Evlilikleri Boşanmaya Sürükleyen 5 Davranış Hatası
Son yıllarda boşanma oranını artması bizi de altındaki sebepleri, araştırmaya itiyor. Boşanmalardaki artış bir çok kişiyi evlilikten uzaklaştırdığı gibi evli çiftleri ise kendi evlilikleri için kaygılanmaya itiyor. Pembe hayallerle başlayan, sonsuza kadar beraberlikler üzerine verilen sözleri unutturup evlilikleri sonlandıran sebep nedir? Nedir bu aşkla birbirinin gözlerinin içine bakan çiftlerin, bir kaç seneden birbirlerinin suratını dahi görmek istememelerinin sebepleri?
Boşanmanın altında yatan görünen ve görünmeyen, iç ve dış etkenler, maddi nedenler gibi bir çok sebebi var boşanmanın, fakat biz bugün çiftler yaptığı 5 davranış hatasından bahsedeceğiz. Nedir Boşanmaya sebep Olan 5 Davranış Hatası;
1- Eşlerin Çevrelerine Birbirlerini Kötülemesi:
Atalarımız ne güzel söylemiş ”Kol kırılır yen içinde kalır” . Aile hayatının kendine ait bir mahremiyeti vardır. Bu mahrem konuları üçüncü kişilere anlatmak, ailenin mahremiyetine zarar verecektir. Çözüm getirmekten ziyade daha da sorunların dallanmasına sebep olabilir. Özellikle hanımların ”dertleşmek” niyetiyle dostlarına, arkadaşlarına anlattığı eşinin olumsuz halleri, evliliğin yıpranmasına sebep olan mesafeleri oluşturabiliyor. İçinde yaşadığı dile döken eşin, anlatırken kulağıyla da duyduğu sıkıntılar, beyinde büyüyerek gerçeklik kazanıyor. Kişi, anlattıkça abartıp küçük dertleri büyütebiliyor. Tabii başkasına anlatılan dertlerin, eşinizin kulağına gitme ihtimali de bu uygulamanın en büyük sakıncaları arasında sayılıyor. Hatta bazen de siz anlattıklarınızı eşinizle unutmaya hazır bile olsanız çevrenin bakış açısı ve mahrem hayatınızla bildikleri unutmanıza izin vermeyip sorunlarınızın büyümesine sebep olabiliyor.
* Sorunlarınızı farklı kişilerle konuşmak size çözüm getirmez. Sorunlarınızı eşinizle, açık ve dürüstçe konuşmayı deneyin. Eğer orta bir nokra bulamıyorsanız bir uzman hakemliğinde bireysel danışmanlık alabilirsiniz.
2- Eşlerin Birbirini Bir Kalıba Sokmaları Ve Etiketlemeleri:
Unutmayın! ”Benim eşim aynı annesi/babası gibi düşüncesiz” tarzında bir etiket, eşinizi bir kalıbın içine hapsetmek demektir. Böylesi bir kabul geliştiren kişi, eşi öyle olmasa bile, zaman içinde onun doğal halinden uzaklaşarak olaylara zihnindeki yargıya göre anlam vermeye başlar. Eşinin düşüncesiz olduğuna karar veren bir kadın, bu etiketle birlikte onun her hareketinden düşüncesizlik devşirir. Elbette eşinizin kendi ailesine benzemesi normaldir. Fakat siz ailesinde sevmediğiniz tüm özellikleri eşinize etiketlerseniz hem onda sevmeniz gereken yanları fark edemezsiniz.
* Her zaman söylediğim gibi negatife odaklanmak negatifliği ve gerginliği artıracak eminim eşinizin sevmeye değer özellikleri vardır. Sevdiğiniz davranışlarına odaklanın ve bu davranışları sık sık taktir edin.
3- Eşlerin Birbirine Gereksiz Ve Boş Konuşmaları:
Özellikle bayanların yaptığı, bir tartışma biter fakat konuşmalar, tekrar tekrar söylenmeler devam eder. Bu evliliklerin temel problemlerinden biridir. Eşlerden biri diğerine bir şey söylediğinde muhatabı onu duyar ve anlar. Eğer uygulamaya geçmiyorsa, bu duymadığından değil, yapmak istemiyor oluşundandır. Oysa duyulmadığını düşünen eş mesajını sürekli yinelemeye devam eder. Eşler arası ”dırdıra” dönüşen bu davranış, vermek istediğiniz mesajı çok kere tekrarlamak mesajı daha anlaşılır hale getirmez. Aksine etkini azaltacağı gibi gereksiz gerginliklere de sebep olur.
* Kaliteli vakit geçirmek gibi, kaliteli konuşmalar yapmak da önemlidir. Çok söylemek söylediklerinizi etkili ve anlaşılır yapmaz. Fakat eşinizin sevgi dili ile ona yaklaşmak konuşmalarınızı anlaşılır ve etkili kılacaktır.
Evliliklerde küsmek çiftin duygusal mesafe içine girmesine neden olur. Taraflardan birinin konuşmamak, mesafeli durmak, tavırlı davranmak şeklinde gösterdiği bu eylem, zaman içinde ilişkiyi yıpratır ve kopma noktasına getirir.
* Yine büyüklerimiz ne kadar güzel söylemiş; ”Eşler arası küsmek yatağa girene kadar olmalı” Evet gün bitmeden küskünlükler bitmeli araya gereksiz yanlış anlaşılmalar girmemelidir. Her zaman söylediğim bir sözü tekrarlamak istiyorum. ”Mutlu mu olmak istiyorsunuz, yoksa Haklı mı olmak istiyorsunuz? cevap sanırım mutlu olmak…
5- Eşlerin Birbirine Çocukça Tepkiler Vermesi:
Kızınca neler yaparsınız? Herkes farklı tepki verir elbette… Mesela kızdığında ağzına geleni söyleyebilir, küsüp sessizleşebilir, eşyaları fırlatabilir, duvarlara vurabilir, devamlı söylenebilir, gülmeyin hatta eline makas alıp giysileri kesmeye kalkabilenler var. Çocukça hareketler mi? Oysa pek çok yetişkin eşine karşı bu çocukça davranışlarda bulunabiliyor. Bütün bu davranış kalıplarıysa, problemleri çözmek bir yana, daha da çözümsüz ve içinden çıkılmaz bir hale getirebiliyor.
* Yine söylüyorum yetişkin insanlar hayatının sorumluluklarını almalı acılarını da sevinçlerini de olması gerektiği gibi yaşamalıdır. Sorunlarınıza çözüm arıyorsanız yetişkinler gibi konuşmalı çözümsüz bulduğunuz yerlerde de muhakkak yardım almalısınız.
Sevinç Karakaya
Boşanmadan Önce Sorulacak 4 Hayati Soru
Artık boşanma kararı çok kolay verilir oldu. Boşanmanın altında yatan çok farklı sebepler vardır. Her ne kadar sebepler, ”Şiddetli geçimsizlik” olarak adlandırılsa da altında farklı farklı sebepler yatmaktadır. Sorunları çözümlenebilecek bir evliliğin, Şiddetli geçimsizliğin boşanma noktalarına getiren en önemli sebep, eşlerdeki aile bilincinin yok olması ve evli çiftlerin yaşadıkları sorunlarda çevreden yardım görmemeleri yada sorunlarına çözüm için bir uzmanla çalışmaktan uzak durmalarından kaynaklanmaktadır.
Geçmişin Büyük Aile Kavramı
Önceki evliliklere bakıldığında, büyük bir aile yapısı hakimdi. Eşler anne babalarından yardım alabiliyor, akrabalar çifti bir arada tutmak için elinden geleni yapıyorlar yol gösteriyorlardı. Diyebiliriz ki aile içinde tecrübeli, yol gösterecek, sorun olduğunda müdahale edecek büyükler olduğu gibi, akrabalık ilişkileri de eşlere yardımcı olacak kadar güçlüydü. Yani aile büyükleri çiftlere danışmanlık ve evliliklerinde koçluk yapıyorlardı. Böylece eşler sorunları büyümeden çözüm bulabiliyorlardı.
Evliliklerin Boşanma İle Sonuçlanmaması İçin Ne Yapılmalı?
Yeni dünya düzeni dediğimiz modern hayatta rekabetçi ortam, maddi kaygılar gibi nedenlerle aileleri bağımsız yaşamaya itti. Bunu zaman zaman eşlerinde dışarıdan müdahale etmemelerini istedikleri için, bu küçük çekirdek ailede olan sorunlar ile aile büyükleri yada akrabalar müdahale etmez olmuştur. Kendi sorunlarını kendi çözmek durumunda kalan eşler maalesef bir uzmandan yardım almayı de görmezden gelmektedirler.
Böyle bir yardımı alabilseler; özellikle birbirini seven ve iyi niyetli olduğu halde geçinemeyen çiftlerin sorunları büyümeden çözülebilir
Ailede yaşanan sorunların boşanma ile noktalanmaması için kişilere aile olma bilinci kazandırılmalı, sorunların neden kaynaklandığı, nasıl çözüleceği, tartışmalarda pes etme yerine nasıl başa çıkmaları gerektiği noktasında bilgilendirilmeleri gerekmektedir. Çiftleri boşanmaya götüren tek bir sebep yoktur. Boşanma bir sürecin sonundaki noktadır. Bu süreçte evliliği boşanmaya götüren sebepler birikir ve bir yerde bardağı taşıran son damla boşanma sebebi olur. Eşler arası iletişimde son damlanın ne olacağını kestirmek zordur.
Bu son noktaya gelmeden önlemler alınmalı, çözümler üretilmelidir. Fakat her şeye rağmen çözüm bulamıyor ise; Bu ciddi kararı verirken son olarak şu 4 soruya sakin, mantıklı ve dürüstçe cevap vermelerini öneririm.
Boşanmadan Önce Şu 4 Soruyu Kendilerine Sormalılar;
Boşanma kararı kişilerin hayatında bir kırılma noktası olduğu için, bir anlık heyecanla evliliği sonlandırma hemen düşünülmemelidir. Boşanmadan önce taraflar şu soruları kendilerine sormalıdır.
1- Evliliğimi kurtarmak için elimden geleni yaptım mı?
Daha sonradan ”keşke” dememek için, sorulması gereken çok önemli bir sorudur. Ki elinizden geleni yaptığınıza yeterince inanmıyorsanız, evliliğinize bir şans daha verin ve durumu kurtarmaya çalışın.
2- Mutsuzluğumun sebebi gerçekten evliliğim mi, yoksa kendimden kaynaklanan sebeplerde var mı?
Kimi zaman yaşam şartları yüzünden kişiler mutsuz ve depresif olabiliyorlar. Evliliği değil de bambaşka sebeplerle yaşamdan zevk alamayan insanlar zaman zaman ”Evliliğim biterse mutlu olurum” diye düşünebilirler. Bu nedenle boşanma kararı almadan önce kişilerin mutsuzluğunun sebebini iyi analiz etmesi gerekir.
3- Ayrıldıktan sonra ortaya çıkacak sorunlarla baş edebilir miyim?
Boşanma evliliğin bitimi ve her iki taraf içinde yeni bir başlangıç demektir. Bir oyun değil, alınan çok ciddi bir karardır. O yüzden eşlerin boşandıktan sonra tek başına hayatın üstesinden gelip gelemeyeceklerini iyi düşünmeleri lazım. Özellikle uzun yıllar süren evliliklerde boşanma kararı almadan tekrar tekrar bu soruyu kendilerine sormalıdır. Yıllardır birbirine alışmış olan çiftler boşandıktan sonra yalnız kalabilirler.
4- Boşanma kararı çocukları nasıl etkileyecek?
Çocuklar boşanmanın kendisinden çok , boşanma sürecindeki tartışmalar ve arada kalmalardan etkilenir. Bu durum ise çocuğun ruhsal gelişimine zarar verir. özellikle çocukların yaşları küçük ise anne babanın ayrı olduğu evlerde yaşayan çocukların sağlıklı gelişim göstermesi için daha dikkatli davranmak gerekmektedir.
Evet sorunlarını çözmeye çalıştınız ve hiçbir çabanız fayda vermiyor ve bu sorulara da gönül rahatlığı ile cevap verebiliyorsanız boşanma doğru bir karar olabilir. Ancak bilinmelidir ki boşanma geri dönülmeyecek bir karardır ve keşke dememek için iyi düşünülmelidir.
Sevinç Karakaya