendisi için ideal olan kadını beden ölçüleri ile anlatır. Bazısına göre hoşuna gitmesi koşuluyla herhangi bir kadın olabilir der. Yine de erkekler aslında bilinç altlarında aynı tip kadını ararlar. Yani bir erkek için de illa ki sarışın, mavi gözlü ya da kumral balık etli olması gerekmez, kendilerine güven vermesi yeterlidir.
Peki erkeklerin seçimleri ve bilinçaltı gerçekler nedir?
Her şeyi öğretecekleri ya da sunacaklar bir kadın; Bu tip erkeklerde muhtemelen kendilerine hayranlık duyulması ile ilgili bir ihtiyaç olabilir.
Kanadı kırık bir kadın; Belki de Kadınlardan korkuyor ya da onları korumak istiyorlardır.
İlişkinin tüm kararlarını alacak bir kadın; Hayattan korkan ya da kendi kapasitelerine güvenmeyen erkeklerin tercihi olabilir.
Seçtiği Kadın ve anne faktörü; Bazı erkekler ise bilinçaltının onlara sunduğu annelerini referans olarak alıp ona çok benzeyen ya da tam tersi kadını arıyorlar. Karşı konulmaz, kutsal kadın ya da bir fahişe… dönemsel olarak belki hepsini birden istiyor.
Sevinç Karakaya
DevamıYeter ki geçinmeye niyetin olsun/Özel Röportaj: Takip Medya
Yeter ki geçinmeye niyetin olsun
Günümüzde Evli Çiftler Kısa Sürede Boşanma Arifesine Geliyor…
Günümüz evliliklerin çoğu ilk beş yılını tamamlayamadan boşanma ile sonuçlanıyor. Nedenlerine bakıldığında, evlilik kurumu da çağın hızlı değişimine olumsuz da olsa, ayak uydurmuş durumda. Evliliklere bakış açısı öncelerde ”Bir yastıkta yaşlanma”, ”iyi günde kötü günde, hastalıkta sağlıkta, ölüm bizi ayırıncaya kadar” düşüncesiyle hayatlarını birleştiren çiftler, şimdilerde ”deneyelim, sürdüğü yere kadar”, ”olmazsa boşanırız” düşünceleriyle evliliğe başlıyorlar. Evlilikte de bir sorun ile karşılaştığında da, çözüme odaklanmak yerine evliliğin sonu olarak algılıyorlar.
“Evlilik çaba ister, emek ister”… Peki Çiftler Geçinmeye Niyet Etmiyor mu?
Kişiler mutlu evliliği şans olarak görüyorlar. Mutsuz evlilikte ise; kendini cezalandırılmış ya da bu evliliğin kendinin imtihanı olduğunu ve katlanmaları, sabretmeleri gerektiğini düşünürler. Fakat düzeltmek için hiç bir şey yapmazlar. Oysa mutluluk şans ya da imtihanım deyip katlanacakları bir durumda değildir. Evlilik çaba ister, emek ister . En önemlisi de mutluluğunuzun sorumluluğunu üstünüze almanız gerekir.
Hani evlilik uzun bir yolculuk denir. Bu yola çıkarken mizaç olarak daha neşeli, keyifli, eğlenceli karakteri mi tercih etmek gerekir?
Evlilik yüksek bir dağa çıkarken yanınızda sevdiğiniz kişi ile yolculuk yapmak gibidir. Evet yolculuk zordur, fakat etrafta görülmeye değer çiçekler ve güzellikler vardır. Evlilik yolculuğunda kişi iki türlü davranır. Eğlenmeyi bilen kişi, ne kadar yorulursa yorulsun, güzelliklere odaklanır ve mutluluğunu yanındaki kişi ile paylaşır. Eğlenmeyi bilmeyen kişi ise, yol boyunca sızlanır, asabi davranışlar sergiler ve mutsuzluğunun kaynağını da yanındaki kişi de arar. Unutmamanız gereken evliliği eğlenceli bir yolculuğa dönüştürmek sizin elinizdedir. Kötü giden evlilikler kaderiniz olmak zorunda değil, yeterince emek ve sevgi ile her evlilik düzelir.
Evliliklerin Sonlanmasında En önemli Sebep Nedir?
Evlilikleri sona doğru yaklaştıran en önemli sebepler; iletişim sorunları ve karşılıklı beklentileridir.
Genelde mutsuz bir evliliğe sahip çiftler konuşamamaktan yakınır. İletişimsiz bir evlilik aynı evi paylaşan, farklı dillerle kendini ifade etmeye çalışan, fakat karşısındakine sesini duyuramayan kendisini ifade edemeyen iki yabancıya benzer. Eşinizle doğru iletişim kurmayı başaramadan sizi tam manasıyla tatmin eden bir ilişki yaşamayı bekleyemezsiniz. Evliliğinizde doğru iletişim kurabilmek, ilişkinin ömrünü belirler. Bir sorunla yüz yüze gelindiğinde, herkesin kendi fikrini dile getirme hakkı olduğunu kabul etmeli ve farklı görüşleri, farklı yaklaşımları anlamaya çalışmalısınız. Eşinizi sizden farklı düşündüğü için suçlamamalı, yargılamamalısınız. Bir denge kurmak için, ortak bir çözümde buluşabilmek için iletişim kurmalısınız.
Evliliklerde çiftlerin beklentilerine bakıldığında ise, çokta gerçekçi olmadığını görüyoruz. Çiftler evliliklerinde aşk, arkadaşlık, cinsel tatmin, rahat ve konforlu yaşam bekliyorlar. Fakat kadın ve erkek bu beklentilerinde aşırıya kaçtıklarında, duygusal, ruhsal ve maddi kapasitelerini aşmasıyla, evlilik stresi ve hayal kırıklığı giderek artmaya ve kısa süreli ilişkilere ya da boşanmalara sebep olmaktadır.
İletişim Problemleri Yaşayan Çiftlere Önerileriniz?
İletişim bir sanattır ve bu sanat zamanla öğrenilebilir. Evlilik, ilişkisini sürdürebilmek için bazı özel bilgi ve becerilere de sahip olmak gerekiyor. Bir sorun karşısında çatışmalar yaşıyorsanız, eşinizle empati kurmayı öğrenin. ”Ben aynı durumda nasıl davranılmasını isterdim?” sorusu onu daha iyi anlamanızı sağlayabilir. Karşılıklı diyaloglarda hiçbir zaman nezaketinizi ve saygınızı yitirmemeye dikkat edin. Nezaket ve karşılıklı saygı mutlu evliliğin temel ilkeleridir. ”Duygularımı sakin ve saygılı bir şekilde nasıl anlatırım?” sorusu size ışık tutacaktır. Ve her zaman sorunlara değil, çözüme odaklanın. Kendinize ”Çözüm için ne yapmalıyım?” sorusunu yöneltin.
Evlilikte sorunlara Erkekler mi Kadınlar mı En çok Çözüm Arıyor?
Evliliğin de problemler yaşayıp sorunlarının farkında olup, kesin çözüm aradığı için yollarımız kesişen danışanlarımın bir çoğu kadın. Bireysel olarak da kadınlar çözümleri daha çabuk kabul ediyor ve hayatlarına daha kolay uygulayabiliyorlar. Bir ilişki koçu olarak şunu diyebilirim çoğu zaman ilk başvuru kadından geliyor. Kadın kabul ettikten sonra kendisi nasıl biri olacağına ve nasıl bir ilişki istediğini belirleyip o amaçta ilerliyor. ”Kadınlar kendileri değişirse her şeyi değiştirebileceğinin çok daha farkında?”
Erkekler ise; Zaten her şeyi bildiklerini düşünüyorlar ya da sorun olduğunu kabul etmiyorlar. Fakat evlilik tek kişilik bir ilişki değildir.
Şu an da bu röportajımızı ön yargı ile okuyup, ”aslında ailesinde mutsuz olan” yazıları da hikaye olarak okuyan özellikle erkek okuyuculara neler söylemek istersiniz?
Sorunların farkına varmak bazen çözümü kendiliğinden getirir. Sorunlarınızı bastırmak yerine eşinizde paylaşın. Sorunları birde eşiniz açısından nasıl göründüğünü anlamaya çalışın. Unutmayın dinleyen erkek karısını mutlu eden erkektir. Çözüm üretmek zorunda değilsiniz. Dinleyin. Eşinizi kaliteli bir şekilde, göz göze temas, ten tene temas ve gönül gönüle temasla yarım saat dinleyin ve eşinizi sevdiğinizi belli edin. Çözüm kendiliğinden gelecektir. Kadınlar en çok dinlenilmek ve sevilmek isterler.
Özel Röportaj: Takip Medya
Sevinç Karakaya
DevamıKayınvalidem Yatak Odamızda
KAYIN VALİDEM YATAK ODAMIZDA
Soru; 13 yıllık bir evliliğe sahibim. Eşimin babası öldükten sonra annesi yalnız kaldığı için bizimle yaşamaya başladı. Aslına bakarsanız, İlk başlarda bizimle kalmasına karşı değildim fakat artık rahatsız olmaya başladım. Çünkü evin içinde sürekli dolaşıyor, gece yarısı odamıza girip oğlunun üstünü örtmeye çalışıyor ve bunun gibi rahatsız edici pek çok davranışta bulunuyor. Yani neredeyse aramıza girip bizimle yatamadığı kaldı. Eşime rahatsızlığımı söylediğimde ”Annem yaşlı kadın idare et” diyor. O gelecek diye diken üstünde yatıyorum, eşime bile sarılamaz oldum. Eşime yüklenip aramızı da bozmak istemiyorum. Lütfen bu konuda yardımcı olun…
Lale/ İzmir
Cevap; Kimsesiz kalan aile büyüklerinin çocuklarının yanında kalması çok sık görülen bir durumdur. Çok kaliteli bakım evleri olmasına rağmen, bu durum bir terk edilmişlik ve kimsesizlik gibi göründüğü için yaşlı anne ve babalar buraları pek tercih etmez. Bunun yerine çocuklarıyla birlikte olmak isterler. Eşinizin annesi, ölen kocasının yarattığı boşluğu oğlu ile doldurmak isteyebilir ve tüm ilgisini ona yöneltebilir. Ancak burada evlilikteki bazı sınırların ihlal edilmemesi gerekir. Evliliğin önemli unsurlarından biri cinselliktir ve cinsellik mahremiyet olmadan mutluluk vermez. Bu nedenle çat kapı yatak odasına girilen bir çiftin sağlıklı ve mutlu bir cinsel hayatı olamaz. Bu durum bütün ilişkinizi olumsuz etkileyebilir ve sizi geri dönüşsüz zor bir yola sokabilir. Burada kayın validenizi uyarmak eşinize düşüyor. Eşiniz annesini kırmadan, onun anlayabileceği bir dilde yatak odasının yalnızca size ait olduğunu, oraya sizin izniniz olmadan girmemesi gerektiğini söyleyebilir. Ayrıca eşinizle baş başa kısa bir hafta sonu kaçamağı yapmanız, aranızın yeniden ısınmasına yardımcı olabilir.
Nişanlımın Cimriliği Beni Kendinden Soğuttu
NİŞANLIMIN CİMRİLİĞİ BENİ KENDİNDEN SOĞUTTU
SORU;
İki yıldır nişan olduğum kişi ile evlenme hazırlığı yapıyoruz. Onu tanıdıkça ve ne kadar cimri olduğunu gördükçe, ondan soğumaya başladım ve neredeyse evlenmekten vazgeçme noktasına geldim. O kadar ki pahalı diye doğru dürüst kaliteli bir yere gidip oturamıyor ve bir şeyler yiyip içemiyoruz. Daha şimdiden harcadığım her kuruşun hesabını soruyor. Onun bu davranışları beni kendinden iyice soğuttu ve korkutuyor beni bu durumu. O kadar soğudum ki beraberliği düşünmek bir yana dokunmak bile istemiyorum. Bu durumda ne yapmalıyım?
Emine/Konya
CEVAP;
Kadınlara bir erkekte en fazla rahatsız oldukları şeyler sorulduğunda en başta ”cimrilik” gelmekte. Bazı kadınlar bunu erkeğin cinsel yetersizliğinden bile önemli görebiliyor. Cimrilik, maddi açıdan yeterli olup olmamakla ilgili bir durum değildir. Son derece varlıklı cimriler olabildiği gibi sınırlı kaynaklarını cömertçe kullanan insanlar da vardır. Bu kişilik özellikleriyle ve kişinin geçmiş yaşantılarıyla ilgili bir durumdur. Hal böyle olunca, sizin de nişanlınızla ilgili bazı kaygılar duymanız, ona karşı duygusal ve tensel yakınlaşma arzunuzun azalması çok normal görünüyor. Nişanlınız kısıtlı gelirini idareli kullanmaya çalışan tutumlu biri mi yoksa davranış bozukluğu gösterecek düzeyde bir cimri mi bunu iyi ayırt etmelisiniz. Çünkü kişilik özellikleri kolay kolay değiştirilemez. Burada önemli olan, onu bu şekilde kabul edip edemeyeceğiniz. Daha sonradan pişman olmamak adına iyi düşünmenizi tavsiye ederim. Nasıl olsa düzelir diye acele karar vermeyin. Sizin için harcamalarınız önemliyse hayat boyu buna ket vuracak biri ile yaşamanız hiç kolay olmayacaktır.
Evlilik Kararımda Net Değilim
EVLİLİK KARARIMDA NET DEĞİLİM
Soru:
Merhabalar Düğünüme iki ay kaldı ve eşim olacak kişi hakkında büyük endişelerim var. nişanlılığımız boyunca devamlı kavga ettik.Ona göre ben kıskanç, sorunlu, kavga etmekten zevk alan biriyim. Her olaydan sonra konuşmaktan kaçtığı için sorunlarımız hiç bitmiyor. Benden bazı şeyleri saklamaya da başladı. Gizli gizli arkadaşlarıyla buluşuyor ve bana haber vermiyor. Bu yalanlarını yakaladığım zaman da kaçıyor. Bu insanın benim için doğru insan olup olmadığını bilmiyorum, sizce ne yapmalıyım?
sevda/Bursa
Cevap:
Evlilik öncesi süreçte çiftin birbirleri hakkında karar vermesi gereken birçok konu vardır. Bunlar; çatışma çözme yöntemleri, iletişim kurma biçimleri, evlilikle ilgili beklentileri, aile ve arkadaş ilişkileri, para yönetimi cinsel uyum ve benzeri meselelerdir. Bu alanlar kişinin olabildiğince savunmasız olduğu alanlardır. İki ay sonra evleneceğinizi söylediğiniz kişiyle aranızda büyük sorunlar olduğunu söylüyorsunuz. Nişanlınızın mevcut sorunları çözme yoluna gitmemesi sorunların büyümesiyle orantılı olabilir. Sorun çözme yönteminin uygulanabilmesi için her iki tarafın da empati yapması ve olaylara bakış açısını değiştirmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle, çatışmayı çözmenin kuralı uyumlu olmaktır. Çiftlerin yaptığı bir diğer hata da yanlışlarını diğerini suçlayarak örtbas etmeye çalışmalarıdır. Sizin ilişkinizde de görünen kaçma eylemi örtbas etmenin ve iletişimsizliğin bir sonucu olabilir. Nişanlınıza ne istediğini sormalısınız. Daha sonra da siz ne istediğinizi belirlemeli ortak bir nokta da buluşmayı denemelisiniz. Aksi takdirde, evliliğe başlamak için aceleci davranmak yanlış bir seçim yapmanıza neden olabilir. Gerekirse evlilik öncesi yardım almanızı tavsiye ederim.