Evlilikte Hangi Tartışmalar Boşanma İle Sonuçlanır?(2)
4- Beden Dili İle İfade Ettikleriniz; Gergin tartışmalar sonrası çiftlerin beden dilini izlediğimizde, ”Dolup taşmanın” fiziksel açıdan ne denli sıkıntı yaratan durumlar olduğunu gözlemleriz. Bu fiziksel değişiklerin en belirgini kalp atışlarının hızlanması, ”savaş yada kaç tepkisi”ni ortaya çıkaran adrenalin salgısı gibi hormonal değişikliklerde meydana gelir. Tekrarlanan taşma sahneleri iki sebepten evlilikleri boşanmaya götürür.
- İlki; Eşlerden en az birisi diğeriyle uğraşırken duygusal bir gerginlik hissederse;
- İkincisi; Taştığını hissetmesindeki fiziksel sonuçlar kalbin daha hızlı atması, terleme gibi durumlar;
Bu durumlar sorun çözücü bir tartışmayı neredeyse imkansız hale getirir. Böyle bir haldeyken eşinizin ne yaptığı önemli değildir. Bazen size saldıran eşinize karşılık olarak tepki verirken, bazense bir bardağın yeri için bile şiddetli bir kavga çıkabilir. Böyle bir ruh halinde bilgiyi işleme yeteneğiniz kaybolur yani eşinizin söylediklerine dikkat etmekte zorlanırsınız. Sorunları çözme çabası çöpe atılır. Artık uygulama listenizdeki en refleksif, entelektüel olarak en az gelişmiş tepkilerinizle baş başa kalırsınız. Eleştirme, hor görme yada kendini savunma yöntemleri ile ya ”Savaşma”yı, yada Duvar örme yöntemiyle ”kaçma”yı seçersiniz.
Evliliğinizde bu davranışların olması, yakında boşanacağınız göstermez. Aslında dengeli evlilikler de zaman zaman olması normaldir de… Fakat bu durumun sürekli olma hali kaçınılmaz olarak eşlerin birbirinden uzaklaşmasına sebep olur. Sonuçta ya boşanırlar yada aynı evin içinde duygusal olarak bir birlerine artık yakın hissetmedikleri ayrı ayrı yaşam sürerler. Artık pes etmişlerdir.
5- İlişkiyi Başarısız Onarma Girişimleri; Sert başlangıçlar, dört ölümcül silah, dolup taşmaların evliliği baş aşağı etmesi biraz zaman alır. Fakat çift ilişkisini onarma adına nasıl bir yöntem izlediği birlikteliklerinin gidişini netleştiriyor.
Aslında, onarma girişimi; Çiftlerin hassas tartışmalarda gerginliği azaltmak ve tartışmayı önlemek amacı ile frene basmak için gösterdiği çabadır. Onarma girişimi sadece eşler arasındaki gerilimi azalttığı için değil, stres düzeyini düşürdüğü ve taşma hissini engellediği içinde evliliği kurtarır.
Fakat evliliklerdeki 4 ölümcül hareket devam ettiği sürece onarma girişimi hatırlanmaz. Mutsuz evliliklerde eşler birbirini aşağılayıp kendilerini savundukça, taşma daha sık gerçekleşir ve onarma girişimine de işitip karşılık vermek iyice zorlanılır. Onarma girişiminin başarısızlığı mutsuz bir geleceğin habercisidir.
6- Kötü Anı Biriktirmek; İlişki olumsuzluk içinde sıkıştığında tehlikede olan çifttin sadece şimdiki yada gelecekteki beraberlikleri değildir. Geçmişleri de tehlike altındadır. Evliliklerinde olumsuzluklar yaşayan çiftle geçmişlerinize zihinlerinde yeniden yazıyorlar. Birlikteliklerini hatta düğünlerini anlatırken bide sunumlarından kişilerin boşanma eğiliminde olduğunu anlayabilirsiniz.
Evliliklerin çoğu, büyük umutlar ve beklentilerle başlar. Mutlu bir evlilikte çiftler genellikle ilk günlerini sevgiyle anarlar. Düğümleri mükemmel geçmemiş olmasa bile, kendilerini üzen değil mutlu eden olayları hatırlamaya eğilimlerdir. Aynı şey birbiri ile ilgili duyguları içinde geçerlidir. Başlangıçta ne kadar olumlu hisleri olduğunu, buluştuklarında heyecanlandıklarını, birbirlerine hayran olduklarını hatta zor zamanlarda bile beraber mücadele verdiklerini ifade edip ilişkilerini yükseltirler.
Ancak Evlilik iyi gitmiyorsa; Geçmiş yeniden en kötü biçimiyle yazılır. Kadın düğün törenine kocasının yarım saat geç geldiğini hatırlar yada erkek düğün hazırlıklarında karısının ne kadar kaprisli olduğunu hatırlar. Bir başka üzücü olayda geçmişi hatırlamakta zorlanmanızdır. Öyle önemsiz yada acı verecek hale gelmiştir ki silinip gitmesine izin verirsiniz. Bunun sebebi 4 ölümcül hareketin evliliğinizi ele geçirmesi ile olumsuzluk öğlesine tırmanır ki eşin yaptığı yada yapmış olduğu her şey yeniden kurgulanır.
Mutlu ve mutsuz evlilik bakış açılarına biraz daha yakından bakarsak; Mutlu bir evlilikte, erkek karısının giysisini söz verdiği halde, kuru temizlemeye götürmeyi unuttuğunda, kadın büyük olasılıkla ”Eşim son zamanda çok çalışıyor nasırım daha çok dinlenmeye ihtiyacı var” diye düşünür. Mutsuz evliliklerde ise, Kadın ”Hep böyle düşüncesiz, beni hiç önemsemiyor” diye düşünür. Aynı şekilde mutlu evlilikte kadın iş dönüşünü kocasını tutkulu bir şekilde öptüğünde, adam ”Eşinin kendisini sevdiğini ve düşünceli bir eşi” olduğunu düşünürken, mutsuz evliliklerde böyle bir durumda adam ”benden ne istiyor acaba?” diye düşünür. Sorun ise bu bakış acısının olumsuzu ile geçmişlerinize tekrar yaşayıp yeniden yazmalarında.
Yaklaşan SON Boşanma; Çiftler geçmişlerini olumsuz bir şekilde yeniden yazma noktasına vardıklarında, zihinleri ile bedenleri iletişim kurmalarını ve mevcut sorunlarını halletmelerini tam olarak imkansızlaştırıyor. Ve evlilik başarısızlığa mahkum oluyor. Sürekli kırmızı alarmda her an savaşmaya hazır haldedirler. Evlilik işkenceye dönüşür. Sonuç ise ilişkiden kaçıştır.
Bu son aşamaya evlilik vardığında eşlerin biri evlilik dışı bir ilişki içine girebilir. Ancak ”evlilik dışı ilişki genellikle can çekişen evliliğin nedeni değil belirtisidir.” Bu evliliğin sona ereceği boşanmaya götüren 6 tartışma şekli ile zaten belliydi. Eşlerden birinin yanlış yola sapmasından belirtiler çok daha önceydi diyebiliriz.
Çiftler genellikle yardım aramaya başları çoktan belaya girdikten sonra başlarlar. Uyarı işareti de genelde erkekte ortaya çıkar tabi bakmasını bilene. Bu uyarı işaretleri ;
1- Çiftelerin birbirine söylediği sözler ( Sert başlangıçlar, 4 ölümcül hareket, savunma),
2- Onarma girişimlerinin başarısızlığı,
3- Fizyolojik tepkiler (dolup taşma),
4- Evlilik hakkında yaygın olumsuz düşüncelerinde görebilirsiniz.
Unutmayın bu işaretlerin her birisi, Duygusal ayrılığın veya çoğu zaman ”Boşanma”nın yalnızca bir an meselesi olduğunu bize gösterir. Evliliğiniz bu duruma gelmeden bir uzmanla çalışmanızı şiddetle tavsiye ederim.
Sevinç Karakaya
Devamı
Evlilikte Hangi Tartışmalar Boşanma İle Sonuçlanır?(1)
Evliliğinizi boşanmaya götüren bir çok sebep olabilir. Özellikle de eşlerin tartışmalar sırasındaki takındıkları tavırlar, tartışmanın iyice ateşlenmesine, tarafların birbirlerine içten içe öfke, kin beslemelerine, saldırgan tavırlar takınmalarına, daha ilerisi olarak da şiddete kadar giden ayrılıklara sebep olmaktadır.
Tartışma sırasında ne yaptığının farkında olmanız sağlıklı olandır. Fakat ne yazık ki birçok çift bu sinir anında, haklı olma adına verdikleri tepkileri, içlerindeki öfke ve savaş hali ile farkında olmadan saldırgan bir şekilde gösteriyorlar. Her evlilikte tartışmalar normaldir. Ve her tartışmanın sonu boşanma değildir. Tartışmanın bir evliliği boşanmaya götürüp götüremeyeceği ise tartışmanın ”biçiminde” yatmaktadır.
Tartışmanın Boşanmaya İle Sonuçlandıran Sebepler;
1- Ani Ve Sert Çıkışlar ; Bu tartışma biçimi bir evliliğin iyi gitmeyeceğinin en iyi göstergesidir. Tartışmanın başında hemen olumsuz ve sert bir tavır takınılmaktadır. Tartışma şekli hor görme, eleştiri yada iğneleme ile ilerliyorsa bu ”Sert başlangıçtır”. Hatta konuşmalarınız yumuşak, sakin bir sesle bile olsa sözlerin içindeki olumsuz yüklü tavırlar tartışmaları ateşler. Bu tarz tartışmaların sonunda eşler, sorunlarına en ufak çözüm getirmedikleri gibi öfke ve kinleri artmış şekilde ayrılırlar. Bir tartışma sert başladı ise, çiftler arada birbirlerinin hoşlanacağı tavırlarda sergileseler, sonuç kaçınılmaz olarak olumsuz bir havada bitecektir. Tartışmanın ilk 3 dakikası nasıl başladı ise sonuç bu tavra göre tahmin edilebilir.
2- Tartışmanın Uzak Durulması Gereken 4 Davranışı Sergileme; Zaten sert başlayan tartışmayı körüklemeye ve evliliklerini sona doğru götürmek isteyen çiftler, bu 4 maddeyi de kullanmakta oldukça ustalar diyebilirim. Tartışmalar ilerledikçe ilişkiler için, ölümcül olan şu 4 tavır, evliliği sırayla baltalamaya başlar.
Eleştiri; Elbette eşimiz hakkında bazı yakınmalarımız olması normaldir fakat yakınma ile eleştiri arasında çok fark vardır. Yakınma eşinizin başarısız olduğu belirli bir eyleme yönelikken, eleştiri daha geneldir. Eşinizin karakterine yada kişiliğine yönelik bazı olumsuz sözleri içine alır. Maksat sorunu halletmek değil karşıdakini yaralamaktır. Sert başlangıçlar genelde eleştirilerle ortaya çıkar. Eleştirilerde sizin yada eşinizin sesinin yankılandığını duyuyorsanız, bu ilişkilerde en çok rastlanan durumdur ve sizi direkt boşanmaya götürmez fakat evlilikler için ölümcül olan diğer tavrın yolunu açar.
Hor Görme; Eleştirilerin artması kısa sürede eşlerin birbirini hor görmesine sebep oluyor. İğneleme ve kuşkuculuk hor görme biçimidir. Lakap takma, göz devirme, küçümseme, alay etme ve kara mizah da hor görmedir. Hangi şekle bürünürse bürünsün, ilişkiyi en fazla baltalayan hor görmedir. Eğer eşinizi hor görme tavrını sergiliyorsanız, eşiniz kendisinden tiksindiğinizi hissedecektir ve böyle bir durumda sorunu çözmek çok zordur. Hor görme uzaklaşmaktan ziyade daha fazla çatışmaya yol açar ve olumsuz düşüncelerle daha da alevlenir.
Savunmaya Geçme; Savunmaya geçen taraf asla pes etmez, özür dilemez. Savunmaya geçme halinin altında yatan karşı tarafı suçlamadır. ”Sorun bende değil sende” mesajını içerir. Savunmacılık tartışmayı iyice tırmandır. Çift eleştiri, hor görme ve savunmaya son vermezse, birbirlerinde el değiştirerek tartışma devam eder. Ve çift eleştiri, hor görme ve savunma ile bir şey çözemediklerinin farkına varıp, duvar örerler.
Duvar örme; Tartışmaların sert başlayıp giderek artan hor görme ve kendini savunmaya yol açtığı evliliklerde, en sonunda eşlerden biri iletişi keser. İşten eve döndüğünde eşinin eleştirisine maruz kalan adam gazeteye sığınır. Ne kadar az tepki verse karısı o kadar bağırırsa, adam odayı terk eder. karısı ile yüzleşmek yerine bağlantıyı keser. Karısından uzaklaşarak yalnızca kavgadan değil, evliliğinden de kaçar. Araya duvar ören biri haline gelir. Bu davranış daha çok erkelerde görülür. Duvar ören kişi söylediklerinizi duysa bile ilgilenmiyormuş gibi davranır. Araya duvar örme diğer üç maddeden sonra evliliği diğer bir aşamaya taşır.
3- Dolup Taşmak; Duvar ören eşine karşı, onun etkilenmediğini düşünüp yakınmaya devam eden kişi büyük bir yanılgı içindedir. İnsanlar tartışma hissine karşı bir duvar örerler. Dolup taşma ise; Eşin olumsuz tavrının, ister eleştiri, ister hor görme, ister kendini savunma maskesi altında olsun bir süre sonra duvar ören eşin ani patlamalar halinde dolup taşmalar olur. Duvar ören taraf, eşinin eleştirileri yada aşağılamaları ile ne kadar sık dolup taşar ise; evlilik de duygusal ilişkilerde o kadar kopar. Ve duygusal ilişkilerinde kopmalar yaşayan çiftlerin boşanmasında da şaşılacak bir durum olmasa gerek. Demek ki alışkanlık haline gelen sert başlangıç ve anlaşmazlıklar evliliğin yara almasına sebep olan 4 ölümcül tavrın varlığının yüzünden çiftlerin sık sık dolup taşması bir evliliğini çökeceğini gösteriyor. Bu etkenlerin her biri tek başına bir boşanma sebebi olmasa da mutsuz bir evlilikte genelde bir arada bulunurlar.
Sevinç Karakaya
Evliliğinizi 4 Adımla Boşanmadan Nasıl Kurtarırsınız?
Aynen hayatta olduğu gibi, evlilikte de her zaman işler yolunda gitmeye bilir. Zaman zaman evliliğiniz zorlu sınavlardan da geçebilir. Eşlerin karşılıklı hatalı tavırları evlilikleri çıkmaza sokup, boşanmaya doğru gitmesine sebep olabilir. Evliliğinize ”artık yürümez”, ”Evli kalmamız için sanki bir sebep yok”, ”sanırım boşanmaya doğru adım adım ilerliyoruz” diye fikirlere sahipseniz; Öncelikle derim ki boşanma alınması gereken çok ciddi ve dönüşü olmayan bir karardır. O yüzden iyi düşünülmeli ve bütün kapılar evliliğin yoluna girmesi ve zorlu sınavlarını geçmesi adına zorlanmalıdır. Peki ne Evliliğimi kurtarmak için ne yapabilir? diyorsanız işte sizi boşanmadan kurtaracak 4 adım;
1. Adım; Öncelikle Kendinize ve Eşinize Dürüst Olun: Problemlerinizin çözülmesi için dürüst olmanız bir öneri değildir elbette… Kişinin önce kendine ve hayatta iletişim halinde olduğu herkese karşı dürüst olacağı bir hayat tarzını benimsemesi asıl olandır. İlişkilerde pek çok kişi bu yanlışa düşer. Adına beyaz yalan dediğimiz ve genellikle zararsız olduğunu düşündüğümüz yalanlar ilişkilerin temelini sarsıcı tahrip gücüne sahiptir. Zararsız olarak gördüğünüz beyaz, pembe yalanlar ilişkinizde tamir olamaz tahribatlar doğurabilir. Zararsız görünen yalanların ortaya çıkması ilişkilerde güven duygusunun kaybolmasına olmaktadır. Yalan söylediğini bir kere fark ettiğiniz kişinin size ne zaman doğruyu söylediğini ya da ne kadar yalan söylediğini sorgulamaya başlarsınız. Evliliklerde çiftlerin birbirine dürüst olması önemlidir. Eğer evliliğiniz içinde yalanlar barındırıyorsanız bu alışkanlığınızdan bir an evvel kurtulmanın yollarını bulmalısınız. Bu öyle bir anda hemen olabilecek bir şey değildir, zaman ister, ama inanmak ve çabalamak başarmanın yarısıdır. Karşılıklı olarak sırların yada yalanların dürüstçe ortaya çıkarmak hem sizi vicdanen rahatlatacak hem de karşılıklı güveni tekrar kazanmanızı sağlamanıza sebep olacaktır.
Şöyle düşünün Boşanmaya giden bir evlilikte dürüst olursam ”En kötü ne olabilir?” diye düşünün ve en kötüye kendinizi hazırlayıp harekete geçin, en kötüyü beklemenin rahatlığı size en iyiyi getirebilir.
2. Adım; Düşünce Tarzınızı Değiştirin: ”Bu güne kadar olan düşünce tarzınız size bugünü getirdi, bugünden sonrada düşünceleriniz yarınlarınızı oluşturacak” Evet evliliklerde de düşünce tarzınız önemlidir. Bugüne kadar eşiniz yada evliliğiniz hakkında düşünceleriniz sizi boşanmaya kadar getirdi ve hiç bir duruma çözüm olmadıysa, sizce de düşünce tarzınızı değiştirme zamanı gelmemiş midir?
Ön yargılar ve olayları kendi bakış akışınızla sorgulamak sorunları çözmekten çok haklı olma çabasıdır. Maalesef tartışmalardaki en tehlikeli durum haklı olma çabasıdır. Her iki tarafta olaylara kendi penceresinden baktığı sürece kendini haklı görmeye ve karşı tarafı suçlamaya devam eder. Eşlerin bakış acısını birbirlerinin penceresinden bakacak şekilde değiştirmeleri gerekir. Birlikte bir yaşama ”evet” dediğiniz o andan itibaren birey olmayı değil bir olmayı hedeflemek ve bu uğurda da yaşanmışlıklarınızı bir tarafa bırakarak düşüncelerinizi o birliği yaşatmak uğruna şekillendirmeniz doğru olacaktır. ”Evet” anına gelene kadar ilişkinizi olumlu kılmak için harcadığınız enerjinizi evet anından sonra da sürdürmelisiniz. Unutmayın, hiç kimse vazgeçilmez değildir ve ancak emek harcanarak bir şeyler sürdürülebilir. ”Evet” anınız son değil başlangıç noktanızdır.
3. Adım; Affetmek Sizi Özgürleştirecektir: Affetmek hayat adına kişinin yüklerinden özgürleşmesidir. Evlilikte de affetmek kurtarma yada koruma adına çok önemlidir. Sağlıklı bir evlilik sürdürmenin yolu affedici olmayı öğrenmekten geçmektedir. Evliliklerin sürekliliğini sağlayan kişiler iki mükemmel insan değildir, affetmeyi bilen, öğrenmiş olan iki affedici kişidir. Evliliğiniz sürecinde eşlerin arasındaki uçurumun gitgide açılmasının en temel nedeni bireylerin affetmek yerine biriktirmeyi tercih etmesidir. Öfke, öfkeyi doğurur. Yaşananları affetmek yerine biriktirmeyi seçtiğinizde içinizdeki öfke büyüyecektir. Siz öfkeli ve uzun bir hata çetelesi ile ortalıkta dolaştığınız süre boyunca eşiniz de size aynı iletişim dili ile cevap verecektir. Evliliğinizde affetmeyi, affedici olmayı öğrenmelisiniz.
Affettim diyor fakat eski defterleri her fırsatta açıyorsanız. Üzgünüm ama affetmiş değilsiniz. Yada ben onca şey yaptı ve affediyorum o bunun karşılığında ne yapacak diye beklentiniz, varsa yine affetmiş sayılmazsınız. Affetmek elbette unutmak değil aynı hatalara tekrar düşmemek için bir yerlerde aklınızda kalmasıdır. Fakat aynı olaylarla yaşamaya tekrar tekrar devam etmek değildir. ”Geçmişe çizgi çekin ve sıfırdan başlayın”
4. Adım; Öğrendiklerinizi Evliliğinize Uygulayın: Özellikle bayanlar olarak evliliğimizde yada ilişkimizde sorunlar yaşıyorsak, hemen dergiler kitaplar karıştırmaya başlayıp uzmanların görüşlerini araştırıyoruz. Fakat evliliğinizi kurtarmak için sadece yapılması gerekenleri okuyup, araştırmak yeterli değildir, hayatınızda kendinize, evliliğinize, eşinize bir şans tanıyın ve bu kuralları uygulamak için çaba harcayın… Dürüst olun, çünkü eşiniz tanımadığı bir kişiyi sevemez. Flört etmeye devam edin, çünkü aranızdaki aşkı tekrardan alevlendirebilirsiniz. Affedin, çünkü mutlu olmak haklı olmaktan daha önemlidir.
Sevinç Karakaya
Devamı