Sağlıklı Tartışmanın Formülü
Hiç eşinizle yeni tanıştığınız yada nişanlılık dönemlerinizi özlediğiniz oluyor mu? ”Önceden her şey ne kadar güzel ve sevgi doluydu” diyor musunuz?. Biz nasıl oldu da böyle olduk diye içten içe geçiyor musunuz? Zaman zaman bir çok çift düşünüz bu soruları, fakat bir türlü konuşup, çözüm bulamaz yada konuşmaları tartışmalara dönüşür sorunları daha da çözümsüz bir hal alır.
Aslında erkelere göre evliliğinde çok büyük bir sorun yoktur. Kadınlara göre sorunları vardır ve bunları konuşamamaktan şikayet ederler. Şöyle cümleler tanıdık gelebilir. ”Problemlerimizin üzerini devamlı örtüyor, hiç sorunumuz yok gibi davranıyor. Eşim hiç sorunlarımızı konuşmak istemiyor. Çözemediğimiz her sorunun bir yerde patlamasından korkuyorum. Artık ona güvenemiyorum.” derken, Erkekler ise; ”Konuşmak çözüm olmuyor ki, Eşimle sorunlarımızı konuşmaya kalktığımızda, kavgayla bitiyor. Ben öfkeleniyorum o ağlama krizlerine kapılıyor. Bu duruma gelmektense konuşmamayı tercih ederim”
Çiftler birbirini sevdiğini söylemesine rağmen, her tartışmalarını kavgayla sonuçlandırmalarının nedeni nedir? Eşinizle birlikte gülüp eğlenirken iyi vakit geçirirken, neden iş kendi problemlerini konuşmaya geldiğinde sonu hep kavgayla biter?
Kavga İle Tartışma Birbirinden Aynımıdır?
Bilmemiz gereken ilk şey, tartışma ve kavgayı birbirinden doğru ayırmanız gerekmektedir. Tartışmanın enerjisi kötü olsa bile, tartışmak son derece sağlıklıdır. İki insanın fikir ayrılığı yaşamaması, her daim aynı kararda olması ne mümkün değildir. Zaman zaman kendimizle bile tartışıp, yaptığımız şeylerden ya da söylediklerimizden pişmanlık duymuyor muyuz?
Hiç tartışmayan bir çift; Ya geçmiş süreçte tartışmış ve sorunlarını çözmüşlerdir. Yani bugüne dair ilişkilerini etkileyen ve etkileyecek problemlerde fikir birliğine varmışlardır. Ya da, tartışmamak adına problemlerin üzerini kapatıyorlardır, ki bu çok tehlikeli. Sorunları görmezden gelmek, tartışmamak adına üzerini kapatmak, bir gün büyük bir patlama yaşanacağına delalettir.
Tartışma ve kavga etmenin arasındaki ayırımı, doğru yapmalısınız. Eşinizle aranızda fikir ayrılıkları olacaktır. Elbette bu fikir ayrılıkları tartışılırken, heyecanlanacaksınız, sinirleneceksiniz fakat sonuçta çözüme ulaşmanın iç huzuru yaşayacaksınız. Fakat tartışma kontrolden çıktığında, taraflar artık öfkesini kontrol edemez olduğunda ve incitici sözler fütursuzca telaffuz edilmeye başlandığında, artık tartışmaktan bahsedemeyiz. Kavga başlamış demektir ve hiçbir mesele, böyle kontrolsüz bir ortamda çözüme ulaşamaz.
Her sağlıklı ilişkinin temeli, doğru iletişimle başlar. Kavgadan kaçınmak ve doğru bir iletişimle sağlıklı tartışabilmek için, dikkat edilmesi ve ilişkide kabul edilmesi gereken bazı yollar vardır.
İşte Sağlıklı Tartışmanın Formülü;
1- Doğru Zamanlama; Sağlıklı tartışma için bilinmesi gereken en önemli kural tartışmanın doğru zamanda yapılmasıdır. Örneğin; Eşiniz heyecanlı bir şekilde maç izlerken ”Konuşmamız gerekiyor, hadi konuşalım” gibi talepler hiç de doğru değildir. Onun da kendini konuşmaya hazır hissediyor olması gerekir. Yine eşiniz aç, uykusuz, yorgun veya başka bir konu nedeniyle gerginken, stresli olacağından, tartışmanın kavgaya dönüşme ihtimali yüksektir. Öncelikle sorunu masaya yatırmak için, uygun bir zamanın önceden kararlaştırılması en sağlıklı olandır. Böylece, konuşma teklifi uygunsuz bir zamanda gelmez, taraflar kendi içinde meseleyi çözmeye hazırlanma fırsatı yakalarlar.
2- Tartışmaya Ara Verebilmek; Diyelim ki eşinizle tartışırken, bir yerinde tartışılan konunun bir noktasında gerilim arttı, sizin yada eşinizin öfkesinin mantığın üzerine çıktığını hissettiğinizde konuşmaya mutlaka ara verin. Böyle bir durumda tartışmayı sürdürmek siz çözüme ulaştırmayacağı gibi, muhtemelen kavgayla sonuçlanacaktır. Konuşmayı ertelemek, sakinleştikten sonra sorunları daha dikkatli ve çözüm odaklı şekilde tekrar ele almak, fayda getirecektir.
3- Çözüm Odaklı Olun; Tartışma esnasında, haklı çıkmak ihtiyacı veya eşinizin yanlışını bildirme gibi egosal tuzaklardan arınarak, tamamen çözüm odaklı olmalısınız. Konuşmanın amacının nasihat etmek veya had bildirmek değil, ilişkiyi daha huzurlu bir noktaya taşımak olduğu unutulmayın.
4- Tartıştığınız Kişinin Sevdiğiniz Olduğunu Unutmayın; Evet üzülebilirsiniz veya sinirlenebilirsiniz fakat unutmamanız gereken, karşınızdaki kişinin rakibiniz değil, sevdiğiniz insan, hayat arkadaşınız olduğudur. Şu anda kızgın olabilirsiniz ama o bir çok yönüyle beğendiğiniz, sevdiğiniz ve kendinize eş kabul ettiğiniz kişi olduğunu unutmayın.
5- Doğru İletişim Dilini Kullanın; Tartışmanın bütününde doğru iletişim dilini kullanmaya dikkat etmelisiniz. Aslında bu yazılı olmayan kurallar sadece eşiniz için geçerli değil iletişimde bulunduğunuz herkes için geçerlidir. Sevdiğimize yüklenmek ve nazımızın geçmesini beklemek, en kolayıdır. Oysa ayıp etmekten çekineceğimiz, kırılmasından korkacağımız ilk insan o olmalıdır.
6- İletişim Tıkayacak Davranışlardan Kaçının; Gözyaşlarını silah olarak kullanmak ya da küsmek veya ilişkiyi bitirmek ile tehdit ermek gibi iletişim kanalını kapatacak tutumlardan kaçınmalısınız. Her tartışmada ayrılık tehdidinin havada olması, samimiyeti engelleyecektir. Sizin söylemlerinizin ciddiyetini de düşürecektir.
7- Kişiye Değil Davranışlarına Odaklanın; Eşiniz ya da duygular değil, davranışları eleştirilmelisiniz. ”Böyle davranırsan ben devam edemem” tehdit ya da ”nasıl böyle düşünebilirsin” gibi eleştirilerden uzak durulmalı.
8- Tartışma Anında ben Dilini Doğru Kullanın; Tartışma boyunca ”Ben dili” kullanımına özen gösterilmelisiniz. Yani ”Sözümü kesip durma. Ne kadar saygısızsın” diyen yargılayıcı bir tutum yerine, ”Sözümün kesilmesinden hoşlanmıyorum. Ne söyleyeceğimi unutuyorum” demek gibi, ben diliyle kendinizin ne hissettiğini veya düşündüğünüzü aktarın.
9- Tartışma Anında Genellemelerden uzak Durun; Tartışma sürecinde genellemelerden kaçınılmalı ve o anda yaşanan soruna odaklanılmalısınız. ”Sen her zaman sorumsuzsun zaten” demek, o andaki sorunun çözümüne hitap etmez. Aksine sorunları daha da genişletir.
10- Kıyaslama Yapmayın; Tartışma sırasında eşinizi başkalarıyla kıyaslanmak, karşılaştırılmak veya etiketlemek, eşinizin sizi etkin dinlemesinin önüne geçer ve kendini savunma ihtiyacı hisseder. Hiç kimse başkasıyla karşılaştırılmak ve olumsuz yönlerinin yargısız bir biçimde etiketlenmesini istemez.
Tartışmalar elbette normaldir. Sağlıklı bir evliliğinde atalarımızın dediği gibi ”Tuzu, biberidir” Fakat tartışmanın tadı kaçmamalı ve kavgaya dönmemelidir. Tartışma süresince ne denli olumsuz duygular yaşarsanız yaşayın, saygı çerçevesinde davranmayı ve konuşmayı bırakmamalısınız. Eşyaların havada uçtuğu, incitici kelimelerin fütursuzca sarf edildiği bir tartışmanın ardından bir uzlaşma sağlanmış olsa bile, yaşanan tartışmanın bırakacağı yara kolay kolay kapanmayacaktır. Saygının olmadığı bir ilişkide, sevgi de uzun süre barınamayıp, uçup gidecektir.
Sevinç Karakaya
DevamıSağlıklı İlişkiler İçin; Doğru İletişim Kuralları
Zamani evliliklere bakıldığında; güzel umutlarla, hayat adına iyi ve kötü günlerde beraber olma adına verilen sözlerin tutulmadığını çiftlerin evlilik yolculuğunda yarı yolda yollarını ayırdıklarını görüyoruz. Evlenince çiftler ”Nasıl olsa artık evliyiz, her daim beraberiz, bu gün yıktığımızı yarın toplarız” düşüncesi hakim olmaktadır. Tabi ki o ilişkinin yıkılan değerleri de bir türlü tamir edilmemektedir. Oysaki bir ömür boyu mutlu olmak isteyen çiftlerin bu hayallerini gerçeğe dönüştürmek için ilişkilerini tıpkı bir çiçek gibi beslemesi ve özen göstermesi gerekmektedir.
Çiftler arasındaki ilişkiyi besleyen ya da zarar veren en önemli faktörlerden biri eşler arası iletişimdir. Fakat birçok çift, evlendikten sonra eşlerinin yaşamındaki ayrıntılara dikkat etmemeye başlar, birbirlerinin nelerden keyif aldıklarını, nelerden hoşlanıp hoşlanmadıklarını, korkularını, streslerini, hangi durumlarda kendilerini değersiz hissettiklerini fark etmeyerek bu konulara yabancılaşmaktadırlar.
Aslına bakarsanız çözüm çokta zor değil… Çiftler aralarındaki iletişimde yeni ve ilginç paylaşımlar ortaya konabildiği sürece ilişkide canlılık ve heyecan sürecektir. Aranızdaki İletişim doğrudan ve net olduğunda evlilikte gerekli olan güven ve sevginin gelişebilmesi de mümkündür. Sevgi evliliği başlatan duygudur, devamlılığı ise, sevginin tıpkı saksıdaki narin bir çiçek gibi gelişmesi için beslenmesi ve özenle bakılması gerekmektedir. Her ilişkinin negatif ve pozitif yönleri vardır bunları keşfedip negatifleri pozitiflere çevirerek ilişkinizi güçlendirebilirsiz. Gelin daha yakından bakalım;”Negatif ve pozitif iletişim tekniklerine;
Evlilikte NEGATİF İletişim Hataları:
İlişkilere en çok zarar veren durumların başında, asıl konudan uzaklaşan, eşlerin birbirinin canını yakmaya çalıştığı tartışmalar geliyor. Çiftler arasında tartışmaların elbette olabilir, asıl önemli konunun bu tartışmaları yönetebilmektir. Tartışmaları yönetmeyi başarabilen çiftler evliliklerini yönetmekte de daha başarılı olmaktadırlar. Bu durumun tam tersi; Tartışmayı körükleyen olumsuz tavır ve davranışlar tartışmaların şiddetinin hızla artmasına, ilişkide ölümcül olabilecek duygusal ve fiziksel yaralanmaların ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Nedir negatif İletişim Hataları?
Suçlama ve Eleştirme; Karşısındaki kişinin kişilik yapısına yönelik yaralayıcı ifadelerdir. Bu iletişim genellemeler üzerinedir. En sık kullanılan “Sen hep böyle geç kalırsın zaten, kendinden başka kimseyi umursamazsın” gibi cümlelerdir.
Karşındakini Küçümseme; Eşlerin birbirlerini iğnelemeleri, kuşku duymaları ile ilgili süreçte verdikleri tepkilerdir.Küçümseyici sıfatlar yakıştırma, göz devirme, dalga geçme gibi tavırları içerir. Küçük görme, tiksinme ve aşağılama ima ettiği için ilişkiyi zehirler. Bu tavır, çiftleri uzlaşma yerine daha fazla çatışmaya doğru götüren bir sebeptir.
Devamlı Savunma Halinde Olma; Suçlama ve küçük görme kişinin içindeki olumsuz düşünceleri harekete geçirir ve ateşi körükler bu da karşı tarafı savunmaya iter. Savunma davranışı çatışmayı arttırmaktadır. Eşler arasındaki savaşı kızıştırır. Eşler artık aynı tarafta değil birbirlerinin karşısında yer alırlar; birlik bozulur. Bu, işleri daha da çözümsüz hale getirir. Böyle durumlarda geçmişte yaşanan bütün olumsuz anıları birbirleri için cephane olarak kullanmaya başlarlar.
Eşinizle Aranızda Soğuk Duvar Oluşturma; İlişkide işler savaş haline gelince cepheler oluşur ve çiftler kendilerini yaralanmalardan korumak, zarar görmemek için aralarına duvar örer, iletişim kesilir. Bunu bazen çiftlerden biri bazen her ikisi de yapabilir. Çiftler soğuk duvar örerek yani aralarındaki bağlantıyı kopararak yalnızca tartışmadan değil evliliklerinden de kaçmaktadırlar. Birbirleri ile göz teması kesilir başka yönlere bakmaya başlarlar. İç dünyalarını birbirlerine karşı kapatırlar. Bu tür süreçler yaşandığında, ilişkide sevgi ve güven duyguları tehlike sinyalleri vermeye başlar. Oysa bir ilişkinin gelişebilmesi için en önemli ihtiyaç ”sevgi” ve ”güven”dir. Birbirleri ile bu duygularını paylaşmadıklarının farkına bile varmadan birbirlerine yabancılaşmaya, dostluklarını kaybetmeye başlarlar.
İlişkilerde POZİTİF İletişim Nasıl Oluşturlur:
Çiftler arasındaki ilişkilerin gelişmesi ve yürütülmesi sürecinde birtakım NEGATİF iletişim hataları olduğu gibi olduğu gibi, bu durumları tersine çevirecek POZİTİF iletişim teknikleri de vardır.
Eşinizi Suçlamaktan Vazgeçin; Suçlama hiçbir ilişkide kişiyi verimli bir sonuca götürmez. Eleştiri yerine ”Yakınma” iletişimde daha yapıcı bir kanal açar. Çünkü sadece karşıdaki kişinin başarısız olduğu belli bir davranış ile ilgili geri bildirimi içerir. Böylece birbirlerine karşı iletişim kanallarını açık tutmalarını sağlar. Fakat Yakınma alışkanlık haline getirilmemelidir. Fazlaca yakınma karşınızdakini o konu hakkında duyarsızlaştırabilir. Aynı zamanda İstek ve özlemlerimizi dile getirirken yıkıcı değil de yapıcı ifadeler kullanmak ilişkideki sevgi duygusunu tazeler. ”Artık bana hiç zaman ayırmıyorsun” yerine ”Birlikte ne güzel vakit geçirirdik, arada sırada yine dışarı çıksak” gibi ifadeler ilişkiyi daha sıcak ve yakın tutacaktır.
”SEN” Yerine ”BEN” Dilini Kullanın; Kullanılan sözcükler karşıdakini suçlamak yerine kişinin kendi duygularına odaklanmasını sağlar. İletişimde önemli olan ne hissettiğimizi yargılamadan iletmektir. Sen dili; duygu ve düşüncelerimizin sorumluluğunu başkalarına yüklediğimizi ifade eden anlamı içerir. İletişim kurarken ”BEN” dili suçlamayan, yargılamayan ve davranış hakkında sadece kişinin duygularının ne olduğunu gösteren bir ifade biçimidir ve sağlıklı iletişimde etkilidir. ”Beni mutlu etmedin” yerine ”Mutlu değilim” kullanmak ile başlayabilirsiniz.
Eşinizin Zihnini Okumayın; Eğer çiftler birbirlerine duygularını ve beklentilerini açıkça ifade etmek yerine karşıdakinin zihin okumalarını beklerlerse daha fazla hayal kırıklığı yaşar. Birbirlerinden zihin okumalarını beklemek, iletişimi kesmek, ilişkiyi çözümsüz hale getirebilir. Kişiler kendilerini anlaşılmamış ve değersiz hisseder. Bu yüzden birbirlerinize isteklerinizi nazik bir dille ifade etmek daha huzurlu bir ortam oluşturmanızı sağlayacaktır.
Sorunları Biriktirmeden Çözün; Bazen sorunları çözmek yerine onları görmezden gelmeyi çözümmüş gibi algılarız. Oysaki sorunları halının altına ittikçe bu bizi her an patlamaya hazır bir bomba haline getirir ve ufacık bir kıvılcım yıkıcı büyük bir patlama oluşturur. Olaylar kontrolden çıkar. Zihnimizde büyüttüğümüz sorunlar zehirli sarmaşık gibi güzelim çiçeğimizi boğar. Sorunları biriktirmeden önem sırasına göre çözmek gerekmektedir. Ayrıca Çiftlerin birbirlerinden gelen ilişkiyi onarma girişimlerini kaçırmamaları ve birbirlerini duymaları önemlidir. ”Çok gerildim bir ara verebilir miyiz?” gibi bir ifade aynı zamanda bir onarma girişimidir.
Kendinizi ve birbirinizi Sakinleştirmeyi öğrenin; Tartışma tırmanmaya başlayıp kavgaya dönme eğilimi ortaya çıktığında yani kızgınlık, öfke gibi daha yıkıcı duygular alevlenmeye başladığında vücudumuzda ortaya çıkan titreme, kalp çarpıntısı gibi fizyolojik tepkiler karşınızdakinin onarma davranışlarının algılanmasını engeller. Atılacak ilk adım, tartışmayı durdurmaktır. Bu ara en az yarım saat olmalıdır, çünkü bedenimizin sakinleşebilmesi için gerekli olan en az süre budur. Bu sürede tartışılan konu ile ilgili düşüncelerden uzaklaşmak, bedensel aktivite, müzik dinleme gibi alternatiflere odaklanarak kendimizi rahatlatmak amaçlanır.
Orta yolu Bulun; İlişkide yakın ve sevgi dolu kalabilmenin yolu uzlaşmadır. Yumuşak başlangıçlar yapabildiğimizde, onarma, yatıştırma davranışlarını gösterebildiğimizde mümkün olabilir. Bu adımların her biri çiftler arasında olumlu bir atmosfer yaratarak uzlaşmaya uygun bir ortam hazırlar. Çiftler, birbirlerinin söylediği ya da inandığı her şeyi kabul etmek zorunda değildir. Açık ve dürüst bir etkileşim içinde karşısındakini anlamaya yönelik dinleyebilmek önemlidir. Eşinize empati gösterebilmek onu anlamayı sağlar. Bir ilişkide anlaşılmak en önemli ihtiyaçlardan biridir. Etkiyi kabullenmek sadece bundan ibarettir.
Sevinç Karakaya
Devamı