Başarınızın Önündeki 11 Engel
Hiç hayatınızda bir şeyleri değiştirmek için adım atıp da devamını getiremediğiniz oldu mu? Peki sizi engelleyen neydi? Her zaman söylediğim gibi ”Sorunu görmek çoğu zaman çözümü kendiliğinden getirecektir” Değişiminizi duraklatan engelleri görmek ve tanımak da onların tuzağına düşmenizi engelleyecektir.
Sayacağım bu engelleri okurken, hangisinin sizin gelişimizi engellediğini fark edeceksiniz. Hemen tespit edemeseniz de biraz düşündüğünüzde hangisinin sizi etkilediğini fark edeceksiniz. Bizi değişim noktasında en çok durduran, aşılamazmış gibi görünen zihnimizde oluşturduğumuz engellerdir.
Şöyle düşünün yolda yürüyorsunuz ve karşınıza bir duvar çıktı. Eğer bu duvarı aşacağınıza inanıyorsanız muhakkak bir çözüm yolu bulur ve duvarı aşarsınız. Fakat duvarı aşamayacağımıza inanıyorsanız en ufak bir girişimde dahi bulunmazsınız. Bu durumda sizi durduran karşınıza çıkan duvar değil, duvarı aşamayacağımıza olan inancınızdır. Peki nedir bizi ”Değişim” noktasında durduran engeller;
1- Amaçlarımızın Net Olmaması; Hayatımızda yapmak istediğimiz değişiklik ihtiyacımızın önünde, net olmayan amaçlarımız vardır. Engel sadece bu ise yapmanız gereken basittir. Bize doyum verecek değişiklikleri yapmak, hangi değişikliğin hayatımıza renk katacağını denemeden bilemeyiz. Önemli olan ise hayatınızda yapacağınız değişikliğin başkalarının hayatını da olumlu etkilemesidir. Böyle bir değişim varlığımızı anlamlı kılacaktır.
2- Başaramama Korkusu; Başarısızlık korkusu da bizi durduran önemli bir etkendir. Altında kendimize duyduğumuz güvensizlik vardır. Bizi yeterli kılacak olan yetersizliğimizdir. Nasıl ki bilgisizliğimizin farkına varmadan bilgiye ihtiyaç duymayız aynen öylede yetersiz olduğumuzun farkına varmadan yeteneklerimizi geliştirmeyiz. Başarısızlık korkusu sadece o anki yetersizliğimizi gösterir fakat bunu aşamayacağımızı değil. Çözüm bakış açımızı değiştirmek ve sorumluluk almaktır. Çünkü bizi geliştirecek öz saygımızı yükseltecek üstleneceğimiz sorumluluktur.
3- Başarı Korkusu; Eğer başarı korkusu diye bir şey ilk kez duyduysanız büyük bir olasılıkla bu size çok saçma gelecektir. Aslında başarı korkusu da en az başarısız korkusu kadar yaygındır. Sizde ”Özen gösterdiğiniz halde hep randevularınıza geç kalıyorsanız”, ”İşlerinizi bir türlü bitiremeyip ertesi güne sarkıtıyorsanız”, Yakınlaşmak sizi ürkütüyorsa”, ”Mükemmeliyetçiyseniz”, ”Yaşamı erteliyorsanız” bilin ki siz başarıdan korkuyorsunuz. Başarısızlık korkusunun altında yetersizlik, başarı korkusunun altında ise değersizlik korkusu vardır. Her iki korkuyu da harekete geçerek aşabiliriz. Tek yapmanız korkularınıza rağmen adım atmaktır.
4- Değişim Yeteneğimize Güvenmemek; Bu inancı pekiştiren yeteneğin doğuştan olduğu ve kendimizde olmadığı inancıdır. Bu doğru değildir yetenek üzerinde çalışarak geliştirebileceğimiz bir özelliktir. Hayatınızı şöyle bir gözden geçirin, ne kadar çok şeyi değiştirebildiğinizi fark edeceksiniz. Eğer değişim yeteneğiniz olmasaydı bunları nasıl gerçekleştirebilirdiniz? Bir an önceki bizle bir saniye sonraki biz asla aynı biz değiliz biz her daim bütün hücrelerimizle değişiyoruz. Değişim yeteneğimiz her an iş başında, yapmamız gereken sadece kodlarımızda olan doğal yeteneğimizi farkında olmak ve onu kabul etmektir.
5- Bulunduğumuz Yerden Doyum İçinde Olduğumuzu sanmak; İnsanın bulunduğu konumdan tatmin olduğunu sanması eğer gelişimini etkiliyorsa sağlıklı değildir. Hiçbir konum yoktur ki, bize daha fazlasına ihtiyaç bırakmayacak yeni şeyler öğrenme isteğini ortadan kaldıracak kadar doyumlu olsun. Şöyle düşünün gün boyu hiçbir şey yemeyen birinin önüne konan yemek ne olursa olsun dünyanın en lezzetli yemeği gibi gelir. Karnı doyunca artık o yemek eskisi gibi çekici gelmez, ta ki yeniden acıkana kadar. Yaşamda tıpkı böyledir doyum ihtiyacı hiç bitmez.
6- Ne Tür Bir Değişime İhtiyacımız Olduğunu Bilmemek; Ne tür bir değişime ihtiyacımız olduğunu bilmemek kendimizi yeterince tanımadığımızın işaretidir. Şuan durumum ne? Eksiklerim neler? Marifetlerim neler? Bu güne kadar yapmak isteyip de yapamadıklarınızı saplayın. Eğer yoksa ”Yeni ne yapabilirim diye düşünün”. Neye özeniyorsanız, ihtiyaç duyduğunuz değişim ordadır.
7- Değişim İçin plan Yapmaktan Kaçmayın; Değişim için plan yapmıyorsak gerçekten değişim ihtiyacı hissetmiyoruz demektir. Plansız programsız yaptığımız değişimlerden sonuç alamamak motivasyonumuzu düşürür, yeni girişim için heyecan duymayız. Değişim için plan yapmak hem zamanı daha verimli kullanmamızı hem de yapacaklarımızı izleyeceğimiz basamakları net olarak görmemizi sağlar.
8- Değişim İçin Ödülün Yetersiz Olması; Bazen ödülleri yetersiz gördüğümüz için harekete geçmekte zorlanırız. Fakat çoğu kez yanılırız, alacağımız ödüllerin sadece maddi kısmına odaklanırız. Değişimin bize katacağı doyum hissini gözden kaçırırız.
9- Değişimle İlgili Geçmiş Deneyimlerimiz; Geçmiş başarısızlıkların üzerimizde etkisi kesindir. fakat bizi durduran, değişim hevesimizi alan başarısızlık değil, onu değerlendiriş biçimimizdir. Doğru ders çıkaramadığımız her değişim girişimi bizim kendimizi yeni girişimlere de kapatmamızı sağlar. Oysa bizi asıl geliştiren olumsuzluklardır. Bizi daha dikkatli olmaya teşvik eder. Nerede yanlış yaptığımızı düşündürür. Özetle bizi geliştirir. Unutmayın, suçlayan kendisini aciz kılar ve kaybeder. Sorumluluk alan ise kendini güçlü kılar ve kazanır. Başarısızlıklardan çıkarmanız gereken sonucu çıkarın ve yolunuza devam edin.
10- Değişim için Yeterli Çaba Harcamamak; Değişim için çaba harcamayan insan otuz yaşında ölüp doksan yaşında gömülen insandır. Değişim bir insanın temel ihtiyaçlarındandır. Her şeye sahip olsak bile hayatımızda bir değişim koysa sıkıntı vardır. Sağlığı için bile egzersiz yapmaya üşenen bir topluma ”Değişim için biraz çaba harca” demek çok karşılığı olmayacak gibi görünse de, ben bireysel gelişimine önem veren insanların hiç bir mazeretin arkasına gizlenmeyeceğine inanıyorum. Çaba harcamadan hiçbir güzel şey elde edilemez. Değişim içinde emek gerekir.
11- Başkalarının Değişiminize Verdiği Tepki; Bizi gelişim yolculuğumuzda en çok caydıran yakınlarımızın, çevremizin olumsuz tepkileridir. Gösterdiğimiz değişim bazılarının ilişkilerimizdeki çıkarlarına ters düşebilir.Daha doğrusu onların sizi istismar etmesine, sömürmesine son verdiği için rahatsız olabilirler. Elbette böyle bir durumda tepkileri sizi durdurma yönünde olacaktır. Kendinize rağmen başkalarının dediğini yapıp, onların hayatını yaşamak öz saygınızın yetersiz olduğunu gösterir. Yani değişime acil ihtiyacınız var demektir.
Olumlu bir değişim içinde olduğumuzu hissediyorsak, bu değişimi destekleyen olumlu tepkiler dışında tepkilere kulak asmamalısınız. Zaten olumsuz tepkiler verenler sizin gerçek dostunuz ise sizdeki olumlu değişimi görüp bir süre sonra sizi destekleyeceklerdir. Yok halen yıkıcı eleştirilerine devam ediyorlarsa, onların yanında fazla vakit kaybetmemekte fayda vardır. Annemiz babamız eşimiz dahi olsa sizi gerçekten seven insanlar sizi değişim noktasında destekler. Desteklemiyorsa, kendi çıkarları kendi bakış açısı sizinkilerden çok daha önemli olduğunu düşündüğü içindir.
”Ne çok bizi ”seven” insan kendisini ve çıkarlarını daha fazla seviyor.” Siz bu dünyaya sizi seven insanların boşluklarını doldurmak için gelmediniz. Gerçek ilişkiler boşluk doldurmak için değil, gelişmek ve geliştirmek üzerine kurulur. Sevilen insan boşluk dolduran değil gittiğinde boşluk oluşturan insandır.
Değişim için engelleri bahane etmeyi bırakın, ve harekete geçin. Değişim size, istediğiniz, hayal ettiğiniz hayatı getirir.
Sevinç Karakaya
Benzer Makaleler
Zülfü Livaneli’nin Kaleminden
1. “Onca sayfa okunur mu hiç ya? Özetlerine baktım. Bunları...
Cinsel Terapide Amaç Nedir?
Seks, hayatın bir parçasıdır ve dünyada yaşanması en doğal şeylerden biri...