İyi Bir İlişki İçin; 3 Anahtar
Farklı çabalar yöntemler kullanılsa da, ilişkiler denildiğinde herkesin peşinde koştuğu tam bir doyum halidir. Sağlıklı ve doyumlu ilişkiyi yakalamak için kimi kitaplar okuyor, kimi seminerlere, workshoplara katılıyor. Kısa bir süre için faydaları görülse ve ilişkinize bir enerji gelse de bir kaç haftada her şey yine eski haline dönüyor. Acaba sorun öğrendiklerimizi sadece anı kurtarmak için kullanıp, içimizde özümseyemememiz mi? Yada bunu farklı farklı değil de özde tek bir yolu yok mudur?
Bunun yolu; İlişkilerde adeta üç sac ayağı olarak nitelendireceğimiz; üç sihirli anahtarı kullanmaktır. Sevgi, Taktir, ve Yüzleşme…
Sağlıklı bir ilişki için sevgi ve taktir gerektirdiğini hemen hepimiz biliriz. Fakat en az bunlar kadar önemli olan üçüncü etkeni atlıyoruz. Sağlıklı ve sevgi dolu bir ilişkiyi sürdürmenin diğer şartı ”Yüzleşme”. Yüzleşme bizi hassas konular ile karşı karşıya getirir, aynı zamanda sonuca da ulaştırır. Fakat genelde ilişkide çiftler yüzleşmeden kaçınıyor. Sebebine bakıldığında ise ilişkinin sağlam temellere oturmadığını görüyoruz. Şimdi ilişkiyi sağlam temellere oturtan, 3 anahtara biraz detaylı bakalım;
Sevgi karşınızdaki kişiye, özünde kim ise, kendi gibi olma özgürlüğünü vermektir. Yani hiçbir düzeltme veya değiştirme niyeti olmadan tamamen kabullenme halidir. Eşinizle aranızdaki gerçek sevgimi diye düşünüyorsanız; Eşinize / sevdiğinize böyle kabullenme ile bakabiliyor musunuz yada ondan size yöneltilmiş sizi her halinizle değiştirmeden kabullenmeyi deneyimleyip deneyimlemediğinizi sorun kendinize…
Karşınızdaki kişiyi tümüyle kabullenemiyorsanız, gerçek sevgiyi yakalamış olabilir. Yakalayamadığınız taktirde, hayatta boşlukları sevmez, eşinizle aranızdaki sevgisizliğin yerini de başka bir hal dolduracaktır. Sevgi bir takas sistemi değildir. ”Sen bunu yaparsan seni severim” yaklaşımıyla sevgi satın alınmaz. Karşılıksız ve beklentisiz sevmeyi öğrenmeniz gerekiyor.
Taktir;
Sevdiğimiz kişileri taktir etmek çok zor olmamalı… Peki siz ne kadar sık taktir ediyorsunuz? Bu üzerinde ciddi düşünülmesi gereken bir durumdur, çünkü tüm ilişkilerimizin kalitesini arttırmak için yapabileceğiniz en önemli şeylerden biri kendi yüreğinizde, onlar için taktiri daha fazla göstermektir.
”Taktir” kelime anlamıyla ”değer katmak” demektir. Böyle düşündüğümüzde, sizin için önemli birisine, sevdiğinize eşinize karşı hissettiğiniz taktiri ifade ederken bu kişiye yada ilişkinize bütünüyle değer katarsınız. Bunu denemenizi tavsiye ederim. Unutmayın ne verirseniz o size misli ile dönecektir.
Kim bilir eşimizi yada sevdiklerimizi ne kadar az taktir ediyoruzdur? En son ne zaman birine onu sevdiğinizi, kendisinin sizin için önemli olduğunu ve onu taktir ettiğinizi söylediniz? Çok sık değilse bugün hayatınızda yeni bir uygulama başlatmak için en doğru zaman; ”Sevdiklerinize sevginizi ve taktirinizi gösterme uygulaması” İnanın ilişkinizin kalitesini yükseltmek için yaptığınız bu yatırım size katıyla gelecektir.
Eğer amacınız daha iyi bir yaşamı yakalamaksa bunu deneyimleyin. Her fırsatta diğer insanları içten bir şekilde taktir etme alışkanlığı edinin. Sonra geri çekilip hayatınızı gözlemleyin, tüm ilişkilerinizin kalitesinin nasıl arttığını göreceksiniz.
Yüzleşme;
Çoğumuz yüzleşmeden sanki bir hastalık gibi kaçarız. Bunun altında yatan iki sebep var aslında, bazen karşı tarafın hislerini incitmek istemediğimizden fakat sıklıkla hatanın kendimizde olduğunu öğrenmekten korktuğumuzdan hassas konuları konuşmaktan kaçınırız.
Fakat unutulmaması gereken çok önemli bir nokta vardır; ”Saklı kalmış meseleler bize batmasından kaçamayacağımız dikenlerdir” Onların su yüzüne çıkarılıp yüzleşmemiz gerekir. Aynı iltahap toplamış parmağınızın kenarına batan bir kıymık düşünün, siz o kıymığı çıkarmadıkça o daha kötüye gidecektir.
Yaşamınız ve ilişkilerinizin tüm kalitesini arttırmak istiyorsanız, çözülmemiş sorunlarla yüzleşme, cesaretini kendinizde toplayın. Sonra net bir niyetle karşı tarafın bakış açısını anlamak için dinleyin ve kendinizi savunmaya geçmeyin. Böylece çıkarılan dikenler ilişkinizi zenginleştirip gül bahçesine dönüştürür.
Evet ilişkilerinizde Sevgi ve taktir alanı oluşturmak, işler rayından çıkmadan, problemin üstesinden gelmek,ilişkinizi kuvvetlendirecek ve zenginleştirecektir.
Sevinç Karakaya
DevamıBirbirinizi Yormayın; Sadece Sevin
Ne ilginçtir değil mi? Birini sevdiğinizi düşünürsünüz ve onunla bir yola çıkarsınız. Fakat birinin sizinle hayatı paylaşmak istemesi, bir çok kişi ile yollarını birleştirme şansı varken sizi seçmesi ve sizinle yaşlanmayı istemesine rağmen, bu size yetmez. İlişki başlar sınamalar için de ayrı boyutlat başlar. Belki de anında içinde kalabilseniz ve paylaşımlarınızın tadını çıkarsanız bu sizin için harika bir deneyim olacakken, çiftler eşlerinin sevgisini sürekli kendisine ispat etmesini bekler. Fakat farkında olmadan bu ilişkiyi de, sevdikleri kişiyi de yorar. Sevgiyi bu şekilde devamlı ilgi alaka şeklinde beklemektense, karşılıklı sevgiyi paylaşmayı denemek daha sağlıklıdır.
Sevgiyi Nasıl Paylaşacaksınız?
Sevgiyi nasıl paylaşacağınız bilmiyor musunuz? Kişi ancak kendinde olanın farkına varır ve paylaşabilir. Buna bencillik değil de ”Bencilik” diyebilirsiniz. Önce kendinizi seveceksiniz. Sonrada bu sevgiyi eşinizle ve çevrenizle paylaşacaksınız. Eğer sevgiyi nasıl paylaşacağınızı bilmiyorsanız, üzgünüm ama siz kendinizi ilk başta yeterince sevmiyorsunuz demektir. Daha doğrusu sizi seven birilerinin olmadığını düşündüğünüzden, sevilmeyi hak etmediğinizi düşünüyorsunuzdur. Kendinizi içten sevmiş olsaydınız, karşınızdaki kişiyi elinizde tutmak için, ilgi beklemek yerine sevgi ve aşkınızı paylaşmanın yeterli olacağını göreceksiniz. Siz nasıl bir enerji gönderirseniz, size o enerji kolay yollarla geri dönecektir.
İlişkiyi Yormayın; Önce Kendinizi Sevin;
İlişkiyi ve birbirinizi yorup yıpratmanızın, size bir faydası olmayacaktır. Unutmayın ki; Siz kendinizi içten sevmediğiniz sürece, bir başkasının sizi sevmesi mümkün değildir. Siz kendinizi sevmediğiniz sürece karşınızdaki kişi size ne kadar sevdiğiniz söylese de bu size inandırıcı gelmeyecektir ve sürekli belki de sevgisini kanıtlamasını isteyeceksiniz.
Eşiniz ilk başlarda sizi mutlu etmek için elinden geleni yapacaktır. Bu başlarda size doğru yoldaymış, izlenimi verebilir. Fakat biz zaman sonra eşiniz, ne yaparsa yapsın size sevgisini ispatlayamayacağını kabullenip artık söylemekten vazgeçecektir. Ve sizde yine ”Beni sevseydi …. ” ile başlayan cümleler kurarak hem onu, hem kendinizi hem ilişkinizi yorarsınız. Hatta en vahim nokta ise; Gün gelir eşiniz gerçekten sizi sevmekten vazgeçer ve siz ise birde bununla gurur duyar gibi, ”Haklıymışım, beni sevseydi….” diye cümlelere devam edersiniz. Oysaki bu durumu hayatına getiren zaten sizsinizdir.
Affedin; Bırakın Geçmiş Geçmişte Kalsın;
Evet aşırı ilgi vererek ve karşılığını bekleyerek sevgi elde edemezsiniz. Siz önce kendi içinizi sevgi ile coşturmalısınız. Peki bunu nasıl yapacaksınız?
Şöyle düşünün bir bardak ağzına kadar doluyken, üstüne su alabilir mi alamaz. Sizin içiniz de sevgiden başka öfke, kin, nefret hesaplaşma gibi hisler ile doluysa, sevgiyi ne kadar doldurmaya çalışsanız da bunlar size geçici ve gerçek olmayan sonuçlar getirecektir. Eski kırgınlıklarınız artık bırakın! Geçmişinizi affedin ve arındırın. O zaman kalbinize sevgi için yer açılacaktır ve sevgiyle dolacaktır.
Diyebilirim ki; Şu dönemde kişiler karşılıklı aşırı fedakarlıklar bekleyen ilişkilerden yoruldu. İnsanlar artık sevgilerini hayatı paylaşacakları ilişkiler arıyor. Önemli olan içi boş olan zoraki ilgiler değildir. Bu zorlayınca olur fakat önemli olan sevgidir. Ve tekrarlıyorum ”Bir insanı ancak kendini sevdiğin kadar sevebilirsin” O zaman sevgiyi şifalandırmaya kendimizden başlayalım.
Kendini Sevmek Ne demektir;
Kendini sevmek süslenmek, alışveriş yapmak gibi bir şey değildir. Kendini sevmek aynada kendine her baktığında yaratıldığın için teşekkür edebilmektir. Sabah kalktığında mutlu olmaktır. İnsanlar ne söylerse söylesin, kendindeki değeri her daim hissetmektir. Başkalarının sizi taktir etmesine yada güzel sözler söylemelerine ihtiyaç duymamaktır. Kendini sevme şansını kendinize hediye edin ve geçmişin yüklerinden hesaplaşmalarından kurtulun affedin özgür bir şekilde kendinizi sevin…
Bize yıllarca mutlu olmak yanlış öğretildi. Ne kadar ilgi verirsen o kadar sevgi alırsın diye öğretildi. Kural böyle işlemiyor, ne kadar sevgi enerjisi gönderirsen eşine o kadar sevilirsin. İçinde ne varsa sana yansıyan odur. O zaman önce kendimizle sonra herkesle barış içinde olalım ve önce kendimizi sevelim sonrada bu sevgiyi herkese karşılıksız dağıtalım.
Hayat ve sevgi enerjinizi artırmanın ilk kuralı ”önce ben” demektir. Siz iyi olur ve kendinize sevgili olursanız, ne geçmişi, ne yarını düşünmeyip şu ana odaklanır ve hayatınızdaki kişilerle hayat enerjinizi paylaşırsanız. Sevgi siz yorulmadan da size gelecektir..
Sevinç Karakaya
Devamı