Bilinçli Evlilik İçin 10 Altın Kural
Her insan yaşamında gerçek mutluluğu bulabilmek için, başkalarının kendisini mutlu etmesini beklemektense , kendi mutluluğunun sorumluluğunu almalı ve daha mutlu bir hayat için kendi çözümlerini kendisi bulmalıdır. Aynen yaşamındaki mutluluğunda olduğu gibi, evliliğinde de mutluluğunun sorumluluğunu her kişi, kendisi almalıdır.
Evliliğinizdeki mutluluğun sorumluluğunu elinize almak için ilk önce; evliliğinize bakış açınız ne ile dolu, farkına varmalısınız. Size öğretilen doğru bildiğiniz yanlışlarla mı? Sınırsız beklentilerle mi ? Her zaman sizin haklı olmanız gerektiği ile mi? İkinci olarak da siz bu evliliğin kendinize düşen payını hakkıyla yerine getiriyor musunuz? Evliliğinizde yapıcı mı? yoksa yıkıcı mısınız? Evliliğinizi bilinçaltınız ne kadar etkiliyor? Bu sorulara gerçekten objektif bakabilmeniz için ilk önce evliliğinizi bilinçli bir şekilde değerlendirmeniz gerekir.
Peki bilinçli olmanın getirdiği farklılıklar nelerdir? Evliliğinize ve eşinize karşı tutum ve davranışlarınız nasıl olmalı?
1- Evliliğinizdeki Hayat Dersinizi Keşfedin; Yaşamımızda karşılaştığımız hiç kimse ve hiç bir olay tesadüfi değildir, her biri bize ayna olup yaşam yolumuzdaki, amacıma ulaşmamızı sağlayan hayat derslerimizdir. Evliliğinizde de imtihanlarınız olabilir. Özellikle aşk, sevgi ilişkilerimizin bizim çocukluktaki yaralarımızı keşfetmek ve onarmamızı sağlamak gibi gizli görevleri vardır.
Evliliğinizde ki yaşadığınız sorunlara yüzeysel bakmaktansa onların altında yatan çocukluk yaralarınızı görmeye çalışın. Evet her birimiz belki mükemmel çocukluk geçirmemiş olabiliriz, fakat artık bir yetişkinsek bunların sorumluluğunu alıp kendi yarlarımızın çözümünü bulmak durumundayız. Çözümü bulmak için ise, önce sorunun farkına varmak gerekir. Duygusal ilişkilerinize bir röntgen filmine bakar gibi, baktığınızda günlük etkileşimleriniz artık size daha anlamlı gelmeye başlar ve daha kontrollü davranırsınız.
2- Eşinizin Sizin Aynanız Olduğunu Hatırlayın; Prens yada prensesinizin hayatınıza girdiğinde, bir kurtarıcı gibi, bütün sorunlarınızın birden bire son bulacağını, aradığınız mutluluğu dostluğu, beraberliği ve sizde olmayan tüm eksikliği sanki tamamlayacağını düşünürsünüz. Oysa hesap etmediğiniz hayatınıza çektiğiniz her insan sizin aynanızdır. Hayatınıza çektiğiniz eşinizde, kimi zaman hayatta en korktuğunuz yanı görürken, kimi zaman sizde olan yada olmayan özelliği fark edersiniz.
Bilinçli evliliğe doğru hareket ettiğinizde ise, onu değiştirebilmek için önce kendinizde olanla yüzlemeniz gerektiğinin farkına varıp, yanılsamaları yavaş yavaş bırakıp, eşinize ait gerçekleri görmeye başlarsınız. Onun sizin kurtarıcınız değil, tıpkı sizin gibi iyileşmeye gelişmeye çalışan yol arkadaşınız olduğunu anlarsınız.
3- Eşinizi İhtiyaçlarınızdan Haberdar Edin; Bilinçli evliliğin en temel özelliği, başta da söylediğim gibi, her konuda sorumlulukları üzerine alabilmektir. Sorunlu evliliklerde, özellikle kadınlarda sık karşılaştığım; Arzu ve ihtiyaçlarını söylemeden eşinin sezmesini yada zihnini okumasını beklemesidir. Bu durum çiftler arasında anlama ve anlaşılma noktasındaki bütün iletişim kanallarını tıkayacaktır.
Sağlıklı bir evlilik de, arzu ve ihtiyaçlarınızı eşinize anlatma konusunda da sorumluluğu üzerinize almalısınız. Bilinçli bir evlilikte eşler birbirlerini anlamak için, açık ve net iletişim kanalları geliştirmeleri gerektiğini kabul ederler. Aksi taktirde anlaşmayı beklemek, çocukça bir bekleyiş olacaktır.
4- Neye Tepki Verdiğinizin Farkında Olun; Yaşadığımız bir etkileşimde çoğu zaman, olan durum değil de, bizim o etkileşime yüklediğimiz mana yada bize hatırlattığı benzer bir durum ani ve plansız tepkiler vermemize sebep olur. Düşünmeden tepki vermek ise özellikle evliliklerde, tamiri zor yaralar açabilir.
Kendinizi Yapıcı davranma konusunda eğitmelisiniz. Böyle ani tepki verdiğiniz durumlarda; Kendinize ”Şuan ben neye kabul veremiyorum?”, ”Benim böyle tepki vermeme sebep olan duygum ne?” yada ”Yaşadığım bu durum bana neyi hatırlatıyor?” diye sorup üzerinde düşünmelisiniz.
5- Eşinizin İhtiyaçlarına da Duyarlı Olun; Sağlıklı ilişkiler alma-verme dengesinin adil bir şekilde işlediği ilişkilerdir. Eşimizden bizi anlamasını bekleriz, ihtiyaçlarımıza arzularımıza cevap vermesini bekleriz, bizi çok sevmesini bekleriz…
Evlilik ne bir tarafın ”feda” bir tarafın ”kar”ettiği ne de ”Hep bana” mantığı ile gidecek bir birliktelik değildir.
Eşinizin arzu ve ihtiyaçlarına da kendi arzu ve ihtiyaçlarınıza verdiğiniz değer kadar değer vermeyi öğrenmelisiniz. Karşılığını beklemeden vereceğiniz sevgi, değer, anlayış size muhakkak misli ile dönecektir. Unutmayın evliliğinizde eşinize atacağınız her adım aslında kendi mutluluğunuza attığınız bir adımdır.
6- Olumsuz Yanlarınızı Kabul Edin; Hiç kimsenin mükemmel olamayacağı gibi, siz de mükemmel değilsiniz. Her insanın kişiliğinde karanlık , olumsuz yanları olabilir. Varlığınıza ait bu olumsuz yanlarınızı kabul edip bunu en azından kendinize, açıkça itiraf etmelisiniz.
Karşılaştığınız her kişi size ”ayna” olur demiştik. Çevrenizde yada evliliğinizde sürekli olumsuz olaylarla karşılaştığınızı düşünüyorsanız, her durumun size negatif yüzünü gösterdiğine inanıyorsanız muhtemelen bakmanız gereken yer kendi kişiliğinizdeki karanlık tarafınızdır.
Evliliğinizde de, varlığınızın olumsuz yanına dair sorumluluğu üstlendikçe, kendi olumsuz özelliklerinizi eşinizin üzerine yansıtma eğiliminiz azalır. Böylece eşinizde gördüğünüz size karşı düşmanca davranışlar yerini daha dostça ve sevgi dolu davranışlara bırakır.
7- Temel Sevgi İhtiyacınızı Karşılamak İçin Yeni Yöntemler Bulun; Temel arzu ve ihtiyaçlarınızı tatmin etmek için yeni yöntemler geliştirmelisiniz. Sizi %100 seven ve ihtiyaçlarınızı karşılayan bir eşe sahip olsanız bile, size eşinizden ulaşan ancak %25 sevgidir. Gerçek doyum için, geri kalan % 75 temel sevgi ve değer ihtiyacınızı kendiniz karşılamakla yükümlüsünüz.
Güç savaşları sırasında eşinize ihtiyaçlarınızı karşılaması için baskı yaparken, onu ikna etmeye çalışıp uzun konuşmalarla onu suçlarsınız. Oysa doyumsuzluğunuzun sebebi, kendinizi yeterince sevmemeniz, yeterince ilgi ve değer göstermemenizdir. İçinizde küçük bir çocuk yaşadığını farz edin ve bir çocuğa sevginizi ilgi, alanınızı, ona verdiğiniz değeri nasıl gösterirseniz kendinizle de aynen öyle ilgilenin. Böylece eşinizden sevgi alma taktiklerini bırakıp, kendi bütünlüğünüzle eşinizin de, sizin için ne kadar büyük bir zenginlik olduğunun farkına varırsınız.
8- Eşinize Olan Bağımlılığınızın Önüne Geçmeyi Öğrenin; ”Onsuz yaşayamam”, ”onsuz nefes alamam”, ”onsuz bir hayat düşünemem”… bu ve benzeri düşünceler kararında olduğu sürece güzel duygulardır. Fakat kendinizi eşinize bağımlı hissedip, her an yanınızda olması istemek çok sağlıklı bir tutum değildir.
Eşinize bağlanmanızın sebeplerinden biri de sizin kendinizde hissettiğiniz bazı eksikliklerin onda olduğunu görmenizdir. Bu yüzden onunla olmak sizde aldatıcı bir bütünlük duygusu hissettirir. Bilinçli bir evlilikte bireyler, bir birilerini keşfetmenin yanında, kendilerini de her gün yeniden keşfetmeyi öğrenirler. Kişinin içinde tam ve bütün olmasını sağlayacak tek şey kendi gizli kalmış yanlarını keşfetmesidir. Mutlu bir evlilik için; Kendinize ait, kendinizi bulacağınız, nefes alacağınız alanlarınızın olması gerekir.
9- Koşulsuz Sevmeyi Öğrenin; Yüce Allah Kainatı muhabbet ve sevgi üzerine yaratmıştır. Hepimiz Allah vergisi yaratılışımızın bir parçası olarak, koşulsuz sevme yeteneğine ve dünya ile bütünleşme deneyimine sahibiz.
Yunus Emre’nin dediği gibi; “Yaradılanı Sev Yaradan dan Ötürü”. Tüm insanlar böyle bir fıtrat üzere yaratılmıştır. Sosyal şartlanma ve kusurlu yetiştirilme bu yaratılışımızın özünden uzaklaşmamıza sebep olur.
Koşulsuz sevmeyi öğrendiğimizde, içimizdeki sevilmek, kainatla bütünleşmek isteğinin varlığını daha iyi anlarız. Evliliğinizde de koşulsuz sevmeyi başardığınızda var oluşunuza dair özellikleri yeniden keşfetmeye başlarsınız. Evet eşinizin hoşnut olmayan tutumları olabilir fakat eminim sevilmeye değerde sırf yaratılış sebebi ile bile bir çok sebep vardır. Neye yoğunlaşırsanız onu arttırırsınız. Sevgiye yoğunlaşın, kainatı da evliliğinizi de sevgi sarsın.
10- İyi Bir Evliliğin Emek İsteyeceğini Unutmayın; Eğer hayalperest biri iseniz, iyi bir evlilik yapmanın doğru yolunun iyi bir eş bulmaktan geçtiğine inanırsınız. Oysa bilinçli bir evlilikte, iyi evlilik için doğru insan olmanız gerektiğini kavrarsınız.
Aşk ilişkilerine karşı daha gerçekçi bir bakış açısı kazandığınızda, iyi bir evliliğin sorumluluk, disiplin, değişme ve gelişme azmi ile oluşacağını anlarsınız. Evlilik emek ister, sıkı bir çalışma ister. Evlilikte mutluluğun kendiliğinden size gelmesini bekleyemezsiniz. Evlilik yolculuğu engebeli fakat keyifli bir yolculuktur. Kendinizi objektif bir şekilde değerlendirip, üzerinize düşeni yaptığınızda yolun sonu size mutluluk vaat eder.
Sevinç Karakaya
DevamıEşinize Sevginizi Nasıl Gösterirsiniz?
Evliliklerde sevgisizlik kadar, eşlerin birbirine sevgilerini doğru ifade edip, göstermemeleri de önemlidir. Biz çok kişi, kendi içinde eşine, çok büyük sevgi bağları ile bağlıyken, bunu gösteremeyip kendi içinde çürütebiliyor. Oysa sevgi sesinizden, sözlerinizden, tavırlarınızdan, onun için yaptıklarınızdan anlaşılır. Her kişinin kalbine giden doğru bir yol vardır. Peki eşinize sevginizi ifade ederken izleyeceğiniz yolda, nelere dikkat etmelisiniz?
1- Uyumlu Olmak; Eşinizle ne kadar uyumlusunuz? Bağınızı güçlendirecek kadar vakit geçiriyor musunuz? Birbirinizin ihtiyacına göre tavırlarınızda esneklik sağlıyor musunuz? Yoksa aynı evde ama ayrı dünyalarda mı yaşıyorsunuz?
”Uyum; Beraber vakit geçirebilmek ve benzer bir şekilde yaşabilme sanatıdır” Yaşam adına, yemek yemekten, giyinmekten tutun eğlence anlayışınız, idealleriniz, meşguliyetleriniz benziyorsa uyumu yakalayabilir ve ortak paylaşımlarınızla da beraberlik sağlayabilirsiniz.
Elbette birbirinizin kölesi yada tıpa tıp aynı olmak zorunda değilsiniz. Ruhunuz, kişiliğiniz, işiniz sosyal hayatınızda farklar olabilir. Uyum ve benzerlikleri, farklı dünyanızda ortak alanlar oluşturarak sağlayabilirsiniz. Aynı zamanda özgür fakat birbirine bağlı, farklı fakat benzer yanlara sahip olabilirsiniz. Farlılıklar arttıkça, eşler birbirinden uzaklaşır. Sonunda neden bile ayrıldığını bilmediğiniz boşanmalar gerçekleşir.
Unutmayın aynı evde yaşamak, aynı yatağı paylaşmak birlikte zaman geçirmek değildir. Eşlerin birlikte olduğunu söyleye bilmesi için ; Birbirine bakmayı, birbiri ile konuşmayı, birbirine dokunmayı ve birbirini dinlemeyi ihmal etmemesi gerekir. Eşler birbirinde huzuru; sarıldıklarında, tatlı sözlerinde, hoş kokusunda bulurlar. Hep dediğimiz şey kaliteli vakit geçirmek gerekir. Belki saatlerce sohbet gerekmez, gönül huzur bulunca fazlasını zaten istemeyecektir. Evliliklerde her günün, her gecenin ayrı sorumluluğu vardır. Bunları karşı tarafa toplu bir şekilde bir kerede verip, sonrasında yetinmesini beklemek, evliliğinizde çok daha büyük ihtiyaçlar doğurur.
2- Taktir Etmek; Sadece evliliklerde değil, sıradan ilişkilerimizde dahi taktir etmediğimiz biriyle sağlıklı ilişkiler kurmamız mümkün değildir. Fakat konu evlilik olunca karşılıklı taktir içermeyen bir evlilik yıkılmaya mahkumdur. Şöyle bir düşünün eşinize, yerine getirdiği sorumlulukları ve gayreti için ne kadar teşekkür ediyorsunuz? Değerini ve yaptığının sizin için önemli olduğunu biliyor mu? Son bir haftada kaç kez eşinize teşekkür ettiniz?
Eşiniz sizin tarafından beğenildiğini bilirse sevinir. sevinç ise size sadakatini destekler. Evliliğine ve size sorumluluk bilinci güçlenir. ”Sağ ol, teşekkür ederim, ne iyi ettin, iyi ki varsın, beni sevindirdin, seninle gurur duydum, çok beğendim, harikasın, Allah razı olsun” gibi ifadeler eşinizin kendisini beğendiğinizi anlamasını sağlar. Bir insanı karşısındaki için, çok çalışmak yormaz, vefasızlık, taktirsizlik yorar. Taktirsizlik zamanla kişinin içinde, artık ne ilişkisi, nede eşi için bir şey yapma isteği bırakmaz. Hele ki ”Eşimdir, tabi ki yapmak zorundadır” gibi tavırlar büyük saygısızlık ve evliliğinize ihanettir. Eşler arası karşılıklı sorumluluk eşlerin görevi olabilir fakat taktir de karşı tarafın borcudur.
Eşinizi baş başa ve başkalarının yanında sık sık taktir edin. Onu, yeteneklerini, gayretini, sorumluluğunu beğendiğinizi cömertçe ifade edin. Eşiniz taktir etmiyorsa da siz ona taktirin önemini anlatın, taktir ettiğinde buna olumlu geri bildirimle dönüş yapın. Bir çok aile taktirsizlik yorgunudur. Egonuz taktiri engellemesin, taktir sizi yükseltir onurlandırır.
3- Önemsemek; Belki de evlilikte en çok istenen şey eşi tarafından önemsenmek. Peki siz yeterince eşinizi önemsiyor musunuz? Önemsiyorsanız bunu kendisine nasıl gösteriyorsunuz? Umursamaz ve önemsemezseniz evliliğinizi yaşatamazsınız. Aranızdaki sevgi tükenir ve bununla da kalmaz aranızdaki nefret artar.
Her insan önemlidir. Ve kendiside önemini bilir ve çevresinde de kendisini önemseyen insanlar olsun ister. Hepimiz eğer bağımlılıklarımız yoksa bizi önemsemeyen insanlardan uzaklaşmak isteriz. Önemsemeyen eş ise sizi evliliğinizden uzaklaştırır. Aynı şey karşı taraf için de geçerlidir. Eşiniz ile iletiminizin her anı onu önemsediğinizi göstermelidir. Onu özenle karşılamalı, dikkatle dinlemelisiniz. Görüşlerini alın sorularını cevaplandırın, saygılı bir üslupla konuşmayı ihmal etmeyin.
Özellikle evlilikten sonra bayanlarda kendini salma, erkeklerde kişisel bakımına yeterince önem göstermeme olabiliyor. Fakat evliliğinizin üstünden yıllar geçmiş olsa bile, bakımlı ve temiz olmak, bir birinize ve ilişkinize verdiğiniz önemin göstergesidir.
4- Güvenmek; Güvensiz bir evliliğin yürümesi mümkün değildir. Eşinize yeterince güveniyor ve güvenilir olduğunu hissediyor musunuz? Elbette aldatmaya, ihanete, uygunsuz işlere karşı duyarlı olmalısınız. Fakat gereksiz önyargı, yarım yamalak bilgi, her an bu evliliğin başına kötü bir şey gelme düşüncesi gibi vesveseler evliliği yok eder.
Hiçbir haklı sebebiniz yokken, eşinizi güvensiz bir konuma sokmak evlilik bağlarınızı zedeler. Hiç bir sebep yokken eşinin çantasını, telini karıştıran, sıklıkla mesajlarını kontrol eden, nereye gittiğini izleyen eşin ya ruhsal problemleri vardır yada eşine güvenini çoktan kaybetmiştir. Aşırı öfke, şiddet, eve geç gelmek, bazen gelmemek, gizemli harcamalar, sorumsuzluk, kötü alışkanlıklar eşlerin birbirine güvenini yok eder. Güven yoksa evlilikte huzurda yoktur. Her zaman tedirginlik vardır.
Güvenmemek kadar güvendiğinizi göstermekte bir sorundur. Siz eşinize ona güvendiğinizi gösteriyor musunuz? Eşinizin sadakatine, bağlılığına, vefasına, yeteneklerine inandığınızı hissediyor musunuz?
Eşinize güveninizi ona fikrini danışarak, düşüncesini dinleyerek gösterebilirsiniz. O sizin yol arkadaşınız hayat ortağınızdır. Evliliğinizle hatta kendinizle ilgili kararlarınız onu da ilgilendirir. İzni gerekmese de fikrini almalısınız. Eşinize güveninizi hissettirmediğinizde onu güveneceği başkalarına itersiniz. Güven vermez ve güvenmezseniz unutmayın sevdiklerinizi kaybedersiniz.
Sevinç Karakaya
DevamıEşinizle Sorunlarınızı Çözmek İçin 3 Basit Yol
Evliliklerdeki anlaşmazlıklar eşleri seçim yapmak zorunda bırakır. Anlaşmazlıkları çözme de ise her eş diğerinin üzerinde güç kurmaya çalışır. Fakat bu güç savaşlarında kim kimi yenerse yensin, eşler birbirine karşı olduğu zaman evliliklerinde sahip oldukları ortak güçlerini yitirirler. Sonuç olarak anlaşmazlıklar eşlerin birbirinin hayatını zenginleştirmesine değil, birbirlerini yaralamaya hizmet eder.
Mutlu ve sağlıklı bir evlilik için anlaşmazlıkları çözüme kavuşturmak şarttır. Eşler tartışmaya başlar başlamaz ara vermeli ve sorun çözme yöntemlerini kullanmalıdırlar. Peki nedir sorun çözme yöntemleri;
1- İyimser Bir Ruh Hali Takının; Kişiler iyimser bir ruha hali içinde olduğunda, anlaşmazlıklarda daha esnek bakıp, daha sağlıklı çözümler üretebiliyorlar. Eşler arası çelişki ne kadar fazla ise iki tarafında memnun kalacağı, ortak bir çözüm bulma olasılığı da o kadar azalıyor.
Eşler yorgun, aç yada sinirli iseler veya acele işleri varsa normal ruh hallerine göre anlaşamamaları daha yüksek ihtimaldir. Böyle bir ruh halindeyken konuşmayı deneseler bile çözümler yetersiz olacaktır. BU sebeple eşler ruh halleri düzeldiği zaman sorunlarına çözüm aramaya başlamalıdır. Peki bu iyimser ruh halini nasıl kazanabilirler?
İyimser Ruh Hali Nasıl Oluşur?
Bir evlilikte eşlerin iyi ruh hali içinde, olmalarının yolu birbirleri ile ”açık iletişim” içinde bulunmalarıdır. Açık iletişim eşler arasında samimi ve net bir anlaşmayı sağlar. Aralarında sanki yazılı olmayan gizli bir anlaşma var gibidir. Bu anlaşma sayesinde eşler, eşit ve özgürdür. Kadın erkek ayrı kişi olarak kendilerinin dışında bir dünya ile iletişim kurabilir. Birbirlerinin gelişimine katkı sağlayabilir ve her geçen gün aralarındaki sevgi, saygıyı güçlendirebilirler.
son zamanlarda çok rastladığım ”Kapalı iletişim” hakim olan evliliklerde ise; eşler birbiri ile devamlı birlikte olduklarında sorunlarını çözebileceğini düşünüyorlar. Oysa ki kapalı İletişimli bir evlilikte eşler birbirinin iç dünyasından bir haberlerdir. Karı koca içlerinden geldiği gibi değil beklentilere uygun şekilde rollerini oynarlar. Böyle bir evlilikte sorunlarına çözüm bulmak çok zordur. Bu evlilikler soğuktur, can sıkıntısı çoktur ve eşler git gide birbirinden uzaklaşırlar. Beraber fakat ayrı dünyalarda yaşarlar.
Bu problemin çözümü ve iyimser bir ruh halini kazanmanın yolu; Eşlerin birbirlerine bağlılık, canlılık ve dengeli faaliyetlerinin sayısını artırmaktan geçer. Eşler kesintiye uğramadan bir araya gelip kaliteli vakit geçirme zamanlarını düzenlemelidirler.
2- Kendinizi Ve İlişkinizi Konuşabileceğiniz Toplantılar Düzenleyin; Size sorsam… Sürtüşmeler yaşamadan sağlıklı bir ilişki kurmanın en kestirme yolu nedir? zamanla eşiniz ile aranızda oluşan mesafeyi ve birbirinize karşı kayıtsız kalmayı nasıl ortadan kaldırabilirsiniz? Çoğumuz kendi ilişkilerimize gelince tıkanıp kalıyoruz cevap veremiyoruz değil mi? şimdi bunun için size pratik bir çözüm öneriyorum. Sorularınızın cevabını bulacağınız, kendinizi ve ilişkinizi konuşup tartışabileceğiniz toplantılar düzenleyin.
Genelde benim sık sık eşlere tavsiye ettiğim, bu yöntemi biraz açalım… Eşinizle kendinize ait, çocuklar yada yakınlar olmadan, on iki saat hiç ayrılmadan ve uyumadan bir odada beraber bu zamanı geçireceksiniz. Dikkat dağıtan televizyon, telefon görüşmeleri de olmayacak. Hatta yemek yapmaya da zaman ayırmamak için en sağlıklı olan otel odasıdır tabi ki olmuyorsa ev ortamında şartlarınızı kendiniz ayarlayabilirsiniz. Birbirlerinize her şeyi söyleyebilmeli fakat fiziksel şiddet uygulanmamalıdır. Birlikte olmak şartıyla sessiz kalabilirsiniz. on iki saat boyunca her ikinizde kişisel olmak şartıyla, aranızdaki ilişkiden ve kendinizden konuşabilirsiniz. İşle ve çocuklarla alakalı konulara girilmeyecek. Sadece kendiniz üzerine yoğunlaşın.
Bütün kaçış yolları kapandığı zaman eşler birbiri ile sağlıklı iletişim kurabilir. Saatler geçtikçe birbirlerine iç dünyalarını açabilir. Evet size on iki saat uzun gelebilir fakat unutmayın evlilik bir ömür boyu süren beraberliktir.
İlk anda biraz çekingen ve acemlik çekebilirsiniz, fakat bir süre sonra bir müddet tartışır bir müddet barışırsınız. İnanın bu süreçte kendinizi birbirinize daha yakın hissedersiniz. Tartışmalardan, yemekten ve birbirinize yakınlaşmalardan sonra konuşmaya başlarsınız. Zaman bol olduğu ve kimse sizi rahatsız etmeyeceği için en derinde kalan duygularınızı birbirinizle paylaşmanızda mümkündür. Aslında eşler bu konuşmalar sonunda ”Birbirlerini kaybetmekten ne kadar çok korktuklarının” farkına varırlar. Birbirinizin neyden incindiğini, net bir şekilde görebilirsiniz. Belki ağlayabilir, birbirinize sarılabilirsiniz. Birbirinize iç dünyanızı açma cesaretini keşfettiğinizde daha önce paylaşamadığınız mutluluk ve mutsuzluk duygularınızdan da bahsetmenin keyfini yaşayabilirsiniz.
Bu uygulamayı iki ayda bir gerçekleştirmek ilişkinizi iyileştirmekte çok faydalı olacaktır. Hatta sadece sorunlu değil, normal giden evliliklerde de zaman zaman yapmanızı tavsiye ederim.
3- Evliliğinizi Değerlendirmek İçin Yardım Alın; Özellikle boşanmayı düşünen eşlerin, hayat boyu suçluluk ve pişmanlık duymamaları için doğru kararı verdiklerinden emin olmaları gerekir. Eşler evliliklerini değerlendirmek için yardım almalıdırlar.
Evliliklerinin sorunlarının çözmek isteyen eşler her zaman, şu sorunun cevabını aramalıdır. Acaba attığım her adım, söylediğim her söz, yaptığım her iş evliliğimi zenginleştiriyor mu? Bu sorunun cevabını sağlıklı bir şekilde bulabilmek için, kişi gururunu, egosunu bir kenara bırakmalı, bağışlama yolunu aramalı, bağışlama sunmalı ve kendi kusurlu yanlarının farkında olmalıdır. Ve bu her zaman kendi başımıza çözeceğimiz bir sorun değildir. Dışarıdan tarafsız bakan, size yol arkadaşlığı yapacak bir uzmanla çalışmak her zaman çok daha sağlıklıdır.
Leo Buscaglia’nın da ifade ettiği gibi, ”Boşanma, kavga, tartışma sorunlarınızı kesinlikle çözmez. Daha iyisi anlayışlı, sıcakkanlı ve esnek olmaktır.”
Eşler evliliğe gözleri açık gitmeli fakat evlilik süresince gözlerini yarı kapamalıdırlar. Birbirlerinin iyi özelliklerine ve her türlü şefkat, sevgi gösterilerine karşı gözlerini açmalı, kusurlarına ve tuhaflıklarına gözlerini yarı kapamalıdırlar. Ancak o zaman istediğimiz ömürlük bir beraberliği elde edebiliriz.
Sevinç Karakaya
DevamıMükemmel Evliliği Nasıl Gerçekleştirirsiniz?
Evlilikte bay/bayan mükemmeli arayanlar ya da ideal eşini bulamadığını düşünenler üzülmeyin, çünkü evliliklerde çiftlerin her bakımdan uyumlu ve denk oldukları mükemmel evlilik yoktur. Ayrıca yüzde yüz uyumlu mükemmel bir eş aramak doğru değildir.
Hiç Bir İnsan Birbirinin Aynı Olamaz;
Evlilikte çiftler eşinin kendisi gibi olsun, derdini söylemeden anlasın, aynı şeylere üzülüp aynı şeylerden zevk alsınlar gibi… beklentilere girerler. Unutmayın ki, hiç kimse diğerinin aynı değildir,
bu yüzden evlilikte iki insanın birbirine her açıdan denk ve uyumlu olması beklenemez. İdeal eş, kendisindeki aynı özellikleri taşıyan kişi olarak düşünülmesi yanlıştır. Her insanın kendine özgü, yetişme ortamı ile de paralel bir evlilik algısı ve bu algı çerçevesinde eşinden beklentileri, eşi olarak seçtiği insanda görmek istediği birtakım özellikler vardır. Bu özellikler, birbirine ne kadar uyumlu ise, eşler o kadar kendilerini birleştiren ortak değerlere sahip olurlar. Ve böyle evlilikler için denilebilir ki, ideale çok yakın evliliklerdir.
Eş seçiminde kişilerin beklentilerini daha gerçekçi boyutlara taşıması kendisine yüzde yüz uyumlu birini bulma arzusundan vazgeçmesi gerekmektedir. Aksi taktirde ortaya çıkan farklılıklar kişilerin hayal kırıklığı yaşamasına sağlar.
Peki evlilikte uyumu yakalayabilmek neden önemli ve ne kadar uyumlu olmak yeterli ? Evlilikte ideal değil de olması gereken uyum nasıl olmalı bir kaç maddeyle ile bakalım.
1- Her Zaman Aynı Fikirde Olmak Zorunda Değilsiniz;
Eşler her konuda aynı fikirde olmak zorunda değildir. Elbette olaylara farklı pencereden bakabilirler önemli olan ise eşlerin buluşacak ortak bir nokta bulabilmesidir.
Farklı bakış açıları eşleri, çatışmaya götürüp evliliklerini içinden çıkılmaz bir hale getirebilir. Çatışma içinde olan, çıkmaza girmiş sorunların altında genelde bu farklı bakış açıları yatmaktadır. Çiftlerin yapması gereken; iki tarafın da kendi bakış açılarının dışına çıkabilmeleri gerekir. Sadece kendi fikrinin doğru olduğuna inanıp ilişkide kurallar oluşturduğunuzda en basit konulardaki çatışmalar bile çözümsüz problemlere dönebilmektedir. Ancak eşler birbirinin bakış açısını anlayabilmek için kendi fikirlerinin dışına çıkma esnekliğini gösterebildiğinde her iki tarafın da ortada bir noktada buluşabilecekleri üçüncü bir seçeneği bulabilirler. Orta bir noktada buluşmak her zaman mümkün olmayabilir ama en azından kendi fikirlerini birbirine dayatma çabası içine girmeden birbirini anlama çabası içinde olmaları ilişkide uyumun korunmasını sağlar.
2- Evliliğin Devamı İçin Sağlıklı İletişim Çok Önemlidir;
Bir evlilik için sevgi ve aşk önemlidir. Fakat uyum ve sağlıklı bir iletişim çok daha önemlidir. Aşk iki insan arasında başlangıçta çekimi sağlıyorsa da sevgi ve bağlılık duyguları ancak etkili bir iletişimin kurulabildiği iyi bir ilişki içinde gelişmeye devam eder. Uzun süreli ilişkilerde çiftlerin hep olumlu duygular yaşaması elbette beklenemez, karşılaşılan problemlerde, çatışmalar yaşandığında doğal olarak duygularda iniş çıkışlar olacaktır. Eğer problemleri çözümleyip ilişkideki uyumu sağlayacak etkili bir iletişim kurulamazsa zamanla çiftin arasındaki duygusal bağların zayıflayıp ilişkide kopma olması muhtemeldir. Çok büyük sevgi ve aşk ile başlayan evliliklerde bile eğer sağlıklı bir iletişim kurulamıyorsa, iletişimsizlik zamanla sevgiyi ve aşkı yıpratır. Ve evliliklerine ciddi yaralar açar.
3- Evlilikte Cinsel Uyum Önemlidir;
Evliliğin amaçlarından biride, toplum normlarına uygun, hem de sağlıklı bir cinsel ilişkinin yaşanabilme arzusudur. Evlilik uyumunda önemli faktörlerden birinin de cinsel uyumdur. Eşler cinsel yaşamlarında olması ya da olmaması gerekenleri birlikte konuşarak belirlemeleri gerekmektedir ve bu da iyi bir iletişim kurmalarıyla sağlanabilecektir. Cinsel uyum eşlerin birbirinden karşılıklı cinsel beklentileri anlatmaları ve ortak noktada buluşmaları cinsel uyumu yakalamada önemlidir.
Sorunlarınızı Konuşmaktan kaçmayın; Sağlıklı ve mutlu bir cinsel yaşam için eşlerin sorunlarını konuşabilmeleri, bundan çekinmemeleri, cinsel konularda bilgilenerek hem cinselliği hem de birbirlerini tanımaya çalışmaları gerekir. Evliliğin bütününün sağlıklı olması için hem eşler arasındaki iletişimin hem de cinselliğin sorunsuz gitmelidir. Bir alanda yaşanan sorunlar diğer alanı da etkiler. Cinsellik evlilik ilişkisinde önemlidir çünkü kişiliğin bir parçası da cinsel kimliktir ve ruhsal bütünlük için insanın cinsiyete ait ihtiyaçlarının da karşılanması gerekir. Sağlıklı cinsellik bir yaşantı eşler arasındaki sevgi, güven ve bağlılık duygularına katkı sağlar ve eşler arasında olumlu duygular ve bağlılık tam olduğunda gündelik yaşamdaki sorunların çözümlenmesi de daha kolay olur.”
Sevinç Karakaya
DevamıEvliliğiniz İlk Günkü Gibi Olsun İster misiniz?
Her evlilik başlarken, asla eskimeyeceğine inanılarak başlanan bir yolculuktur. Oysa zamanla çiftler yol yorgunu olur. Git gide eski canlı, neşeli, ilginç ve keyifli hali giderde, sıradan yaşanması için yaşanılan, yürünmesi için yürünen yollar haline gelir evlilikler…
Oysa ne kadar isterdik değil mi? Evliliğimizin ilk tanıştığımız gün gibi tazeliğini koruması, birbirimize ilk gün gibi bakabilmeyi… Neler yapmıyoruz ki o günlere tekrar dönebilmek aynı heyecanı aşkı sevgiyi hissetmek için. Kitaplar okuruz, dergiler karıştırırız, seminerlere katılırız, zaman zaman uzmanlardan yardım alırız. Bugün ilişkinizdeki heyecan, tutku ve saygının kaybetmemeniz için uzun uzun açıklamalar olmayacak fakat günlük hayatınızda küçük değişiklikler yaptığınızda, ilişkiniz için günlük hayatınızda dikkat edeceğiniz bir kaç davranış ile nasıl evliliğinizi ilk günkü haline getirebilirsiniz bununla ilgili bir kaç tüyo paylaşacağım.
Nasıl ki bir çoğumuzun her gün yapacaklar listesi yada aylık, yıllık planlarımız olduğu gibi evliliğiniz içinde buna benzer bir yapılacaklar listeniz olmalı… Her gün nelere dikkat etmelisiniz?, Haftada bir neler yapsanız ilişkiniz daha canlı olur?, Evliliğiniz ilişkiniz için aylık, yıllık neler planlasanız daha uzun soluklu bir ilişkiniz olur? İşte evliliğiniz ilk gün gibi nasıl olur listemiz…
- Günlük koşuşturmaca da eşler birbiriyle sohbet etmeyi unuturlar. Muhakkak her gece sohbet etmeye önem gösterin. Sohbetin çok uzun olması gerekmiyor. Fakat en az 10-15 dakikanızı birbirinize gününüzün nasıl geçtiğini anlatmaya ayırın. Tabi yanınızda kimse yokken ve birbirinizin yüzüne bakarken bunu sohbeti gerçekleştirmeniz oldukça önemli.
- Eşler duygusal bağının güçlenmek için sevgilerini dokunarak göstermelidir. Bunu sarılarak, el ele tutuşarak yada masaj gibi tamamen cinsellikten bağımsız dokunmalarla yapabilir ve bu şekilde duygusal bağlarını, ilişkilerini güçlendirebilirler.
- Eşinizi sabah evden uğurlarken yada beraber bile çıkıyor olsanız, eşinizin gün içinde yapacağı en az bir şeyi öğrenmeden ayrılmayın. Tabi ki bu öğrenme metotları aşırı merak ve baskı ile olmalıdır. Günlük basit şeyler, mesela bir yemeği yada toplantısı var mı? Yada arkadaşları ile buluşacak mı? gibi…
- Sabahları ayrılırken muhakkak helalleşin, sarılmadan ve eşinizi öpmeden birbirinizden ayrılmayın. Unutmayın sıradan vedalaşmalar gibi görünen hoşçakallar sevdiklerimizi son kez görüşünüzde olabilir.
- Eşinize ‘Şu anda ne yapıyorsun’ sorusunu gün içinde en az bir kez merakla ve gülümseyerek kendinize sormalısınız. Onu düşündüğünüzü gösterin. Beklemediği bir telefon ya da sürpriz bir not, bir mesaj atabilirsiniz.
- Eşinizle en az günde bir öğün beraber yemek yemeye çalışın. Her zaman yediğiniz yemek çok romantik olmak zorunda değil, yeter ki öğününüz beraber olsun.
- İlişkinizde ya da eşinizde var olan ve çok sevdiğiniz bir özelliği her gün düşünün. Eşinizde hayran olduğunuz bir şey nedir? Eşinizin sevdiğiniz bir özelliği nedir? bunları düşünün ve mümkünse zaman zaman eşinize de söyleyin.
- Ve günde en az bir kez eşinize küçük bir şey için bile olsa ‘teşekkür’ edin.
Her Hafta Yapılacaklar Listesi;
- Eşlerin birbirini taktir etmesi çok önemlidir. Genelde olumsuz hareketlere odaklanılsa da unutmayın ki mutlu evliliğe sahip eşler birbirlerinin olumsuz değil, olumlu yanlarına odaklanır ve bunu taktir ederler. Örneğin haftada bir de olsa ‘Şunu yapmanı ……… çok seviyorum.’, ‘Bu özelliğin çok hoşuma gidiyor.’, ‘Hatırlıyor musun, o gün böyle yapmıştın ya…. beni ne kadar mutlu ettin’ gibi cümleler kurabilirsiniz. İnanın taktirin size geri dönüşü artarak gelecektir.
- Yapılması gereken paylaşımlar, her zaman bize zevk vermeyebilir. Bazı yapılacaklar hoş olmasa da beraber yapmaya çalışın, iş paylaşımı yapın. Bu paylaşım ortak temizlik, alışveriş yada tamir olabilir fakat he ne ise sonuna kadar beraber yapmak için çaba gösterin. Özellikle bayanlara burada çok iş düşüyor. Eşinize ona ihtiyacınız olduğunu uygun bir dille ifade edin. Ve bu işlere biraz eğlence katın.
- Baş başa zevk alacağınız bir yerlere gidin. elbette bu listeyi yapılması gereken bir liste değil de yapmak istediğiniz bir liste olarak görmeniz çok önemlidir, aksi taktirde beraber vakit geçirmek size eziyet haline gelir. Mesela Sinema? Pazar kahvaltısı? Ya da bir kahve molası? Güzel bir akşam yemeği? Yürüyüş? Her ne olursa… Sadece keyif aldığınız için ve en azından bir saatliğine birlikteliğiniz ve kendiniz için vakit geçirin.
- Eşinizin kendine özel bir vaktinin olmasını sağlayın. Ve aynı şekilde kendinizin de, dilediğiniz gibi geçirebileceğiniz. Dilerseniz arkadaşlarınızla görüşerek, dilerseniz spor yapabilir yada sevdiğiniz bir şeyle kendinizi mutlu edebilirsiniz.
- Mutlu bir cinsel yaşam, ancak ilişkiye dair pek çok başka tatmin ile birlikte gelir. Hafta sınırı koymaksızın, her ikinizin de memnun olduğu bir cinsel yaşamı hedef almalısınız.
- Eşinizin çok seveceği ve sevineceği bir organizasyon yapın. Tabi bu organizasyonu eşiniz kendisi için yapıldığını anlaması önemlidir. Sadece kendisi için düşündüğünüz ve tam gününüzü ona ayırdığınız bir plan emin olun herkesin hoşuna gidecek ve kendini özel hissettirecektir. Eşinizde kendini özel ve değerli hissedecektir.
- En az bir sürpriz sunun. Önemli olan sizin değil, onun hoşlanacağı bir sürpriz olmasıdır.
- Her ikinizin de hayatında var olan güncel sıkıntılardan konuşun. İş yaşamında, aile hayatında ya da arkadaş çevresinde yaşanan herhangi bir sıkıntı, sorun, onu endişelendiren, geren herhangi bir durumu konuşabilirsiniz. Fakat dikkat etmeniz gereken en önemli durum asla ve asla meseleye eşinizin ‘sıkıntı yaşadığı kişinin gözünden bakmayın.’
- Mümkünse ayda bir hafta sonunu çocuklar yada yakınlarınız olmadan geçirmeye çalışın. Nerede olduğu önemli değil, nasıl geçirdiğiniz önemlidir.
Yıllık Yapmanız Gerekenler;
Gerek eşinizle gerek kendinizle ilgili, bildiğiniz temel bilgileri güncelleyin: Yakın/uzak geleceğe dair hayalleri neler? Mesela; İlişkinize dair, ailenize dair, işinize dair, arkadaşlarınıza dair, yaşadığınız eve dair ne gibi hayalleriniz var? neler yapmak istiyorsunuz? Bunları konuşun ki en güzeli beraber hayal edin.
Sevinç Karakaya
DevamıMutlu Evlilik İçin 7 Öneri
1- Eşinizi Kimseyle Kıyaslamayın;
Evlenirken hiç bir kusurunu görmediğiniz, sizin için ideal olduğunu düşündüğünüz çok etkilendiğiniz eşiniz hakkınızdaki fikriniz ne oluyor da değişiyor ? Farklı kişilerle kıyaslamalar başlıyorsunuz, arkadaşlarınızın eşi sanki onlara karşı sizin eşinizden daha ilgili geliyor. Bilin ki uzaktan baktığınız her kişi eşinizi, ilk tanıdığınız gün gibi size kusursuz gelebilir. Fakat her şey dışarıdan göründüğü gibi değildir. Mükemmel insanlar olmadığı gibi mükemmel evlilikler de yoktur. Evliliğinizi başka evliliklerle kıyaslamak yerine size ait olan ve sizin ait olduğunuz eşin sizin için en iyi eş olduğunun farkına varmalısınız. O yüzden bırakın başkasının eşi ne hediye almış, nereye tatile götürmüş yada daha kibarmış siz kendi eşinizin olumlu ve bir zamanlar sizin için vazgeçilmez olduğunu düşündüğünüz özelliklerine odaklanın. Bir çok bayanın hatta erkeğinde özellikle hanımlarını başkaları ile kilo ve güzellik noktasında kıyaslaması bir nevi aldatma sayılmaktadır. Evliliklerde kıyaslamalar en büyük kavga sebeplerinden biridir. Tabi kıyaslamamak kadar kıyaslanmamaya özen göstermekte önemlidir. Bunun eşler karşılıklı olarak kıyaslanacak konuma düşmemeye de önem göstermelidir.
2- Cinsel Hayatınızı Önemseyin;
Evlilikte cinsel hayat gizli anahtar gibidir. Çoğu zaman tartışma sebeplerinin adı başka başka olsa da, altında yatan gerçek sebep eşlerin cinsel hayatlarındaki boşluklardır. Denilebilir ki evliliği ayakta tutan çok faktör vardır fakat hiç biri cinselliğin yerini tutamaz. Cinsellik noktasında bize toplum olarak yüklenen çok tabu vardır. Fakat sağlıklı bir evlilik için eşlerin birbiriyle cinsel sorunları yada beklentileri hakkında açık açık konuşmaları gerekmektedir. Cinsel hayatınızı sıradanlaştırmayın, cinsel birliktelik sayısını kesinlikle azaltmayın. Cinselliği eşinize bir şey yaptırmak veya yaptırmamak için silah olarak kullanmayın. Aile mahremiyetinin en önemli unsuru olan cinselliğin iki taraf içinde bir ihtiyaç olduğu unutulmamalıdır.
3- Kadınların Ve Erkekler Farklı Olduğunu Unutmayın;
Her zaman söylediğim ve hiç bir zaman unutmamanız gereken bir diğer kuralda kadınlar ve erkekler farklıdır. Hayatı algılamaları kadar, algıladıklarına verdikleri tepkilerde farklıdır. Fakat bizler karşı cinsi hem cinslerimiz gibi düşünüp hareket ediyormuş gibi davranmakla en büyük hatayı yapıyoruz. Evlilikte de eşlerin en büyük yanlışlarından biri; karısını veya kocasını kendi cinsiyetine, kendi duygu ve düşüncelerine göre yorumlaması, eşin hareketlerine kendince anlamlar yüklemesidir. Kadın ile erkeğin farklı yaratılmışlardır. Kadınsı duygu ve düşüncelerle erkeğin davranışlarını yorumlamak, erkeksi duygu ve düşüncelerle kadının davranışlarını yorumlamak sadece anlaşmazlığa götürür. Yapılması gereken sağlıklı iletişim için eşlerin birbiriyle konuşmasıdır. Neyden şüpheleniyorsanız, neyi merak ediyor veya anlamlandıramıyorsanız bunu sakin şekilde eşinize sormalısınız. Kafanızda senaryolar kurmak sizi sadece içinden çıkamayacağınız tartışmalara sürükler. Tatmin olana kadar sakin şekilde eşinize sorun.
4- Sorunları Biriktirmeden Çözün;
Siz sorunları arkanıza atıp görmüyor gibi davrandığınızda sorunlar azalmaz. Aksine sorunlar içinizde patlamaya hazır bir yanar dağ gibi, bir bir içinde tutulup , dile getirdiğinde eşinin cevap veremeyeceği en zor anı beklemektedir. Biriktirilen sorunlar bir nevi hafızanın derinliklerinden çıkarıp eşe karşı bir silah olarak kullanılır. Patlama zamanı geldiğinde tüm sorunları eşin üzerine kusmak yerine tüm sorunları eşinize zamanında açın; eleştirmeden, öfkelenmeden, sadece çözüm arayışıyla bunu yapmaya çalışın. Sorunları biriktirmeden, konuyu saptırmadan, şahsını yaralamaya değil de konuya , soruna değil de çözüme odaklanın.
5- Eşiniz Sizin Rakibiniz Değil;
Mutlu evliliklere bakıldığında eşler birbirinin taktir edilecek özelliklerini öne çıkardığını görürken, sorunlu evlilikler de ise eşlerin anlamsız bir yarış halinde olduğu görüyoruz. Sanki birbirlerini geçilmesi gereken bir rakip gibi davranıyorlar. Kimin daha başarılı olduğu, kimin önceden bildiği, kimin haklı çıktığı konuşulur devamlı konuşulan konular arasındadır. Özellikle haklılıktaki skor çok önemlidir. Eğer bir konuda haksızsanız ve haksızlığınızın farkına vardıysanız bunu hemen itiraf edin. Evlilik ‘ben’ değil ‘biz’ olmaktır. Eş ile yarışmak yerine eşin başarısından pay çıkarılmalı, bundan mutluluk duyulmalıdır.
6- Eşinize Kendini iyi Hissettirin;
Şöyle bir sahne düşünün yanınızdaki kişi devamlı eleştiriyor, şikayet ediyor kendinizi nasıl hissedersiniz? Kendinizi iyi hissetmezsiniz ve o kişinin yanında olmak istemezsiniz. Çünkü hepimiz yanında iyi hissettiğimiz kişiler ile birlikte olmak isteriz. Aynı durum eşiniz içinde geçerlidir. Eşinizi sürekli eleştiriyor yada şikayetleriniz ile boğuyorsanız sizden uzaklaşmak isteyecektir. Beğenilmek, güzel söz duymak, istenildiğini hissetmek, takdir edilmek kişinin özgüvenini yükseltir. Eşinizin hoşa gitmeyen yönlerini açığa çıkarmak yerine güzel yanlarını vurgulayın. Sizin yanınızda kendisini iyi hissetmesini sağlayın ki sizin yanınızdan ayrılmak istemesin.
7- Hayatı Paylaşın;
Evlilik bir yemin ile başlamıştır. iyi günde kötü günde hastalıkta sağlıkta hayatı paylaşma adına… madem hayatı paylaşıyoruz, hayatı kolaylaştırmanın yolu sorumlulukları da paylaşmaktır. Faturaları yatırmak, çocuğu okuldan almak, iltifat etmek, romantik bir gece düzenlemek… Her ne olursa olsun, bir taraf ‘hep ben yapıyorum, biraz da o yapsın’ derken diğer taraf ‘hep o yapıyordu, şimdi ne oldu da benim yapmamı bekliyor’ der. Biri yıllardır taşıdığı sorumluluklardan yorulmuş veya sıkılmış, haklı olarak artık paylaşma vaktinin geldiğine inanıyordur. Diğeri devranın değişmesinden rahatsız, bu değişikliğin altında kuşkulanılacak bir şey arıyordur. Bu vakte kadar nasıl gelindiyse gelindi. Artık bundan sonra nasıl bir yol izleyeceğinizi düşünmelisiniz. Evlilik ‘eş’ olmaktır, birbirini tamamlamaktır. Maddi ya da manevi tüm sorumlulukları paylaşmalısınız.
Sevinç Karakaya
DevamıEşiniz İle Yaptığınız İletişim Hataları
Hayatta bize en yakın kişinin eşimiz olması gerekirken, kendimizi en iyi hissettiğimiz gereken o iken yada en rahat onunla iletişim kurmamız gerekirken, bazen oluyor ki hiç tanımadığımız kişi ile bile eşimizden çok daha rahat iletişim kurabiliyoruz.
Oysa ki; İyi giden bir ilişkiye sahip olmanın en iyi yolu, iyi bir iletişimden geçer. İletişim problemlerinizi çözmek için, geç kalmış sayılmazsınız. İyi bir iletişimin belli kuralları vardır; karşınızdakine açık sözlü olmak, mimikleri ve beden dilini doğru kullanmak bunların başında geliyor.
Eşiniz sizin espri anlayışınızı, nelere sinirlenip sinirlenmeyeceğinizi, neye nasıl tepki vereceğinizi gayet iyi bilir. Yani düşündüğümüz de diyebiliriz ki, eşinizle kurduğunuz iletişimin, bir mağazadaki tanımadığınız biriyle kurduğunuz iletişimden daha iyi olması beklenir. Fakat bunun tam tersi tanımadığınız biriyle daha iyi iletişim kurabiliyorsunuz. Bunun sebeplerinin arasında; beklentiler ve çiftlerin birbirini çok yakın olmalarından kaynaklanabilir. Elbette yakın olmanın bir sakıncası yok fakat bir süre sonra kişiler karşısındakinin, kendisini hemen anlamasını bekler. Sanki kendisi hakkında her şeyi bilmesi gerektiğini düşüncesine kapılabiliyorlar. Öyle ki her şeyi kısa yoldan anlatmayı seçiyorlar.
Yapılan araştırmalar gösteriyor ki çiftler arasında yaşanan iletişim problemi üç yanlıştan dolayı ortaya çıkıyor. Eğer bunlar üzerinde çalışırsanız emin olun, eşinizle aranızda çok daha güçlü bir iletişimin kurulacaktır.
1- Şifreli Konuşmalar Yada İmalardan Vaz Geçin; Şifreli konuşmak özellikle kadınların çok sık yaptığı bir şeydir. Nasıl mı? Mesela eşinizle evliliğinizin başları ve birbirinizi çok iyi tanımıyorsunuz. Bir gün ona şöyle bir cümle kurdunuz, ”Hava çok soğuk, üşüdüm” belki o an aslında üşümediniz sadece size sarılmasını ya da ceketini çıkarıp omzunuza koymasını istediğiniz için böyle söylediniz. Ama o esas söylemek istediğinizi anlamazsa sizi hayal kırıklığına uğratmış olacaktır.
Kadın erkek ilişkilerinde sık sık karşılaştığımız bir başka senaryodan daha bahsetmek istiyorum. Yine evliliğinizin ilk dönemlerinde, eşiniz arkadaşlarıyla gece dışarı çıkacağını söyledi. Siz de kaçta döneceğini sordunuz. ”Çok geç kalmam” dedi. Saatler 00:00’i gösterdiğinde eşiniz hala dönmemiş olduğunu görüyorsunuz, bu sizi yine hayal kırıklığına uğratır. Çünkü size çok geç dönmeyeceğini söylemişti. Ama onun geç saat anlayışıyla sizin geç saat anlayışınız aynı değil. Eğer ”saat01:00 gibi döneceğim ” gibi net bir cevap verseydi sizin için problem teşkil etmeyecekti.
Kadın ve erkeklerin anlayışları farklıdır ve bu anlayış farklılıkları ilişkide iletişim problemi yaşanmasına, bu problemlerde tartışmalara yol açmaktadır. Bu durumun çözümü ise çok kolay… Eşiniz yoruma açık bir şey söylediğinde kafanıza kurcalayan bir şey olursa, ona hemen tam anlamıyla ne demek istediğini sormalısınız. Deminki örneğe dönersek ”çok geç kalmam” dediğinde kaçta geleceğini sorun. Emin olun, bir sonrakinde siz sormadan o, bu şekilde cevap vermeye başlayacak. Çünkü sizin bu bilgiyi edinmek isteyeceğinizi tahmin edecektir. Tabii ki her şeyi karşı taraftan beklememek lazım. Siz de aynı şekilde iletişim kurmaya özen gösterin. Hafta sonu baş başa evde olmak istiyorsanız ”Bu hafta sonu seninle evde baş başa olmak istiyorum” demelisiniz .
Uzun zamandır evli olmanız dahi, eşinizin sizi iyi tanıması ve sizinle aynı düşünce yapısına sahip olması anlamına gelmiyor. Bu nedenle sağlıklı iletişim kurulmazsa yanlış anlaşılmalar olabilir. Özellikle erkelere somut kavramlarla anlatmayı denemelisiniz.
2- Konuşmalarınızda Açık Olun Ve Sizinle Aynı Şekilde Düşündüğünü Varsaymayın; Çiftlerin sık yaptığı iletişim hatalarından biride karşı tarafın kendisiyle aynı şekilde düşündüğüne inanmaktır. Dediğim gibi Uzun süredir bir ilişki içerisinde olmanız eşinizin sizi iyi tanıması ve sizinle aynı düşünce yapısına sahip olması anlamına gelmiyor. Eş olmaları her zaman birbirinizi doğru anlayacakları anlamına gelmez. Fakat yanlış anlaşılmalar ise çiftlerde, çoğunlukla hayal kırıklığına uğramalarına sebep olur. Örnek vermem gerekirse, eşiniz siz tam yemek yerken sabah yürüyüşe gidip gitmediğinizi sorarsa siz hemen ”acaba kilo aldığımı mı düşünüyor? O yüzden mi yemek yerken bu soruyu sordu” gibi yanlış düşüncelere kapılabilirsiniz. Gerçekte ise onun tek merak ettiği yürüyüşe gidip gitmediğinizdir. Buradaki en büyük problem karşı tarafın da sizinle aynı şekilde düşündüğünü varsaymanızdır. Bu durumu çözüme ulaştırmak ise sanıldığı kadar zor değil. Eğer eşiniz size bir soru sorduğunda tam anlamıyla ne demek istediğini anlamadıysanız ya da soruyu başka yönlere çekmeye başladıysanız kafanızda kurmak yerine eşinize karşı açık olmalısınız. Tam anlamıyla ne demek istediğini sormak en doğru yoldur. Muhtemelen niyeti sizin düşündüğünüzden çok daha basit bir şey sormak olacaktır. ”Çiftlerin açık olmaları birçok sorunun başlamadan sonlanmasını sağlar”
3-Beden Dilinizi ve Mimiklerinizi Yerinde Kullanın; Beden dilinizi ve mimiklerinizi ne kadar doğru kullanıyorsunuz? Çiftlerin iletişim konusundaki en büyük problemlerinden biride mimiklerini ve vücut dilini doğru ve yerinde kullanamamaktır. Çünkü evliliklerinde çiftler kendilerini birbirlerine o kadar yakın hissediyorlar ki kullandıkları mimikleri karşı tarafın kolaylıkla anlayacağını düşünüyorlar. Diyelim ki eşinizin evde biraz daha düzenli olmaya özen göstermesini istiyorsunuz. Eğer ellerinizi belinize koyup, soğuk bir ses tonuyla ona bunu söylerseniz kavga etmek istediğinizi düşünür ve savunmaya geçecektir. Ama aynı cümleyi yumuşak bir ses tonu ve hafif bir tebessümle söylerseniz eşiniz sizi daha çok dikkate alacaktır.
Söylediklerinizin tartışmaya yol açmasını istemiyorsanız beden dilinizi doğru kullandığınıza emin olmalısınız. Seçtiğiniz kelimeler ne kadar doğru olursa olsun mimikleriniz ve beden dilinizi yanlış kullanırsanız ağzınızdan dökülen kelimeler eşiniz tarafından yanlış anlaşılabilir hatta kavga sebebi sayılabilir. Kişinin kendi beden dilindeki ve mimiklerindeki hataları anlaması zor olabilir. Fakat eşinizden bir kere ters bir tepki aldıysanız, dönüp kendi yaptığınız tavır ve ses tonu ile eşiniz size seslenseydi nasıl hissederdiniz? Kendinizi dışarıdan gözlemlemeye çalışın.
Size küçük bir tüyo, eşinize istediklerinizi kolaylıkla kabul ettirmek istiyorsanız ona dokunmayı deneyin. Konuşurken koluna ya da sırtına dokunmaya özen gösterin. Emin olun, bu çok işe yarayacaktır. Ayrıca
Eşinizin Sizi Dinlemesini Sağlayacak 5 İpucu yazımı tekrar okumanızı tavsiye ederim.
Eşinizin Sizi Dinlemesini Sağlayacak 5 İpucu
Erkekler kadınların en çok konuşmalarından şikayet ederken kadınlarda erkeklerin dinlememesinden şikayetçilerdir. ”Eşim beni hiç dinlemiyor”, ”Dinliyor gibi yapıyor ama dinlemiyor”, ”Ben eşime nasıl sesimi duyuracağım?” Bunlar bir çok evli hanıma tanıdık geliyordur sanırım. Bunları söyleyen bir kadın bir sonraki aşaması ”Eşim beni sevmiyor sevseydi beni dinlerdi” Peki ne yapsanız da eşiniz sizi dinlese?
Öncelikle eşinizin sizi dinlemesini istiyorsanız; Eleştirisel tavırlarınız ve eşinizi sürekli uyarmayı rafa kaldıracaksınız. Her insan sürekli eleştirildiği yada uyarıldığı ortamda durmaktan rahatsız olacağı gibi o ortamdan uzaklaşmak ister. Konu erkeler olunca bu durum biraz daha keskindir. Hiç bir erkek bu durumu kabul etmeyeceği gibi, kendini dinletmek isteyen bayanlara da bu tavır negatif olarak geri döner. Böyle durumlarda, siz bir şeylerden şikayet ederken büyük ihtimalle eşiniz sizi dinlemiyordur. Eğer sizde eşinize bir türlü söylediklerinizi dinletemiyorsanız, İşte sizin için 5 tüyo…
1- Eşinizi Konuşmaya Hazırlayın; Evet yaratılış itibariyle kadınlar, konuşmaya ihtiyaç duyarlar. Fakat kadın ilk önce erkeği konuşmaya hazırlaması gerekir. Erkeğe neden dinlemesi gerekiyor, ondan beklentisizliğiniz ve ihtiyaçlarınızdan bahsedin. Bunun için bazı sihirli kelimeler var bu kelimeler her zaman işe yarar.
*”Beni dinlemene ihtiyacım var”, ”Beni dinlemene ihtiyacım var”. İhtiyacım var, dediğinde erkek bir kendine gelir. Çünkü kadının ihtiyacını karşılamak erkeğin en temel görevidir. Erkek kadının ihtiyacını karşıladığında kendisini özel hissettirir. Kadın Dominant kimliğini bir kenara bırakıp, konuşma ihtiyacını bildirmeli…
*”Söyleyeceklerim ile ilgili seni suçlu bulmuyorum”. erkek suçlanmadığını bildiğinde savunmaya geçme ihtiyacı duymadan dinleyebiliyor.
*”Hiç bir çözüm üretmek zorunda değilsin”. Erkek kadın konuşunca çözüm üretme ihtiyacı duyuyor. kendisinden çözüm beklenmediğini vurguladığınızda erkek rahatlamış bir şekilde dinliyor.
Bu basamaklardan sonra erkek diyor ki; ” Kolaymış ben o zaman dinlerim bunu yapabilirim”
2- Konuşacağınız Konu Önemli İse Tek Konu Seçin; Erkek ve kadın bir çok konuda farklı oldukları gibi konuşma ve düşünme sistemi olarak da farklılardır. ”Erkekler düşünerek konuşur, kadın konuşarak düşünür”. Kadınlar konuşurken geçmiş de, şimdide ve gelecekte olabilirken, erkek sadece andadır. Bir kadın gibi sistematik olamaya bilir. Erkek birden fazla konu açıldığında dinleme yeteneğini kaybeder. O yüzden eşinizle konuşurken ”tek bir” ve somut bir konu seçin. Birden fazla konu açıldığında erkek dinlemediğini kendini suçlu ve başarısız hissediyor. Kendini suçlu ve başarısız hisseden erkek kadından uzaklaşıyor.Çünkü ben başarılı bir erkek olsaydım karım çok konuşmazdı, çok şikayet etmezdi diye düşünüyor. Bu gerçekten çok tehlikeli bir durumdur.
- Konu Önemliyse Her Zaman Yan Yana Konuşun; Eğer evlilik veya ilişkiniz hakkında sizin için ciddi ama onun için korkutucu bir konu konuşacaksanız yüz yüze konuşmalardan kaçınmalısınız. Evet göz temasının önemli olduğunu kabul ediyorum ancak her zaman değil. Direkt olarak gözlerinin içine bakmanız, ona kendini tehdit altında hissettirebilir ve onun korunma iç güdüsünü tetikleyebilirsiniz. Sakin tutmak için onunla yan yana bir şeyler yaparken konuş; örneğin yürürken, kanepede yada yan yana yemek yerken konuşabilirsiniz.
- Ne İstediğinizi Net ve İmasız İfade Edin; Kadınlar ilgi yada dinlenilmek istediklerinde, erkek aldatmıyorum, düşünüyorum, bütün ihtiyaçlarını karşılıyorum diye düşünüyor. Ve erkek bir süre sonra ben bu kadını mutlu edemiyorsam, başarısızım diyor ve kadından uzaklaşıyor. Kadının yapması gereken erkekten tam olarak ne beklediğini net olarak sunmaktır. Devamlı konuşulup bana değer vermiyorsun, benle ilgilenmiyorsun gibi cümleler erkek için sinek vızıltısı gibidir. Net olmaktan anlatmaya çalıştığım ise; Örneğim, ”Seninle vakit geçirmeye ihtiyacım var, pazartesi saat 20:30 da Tarkan’ın konserine 2 kimiz için bilet alır mısın?. Bu beni çok mutlu eder. Teşekkürler”. Belki abartı gelebilir ama erkeklerden ne istediğinizi çok net ifade etmeniz gerekir. Yoksa benimle ilgilen, benimle konuş beni dinle gibi kelimeler manasız şekilde havada kalacaktır. Biyolojik farklılıklar erkekleri doğuştan problem çözücü yapıyor; çatılmış kaşlar kafasında çözmek için çabaladığı karışıklığın bir göstergesidir. Ondan ne istediğini bildiği zaman, dediğini yapacak ve sana istediğini verecektir.
- Sizi dinlemesi için Taktir ve İltifatları Önemseyin; Hepimiz taktir ve iltifatlardan hoşlanırız ve konu ilgimizi çeker. Eşinizin sizi dinlemesini istiyorsanız, ona iltifat edip, egosunu okşamalısınız. Erkekler onları rekabetçi ve önemli hissettiren testosteronla doludur. Onun istemediği veya hoşlanmadığı şeyleri yaptırmak için ”senle yapmak istiyorum çünkü çok eğlencelisin, sensiz çok sıkılıyorum” yada ”senle gitmek istiyorum , çünkü senin yanında kendimi güvende hissediyorum” tarzında cümleler kurmanız yeterli olacaktır. Bu tarz cümleler, eşinizi duruma ayak uydurması için yüreklendirecek ve ihtiyaç duyduğu güveni sağlayacak.
Bunları yaptığınız halde aranızda duvarlar ve konuşamıyorsanız. o zaman bir ilişki koçu ile çalışmanızı tavsiye ederim. Sevgiyle…
Zor Bir Eşiniz Varsa Evliliğinizi Nasıl Sürdürürsünüz?
Erkeklerin sık sık şikayet ettikleri bir konu da kadınları anlayamamak yada kadınların zor olduklarıdır. Fakat bir kadın gözüyle baktığınızda da erkeklerde tıpkı kadınlar gibi karmaşık varlıklardır. Hatta bazı erkekler de en az kadınlar kadar anlaması güç karakterlere sahip olabilir. Ne dersiniz eşiniz de onlardan biri olabilir mi? Eşinizi çok seviyor, onsuz hayata devam etmek istemiyor ama aynı zamanda bazı huylarına da katlanamıyor musunuz? O zaman yazımın devamını okumanızı tavsiye ederim.
Kimi zaman eşinizi çok sevseniz de, beraber yaşarken bazı hareketlerine tahammül etmek için bu sevgi maalesef yetmez. Eşinizle iyi anlaşabilmek bir ilişkiyi yürüten önemli güçtür. Ancak ne yazık ki, tüm erkekler hemen anlaşılacak kadar, kolay karakterler değillerdir. Sürekli huzursuzluk çıkaran, sizi her fırsatta eleştirip zaman zaman tahammül edilemez şekilde davranan eşinize sık sık kızıp içten içe küsüyor musunuz? Peki ona kızıp küsmek yerine izleyeceğiniz basit bazı yollarla, ilişkinizi daha uyumlu hale getirebileceğinizi biliyor musunuz? Nasıl mı? İşte zor erkeklerle baş etmenin yolları;
Hayatınızın Önceliği Kendinize Değer Vermek Olmalı; Her kadın kendisine iyi davranılmasını hak eder. Eğer kendinize yeteri kadar değer vermiyorsanız, karşı cinsin de size iyi davranmasını beklemeyin. Karşınızdaki erkeğin dikkatini çekmenin en etkili yolu, kendinize değer vermektir. Siz bunu yapınca o da karşısında değer vermeye değer bir kadın olduğunu anlayacaktır.
Eleştirileri Sinirlerinizi Bozmasın; Elbette eleştirilmek özellikle de yapıcı değil yıkıcı eleştiriler hiç birimizin hoşuna gitmediği gibi bizi motivemizi düşürür. Mesela eşinizden ”Artık kilo vermenin zamanı gelmedi mi?” gibi bir soruyla mı karşılaştınız? Zaten sinirlenmeniz için yapılan bu eleştiriye; Sinirlenmeyin ve ne tepki vereceğinize dikkat edin. ”Zor insanlar başkalarını aşağılamakta gerçekten çok ustadırlar”. Eşinize bağırıp çağırmak ya da ilişkinizi sonlandırmak sorunlarınızı çözmeyecektir. Bunun yerine memnun etmesi zor olan eşinizle başa çıkmak için neler yapabileceğinizi düşünmelisiniz. Bazen eşiniz kendisine onun gibi davrandığınızda yaptığının hatalı olduğunu anlarken bazen ise kayıtsız kalıp duymamak onu kendine getire bilir. Bu kişilerin tamamen iletişim dili ile alakalıdır. Eşinizin iletişim dilini çözemediğiniz zamanlarda bir uzmandan yardım almanızı tavsiye ederim.
Eşinizi Değiştirmeye Çalışmayın; Büyük olasılıkla hayatınızdaki zor erkeği değiştirmeye çalışmış ama bunda başarılı olamamışsınızdır. Muhtemelen ilk aşamada kibar bir şekilde sizi eleştirmeyi bırakmasını rica ettiniz. Daha sonra çıtayı biraz daha yükseltip, daha düşünceli olması gerektiğini ve sizinle böyle konuşmasının doğru olmadığını söylediniz. Bu belki ”bir süre” işe yaradı. Ancak çok geçmeden hoş olmayan eski davranışlarına geri dönecektir. Bu aslında kaçınılmaz sondur. Çünkü olayın gerçek yüzü şu; ”Siz kendinizden başka kimseyi değiştiremezsiniz onlar değişimi istemedikleri sürece” . Elbette herkes, olumsuz hiçbir eleştiride bulunmayan adeta melek gibi bir eşe sahip olamayabilir. Bu yüzden ilişkinizin mükemmel olmasını beklemeyin. Yapacağınız en iyi şey, karşınızdaki erkeği olduğu gibi kabul etmek yani gerçekçi olmaktır. Onu değiştirmeye çalışmanın boşa kürek çekmekten farkı yoktur. Bir insanın doğasını değiştiremeyeceğiniz den, zor kişiliklerin doğasında bulunan kontrolün kendilerinde olması ihtiyacından da vazgeçiremezsiniz. ”Siz kendinizi değiştirin ve onu değiştirmekten vazgeçin”
Eleştirilerine Olumlu Yönünden Bakmaya Çalışın; Hayatınızı ve ruh sağlığınızı iyileştirmek için karşı cinsin üzerinizde yarattığı etkiyi değiştirmelisiniz. Öncelikle, eleştirilmenin size her zaman kötü hissettireceği fikrini aklınızdan çıkarmalısınız. Eşiniz sizi eleştirdiğinde üzülmeniz, hayal kırıklığına uğramanız veya kızıp küsmeniz gerekmiyor. Gerçek şu ki, eleştiriyi nasıl yorumlayacağınız tamamen size kalmıştır aslında… Eleştiriyi kendi üzerinize almamayı deneyin. Örneğin bir kariyerinizin olmayışını eleştirdiğinde, bunu hemen kişisel algılamayın. Bunu bir iğneleme şeklinde düşünmek yerine, ”Acaba bugün nesi var? Zor bir gün mü geçirdi yoksa?” yada ”Bu durum kendi ile alakalı benimle ilgisi yok bir şeye kızmış olmalı” şeklinde değerlendirin. Unutmayın ki, erkeklerin laflarını veya davranışlarını kontrol edemeyebilirsiniz. Ama kendi duygularınız ve tepkilerinizin kontrolü size aittir. Karşı cinsle ilişkinizdeki en önemli dönüm noktası, karşınızdaki erkeğin hoş olmayan tutumlarının sizinle hiçbir ilgisi olmadığını fark edebildiğiniz anda başlar. Evet, onun bu davranışlarına katlanıyor olabilirsiniz ama asıl sorunlu olanın o olduğu gözüyle baktığınızda, sorunlarla daha iyi başa çıkabileceğinizi göreceksiniz. Erkeklerle ilişkinizdeki dönüm noktası , hoş olmayan tutumlarının sizinle ilgisi olmadığını fark ettiğiniz anda başlamaktadır.
Eleştirileri Yapıcı İse Pozitif Düşünmeye Çalışın; Kimsenin oturup da tüm eleştirileri, hiçbir tepki vermeden dinlemesini bekleyemeyiz. Asıl önemli olan sadece sizin için bir şey ifade eden yorumları dikkate almaktır. Zıtlaşmaktan kaçınmak, karşınızdakinin sürekli üzerinize gelmesine izin vermenizi gerektirmez. Ama sizin için önemli olmayan konularda bile her seferinde kendinizi savunmaya çalışırsanız, söyledikleriniz zamanla etkisini yitirir. Asıl sorunun, sizi sürekli ve gereksiz yere eleştiren erkekte olduğunu düşünmeyi denemeye çalışın. Önemsemediğiniz negatif eleştirileri es geçin ve yalnızca sizin için önemli olanları ele alın. Bu, ilişkinizdeki tartışmaların sayısını önemli ölçüde azaltır ve daha pozitif olmanızı sağlar. Burada, tam olarak neyi başarmak istediğinize odaklanın. Karşınızdaki erkeğin sizin hakkınızda kapıldığı yanlış anlamaları mı düzeltmeye çalışıyorsunuz? Sizin pek de akıllı olmadığınızı düşündüğünden dolayı ona zeki mi görünmeye çalışıyorsunuz? Onunla olan ilişkinizde iyi tanımlanmış hedefler ve tüm çabanızı bu hedefler doğrultusunda yönlendireceğiniz konuşmalara yoğunlaştırmak değişimi gerçekleştirmenin ilk adımı olabilir.
Kendinize Ait Bir Dünyanız Olsun; Eşinizle aranıza zaman zaman biraz mesafe koymak iyi olabilir. Eşinizle aranızda bir olumsuzluk geçtiyse mesela biraz mesafe koymak adına yemeğinizi tek başınıza yemeyi deneyebilirsiniz. Tabi bunu her zaman alışkanlık haline de getirmeyin. Ayrıca eşinizden biraz uzaklaşmak adına arkadaşlarınızla, dostlarınızla zaman geçirmek, yeni hobiler geliştirmek, sporla uğraşmak da size nefes alacak ve hayata bakış açınızı değiştirmenizi sağlayacak ortamlar sunacaktır.
Mutlu Evlilik Var Mı?
Mutlu evlilik var mı? Son zamanlarda bir çok kişinin evlilikten soğumasına neden olan artık ”mutlu evlilik yok” düşüncesidir. Ayrıca bu düşünce sadece bekarların değil, evli çiftlerinde bir çoğunun sağlam bir inancı haline gelmiştir.
Hatta o kadar inanmışlardır ki ”Nasıl olsa tüm evlilikler böyle” inancıyla,evliliğindeki sorunların farkında olmalarına rağmen çözüm bulup, ilişkilerini düzeltme yollarını aramaktansa ”gittiği yere kadar gider”, ”inceldiği yerden kopar” lafları ile; maalesef hep kendilerinin hem evliliklerinin ömrünü tüketirler.
Evlilik hakkında biraz konuşalım. Evlilikler bu hale nasıl geliyor? Bir danışanım durumunu anlatırken; ”İyide evliliklerin tamamı böyle, Zaman zaman arkadaşlarımla da konuşuyorum. Onların durumu da böyle, onlarda aynı şeyleri yaşıyorlar. Ben çevremde hiç iyi anlaşan mükemmel çift görmedim dedi.” Öncelikle burada altını çizerek belirtmem gereken; ”Kendiniz; halinizden, evliliğinizden şikayet edecek daima olumsuz yanlara yöneltecek düşünce ortakları aramayın.”
Bazı şeyleri kabul ederek, evliliğinizi düzeltmek için adım atmanız lazım. Peki bu adımları nasıl atacaksınız?
1- Mükemmel Evlilik Olmadığını Kabul Edin;
Çevrenizden kötü evlilik hikayelerine kulaklarınızı kapatmanız kadar, evliliğini çok mükemmel anlatan ve kendi evliliğiniz hakkında size kara kara düşündüren kişilerden de uzak durun. ”Bir kere mükemmel evlilik diye bir şey yoktur, fakat iyi evlilik vardır.” Mükemmel evliliği ararsanız, elbette mükemmel olmayan kadınla mükemmel olmayan erkeğin, evliliğinde boşluklar olması normaldir. İyi bir evliliğe adım atabilmek için, çiftler mükemmel evliliğin değil, iyi evliliğin peşinde koşmalılar. Birbirlerinin pozitif taraflarına odaklanmalı yani bardağın dolu tarafından bakmalıdırlar.
2- Evli Olma Fikrini Sevin
Diğer bir madde ise eşlerin her ikisinin de, evli olma fikrini sevmesi gereklidir. Bir taraf evli olmaya katlanamıyor hatta acı çekiyorsa, özgürlüğünü arıyorsa, o evliliğin mayası tutmaz. O yüzden iki yetişkin kişi evlilik kararı alırken yada kendi evliliğini yeniden baştan inşa etmek istiyorsa evlilik hakkında ne düşündüklerini iyi ifade etmelidirler. Evlilik ne anlama geliyor? Evliliğe başlamak veya sürdürmek için çiftler, onları birbirine bağlayan, duygusal bağları ne durumda bunları iyi incelemelilerdir.
3- Eşinizi Koşulsuzca, Her Hali ile Kabul Etmek
Başta da dediğim gibi mükemmel evlilik yoktur çünkü mükemmel insan yoktur. Eşi kabul etmekten, eş adayınızı kabul etmek biraz daha farklıdır. Koşulsuz kabul etmek, hatta nasıl olsa düzelir diye kendiniz için, vazgeçilmez kriterlerinizi atlamayın. Çünkü bunlar sizin için evliliğin süslü günleri geçince yıkım sebebi olabilir.
Fakat evli çiftler için, eşler birbirini koşulsuz kabul vermelidirler. Aynı gemiyi yüzdürmeye çalışan bir ekip olduğunuzu unutmayın. Birbirlerini yüz yüze her koşul, her şartta, her şekilde olduğu gibi böylece seçtiğinize göre, kabulde etmelisiniz. Kabul edemiyorsanız sevgi de yok demektir.
Elbette birbirine özellikle de anlaşmazlıkların yaşandığı dönemlerde kabul vermek hiç de kolay değildir. İlk önce eşinize karşı kafanızdaki ön yargıları silmelisiniz. Kabul etmek evliliğin ”Bel Kemiği” olan ”SAYGI”nın da gereğidir.
Şimdi diyebilirsiniz ; O çok kötü şeyler yaptı, Bana kaba davranan birine ben nasıl koşulsuz kabul ve saygı gösterebilirim?
Çevrenizde karşınıza çıkan herkes size aynadır. Eğer bilinç altında değersizlik duygusu taşıyorsanız; eşinizin sizi daha fazla eleştirmesi yada değersiz hissettirmesi normaldir. Kaybetme duygunuz ağır basıyorsa, eşiniz kendisini kaybedeceğinle alakalı davranışlara sık sık girecektir. Bir şeylerin gerçekten değişmesini istiyorsanız; Onunla bu konuyu oturup konuşmanız yeterli olmayacaktır. Kendinizi yani buna sebep olan bilinç altındaki duygularınızı değiştirmeniz gerekir. Böylece aranızda o görünmez enerji bağlarının dengeleri değişecek ve olağanüstü bir şekilde aranızın birden bire değiştiğini gördüğünüzde çok şaşıracaksınız.
Bir başka yolda; Kalbinizden akan ne varsa coşku, neşe, sevgi, heyecan, espri yeteneği gibi güzel enerjileri eşinize akıtın ona hissettirin. Bu mutluluk enerjileri eşinizle paylaşmak yani yaşamdaki ”anı haritanızı” zenginleştirmek sizin her daim eşiniz tarafından ilgi görmenizi sağlayacaktır.
Son olarak da kabul etmek ve kabul görmek için; Evlilikte huzur vermelisiniz. Kimse her gün kendine dırdır yapan söylenen bir eş ile vakit geçirmek istemez. Eşinizin olumlu yönlerini dillendirin ona söyleyin. İlişkilerdeki Temel ihtiyaçlardan biri budur. Her insan olduğu gibi kabul görmek ve taktir edilmek ister.
Evet eğer evliliğinizin çok çok iyi gitmesini istiyorsanız. Yani yıllar geçtikçe tutkunun, arzunun, sevginin birbirinize olan cinsel çekimin devam etmesini diliyorsanız, İşiniz biraz daha zor. ilişkinizin durumunu iyi tespit etmeniz, çözüme odaklanmanız, gerekirse yardım almanız gerekmektedir.
MUTLU EVLİLİK VARDIR… YETER Kİ İSTEYİN…
Sevinç Karakaya
DevamıKime Aşık Oluruz?
Kadın ile erkek birbirinden çok farklı olmalarının yanında, her kadının içinde bir erkek, her erkeğin içinde de bir kadın vardır. Bunun dengesi önemlidir. Kadın ile erkek farklı fakat birbirlerine ait parçaları kendilerinde barındırırlar. Böylece birbirini hem tanır, hem de tamamlarlar. Bu tamamlanma doğru olduğunda, ilişkilerinde mutluluk olarak yansımalarını görürken, aksi taktirde ise ilişkilerinde çatışmalara sebep vermektedir.
Yaşanan ilişkilerde kadın ve erkeğin durumu aynada birbirlerine yansıması gibidir. Dediğim gibi; bir çok açıdan kadınlar ve erkekler farklı oldukları gibi, aynı zamanda birbirlerini tamamalarlar. Günümüzde yaşanan ilişki çatışmalarının, aldatmaların, aile içi şiddetin nedenlerinden biride kadınlar ile erkeklerin aralarındaki farklılıkları kabul etmemesinden kaynaklanmaktadır.
Farklılıklarınızı Kabullenin
Eşler kim olduklarını kabul ederlerse ve karşı cinsteki farklılıklarını algılarlar ise, kendi gerçek kimliklerinden ödün vermeden birbirlerini tamamlayan özellikleri de geliştirebilirler.
Ancak aralarındaki farklılıkları sevmeyi, taktir etmeyi, kabullenmeyi ve birbirini anlamayı başardıklarında kendi içlerinde bir bütünlüğe kavuşabilir, huzur bulabilir ve mutlu olabilirler.
Evet eşler birbirine saygı ve sevgi duyarak aralarındaki bu farkları canlı tuttuklarında sürece ilişkilerinde aşkı, gizemi ve tutkuyu devam ettirebilirler. Bunun tam tersi erkekler ile kadınlar birbirine çok fazla benzemeye başladığında mutlu görünseler bile aralarındaki çekicilik bitmektedir.
Bir ilişkide aşkı sürdürebilmek için, farklılıklarınızı bir yandan korurken bir yandan da eşinizin niteliklerini kendi içinize katmaya çalışmalısınız.
Nasıl Aşık Olursunuz?
İlişkinin başlangıcında duyulan aşk eşinizin sizi çeken yanlarınızın aynı zamanda içinizde bulunduğuna da işaret etmektedir. Nasıl aşık oluruz? sorusunun cevabı tamda burada gizlidir. Günümüzde kişiler enerji alıyorum yada alamıyorum diye adlandırdıkları; Eğer karşınızdaki kişinin sıcaklığına kapılmışsanız, bir erkek diyorsa bu kadın çok sıcak aynı sıcaklık bilinç dışı benliğinden çıkıp bilinçli benliğine katılmak istiyor demektir. Yani aşk bilinçli verdiğimiz karar değildir, bilinç altımızda kendi tamamlayanımızı bulduğumuz bir durumdur.
Farklılıkların Tamamlayıcılığı
Çevremizde çokça rastladığımız zıtlıkların buluştuğu ilişkiler. Sıcak, alıcı, kırılgan, sevgi dolu, fedakar kadınlara aşık olan erkeklere bakıldığında soğuk, saldırgan sert ve kararlı yapıya sahiptirler. İşte zıtlıkların çekimi… Bu kişiler bir şekilde benliklerinin erkeksi yanlarını kadınların dişilikleriyle dengelemek istemektirler. Böyle bir erkek kadının dişi niteliklerini sevip kabul etmekle sevgiye daha açık olur. Kendi içindeki kadınsı yanı kabul edip hissedebilir. Ve bu bir erkeğin sağlıklı ilişki sürdürülmesi için çok önemlidir.
Kadının yumuşak ruhuna dokunan erkek aynı zamanda kendi yumuşak ruhunu keşfeder. Aynı zamanda sert yapısını korurken erkek buda kadına çekici gelir. Erkeğin soğukluğu kadının sıcaklığı ile, sertliği kadının duyarlılığı ve kırılganlığı ile, güçlülüğü kadının sevgisi ile dengelendiğinde birbirini tamamlayan bir ilişki ortaya çıkar .
Farklı olduğu için kadın ve erkek birbirine yaklaşabilir, içlerindeki birbirine benzeme potansiyeli ile de anlaşabilir, yakınlaşır ve iletişim kurabilirler. Arada bazı farklılıklar olmadıkça anlaşmak olanaksız olurken, benzerlikler olmadan da bütünleşme imkansız olacaktır.
Eşler birbirini tamamlayan farklılıklarına saygı duyup değer vermezler ise, aralarındaki elektrik kısa sürede yok olur. Ve eşler arası çekicilik biter. Çekicilik bittiğinde ise ya eşinizi memnun etmek için kendi gerçek kimliğinizi bastırırsınız sahte ve yalan bir benlik geliştirirsiniz yada kendi istediğiniz şekle göre eşinizi değiştirmeye çalışırsınız ki en çok bu görülür.
Kendinize ve eşinize hayatı zehir etmeme adına eşlerin birbirinin farklılıklarına saygı duymayı öğrenip birbirini tamamlama yollarını keşfetmelidirler.
Sevinç Karakaya
DevamıEvliliğinizi Kurtarma Sanatı
Evliliklerin yarısından fazlasının başlaması ile bitmesi bir oluyor. İlişkiler çok çabuk harcanıp çok çabuk tüketiliyor. Sizinde evliliğinizde yolunda gitmeyen bir şeyler olabilir, çabalarınızın boşa gittiğini ve eşinizin artık sizi anlamadığını düşünebilirsiniz fakat hemen pes etmek ve evlilikten vazgeçmek sizce doğru olan mı? Oysaki güzel ve yolunda giden bir evlilik hayattan zevk almanızı sağlar.
Özellikle çalışma yaptığım yeni evli danışanlarımın evlilik sorunlarındaki ortak özelliklerine baktığımda; Evlilik evlilik diye hep bildikleri bir şey var ama ya masallardaki kadar gerçek dışı olduğunu düşünmüşler bir oyun sanmışlar, ya karşı cinse nasıl davranacakları hakkında en ufak bilgileri yok yada ailelerin yanlış öğretileri çocuklarına ”ezdirme kendini” derken ailenin paylaşma olduğu algısını unutturmuş.
Her ne kadar flört ve nişanlılık dönemini yaşamış olsanız da, evlendikten sonra yaşanan geçimsizlikler ya da anlaşmazlıklar mutluluğunuzu sekteye uğratmış olabilir.Eğer evliliğinizin istikrarlı bir şekilde gitmesini ve mutlu olmayı istiyorsanız, mutluluk için yapılması ve öğrenilmesi gerekenlerin olduğunu unutmamalısınız… ” Evlilik Öğrenilmesi Gereken Bir Sanattır” Peki Evliliğinizi kurtarmak hangi yollardan başlayacaksınız…
Eşinize Değerli Olduğunu Göstermekten çekinmeyin;
Evliliğinizi kurtarmak yada mutluluğunuzu arttırmak istiyorsanız; ilk olarak,eşinize değer verdiğinizi göstererek başlayın. Değer vermeyi göstermek derken bu sizin gözünüzü korkutmasın, öyle çok büyük şeyler değil. Neler yapılabilir?
Ufak ama samimi olmasına önem verin. Mesela hiç beklenmedik bir anda eşinizin yanağına konduracağınız bir öpücük, sıcak bir bakış olabileceği gibi, korkmadan kelimelerin gücünü kullanın ne düşünür demeyin… ”Seni özledim”,”Seni düşünüyorum” demek, çok sorunu şifalandıracaktır. Eşinizi taktir ekmek size kendinizden bir şey kaybettirmeyeceği gibi değerinizi artıracağını da göreceksiniz. Her insan gibi eşinizin de takdir edilmekten hoşlanacaktır. Tabi onu takdir edebilmek için nelere değer verdiğine dikkat etmelisiniz. Bunun yaparken, ”Bugün çok iyi görünüyorsun”, ”Bu kıyafet sana çok yakışmış.” ya da ”Sana ihtiyacım var.”, ”Kesinlikle bu konuda haklısın.”, belki de sadece hayatında olduğu için bile ”Teşekkür ederim” demek, yada ufak bir ”Özür dilerim” ile haklı ise bunu kabulünüzü göstermek inananın hayatınızda, evliliğinizde çok şey değiştirebilir.
Unutmayın ”Güzel söz her kapıyı açar”. Bu nedenle, evliliğinizi mahvedecek olan ”Keşke”, ”Ben sana söylemiştim”, ”Sen zaten hep böylesin”, ”Bırak,ben yaparım!” ”Bugün canım istemiyor” gibi cümleleri bir an önce hayatınızdan çıkarmalısınız. Eşinize değer verdiğinizi, ona karşı dürüst olarak, mutluluğunuzu ya da üzüntünüzü paylaşarak, arkadaşlarıyla arkadaş olarak, hobilerine saygı göstererek, onun için kendinizi geliştirerek, kendinizden çok fazla ödün vermeden, oluru olan konularda, fedakarlık yaparak ve kendinize bakarak gösterebilirsiniz. Bunun yanında, zihninizi okumasını beklememeli, genelleme ya da kıyaslama yapmamalı,mükemmeliyetçi olmamalı, aynı anda öfkelenmemeli, aceleci olmamalı ve sorgulamamalısınız.
Eşinizle Doğru İletişim Kurmayı Öğrenin;
Evlilik, farklı aile yaşantılarından ve kültürlerden gelen iki insanın aynı mekanı ve zamanı artık birlikte paylaşmaya başlamasıyla oluşan sosyal bir kadın ve erkek ilişkisidir. Bu nedenle, iletişim eksikliğinden kaynaklanan ufak tefek problemlerin yaşanması olağandır. Bu problemlerin büyüyüp, çiftin ve ilişkinin yıpranmasına olanak vermemek için birbirinizle muhabbet etmeyi ihmal etmemeniz gerekir. Her akşam TV’yi açmadan önce ya da her gece yatağınıza geçince10-15 dakika gününüzün nasıl geçtiğini anlatabilirsiniz. Bu iletişim, göz ve dokunma temasını güçlendirecektir. İletişim içinde bulunurken iyi bir dinleyici olmaya özen gösterin, olumsuz eleştiriden kaçının, nasihat vermek ve ”Sen hep zaten geç kalırsın”şeklinde suçlamak yerine; ”Senin geç kalman beni çok üzüyor” cümlesinde olduğu gibi ben dilini kullanmayı ve eşinize dokunmayı asla ihmal etmemelisiniz. Dokunmak,sıcak temasın bir göstergesi olduğu için iletişimi güçlendirecektir.
İlişkilerinizde iletişimi kendi çabalarınızla sağlayamıyorsanız bir uzmanla çalışmak sizin farkındalığınızı arttıracaktır. İlişkiler çiçeğe benzer, zamanla olgunlaşır. İlgi ister, emek ister, sevgi ister. Her çiçek farklıdır. Kimi suyu sever, kimi güneşi sever. Kimisi karanlığı, kimisi aydınlığı sever. Kimisi az su ile mutlu olur, kimisi suya doymaz. Vermeniz gereken miktar farklıdır…
Tıpkı insanlar gibi… Kimimiz kıskanç, kimimiz gururluyuz. Bazılarımız çok ilgi isterken, bazılarımız bundan bunala biliyoruz. Peki sizin eşiniz ne istiyor ? Nereden bileceğiz ? ”Doğru iletişim teknikleri,
Sevgi dilleri, Temsil sistemleri, Değer ve inançlar”konusunda edineceğiniz farkındalıklar bu soruyu cevaplamanıza yetecek boyutta olacaktır.
Baş başa Kaliteli Zaman geçirin;
Bunların dışında, eşinizle birlikte her gün en azından bir öğün yemek yemeli, her hafta baş başa kalabilecek bir şekilde bir yerlere gitmelisiniz. kaliteli vakit Geçirmek oldukça önemlidir. Baş başa içeceğiniz bir kahve esnasında yapacağınız sohbetler ya da uzun yürüyüşler evliliğinizi canlandırmak için birebirdir. Elbette ki, hala kendi kişisel bakımınıza önem verip, kuaföre gidiyor ya da yeni giysiler alıyorsunuzdur. Fakat ara sıra yapacağınız değişiklikler örneğin, saç şeklinizi ya da rengini değiştirmek, eşiniz için giyinmek, eşinizin gözünde vazgeçilmez olmanızı sağlayacak önemli etkenlerden bir kaçı olduğunu unutmayın. Her erkek eşinin kendisi için bir şeyler yapmasını bekler ve bundan çok keyif alır.. Bunları yaparken ”Senin için yaptım” demeyi de asla unutmayın. İnanın bu çabaya değecektir.
Sevinç Karakaya
DevamıMutlu Evliliğe Giden Uğurlu 13 Yol (2)
7- Konuşma İhtiyacınızın Bir Kısmını Dost Sohbetlerine Aktarın ;
Eşinizle iyi arkadaş olabilirsiniz, fakat bu dostlarınız olmasına mani değildir. Aksine dostların eksikliği, kişiyi yalnız hissettirir, boşlukta kalma duygusu verir ve bunu boşluğu eşinizin doldurmasını beklersiniz. Eşinizden beklentilerinizin çok olmaması için dostluk sağlıklı bir gereksinimdir.
Erkek için birkaç arkadaş yeterlidir fakat kadınlarda durum farklıdır. Maalesef yeterince arkadaşı olmayan kadınlar eşlerin tıpkı kız arkadaşları gibi hoş sohbet olmalarını bekleyebilirler. Erkeklerde eşlerinin erkek arkadaşları gibi, erkek muhabbeti yapmasını beklerler. O yüzden iki tarafında, arkadaş ve dost ihtiyacı vardır. Bu aynı zamanda farklı kişilerle sosyal hayat sağladığı gibi birbirlerini özlemelerini de sağlayacaktır.
8- Aile bireyleriyle Yakınlaşın;
Aile kavramı önemlidir. Akrabalarla iletişimi kesememek, birlikte zaman geçirmek kişinin ruhunu besler. Çünkü nereden geldiğimizi bilmek, kim olduğumuzu bilmenin bir parçasıdır. Aile bireylerimiz, yaşamımızın temelini oluşturmaktadır.unutmayın eşinizin dışında yalnız onlar sizi koşulsuz sevebilir. Bizi sevmedikleri zaman bile bizim için değerlidirler. Zorlu akrabaları da kabullenmeye çalışmalı, eşinizden gerçek dışı beklentilere girmemelisiniz. Aile gereksinimi ihmal ederseniz, eşinize gereğinden fazla bağlanır hatta üzerinde daha fazla söz hakkın yada nereye gittiği konusunda kıskançlıklara sebep olabilir. Bilinç altınızda eşinizin size anne babalık dahi yapmasını bekleyebilirsiniz. Bu durum bir ilişkinin sonunu hazırlar.
9- İnançlarınıza Ve İlham Kaynaklarınıza Sarılın;
Dini inançlar ve Esin kaynaklarına olan gereksinimde önemlidir ve bunlarında mutlaka karşılanması gerekir. Karşılanmadığında içinizde oluşan boşluğu yine eşinizin doldurmasını bekleyebilirsiniz. hatta dinsel yönü güçlü olanların bile esin kaynaklarına ihtiyaçları vardır. Saygı ve hayranlıklarını kazanmış kişilerle vakit geçirmeye ihtiyaç duyarlar. Bazen görüşme olmasa da saygı duyduğumuz bir yazarın, kitaplarını okumak bile bize esin kaynağı olabilir.
10- Sosyal Etkinliklerin İçinde Olun;
Kadınlar özellikle karşılığında para almadan sosyal etkinliklerde kendinden bir şeyler verme fırsatını yakaladıklarında kendini mutlu hissederler. Erkekler ise başkalarına verdikleri destek, halkın gözünde taktir görünce yada ödüllenince daha fazla mutlu olurlar. Kadınların kendini mutlu hissetmesi için erkeklere oranla daha fazla desteğe ihtiyaçları vardır. Eşinin yaptığı jestler övgüler kadında birikir ve ilişkide büyük farklar oluşturur. Fakat yinede evin dışındaki bu özel toplantı yardım ve gönüllü faaliyetlerin koşulsuz sevgisi olmadan eşinin yaptığı bu jestler kadının kendini özel hissetmesi için yeterli olmaz. Daha çok sosyal etkiliğin içinde bulunmak Kendinizi mutlu ve özel hissetmenize yardımcı olacaktır.
11- Başka Çiftlerle Sosyalleşin;
Başka çiftlerle görüşmek ilişkinize güzel bir destek sağlayacaktır. Eşiniz yanınızdayken, onu başkalarının gözünden görebilirsiniz. Başka çiftlerle olmak sizin güzel anılarınızı paylaşmanızı sağlayacak ortamlar oluşturur. Zaten biliyoruz diye konuşmaktan vazgeçtiğiniz sizi güzel anılarınızı hatırlamak size ve eşinize iyi gelecek mutlu edecektir.
Başka çiftlerle dünyada ne oluyor bitiyor konuşmak hayata bakış açınızı değiştirebilir ve eşinizin görüş açısını daha taktir etmenizi sağlar. Böylece sadece karı/koca konuşmaları değil bunların dışına çıkıp eşiniz size, sizinde eşinize başka bir gözle bakmayı yeni yönlerinizi keşfetmenizi sağlar.
12- Kendinizi Geliştiren Eğitimler ve seminerler alın;
Durağan olan her şey bozulmaya mahkumdur. Yaşamımızda önemli bir yenilikte öğrenmeye devam etmektir. Her gün kendimize bir şeyler katmaktır. Üniversitede derslere girmek yada kişisel gelişim seminerlerine katılmak enerji düzeylerinizi yükseltir. Yeni şeyler öğrendikçe, benliğinizin yeni bir yönü ortaya çıkar. Bu yenilenme ilişkinize de yansır ve ilişki başlangıç da ki duygularımızı geri getirir. İlişkilerinize yenilikler katmadıkça evlilikten ve hatta yaşamdan sıkılabilirsiniz. Kendimizi geliştirecek eğitimler almak, başkalarından bilgiler edinmek yepyeni dünyanın penceresini bize açar ve evinizdeki ilişkiyi de canlı bir hale getirmenizi sağlar.
13-Bireysel Yaşam Koçluğu Alın;
Kendi içimizde çözülmemiş sorunlarımız varsa bunu eşimizden ayrı ele almalıyız. Her birimiz mükemmel çocukluklar geçirmedik fakat çocukluğumuzda eksik kalan ve yanlarımızı tamamlama gücüne bir yetişkin olarak sahibiz.
Özel seanslar alarak duygu ve düşüncelerimizi açığa vurma, söylediklerimizden sorumlu tutulma yada birilerinin kalbini kırma kaygısı olmadan hedeflerimizi stratejilerimizi araştırma fırsatı buluruz. Eşinden başka konuşacak kimsesi olmayan çoğun insanın ilişkileri yıkılmış kopmuştur. Bu tip kişiler ya hiç konuşmayıp duygularını baskı altında tutarlar yada duygu ve düşüncelerini hiç de uygun olmayan zamanlarda ortaya çıkarıverirler. Bireysel Yaşam Koçluğu inanılmaz derece de tatmin edicidir. Kendi içinizdeki gücü kendi kaynaklarınızı tekrar bulmanızı sağlayan yaşam koçluğu eşinizin de üzerinden Hem anne , hem baba hem rehber, hem öğretmen olma yükünü alacaktır.
Ayrıca sorunlara dışarıdan bakan, tarafsız, sizi yargılamadan tamamen size odaklanmış dinleyen yaşam koçu; kendi çözümünüzü bulmanız noktasında size çok iyi yol arkadaşlığı yapabilir. Ayrıca kendinizi nesnel açıdan görmenizi sağlayan koçluk seansları yaşamınızda istikrar kazanmanızı da sağlar. Konuşmak üzerinizdeki stresten arınıp mutluluğu yakalamanızı kolaylaştırır. Ayrıca kadınların biriyle paylaşmaları eşi tarafından tümüyle anlaşılma gibi gerçek dışı beklentiyi ortadan kaldırır.
Mutlu Evliliğe Giden Uğurlu 13 Yol (1)
Evlilikte ilk günlerin rüyası havası geçip, aşk eski heyecanını yitirdiğinde ve günlük yaşamın akışı tüm stresiyle kendini gösterdiğinde, çiftlerde git gide birbirlerine karşı daha kırılgan, daha yüksel beklentilerle dolu ve birbirlerini artık eskisi gibi umursamadıkları bir hal alırlar. Beklide birbirinize karşı umursamazlık değilde, İlk günkü size hissettirdiği duygu yoğunluğunu, her an yakalama umuduyla bakabilirsiniz. Eşinizi suçlamadan, kendi mutluluğunuzun sorumluluğunu üstünüze alırsınız ve sevginizi koşulsuz vermeyi öğrenebilirsiniz.
Günümüzde boşanma sayıları günden güne artarken, bir ilişki koçu olarak olaya biraz daha ayrıntılarıyla bakmak ve sizlerle paylaşmak istedim. Boşanan kişilere de baktığımızda neden boşanmışlar ve boşanma onlara ne getirdiğini düşünüyorlar?
İstatisliklere göre boşanan erkeklerin 3 yıl içinde, boşanan kadınların ise 9 yıl içinde tekrar evlendikleri görülüyor ve ayrıca tekrar evlenmeyen kadınların sayısı erkeklere göre oldukça fazla diyebilirim. Evlenmeyi tekrar tercih etmeyenler ise evliliğin gereğinden fazla hayat adına sıkıntı verdiğini söylüyorlar. Özellikle maddi bağımsızlığını elinde tutan kadınlar yalnız yaşamayı tercih etmekte olduğunu görüyoruz. Evet önceye göre daha mutlu oluyorlar belki yeni bir eşle yani yaşamada kendilerini tamamen kapatıyorlar.
Araştırmalarda Yalnız yaşayan kadınlara eşleri olmadan yaşamanın kendilerini daha mutlu edip etmediği sorulduğunda, cevap oldukça ilginç ” Şimdi daha mutluyum çünkü sonunda kendimi mutlu etmesini öğrendim” Yani evli olduklarında kendilerini mutlu etmeyi öğrenselerdi boşanmaya gerek kalmayacak mıydı?
Mutlu olmalarının sebebi, bir erkeğin onları mutlu etme beklentilerinden vazgeçmişler, mutluluğun sorumluluğunu yüklenmişler. Evlilikleri sürerken kendilerini mutlu etmeyi bilselerdi bugün halen evli olabilirlerdi. Peki evliliğinizi boşanmaya getirmeden ilişkilerinizde bir düzenleme yapıp, mutlu olmayı öğrenmek istemisiniz?
Mutlu Evliliğe Sizi Götürecek Uğurlu 13 Yol
Erkeklerin ve kadınların kendi ilişkilerini dışında bakacakları aşk ve destek yerleri vardı fakat bunlar içinde çaba gerekir. Eşlerin birlikte ve ayrı sosyal hayatlara kendilerini yaşama alanlarına ihtiyaçları vardır. işte size evliliğinizde kendi mutluluğunuzun sorumluluğunu alıp aşkı ve evliliğinizi destekleyecek 13 aşk desten yolu;
1- Önce Kendinize Güvenin;
Öncelikle kendinize nazik, saygı ve tutkuyla davranmanız iyi hissetmeniz için şarttır. Kendine güvenmeyen kişiler eşlerine fazlaca bağımlı olurlar öyle bir hak alır ki ne yapsanız ne söyleseniz eşiniz sizi eleştirir. Hele ki birde sters altındaysanız en ufak bir eleştiri bile size ağır gelebilir. Fakat kendinize güveniyorsanız, ya kabul eder değerini algılarız yada kabul etmez eleştiriyi silip atabiliriz.
Kendini sevmenin yolu ise sevdikleriniz için gösterdiğiniz ilgi ve çabayı önce kendiniz için göstermekten geçiyor. Başkalarının size kötün davranmalarına yada sınırlar koymalarına izin vermemekte kendinizi sevmenin güzel bir yoludur. Kendinizi sevmenin yollarına ne kadar odaklanırsanız başkalarının da, sizi sevmesi için daha çok kapı açarsınız.
2- Kendinize Ait Bir Hayatınız Olsun;
Yaşamımıza anlam kazandıran bir işimiz, uğraşımız yoksa yaşamınızı daha tatmin edici, duruma getirmesi için eşinize daha gereksinim duyarsınız. Hayatta her hangi bir şekilde başkalarının iyiliğine katkıda bulunduğunuzu hissetmek size kendinizi iyi hissettirir. Bir organizasyonun, işin yada gönüllü projelerin içinde hizmet vermek, liderlik yapmak özgüveninizi arttırır. Eğer evinizin dışındaki dünya için, değerli olma duygusuna kapılmıyorsanız, kendinizi iyi hissetmek için eşinize gerekenden fazla yük olursunuz. Ve bu ısrarınızda eşinizi de, ilişkinizi de fazlasıyla yorar.
3- Hayatınızda Eğlenmeye ve Dinlenmeye Zaman Ayırın;
Kişiler Eğlenmeye yada dinlenmeye vakit ayırmazlarsa yine sağlıksız bir şekilde bunu eşlerinden beklerler. Yaşam ve evlilik tek düze haline geldiğinde ise, kendine eğlence alanları oluşturmaktansa kişiler eşlerini suçlarlar. Yine ailenize dinlenme alanları oluşturmak, zaman zaman işten ve günlük koşuşturmacalardan uzaklaştıracak tatillere ihtiyacınız vardır. Dingin bir bedende stres azalır ve stres azaldıkça da kendinizi daha mutlu hissedersiniz.
Eşinizin size zaman ayırmadığını bugünlerde çok fazla düşünüyorsanız; belki de zaman çizelgenizde kendinize vakit ayırmadığından böyle hissediyor olabilirsiniz. Eğer yoğun bir yaşam trafiğiniz varsa, eşlerin bir takvim üzerinde, beraber ve ayrı ayrı geçireceği zamanları belirlemeleri oldukça faydalıdır. Özel günleri takvime işaretlemek, beklentilerinizi karşılıklı belirlemenize yardımcı olur.
5- Dışarıdan Destek Alın;
Özellikle evliliğin ilk yıllarında kişiler ailesinin düzeninden ayrılıp kendilerine bir düzen kurmaya çalışırken zorlanabilirler. Bir de iş yoğunlu, zaman kısıtlamaları gibi sebeplerde eklenince evin düzenini oturtmak daha da çıkmaza girebilir. Ve bu özellikle kadınlarda stres oluşturur. Evlilikte ne erkek işlerin tümünü eşinden yapmasını beklemeli, ne kadın kocasından gerçek dışı beklentiye girmeli… Gerekirse günlük işlerimiz için dışarıdan yardım almalı, İki tarafında çalıştığı düşünülürse günün sonunda kadınında erkeğinde dinlenmeye ve gevşemeye ihtiyacı vardır. Günümüzde evde olan annelerin bile zaman zaman yardım alması gerekir. Böyle destek olmadığı taktirde, kadın bunaldığını hissedip eşine sağlıksız bir baskı yapabilir. Eğer gün boyu erkek de stres altındaysa bu eşler arasında ciddi sürtüşmelere neden olabilir.
6- Önce Ben Kuralına Uyun ;
Özellikle kadınlarda olduğundan daha fazla sorumluluk yüklenme eğilimi vardır. Önceliklerini belirlemek, hayatı bir sıraya sokmayı ve en önemlilerine odaklanmanızı sağlar. Böylece her şeyi yapmak herkes için tek kişi olmak duygusunu yok edecektir. Yaşamınızdaki zorunluluk duygusu azaldıkça kendinizi daha mutlu hissedersiniz.
Aslında kadının bu kendisini zehirleyen, zorunluluk duygusu kesinlikle ilgi gösterme davranışıdır, fakat derinlerde güven problemini içinde saklar. Derinlerde başkalarının istediği gibi davranırsam beni severler diye düşünür. Fakat herkesin ve kendisinin önceliklerini belirlemesine izin veren kadın, kendi önemini ve başkalarının hayatındaki önceliğini fark edecektir. Unutmayın Siz hayatta ”Önce Ben ” diyebildiğiniz de hayat size gülen yüzünü gösterecektir. Siz iyi olup kendinizi yeterince önem serseniz çevrenizde iyi olacak ve sizi önemser.
Yazının Devamı; Mutlu Evliliğe Giden Uğurlu 13 Yol (2)
Sevinç Karakaya
Devamı