Doğru Eşi Seçmeniz deki, Engel ”Siz” Misiniz?
Yıllardır yaşam kalitesini yükseltmek isteyen insanlara koçluk ve danışmanlık yapıyorum. Benimle yolları kesişen insanlar yalnızca iş hayatında ilerlemek isteyenler değil, aşkta da bu güne kadar ulaşabildiklerinden fazlasını isteyen kişiler oluyor. Gerçekten de bizi mutlu bir birliktelik, başarılı bir karşılaşma, derinlemesine bağlılık ve iyi bir cinsel hayat kadar güçlendiren, hayatımızı yaşanası kılan çok az şey vardır. Bununla birlikte, kendi yolumuzu bu kadar tıkadığımız aşk dışında bir alanda yoktur. Aşk ne zaman hayatınızı tıkar dersiniz? Siz farkında olmadan kendi aşk hayatınızı sabote ediyor olabilir misiniz? Mesela sizde;
Her seferinde ”yanlış” kişiye aşık olan, zorunlu yalnızlardan mısınız? Yani evlilere nişanlılara ya da tuhaf tiplere mi aşık oluyorsunuz?
”Bana iyi gelmeyeceğini adım gibi biliyorum ama her seferinde aynı tip adamlara aşık oluyorum”, ”Bir odada 50 erkek olsa ben yine gidip, elimle koymuş gibi bana sorun çıkaranı seçiyorum” gibi düşüncelere size tanıdık geliyor mu?
Yada bazılarının yaptığı gibi sizde ilişkiler konusunda doğru kişiyi bulamayacağınıza dair inanç kalıplarına mı sahipsiniz? ”Çevremdeki herkesin bir ilişkisi var,bazıları beceremiyor bu işleri, bende olmuyor bu işler”, Duygusal ilişkiler bana çok zor geliyor, belki de beklentilerim çok yüksek yada benim için doğru kişi yok”, ”Belki de kaderim yalnız olmak” Kendinizi bu cümleleri çok sık kullanırken buluyor musunuz?
Belki de siz iş biraz ciddiye bindiği anda, korkuya kapılıp kendini geri çekiyorsunuz. ”O kadar yakınlık gözümü korkutuyor” diyor ve kendiniz peşin peşin; Bir ilişki yada aşk yaşama becerinizin olmadığı etiketini yapıştırıveriyorsunuz.
”Bu hayatta benden artık bir şey çıkması mümkün değil aşkı bulmam yaşamam imkansız ” diyorsanız çok yanılıyorsunuz.
Öncelikler yalnız değilsiniz 🙂 Çoğu zaman halihazırda bir ilişkisi olan, bir yola çıkmış, kişiler bile yaşadıkları ilişkiyi tanımlamakta zorlanıyor. ”Şimdi bir çift miyiz değil miyiz?, Yalnızca takılıyor muyuz? yada hayatımın aşkı bu kişi mi? Evlenmeli mi? Evlenmemeli miyim? Eşimi terk etsem mi, yoksa vazgeçsem mi? Birlikteliğimi gizlesem mi? yoksa açıkça yaşasam mı? Ve her birimizin aşkını sabote ettiğindeki sorularını sıraladıkça bu liste uzuyor.
Doğru Aşkı Bulmak İmkansız Mı?
Bir çok kişiye göre doğru ilişkiyi, aşkta mutluluğu ve tatmini bulmak neredeyse imkansız gibi görünebilir. Onlara göre aşk, etki edilmesi mümkün olmayan bir kader yada hormonlarımızın karmaşık, pek anlaşılmaz bir oyunundan başka bir şey değildir. Yıllar boyunca mutlu yada mutsuz sayısız ilişkiye tanıklık eden biri olarak diyebilirim ki, ”Aşk; Henüz derinlemesine keşfedilmemiş bir gizemdir”
Fakat dolu dolu ve mutlu bir aşk hayatı bir gizem değildir. Öğrenilebilecek, benimsenebilecek ve geliştirilebilecek bir pratiktir. Kendi kişiliğini bir aşık olarak analiz etmek kadar heyecan verici ve faydalı bir başka uğraş, yaşam tarzı daha yoktur. Bir adım daha ilerleyip bir çift olarak, bütün potansiyelinizi keşfedince, derinlik, yoğunluk açısından karşılaşılan heyecan ve yeniliğin tarifi mümkün değil. Dolu dolu bir aşk hayatı ise yeterince emek verildiği taktirde herkes için geçerlidir. Yeter ki aşk’a bakış açınızı, düşüncelerini değiştirip onu hayatınıza davet edin ve geldiğinde kapılarınızı açın…
Sevgiyle kalın;
Sevinç Karakaya
DevamıEşiniz İstediğiniz Ruh Eşiniz Olabilir Mi?
Milyonlarca kadın ve erkek hep aynı şeyi düşlüyor, ruh eşlerini bulabilmek… Belki hiç bir zaman ruh eşi bulamayacaksınız, fakat birbirinizin ruh eşi haline gelebilirsiniz.
Pek çok kişi vardır, ruh eşini arayarak yıllarını harcayan yada birlikte oldukları kişinin kafalarındaki mükemmel kadın/erkek imajına uyup uymadığını araştırarak hayatlarını tüketen. Pek çok evlilik vardır, ruh eşi olmadıklarını düşündükleri için sonlandırılan. Oysaki ruh eşinden daha önemli bir şey vardır ”Kime ait olduğunuzu bilmek ve onun için emek harcamak”
Karşınıza Hiç Bir Zaman Hazır Paket Çıkmayacak;
Eğer aradığınız şey hazır paket ise karşınıza çıkan kişi yada kişilerde sizin gibi düşüneceklerdir. Bu şekilde aynen sizin gibi, ilişkilerden umudunu kesmiş yüzlerce kadın yada erkekle yollarınız kesişebilir fakat sonunda her seferinde siz incinirsiniz. Yapmanız gereken ise böyle bir peri masalına saplanıp kalmaktansa, eşinizin yada evlilik yolunda hayatınızı birleştireceğiniz kişinin dış görünüşündense, öz’ünü görmeye çalışmaktır.
Güzel Resimlere Sahip Olma Çabasını Bir Kenara Bırakın;
Eşinizin boyunun ne kadar uzun olduğu, Kaç kilo geldiği, kaç okul bitirdiği, banka hesabında kaç parası olduğu niçin bu kadar önemli olmalı? Yada başkaların ne söyleyeceği niçin bu kadar önemli olsun? Dışarıya nasıl görüneceği neden sizi bu kadar alakadar ediyor? Daha kaç tane ”içi seni dışı beni akar” türünden evlilik örneğine ihtiyacınız var? Çevremizde, medyada her gün zaten böyle haberler duymuyor muyuz? ”Oysaki ne kadar mutlu görünüyorlardı”, ”oysa mükemmel bir çifte benziyorlardı” Kesinlikle haklısınız sorunda bu zaten; Başkaları tarafından mükemmel evliliğimiz olduğu, düşünülsün diye, içi boş bir evlilik yapmak yada eşinizin özünü görmektense halen ambalajı düzeltme çabası..
Artık güzel resimlere sahip olma arzusunu bir kenara bırakmalısınız. Gerçekliğimiz bize tekrar tekrar aynı mesajı verip duruyor. Artık biraz olsun onu dinlemeliyiz. Nasıl ki hayatta her tercihimiz için, başkalarındansa kendimizin ne istediğine, kulak vermemiz gerekir, evliliğinizde de bırakın artık başkalarının sizden beklediği hayatı yaşamayı yada istemeyi… Artık kendi hayatınızı yaşamanın vakti gelmedi mi? ”Eğer gerçekten bir Ruh eşi arıyorsanız, yanınızdayken kaçırmayın… Eşinizi ruh eşinize dönüştürün.”
Güzel ambalaj kağıtları aramaktan vazgeçin. Güzel olabilirler ancak ambalaj kağıtları biraz bakıp sonra atmak içindir. Esas önemli olan içindeki hediyedir. Cevher özdedir. Birlikte iken nasıl hissediyorsunuz kimseler sizi görmediğinde, baş başayken içinizden neler geçiyor? Peki ya eşinizin elini tuttuğunuzda? O size mi ait? Eğer öyle ise elbette bunu bilirsiniz.
Nereye Ait Olduğunuzu Bilin Ve Ona Göre Davranın;
Eğer ki kime ait olduğunuzu biliyorsanız o zaman bu bilginin gerekliliğini yerine getirecek şekilde davranacaksınız. İşler zorlaştığında ve içinizden kaçıp uzaklaşmak geldiğinde, içinizdeki sevgiyi bir kenara atmayın. Zayıflığı tercih etmeyin. Mutluluk size hazır pakette gelmeyecek, mutluluğunuz için mücadele edin. Evliliğiniz veya ilişkinizde mucize istiyorsanız onun için mücadele edin, emin olun gerçekleşecektir. Birbirinizin kalbini sevginizle şifalandırmak için dua edin. Geçmişin yaralarını birlikte sevginiz ile sarabilir ve ilacınız birbiriniz olabilirsiniz. İlişkinizin nasıl bam başa hale geleceği sizi çok şaşırtacak. Mükemmel değil belki fakat doyumlu ve uyumlu bir ilişkiyi elde edebilirsiniz. Yeter ki siz kendinize ve ilişkinize güvenin. Evet bu değişim belki yavaş belki belirsiz olacak ama siz yinede güvenmeye devam edin. İçinizde ki egonun sesi sustuğunda, artık birbirinizin kalbini görebildiğinizde geriye sadece bir ses kalacaktır. Oda hislerinizin sesi ve hisleriniz sizi şaşırtmayacaktır. O asla yalan söylemez. Bırakın konuşsun ve onu dinleyin.Sonrada hayatınızdaki ruh eşinize adımınızı atın.
Eşinize ”İhtiyaç duymayı” Seçin;
”Önemli olan kiminle birlikte olduğunuz değil, biriyle birlikteyken kim olduğunuzdur” Ve hayat yolunda eşiniz karşınıza çıktıysa, muhakkak ihtiyacınız olan odur.
Evet bunun farkına varabilmek mükemmel bir durumdur. ”ihtiyaç duymayı seçmek” Bilinçli olarak o kişiye ihtiyacınız olduğunu seçmek. İhtiyaç deyince bir çok kişi bu durumu zayıflık zannedebilir. Fakat aksine bu durum yoksulluğun zıttı evliliğinizde sevginin bolluğudur.
Ancak güçlü bir insanın yapabileceği seçimdir bu; Onsuz yaşayacağını bilmek fakat onlu bir yolu seçmek. Burada bir yanda kendimize olan bir güven varken bir yanda ise sevdiğimiz kişiye duyduğumuz ihtiyaç vardır. Bu bir paylaşımdır.
Sevgide Garanti Diye Bir Şey Yoktur;
Birbirine ait olmayı bilmek sorumlulukları da beraberinde getirir. Sevginize iyi bakmalı, özen göstermeli ve üzerine titremelisiniz. Öylece bir yana bıraktığınızda, hırpaladığınızda, zarar verdiğinizde sizinle olmasını bekleyemezsiniz. Kime ait olduğunuzu bilmek ebedi mutluluğun garantisi değildir. Sevgide garanti diye bir şey yoktur. ”Bu ilişki yürüyecek çünkü biz bunu yürüteceğiz” demek size kalmıştır.
”Daha iyisini bulabilirsin” diyen negatif egonuzu dinlemeyin. Eğer yuvanızı bulacak kadar şanslıysanız bunun kıymetini bilin. Sonrada sevginiz için mücadele edin ve ”eşinizi ruh eşinize dönüştürün”. Bir seçim yapın ve ilişkinizi önemseyin. Sağlıklı birliktelik hayatınızın her köşesine ışık getirecektir. İlişkinizi önemsemek yaşamınızı önemsemektir. Yaşamınızı önemseyin.
Sevinç Karakaya
DevamıEvliliğe ”Evet” Demeden Sormanız Gereken 10 Hayati Soru
Evlilik kararı üzerinde düşünmemiz gereken en hayati karardır. Kafanızdaki soru işaretlerini cevap bulmadan ya da tam olarak ne istediğini bilmeden evlilik kararı alması hiç doğru bir davranış olmaz. Eş adayınızla konuşulmayan konu kalmaması gerekir.
Şöyle bir düşünün, eşiniz olmasını arzu ettiğiniz kişiyi iyice tanıyor musunuz? Belki hakkında birçok şeyi biliyorsunuz mesela; İşte kötü geçen bir günden sonra nasıl tepki verdiğini , hasta olduğunda nasıl biridir ya da tatil gibi hoş vakit geçirdiği zamanlar da hayattan nasıl tat alır bilebilirsiniz. Ancak, birlikte ne kadar çok zaman geçirmiş olursanız olun, aranızda hala konusu açılmamış, konuşmaya, tartışmaya fırsat bulamadığınız konular olabilmesi oldukça muhtemeldir. işte şimdi, bugüne dek belki de konuşmadığınız sorulara ışık tutmaya çalışacağız. Önemli hayat kararları üzerine sohbet etmek eşinizle aynı hedefleri ve değerleri paylaştığınızı görmenin bir yoludur. Yaklaşan düğün de bu tür sohbetleri başlatmak için en iyi bahanedir. Böylesine derin konulara dalmak için en ideal zaman, birbirinize deli gibi aşık olduğunuz eğlenceli evlilik planlama dönemleridir. Şimdi birbirinize şu soruları sorma zamanı;
1- Evlilikten Beklentim Ne? Evlilik sizin için ne anlama geliyor? Evlilik kararını aldıran en büyük etken ne? Belki bir aile kurmak isteği, belki de ailelerinizin ve yakın dostlarınızın şahitliğinde birbirinizi ne kadar sevdiğinizi göstermektir. Bu sorunun doğru ya da yanlış bir cevabı yok, ama yine de birbirinizle ılımlı bir şekilde böyle bir konuşma yapmalısınız. Sohbetinize en güzel noktadan, örneğin birbirinizle ilgili en sevdiğiniz şeyleri sıralayarak başlayabilirsiniz. Ayrıca evliliğin sizin için ne anlama geldiği hakkında da konuşabilirsiniz.
2- Çocuk Sahibi Olmak İle İlgili Ne Düşüncemiz? Bir çok çiftte çocuk konuda ortak bir noktada buluşamadıklarını görüyorum. Tarafların biri isterken diğeri bu konuya mesafeli bakabiliyor. Fakat çocuk evlilikten beklentinizi belirleyen çok ciddi bir konudur, çok net ve açık şekilde düşüncelerinizi paylaşmalısınız. Evlilik, sadece çocuk sahibi olmak demek değil elbette. Seyahat etmek ve kariyerlerinizde hedeflediğiniz noktalara gelmek konusunda da hemfikir olabilirsiniz. Belki de hedeflerinizi gerçekleştirdikten sonra, çocuk sahibi olmayı bir kez daha masaya yatırırsınız. Ya da sadece teyze ve amca olmakla yetinebileceğinizi fark edersiniz, kim bilir? Fakat bir tarafın çocuk gibi düşüncesi hiç yokken diğer tarafın evlenme sebeplerinden biriyse tekrar kararınızı düşünmenizi tavsiye ederim.
3- Para Yönetiminizi Nasıl Düzenleriz? Şuan çiftlerin tartışmasındaki temel nedenlerden biride maddiyatla alakalı sıkıntılar. ”Biz tartışmayız” diye her ne kadar kabul etmek istemeseniz de, Sizde gelecekte arada bir de olsa aranızda tartışacaksınız ve bu tartışmaların bir kısmının temeli de para akışı olacaktır. Bu pek hoş değil. Ancak gelecekteki tartışmaların büyümesini önlemek için yolun başında birtakım önlemler alabilirsiniz. Bunun için işe maddi durumunuzu (gelirinizi, borçlarınızı, birikimlerinizi) birbirinize anlatarak başlayabilirsiniz. Daha sonra ortak bir hesap oluşturup oluşturmayacağınızı, uzun vadeli hedeflerinizi, mutfak alışverişinden tatil bütçesine ve kira ya da ev taksitine kadar diğer ortak masrafları nasıl paylaşacağınızı konuşabilirsiniz.
4- Ev İşlerinizi Nasıl paylaşırız? Bekar hayatı her iki taraf için de daha az sorumluluğu olan bir hayattır. Evet evlilik güzel fakat sorumlulukları olan bir oluşumdur. Evdeki iş bölümü nasıl olacak? Kim neyi üstlenecek? Öncelikle her ikiniz de kendinizden ve kendi dağınıklığınızdan sorumlu olmalısınız. Daha sonra iş bölümünü konuşabilirsiniz.
5- Aileler İle İletişimimiz Nasıl Olmalı? Kişiler aile ile ilişkilerini dengede tutmalı… Ne araya soğukluklar girecek kadar mesafeli olunmalı nede kendi çekirdek ailenizin kontrolünü elinizden kaybedecek kadar ailenin içinde olmalarına izin verilmelidir. Evet her iki tarafında ailesi elbette önemli fakat kişilerin kendi kurduğu çekirdek ailesine alışması ve benimsemesi adına önceliği ilişkileri ve evlilikleri olmalıdır. Aileler ile de periyodik ziyaretler, samimi ve fıtri buluşmalar ayarlanabilir.
6- Hangi Fikirlerde Ayrılıklar Yaşıyoruz? Birçok ortak fikirleriniz olabilir.Fakat hangi fikirlerde ayrılıklar yaşıyorsunuz bunlarda oldukça önemlidir. Ayrılıklar yaşadığınız fikirlere rağmen karşınızdaki kişiyi her haliyle kabul edebiliyor musunuz?. Ayrılıklar her zaman hangi tür film izleyeceğiniz kadar kolay atlatılamayacak durumlar olabilir. Önemsizmiş gibi görünen konuların yanı sıra politika, dünyaya bakış açısı ve din gibi ciddi konu başlıklarında da, eş adayınızı her hali ile kabul edebiliyor musunuz? Bu konular üzerine konuşurken bile çok dikkatli olunmalı ve önemsemeyip göz ardı edilmemelidir. Birbirinizi, düşüncelerinizi açık seçik ifade etmek konusunda cesaretlendirin.
7- Evlilikteki Tekdüzelikten Nasıl Kurtarırız? Cicim ayları ne yazık ki sonsuza dek sürmüyor ama birinci günden itibaren birbirinize yakın olmanın yollarını bulursanız, aşkınız da canlılığını koruyacaktır. Onu ne kadar çok sevdiğinizi nasıl gösterebilirsiniz, bunu düşünün ve ona da sorun. Herkes farklıdır. Bazıları sevginin dile getirilmesini ister, bazıları beden diline önem verir. Arada bir sürprizlerle karşılaşmak isteyebilirsiniz ama aşk hayatınızı tamamen bu tip beklentilerin üzerine kurmayın. Siz söylemeden anlamasını beklemek yerine arada sırada onun ne yapmasını istediğinizi dile getirebilirsiniz.
8- Tartışmaların Düzeyi Nasıl Olmalı? Elbette hiç olmasa daha iyi ancak tartışma kaçınılmaz olduğunda adil davranmaya çalışmalı ve tartışmayı hafif bir seviyede tutmalısınız. Hangi konularda hassas olduğunuzu bilmesini sağlarsanız tartışmanın alevlenmesini de önleyebilirsiniz. Pasif, agresif bir tutum sergilemekten de kaçının. Canınızı sıkan şeyi söylemek yerine, ”Tamam, önemli değil” deyip somurtur ya da içinizdekileri dışarı çıkaramadığınız için ağlamaya başlarsanız, karşı taraf sizi ciddiye almayabilir ve tartışma istemediğiniz noktalara gelir.
9- Ne Kadar Aşk, Ne Kadar İş ? Modern zamanlarda hanımların kariyerleri dışında da mesai harcadıkları pek çok alan var: Spor günleri, kız kıza buluşmalar, alışveriş çılgınlığı gibi… 24 saatin yetmediği günleriniz olabilir ancak plan ve programlarınızı artık standart bir düzene oturtmanızda fayda var. Son zamanlarda çalışma saatleriniz uzuyor ve evde eşinizle geçirdiğiniz zaman giderek daralıyorsa, kariyer hedeflerinizi bir kez de birlikte gözden geçirmeniz, tartışmanız faydalı olabilir. Çalışma saatleriniz gayet düzenliyse, geri kalan tüm vaktinizi tek bir şeye yani eşinize adamanız da sağlıklı değildir. Kendi alanınızı belirleyin ve kendinize ait sosyalliğiniz olsun. Her şeyi kararında yaparsanız hiçbir sorun çıkmayacaktır.
10- 5, 15, 30 Evliliğinizi Nasıl Görüyorsunuz? O özel günde “Kabul ediyorum” demenizin sebebi, birlikte bir geleceğe adım atma kararı almış olmanız; bu yüzden eşiniz ve geleceğinizle ilgili büyük hayaller kurmanız çok doğaldır. Hayallerinizi birbirinizle paylaşmanız ise çok önemli. ilerleyen yıllarda bir ev mi satın almak istiyorsunuz? Yoksa maceracı tarafınız ağır basıyor ve bir gün mutlaka dünya turuna çıkmayı mı hedefliyorsunuz? Bu tip gelecek planlarında umuyoruz ki çoğunlukla aynı fikirde olursunuz ama karşı taraftan ”Ne? Delirdin mi!” diye çığlık atmanıza sebep olacak fikirler de çıkabilir. Konuşmaya devam edin, fikirlerinizi özgürce dile getirin ve birbirinizi dinleyin. Daha önünüzde çok zaman var. Önemli olan, hayallerinizi birlikte gerçekleştirmeyi istemeniz.
Kime Aşık Oluruz?
Kadın ile erkek birbirinden çok farklı olmalarının yanında, her kadının içinde bir erkek, her erkeğin içinde de bir kadın vardır. Bunun dengesi önemlidir. Kadın ile erkek farklı fakat birbirlerine ait parçaları kendilerinde barındırırlar. Böylece birbirini hem tanır, hem de tamamlarlar. Bu tamamlanma doğru olduğunda, ilişkilerinde mutluluk olarak yansımalarını görürken, aksi taktirde ise ilişkilerinde çatışmalara sebep vermektedir.
Yaşanan ilişkilerde kadın ve erkeğin durumu aynada birbirlerine yansıması gibidir. Dediğim gibi; bir çok açıdan kadınlar ve erkekler farklı oldukları gibi, aynı zamanda birbirlerini tamamalarlar. Günümüzde yaşanan ilişki çatışmalarının, aldatmaların, aile içi şiddetin nedenlerinden biride kadınlar ile erkeklerin aralarındaki farklılıkları kabul etmemesinden kaynaklanmaktadır.
Farklılıklarınızı Kabullenin
Eşler kim olduklarını kabul ederlerse ve karşı cinsteki farklılıklarını algılarlar ise, kendi gerçek kimliklerinden ödün vermeden birbirlerini tamamlayan özellikleri de geliştirebilirler.
Ancak aralarındaki farklılıkları sevmeyi, taktir etmeyi, kabullenmeyi ve birbirini anlamayı başardıklarında kendi içlerinde bir bütünlüğe kavuşabilir, huzur bulabilir ve mutlu olabilirler.
Evet eşler birbirine saygı ve sevgi duyarak aralarındaki bu farkları canlı tuttuklarında sürece ilişkilerinde aşkı, gizemi ve tutkuyu devam ettirebilirler. Bunun tam tersi erkekler ile kadınlar birbirine çok fazla benzemeye başladığında mutlu görünseler bile aralarındaki çekicilik bitmektedir.
Bir ilişkide aşkı sürdürebilmek için, farklılıklarınızı bir yandan korurken bir yandan da eşinizin niteliklerini kendi içinize katmaya çalışmalısınız.
Nasıl Aşık Olursunuz?
İlişkinin başlangıcında duyulan aşk eşinizin sizi çeken yanlarınızın aynı zamanda içinizde bulunduğuna da işaret etmektedir. Nasıl aşık oluruz? sorusunun cevabı tamda burada gizlidir. Günümüzde kişiler enerji alıyorum yada alamıyorum diye adlandırdıkları; Eğer karşınızdaki kişinin sıcaklığına kapılmışsanız, bir erkek diyorsa bu kadın çok sıcak aynı sıcaklık bilinç dışı benliğinden çıkıp bilinçli benliğine katılmak istiyor demektir. Yani aşk bilinçli verdiğimiz karar değildir, bilinç altımızda kendi tamamlayanımızı bulduğumuz bir durumdur.
Farklılıkların Tamamlayıcılığı
Çevremizde çokça rastladığımız zıtlıkların buluştuğu ilişkiler. Sıcak, alıcı, kırılgan, sevgi dolu, fedakar kadınlara aşık olan erkeklere bakıldığında soğuk, saldırgan sert ve kararlı yapıya sahiptirler. İşte zıtlıkların çekimi… Bu kişiler bir şekilde benliklerinin erkeksi yanlarını kadınların dişilikleriyle dengelemek istemektirler. Böyle bir erkek kadının dişi niteliklerini sevip kabul etmekle sevgiye daha açık olur. Kendi içindeki kadınsı yanı kabul edip hissedebilir. Ve bu bir erkeğin sağlıklı ilişki sürdürülmesi için çok önemlidir.
Kadının yumuşak ruhuna dokunan erkek aynı zamanda kendi yumuşak ruhunu keşfeder. Aynı zamanda sert yapısını korurken erkek buda kadına çekici gelir. Erkeğin soğukluğu kadının sıcaklığı ile, sertliği kadının duyarlılığı ve kırılganlığı ile, güçlülüğü kadının sevgisi ile dengelendiğinde birbirini tamamlayan bir ilişki ortaya çıkar .
Farklı olduğu için kadın ve erkek birbirine yaklaşabilir, içlerindeki birbirine benzeme potansiyeli ile de anlaşabilir, yakınlaşır ve iletişim kurabilirler. Arada bazı farklılıklar olmadıkça anlaşmak olanaksız olurken, benzerlikler olmadan da bütünleşme imkansız olacaktır.
Eşler birbirini tamamlayan farklılıklarına saygı duyup değer vermezler ise, aralarındaki elektrik kısa sürede yok olur. Ve eşler arası çekicilik biter. Çekicilik bittiğinde ise ya eşinizi memnun etmek için kendi gerçek kimliğinizi bastırırsınız sahte ve yalan bir benlik geliştirirsiniz yada kendi istediğiniz şekle göre eşinizi değiştirmeye çalışırsınız ki en çok bu görülür.
Kendinize ve eşinize hayatı zehir etmeme adına eşlerin birbirinin farklılıklarına saygı duymayı öğrenip birbirini tamamlama yollarını keşfetmelidirler.
Sevinç Karakaya
DevamıHayatınız da nasıl bir eş istiyorsunuz?
Muhakkak evlenmeyi düşünen kişilerin kafasında bir eş adayı vardır. Önce fiziksel olarak istekler belirlenir. Boyu şöyle olsun, saç rengi şu olsun, maddi durumu böyle olsun, havalı bir mesleği olsun, yanıma yakışsın bu böyle uzayıp gider. Fakat birde bakarsınız siz bu fiziki durumlara baktıkça karşınıza sizin ruhunuzla değil de sadece fiziki durumunuzla ilgilenen birileri çıkar. Siz onun fiziksel ve maddi durumunu sorgularken, siz farkında olmadan oda fiziki ve maddi olarak sizi bir filtreden geçirir.
Kendinizle Yüzleşme Zamanı;
- Hayatınıza çekmek istediğiniz kişiyi tanımlarken neden fiziksel tanımlara ihtiyaç duyarsınız?
- Yanınızdaki kişinin sizi toplum içinde taşıması neden önemli?
- Hayatınızdaki kişiden beklentileriniz neler?
- Acaba çok daha derinlerde, ailenizin seveceğimi bir eş arıyorsunuz?
- Arkadaş ve aile çevrenize gururla gösterebileceğiniz birisini mi istiyorsunuz?
- Kendinize bir eş, hayatı paylayacak birini mi arıyorsunuz yoksa, kendinizi çevreye ispatlayacak birini mi arıyorsunuz?
- Size maddi güvence verecek bir eş mi arıyorsunuz?
Bu sorulara samimi bir şekilde cevap vermek ilişkiyi neden istediğinize dair size önemli ip uçları verecektir. Hayatınıza mimar, mühendis doktor gibi meslekler seçerken öncelikle neden bu tarz mesleklere ihtiyaç duyuyorsunuz, içsel olarak bunu sormalısınız kendinize…
Çoğu zaman eşinin popüler mesleklerden olmasını tercih edenlerde; kendisinin mutluluğundan çok eşinin mesleği ile çevreye övünme isteği yatar. Eğer doktor birini hayatınıza çekmek istiyor ve bunuda gerçekten kutsal bir meslek yapıyor böyle biri beni mutlu eder diyorsanız bu normal bir bekleyiştir; fakat başkasına kendi başarınızı ispatlamak için ise çocukluğunuza gidip bir bakmanızı tavsiye ederim.
”Siz nerede ikinci plana atıldınız? Nerede sevgisiz kaldınız? Kendinizi dünyasal özelliklerle öne çıkarmaya neden ihtiyaç duyuyorsunuz? Maddi olarak çok mu sıkıntı yaşadınız? Evet ne istediğinizden çok neden istediğiniz daha önemlidir.
Nasıl Bir Eş İstediğinize Dikkat Edin;
Bazı danışanlarım ile çalışırken; aslında şuan ilişkilerinde sorun olarak gördükleri nedenleri farkında olmadan kendilerinin dilediklerini görüyorlar. Diyebilirsiniz ben beni mutsuz edecek bir ilişki hiç ister miyim?
Bazıları sadece manevi şeyler ister ruhuma hitap etsin der… ”Aşk sevgi olsun bana yeter!” der evet istediğiniz aşkı bulursunuz ama belli bir süre sonra maddi sıkıntılar yaşar ve ilişkiniz bu noktada farklı sorunlar çıkarabilir.
Allah(c.c) Her daim dualarınıza yanıt verir nasıl bir eş istediğinizi iyi belirleyin. Ve doğru isteyin.
İstemediklerinize Değil istediklerinize Odaklanın;
Hayatınızda kıskançlık varsa, hayatınıza kıskançlık çekersiniz. Kaybetme korkunuz var ise, kaybetme korkusu olan yada kaybedeceğiniz adayları çekersiniz hayatınıza… ”Beni mutlu eden adam yok mu ” dersiniz ; ”Beni mutlu edecek bir kadın yok mu” diyen bir adamı çekersiniz. Siz onun sizi, o sizin onu mutlu etmesini bekleyip beklentilerinizle ilişkinizi çıkmaza sokarsınız.
Ya ilişkilerinde maddi bolluk isteyenler ne durumda dersiniz? Bunların bir kısmı maddi bolluğa ulaşıyor bazısı ulaşamıyor fakat, mutluluk olarak baktığınızda ikisi de mutluluğu yakalayamıyor. Para sadece bir imtihan oluyor. Korkularınızdan arınmadığınız sürece, korkularınız hayatınıza korktuklarınızı çekecektir.
Ruh Eşinizi Size Getirecek Bir Uygulama;
İstediğiniz ne? Durun ve düşünün biraz… Ailelerinizin tanımladığı ilişkilerimi yaşıyorsunuz, öyle bir eş mi seçiyorsunuz, yoksa sizi ve kendini mutlu edecek bir insanı mı hayatınıza çekmek istiyorsunuz? Evet şimdi hayatınıza doğru ilişkiyi nasıl tanımlayıp çekebileceğinize dair bir çalışma yapalım.
Not: Derin nefes alın ve rahat bir ortamda devam edin. Her gün sabah akşam tekrarlayın. ve en az atlamadan 21 gün devam edin.
”Yaratılıştan bu güne kadar, bilerek yada bilmeyerek söylediğim tüm olumsuz sözler için, yaratılmış her zerreden, özür diliyorum. Bilerek yada bilmeyerek yaptığım bütün ahlar, olumsuz düşünceler, için herkesten özür diliyorum. Enerji alanımın arınması için niyet ediyorum. Korkularımı ve bağımlılıklarımı olduğum gibi kabul ediyorum. Ve tamamının şifalanması için Rabbime teslim oluyorum. Şu andan itibaren benim bedenimin ve ruhumun her zerresinin kıymetini bilecek, benimde onun bedeninin ve ruhunun her zerresinin kıymetini bileceğim, birlikte bolluğu, bereketi, huzuru, aşkı, anlayışı, hoşgörüyü, başarıyı paylaşacağım insanı sevgiyle hayatıma çağırıyorum. Düzenli cinsel yaşamımızın olduğu, ve bundan keyif aldığım, mutluluğu paylaşacağım yol arkadaşımı, sevgiyle hayatıma çağırıyorum. Gelmesine izin veriyorum. Geldiğinde onu fark etmeyi, onun kıymetini bilmeyi, sağlıklı bir şekilde hayatı paylaşmayı niyet ediyorum. Öylede oldu…”
Üç kez derin nefes alın ve verin (Burundan alın ve verin)
Siz hayatı ne kadar çözerseniz hayatınıza öyle bir insan gelecektir. Gerçekten sizi mutlu eden ne bunu keşfedin ve bunun üzerine güzel dileklerde bulunun.
Bazı olay vardır ki sizin elinizde olmadan hayatınıza tekrar tekrar çekersiniz, yada ısrarla istersiniz fakat her seferinde hüsrana uğrarsınız. Eş seçimi çok ciddi bir karardır. Ne istediğinizi iyi tespit edip eş adayı için listeler yapmak yerine bu listelerin içini önce kendiniz doldurmanız gerekir. Unutmayın biz nasıl biriysek yada neler konusunda endişelerimiz, korkularımız varsa o tarz insanları hayatımıza çekeriz. Ve bize karşılığı mutsuz sorunlu ilişkiler olur. Bu sorunları fark edip çözmek için ve doğru kişiyi hayatınıza çekmek için ”Ruh eşimi hayatıma çekiyorum” çalışmasını ilişki koçu ile yürütebilirsiniz. Sevgiyle kalın…
Sevinç Karakaya
Devamı”Ruh Eşini, Ruhunda Hisset” Derslerine Başlarken;
Ruh eşinizi arıyorsunuz ve hayatınıza gelsin istiyorsunuz. Elbette bu sizin en doğal hakkınız, sizde hayatı, sevgiyi, tutkuyu, mutlulukları paylaşacağınız bir yol ve hayat arkadaşını hak ediyorsunuz. Fakat ”Ruh eşini ruhunda hisset” derslerine başlamadan önce; belli aşamaları geçmiş olmanız gerekiyor. Bu artık son aşamadır, ruh eşinizi bedeninde, ruhunda, arzularında hissetme aşaması. Ve size onu getirecek aşamadır.
Unutmamanız gereken bir şey var; Bu aşamaya gelmeden, değiştirmeniz gerekenleri, hayatınıza katmanız gerekenleri katmadan, çıkarmanız gereken şeyleri çıkarmadan, bu dersleri uygulamaya başladığınız taktirde ”Ruh eşini, ruhunda hisset” dersleri sakıncalı olabilir. Muhtemelen hiç istemediğiniz, korktuğunuz, kaçtığınız nasıl bir karakter varsa onu kendinize çekersiniz. Bu yüzden size tavsiyem, ilk aşamaları geçip kendi özünüzle barışıp, kendinize aşk haline gelene kadar destek almanızdır.
İlk önce; kendi içinizdeki özünüzle, geçmişinizle ve bugününüzle olan; özlemlerinizle, kırgınlıklarınızla kızgınlıklarınızla yüzleşmeniz gerekiyor. Kendinizi yeniden her halinizle kabule geçebilmeli, hayatınızın merkezine koymayı ve kendinizi ”Önce Ben” diyecek kadar sevmeyi öğrenmelisiniz.
Tam olma haline ulaşmış, kendine çekmek istediğin kişi gibi, olma yolunda ilerlemiş olmanız gerekiyor. Bilinç altındaki çekirdek inançlarınızı yeni kodlarla değiştirmiş, saplantılardan, bağımlılıklarınızdan arınmış bir şekilde, korkularının içinden geçmiş, ne istediğini bilen, farkındalığı yüksek bir halde bu derslere başlaya bilirsin.
Aksi taktirde, ne yaşadığın kısır döngülerini kırabilirsin, Ne istediğiniz kişiyi hayatınıza çekebilir, ne iç huzurda bütünlük halini yakalayabilirsin…
Eğer ben bu aşamaları geçtim diyorsanız. 1. dersten itibaren deneyimlemeye başlayın.
Unutmayın şu dünyada en azından bir erkek/ kadın sizin ne hissettiğinizi biliyor. Sizi birleştirecek hislerinizde, yolunuz açık olsun….
Sevinç Karakaya
DevamıRuh Eşinizi Hayatınıza, Çekmeye Hazır mısınız?
Hemen herkesin rüyalarını süsleyen, hayalinde de olsa bir sevgilisi vardır. ”Ruh eşi” diye bir şey var mıdır? Herkesin bir ruh eşine ihtiyacı var mıdır? derseniz, EVET vardır. Hepimizin bir eş ruhu vardır.
Ruh eşi deyince tabi; kafalarımızda kusursuz kadın/ kusursuz erkek hayalleri oluşmaya başlıyor değil mi? Şurası kesin ki, ruh eşinizi size getirecek, kendinize çekmeniz adına atacağınız ilk adımda zaten kusursuz sevgilinizin hayalini kurmaktır. Hz Osman’ın dediği gibi; ”Allah nasip etmeyeceği şeyin hayalini kurdurmaz.”, ruh eşinizi hayatınıza çekmek için ilk yapmanız gereken de onu hayal etmek.
Ruh eşiniz bir madde değildir. O bir ”ruh” tur. Onu ilk önce ruh olarak ruhunuzla hissetmeniz gerekir. Ancak bundan sonra gerçekleşen bir dua olsun, ”Ete kemiğe bürünüp” karşınıza çıkabilsin.
Neden Herkes Ruh Eşini Bulamıyor?
Baktığınızda çok az kişi ruh eşini bulabiliyor. Peki siz neden ruh eşiniz ile buluşamadınız? Neden onunla yollarınız kesişmedi?
Hatta kimi zaman yollarınız kesişti, onu bulduğunuzu düşündünüz, fakat oda ne bir baktınız çok kısa sürdü. ilişkinizin başlaması ile bitmesi bir oldu. Düşündünüz ”demek ki ruh eşim değilmiş, eğer o olsaydı; istediğim her şeyi bana verirdi ve ilişkimizde bir ömür boyu sürerdi”. O kadar çok çift tanıyorum ki bir hevesle, beklentilerle kusursuz ruh eşini bulduğunu düşünüp, yolun daha başında birbirleri için yanlış kişi olduğunu düşünen.
Ya peki yanlış kişi, o değilse, siz yanlış şeyler istemiş olabilir misiniz? Yani tamda olması gereken gibi birini hayatınıza çektiyseniz? Şimdi şöyle söylüyor olabilirsiniz. Yanlış olmasa neden bitsin? evet belki yanlış kişi, fakat belki de doğru kişiydi. Bunu herkes için ayrı ayrı tahmin etmek gerekir. Ama şurası kesindir, ”O an için hazır olduğun kişiydi”. Hep kusursuzu ararken, baktığınız ayna da her gün kimle karşılaşıyorsunuz?
Sizce Karşı Taraftan Beklediğiniz Her Şeye Sahip misiniz?
Sizce de hayatınıza çekmek istediğiniz kişinin kusursuz olmasını beklerken, çok şey beklemiyor musunuz? Ya siz ne durumdasınız, beklediklerinizin ne kadarına sahipsiniz? Siz o kişinin istediği, bir sevgilide beklediği her şeyi verebilecek durumda mısınız? Sizin yanınızda olmak ona hoş gelir miydi? Kendini sizinle birlikteyken huzurlu hisseder miydi? Hayatınızdaki kişinin ilham kaynağı olabilir misiniz? Alçakgönüllü, dürüst, samimi ve erdemli misiniz?
Yani aslında diyorum ki şimdi kapıdan ruh eşinizin girdiğini söyleseler ve dönüp büyük beklentilerle, heyecanla baksanız, ”Nasılmış o yıllardır hayalini kurduğunuz sevgili”. Ve kapıdan girenin bütün takıntılarıyla, sınırlarıyla, eksikleri, fazlalıklarıyla ”kendiniz” olduğunuzu görseniz ne yapardınız?
Bir çoğumuzun yaptığı hata hayal kurmak değildir. Hata olan ”kendimizde olmayanı aramak, karşımıza çıkan kişinin eksikliğimizi tamamlamasını” beklemektir.
Her zaman söylediğim gibi, hayatınızda diğer yarınızı, yada sizi tamamlayacak birini isterseniz, karşınıza hep yarım birileri çıkacaktır. Siz tam olmadan hayatınıza tam birini çekemezsiniz. Kaçtığınız kusurlarınız, korkularınız gelip tokat gibi suratınıza vurur. Yada beklediklerinizi halen beklemeye devam edersiniz.
İnsanın hayatında yaptığı, sanırım en büyük bencillik, kendisini mutlu etmesini başkasından beklemektir. Eğer böyle bir durum içindeyseniz, üzgünüm fakat hayatınız boyunca mutluluğu hak edemeyeceksiniz. Kendinizi mutlu olacak kadar sevmiyorsanız, hayatınıza kim girerse girsin, size o istediğiniz mutluluğu veremeyecektir.
Önce Ben Kuralı, Hayatınıza istediğiniz Her şeyi Getirecektir;
”Önce ben kuralı” deyince aman bencillikle karıştırmayın. Ben hayatın bir yerinde yollarımız kesişen bütün danışanlarıma, sorunları ne olursa olsun, Önce ben kuralını öğretirim. Kişi önce kendini kendi sevmeye başlayacak, kendine kendi saygı duyacak, kendi değer verecek, hayatının sorumluluğunu önce kendi alacak, önce istediği kişi kendi olacak… Bunu başardığı zaman zaten dünya ona artık gülen yüzünü göstermeye başlayacak. Elbette çok kolay bir şeyden bahsetmiyorum. Yıllardır görmezden geldiğiniz, unuttuğunuz, ihmal ettiğiniz bir şeyden bahsediyorum.
Evet konu ne olursa olsun. Buna ruh eşiniz, ”Eş Ruhunuz” da dahil, ilk başta; ”ÖNCE BEN” deyip başlayın…
Sevinç Karakaya
Devamı