Evliliğinizi 4 Adımla Boşanmadan Nasıl Kurtarırsınız?
Aynen hayatta olduğu gibi, evlilikte de her zaman işler yolunda gitmeye bilir. Zaman zaman evliliğiniz zorlu sınavlardan da geçebilir. Eşlerin karşılıklı hatalı tavırları evlilikleri çıkmaza sokup, boşanmaya doğru gitmesine sebep olabilir. Evliliğinize ”artık yürümez”, ”Evli kalmamız için sanki bir sebep yok”, ”sanırım boşanmaya doğru adım adım ilerliyoruz” diye fikirlere sahipseniz; Öncelikle derim ki boşanma alınması gereken çok ciddi ve dönüşü olmayan bir karardır. O yüzden iyi düşünülmeli ve bütün kapılar evliliğin yoluna girmesi ve zorlu sınavlarını geçmesi adına zorlanmalıdır. Peki ne Evliliğimi kurtarmak için ne yapabilir? diyorsanız işte sizi boşanmadan kurtaracak 4 adım;
1. Adım; Öncelikle Kendinize ve Eşinize Dürüst Olun: Problemlerinizin çözülmesi için dürüst olmanız bir öneri değildir elbette… Kişinin önce kendine ve hayatta iletişim halinde olduğu herkese karşı dürüst olacağı bir hayat tarzını benimsemesi asıl olandır. İlişkilerde pek çok kişi bu yanlışa düşer. Adına beyaz yalan dediğimiz ve genellikle zararsız olduğunu düşündüğümüz yalanlar ilişkilerin temelini sarsıcı tahrip gücüne sahiptir. Zararsız olarak gördüğünüz beyaz, pembe yalanlar ilişkinizde tamir olamaz tahribatlar doğurabilir. Zararsız görünen yalanların ortaya çıkması ilişkilerde güven duygusunun kaybolmasına olmaktadır. Yalan söylediğini bir kere fark ettiğiniz kişinin size ne zaman doğruyu söylediğini ya da ne kadar yalan söylediğini sorgulamaya başlarsınız. Evliliklerde çiftlerin birbirine dürüst olması önemlidir. Eğer evliliğiniz içinde yalanlar barındırıyorsanız bu alışkanlığınızdan bir an evvel kurtulmanın yollarını bulmalısınız. Bu öyle bir anda hemen olabilecek bir şey değildir, zaman ister, ama inanmak ve çabalamak başarmanın yarısıdır. Karşılıklı olarak sırların yada yalanların dürüstçe ortaya çıkarmak hem sizi vicdanen rahatlatacak hem de karşılıklı güveni tekrar kazanmanızı sağlamanıza sebep olacaktır.
Şöyle düşünün Boşanmaya giden bir evlilikte dürüst olursam ”En kötü ne olabilir?” diye düşünün ve en kötüye kendinizi hazırlayıp harekete geçin, en kötüyü beklemenin rahatlığı size en iyiyi getirebilir.
2. Adım; Düşünce Tarzınızı Değiştirin: ”Bu güne kadar olan düşünce tarzınız size bugünü getirdi, bugünden sonrada düşünceleriniz yarınlarınızı oluşturacak” Evet evliliklerde de düşünce tarzınız önemlidir. Bugüne kadar eşiniz yada evliliğiniz hakkında düşünceleriniz sizi boşanmaya kadar getirdi ve hiç bir duruma çözüm olmadıysa, sizce de düşünce tarzınızı değiştirme zamanı gelmemiş midir?
Ön yargılar ve olayları kendi bakış akışınızla sorgulamak sorunları çözmekten çok haklı olma çabasıdır. Maalesef tartışmalardaki en tehlikeli durum haklı olma çabasıdır. Her iki tarafta olaylara kendi penceresinden baktığı sürece kendini haklı görmeye ve karşı tarafı suçlamaya devam eder. Eşlerin bakış acısını birbirlerinin penceresinden bakacak şekilde değiştirmeleri gerekir. Birlikte bir yaşama ”evet” dediğiniz o andan itibaren birey olmayı değil bir olmayı hedeflemek ve bu uğurda da yaşanmışlıklarınızı bir tarafa bırakarak düşüncelerinizi o birliği yaşatmak uğruna şekillendirmeniz doğru olacaktır. ”Evet” anına gelene kadar ilişkinizi olumlu kılmak için harcadığınız enerjinizi evet anından sonra da sürdürmelisiniz. Unutmayın, hiç kimse vazgeçilmez değildir ve ancak emek harcanarak bir şeyler sürdürülebilir. ”Evet” anınız son değil başlangıç noktanızdır.
3. Adım; Affetmek Sizi Özgürleştirecektir: Affetmek hayat adına kişinin yüklerinden özgürleşmesidir. Evlilikte de affetmek kurtarma yada koruma adına çok önemlidir. Sağlıklı bir evlilik sürdürmenin yolu affedici olmayı öğrenmekten geçmektedir. Evliliklerin sürekliliğini sağlayan kişiler iki mükemmel insan değildir, affetmeyi bilen, öğrenmiş olan iki affedici kişidir. Evliliğiniz sürecinde eşlerin arasındaki uçurumun gitgide açılmasının en temel nedeni bireylerin affetmek yerine biriktirmeyi tercih etmesidir. Öfke, öfkeyi doğurur. Yaşananları affetmek yerine biriktirmeyi seçtiğinizde içinizdeki öfke büyüyecektir. Siz öfkeli ve uzun bir hata çetelesi ile ortalıkta dolaştığınız süre boyunca eşiniz de size aynı iletişim dili ile cevap verecektir. Evliliğinizde affetmeyi, affedici olmayı öğrenmelisiniz.
Affettim diyor fakat eski defterleri her fırsatta açıyorsanız. Üzgünüm ama affetmiş değilsiniz. Yada ben onca şey yaptı ve affediyorum o bunun karşılığında ne yapacak diye beklentiniz, varsa yine affetmiş sayılmazsınız. Affetmek elbette unutmak değil aynı hatalara tekrar düşmemek için bir yerlerde aklınızda kalmasıdır. Fakat aynı olaylarla yaşamaya tekrar tekrar devam etmek değildir. ”Geçmişe çizgi çekin ve sıfırdan başlayın”
4. Adım; Öğrendiklerinizi Evliliğinize Uygulayın: Özellikle bayanlar olarak evliliğimizde yada ilişkimizde sorunlar yaşıyorsak, hemen dergiler kitaplar karıştırmaya başlayıp uzmanların görüşlerini araştırıyoruz. Fakat evliliğinizi kurtarmak için sadece yapılması gerekenleri okuyup, araştırmak yeterli değildir, hayatınızda kendinize, evliliğinize, eşinize bir şans tanıyın ve bu kuralları uygulamak için çaba harcayın… Dürüst olun, çünkü eşiniz tanımadığı bir kişiyi sevemez. Flört etmeye devam edin, çünkü aranızdaki aşkı tekrardan alevlendirebilirsiniz. Affedin, çünkü mutlu olmak haklı olmaktan daha önemlidir.
Sevinç Karakaya
DevamıEvliliğinizi Kurtarma Sanatı
Evliliklerin yarısından fazlasının başlaması ile bitmesi bir oluyor. İlişkiler çok çabuk harcanıp çok çabuk tüketiliyor. Sizinde evliliğinizde yolunda gitmeyen bir şeyler olabilir, çabalarınızın boşa gittiğini ve eşinizin artık sizi anlamadığını düşünebilirsiniz fakat hemen pes etmek ve evlilikten vazgeçmek sizce doğru olan mı? Oysaki güzel ve yolunda giden bir evlilik hayattan zevk almanızı sağlar.
Özellikle çalışma yaptığım yeni evli danışanlarımın evlilik sorunlarındaki ortak özelliklerine baktığımda; Evlilik evlilik diye hep bildikleri bir şey var ama ya masallardaki kadar gerçek dışı olduğunu düşünmüşler bir oyun sanmışlar, ya karşı cinse nasıl davranacakları hakkında en ufak bilgileri yok yada ailelerin yanlış öğretileri çocuklarına ”ezdirme kendini” derken ailenin paylaşma olduğu algısını unutturmuş.
Her ne kadar flört ve nişanlılık dönemini yaşamış olsanız da, evlendikten sonra yaşanan geçimsizlikler ya da anlaşmazlıklar mutluluğunuzu sekteye uğratmış olabilir.Eğer evliliğinizin istikrarlı bir şekilde gitmesini ve mutlu olmayı istiyorsanız, mutluluk için yapılması ve öğrenilmesi gerekenlerin olduğunu unutmamalısınız… ” Evlilik Öğrenilmesi Gereken Bir Sanattır” Peki Evliliğinizi kurtarmak hangi yollardan başlayacaksınız…
Eşinize Değerli Olduğunu Göstermekten çekinmeyin;
Evliliğinizi kurtarmak yada mutluluğunuzu arttırmak istiyorsanız; ilk olarak,eşinize değer verdiğinizi göstererek başlayın. Değer vermeyi göstermek derken bu sizin gözünüzü korkutmasın, öyle çok büyük şeyler değil. Neler yapılabilir?
Ufak ama samimi olmasına önem verin. Mesela hiç beklenmedik bir anda eşinizin yanağına konduracağınız bir öpücük, sıcak bir bakış olabileceği gibi, korkmadan kelimelerin gücünü kullanın ne düşünür demeyin… ”Seni özledim”,”Seni düşünüyorum” demek, çok sorunu şifalandıracaktır. Eşinizi taktir ekmek size kendinizden bir şey kaybettirmeyeceği gibi değerinizi artıracağını da göreceksiniz. Her insan gibi eşinizin de takdir edilmekten hoşlanacaktır. Tabi onu takdir edebilmek için nelere değer verdiğine dikkat etmelisiniz. Bunun yaparken, ”Bugün çok iyi görünüyorsun”, ”Bu kıyafet sana çok yakışmış.” ya da ”Sana ihtiyacım var.”, ”Kesinlikle bu konuda haklısın.”, belki de sadece hayatında olduğu için bile ”Teşekkür ederim” demek, yada ufak bir ”Özür dilerim” ile haklı ise bunu kabulünüzü göstermek inananın hayatınızda, evliliğinizde çok şey değiştirebilir.
Unutmayın ”Güzel söz her kapıyı açar”. Bu nedenle, evliliğinizi mahvedecek olan ”Keşke”, ”Ben sana söylemiştim”, ”Sen zaten hep böylesin”, ”Bırak,ben yaparım!” ”Bugün canım istemiyor” gibi cümleleri bir an önce hayatınızdan çıkarmalısınız. Eşinize değer verdiğinizi, ona karşı dürüst olarak, mutluluğunuzu ya da üzüntünüzü paylaşarak, arkadaşlarıyla arkadaş olarak, hobilerine saygı göstererek, onun için kendinizi geliştirerek, kendinizden çok fazla ödün vermeden, oluru olan konularda, fedakarlık yaparak ve kendinize bakarak gösterebilirsiniz. Bunun yanında, zihninizi okumasını beklememeli, genelleme ya da kıyaslama yapmamalı,mükemmeliyetçi olmamalı, aynı anda öfkelenmemeli, aceleci olmamalı ve sorgulamamalısınız.
Eşinizle Doğru İletişim Kurmayı Öğrenin;
Evlilik, farklı aile yaşantılarından ve kültürlerden gelen iki insanın aynı mekanı ve zamanı artık birlikte paylaşmaya başlamasıyla oluşan sosyal bir kadın ve erkek ilişkisidir. Bu nedenle, iletişim eksikliğinden kaynaklanan ufak tefek problemlerin yaşanması olağandır. Bu problemlerin büyüyüp, çiftin ve ilişkinin yıpranmasına olanak vermemek için birbirinizle muhabbet etmeyi ihmal etmemeniz gerekir. Her akşam TV’yi açmadan önce ya da her gece yatağınıza geçince10-15 dakika gününüzün nasıl geçtiğini anlatabilirsiniz. Bu iletişim, göz ve dokunma temasını güçlendirecektir. İletişim içinde bulunurken iyi bir dinleyici olmaya özen gösterin, olumsuz eleştiriden kaçının, nasihat vermek ve ”Sen hep zaten geç kalırsın”şeklinde suçlamak yerine; ”Senin geç kalman beni çok üzüyor” cümlesinde olduğu gibi ben dilini kullanmayı ve eşinize dokunmayı asla ihmal etmemelisiniz. Dokunmak,sıcak temasın bir göstergesi olduğu için iletişimi güçlendirecektir.
İlişkilerinizde iletişimi kendi çabalarınızla sağlayamıyorsanız bir uzmanla çalışmak sizin farkındalığınızı arttıracaktır. İlişkiler çiçeğe benzer, zamanla olgunlaşır. İlgi ister, emek ister, sevgi ister. Her çiçek farklıdır. Kimi suyu sever, kimi güneşi sever. Kimisi karanlığı, kimisi aydınlığı sever. Kimisi az su ile mutlu olur, kimisi suya doymaz. Vermeniz gereken miktar farklıdır…
Tıpkı insanlar gibi… Kimimiz kıskanç, kimimiz gururluyuz. Bazılarımız çok ilgi isterken, bazılarımız bundan bunala biliyoruz. Peki sizin eşiniz ne istiyor ? Nereden bileceğiz ? ”Doğru iletişim teknikleri,
Sevgi dilleri, Temsil sistemleri, Değer ve inançlar”konusunda edineceğiniz farkındalıklar bu soruyu cevaplamanıza yetecek boyutta olacaktır.
Baş başa Kaliteli Zaman geçirin;
Bunların dışında, eşinizle birlikte her gün en azından bir öğün yemek yemeli, her hafta baş başa kalabilecek bir şekilde bir yerlere gitmelisiniz. kaliteli vakit Geçirmek oldukça önemlidir. Baş başa içeceğiniz bir kahve esnasında yapacağınız sohbetler ya da uzun yürüyüşler evliliğinizi canlandırmak için birebirdir. Elbette ki, hala kendi kişisel bakımınıza önem verip, kuaföre gidiyor ya da yeni giysiler alıyorsunuzdur. Fakat ara sıra yapacağınız değişiklikler örneğin, saç şeklinizi ya da rengini değiştirmek, eşiniz için giyinmek, eşinizin gözünde vazgeçilmez olmanızı sağlayacak önemli etkenlerden bir kaçı olduğunu unutmayın. Her erkek eşinin kendisi için bir şeyler yapmasını bekler ve bundan çok keyif alır.. Bunları yaparken ”Senin için yaptım” demeyi de asla unutmayın. İnanın bu çabaya değecektir.
Sevinç Karakaya
DevamıMutsuz Evliliklerin 6 Nedeni
Bin bir mutluluk hayaliyle başlayan evlilikler, zaman içinde mutsuzluklarla gölgelenebiliyor. Oysaki planlarınızın içinde yoktu mutsuz olmak, sizin evliliğiniz farklı olacaktı hiç kimseninkine benzemeyecekti. ne oldu da evliliğiniz planladığı gitmedi dersiniz? Hiçbir zaman bitmeyeceğini düşündüğünüz aşkınıza ne oldu da bitiverdi?
Gotman’nın dediği gibi; ”Tartışmanın varlığı değil, tartışmanın niteliği boşanmaları belirlemede önemlidir.”
Büyüklerimizin den duyduğumuz doğrudur; tartışmalar bir evliliğin tuzu biberidir. Fakat tartışmaların niteliği yani tartışma konusundan uzaklaşıp sorunu çözmek yerine karşılıklı haklı çıkma ve kişisel saldırılara yerini bırakanca artık evlilikler ciddi zararlar vermeye başlamaktadır. Bugün tartışmalar sırasında dikkat edilmesi gereken 6 maddeden söz edeceğiz.
1- Tartışmaya Yıkıcı Sözlerle Başlamak; Tartışmaları yıkıcı hale getiren, tartışmayı sert sözlerle, yapıcı değil yıkıcı sözlerle başlatmaktır. Yarım saat süren bir tartışmanın ilk beş dakikasını dinlediğinizde %95 nasıl biteceğini belirleye bilirsiniz. Diyebilirim ki en doğru olan karşınızda hayatı paylaştığını bir zamanlar severek hayatınızı birleştirdiğiniz kişinin olduğunu unutmamak ve yumuşak yapıcı cümleler tercih etmektir.
2- Tartışmalarda uzak durulamayan 4 hareket; Tartışmanın içinde şu dört yapılmaması gereken hareket yapılıyorsa, Kişilerin kendini tekrar gözden geçirmesini tavsiye ederim. Çünkü tartışmada ciddi yanlışlar var demektir.
”1.Eleştiri, 2.Küçümseme, 3.Savunmaya Geçme, 4.Duvar Örme”
Eleştirme: Eleştirme şikâyetten farklı bir durumdur. Şikâyet, belli bir durumdan rahatsızlığı dile getirirken eleştiri daha genellenmiştir ve eşin kişiliği ile ilgili negatif sözler içerir. Örneğin; ”Eve geldiğimde bana günümün nasıl geçtiğini sormadığında kendimi önemsenmemiş hissediyorum” demekle ”Bir kere de eve geldiğinde bana nasılsın diye sorsan, çocuk bile nasılsın diye sormayı bilir, sende insanlık da ölmüş.” demek farklı etki yaratacaktır. Ama biz ikinci örnekteki gibi konuşmaları daha çok severiz, çünkü daha etkili olacağını düşünürüz değil mi? Hâlbuki bu tarz konuşmalar karşı tarafta savunma mekanizmalarını harekete geçireceği için genellikle işe yaramaz, boşuna konuşuruz. Sonra da rahatsızlığımı dile getiriyorum ama hiç anlamıyor diye yine karşımızdakini suçlarız.
Küçümseme: Eleştirinin bir adım daha ileri gitmesidir, karşımızdaki kişiye ad takma, göz devirme, alay etme, iğneleme ve saldırganca espriler yapmayı içerir. Bu dört hareket içinde en zararlı olanıdır. Çünkü tiksinmeyi içerir ve çözüm yerine daha çok çatışma getirir. Hatta yapılan bir araştırmada küçümsemeye maruz kalan eşlerin diğerlerine oranla daha çok nezle ve soğuk algınlığına yakalandığı görülmüştür.
Savunmaya geçme: Küçümsemeye karşılık savunmaya geçmek doğal bir tepkidir, fakat yine de karşı tarafa ”sorun bende değil, sende” mesajını verdiği için çözüm getiren bir yaklaşım değildir.
Duvar Örme: İlk üç hareket devreye girdikten bir süre sonra eşlerden biri (genellikle erkekler) kendini geri çeker. Başka yöne bakar ama dinlediğine dair baş sallar, göz temasından kaçınır, gazeteyi veya kumandayı eline alır. Kısaca sessiz kalır ve duyduklarını umursamıyormuş gibi davranır. Artık ona ulaşamazsınız, adeta görünmez bir duvar örmüştür.
3- Tartışmada Taşma Noktasına Gelme; Bir yanlış daha kişilerin ”Taşma” noktasına gelmiş olmalarıdır. Sel baskını gibi taşar. Çünkü tartışma sırasında sürekli eleştirilen kişi kapana kısılmış gibi hissetmektedir, kendisini korumak için sıkça duvar örmeyi kullanmıştır, fakat artık örülen duvarlar biriken suları tutamaz ve taşma meydana gelir. ”Mutsuz evliliklerde bu üç madde genellikle bir arada görülürler.”
4- Sağlıklı Düşünme Yetisini Kaybetme; Taşmanın gerçekleşmesinden sonra artık kişinin beden dili tepki vermeye başlar. Kalp atışı hemen hemen 2 katına çıkar, terleme olur, yoğun adrenalin salgılanır ve tansiyon yükselir. Taşma olunca bilgi işleme becerisi azalır, kısaca eşin ne dediğini anlamak güçleşir, savaş ya da kaç tepkisi oluşur. Problem çözme becerisi ortadan kalkar, kişinin tek yapabileceği ya savaşmak ya da kaçmak olacaktır. Ve maalesef mutsuz evliliklerde, olayın yatışması için karşılıklı zaman tanımaktansa savaşma tercih edilen durumdur.
5- Birbirine Nefes Alacak Vakit Bırakmamak; Sonuca ulaşmayan onarma çabalarıdır. Gerilimi azaltmak ve taşmayı engellemek için eşlerden birisinin çabalamasıdır. Örneğin; ”Bekle biraz sakinleşeyim” veya ”Ara verelim” gibi sözler işe yarayabilir. Genellikle ilişkideki pozitif taraf ağır basıyorsa bu çabalar başarılı olabilir. Fakat eğer ilişkide olumsuz başlangıç, 4 uzak durulması gereken hareket ve taşma sıkça yaşanıyorsa genellikle bu çabalar fark edilmez ve başarısız olur. Yapılması gereken ise nefes alacak zaman tanımaktır.
6- Kötü Anıları Tekrar Tekrar Gündeme Getirmek; Kötü anıları fazla hatırlamak, yeniden kaleme almaktır. Şöyle düşünün yaranız var ve kabuk bağlamaya başlıyor ve siz çekip koparıyorsunuz yara yine kanıyor, aslında biraz zamana bıraksanız kabuk kendiliğinden zaten düzecek fakat siz kabuğu kaldırdıkça daha derin ve kalıcı yara olma ihtimali daha fazladır. İyi anılar, ilişkinin başlangıcında yaşanan güzel ve yoğun duygular ise genellikle önemsizleştikleri için veya artık acı verdiği için unutulurlar. İyi anıları hatırlamak için ; bir defter tutup her gün sizi mutlu edecek şeyleri not alabilirsiniz. Geçmişle alakalı ise hafızanızı zorlayıp hatırladığınız iyi anıları tazeleyebilirsiniz.
Sevgiyle Kalın…
Sevinç Karakaya