Gereksiz Emek Değil, Doğru Emek
Her ilişki yada evlilik gözün görmediği çukurlarla doludur. İlişkinin başında aşk sizi öyle uçurur ki, bu çukurlara düşseniz bile kolayca çıkabilirsiniz. Çünkü aşk ve sevgi çok güçlü duygulardır, devam etmek için size yeterli enerjiyi, gücü ve motivasyonu sağlar. Fakat ilişki ilerledikçe ve bir eşe sevgiliye sahip olma hissi yerleştikçe ilişkiniz artık sizin için bir armağan değil de, sıradan sahip olduğunuz bir eşya yerine geçtikçe sorunlar başlar.
Genel olarak ilişkiler sevilmediğini düşünen insanlar tarafından sonlandırılır. Aslında burada dikkat edilmesi gereken; İlişkiler sevilmeyen kişiler tarafından değil, sevilmediğini düşünen kişiler tarafından sonlandırılıyor. Sonlandırma bariz bir ayrılık ile yollarını ayırma ve veda etme şeklinde olabileceği gibi, aynı çatı altında farklı hayatlar yaşayarak da gerçekleşebiliyor. Gerçekte ise, her iki ilişkide bitmiştir ve tekrar başlayabilmesi için tekrar denenmesi, tekrar emek ve sevgi verilmesi gerekmektedir.
Bir çok kişi yaşadığı bu olumsuz tecrübeden sonra, hayal kırıklığı ile kendilerini yalnızlığa mahkum eder. Çünkü hiç kimse ile yürüyemeyeceklerine, hep yanlış kişilere rastlayacaklarına, tekrar canlarının yanacağına ve üstesinden gelemeyeceklerine inanmışlardır.
Öyle yada böyle bir ilişki içinde ya da ilişkisiz, kendini yalnızlığa mahkum etmiş insanları bu bataktan çıkaracak tek bir yol vardır. ”Yeniden denemek ve yeniden sevmek” İster kurtulmayı bekleyen evlilik için, isterse hayatınıza yeni başlangıçları almak için kendinize yeniden denemek ve sevmek için şans vermelisiniz.
Yeniden sevmeye çalışan yeniden deneyen kişilerle mutluluk arasında duran duvarı yıkacak ise, doğru sevgi ve doğru emektir.
Gereksiz Emek Değil, Doğru Emek Vermek
Her birimiz kendimizi nasıl seviliyor hissediyorsak, sevgiyi nasıl gördük ve sevildiğimizi anladıysak karşı tarafında aynı şekilde algılayacağını düşünüyoruz. Kimimiz için gözlerimizin içine bakılıp sevdiğimizin yanında olmakken, Kimimize göre onunla ne kadar gurur duyduğumuzu tekrar tekrar vurgulamak, kimimiz ise sevdiğimizin arkasını toplarız sürekli, Kimimiz hediyelere boğarız sevdiğimizi fakat her birimiz tek şey söylemeye çalışıyoruzdur. ”Seni Seviyorum”
Peki sizce; Hediyelere boğulduğu, eşi tarafından sürekli öpülüp koklandığı halde, eşinden şikayet eden ve sevilmediğini düşünen insanlar neden var o zaman? Söz konusu aşk ise sevgi sevilen kişinin anlayabileceği şekilde ifade edilmelidir. Eşinizin yada sevgilinizin kendisini seviliyor hissetmesi için yapmanız gereken ilk şey, sizden ve ilişkinizden en çok şikayet ettiği noktaları saplamaktır. İkincisi ise size sevgisini nasıl gösteriyor buna dikkat etmektir.
Eşiniz size genellikle sevilmediğini hissettiği konudan en çok şikayet edecek yada sevildiğini hissettiği yoldan size sevgisini aktarmaya çalışacaktır.
Nasıl Olsa Eşim Sevildiğini Biliyor TUZAĞI
”Eşim kendisini sevdiğimi biliyor” biliyor tuzağına düşmeyin.Aşkta bilmek değil hissetmek gerekir. Hissettirmek için ise eşinizin sevildiğini hissettiği yolu takip etmelisiniz. Bazen size bu yol çok cazip gelmeyebilir. Bir ilişki içinde kendinizi mutlu bulmanın yolu mutlu bir eşe sahip olmaktır. Yani siz kendi mutluluğunuza yatırım yapmaktasınız. Eşinizi mutlu edemeden mutlu bir hayat yaşamak sadece bir hayaldir.
Peki bana bunun dönüşü ne olacak? Ben de hissettiğim gibi sevilmeyi hak etmiyor muyum? diyebilirsiniz. Sevildiğini hisseden bir kişi, karşısındaki kişiyi sevmeye daha meyillidir. Daha hoşgörülü, daha toleranslı, daha özverili olur ve bu yönde davranır. Sevildiğini hissetme ihtiyacı tüm diğer duygulardan daha önde gelen bir ihtiyaçtır. özellikle bu sevgi eşten geliyorsa, Kişinin kendisine olan sevgi ve özgüvenini daha da güçlendirir. Bu sevgi kişiyi tüm dünya onu seviyormuş gibi hissettirir.
Gereksiz Emek Değil, Doğru Emek
Karşınızdaki kişinin ihtiyacınıza açın kendinizi, gereksiz emek harcamayın, çünkü arzu ettiğiniz fark edilme duygusunu yaşayamayacaksınız. İlişkisinde problem yaşayan kiminle konuşsanız, o kişinin içinde bulunduğu ilişkiye ne kadar emek verdiğinden bahsettiğini fark edersiniz. Herkes yaptıklarını anlatır. Peki herkes elinden geleni hatta bazen elinden gelenin fazlasını yaptığı halde neden iyi sonuçlara ulaşamaz?
Doğru emek vermek demek eşinize kendi ihtiyacınızı değil, onun ihtiyacını vermektir. Herkes karşısındaki kişiye kendi ihtiyacını verebilir. Oysa eşinizin sizinle aynı ihtiyaca sahip olmaya bilir. Siz dokunulmak ihtiyacı içindeyken karşınızdaki konuşulma ihtiyacı içinde olabilir. İşte emek vermekle doğru emek vermek arasındaki fark budur. Karşınızdaki kişinin gerçek ihtiyacını belirleyip, o kişiye o ihtiyacını sunmadığınız sürece çok üzücüdür fakat verdiğiniz emekler çok da değerli değildir. Bu aşamada kırılganlık göstermemek ve karşı tarafın ihtiyacını belirlemek çok önemlidir. Bir insanın öz ihtiyacı karşılanmadığı sürece o kişi karşılanan ikinci üçüncü derece ihtiyaçlarına çok da minnet duymayacaktır.
Ne Yapmalısınız?
Eşinizin ihtiyacı olan sevgiyi, sizden talep ettiği veya bir türlü talep edemediği sevgiyi bulun. ”Eşinizin Sevgi Dilini Keşfedin” yazımı tekrar okuyarak eşinizin sevgi dilini tespit edin. Bunu birlikte yapmanız gerekebilir. Eşinizin değerlerine kendiniz karar vermeniz sizi yanılta bilir. Eşinizin sizin yaptığı güzellikleri hoş davranışları not alın. çok büyük bir ihtimalle eşinizde kendi ihtiyacını bir sevgi gösterisi olarak size sunmaya çalışıyordur. Eşinizin ihtiyacına kulak tıkamayın.
Doğru emeği vermeyi öğrenemediğiniz sürece, kendinizi eşiniz tarafından hiç taktir edilmiyor hissetmeye devam edersiniz.
İlişki bir çiçek gibidir. Her gün ona emek vermek zorundasınız. Ve her ilişkinin ihtiyacı farklıdır. Doğal olarak bunu hemen bilemezsiniz. Deneyimler, gözlemler, iyi niyet ve sabırla ihtiyaç duyulan emeği öğrenmeniz gerekecektir. İlişkinin emek vermeden büyüyeceğini ve göz kamaştırıcı bir ilişkiye dönüşeceğini düşünenler, maalesef hayal görmektedir. Doğru emek yolunu bulup daha az çaba ile daha kaliteli ve sevgi dolu bir ilişkiye kavuşmanız hiçte uzakta değil…
Sevinç Karakaya
Devamıİyi Bir İlişki İçin; 3 Anahtar
Farklı çabalar yöntemler kullanılsa da, ilişkiler denildiğinde herkesin peşinde koştuğu tam bir doyum halidir. Sağlıklı ve doyumlu ilişkiyi yakalamak için kimi kitaplar okuyor, kimi seminerlere, workshoplara katılıyor. Kısa bir süre için faydaları görülse ve ilişkinize bir enerji gelse de bir kaç haftada her şey yine eski haline dönüyor. Acaba sorun öğrendiklerimizi sadece anı kurtarmak için kullanıp, içimizde özümseyemememiz mi? Yada bunu farklı farklı değil de özde tek bir yolu yok mudur?
Bunun yolu; İlişkilerde adeta üç sac ayağı olarak nitelendireceğimiz; üç sihirli anahtarı kullanmaktır. Sevgi, Taktir, ve Yüzleşme…
Sağlıklı bir ilişki için sevgi ve taktir gerektirdiğini hemen hepimiz biliriz. Fakat en az bunlar kadar önemli olan üçüncü etkeni atlıyoruz. Sağlıklı ve sevgi dolu bir ilişkiyi sürdürmenin diğer şartı ”Yüzleşme”. Yüzleşme bizi hassas konular ile karşı karşıya getirir, aynı zamanda sonuca da ulaştırır. Fakat genelde ilişkide çiftler yüzleşmeden kaçınıyor. Sebebine bakıldığında ise ilişkinin sağlam temellere oturmadığını görüyoruz. Şimdi ilişkiyi sağlam temellere oturtan, 3 anahtara biraz detaylı bakalım;
Sevgi karşınızdaki kişiye, özünde kim ise, kendi gibi olma özgürlüğünü vermektir. Yani hiçbir düzeltme veya değiştirme niyeti olmadan tamamen kabullenme halidir. Eşinizle aranızdaki gerçek sevgimi diye düşünüyorsanız; Eşinize / sevdiğinize böyle kabullenme ile bakabiliyor musunuz yada ondan size yöneltilmiş sizi her halinizle değiştirmeden kabullenmeyi deneyimleyip deneyimlemediğinizi sorun kendinize…
Karşınızdaki kişiyi tümüyle kabullenemiyorsanız, gerçek sevgiyi yakalamış olabilir. Yakalayamadığınız taktirde, hayatta boşlukları sevmez, eşinizle aranızdaki sevgisizliğin yerini de başka bir hal dolduracaktır. Sevgi bir takas sistemi değildir. ”Sen bunu yaparsan seni severim” yaklaşımıyla sevgi satın alınmaz. Karşılıksız ve beklentisiz sevmeyi öğrenmeniz gerekiyor.
Taktir;
Sevdiğimiz kişileri taktir etmek çok zor olmamalı… Peki siz ne kadar sık taktir ediyorsunuz? Bu üzerinde ciddi düşünülmesi gereken bir durumdur, çünkü tüm ilişkilerimizin kalitesini arttırmak için yapabileceğiniz en önemli şeylerden biri kendi yüreğinizde, onlar için taktiri daha fazla göstermektir.
”Taktir” kelime anlamıyla ”değer katmak” demektir. Böyle düşündüğümüzde, sizin için önemli birisine, sevdiğinize eşinize karşı hissettiğiniz taktiri ifade ederken bu kişiye yada ilişkinize bütünüyle değer katarsınız. Bunu denemenizi tavsiye ederim. Unutmayın ne verirseniz o size misli ile dönecektir.
Kim bilir eşimizi yada sevdiklerimizi ne kadar az taktir ediyoruzdur? En son ne zaman birine onu sevdiğinizi, kendisinin sizin için önemli olduğunu ve onu taktir ettiğinizi söylediniz? Çok sık değilse bugün hayatınızda yeni bir uygulama başlatmak için en doğru zaman; ”Sevdiklerinize sevginizi ve taktirinizi gösterme uygulaması” İnanın ilişkinizin kalitesini yükseltmek için yaptığınız bu yatırım size katıyla gelecektir.
Eğer amacınız daha iyi bir yaşamı yakalamaksa bunu deneyimleyin. Her fırsatta diğer insanları içten bir şekilde taktir etme alışkanlığı edinin. Sonra geri çekilip hayatınızı gözlemleyin, tüm ilişkilerinizin kalitesinin nasıl arttığını göreceksiniz.
Yüzleşme;
Çoğumuz yüzleşmeden sanki bir hastalık gibi kaçarız. Bunun altında yatan iki sebep var aslında, bazen karşı tarafın hislerini incitmek istemediğimizden fakat sıklıkla hatanın kendimizde olduğunu öğrenmekten korktuğumuzdan hassas konuları konuşmaktan kaçınırız.
Fakat unutulmaması gereken çok önemli bir nokta vardır; ”Saklı kalmış meseleler bize batmasından kaçamayacağımız dikenlerdir” Onların su yüzüne çıkarılıp yüzleşmemiz gerekir. Aynı iltahap toplamış parmağınızın kenarına batan bir kıymık düşünün, siz o kıymığı çıkarmadıkça o daha kötüye gidecektir.
Yaşamınız ve ilişkilerinizin tüm kalitesini arttırmak istiyorsanız, çözülmemiş sorunlarla yüzleşme, cesaretini kendinizde toplayın. Sonra net bir niyetle karşı tarafın bakış açısını anlamak için dinleyin ve kendinizi savunmaya geçmeyin. Böylece çıkarılan dikenler ilişkinizi zenginleştirip gül bahçesine dönüştürür.
Evet ilişkilerinizde Sevgi ve taktir alanı oluşturmak, işler rayından çıkmadan, problemin üstesinden gelmek,ilişkinizi kuvvetlendirecek ve zenginleştirecektir.
Sevinç Karakaya
Devamı