İçinizdeki Özgür ”Amazon Kadın” Evliliğinizi Kurtarır
Kadınların evlilik fikrine uzak bakmalarına en büyük sebep özgürlüklerini kaybetme korkusudur. Evliliğin yalnız bir hayata göre özgürlükleri kısıtlayan bir yanı varmış gibi görünse de, evliliğin içindeki özgür yanı yakalayan bir kadın, evliliğinde de huzura kavuşur.
Evliliğin de tutkuyu kaybetmeyen çiftler birbirini hayat boyu keşfetmeye çalışan, her gün yeni bir yönüne aşık olmayı başaran kişilerdir. Erkek avlanmak her gün eşini yeniden elde etmek isterken, kadın da eşi tarafından her gün yeniden sahiplenilmek keşfedilmeyi bekler. Yaratılışı gereği erkek her zaman avcı kadın ise av konumunda olmalıdır ki, evliliklerde uzun soluklu heyecanı yakalayabilsinler.
Amazon Kadın Ruhunu Keşfetmek;
İlişkileri monotonluğa sürükleyen sebeplerden biri kadın ile erkeğin bu av- avcı konumunun unutulup, birbirini elde etmenin rahatlığına kendini kaptırmalarından kaynaklanır. Bunun için ise; bir evlilikte kadının içindeki özgür kadın ruhunu keşfetmesi oldukça önemlidir. Erkek tam kadını ele geçirdiğini, onu fethettiğini ve kendi varlığını eşi tarafından kanıtsadığını düşündüğünde; kadın eğer kendi merkezine dönebilirse bu erkeğe hem nefes alacak vakit verirken hem de eşinin hayatındaki yerini anlaması için bir fırsat verir.
İçinizdeki Özgür ”Amazon Kadın” Evliliğinizi Kurtarır
Ben ”Özgür kadını” Amazon kadınına benzetiyorum. Amazon kadın; ata biner, daima olarak kahkahalarla gülen, dilediğinde erkeği ile arzu ettiği hayatı yaşayan fakat aniden atına binip uzaklaşabilen bir kadındır amazon kadını… Bunu modernize edersek, evli ve çocukları olan bir kadın bile içindeki özgür amazon kadınını ortaya çıkarabilir.
Elbette ilişkilerde yakınlaşma beraber kaliteli vakit geçirmek çok önemlidir. Fakat yakınlaşmanın ayarını çiftler ayarlayamadığında erkeğin gerilmesi kaçınılmaz olurken, kadındaki durum ise bağımlılığa dönüşür ve eşini hayatının merkezine oturtabilir.
Çünkü bir kadının en derinindeki hayali eşi tarafından ömür boyu sevilmektir. Kadın eşine yakınlaştıkça bu durumun bağımlısı haline gelip, ne yapsa eşiyle beraber yapmak sanki bir bine bağlı gibi bir hayat yaşamak isteyebilir. Oysa erkeğin en derinindeki hayali, gerçek bir özgürlüktür. Erkek hedef belirlemeli, o hedefi yakalamak için uğraş vermeli, emek harcamalı tüm bunları yaparken kendi ruhunu ve kabiliyetlerini keşfeder. Bu onun en büyük hazzı aldığı yerdir.
Bu yüzden evlilikler de dahil, çok fazla yakınlaşma, daima beraber hareket etmek erkek tarafından da arzulansa, yinede bu durum erkekte bir gerilim oluşturur. İşte tam bu noktada devreye giren kadındaki ”özgür ruh” evliliklerini ve ilişkilerini dengeye çekebilir. Özgür kadın ilişkisini, eşini kendi merkezinden çıkarır ve hayatının merkezine kendini koyar. Bunu kadın öyle güzel yapar ki bu ilişkisini, evliliğini yok saymak değil, her iki tarafında mutlu olmasını sağlamak, hayatlarında eşine ve kendine nefes alacak zaman tanıyıp ayrı ayrıda yaşamdan zevk almasını sağlar.
Amazon Kadın ”Önce Ben” Der; Hayatına Odaklanır;
Kadın kendi hayatına odaklandığında yaşamın kendisine getirdiği güzellikleri keşfetmeye başlar. Kadın devamlı ilişkisi ve eşi hakkında düşünmeyi bırakır. Tek kaynaktan sevgi beklemek ve beslenmektense, yaşam sahnesine giren kişilerle paylaşımda bulunabilir. Her zaman söylediğim gibi kadınların içini dökeceği, hayatındaki heyecanlarını, acılarını paylaşabilecekleri eşlerinin dışında ya bir dostları olmalı yada bir güvendikleri ”yaşam koçları” olmalı… Hayatta zevk aldığı mutlu olduğu faaliyetlerin içinde olmalıdırlar. Böylece de eşinden beklediği karşılıksız sevgi yargısız kabul, saygı ve taktiri yaşam içinde de bulur. Buda eşinden beklentisini azaltırken farklı kuşkulara girmeden eşinin de özgürlüğünü yaşamasına hak tanır.
Amazon kadın; Zaten hayatındaki kişi doğru kişi ise eşini özgür bıraktığında daha çok kendisine döneceğini bilir. Çünkü Hayat enerjisi BUMERANG gibidir. Biz özgür ve mutlu bir sevgiyle eşimizi hayatı keşfetmeye yollarsak, o eğer doğru erkekse ve hayatı yaşayıp devamlı onu düşünmeyi kesebiliyorsak, erkek kadının yakınlığını muhakkak talep edecektir. Unutmayın evlilik hayatınızı yöneten koç sizsiniz. ”Kadın ilişkisinin sürekliliğini sağlayan bir orkestra şefi gibidir.” Her ne kadar evliliği erkek yönetiyor gibi görünse de, mutlu evliliklere bakıldığında; Kadın ne zaman kendine, eşine ve ilişkilerine özgürlük tanıması gerektiğini bilincindeki evliliklerdir. Hayatınızın merkezine kendinizi koyduğunuz da, emin olun eşinizde sizi daha fazla hayatının merkezine koyacaktır.
Evliliğe ”Evet” Demeden Sormanız Gereken 10 Hayati Soru
Evlilik kararı üzerinde düşünmemiz gereken en hayati karardır. Kafanızdaki soru işaretlerini cevap bulmadan ya da tam olarak ne istediğini bilmeden evlilik kararı alması hiç doğru bir davranış olmaz. Eş adayınızla konuşulmayan konu kalmaması gerekir.
Şöyle bir düşünün, eşiniz olmasını arzu ettiğiniz kişiyi iyice tanıyor musunuz? Belki hakkında birçok şeyi biliyorsunuz mesela; İşte kötü geçen bir günden sonra nasıl tepki verdiğini , hasta olduğunda nasıl biridir ya da tatil gibi hoş vakit geçirdiği zamanlar da hayattan nasıl tat alır bilebilirsiniz. Ancak, birlikte ne kadar çok zaman geçirmiş olursanız olun, aranızda hala konusu açılmamış, konuşmaya, tartışmaya fırsat bulamadığınız konular olabilmesi oldukça muhtemeldir. işte şimdi, bugüne dek belki de konuşmadığınız sorulara ışık tutmaya çalışacağız. Önemli hayat kararları üzerine sohbet etmek eşinizle aynı hedefleri ve değerleri paylaştığınızı görmenin bir yoludur. Yaklaşan düğün de bu tür sohbetleri başlatmak için en iyi bahanedir. Böylesine derin konulara dalmak için en ideal zaman, birbirinize deli gibi aşık olduğunuz eğlenceli evlilik planlama dönemleridir. Şimdi birbirinize şu soruları sorma zamanı;
1- Evlilikten Beklentim Ne? Evlilik sizin için ne anlama geliyor? Evlilik kararını aldıran en büyük etken ne? Belki bir aile kurmak isteği, belki de ailelerinizin ve yakın dostlarınızın şahitliğinde birbirinizi ne kadar sevdiğinizi göstermektir. Bu sorunun doğru ya da yanlış bir cevabı yok, ama yine de birbirinizle ılımlı bir şekilde böyle bir konuşma yapmalısınız. Sohbetinize en güzel noktadan, örneğin birbirinizle ilgili en sevdiğiniz şeyleri sıralayarak başlayabilirsiniz. Ayrıca evliliğin sizin için ne anlama geldiği hakkında da konuşabilirsiniz.
2- Çocuk Sahibi Olmak İle İlgili Ne Düşüncemiz? Bir çok çiftte çocuk konuda ortak bir noktada buluşamadıklarını görüyorum. Tarafların biri isterken diğeri bu konuya mesafeli bakabiliyor. Fakat çocuk evlilikten beklentinizi belirleyen çok ciddi bir konudur, çok net ve açık şekilde düşüncelerinizi paylaşmalısınız. Evlilik, sadece çocuk sahibi olmak demek değil elbette. Seyahat etmek ve kariyerlerinizde hedeflediğiniz noktalara gelmek konusunda da hemfikir olabilirsiniz. Belki de hedeflerinizi gerçekleştirdikten sonra, çocuk sahibi olmayı bir kez daha masaya yatırırsınız. Ya da sadece teyze ve amca olmakla yetinebileceğinizi fark edersiniz, kim bilir? Fakat bir tarafın çocuk gibi düşüncesi hiç yokken diğer tarafın evlenme sebeplerinden biriyse tekrar kararınızı düşünmenizi tavsiye ederim.
3- Para Yönetiminizi Nasıl Düzenleriz? Şuan çiftlerin tartışmasındaki temel nedenlerden biride maddiyatla alakalı sıkıntılar. ”Biz tartışmayız” diye her ne kadar kabul etmek istemeseniz de, Sizde gelecekte arada bir de olsa aranızda tartışacaksınız ve bu tartışmaların bir kısmının temeli de para akışı olacaktır. Bu pek hoş değil. Ancak gelecekteki tartışmaların büyümesini önlemek için yolun başında birtakım önlemler alabilirsiniz. Bunun için işe maddi durumunuzu (gelirinizi, borçlarınızı, birikimlerinizi) birbirinize anlatarak başlayabilirsiniz. Daha sonra ortak bir hesap oluşturup oluşturmayacağınızı, uzun vadeli hedeflerinizi, mutfak alışverişinden tatil bütçesine ve kira ya da ev taksitine kadar diğer ortak masrafları nasıl paylaşacağınızı konuşabilirsiniz.
4- Ev İşlerinizi Nasıl paylaşırız? Bekar hayatı her iki taraf için de daha az sorumluluğu olan bir hayattır. Evet evlilik güzel fakat sorumlulukları olan bir oluşumdur. Evdeki iş bölümü nasıl olacak? Kim neyi üstlenecek? Öncelikle her ikiniz de kendinizden ve kendi dağınıklığınızdan sorumlu olmalısınız. Daha sonra iş bölümünü konuşabilirsiniz.
5- Aileler İle İletişimimiz Nasıl Olmalı? Kişiler aile ile ilişkilerini dengede tutmalı… Ne araya soğukluklar girecek kadar mesafeli olunmalı nede kendi çekirdek ailenizin kontrolünü elinizden kaybedecek kadar ailenin içinde olmalarına izin verilmelidir. Evet her iki tarafında ailesi elbette önemli fakat kişilerin kendi kurduğu çekirdek ailesine alışması ve benimsemesi adına önceliği ilişkileri ve evlilikleri olmalıdır. Aileler ile de periyodik ziyaretler, samimi ve fıtri buluşmalar ayarlanabilir.
6- Hangi Fikirlerde Ayrılıklar Yaşıyoruz? Birçok ortak fikirleriniz olabilir.Fakat hangi fikirlerde ayrılıklar yaşıyorsunuz bunlarda oldukça önemlidir. Ayrılıklar yaşadığınız fikirlere rağmen karşınızdaki kişiyi her haliyle kabul edebiliyor musunuz?. Ayrılıklar her zaman hangi tür film izleyeceğiniz kadar kolay atlatılamayacak durumlar olabilir. Önemsizmiş gibi görünen konuların yanı sıra politika, dünyaya bakış açısı ve din gibi ciddi konu başlıklarında da, eş adayınızı her hali ile kabul edebiliyor musunuz? Bu konular üzerine konuşurken bile çok dikkatli olunmalı ve önemsemeyip göz ardı edilmemelidir. Birbirinizi, düşüncelerinizi açık seçik ifade etmek konusunda cesaretlendirin.
7- Evlilikteki Tekdüzelikten Nasıl Kurtarırız? Cicim ayları ne yazık ki sonsuza dek sürmüyor ama birinci günden itibaren birbirinize yakın olmanın yollarını bulursanız, aşkınız da canlılığını koruyacaktır. Onu ne kadar çok sevdiğinizi nasıl gösterebilirsiniz, bunu düşünün ve ona da sorun. Herkes farklıdır. Bazıları sevginin dile getirilmesini ister, bazıları beden diline önem verir. Arada bir sürprizlerle karşılaşmak isteyebilirsiniz ama aşk hayatınızı tamamen bu tip beklentilerin üzerine kurmayın. Siz söylemeden anlamasını beklemek yerine arada sırada onun ne yapmasını istediğinizi dile getirebilirsiniz.
8- Tartışmaların Düzeyi Nasıl Olmalı? Elbette hiç olmasa daha iyi ancak tartışma kaçınılmaz olduğunda adil davranmaya çalışmalı ve tartışmayı hafif bir seviyede tutmalısınız. Hangi konularda hassas olduğunuzu bilmesini sağlarsanız tartışmanın alevlenmesini de önleyebilirsiniz. Pasif, agresif bir tutum sergilemekten de kaçının. Canınızı sıkan şeyi söylemek yerine, ”Tamam, önemli değil” deyip somurtur ya da içinizdekileri dışarı çıkaramadığınız için ağlamaya başlarsanız, karşı taraf sizi ciddiye almayabilir ve tartışma istemediğiniz noktalara gelir.
9- Ne Kadar Aşk, Ne Kadar İş ? Modern zamanlarda hanımların kariyerleri dışında da mesai harcadıkları pek çok alan var: Spor günleri, kız kıza buluşmalar, alışveriş çılgınlığı gibi… 24 saatin yetmediği günleriniz olabilir ancak plan ve programlarınızı artık standart bir düzene oturtmanızda fayda var. Son zamanlarda çalışma saatleriniz uzuyor ve evde eşinizle geçirdiğiniz zaman giderek daralıyorsa, kariyer hedeflerinizi bir kez de birlikte gözden geçirmeniz, tartışmanız faydalı olabilir. Çalışma saatleriniz gayet düzenliyse, geri kalan tüm vaktinizi tek bir şeye yani eşinize adamanız da sağlıklı değildir. Kendi alanınızı belirleyin ve kendinize ait sosyalliğiniz olsun. Her şeyi kararında yaparsanız hiçbir sorun çıkmayacaktır.
10- 5, 15, 30 Evliliğinizi Nasıl Görüyorsunuz? O özel günde “Kabul ediyorum” demenizin sebebi, birlikte bir geleceğe adım atma kararı almış olmanız; bu yüzden eşiniz ve geleceğinizle ilgili büyük hayaller kurmanız çok doğaldır. Hayallerinizi birbirinizle paylaşmanız ise çok önemli. ilerleyen yıllarda bir ev mi satın almak istiyorsunuz? Yoksa maceracı tarafınız ağır basıyor ve bir gün mutlaka dünya turuna çıkmayı mı hedefliyorsunuz? Bu tip gelecek planlarında umuyoruz ki çoğunlukla aynı fikirde olursunuz ama karşı taraftan ”Ne? Delirdin mi!” diye çığlık atmanıza sebep olacak fikirler de çıkabilir. Konuşmaya devam edin, fikirlerinizi özgürce dile getirin ve birbirinizi dinleyin. Daha önünüzde çok zaman var. Önemli olan, hayallerinizi birlikte gerçekleştirmeyi istemeniz.
Evlenmeye Hazır Mısınız?
Günümüzde önceliklerimiz değişmeye başladıkça, Kadınların evlilik sıralarının önünü kariyerleri hedefleri sosyal yaşamları aldı. Evlilik planları daha gerilere atıldıkça evlilik yaşı da büyümüş oldu. Erkekler için evlilik yaşının ilerlemesi çok sorun olmamasına rağmen, bayanlar açısından bakıldığında ”biyolojik yaş” da göz önüne alınınca, evlilik yaşının ilerlemesi panik halini getirebiliyor.
”Doğru kişiyi bulabilecek miyim?”, Ya evlenemezsem? Evlilik için çok mu geç kaldım? Seçeneklerim azaldı mı?” gibi sorular ile bu panik halini yaşayan bayanlar acele ve yanlış evlilik kararları verebiliyorlar. Elbette yanlış bir evlilik yapmaktansa, hiç yapmamak çok daha iyidir. Fakat doğru kişi ile yapılan evlilik ise en iyisidir.
Bugün bekar bayanlara evlenecekleri erkek de dikkat etmeleri gereken özellikler hakkında bir kaç tavsiye paylaşacağım. Evleneceğiniz erkekte nelere dikkat etmelisiniz?
Ortak İnanç Sisteminize ve Değerlerinize Dikkat edin: Elbette bir kişinin neye inandığı yada hayattaki değerleri kendisini bağlayan bir durumdur. Fakat bu evleneceğiniz kişi ise onun kadar sizi de ilgilendiren bir durumdur. İnanç sistemlerinizin ortak olması, aynı şeylere kalbinizin beraber çarpması oldukça önemlidir. O yüzden evleneceğiniz kişinin, inanç sisteminin size uymasına dikkat edin yoksa birinin yaşam amacı diğeri için önemli değilse, ilişkinin başında görmezden gelinse de ileride ciddi sorunlar oluşturabilir. Evlendikten sonra nasıl olsa değişir yada bana uymak zorunda diye yanlış bir düşünceye girmeyin.
Sosyal Çevresi ve Arkadaşları Olması Önemlidir: Eğer siz sosyal bir insansanız ve arkadaş çevreniz genişse eşinizin sosyal olmaması hayatınızı negatif etkileyebilir. Zamanla eşiniz arkadaşlarınızdan sıkılıp ve sizin onlardan uzaklaşmanızı isteyebilir. Bildiğimiz bir gerçek vardır ki oda; mutlu ve uzun soluklu evliliklerde eşler önce arkadaş olmayı başarmak durumundadır. Fakat seçeceğiniz eşin arkadaşları olmaması, akla arkadaşlık yapmayı bilmiyor mu sorusunu getirir ve evliliğinizde muhtemelen size arkadaş olamayacaktır. Ayrıca kendi arkadaş çevresi olmayan bir erkek tüm vaktini sizinle geçirmek isteyecektir. Belki bir çok bayan ”Hep benimle olsun daha ne isterim” diyebilir. Fakat o kadar çok danışanım kendi kendine kalamamaktan, her şeyi eşiyle yapmak zorunda kalmaktan ve kendi sosyal hayatlarına vakit bulamamaktan şikayetçi ki, belli süre sonra bu beraberlikler çekilmez hal alabiliyor.
Güler Yüzlü Olmak Önemlidir: İlişkilerde hep bahsettiğim gibi pozitif bir tutum önemlidir. Kimse mutsuz, olumsuz, asıl suratlı biriyle beraber olmak istemez. Belki bazen bu durum size karizmatik de gelse inanın ömür asık suratlı biriyle geçmez. Bu kişiler her zaman iletişime kapalı kişilerdir. Oysaki gülümseyen bir erkek 4 mesaj verir. Özgüven, mutluluk, coşku ve en önemlisi kabuldür.
Gülümseyen insanlar özgüvenleri yüksek olarak algılanırlar çünkü kişi gerginse, kendinden yada çevresindekilerden emin değilse gülümseyemezler. Gülümseme mutluluğu ifade eder ve biz mutlu insanlara yöneliriz ve onları daha çok severiz. Coşku ise bulaşıcıdır. Coşku sahibi bir eş size ömür boyu canlı bir evliliği vaat edebilir. Ama özellikle bir erkek sizin yanınızda gülümsüyorsa, olmakta olduğu yerden mutlu ve hoşnut olduğunu gösterir. Ve o gülümsedikçe siz daha çok gülümseyecek şey bulursunuz.
İlişkiyi Taşıyamayan Erkekten Uzak Durun: Son zamanlarımızın ben hastalığı diyorum, erkeklerin ilişkiye çok ciddi başlayıp bir süre sonra ”Ben evliliğe hazır değilim” diyebiliyorlar. Böyle erkeklerle karşılaştığınızda hemen onlardan uzaklaşın. İkna etmeyi, neden böyle oldu diye kendinizde sorunlar aramayı bırakın yada aşık ama naz yapıyordur nasıl olsa düzelir demeyin. Eğer bir erkek hazır değilse bu kendi ile ilgili bir problemdir. Siz onun terapisti yada annesi değildiniz, o bir yetişkin bunla kendi başa çıkmalı. Üstelemeyin sonrasında üzülen siz olursunuz. Evliliğe hazır olmayan bir erkekle evlenmenin faturası inanın sonrasında çok daha ağır olur. İlerde üzülmemek için baştan üzülmek çok daha iyidir.
O Sadece Bir İnsan; Önce Kendinize Saygı Duyun: Kimseyi gereğinden fazla gözünüzde büyütmeyin. Maalesef biz bayanların en çok yaptığı hatalardan biri budur. Bir erkeği severiz , aşık oluruz onu öyle yüceltiriz ki getirip hayatımızın merkezine oturturuz. Sanki artık sadece yaşama amacımız o olur. Onunla yaşar, onunla mutlu olursunuz. Bunda ne var diyebilirsiniz? Fakat bu büyük bir hatadır. Hayatta mutluluğu tek bir kaynaktan almaya başladığımızda onun değerini önemini aşırı yüceltiriz. ”O sadece bir insan” yapmanız gereken; Hayatınızın anlamını ilişkinizin dışındaki dünyada bulmanız gerekir, böylece o insan sizin tüm hayatınız olmaktan çıkar. Yaşamın diğer alanlarından da zevk almak önemlidir.Ancak bu şekilde doğru bir bakış açısı oluşturabilir. Tatmin ve mutluluğun tek kaynağı olarak bir başkasının duygularına bağlı kalmamış olursunuz. Kendinize daha evlenmeden bireysel bir yaşam alanı oluşturmalısınız. Hayatınızın onun dışında kalan yanı dolu dolu olmalı…
Hayatınızın en önemli kuralı; ”Önce Ben Kuralıdır’‘. Siz kendinizi iyi tanıyın ne istediğinize, sizi nasıl biri mutlu eder bunları belirleyin, daha sonra mantığınızı dinleyin. Evlilik ciddi bir karardır. Sadece olması gerektiği için evlenmek yada çocuk sahibi olmak adına evlilik büyük bir hatadır. Başta da dediğim gibi ”yanlış bir evlilikten ise, hiç evlenmemek en doğru olandır. Ama doğru kişi ile yapılan evlilik en iyisidir.”