Aldatılan Kadın İlişkiye Devam Edebilir mi?
İlişkilerde yaşanan aldatma ilişkide bir yara açmıştır ve kolay kolay iyileşecek bir yara değildir bu. Kırılan çok değerli bir vazonuzu düşünün ne kadar düzgün bir şekilde parçaları bir araya getirseniz de eskisi gibi olmayacaktır ve her zaman azar azar su sızdıracaktır. Aldatma yarası hiç kapanmaz fakat hayatımızda bir sebep buluruz affetmek ve hayata devam etmek için… Çoğu kadın aldatılma ile karşı karşıya kaldığında; bir kadın olarak gururu kırılmış, bir eş olarak güvenini yerle bir etmiş olsa da kararını bir anne olarak veriyor. Tüm bunlar yaşanmadan önce ne kadar da mutluyduk ya da o öyle sanıyordum diye düşünür. Peki gerçekten mutlu olsalar eşleri onları aldatır mıydı? aldatmadan sonra ne olacak? Aldatılan kadın eşine tekrar güvenebilecek mi? Yoksa, bir kere yapan yine yapar korkusuyla mı yaşayacak? Aldatılan çoğu kadın benzer bir kararsızlık yaşıyor ve sonunda da pişman olacağı bir karar verebiliyor. Oysa, aldatma krizini doğru yöneterek bu krizi zarar görmeden ya da en az zararla atlatmak mümkündür.
“İlişkinin sonu geldi mi?” sorusunun cevabı sizin ve eşinizin ilişkinizin, bitmesini isteyip istememenize bağlıdır. Bazıları için aldatma geri dönülmez bir yolken, bazıları için atlatılabilecek bir sorun, aşılabilecek bir engel olabilir. Kimi ilişkilerde aldatma ölümcül bir darbe, kimilerinde de ilişkiyi gözden geçirerek olumlu değişiklikler yapmayı sağlayan bir uyarı sinyali gibidir. Aldatma sonrasında yaşanacaklar, aldatmanın nedeniyle doğrudan ilişkilidir. Sadece cinsel nedenlerle bir kaçamak olarak yaşanan aldatma ile bir süredir devam eden duygusal bir aldatma ilişkisinin sonuçları farklı olacaktır. Aldatma sonrasında ya siz ilişkinizin sona ermesine karar verebilirsiniz ya da eşiniz zaten sona ermesini istediği için aldatmış olabilir.
Peki ilişki devam edebilir mi? Evet eşiniz pişman olmuş sizden af dilemiş, siz de bitirmek istemediğiniz için ilişkinize son vermemiş ama nasıl devam edebileceğinizi bilmediğiniz için endişeleniyor olabilirsiniz. Bu süreci daha kolay geçirebilmek için aşağıdaki sekiz adımlı kılavuzdan yararlanabilirsiniz.
Kendinizi Dinleyin: Aldatma hakkındaki tüm bildiklerinizi unutun. Çünkü bunların koşullandırdığı duygular sizi hiç istemediğiniz yanlış kararlara yöneltebilir. Durumun sadece size ve ilişkinize özel olduğunu düşünün. İçinizden gelen sesi dinleyin ve hayatınızın bundan sonrasında ne yapmak istediğinize odaklanın. Kendi iç sesinize kulak verin. iç ses negatif ego gibi güçlü ve bağıran değildir, sessizce size tek cümle fısıldar, mesela “dikkat et” gibi…
Affedin Özgürleşin: Biliyorum bu söylendiği kadar kolay olmayabilir ama eşinizle birlikte devam etme kararını verdiğinize göre bunu siz de istiyorsunuz demektir. Yapılanı onaylamak anlamına gelmeyen ama yapılanın verdiği acıyı hafifletmek için gerekli olan affetmek, olup bitmiş ve değiştirilemeyecek olayların içinizi kemirmeye devam etmemesi için yapabileceğiniz en iyi şeydir. Affetmek, mutluluğunuz için eşinize vereceğiniz bir hediye olacaktır. Affetmek sadece dille olmamalı, kabule geçip geçmiş konular her gün masaya yatırılmamalıdır.
Eşinizi Anlamaya Çalışın: Aldatmayı bir suç, eşinizi bir suçlu, kendinizi de mağdur, kurban olarak görmeyi bırakın Eşinizin bunu neden yaptığını anlamaya çalışın. Onun kendini ifade etmesine ve nedenlerini anlatmasına fırsat verin. Eşiniz de aldatmanın gerçek nedeninin ne olduğunun farkında olmayabilir ve bunları birlikte konuştuğunuzda farkına varabilir. Yolunuza nasıl devam edeceğinize karar vermek için her şeyi tüm ayrıntılarıyla konuşarak ilişkinizde gerçek soruna odaklanmaya çalışın.
Yeniden İlişkiye Başlayacaksanız Tüm Sorumlulukları Paylaşın: Aldatmanın nedenlerini tarafsız olarak değerlendirin ve kendi payınıza düşen sorumluluğu üstlenin. İlişkinizde yaşanan her şeye eşinizle karşılıklı iletişiminizde, neden-sonuç ve etki-tepki süreçleri içinde, her ikinizinde dahil olduğunuzu unutmayın. İlişkinize başlarken, sorunlar yaşarken ya da mutluyken de hep iki kişiydiniz; ilişkinizi yönlendirme ve yolunuzu belirlemede de ortak sorumluluğa sahipsiniz.
Yıkıcı Değil, Yapıcı Olun: İlişkinizdeki sorunları ve nedenleri belirlediğinize göre, artık sıra bunların değiştirilmesine ve düzeltilmesine geldi. Bunun için sizin eşinizden, onun da sizden beklentilerini açıkça konuşarak birbirinizin isteklerini ve değişmesini istediğiniz davranışlarınızı listeleyin. Sorunlarınızı çözüme kavuşturmak üzere bu beklentileri ve değişiklikleri yerine getirmek için yapıcı ve somut adımlar atın. Bu süreçte yapacağınız eleştirilerin de olumlu ve yapıcı olmasına dikkat edin.
Tekrar Güvenmeyi Öğrenin: İlişkinizde aldatmanın en fazla etkilediği şey eşinize olan güveninizdir. Ona tekrar güvenmeniz elbette çok kolay ve kısa sürede olmayacaktır. Ancak “Bir kere yapan yine yapar” anlayışına takılı kalmadan eşinizin hatasından ders aldığını düşünerek ona tekrar güvenmek için çaba gösterin. Elbette burada asıl iş eşinize düşecek ve güveninizi tekrar kazanmak için çaba harcaması gerekecektir ama siz de yersiz şüphelere kapılmadan ve sürekli dedektiflik yapmadan eşinize bu konuda yardımcı olun.
Cinsel Yaşamınızı Önemseyin: Mutlu bir ilişki, duygusal ve cinsel mutluluğun birlikteliğiyle mümkündür. Eşinizle duygusal sorunlarınızı çözmeyi bekleyerek cinsel yaşamınızı ihmal etmeyin. Aksi halde bir yeri yaparken bir yeri yıkabilirsiniz. Romantizm ve tutkuyla yaşayacağınız cinsellik, duygusal bağlılığınızı güçlendiren önemli bir faktör olarak ilişkinizdeki sorunların çözümüne de olumlu yansıyacaktır.
İlişkiniz İçin Destek Alın: Eşinizle ilişkinizi sürdürmek birlikte çıktığınız bu yolda ihtiyacınız olan ilk şey bunu yapmaya istekli olmanızdır. Ancak bu isteğe sahip olduğunuz halde yaşadıklarınızın etkisini üzerinizden atamamış olabilir ve kendinizde yeniden başlama gücünü bulamayabilirsiniz. Böyle bir durumda, desteğe ihtiyacınız olacaktır ama bu desteğin nesnel ve tarafsız bir bakış açısıyla verilmesi önemlidir. Dolayısıyla eş, dost, akraba çevresi yerine, bu konuda uzman bir uzmandan destek alabilirsiniz.
Sevgiyle Kalın…
Sevinç Karakaya
DevamıEvlilikleri Boşanmaya Sürükleyen 5 Davranış Hatası
Son yıllarda boşanma oranını artması bizi de altındaki sebepleri, araştırmaya itiyor. Boşanmalardaki artış bir çok kişiyi evlilikten uzaklaştırdığı gibi evli çiftleri ise kendi evlilikleri için kaygılanmaya itiyor. Pembe hayallerle başlayan, sonsuza kadar beraberlikler üzerine verilen sözleri unutturup evlilikleri sonlandıran sebep nedir? Nedir bu aşkla birbirinin gözlerinin içine bakan çiftlerin, bir kaç seneden birbirlerinin suratını dahi görmek istememelerinin sebepleri?
Boşanmanın altında yatan görünen ve görünmeyen, iç ve dış etkenler, maddi nedenler gibi bir çok sebebi var boşanmanın, fakat biz bugün çiftler yaptığı 5 davranış hatasından bahsedeceğiz. Nedir Boşanmaya sebep Olan 5 Davranış Hatası;
1- Eşlerin Çevrelerine Birbirlerini Kötülemesi:
Atalarımız ne güzel söylemiş ”Kol kırılır yen içinde kalır” . Aile hayatının kendine ait bir mahremiyeti vardır. Bu mahrem konuları üçüncü kişilere anlatmak, ailenin mahremiyetine zarar verecektir. Çözüm getirmekten ziyade daha da sorunların dallanmasına sebep olabilir. Özellikle hanımların ”dertleşmek” niyetiyle dostlarına, arkadaşlarına anlattığı eşinin olumsuz halleri, evliliğin yıpranmasına sebep olan mesafeleri oluşturabiliyor. İçinde yaşadığı dile döken eşin, anlatırken kulağıyla da duyduğu sıkıntılar, beyinde büyüyerek gerçeklik kazanıyor. Kişi, anlattıkça abartıp küçük dertleri büyütebiliyor. Tabii başkasına anlatılan dertlerin, eşinizin kulağına gitme ihtimali de bu uygulamanın en büyük sakıncaları arasında sayılıyor. Hatta bazen de siz anlattıklarınızı eşinizle unutmaya hazır bile olsanız çevrenin bakış açısı ve mahrem hayatınızla bildikleri unutmanıza izin vermeyip sorunlarınızın büyümesine sebep olabiliyor.
* Sorunlarınızı farklı kişilerle konuşmak size çözüm getirmez. Sorunlarınızı eşinizle, açık ve dürüstçe konuşmayı deneyin. Eğer orta bir nokra bulamıyorsanız bir uzman hakemliğinde bireysel danışmanlık alabilirsiniz.
2- Eşlerin Birbirini Bir Kalıba Sokmaları Ve Etiketlemeleri:
Unutmayın! ”Benim eşim aynı annesi/babası gibi düşüncesiz” tarzında bir etiket, eşinizi bir kalıbın içine hapsetmek demektir. Böylesi bir kabul geliştiren kişi, eşi öyle olmasa bile, zaman içinde onun doğal halinden uzaklaşarak olaylara zihnindeki yargıya göre anlam vermeye başlar. Eşinin düşüncesiz olduğuna karar veren bir kadın, bu etiketle birlikte onun her hareketinden düşüncesizlik devşirir. Elbette eşinizin kendi ailesine benzemesi normaldir. Fakat siz ailesinde sevmediğiniz tüm özellikleri eşinize etiketlerseniz hem onda sevmeniz gereken yanları fark edemezsiniz.
* Her zaman söylediğim gibi negatife odaklanmak negatifliği ve gerginliği artıracak eminim eşinizin sevmeye değer özellikleri vardır. Sevdiğiniz davranışlarına odaklanın ve bu davranışları sık sık taktir edin.
3- Eşlerin Birbirine Gereksiz Ve Boş Konuşmaları:
Özellikle bayanların yaptığı, bir tartışma biter fakat konuşmalar, tekrar tekrar söylenmeler devam eder. Bu evliliklerin temel problemlerinden biridir. Eşlerden biri diğerine bir şey söylediğinde muhatabı onu duyar ve anlar. Eğer uygulamaya geçmiyorsa, bu duymadığından değil, yapmak istemiyor oluşundandır. Oysa duyulmadığını düşünen eş mesajını sürekli yinelemeye devam eder. Eşler arası ”dırdıra” dönüşen bu davranış, vermek istediğiniz mesajı çok kere tekrarlamak mesajı daha anlaşılır hale getirmez. Aksine etkini azaltacağı gibi gereksiz gerginliklere de sebep olur.
* Kaliteli vakit geçirmek gibi, kaliteli konuşmalar yapmak da önemlidir. Çok söylemek söylediklerinizi etkili ve anlaşılır yapmaz. Fakat eşinizin sevgi dili ile ona yaklaşmak konuşmalarınızı anlaşılır ve etkili kılacaktır.
Evliliklerde küsmek çiftin duygusal mesafe içine girmesine neden olur. Taraflardan birinin konuşmamak, mesafeli durmak, tavırlı davranmak şeklinde gösterdiği bu eylem, zaman içinde ilişkiyi yıpratır ve kopma noktasına getirir.
* Yine büyüklerimiz ne kadar güzel söylemiş; ”Eşler arası küsmek yatağa girene kadar olmalı” Evet gün bitmeden küskünlükler bitmeli araya gereksiz yanlış anlaşılmalar girmemelidir. Her zaman söylediğim bir sözü tekrarlamak istiyorum. ”Mutlu mu olmak istiyorsunuz, yoksa Haklı mı olmak istiyorsunuz? cevap sanırım mutlu olmak…
5- Eşlerin Birbirine Çocukça Tepkiler Vermesi:
Kızınca neler yaparsınız? Herkes farklı tepki verir elbette… Mesela kızdığında ağzına geleni söyleyebilir, küsüp sessizleşebilir, eşyaları fırlatabilir, duvarlara vurabilir, devamlı söylenebilir, gülmeyin hatta eline makas alıp giysileri kesmeye kalkabilenler var. Çocukça hareketler mi? Oysa pek çok yetişkin eşine karşı bu çocukça davranışlarda bulunabiliyor. Bütün bu davranış kalıplarıysa, problemleri çözmek bir yana, daha da çözümsüz ve içinden çıkılmaz bir hale getirebiliyor.
* Yine söylüyorum yetişkin insanlar hayatının sorumluluklarını almalı acılarını da sevinçlerini de olması gerektiği gibi yaşamalıdır. Sorunlarınıza çözüm arıyorsanız yetişkinler gibi konuşmalı çözümsüz bulduğunuz yerlerde de muhakkak yardım almalısınız.
Sevinç Karakaya
Evliliğinizde Aldatma Krizini Atlatabilir Misiniz?
Bir çok evlilik için aldatma aslında sonuçtur. Aldatma; eşlerden biri ya da her ikisi zaten biten evliliğin, sadakat sınırlarının aşarak hayatlarına duygusal anlamda farklı kişileri almalarıdır. Aldatma, kişilerin aralarındaki anlaşmazlığı nasıl aşmaları gerektiği konusunda bir çıkış bulamamalarından kaynaklı ya birbirinden uzaklaşan aynı evde yabancı bireyler haline gelmelerini sağlayan, aynı olayları tekrar tekrar yaşar durumda kendilerini bulacakları çok ciddi sadakatsizliktir.
Unutulmaması gereken ise her iki tarafında karar verme yetisi vardır. Sağlıklı ve uzun soluklu ilişkilerde bireylerin tabi ki birbirine sadakatli olması asıl olandır. Fakat aldatmaların asıl boşanmaya götüren ya da kişilerde ruhi bunalımlara sokan sebep ise, aldatma karşısında ne yapacaklarını bilmemeleridir. Çünkü bir ilişki aldatma durumuna geldi ise; iki tarafında birbirleri için değerlerini tekrar gözden geçirmeleri gerekir. Durumdan samimiyetle pişman olunduğu taktirde, ilişkiye eski defterleri açmadan devam edilebilir. Fakat aynı hata tekrar tekrar devam ediyorsa, bu samimiyetsiz bir pişmanlıktır ve siz affetikçe devam edecektir.
Böyle durumlarda kişilerin, ilişkide kendi adına durmaya ya da bırakmaya karar vermesi gerekir. İster ilişkinizi kurtarmaya karar verin, ister yolunuza devam etmeye, sağlıklı bir psikoloji için aşağıda yazdıklarımı hayatınızda uygulamanızı tavsiye ederim.
İletişimini Kestiğinden Emin Olun; Eşiniz size diğer kişi ile olan bütün iletişimini, sadece karşılıklı görüşme değil, her boyutta telefon konuşmalarından tutun, e-postalar ve mesaj atmaya kadar bütün haber kaynaklarıyla iletişimini de kesmek için söz vermelidir. Eğer diğer kişi iş arkadaşıysa, onunla iletişimini minimuma indirmeli ve sadece işle ilgili durumlarda konuşmalıdır. Eşiniz size böyle bir güvence verdiyse biraz emek ile ilişkiniz eski durumuna gelebilir. Fakat eşiniz sizi aldattığı kişiye karşı bir şeyler hissediyorsa ilerlemeniz maalesef imkansızdır. Eğer eşiniz size gelip, diğer kişiyi sevdiğini söylüyor ve ilişkiyi bitiremeyeceğini ekliyorsa, onunla yollarınızı ayırmak en doğru olandır.
Bir çok bayanda rastladığım ise aldatmadan sonra genelde eşlerine aslında sevgileri biter. Fakat gururları bitmez. Yapılanları hazmedemeyip farkında olmadan kendilerini cezalandırırlar. Artık sevmediği bir adam için savaşmayı tercih ederler. Burada kalbinizi iyi dinleyin, size ne diyecek; ”Ben sevdiğim için mi vazgeçemiyorum?” yoksa ”Başka birini tercih ettiği için mi hazmedemiyorum” . Eğer cevap ikinci ise unutmayın; Böyle bir durumda pişman olmasını beklemek sadece kendi hayatınızdan çalmaktır.
İlişkisinin Boyutu Hakkında Bilgi Edinin; Üzerinizdeki şoku atlattıktan sonra, ilişkisi hakkında kapsamlı bilgi edinmelisiniz. Bunu bir çok bayan iğneleyerek, sırf karşısındakine acı çektirmek için yada sadece sorun çıkarmak için yapar aslında… Fakat benim anlatmak istediğim eşinize olan öfkenizi, hayal kırıklığınızı, güvensizliğinizi içinizde tutmayın ve paylaşın, eşinizin bu durumun sizi nasıl hissettirdiğini kendi ben dilinizi kullanarak bilmesini sağlamalısınız. Size acı verseler de, ayrıntılar hakkında bilgi sahibi olmak istediğinizi söylemelisiniz. İlişkinin uzunluğu, diğer kişi hakkında neler hissettiği, ne düşündüğü ve ilişkinin tamamen bitip bitmediği gibi ayrıntıları mutlaka bilmelisiniz. Samimiyetine gelince, bunu en iyi siz anlarsınız. Kendinizi kandırmadan içinizdeki sesin söylediklerine kulak verin.
İlişkinizi Sorgulayın; İlişkinizi inceleyin ve objektif olmaya çalışın. İlişkinizdeki ne gibi sorunlar yada ne gibi eksiklikler sebebiyle eşinizin dışarıda arayışa çıktığını saptamaya çalışmalısınız. İlişkinizdeki eksikleri tartışın ve gereken değişiklikleri iki taraf olarak da yapmaya çalışın. Birbirinize olabildiğince açık ve dürüst olmalısınız. Eğer ki sadece anı ve durumu atlatmak için birbirinizi idare ederseniz bu sorunlar ile bir sonraki karşılaşmanız bedelleri daha ağır olacaktır. Fakat gerçekten sorunu çözmek adına açık ve dürüst olmak size, ileride bir aldatma yaşanması konusunda endişelerini yok edecektir.
Tekrar Güvenmek Önemlidir; Eşiniz ona göre gerekli olmasa da, günlük işleri hakkında size bilgi vermek konusunda istekli olmalıdır. Tıpkı bir açık kitap gibi, bilmek istediğiniz her bilgiyi güveninizi geri kazanana kadar size verebilmelidir. İlişkinizdeki güveni ve güvenlik hissini yeniden oluşturmak çok zaman alabilir. Eğer eşiniz günlük hayatı ve yaptıkları konusunda size bilgi vermeye gönüllü değilse, ona bu ilişkiyi gerçekten kurtarmak isteyip, istemediğini sormalı ve gerçekten kurtarmak istiyorsa bunun için çaba göstermesi gerektiğini söylemelisiniz.
İlişkinizi Yeniden Canlandırmaya Çalışın; Paylaştığınız aşk ve tutkuyu yeniden canlandırarak ilişkinizin anı haritasını tazeleyin. Eğlenceli, romantik yemeklere çıkın, en sevdiğiniz mekanlara gidin ve oralarda geçirdiğiniz güzel zamanları hatırlamaya çalışın. İlişkinizi ilk zamanlarına döndürebilmek için çaba harcayın ve birbirinizi sevdiğinizi ve takdir ettiğinizi göstermenin yollarını bulun.
Zaman her Derdin İlacıdır; Birbirinize ve ilişkinize zaman tanıyın. Aldatılmayı atlatmak uzun ve zor bir süreçtir ve iki tarafın da eşit derecede çabalamasını gerektirir. Aldatılmanın üstesinden gelmek için pek çok yöntem vardır ama en doğrusu ve en etkilisi zamandır. Unutmayın, eğer ilişkiniz buna değerse bu zorluğun üstesinden gelmek için çabalamaya da değer.
Yardım Alın; Eğer aldatılmanız ile ilgili hisleriniz size çok ağır geliyorsa dışarıdan bir yardım almanız mantıklı olacaktır. Bazen çiftler sorunlarını bağırmadan ve hiçbir yere varmayan kavgalar olmadan konuşamazlar. Böyle durumlarda, kişilerin ayrı ayrı gittikleri bir ilişki koçu size sorunlarınızı etkili bir şekilde çözmenizin yollarını bulmanızda destek olacaktır.
Evet aldatma üstü kapanacak yada görmezden gelinecek bir sorun olmadığı gibi, bağırıp çağırarak, kavgalar ederek de aşılacak bir sorun değildir. Önce tarafların kendilerine ”Bu ilişkiyi kurtarmak istiyor muyum?” sorusuna dürüstçe ve hiç bir etki altında kalmadan cevap verip, sonrada olumlu yada olumsuz kendileri adına en doğru yolu izlemeleri gerekmektedir. Elbette boşanmalar en son verilmesi gereken kararlardır, fakat bazen kangren olmuş bir ilişkiyi kurtarmak için bağları kesmek gerekir. Sonradan pişman olacağınız, dönülmez yollara girmemek için bir uzmanla çalışmanızı tavsiye ederim.
Sevinç Karakaya
DevamıBoşanmadan Önce Sorulacak 4 Hayati Soru
Artık boşanma kararı çok kolay verilir oldu. Boşanmanın altında yatan çok farklı sebepler vardır. Her ne kadar sebepler, ”Şiddetli geçimsizlik” olarak adlandırılsa da altında farklı farklı sebepler yatmaktadır. Sorunları çözümlenebilecek bir evliliğin, Şiddetli geçimsizliğin boşanma noktalarına getiren en önemli sebep, eşlerdeki aile bilincinin yok olması ve evli çiftlerin yaşadıkları sorunlarda çevreden yardım görmemeleri yada sorunlarına çözüm için bir uzmanla çalışmaktan uzak durmalarından kaynaklanmaktadır.
Geçmişin Büyük Aile Kavramı
Önceki evliliklere bakıldığında, büyük bir aile yapısı hakimdi. Eşler anne babalarından yardım alabiliyor, akrabalar çifti bir arada tutmak için elinden geleni yapıyorlar yol gösteriyorlardı. Diyebiliriz ki aile içinde tecrübeli, yol gösterecek, sorun olduğunda müdahale edecek büyükler olduğu gibi, akrabalık ilişkileri de eşlere yardımcı olacak kadar güçlüydü. Yani aile büyükleri çiftlere danışmanlık ve evliliklerinde koçluk yapıyorlardı. Böylece eşler sorunları büyümeden çözüm bulabiliyorlardı.
Evliliklerin Boşanma İle Sonuçlanmaması İçin Ne Yapılmalı?
Yeni dünya düzeni dediğimiz modern hayatta rekabetçi ortam, maddi kaygılar gibi nedenlerle aileleri bağımsız yaşamaya itti. Bunu zaman zaman eşlerinde dışarıdan müdahale etmemelerini istedikleri için, bu küçük çekirdek ailede olan sorunlar ile aile büyükleri yada akrabalar müdahale etmez olmuştur. Kendi sorunlarını kendi çözmek durumunda kalan eşler maalesef bir uzmandan yardım almayı de görmezden gelmektedirler.
Böyle bir yardımı alabilseler; özellikle birbirini seven ve iyi niyetli olduğu halde geçinemeyen çiftlerin sorunları büyümeden çözülebilir
Ailede yaşanan sorunların boşanma ile noktalanmaması için kişilere aile olma bilinci kazandırılmalı, sorunların neden kaynaklandığı, nasıl çözüleceği, tartışmalarda pes etme yerine nasıl başa çıkmaları gerektiği noktasında bilgilendirilmeleri gerekmektedir. Çiftleri boşanmaya götüren tek bir sebep yoktur. Boşanma bir sürecin sonundaki noktadır. Bu süreçte evliliği boşanmaya götüren sebepler birikir ve bir yerde bardağı taşıran son damla boşanma sebebi olur. Eşler arası iletişimde son damlanın ne olacağını kestirmek zordur.
Bu son noktaya gelmeden önlemler alınmalı, çözümler üretilmelidir. Fakat her şeye rağmen çözüm bulamıyor ise; Bu ciddi kararı verirken son olarak şu 4 soruya sakin, mantıklı ve dürüstçe cevap vermelerini öneririm.
Boşanmadan Önce Şu 4 Soruyu Kendilerine Sormalılar;
Boşanma kararı kişilerin hayatında bir kırılma noktası olduğu için, bir anlık heyecanla evliliği sonlandırma hemen düşünülmemelidir. Boşanmadan önce taraflar şu soruları kendilerine sormalıdır.
1- Evliliğimi kurtarmak için elimden geleni yaptım mı?
Daha sonradan ”keşke” dememek için, sorulması gereken çok önemli bir sorudur. Ki elinizden geleni yaptığınıza yeterince inanmıyorsanız, evliliğinize bir şans daha verin ve durumu kurtarmaya çalışın.
2- Mutsuzluğumun sebebi gerçekten evliliğim mi, yoksa kendimden kaynaklanan sebeplerde var mı?
Kimi zaman yaşam şartları yüzünden kişiler mutsuz ve depresif olabiliyorlar. Evliliği değil de bambaşka sebeplerle yaşamdan zevk alamayan insanlar zaman zaman ”Evliliğim biterse mutlu olurum” diye düşünebilirler. Bu nedenle boşanma kararı almadan önce kişilerin mutsuzluğunun sebebini iyi analiz etmesi gerekir.
3- Ayrıldıktan sonra ortaya çıkacak sorunlarla baş edebilir miyim?
Boşanma evliliğin bitimi ve her iki taraf içinde yeni bir başlangıç demektir. Bir oyun değil, alınan çok ciddi bir karardır. O yüzden eşlerin boşandıktan sonra tek başına hayatın üstesinden gelip gelemeyeceklerini iyi düşünmeleri lazım. Özellikle uzun yıllar süren evliliklerde boşanma kararı almadan tekrar tekrar bu soruyu kendilerine sormalıdır. Yıllardır birbirine alışmış olan çiftler boşandıktan sonra yalnız kalabilirler.
4- Boşanma kararı çocukları nasıl etkileyecek?
Çocuklar boşanmanın kendisinden çok , boşanma sürecindeki tartışmalar ve arada kalmalardan etkilenir. Bu durum ise çocuğun ruhsal gelişimine zarar verir. özellikle çocukların yaşları küçük ise anne babanın ayrı olduğu evlerde yaşayan çocukların sağlıklı gelişim göstermesi için daha dikkatli davranmak gerekmektedir.
Evet sorunlarını çözmeye çalıştınız ve hiçbir çabanız fayda vermiyor ve bu sorulara da gönül rahatlığı ile cevap verebiliyorsanız boşanma doğru bir karar olabilir. Ancak bilinmelidir ki boşanma geri dönülmeyecek bir karardır ve keşke dememek için iyi düşünülmelidir.
Sevinç Karakaya