İlişkimizdeki Kavgaların Altındaki Asıl Neden Ne?
Her sağlıklı evlilikte zaman zaman çiftlerin kavga etmeleri normaldir. Fakat bunların uzamasının yada sinsi bir şekilde eşler arasında soğukluğun gerginliğin artarak devam etmesinin ise çok farklı sebepleri vardır. Bu sebeplerin en başında ise ”Kızdığımız konu ile kavga çıkardığımız konunun bir birinden tamamen ayrı olması”. Belki birazdan okuyacaklarınızın bazıları kiminize komik gelecektir fakat içinde kendinizi bulacağınız maddeler muhakkak olduğunu göreceksiniz. Çünkü özellikle kadınlar eşleri ile olan ilişkilerde bambaşka şeylere alınıp asıl sorunun dışında beklentilerine cevap bulamadığı için sorun çıkarta bilir. Dediğim gibi Evli bir çift arasındaki gerginliğin asıl nedeni çok daha farklı olabilir. Klasik nedenleri ortaya atmadan önce, siz farkında olmadan evliliğinizi tehdit eden şeyleri öğrenin. ”Sorunu bilmek size çözümü de getirecektir.” İşte evliliklerde en sık yaşanan kavgaların gizli nedenleri;
Gereğinden Fazla Özür Dilemek; Elbette kişinin hatasının farkında olup özür dilemesi bir erdemdir. Fakat aynı hatalar tekrar tekrar yapılıp her seferinde dilenen özür karşı tarafın size gizliden gizliye öfke ile dolmasına sebep verir. Unutmayın her kavgadan sonra eşinizin sizden beklediği şey özür dilemeniz olmayabilir. Özür dilemek yerine uzlaşmacı davranmayı deneyebilirsiniz. Aynı hataları tekrarlayıp her seferinde özür dilemenin altında sadece olayı geçiştirme ve anı atlatma vardır. Oysaki sorunlarınızı konuşup orta yolu bulmak en doğru olandır. Böylelikle iki taraf ta kendisi için sorun oluşturan şeyleri göz ardı etmek zorunda kalmaz ve problem gerçekten çözümlenir.
Dizi ve Film Aşkları; Maalesef son zamanlarda artık çok yaygınlaşan dizi ve film aşkları; kişiler kendilerini orda gördükleri karakterlerin yerlerine koyup hayali ve imkansız beklentilere girip kendi ilişkilerini mahvedebiliyor. Televizyon ve filmlerde gördüğünüz hayali çiftlerden vazgeçemiyorlar. Araştırmalar, televizyon ekranındaki senaryoya ciddi ölçüde kapılan ve inanan insanların eşleriyle olan ilişkilerine kendilerini daha az adadıklarını göstermektedir. Dizi ve filmlere kendini kaptıran kişiler, gerçek, inişli çıkışlı ilişkiler yerine çiçekler almayı ve heyecanlar yaşamayı bekliyorlar ve ne yazık ki gerçek hayatta ilişkiler o şekilde yürümüyor. Bu da çiftlerin mutsuz olmalarına sebep olmaktadır. Unutmayın bırakın tv dizilerini, en yakınınızda bile size dışarıdan muhteşem görünen bir ilişkinin bile sizinkinden çok farkı yok, çünkü ”iyi ilişkiler vardır fakat muhteşem ilişkiler yoktur”
Elektronik iletişim; Birbirinize SMS, e-posta ya da Facebook’tan mesajlar göndermek yüz yüze iletişim içinde olmaktan çok daha kolay ve hızlı gelebilir ama Oxford Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, dijital yollardan birbirleriyle iletişime geçmeyi tercih eden çiftlerin ilişkilerinde daha doyumsuz olduklarını gösteriyor. Eşlerin kısa da olsa kaliteli vakit geçirmeleri önemlidir. Bunda yazılarımda sık sık bahsettiğim gibi; ” Konuşmalarınızda; Göz göze temas, Ten tene temas ve yürek yüreğe temas önelidir” Elektronik yada dijital ortamlarda bunu yakalamanız imkansız gerçek ve ilişkiler ancak iki kişinin gerçek yaşamda yaşamasıyla olur.
Rüyalardan etkilenme; Kimi insanlar rüyalarına kendini çok fazla kaptırabilir. Elbette rüyalarda bilinç altımızın bize verdiği mesajlar gizlidir, fakat ”Rüyayla amel edilmez” Rüyanızda kocanızın size kötü davrandığını ya da sizi aldattığını görmeniz gerçek hayatta da kavga etmenize neden olmamalıdır. Kiminize komik gelebilir lakin rüyalar için yapılan bu kavgalar , araştırmalarca da kanıtlanmış bir gerçektir. Rüyanızda sinirlendiğiniz bir konu için eşinizle kavga etmek yerine, neden canınız sıkıldığı hakkında onunla konuşmalısınız.
Beraber Dışarıda Randevulaşmak; Şimdi diyeceksiniz baş başa beraber randevulaşmanın da neresi kötü, nasıl gizli kavga nedeni olabilir? Normalde romantik ve rahatlatıcı olması gereken bu aktivite iki tarafın farklı istekleri nedeniyle bir kabusa dönebilir. Kadınlar, planlı aktiviteleri tercih ederken, erkekler, daha spontane aktivitelerden hoşlanmaktadırlar. Bu nedenle, iki taraftan birinin mutsuz olmaması için, randevunuzda ne yapmak istediğinizi karşılıklı konuşmak ve ortak bir karara bağlamak evliliğiniz için daha doğru olacaktır.
Düzensiz Uyku Alışkanlığı; İhtiyacınız olan uykunuzu almazsanız sinirli ve gergin olursunuz. Bu da ilişkinize sinir ve kavga olarak yansır. Hiç olmayan sebeplerden kavga çıkabilir. Evlilik hayatımıza bir çok noktada düzen getirebileceği gibi evliliğin içinde de uyku dizeni,”evliliğinize düzen” getirecektir.
Çevrenizdeki Boşanan Arkadaşlar; Belki size iyi ne ilginç gelecek ama nasıl ki mutlu ve huzurlu insanlar çevrelerine mutlu ve huzurlu insanları çekiyorlar. Aynı şeyin tam tersi boşanma için geçerli… Araştırmalar, boşanmanın bulaşıcı olduğunu göstermektedir. Mesela, arkadaşınızın kocası onu aldattığında siz de ister istemez kendi kocanızın sadakatini sorgulamaya başlarsınız ve bu durum, ortada bir şey yoksa dahi, evliliğinizi kötü yönde etkiler. Hatta bazen eşler, bu durumlarda kendilerine yakın hissettikleri arkadaşına tarafta olabilir ve hiç yoktan kendi düzgün giden ilişkilerini gerginleştirebilirler. Hiç bir ilişki dışarıdan göründüğü gibi değildir, arkadaşlarınızın ilişkileri iyiye gitsin diye belki çaba harcaya bilirsiniz ama asla yapılmayacak şey taraf olma yada kendi ilişkinizle kıyaslamadır.
Evliliğinizde Hiç Kavga Olmaması; Zannedildiği gibi kavga edilmeyen ilişkiler de her şey yolunda ve sağlıklı iletişimler var anlamına gelmez. Kavga etmiyor olmanız birbirinize sinirlenmediğinizi de göstermez. Kavga etmek, tartışmak ilişkinizin sağlığı için iyidir ve birbirinize karşı dürüst olmanızı sağlar. Kavgadan kaçınmak ise stres hormonlarınızı arttırır. Kavgadan kaçınmak ve içinizde biriktirmek yerine sakin bir şekilde sizi sıkan durumları konuşmayı denemelisiniz.
Evlilikte her zaman iniş çıkışlar olabilir. Önemli olan karşılıklı olarak birbirinizi anlamaya çalışmak, orta yol bulmak… Hayat hızla akıp gidiyor birlikteliğinizin ve yaşamınızın tadını çıkarın…
Eşler Arası Denge İlişkilerde Neden Önemlidir?
İlişkilerimizde karşı taraftan kendimizde olmayanı ararız. Çoğu zaman sevdiğimizi zanneder aldanırız. Oysaki karşımızdaki kişiden bir şeyler almayı bekleriz. Belki de biz çoğumuz bunu dile getiremesek de bekleriz. İçten içe “Benim ne düşündüğümü hissetsin“, “Ne beklediğimi anlasın“, “Beni sevsin” isteriz ve bekleriz. Hatta görmediğinde ona hatırlatırız, ip uçları veririz. Görürse işler yolunda, görmezse ip uçlarını içimize döneriz ve kendi içimize mutsuzluk tohumları ekeriz.
İlişkide dengeden uzaklaşma kavgaya sebep verir
Hep söylediğim bir cümleyi tekrarlamamda burada fayda olduğunu düşünüyorum. “Siz kimseyi değiştiremezsiniz, değişime sebep olabilirsiniz. Fakat siz değişirseniz tüm dünyanız da değişir.” Evet siz bir karar verir ve kendi tercihinizi yaparsınız.
Bir taraf beklentilerden vazgeçip dengeye geldiğinde, diğer tarafta ya dengeye gelmek zorunda kalıyor ya da iyice dengesi bozuluyor. Oysa sizin için hayat bir akış denge olmalı sevgiler, beklentiler, beraberlikler dengede olmalı ki huzur ve dinginlik gelebilsin. Karşıdakinin dengeye gelememesi “Sen bana değer vermiyorsun“, “Beni sevmiyorsun” gibi düşüncelerle yüz yüze gelmenize sebep olur. Hepimize tanıdık gelen kavgalar başlar;
- Beni aldatıyorsun, kesin başka biri var, beni artık beğenmiyorsun.
- Olur mu öyle şey ! Nereden çıkarıyorsun bunları
- Artık eskisi gibi değilsin, evlendiğim adamı tanıyamıyorum, sen çok değiştin.
- Ben seni seviyorum…
- Sevseydin böyle yapmazdın, ben, eski beni seven adamı geri istiyorum…
Bu konuşmalar uzar gider aslına bakarsanız. Birbirine seslerini duyuramayan ulaşamayan çiftler bağırmalara başlarlar. Konu daha da uzar ve sonuç beklenendir; ayrılık…
İçinizdeki formülü değiştirin
Sevgiyi karşıdan bekliyoruz, ilgi vermek karşılığında sevgi almak istiyoruz. Beklentilerimizin karşılanmasını istiyoruz. Bunun için ne yapmak gerekiyor. İlk önce ilişkilerimizdeki algımızın formülünü değiştirmek ile başlanmalı. Her şey sizinle başlıyor.
“İçinizdeki formülü değiştirin ilişkinizin formülü değişsin…”
İçinizdeki formülü nasıl değiştireceksiniz?
İlk önce neden karşımdakinden beklentiye giriyorum? Eksik olduğumu düşündüren duygularım ne?Önce bunları bulmak gerekiyor. Bunun için kendinize şu soruları sorun;
- Hangi durumlarda kendimi eksik hissediyorum?
- Hangi durumlarda kendimi yalnız hissediyorum?
- Hangi durumda kendimi değersiz hissediyorum?
- Gerçekten bir ilişkiden beklediğim ne?
- Ben evlilikten ne bekliyorum?
- Mutlu olmak mı istiyorum? Mutluluğu paylaşmak mı?
Bu soruları kendinize sordukça şunu fark edeceksiniz; bugüne kadar mutlu olmadığınız için hep vererek mutlu olmaya çalışmışsınız. Kendinize gereğinden fazla yüklenmişsiniz, eşiniz için hep siz aşırı fedakarlıklar yapmışsınız ve karşılığında da eşinizin sizi anlamasını, sizi sevdiğinizi söylemesini beklemişsiniz. Fakat işler aslına bakarsanız ne mutlu ki böyle gitmiyor. Sevilmek için kendinizi unutmanız gerekmiyor aksine kendinizi tekrar hatırlamanız gerekiyor.
İşte formülü değiştirecek en önemli soru; “Bu kadar çektiklerim artık yeter mi? Değerli olduğumu mutlu, olmayı hak ettiğimi, ilgi vererek sevgi dilenme döneminin bittiğini artık kabullenebiliyor muyum?”
Demek istediğim şu değil elbette “Eşinizle ilgilenmeyin, o yokmuş gibi davranın” tam tersi gerçekten samimi karşılıksız yapın bunları. Bunun içinde ilk önce kendinizi kabullenin hangi konularda beklentiniz var ise o konularda içinizde bir eksiklik vardır. Bunu da başkası dolduramaz kendi kendinizi beslemeyi, içinizdeki sevgiyi tekrar keşfedip kendinizdeki değişimi başlatın.
Eğer kendinizde bir değişim başlatmazsanız, bu ilişkinizi bitirip, bir başkası ile yeni bir evlilik düşünseniz de sonuç değişmeyecektir. Siz aynı siz oldukça kurduğunuz ilişkilerin farklı olacağını düşünmeyin.
İlişkinin ilk başlarda içinizde ki boşluk neyden kaynaklanıyorsa, ilgi, sevgi vb… Karşınıza çıkan kişiler, bunların hepsini cömertçe size sunup hayatınıza girer, bir süre sonra beklentilerinize artık cevap vermez hale gelir ve siz sevilmediğinizi değersiz olduğunuzu daha derinden hissetmeye başlarsınız.
O zaman çözüm şudur diyebilir miyiz? Kendi kendinizi değiştirmek, yukarıdaki sorulara samimi bir şekilde cevaplar verin nerelerde problemler yaşıyorsanız o duygularınızla çalışmaya başlayın. Ayrıca bazı durumlar karmaşık olabilir, bu durumlarda bir uzmanla çalışmak hem sizi rahatlatıp, hem kendinizde neredesiniz, nereye çıkmanız isitorsunuz, bunu bulup doğru yolda kararlı bir şekilde ilerlemenizi sağlar.
Daha güzel ilişkiler için daha tam bir siz lazım…