![featured_image](https://interaktifdanismanlik.com/wp-content/uploads/2023/06/family-6475821_1280.jpg)
Aile ve İlişki Danışmanlığının Önemi
Sağlıklı Aile İlişkilerinin İnşası
Aile, bireylerin hayatındaki en önemli sosyal birimdir ve insanların duygusal, psikolojik ve sosyal gelişiminde merkezi bir rol oynar. Ancak, modern yaşamın getirdiği zorluklar, aile ilişkilerinin karmaşık hale gelmesine ve sorunların ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu noktada, aile ve ilişki danışmanlığı, ailelerin sağlıklı ilişkiler kurmalarına ve sorunları çözmelerine yardımcı olan etkili bir yöntemdir.
Aile ve ilişki danışmanlığı, bir aile veya çiftin, bir danışman eşliğinde bir araya gelerek sorunları ele alması, iletişimi geliştirmesi ve sağlıklı bir ilişki inşa etmesi sürecidir. Bu terapi süreci, aile üyelerine güvenli bir ortam sağlar ve duygularını ifade etme, anlaşmazlıkları çözme ve iletişim becerilerini geliştirme fırsatı sunar. Aile ve ilişki danışmanlığının neden önemli olduğunu anlamak için, ailelerin karşılaşabileceği yaygın sorunlara bir göz atalım.
İletişim Kopukluğu: Aileler arasında iletişim kopukluğu, anlaşmazlıkların, yanlış anlamaların ve çatışmaların temel kaynağı olabilir. Çalışma temposu, teknolojinin aşırı kullanımı veya aile üyeleri arasındaki çeşitli yaşam aşamaları, iletişimi zorlaştırabilir. Aile ve ilişki danışmanlığı, aile üyelerine etkili iletişim stratejileri öğreterek birbirlerini anlamalarını, duygularını ifade etmelerini ve anlaşmazlıkları çözmelerini sağlar.
Ebeveyn-Çocuk İlişkisi: Ebeveynlerin çocuklarıyla sağlıklı bir ilişki kurması, çocukların duygusal ve sosyal gelişimi için hayati önem taşır. Ancak, ebeveynler arasında uyumsuzluklar, disiplin sorunları veya ebeveynlik stillerindeki farklılıklar, çocukların sağlıklı gelişimini engelleyebilir. Aile ve ilişki danışmanlığı, ebeveynlere etkili ebeveynlik becerileri ve yöntemleri öğreterek çocuklarıyla daha sağlıklı bir ilişki kurmalarına yardımcı olur.
Çatışma Yönetimi: Her ailede çatışmaların yaşanması kaçınılmazdır. Ancak çatışmaların sürekli tekrar etmesi veya çözülmemesi, aile içinde gerilimi artırabilir ve ilişkileri olumsuz etkileyebilir. Aile ve ilişki danışmanlığı, aile üyelerine çatışma yönetimi stratejileri sunar, sorunları ele alır ve aile içinde uyum ve dengeyi sağlamaya yardımcı olur.
Aile Bağlarının Güçlenmesi: Yoğun iş temposu, teknolojik bağımlılık veya aile üyelerinin kendi başlarına yoğun hayatlar yaşaması, aile bağlarının zayıflamasına neden olabilir. Aile ve ilişki danışmanlığı, aile üyelerinin birbirleriyle tekrar bağlantı kurmasına, destekleyici bir aile ortamı oluşturmasına ve güven duygusunu güçlendirmesine yardımcı olur.
Aile ve İlişki Danışmanlığının Faydaları:
- İletişim becerilerinin geliştirilmesi: Aile ve ilişki danışmanlığı, aile üyelerine etkili iletişim stratejileri ve dinleme becerileri öğreterek iletişim kopukluğunu giderir.
- Sorunların çözülmesi: Danışmanlık süreci, aile üyelerinin sorunlarını ele almasına ve çözüm odaklı bir yaklaşım benimsemesine yardımcı olur.
- Güvenli bir ortamın sağlanması: Danışmanlık, aile üyelerine güvenli bir ortam sunar, duygularını açıkça ifade etme ve anlama fırsatı verir.
- Aile içinde destek ve uyumun artırılması: Danışmanlık süreci, aile içinde destekleyici bir ortam oluşturur, aile üyeleri arasındaki bağları güçlendirir ve uyumu artırır.
Aile ve ilişki danışmanlığı, ailelerin sorunları ele alması, iletişimi geliştirmesi ve sağlıklı bir ilişki inşa etmesi için etkili bir yol sunar. Bu süreç, ailelerin güçlü ve destekleyici bir birlik oluşturmasına yardımcı olurken, bireysel gelişimi de teşvik eder. Unutmayın, sağlıklı aile ilişkileri zaman, sabır ve çaba gerektirir ve aile ve ilişki danışmanlığı bu süreci desteklemek için önemli bir araçtır.
Devamı![featured_image](https://interaktifdanismanlik.com/wp-content/uploads/2023/06/couple-1869206_1280.jpg)
Çift Terapisinin Önemi
İlişkilerin İyileşme Sürecindeki Yolculuk
Günümüzde, insanların yoğun iş temposu, stresli yaşam koşulları ve iletişim zorlukları gibi etkenler nedeniyle ilişkileri sıklıkla zorluklarla karşı karşıya kalır. İlişkilerde yaşanan sorunlar zamanla birikerek ilişkiyi yıpratabilir ve çiftler arasında ciddi bir iletişim kopukluğuna neden olabilir. Bu noktada, çiftlerin ilişkilerini kurtarmak ve güçlendirmek için başvurabilecekleri etkili bir yöntem olan çift terapisi devreye girer.
Çift terapisi, çiftlerin ilişkilerini iyileştirmek, iletişim becerilerini geliştirmek ve problemleri çözmek için birlikte çalıştığı bir terapi sürecidir. Bu terapi, çiftlere güvenli bir ortamda duygularını ifade etme ve birbirlerini anlama fırsatı sunar. Neden çift terapisine ihtiyaç duyduğumuzu anlamak için çiftlerin karşılaşabileceği bazı yaygın sorunları ele alalım.
İletişim Kopukluğu: İlişkilerde iletişim kopukluğu, çiftler arasında anlaşmazlıkların ve yanlış anlamaların kaynağı olabilir. İletişim becerilerinin yetersiz olması veya iletişimi engelleyen engellerin bulunması, çiftlerin birbirlerini anlamasını ve duygularını ifade etmesini zorlaştırır. Çift terapisi, çiftlere sağlıklı iletişim stratejilerini öğretir ve anlayışı artırarak iletişim kopukluğunu gidermeye yardımcı olur.
Çatışma Yönetimi: Her ilişkide çatışmalar kaçınılmazdır, ancak çiftlerin bu çatışmaları nasıl yönettiği ilişkinin sağlığı için önemlidir. Çatışmaların sürekli tekrar etmesi, çözülmemiş sorunlara yol açabilir ve çiftler arasındaki güveni sarsabilir. Çift terapisi, çiftlere çatışma yönetimi stratejileri sunar, sorunları ele alır ve çözüm odaklı bir yaklaşım benimsemelerini sağlar.
Duygusal Bağın Güçlenmesi: Zaman içinde, çiftler arasındaki duygusal bağ zayıflayabilir. İş stresi, aile sorumlulukları veya kişisel problemler nedeniyle çiftler birbirlerinden uzaklaşabilir. Çift terapisi, çiftlerin duygusal bağlarını güçlendirmelerine yardımcı olur. Terapi süreci, çiftlerin birbirlerine karşı empati geliştirmesini, sevgi ve yakınlığı yeniden keşfetmesini sağlar.
Birlikte Büyüme: İlişkiler, bireylerin kişisel büyüme ve gelişim süreçlerinde de önemli bir rol oynar. Ancak bazen çiftler, bireysel hedefler ve değerler konusunda farklılıklar yaşayabilir. Çift terapisi, çiftlerin birlikte büyüme sürecini yönetmelerine ve bireysel hedeflerini uyumlu bir şekilde birleştirmelerine yardımcı olur.
Çift Terapisinin Faydaları:
- İletişim becerilerinin geliştirilmesi: Çift terapisi, sağlıklı iletişim stratejilerini öğreterek çiftlerin birbirlerini daha iyi anlamalarını ve duygularını daha etkili bir şekilde ifade etmelerini sağlar.
- Sorunların çözülmesi: Çift terapisi, çiftlerin sorunları ele almasına, çözüm odaklı bir yaklaşım benimsemesine ve ilişkilerini daha sağlam bir temele oturtmasına yardımcı olur.
- Yakınlığın yeniden keşfedilmesi: Terapi süreci, çiftlerin birbirleriyle yeniden bağlantı kurmasına, sevgi ve yakınlığı artırmasına ve duygusal bağlarını güçlendirmesine olanak tanır.
- İlişkiye yönelik daha iyi bir anlayış: Çift terapisi, çiftlerin birbirlerini daha iyi anlamasını sağlar, farklı perspektifleri değerlendirmelerine ve empati kurmalarına yardımcı olur.
Sonuç olarak, çift terapisi çiftlerin ilişkilerini iyileştirmeleri ve sağlıklı bir şekilde geliştirmeleri için etkili bir araçtır. İletişim kopukluğunu giderir, çatışmaları yönetir, duygusal bağı güçlendirir ve çiftlerin birlikte büyümelerini sağlar. Bu nedenle, çiftlerin ilişkilerinde yaşadıkları zorluklarla başa çıkmak ve ilişkilerini daha sağlıklı bir hale getirmek için çift terapisine başvurmaları önemlidir. Unutmayın, sağlıklı bir ilişki için zaman ve çaba harcamak her zaman değerlidir.
Devamı![featured_image](https://interaktifdanismanlik.com/wp-content/uploads/2020/04/covid-19-4947572_1280.jpg)
Korona Virüsün Evliliğinizi Bitirmesini 5 Adımda Engelleyin!
Tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüsü nedeni ile hepimiz zor zamanlar yaşıyoruz. Karantina süreci kaygı ve stresle baş etme durumunuzu oldukça zorluyor. Belirsizliğin verdiği gerginlik hali beraber vakit geçirdiğimiz eşimizle olan ikili ilişkimizi de etkiliyor. Korona virüs salgını nedeniyle çiftler artık olabildiğince evde zaman geçiriyor. İşe gitmek zorunda olmayanlar “Evde kal Türkiye!” çağrılarına uyuyor. Peki gönüllü ev karantinası ve sosyal mesafe evlilikleri nasıl etkiliyor’ Dünya da korona virüs ile savaşan Ülkelere bakıldığında bu konuda çok da iç açıcı haberler gelmiyor. Korona virüsün ilk görüldüğü Çin’de ve Amerika’da Covid-19 virüsü sırasında evde uzun süre kalan çiftler arasında boşanma oranlarının arttığı bildiriliyor.
Karantina süresi uzadıkça, insanlar sıkıldıkça, virüs ile ilgili korku arttıkça bu sürecin yarattığı stres de artıyor. Özellikle finansal kaynakların kaybı, evde yeterli gıda ve hijyen malzemesi olmaması ve yanlış bilgilendirmeler,karantina sürecinin ruh sağlığı üzerindeki olumsuz etkisini kuvvetlendiriyor .
İnsanların zor zamanlarında ihtiyacı olan sosyal desteği ona veren sağlıklı bir evlilik ve aile ilişkisi çok önemlidir. Çiftler arasında açık ve net sağlıklı bir iletişim ve etkileşim varsa kriz anlarını atlatmaları çok daha kolay olacaktır. Böyle kriz durumlarında sevgi ve şefkati karşılık beklemeden vermek, insana ihtiyacı olan desteği sağladığı için birbirine yakınlaşmayı sağlar, böylece kriz durumu evlilik ilişkisi için fırsata dönüşebilir
Eşler Arası İletişim Kuvvetlendirilmeli
Ülkemizde Korona virüs kapsamında karantina henüz toplumun genelini kapsamamaktadır. Fakat insanların çoğu imkanları dahilinde evde kalarak kendi karantina süreçlerini yaşıyorlar. Küçük bir alanda, normalden daha stresli şartlarda uzun süre bir arada kalmak, ilişkilerde hem pozitif hem negatif etkilere neden oluyor. İletişimleri zayıf çiftler bu süreçten daha fazla etkileniyor. Normalde birbirini seven çiftler, bu zorlu dönemde, birbirlerinin alışkanlıklarını ve davranışlarını giderek daha fazla rahatsız edici bulabilir; birbirlerine tahammülleri azalabilir. İletişim becerileri zayıf, aşırı eleştirel, birbirini takdir etme eğilimi zayıf çiftler için ise bu süreç yıkıcı sonuçları beraberinde getirebilir.
Böylesi kriz dönemlerinde sorunlarla baş etmek mümkün. Peki nasıl? Tartışmalardan korkmadan, sağlıklı bir şekilde iletişime girerek nasıl çözüme ulaşabiliriz? İşte size 5 Adım;
Birinci Adım; Söylemek istediklerimizi, özellikle karşı tarafın itiraz edeceğini biliyorsak dolandırarak aktarabiliriz. Eşinize söyleyeceklerinizi açıkça ve kısaca söylemelisiniz. Mesela ”Bu Kumandayı şimdi ben kullanmak istiyorum”.
İkinci Adım; Sadece istediğiniz konusunda ısrar etmek karşı tarafı tatmin etmeyeceği için bir anlam veremez ve istekleriniz çoğu zaman eşinize anlamsız gelebilir. Yapmanız gereken isteklerinizi nedenleri ile birlikte belirtilmenizdir. Burada en sık yapılan hatalar istekleri saldırgan bir tutumla bağırarak, tehdit ederek söylemek ya da istekleri hiç dile getirmemektir.
İsteklerimizi Dile Getirirken Nelere dikkat Etmeliyiz?
- Ben dilini kullanmamaya dikkat edin. ”Benim, benim isteklerim, benim olan gibi”
- İsteklerinizi nedenleri ile birlikte ve somut olarak söyleyin.
- Eşinizin isteklerinin sizi nasıl engellediğini anlatın.
- Eşinizin ne istediğini de dikkatlice dinleyin. Yani o kişinin yüzüne bakın; sözünü kesmeyin; zihninizden ona vereceğiniz yanıtı değil, onun söylediklerine odaklanın.
- Savunmacı ve saldırgan bir tavırdan uzak durun.
Benim danışanlarıma tavsiyelerimden biri ise; söyleyeceklerinizi ve onun verdiği tepkileri tıpkı bir film senaryosu yazar gibi yazın, ve sonra olmuş gibi zihninizde bu filmi canlandırın. Tabi bu filmde olumsuz bir sahne olmasın. Sonrada; ”Bu yada daha iyi bir şey, şimdi benim için ve ilgili herkesin, en yüksek iyiliği adına tümüyle doyum verici ve uyumlu yollarla gerçekleşiyor” diye tekrarlayın. Hani siz en iyi sahneyi hayal edin sonrada her şeyi ilahi akışa bırakın. Sonrasında da eşinize isteklerinizi aktarın.
Üçüncü Adım; Karşılıklı olarak duyguların ifade edilmesi ve denetlenmesidir. En güç ve en önemli basamaktır. Reddedilme, alay edilme gibi riskler varsa karşınızdaki size duygularını açmaz. Bu nedenle çatışmayı çözerken bunları yapmamaya çalışın. Duygunun ifadesi şöyle olabilir: ”Eve bu saatte geldiğin için çok endişelendim”, ”Geç geldiğin ve haber vermediğin için kızgınım” gibi.
Dördüncü Adım; Karşınızdaki kişiyi doğru anladığınızı ifade eden geri bildirimler yapın. ”Söylemek istediğin tam olarak şu mu….” yada ”…… Şöyle mi hissettiğini söylüyorsun, doğru mu anladım” gibi ifadelerle onun duygularını ve ne anlatmak istediğini anladığınızı vurgulayın.
Beşinci Adım; Her iki tarafın da gereksinimlerini karşılayabilen çözümleri üretmeye çalışın. Genellikle kişiler ilk çözüm seçeneğinde anlaşmaya yönelimlidirler. Ama birkaç seçenek üretip sonra aralarından birini seçmek daha doğrudur. Unutmayın ki; çatışmalarınızın sağlıklı çözülmesi ilişkinizin güçlenmesini ve aranızdaki güven duygusunun artmasını sağlar. Bunun için gayret etmeye değer.
Güzel günler gelecek unutmamak gerek. Beraber geçirdiğiniz vakti krize değil fırsata çevirmeye çalışın. İlişkinizde iletişimde ne eksikse onu tamamlayın.
Devamı![featured_image](https://interaktifdanismanlik.com/wp-content/uploads/2020/04/virus-4976408_1280.jpg)
Çocukları Korona Virüsün Psikolojik Etkisinden Nasıl Koruyabiliriz?
Korona virüsünün hayatımızın gündemine oturduğu şu günlerde, okulların eğitime bir süre uzaktan eğitim ile devam edilecek olması haberi sonrası korona virüs, ailelerin ve çocukların gündemine alınmış durumda. Bu süreçte anne babanın çocukları doğru bilgilendirmesi ve duygusal açıdan desteklemesi oldukça önemlidir. Anne baba çocuklara bu konuda nasıl destek olmalı?
Doğru Bilgi Edinin ve Doğru Bilgi Aktarın
Bilgi kirliliğinin çok fazla olduğu zamanlar yaşıyoruz. Öncelikle çocukları en doğru şekilde bilgilendirmek için doğru bilgiye ulaşmak gerekir. Özellikle sosyal medyada yayılan asılsız felaket tellallığı yapılan haberlere itibar etmemek ve çocukları bu tarz haberlerden uzak tutmak gerekir. Ölen kişi sayısı gibi çocuklar tarafından bilinmesi gerekmeyen haberleri de çocukların yanında izlememek ve konuşmamak doğru olacaktır.
Korona Virüsü Çocukların Yaşına Uygun Anlayabileceği Şekilde Anlatın
Yaşları küçük çocuklarda korona virüsünün bir çeşit grip virüsü olduğunu, taze sebze, meyve, bol su ve sabun sevmediğini söyleyebilirsiniz. “Ellerini yıkarken …. şarkısını (sevdiği bir şarkı) söylemeye ne dersin? Şarkı bitene kadar ellerini sabunlarsan mikropların öldüğünden emin olabiliriz.” diyerek el yıkama süresini somutlaştırmasına yardımcı olabilirsiniz. Ayrıca virüsün temas ile bulaşması sebebiyle “Bir süre başkalarıyla selamlaşırken gözlerimizi kullanabiliriz. Böylece el sıkmak ya da sarılmak yerine birbirimizin gözlerine bakarız. Ya da elimizi havaya kaldırıp merhaba diyebiliriz.” gibi açıklamalarla alternatif iletişim yöntemlerini öğretebilirsiniz.
Yeni Sürece Uyum Sağlaması İçin Zaman Tanıyın Ve Örnek Olun.
Biz yetişkinlerin bile bu yeni sürece adapte olması oldukça güçken onların birşeylere hemen uyum sağlamasını bekleyemeyiz. Anlayışlı olmanız gerekiyor. Ellerini yıkamayı unutmak, bir arkadaşına sarılmak, elini ağzına götürmek gibi vermiş olduğunuz önlem kurallarına uygun davranmayı unuttuğu zaman çocuğunuza kızmayın. Çocuklar sizi taklit eder onlara kendi tavırlarınızla örnek olmaya çalışın.
Olumlu Duygu Durumu İle Çocuğunuza Örnek Olun
Çocuklar bizdeki duygu değişikliklerine bizim sandığımızdan çok daha fazla duyarlıdır. Biz yetişkinlerin duygularından ve tutumlarından oldukça etkilenir. Bu sebeple ebeveynlerin olumlu düşünmesi ve süreçte çözüm odaklı bir yerde durması oldukça önemlidir. . Duygularını kontrol edemeyen yetişkinler bu konuda destek almakta gecikmemelidir. Size iyi gelen şeylere odaklanın, keyif veren şeyler izleyin, dinleyin, okuyun ve çocukları da kendinizi de aşırı kaygılı kişilerden uzak tutun. Çünkü kaygı da virüs gibi bulaşır ve tehlikelidir. Siz rahat ve sakin kalın ki çocuğunuz da bu süreci daha sağlıklı atlatabilsin.
Fiziksel Temas Azalt Duygusal Teması Arttır
Biz kültürel olarak sevgimizi sarılarak, fiziksel temas kurarak göstermeyi öğrenmişiz. Aile yaşamı olarak birlikte olmak, sevgi ve paylaşım tüm aile üyeleri için iyileştirici ve güçlendiricidir. Son zamanlarda çok fazla fiziksel temas kuramasakta, duygusal temas kurmaya engel yoktur. Hatta avantaja bile çevrilebilir. Çocuklarla duygusal temasa geçmek, sohbet etmek, oyun oynamak hem mevcut kaygılarını fark etmenizi hem de böyle durumlarda onlara yardımcı olmanızı sağlar. Anne-Babanın tutumları çocukların dünya ile ilgili temel inanç gelişiminde oldukça önemlidir. Anne-Babasından sevildiğine ve korunduğuna dair mesajlar alan çocuklar kendilerini daha güvende hissedip duygularını daha sağlıklı tutabilirler.
Her Güne Bir Etkinlik Oluşturun
Boş kalmak her birimizi kaygıya sevk eder. Aynı şey çocuklar içinde geçerlidir. Evde oldukları şu dönemi evde etkinlikler planlayarak vakit geçirecekleri bir şeylerle ilgilenmeleri çok önemlidir. Çocuklar boş kaldıklarında kaygı verici düşüncelere daha kolay kapılırlar. Bu sebeple işlevsel bir meşguliyet yaratmak çocukların olumsuz duygulara kapılmasını önler. Okulda eksik kalınan konuları tamamlaması, zorlandığı derslere odaklanarak tekrarlar yapması, bir hobisi varsa onunla ilgilenmesi gibi konularda çocuklara rehberlik ederek evdeki zamanı mümkün olduğunca iyi bir şekilde değerlendirmelerine yardımcı olabilirsiniz. İnternetin verimli ve kontrolü kullanımı ile uzakta olan arkadaşları ile görüntülü konuşmalar yapması da sosyalleşmesi için iyi olacaktır.
Gerekirse Bir Uzmandan Destek Alın
Kaygılı çocukların da bazı düşünce, duygu ve davranışları günlük hayatlarını olumsuz etkileyecek şekilde değişmeye başladıysa ve giderek artıyorsa bir uzman tarafından değerlendirilmesi gerekir. Bu konuda uzmanlarla iş birliği yapmak olası olumsuz durumlara erken müdahalede bulunmak için oldukça önemlidir.
Devamı