Nitelikli Beraberlik (Sağlıklı İlişkilerin Anahtarı)
İnsanlar için en anlamlı ve tatmin edici deneyimlerden biri, nitelikli bir beraberlik içinde olmaktır. Nitelikli beraberlik, iki insan arasındaki ilişkiyi güçlendiren, destekleyen ve zenginleştiren bir deneyimi ifade eder. Bu makalede, nitelikli beraberliğin temel unsurlarını ve sağlıklı ilişkilerin anahtarlarını inceleyeceğiz.
1. İletişim: Temel Bir Taş
İlişkilerde iletişim, temel bir taş olarak kabul edilir. Nitelikli bir beraberlik, açık, dürüst ve empatik iletişim üzerine kurulur. İletişim sorunları, çoğu ilişkinin temel sorunlarından biridir. Duyguları ifade etmek, dinlemek ve karşılıklı anlayış geliştirmek, sağlıklı bir ilişkinin vazgeçilmezlerindendir.
2. Karşılıklı Saygı ve Destek
Nitelikli bir beraberlik, her iki tarafın da birbirine saygı gösterdiği bir ilişkiyi yansıtır. Karşılıklı saygı, her iki kişinin duygusal ihtiyaçlarını anlamak, takdir etmek ve desteklemek anlamına gelir. Birbirinize destek olmak, zorluklarla başa çıkmak ve başarıları kutlamak, ilişkiyi güçlendiren unsurlardır.
3. Ortak Değerler ve Hedefler
İlişkilerde ortak değerler ve hedefler, çiftlerin birbirine daha yakın hissetmesine yardımcı olabilir. Ortak bir vizyon geliştirmek, ilişkiyi anlamlı kılar. Birlikte geçirilen zaman, bu değerleri ve hedefleri paylaşma fırsatı sunar.
4. İyi İletişim ve Çatışma Yönetimi
Çatışmalar, her ilişkinin doğal bir parçasıdır. Ancak, nitelikli beraberliklerde çatışmaların sağlıklı bir şekilde yönetilmesi önemlidir. Öfke ve anlaşmazlıkların uygun bir şekilde ele alınması, ilişkiyi güçlendirebilir. Çözüm odaklı ve saygılı bir şekilde iletişim kurmak, bu süreci kolaylaştırabilir.
5. Bağımsızlık ve Kişisel Gelişim
Nitelikli bir beraberlik, her iki kişinin de bağımsızlığına ve kişisel gelişimine değer vermesini içerir. İnsanlar kendi ilgi alanlarına ve hedeflerine sahip olmalıdır. Bu, bireysel kimliği sürdürmek ve ilişkiye yeni bir derinlik katmak için önemlidir.
Nitelikli beraberlikler, uzun vadeli bir mutluluk ve tatmin sağlayabilir. İletişim, saygı, destek, ortak değerler ve kişisel gelişim, sağlıklı bir ilişkiyi sürdürmek için temel taşlardır. Unutmayın ki her ilişkinin kendine özgü olduğunu ve çaba gerektiğini unutmayın, ancak nitelikli bir beraberlik, bu çabanın ödülleri arasında yer alabilir.
DevamıÖzgüveni Arttırma Egzersizleri (Kendinizi Güçlendirmenin Yolları)
Özgüven, bir bireyin yaşamında önemli bir rol oynar. Kendinize olan inancınız, başarılarınızı etkiler, ilişkilerinizi şekillendirir ve hayatınızın hemen hemen her alanında belirleyici olabilir. Neyse ki, özgüveni geliştirmek için bir dizi etkili egzersiz bulunmaktadır.
1. Olumlu Kendi Kendine Konuşma
Kendinize karşı kullandığınız dil önemlidir. Olumsuz düşüncelerin yerine olumlu ifadeler kullanmak, zihinsel duruşunuzu güçlendirebilir. Her gün kendinize olumlu ifadelerde bulunmak, özgüveninizi artırabilir.
2. Başarılarınızı Not Alın
Küçük veya büyük olsun, yaşadığınız başarıları not alın. Bu, kendinize olan güveninizi artıracak ve başarılarınızı hatırlamanıza yardımcı olacaktır.
3. Yeni Şeyler Denemek
Yeni beceriler edinmek veya bilinmeyene adım atmak, özgüveninizi artırmanın harika bir yoludur. Yeni bir spor denemek, enstrüman çalmayı öğrenmek veya bir hobiyi keşfetmek, sizi daha özgüvenli hissettirebilir.
4. Beden Dili ve Duruş
Dik durmak, kendinize olan güveninizi yansıtabilir. Kendinizi güçlü hissetmek için doğru duruş ve beden dili kullanın.
5. Hedef Belirleme ve Başarma
Küçük hedefler belirleyin ve bunları başardıkça kendinize olan inancınız artacaktır. Bu, özgüveninizi artıracak ve ilerlemenizi görmek sizi motive edecektir.
6. Kendini Kabul Etme ve Affetme
Kendinizi olduğunuz gibi kabul etmek ve hatalarınızı affetmek, özgüveninizi artırmada önemli bir adımdır. Herkes hatalar yapar ve bu, bir gelişim fırsatıdır.
Özgüven, sürekli geliştirilmesi gereken bir yetenektir. Bu egzersizleri düzenli olarak uygulayarak kendinizi güçlendirebilir ve özgüveninizi artırabilirsiniz. Herkesin kendi hızında ilerlediğini unutmayın, sabır ve süreklilik önemlidir.
DevamıMutlu Kadın Erkek İlişkisi Nasıl Olmalı?
Bir ilişki sağlıklı olmak için bazı önemli unsurlara dayanır. İşte mutlu bir erkek-kadın ilişkisinin anahtarları:
1. İletişim: Sağlıklı bir ilişki, dürüst ve açık iletişim üzerine kuruludur. Birbirinizi anlamak, duygularınızı paylaşmak ve çatışmaları sağlıklı bir şekilde çözmek için iletişim önemlidir.
2. Karşılıklı Saygı: Partnerler arasında saygı, her iki kişinin duygularını ve sınırlarını anlamak, takdir etmek ve onlara saygı göstermekle ilgilidir.
3. Empati ve Anlayış: Karşılıklı empati, partnerinizin duygularını anlama ve onları önemseme yeteneğidir. Bu, ilişkiyi daha derin ve anlayışlı hale getirir.
4. Ortak Değerler ve Hedefler: Ortak değerler ve hedeflere sahip olmak, ilişkinin temelini güçlendirir. Benzer amaçlar doğrultusunda ilerlemek, ilişkiyi güçlendirir.
5. Zaman ve Uyum: Her iki tarafın da zaman ayırması ve birlikte uyum içinde olması gerekir. Beraber geçirilen zaman, ilişkiyi güçlendirir ve bağları pekiştirir.
6. Bağımsızlık: Sağlıklı bir ilişkide bağımsızlık önemlidir. Her iki partnerin de kendi özgürlük alanlarına ve kişisel gelişimlerine saygı duymak ilişkiyi dengede tutar.
7. Esneklik ve Affetme: İlişkideki esneklik, değişime uyum sağlama ve çeşitli durumlara adapte olma becerisini ifade eder. Aynı zamanda, hataları affetme ve ilerlemek de önemlidir.
Bunlar sadece bir ilişkideki bazı anahtar unsurlar. Ancak her ilişki farklıdır ve her iki partnerin de kendine özgü dinamikleri vardır. İyi bir ilişki için her iki tarafın da çaba göstermesi ve birlikte çalışması önemlidir.
DevamıÇiftler Arasındaki Soğukluk (Evliliklerde Soğukluk) ve İlişkinizi Isıtmak İçin Pratik Tavsiyeler
Soğukluk Sorunlarına Karşı İlişkiyi Canlandırmak
Çiftler arasındaki soğukluk, her ilişkinin zaman zaman karşılaşabileceği bir sorundur. Bu soğukluklar, iletişim eksikliği, güvensizlik, stres veya diğer faktörler nedeniyle ortaya çıkabilir. Ancak, bu durumun üstesinden gelmek mümkündür ve ilişkinizi daha sağlam hale getirebilirsiniz.
Soğukluk Nedir?
Çiftler arasındaki soğukluk, duygusal mesafenin arttığı ve partnerlerin birbirlerine karşı ilgisiz hale geldiği bir durumu ifade eder. Bu durum, fiziksel mesafeyi de içerebilir ve ilişkiyi olumsuz etkileyebilir.
Soğuklukla Başa Çıkmak İçin Tavsiyeler
- İletişimi Açık Tutun: İletişim eksikliği, soğuklukların en yaygın nedenlerinden biridir. Sorunları ve duygularınızı paylaşmaktan kaçınmak, sorunları büyütebilir. Her iki taraf da duygularını ve düşüncelerini paylaşmaya teşvik edilmelidir.
- Empati Geliştirin: Partnerinizin bakış açısını anlamaya çalışın. Empati, diğer kişinin duygusal ihtiyaçlarını daha iyi anlamanıza yardımcı olabilir.
- Zaman Ayırın: İlişkinizi güçlendirmek için zaman ayırın. Birlikte kaliteli zaman geçirmek, bağlılığı artırabilir.
- Özgürlük Verin: Her iki partnerin de bağımsızlığını sürdürmesine izin verin. Bir kişinin diğerine sürekli bağımlı olması, soğuklukları tetikleyebilir.
- Birlikte Hedefler Belirleyin: Ortak hedefler ve amaçlar belirlemek, çiftler arasındaki bağı güçlendirebilir. Birlikte çalıştığınız projeler, ortak bir amacı paylaşmanın tadını çıkarmanıza yardımcı olabilir.
- Profesyonel Yardım Almayı Düşünün: İlişkideki sorunlar büyüdüğünde, bir çift terapistinden yardım almayı düşünün. Bir uzman, iletişim becerilerinizi geliştirmenizde size rehberlik edebilir.
- Kendinizi Bakımı: Kendinize fiziksel ve duygusal olarak iyi bakmak, ilişkinizi canlandırmaya yardımcı olabilir. Kendi özsaygınızı korumak, partnerinizle daha sağlıklı bir bağ kurmanıza yardımcı olabilir.
Sonuç olarak, çiftler arasındaki soğukluk, ilişkide doğal olarak ortaya çıkabilen bir sorundur. Ancak, açık iletişim, empati, zaman ayırma ve profesyonel yardım gibi stratejilerle bu soğuklukların üstesinden gelinebilir. İlişkinizin sağlığını yeniden canlandırmak ve güçlendirmek için bu tavsiyelere başvurabilirsiniz.
DevamıMutlu Bir Evlilik İçin 10 Altın Öneri
Evlilik, iki kişinin bir araya gelerek bir ömür boyu sürecek bir birlik oluşturduğu önemli bir adımdır. Mutlu bir evlilik için çaba göstermek ve ilişkiyi güçlendirmek, uzun vadeli bir tatmin ve huzur kaynağı olabilir. İşte mutlu bir evlilik için altın öneriler:
- İletişim Kurun: Sağlıklı bir evlilik için iletişim temel bir unsurdur. Eşinizle açık ve dürüst bir iletişim kurmaya özen gösterin. Duygularınızı ifade edin, birbirinizi anlamaya çalışın ve karşılıklı olarak sorunları çözmek için iletişimi güçlendirin.
- Empati Yapın: Eşinizin duygularını anlamak ve ona destek olmak için empati yapmaya çalışın. Onun bakış açısını anlamaya çalışmak, anlayış ve yakınlık duygusunu güçlendirir ve ilişkinizi derinleştirir.
- Saygı Gösterin: Eşinizin fikirlerine, düşüncelerine ve ihtiyaçlarına saygı gösterin. Birbirinizi eleştirmek yerine takdir etmeye odaklanın. Karşılıklı olarak saygı göstermek, sağlıklı bir ilişki için temel bir unsurudur.
- Birlikte Zaman Geçirin: Yoğun iş temposu ve günlük stresler, çiftlerin birbirleriyle bağlantı kurmasını zorlaştırabilir. Bu nedenle, birlikte zaman geçirmek için zaman ayırın. Ortak ilgi alanlarına sahip hobiler bulun, birlikte seyahat edin veya sadece sakin bir akşam yemeği için zaman ayırın. Birlikte yapılan etkinlikler, bağlarınızı güçlendirir ve keyifli anılar oluşturmanıza yardımcı olur.
- Birbirinize Destek Olun: Eşinizin hedeflerini ve hayallerini destekleyin. Onun yanında olduğunuzu hissettirin ve başarılarını kutlayın. Birbirinize güvenin ve destekleyici bir ortam sağlayın.
- Tartışmaları Yönetin: Tartışmalar kaçınılmazdır, ancak nasıl yönettiğiniz önemlidir. Sakin olmaya çalışın, karşılıklı olarak dinleyin ve birbirinizi anlamaya çalışın. Yıkıcı eleştirilerden kaçının ve çözüm odaklı olmaya çalışın.
- Esnek Olun: Her iki tarafın da esnek olması önemlidir. Değişen durumlara ve gereksinimlere uyum sağlamak, uyumlu bir evlilik için önemlidir.
- Cinsel İlişkiye Özen Gösterin: Sağlıklı bir cinsel yaşam, mutlu bir evliliğin önemli bir bileşenidir. İhtiyaçlarınızı ve beklentilerinizi açık bir şekilde ifade edin ve birbirinize duygusal ve fiziksel olarak bağlı olduğunuzu hissettirin.
- Sorunları Erken Çözün: Küçük sorunlar büyük sorunlara dönüşebilir. Sorunları erken tespit etmeye ve çözmeye çalışın. Sorunları görmezden gelmek veya ertelemek yerine, üzerine konuşarak ve birlikte çözüm arayışında bulunarak ilişkinizi güçlendirin.
- Sevgi ve Takdir Gösterin: Eşinize sevgi ve takdirinizi ifade etmek önemlidir. Küçük jestler, sözler veya sürprizlerle sevginizi gösterin. Birbirinizi değerli hissettirmek, mutlu bir evlilik için temel bir unsurdur.
Unutmayın, mutlu bir evlilik için sürekli çaba göstermek ve ilişkinizi güçlendirmek gereklidir. Bu önerileri uygulayarak, sağlıklı ve tatmin edici bir evlilik inşa edebilirsiniz. Her iki tarafın da birlikte büyümesini teşvik eden bir ilişki, uzun vadeli bir mutluluk kaynağı olabilir.
DevamıAile ve İlişki Danışmanlığının Önemi
Sağlıklı Aile İlişkilerinin İnşası
Aile, bireylerin hayatındaki en önemli sosyal birimdir ve insanların duygusal, psikolojik ve sosyal gelişiminde merkezi bir rol oynar. Ancak, modern yaşamın getirdiği zorluklar, aile ilişkilerinin karmaşık hale gelmesine ve sorunların ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu noktada, aile ve ilişki danışmanlığı, ailelerin sağlıklı ilişkiler kurmalarına ve sorunları çözmelerine yardımcı olan etkili bir yöntemdir.
Aile ve ilişki danışmanlığı, bir aile veya çiftin, bir danışman eşliğinde bir araya gelerek sorunları ele alması, iletişimi geliştirmesi ve sağlıklı bir ilişki inşa etmesi sürecidir. Bu terapi süreci, aile üyelerine güvenli bir ortam sağlar ve duygularını ifade etme, anlaşmazlıkları çözme ve iletişim becerilerini geliştirme fırsatı sunar. Aile ve ilişki danışmanlığının neden önemli olduğunu anlamak için, ailelerin karşılaşabileceği yaygın sorunlara bir göz atalım.
İletişim Kopukluğu: Aileler arasında iletişim kopukluğu, anlaşmazlıkların, yanlış anlamaların ve çatışmaların temel kaynağı olabilir. Çalışma temposu, teknolojinin aşırı kullanımı veya aile üyeleri arasındaki çeşitli yaşam aşamaları, iletişimi zorlaştırabilir. Aile ve ilişki danışmanlığı, aile üyelerine etkili iletişim stratejileri öğreterek birbirlerini anlamalarını, duygularını ifade etmelerini ve anlaşmazlıkları çözmelerini sağlar.
Ebeveyn-Çocuk İlişkisi: Ebeveynlerin çocuklarıyla sağlıklı bir ilişki kurması, çocukların duygusal ve sosyal gelişimi için hayati önem taşır. Ancak, ebeveynler arasında uyumsuzluklar, disiplin sorunları veya ebeveynlik stillerindeki farklılıklar, çocukların sağlıklı gelişimini engelleyebilir. Aile ve ilişki danışmanlığı, ebeveynlere etkili ebeveynlik becerileri ve yöntemleri öğreterek çocuklarıyla daha sağlıklı bir ilişki kurmalarına yardımcı olur.
Çatışma Yönetimi: Her ailede çatışmaların yaşanması kaçınılmazdır. Ancak çatışmaların sürekli tekrar etmesi veya çözülmemesi, aile içinde gerilimi artırabilir ve ilişkileri olumsuz etkileyebilir. Aile ve ilişki danışmanlığı, aile üyelerine çatışma yönetimi stratejileri sunar, sorunları ele alır ve aile içinde uyum ve dengeyi sağlamaya yardımcı olur.
Aile Bağlarının Güçlenmesi: Yoğun iş temposu, teknolojik bağımlılık veya aile üyelerinin kendi başlarına yoğun hayatlar yaşaması, aile bağlarının zayıflamasına neden olabilir. Aile ve ilişki danışmanlığı, aile üyelerinin birbirleriyle tekrar bağlantı kurmasına, destekleyici bir aile ortamı oluşturmasına ve güven duygusunu güçlendirmesine yardımcı olur.
Aile ve İlişki Danışmanlığının Faydaları:
- İletişim becerilerinin geliştirilmesi: Aile ve ilişki danışmanlığı, aile üyelerine etkili iletişim stratejileri ve dinleme becerileri öğreterek iletişim kopukluğunu giderir.
- Sorunların çözülmesi: Danışmanlık süreci, aile üyelerinin sorunlarını ele almasına ve çözüm odaklı bir yaklaşım benimsemesine yardımcı olur.
- Güvenli bir ortamın sağlanması: Danışmanlık, aile üyelerine güvenli bir ortam sunar, duygularını açıkça ifade etme ve anlama fırsatı verir.
- Aile içinde destek ve uyumun artırılması: Danışmanlık süreci, aile içinde destekleyici bir ortam oluşturur, aile üyeleri arasındaki bağları güçlendirir ve uyumu artırır.
Aile ve ilişki danışmanlığı, ailelerin sorunları ele alması, iletişimi geliştirmesi ve sağlıklı bir ilişki inşa etmesi için etkili bir yol sunar. Bu süreç, ailelerin güçlü ve destekleyici bir birlik oluşturmasına yardımcı olurken, bireysel gelişimi de teşvik eder. Unutmayın, sağlıklı aile ilişkileri zaman, sabır ve çaba gerektirir ve aile ve ilişki danışmanlığı bu süreci desteklemek için önemli bir araçtır.
DevamıÇift Terapisinin Önemi
İlişkilerin İyileşme Sürecindeki Yolculuk
Günümüzde, insanların yoğun iş temposu, stresli yaşam koşulları ve iletişim zorlukları gibi etkenler nedeniyle ilişkileri sıklıkla zorluklarla karşı karşıya kalır. İlişkilerde yaşanan sorunlar zamanla birikerek ilişkiyi yıpratabilir ve çiftler arasında ciddi bir iletişim kopukluğuna neden olabilir. Bu noktada, çiftlerin ilişkilerini kurtarmak ve güçlendirmek için başvurabilecekleri etkili bir yöntem olan çift terapisi devreye girer.
Çift terapisi, çiftlerin ilişkilerini iyileştirmek, iletişim becerilerini geliştirmek ve problemleri çözmek için birlikte çalıştığı bir terapi sürecidir. Bu terapi, çiftlere güvenli bir ortamda duygularını ifade etme ve birbirlerini anlama fırsatı sunar. Neden çift terapisine ihtiyaç duyduğumuzu anlamak için çiftlerin karşılaşabileceği bazı yaygın sorunları ele alalım.
İletişim Kopukluğu: İlişkilerde iletişim kopukluğu, çiftler arasında anlaşmazlıkların ve yanlış anlamaların kaynağı olabilir. İletişim becerilerinin yetersiz olması veya iletişimi engelleyen engellerin bulunması, çiftlerin birbirlerini anlamasını ve duygularını ifade etmesini zorlaştırır. Çift terapisi, çiftlere sağlıklı iletişim stratejilerini öğretir ve anlayışı artırarak iletişim kopukluğunu gidermeye yardımcı olur.
Çatışma Yönetimi: Her ilişkide çatışmalar kaçınılmazdır, ancak çiftlerin bu çatışmaları nasıl yönettiği ilişkinin sağlığı için önemlidir. Çatışmaların sürekli tekrar etmesi, çözülmemiş sorunlara yol açabilir ve çiftler arasındaki güveni sarsabilir. Çift terapisi, çiftlere çatışma yönetimi stratejileri sunar, sorunları ele alır ve çözüm odaklı bir yaklaşım benimsemelerini sağlar.
Duygusal Bağın Güçlenmesi: Zaman içinde, çiftler arasındaki duygusal bağ zayıflayabilir. İş stresi, aile sorumlulukları veya kişisel problemler nedeniyle çiftler birbirlerinden uzaklaşabilir. Çift terapisi, çiftlerin duygusal bağlarını güçlendirmelerine yardımcı olur. Terapi süreci, çiftlerin birbirlerine karşı empati geliştirmesini, sevgi ve yakınlığı yeniden keşfetmesini sağlar.
Birlikte Büyüme: İlişkiler, bireylerin kişisel büyüme ve gelişim süreçlerinde de önemli bir rol oynar. Ancak bazen çiftler, bireysel hedefler ve değerler konusunda farklılıklar yaşayabilir. Çift terapisi, çiftlerin birlikte büyüme sürecini yönetmelerine ve bireysel hedeflerini uyumlu bir şekilde birleştirmelerine yardımcı olur.
Çift Terapisinin Faydaları:
- İletişim becerilerinin geliştirilmesi: Çift terapisi, sağlıklı iletişim stratejilerini öğreterek çiftlerin birbirlerini daha iyi anlamalarını ve duygularını daha etkili bir şekilde ifade etmelerini sağlar.
- Sorunların çözülmesi: Çift terapisi, çiftlerin sorunları ele almasına, çözüm odaklı bir yaklaşım benimsemesine ve ilişkilerini daha sağlam bir temele oturtmasına yardımcı olur.
- Yakınlığın yeniden keşfedilmesi: Terapi süreci, çiftlerin birbirleriyle yeniden bağlantı kurmasına, sevgi ve yakınlığı artırmasına ve duygusal bağlarını güçlendirmesine olanak tanır.
- İlişkiye yönelik daha iyi bir anlayış: Çift terapisi, çiftlerin birbirlerini daha iyi anlamasını sağlar, farklı perspektifleri değerlendirmelerine ve empati kurmalarına yardımcı olur.
Sonuç olarak, çift terapisi çiftlerin ilişkilerini iyileştirmeleri ve sağlıklı bir şekilde geliştirmeleri için etkili bir araçtır. İletişim kopukluğunu giderir, çatışmaları yönetir, duygusal bağı güçlendirir ve çiftlerin birlikte büyümelerini sağlar. Bu nedenle, çiftlerin ilişkilerinde yaşadıkları zorluklarla başa çıkmak ve ilişkilerini daha sağlıklı bir hale getirmek için çift terapisine başvurmaları önemlidir. Unutmayın, sağlıklı bir ilişki için zaman ve çaba harcamak her zaman değerlidir.
DevamıKorona Virüsün Evliliğinizi Bitirmesini 5 Adımda Engelleyin!
Tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüsü nedeni ile hepimiz zor zamanlar yaşıyoruz. Karantina süreci kaygı ve stresle baş etme durumunuzu oldukça zorluyor. Belirsizliğin verdiği gerginlik hali beraber vakit geçirdiğimiz eşimizle olan ikili ilişkimizi de etkiliyor. Korona virüs salgını nedeniyle çiftler artık olabildiğince evde zaman geçiriyor. İşe gitmek zorunda olmayanlar “Evde kal Türkiye!” çağrılarına uyuyor. Peki gönüllü ev karantinası ve sosyal mesafe evlilikleri nasıl etkiliyor’ Dünya da korona virüs ile savaşan Ülkelere bakıldığında bu konuda çok da iç açıcı haberler gelmiyor. Korona virüsün ilk görüldüğü Çin’de ve Amerika’da Covid-19 virüsü sırasında evde uzun süre kalan çiftler arasında boşanma oranlarının arttığı bildiriliyor.
Karantina süresi uzadıkça, insanlar sıkıldıkça, virüs ile ilgili korku arttıkça bu sürecin yarattığı stres de artıyor. Özellikle finansal kaynakların kaybı, evde yeterli gıda ve hijyen malzemesi olmaması ve yanlış bilgilendirmeler,karantina sürecinin ruh sağlığı üzerindeki olumsuz etkisini kuvvetlendiriyor .
İnsanların zor zamanlarında ihtiyacı olan sosyal desteği ona veren sağlıklı bir evlilik ve aile ilişkisi çok önemlidir. Çiftler arasında açık ve net sağlıklı bir iletişim ve etkileşim varsa kriz anlarını atlatmaları çok daha kolay olacaktır. Böyle kriz durumlarında sevgi ve şefkati karşılık beklemeden vermek, insana ihtiyacı olan desteği sağladığı için birbirine yakınlaşmayı sağlar, böylece kriz durumu evlilik ilişkisi için fırsata dönüşebilir
Eşler Arası İletişim Kuvvetlendirilmeli
Ülkemizde Korona virüs kapsamında karantina henüz toplumun genelini kapsamamaktadır. Fakat insanların çoğu imkanları dahilinde evde kalarak kendi karantina süreçlerini yaşıyorlar. Küçük bir alanda, normalden daha stresli şartlarda uzun süre bir arada kalmak, ilişkilerde hem pozitif hem negatif etkilere neden oluyor. İletişimleri zayıf çiftler bu süreçten daha fazla etkileniyor. Normalde birbirini seven çiftler, bu zorlu dönemde, birbirlerinin alışkanlıklarını ve davranışlarını giderek daha fazla rahatsız edici bulabilir; birbirlerine tahammülleri azalabilir. İletişim becerileri zayıf, aşırı eleştirel, birbirini takdir etme eğilimi zayıf çiftler için ise bu süreç yıkıcı sonuçları beraberinde getirebilir.
Böylesi kriz dönemlerinde sorunlarla baş etmek mümkün. Peki nasıl? Tartışmalardan korkmadan, sağlıklı bir şekilde iletişime girerek nasıl çözüme ulaşabiliriz? İşte size 5 Adım;
Birinci Adım; Söylemek istediklerimizi, özellikle karşı tarafın itiraz edeceğini biliyorsak dolandırarak aktarabiliriz. Eşinize söyleyeceklerinizi açıkça ve kısaca söylemelisiniz. Mesela ”Bu Kumandayı şimdi ben kullanmak istiyorum”.
İkinci Adım; Sadece istediğiniz konusunda ısrar etmek karşı tarafı tatmin etmeyeceği için bir anlam veremez ve istekleriniz çoğu zaman eşinize anlamsız gelebilir. Yapmanız gereken isteklerinizi nedenleri ile birlikte belirtilmenizdir. Burada en sık yapılan hatalar istekleri saldırgan bir tutumla bağırarak, tehdit ederek söylemek ya da istekleri hiç dile getirmemektir.
İsteklerimizi Dile Getirirken Nelere dikkat Etmeliyiz?
- Ben dilini kullanmamaya dikkat edin. ”Benim, benim isteklerim, benim olan gibi”
- İsteklerinizi nedenleri ile birlikte ve somut olarak söyleyin.
- Eşinizin isteklerinin sizi nasıl engellediğini anlatın.
- Eşinizin ne istediğini de dikkatlice dinleyin. Yani o kişinin yüzüne bakın; sözünü kesmeyin; zihninizden ona vereceğiniz yanıtı değil, onun söylediklerine odaklanın.
- Savunmacı ve saldırgan bir tavırdan uzak durun.
Benim danışanlarıma tavsiyelerimden biri ise; söyleyeceklerinizi ve onun verdiği tepkileri tıpkı bir film senaryosu yazar gibi yazın, ve sonra olmuş gibi zihninizde bu filmi canlandırın. Tabi bu filmde olumsuz bir sahne olmasın. Sonrada; ”Bu yada daha iyi bir şey, şimdi benim için ve ilgili herkesin, en yüksek iyiliği adına tümüyle doyum verici ve uyumlu yollarla gerçekleşiyor” diye tekrarlayın. Hani siz en iyi sahneyi hayal edin sonrada her şeyi ilahi akışa bırakın. Sonrasında da eşinize isteklerinizi aktarın.
Üçüncü Adım; Karşılıklı olarak duyguların ifade edilmesi ve denetlenmesidir. En güç ve en önemli basamaktır. Reddedilme, alay edilme gibi riskler varsa karşınızdaki size duygularını açmaz. Bu nedenle çatışmayı çözerken bunları yapmamaya çalışın. Duygunun ifadesi şöyle olabilir: ”Eve bu saatte geldiğin için çok endişelendim”, ”Geç geldiğin ve haber vermediğin için kızgınım” gibi.
Dördüncü Adım; Karşınızdaki kişiyi doğru anladığınızı ifade eden geri bildirimler yapın. ”Söylemek istediğin tam olarak şu mu….” yada ”…… Şöyle mi hissettiğini söylüyorsun, doğru mu anladım” gibi ifadelerle onun duygularını ve ne anlatmak istediğini anladığınızı vurgulayın.
Beşinci Adım; Her iki tarafın da gereksinimlerini karşılayabilen çözümleri üretmeye çalışın. Genellikle kişiler ilk çözüm seçeneğinde anlaşmaya yönelimlidirler. Ama birkaç seçenek üretip sonra aralarından birini seçmek daha doğrudur. Unutmayın ki; çatışmalarınızın sağlıklı çözülmesi ilişkinizin güçlenmesini ve aranızdaki güven duygusunun artmasını sağlar. Bunun için gayret etmeye değer.
Güzel günler gelecek unutmamak gerek. Beraber geçirdiğiniz vakti krize değil fırsata çevirmeye çalışın. İlişkinizde iletişimde ne eksikse onu tamamlayın.
DevamıÇocukları Korona Virüsün Psikolojik Etkisinden Nasıl Koruyabiliriz?
Korona virüsünün hayatımızın gündemine oturduğu şu günlerde, okulların eğitime bir süre uzaktan eğitim ile devam edilecek olması haberi sonrası korona virüs, ailelerin ve çocukların gündemine alınmış durumda. Bu süreçte anne babanın çocukları doğru bilgilendirmesi ve duygusal açıdan desteklemesi oldukça önemlidir. Anne baba çocuklara bu konuda nasıl destek olmalı?
Doğru Bilgi Edinin ve Doğru Bilgi Aktarın
Bilgi kirliliğinin çok fazla olduğu zamanlar yaşıyoruz. Öncelikle çocukları en doğru şekilde bilgilendirmek için doğru bilgiye ulaşmak gerekir. Özellikle sosyal medyada yayılan asılsız felaket tellallığı yapılan haberlere itibar etmemek ve çocukları bu tarz haberlerden uzak tutmak gerekir. Ölen kişi sayısı gibi çocuklar tarafından bilinmesi gerekmeyen haberleri de çocukların yanında izlememek ve konuşmamak doğru olacaktır.
Korona Virüsü Çocukların Yaşına Uygun Anlayabileceği Şekilde Anlatın
Yaşları küçük çocuklarda korona virüsünün bir çeşit grip virüsü olduğunu, taze sebze, meyve, bol su ve sabun sevmediğini söyleyebilirsiniz. “Ellerini yıkarken …. şarkısını (sevdiği bir şarkı) söylemeye ne dersin? Şarkı bitene kadar ellerini sabunlarsan mikropların öldüğünden emin olabiliriz.” diyerek el yıkama süresini somutlaştırmasına yardımcı olabilirsiniz. Ayrıca virüsün temas ile bulaşması sebebiyle “Bir süre başkalarıyla selamlaşırken gözlerimizi kullanabiliriz. Böylece el sıkmak ya da sarılmak yerine birbirimizin gözlerine bakarız. Ya da elimizi havaya kaldırıp merhaba diyebiliriz.” gibi açıklamalarla alternatif iletişim yöntemlerini öğretebilirsiniz.
Yeni Sürece Uyum Sağlaması İçin Zaman Tanıyın Ve Örnek Olun.
Biz yetişkinlerin bile bu yeni sürece adapte olması oldukça güçken onların birşeylere hemen uyum sağlamasını bekleyemeyiz. Anlayışlı olmanız gerekiyor. Ellerini yıkamayı unutmak, bir arkadaşına sarılmak, elini ağzına götürmek gibi vermiş olduğunuz önlem kurallarına uygun davranmayı unuttuğu zaman çocuğunuza kızmayın. Çocuklar sizi taklit eder onlara kendi tavırlarınızla örnek olmaya çalışın.
Olumlu Duygu Durumu İle Çocuğunuza Örnek Olun
Çocuklar bizdeki duygu değişikliklerine bizim sandığımızdan çok daha fazla duyarlıdır. Biz yetişkinlerin duygularından ve tutumlarından oldukça etkilenir. Bu sebeple ebeveynlerin olumlu düşünmesi ve süreçte çözüm odaklı bir yerde durması oldukça önemlidir. . Duygularını kontrol edemeyen yetişkinler bu konuda destek almakta gecikmemelidir. Size iyi gelen şeylere odaklanın, keyif veren şeyler izleyin, dinleyin, okuyun ve çocukları da kendinizi de aşırı kaygılı kişilerden uzak tutun. Çünkü kaygı da virüs gibi bulaşır ve tehlikelidir. Siz rahat ve sakin kalın ki çocuğunuz da bu süreci daha sağlıklı atlatabilsin.
Fiziksel Temas Azalt Duygusal Teması Arttır
Biz kültürel olarak sevgimizi sarılarak, fiziksel temas kurarak göstermeyi öğrenmişiz. Aile yaşamı olarak birlikte olmak, sevgi ve paylaşım tüm aile üyeleri için iyileştirici ve güçlendiricidir. Son zamanlarda çok fazla fiziksel temas kuramasakta, duygusal temas kurmaya engel yoktur. Hatta avantaja bile çevrilebilir. Çocuklarla duygusal temasa geçmek, sohbet etmek, oyun oynamak hem mevcut kaygılarını fark etmenizi hem de böyle durumlarda onlara yardımcı olmanızı sağlar. Anne-Babanın tutumları çocukların dünya ile ilgili temel inanç gelişiminde oldukça önemlidir. Anne-Babasından sevildiğine ve korunduğuna dair mesajlar alan çocuklar kendilerini daha güvende hissedip duygularını daha sağlıklı tutabilirler.
Her Güne Bir Etkinlik Oluşturun
Boş kalmak her birimizi kaygıya sevk eder. Aynı şey çocuklar içinde geçerlidir. Evde oldukları şu dönemi evde etkinlikler planlayarak vakit geçirecekleri bir şeylerle ilgilenmeleri çok önemlidir. Çocuklar boş kaldıklarında kaygı verici düşüncelere daha kolay kapılırlar. Bu sebeple işlevsel bir meşguliyet yaratmak çocukların olumsuz duygulara kapılmasını önler. Okulda eksik kalınan konuları tamamlaması, zorlandığı derslere odaklanarak tekrarlar yapması, bir hobisi varsa onunla ilgilenmesi gibi konularda çocuklara rehberlik ederek evdeki zamanı mümkün olduğunca iyi bir şekilde değerlendirmelerine yardımcı olabilirsiniz. İnternetin verimli ve kontrolü kullanımı ile uzakta olan arkadaşları ile görüntülü konuşmalar yapması da sosyalleşmesi için iyi olacaktır.
Gerekirse Bir Uzmandan Destek Alın
Kaygılı çocukların da bazı düşünce, duygu ve davranışları günlük hayatlarını olumsuz etkileyecek şekilde değişmeye başladıysa ve giderek artıyorsa bir uzman tarafından değerlendirilmesi gerekir. Bu konuda uzmanlarla iş birliği yapmak olası olumsuz durumlara erken müdahalede bulunmak için oldukça önemlidir.
DevamıKorona Virüsün Getirdiği Kaygı ile Nasıl Başedebilirim?
Zorluklar, kriz anları ve travmalar insanlık tarihi kadar eskidir ve hayatın bir parçasıdır. Bizlerde korona virüs salgının dünyanın her yerini etkisini almasıyla payımıza düşeni yaşıyoruz. Duygu durumumuzu negatif etkisi altına alan, ne kadar süreceği belirsiz olan bir virüsle baş etmeye çalışıyoruz. Bir süre devam edecek kaygı, korku ve belirsizlikten doğan yeni olumsuz duygularla yakında tanışacağız. Öncelikle bu duyguların belli bir süre bizimle yaşayacağını kabul etmeliyiz fakat tamamen bizi kontrole almalarına da izin vermemeliyiz. Korona virüs salgını süresince belirsiz olan geleceğe değil şimdiye ve kontrolümüzde olanlara odaklanmalıyız.
‘Evet geleceğin bana ne getireceğini bilmiyorum ama sahip olduklarımla şuan neyi en doğru yapabilirim?’ sorusunun cevabına odaklanmak size daha iyi bir gelecek getirebilir.
Sadece Siz Kaygılı Değilsiniz!
Yapı olarak stres ve kaygıya yatkınsanız, bu aralar baş etmekte çok zorlandığınız duygular yaşıyor olabilirsiniz. Unutmayın ki, bu kaygıları yaşayan sadece siz değilsiniz. Belkide bir çok hastalıkta rastlanmayan fakat covid-19 da rastladığım bu virüs herkese eşit davranıyor. Din-dil tanımıyor, zengin-fakir, güçlü-zayıf dinlemiyor. Hepimizin korkmak ve kaygılanmak için yeterince nedeni var. Bu kader ortaklığımızı akılda tutmak, bizi kaygının sadece benim için tehlike yanılgısından uzaklaştırıyor.
Kontrol Edebileceklerinize Odaklanmak, Kaygı Durumunuzu Azaltacaktır!
Bir çok bilgi kirliliğinin yaşandığı şu günlerde salgınla ve yapılması gerekenlerle ilgili doğru bilgileri en sağlam kaynaklardan almak için çaba gösterin. Sosyal medya ya da haber kanallarında haddinden fazla vakit geçirmeyin. Maalesef buralarda her zaman en güvenilir bilgiler yayınlanmaya bildiği gibi, ruhsal dengenizi bozacak çok fazla şeye rastlamak da mümkün. Bunun yerine, almanız gereken tedbirleri alın ve ondan sonra kendi işlerinize, kendi gündeminize, hayatın kendi kontrolünüzde olan kısımlarına odaklanın. Bir şeylerin kendi kontrolümüzde olduğunu fark etmek kaygı durumumuzu azaltacaktır.
Birbirinizi Olumlu Yönde Etkilemeye Özen Gösterin
İnsanın yapısı gereği çevresinden ve bütünün ruhsal durumundan etkilenen bir varlıktır. Yapmanız gereken gerçeklikten kopmadan etrafınıza sükunet, cesaret ve ümit hisleri aşılamaya çalışmaktır. Güvenilir bilgileri paylaşın, fakat bunları kaygı ve panik havasıyla sunmaktan ve felaket tellallığından kaçının. Gelişmeler olumsuz yönde dahi olsa, insanları çökerten ve demoralize eden tavırların kimsenin faydasına olmadığı bilin. Bu aralar siz de dahil, aileniz, dostlarınız, çocuklarınızın yani herkesin endişeli ve gergin olduğunu unutmayın kendinize de başkalarına da karşı daha anlayışlı çalışın.
Kendinize ve Ruh sağlığınıza İyi bakın
İnsanın bağışıklık sistemi ve psikolojik sağlığı çöktükçe her türlü negatifliğe daha açık hale gelir. Korona virüs salgını belirsizlik süreci esnasında vücudunuza bakabileceğiniz en iyi şekilde bakın. Bu sadece bağışıklık sisteminiz değil, ruh sağlığınız için de çok önemli. Vücudunuza iyi gelen her şeyin psikolojinize de iyi geldiğini aklınızdan çıkarmayın. Bol sebze ve meyve tüketin, uykunuzu iyi alın ve evin içinde bile olsanız muhakkak her gün hareket etmenin bir yolunu bulun. Dans etmek yoga yapmak iyi bir yöntem olabilir. Her gün yüzünüzü güldürecek ruhunuza iyi gelecek birşeyler izleyin.
Kaygının En İyi İlacı Belirsizlikleri, Planlarla Şekillendirmektir.
İnsan yaşamak için hep bir hedefe ihtiyaç duyar. Yaşamak için bir sebebi olmalı. Siz de kendinize bu günler için hedefler koyun ve bu hedefleri ciddiye alın. Hedefleriniz işiniz ya da derslerinizle de ilgili olabilir, okumak istediğiniz kitaplar, seyretmek istediğiniz dizi ve filmlerle de, ailenizle yapmak istedikleriniz ya da aramak istediğiniz dostlarınızla da olabilir. Bu hedefleri koyup uğurlarında çalışmak bu belirsiz günlere biraz şekil verecektir, ayrıca geri dönüp baktığınızda size gurur verecektir. İçinden geçtiğimiz bu belirsiz ve sıra dışı günlerde hayatınıza uzaktan bir bakmak ve geleceğinizle ilgili hayaller kurmak için değerlendirmek de çok akıllıca olacaktır. Hayal sizi hayata bağlayacaktır. Unutmayın bu günler geçecek geçtikten sonra yapacak planlarınız olması sizi hayatta öne geçirecektir.
Kime Nasıl ‘İyi Geleceğini’ bul
Bütünün hayrına bir şeyler yapmak her zaman insana bereket ve iyi bir ruh hali olarak döner. Emin olun bu günleri bizden daha ağır bir şekilde geçiren birileri muhakkak var. Kendinize ‘Başkalarının bu zor günleri azıcık bile olsa daha kolay geçirmesini sağlamak için ben ne yapabilirim, kime nasıl yardım edebilirim?’ diye sorun. Kendi içimizden çıkmak ve başkalarına iyi gelmek, kendimize iyi gelmenin en garantili yollarından biridir. Bu günler, içimizdeki en zayıfları ve muhtaçları düşünmenin, yardımlaşmanın, el verip birbirimizi ayağa kaldırmanın günüdür. Halinize kaygılanmayı bırakın, birilerine iyi gelmek size iyi gelecektir.
DevamıKORONA VİRÜS GÜNLERİ CİNSEL İLİŞKİDE NELERE DİKKAT EDİLMELİ?
Bütün dünyayı etkisi altına alan ‘korona virüs’ maalesef hepimizin en büyük gündemi haline geldi. Korona virüsünden nasıl korunacağız? Korona virüsünün tedavisinde nasıl bir yol izleniyor? 14 günlük karantina süresinde nelere dikkat edilmeli? Sosyal mesafe ne demektir? gibi bir çok soru hepimizin kafasını meşgul ediyor.
Evde kal çağrısına uyduğumuz şu günler, eşimiz/partnerimizle de bolca vakit geçirmemize vesile oldu. Bu beraberlikte farklı soruları ve sorunları da ortaya çıkardı. ’Korona virüs ilişkilerimizi ve cinsel birlikteliğimizi nasıl etkiler?’ ‘korona virüs cinsel ilişki yoluyla bulaşır mı?’ diye düşünüp, çekindiğimizden kimseye soramamış olabiliriz. Korona virüs ve cinsel ilişki ile ilgili gerçeklerle söylentileri birbirinden ayırmak için bu yazıyı kaleme alıyorum.
Korona Virüs Günlerinde Cinsel İlişki Güvenli mi?
Bir ilişki içindeyseniz, bu kişi ile birlikte yaşıyor ve aynı evi paylaşıyorsanız cinsel ilişkiye girmekte bir sakınca yoktur. Fakat ikinizden biri korona virüs belirtisi gösteriyorsa ya da bir kişi evde kal çağrısına uyarken diğer kişinin dışarı çevreyle bağlantı kurması gerekiyorsa, aranızdaki güvenli mesafeyi korumalı ve evin içinde bile izolasyonu korumalısınız. Olması gereken ideal evde bile herkesin 1,5 m mesafeyi korumaya çalışmasıdır ama bunun çok gerçekçi olmadığının da farkındayız.
Siz hastalığı ayakta ve hafif geçirirken eşiniz/partneriniz sizinle aynı rahatlıkta hafif geçirmiyor olabilir. Sonuç olarak belirtiler varsa ya da temaslı birileri ile görüşüyorsanız eşiniz/ partnerinizden uzak durun.
Bu Süreçte Yeni Birileri ile İlişkiye Girmek Tehlikeli mi?
Korona virüsü %80 kişinin ayakta atlattığı, bunların bir kısmının herhangi bir hastalık belirtisi göstermeden geçirdiği bu ortamda yeni kişilerle cinsel ilişkiyi kesinlikle tavsiye etmiyorum. Tamamen sağlıklı hissediyor olsanız bile siz de virüs varsa diğer kişiye ya da onda olan farkına bile varılmayan virüs size geçebilir. Böylece bu da yakın temasta bir çok kişiye virüsün yayılması demektir.
Yakın Zaman Önce Tanıştığım Biriyle Öpüştüm ve Sonrasında Bu Kişi Hastalık Belirtileri Göstermeye Başladı Ne Yapmalıyım?
Korona virüs belirtileri gösterdiğini düşündüğünüz biri ile öpüştünüz ya da cinsel ilişkiye girdiniz, kendinizi karantina alın ve 14 gün kuralına uyun. Belirtileri gösterip göstermediğinizi kontrol edin. Gösterirseniz kendinizi daha sıkı karantinaya alın. Belirtiler daha da artarsa muhakkak aile hekiminize başvurun ya da Alo 184 ü arayın.
Ortada bir ilişki varsa, hepimiz hem kendimizden hem de diğer kişiden sorumlu olmalıyız. Eğer siz hastalık belirtisi gösteriyorsanız yakın zamanda kimle cinsel ilişkiye girdiyseniz ya da öpüştüyseniz onlara haber verin.
Korona Virüs Salgını Öncesinde Eşimle/Partnerimle İlişkide Kondom Kullanmıyordum. Şimdi Kullanmaya Başlamalı mıyım?
Bunun cevabı prezervatifi daha önce hangi sebeple kullanmadığınızda yatıyor.
Her ikiniz de cinsel ilişkiyle geçen bir hastalık taşımadığınızı testlerle belirlediyseniz bu yüzden kullanmıyor olabilirsiniz. Ya da hamilelikten kaçınmak için farklı korunma yöntemleri kullanıyorsanız bu nedenle de kullanmıyor olabilirsiniz. Bu durumlarda prezervatif kullanmamaya devam edebilirsiniz. Fakat eğer başka sebeplerle örneğin cinsel ilişkiyle geçen hastalıkları umursamadığınız için ya da daha güvenilmez bir doğum kontrol yöntemi kullandığınız için kullanmıyorsanız, şimdi prezervatif kullanmaya başlamak daha bir önem kazanıyor.
Başka Birinin Cinsel Organına dokunmakla Korona Virüsü Kapabilir miyim?
Bir kişinin cinsel organına dokunuyorsanız büyük bir olasılıkla öpüşüyorsunuz da demektir. Korona virüsün tükürükle geçtiğini biliyoruz. Aslına bakarsanız korona virüs ağzınızdan ellerinize , cinsel organınıza ve diğer kişinin ağzına burnuna geçişine olanak veren her şey korona virüs bulaşma ihtimalini de arttırır. Bu ihtimali en aza indirmeniz gerek. Bu sebepten birlikte yaşamadığınız biriyle ilişki yaşamamak temas içinde olmamak çok önemli.
Korona Virüsü Salgını Devam Ederken Tek Kalmamak için İlişki Sürdürmeyi Nasıl Başarabilirim?
Hiç şüphe yok ki korona virüs bir çok insanı iyi bir cinsel yaşamın anlamını ve gerçekten zevkli ve hoş bir ilişkinin ne olduğunu düşünmeye sevk etti. Bu konu hakkında bir çok sorular alıyorum hatta bir çok kişinin birbirine erotik hikayeler yazmaya başladığına dair hikayeler duyuyorum. Ayrı yaşadıkları bir ilişki içinde olup kendilerini karantinaya almış insanların bu durumu bir avantaja dönüştürerek gerçekten yaratıcılıklarını kullandıklarını duyuyorum. Biraz hayal gücünüzü kullanarak yüz yüze gelmeden de bir başkasıyla gayet erotik ve sizi yakınlaştıracak bir zaman geçirmenin bir çok yolu var.
Tabi bazı çiftleri birbirine yakınlaştırırken bir çok çiftte eşiyle/partnerleriyle cinsel uyumlarının farklı olduğunu da keşfedebilir. Haftada bir cinsel birliktelik yaşarken korona virüs yüzünden sürekli bir arada olmak durumunda kalanların karşılaşabildiği bir durum. Birden eşinizden daha sık cinsel ilişki arzuluyor olduğunuzu ya da tersini fark edebilirsiniz. Cinsellikten ve ilişkiden beklentilerinizin farklı olduğunu da görebilirsiniz Bunu karşılıklı saygı ve sevgi içinde birbirine anlatabilmek çok önemli. Birlikte yaşamak, her istediğiniz zaman cinsel ilişkiye girme hakkı vermez.
Çözümsüz kalan veya başa çıkamadığınız sorunlarınız hakkında online destek alabilirsiniz. Cinsel Terapi, Evlilik ve Aile terapisi ve Bireysel terapi günümüz şartlarında evinizin rahatlığında online alabileceğiniz bir hizmettir.
DevamıSevdiklerinizle Birlikte
Sağlıklı ve Huzurlu
Bir Bayram Geçirmeniz Dileğiyle… Ramazan Bayramınız kutlu olsun