Neden Evlilik Korkusu Yaşanır?
Evlilik bir çoğumuzun hayallerini süslerken, kimileri için de ciddi bir korku kaynağıdır. Muhakkak şunlara benzer cümleleri çevrenizden duymuş yada kendiniz böyle düşünüyor olabilirsiniz.”Evlilik fikri bile beni çok korkutuyor”, ”Daha evliliğe hazır değilim”, ”Evlenmek hiç bana göre bir iş değil” ”Evlenmek istiyorum fakat bir türlü yapamıyorum”, ”Evlenmek istesem bile, evlenebileceğim bir aday yok” Bu yargıların tümü evlenme kararı almaktan kaçmak anlamına gelir, buna evlilikten korkmak da deriz. Oysaki kendi çekirdek ailenin sahibi olmanın anahtarı olan evlilik, birbirini seven iki karşı cinsin toplum ve yasalar tarafından verilen izinle aynı evi paylaşmalarıdır.
Fakat evliliğinde son aşamaya gelmiş bir çok mutlu çifttin birlikteliklerinin, evlilik korkusu nedeniyle ayrılıkla sonlandığını görmekteyiz. Peki İki birbirini seven kişinin hayatlarını birleştirme noktasında, evliliğe karşı mesafeli durmaları neden kaynaklanıyor gelin biraz daha yakından bakalım.
Özellikle son dönemlerde metropol hayatı ile birlikte yalnızlığa alışmak, kendi alışkanlıklarından ödün vermemek ve evliliğin sorumluluğu altına girmek istememek gibi nedenler evlilik korkusu oluşturabiliyor.
Bir kişinin evlenebilmesi için kişinin olgunlaşmış ve artık bir birey olduğunun farkında olması gerekir. Bireyleşemeyen, ailesinden kopamayan kişiler için evlilik sorumluluğu korkutucudur. Evlilik Sorumluluğu erkek için karısının ve çocuklarının sorumluluğunu almak, kadın içinse erkeğinin ve çocuklarının sorumluluğunu almaktır.
Evlilikten korkutan sorumluluklardan korkmak olduğu gibi; kişinin çevresinde gözlemlediği ve ailesinde yaşadığı olumsuz evlilik örneklerinden edindiği bilgiler de evlilikten bir başkasına bağlanmaktan, artık yalnız kendisi için değil, çoğul düşünmesinin sorumluluğunu üzerine almaktan da korkmaktadırlar.
Aile ve Çevre Etkisi
Evlilik korkusunun en önemli sebebi yetişme tarzı yani, çevresel ve ailesel etkilerdir. Eğer kişi anne ve babasının mutsuz ve sürekli tartıştığını görüyorsa bu ”Bütün evlilikler böyledir, bende evlensem hep tartışacağım” düşüncesini uyarıp, evlilikten soğutabiliyor. Tabi sadece kendi ailesi de değil; kişinin çevresinde yaşayan evli çiftlerin kavgalarına ya da tartışmalarına şahit olması da bu korkunun artmasına sebep olabilir.
Bu örneklerin çoğalması, kendisinin de ”Evlenirsem mutsuz olurum” düşüncesini güçlendiriyor. Evlilik korkusu üzerine görüştüğüm kadın ve erkek danışanlarım dan ”mutlu evlilik” tarifini yada örneğini vermelerini istediğim de bir çok kişinin bu tarifi yapamadıklarını gözlemliyorum. ”Anne babalar ilişkilerindeki tartışmaları çocuklarına yansıttıkları gibi keşke aralarındaki sevgiyi de yansıtabilseler. O zaman çok daha sağlıklı evliliklere sahip bireyler yetişebilirdi.” Sonuç olarak hafızasındaki mutsuz ilişkilerin çokluğu ile kişiler, evlenmekten vazgeçerler ve evlilik kurumuna olan ilgileri de zamanla kaybolur.
Fakat evlilik korkusu mutlu bir ailede yaşamış çocuklarda da görülebilmektedir. Bunun nedeni ise mutlu bir ailede büyüyen çocuğun mükemmeliyetçi bir ruh halinde olması ve karşı taraftan da bunu beklemesidir. Mükemmeliyetçi olmak da bu korkunun oluşmasına sebep olabilir.
Bir yandan artan boşanma oranları kişileri evlilikten korkuturken, bir yandan da özellikle geleneksel ailelerde yapılan evlilik sorunlu olsa da, ne olursa olsun ömür boyu evli kalmalısın baskısı kişileri evlilikten korkutabiliyor. Ayrıca düğün nişan gibi geleneksel uygulamaların getirdiği stres de kişileri evlilikten uzaklaştırmaktadır. Kişiler Ömür boyu mutsuz evlilik yapma korkularından dolayı mutlu evlilik şanslarını da geri çevirebiliyor.
Evlilik Korkusunu Nasıl Yeneriz?
Evlenme korkusunu yenmek için kişinin hem kendine hem de başkalarına güvenmesi ve doğru bilgilere sahip olması gerekiyor. Soyun devam ettirmek için, toplumca onaylanan dini, ahlaki, sosyal ve kanuni yolu evliliktir. Evlenebilmek için kişinin birey olacak olgunluğa erişmesi ve ailesine olan bağımlılığından kurtulması gereklidir. Bunu başaramayan biri için evlilik ve anne, baba olma sorumluluğu ağır gelebilir. Bu durumdaki bir kişi, kendine karşı dürüst olmalı, sonradan pişman olacağı bir hayatı sürdürmekte ısrar etmemeli, evlenme aşamasına gelmeden önce tüm belirsizlikleri konuşmalı, sağlıklı ve doğru kaynaklardan bilgi edinmeli, düzenli hayatın ve sağlıklı cinselliğin insanın doğasına uygun olduğu veya evliliğin yakınlık ve güven ihtiyaçlarını karşıladığını bilmelidir.
Evlilik öncesi nasıl bir eş olmalı neler beklemeli yada evlilik gerçekten nedir bunlarla alakalı eğitim almalıdırlar.
Sevinç Karakaya
Devamı