Mucizeleri Hayatınıza Davet Edin
Mucizelere inanmayı bıraktınız mı?
Çok gerçekçi hayatınız da mucizelere yer yok mu ? Size göre bunlar hayal ürünü mü?
Peki gerçekten mucizeler varsa ve biz onları yaratımlarımızdan çıkardıysak …
Özelilikle 70’li yılların Türk filmlerinde mucize niteliğindeki rastlantıları sürekli görürüz ve tepkimiz değişmez :
YOK ARTIK ! Bu kadar rastlantı ancak Türk filmlerinde olur.
Kadın hiç olmayacak bir yerde hiç olmayacak bir adamla karşılaşır ve bamm.. hayatı değişir, o artık çok ünlü bir ses sanatçısıdır.
Adam çok fakirdir ama şans neden ona gülmesin Ve birden kaderi değişir, hiç tanımadığı Mısır’daki halasından miras kalır.
Çocuk küçükken kötü kalpli gaddar kişiler tarafından kaçırılmış, dilenciliğe zorlanmıştır ancak onun çok sevimli eşeğini açık artırmada öz ablası satın alır …
Yani hayat kötü gidiyorsa birden iyiye neden gitmesin İyiler hep kazanır …
İşte bu durum tam olarak o dönemin toplumunun inanç sistemidir.
İnsanların sokağa çıkarken onları gelip bir mucizenin bulacağı inancı ile yaşayıp yarattığı yıllar …
Biz şimdilerde böyle şeyler yapmıyoruz tabi …
Mesela siz bugün evden çıkarken hangi hissiyatla çıktınız ?
Dünyamızı hiç de eğlenceli olmayan sıkıcı bir düz mantık kapladı.
Hayat bu şekilde heyecanlı ve sürprizlerle dolu değil.
Yarınlar hep aynı ve yaşamak o kadar da çekici değil.
Ta ki siz mucizelere inanıncaya kadar
Açıkçası bir mucizeye inanmıyorsanız, yarın sabah neden şans size gülsün …
Şimdi size çok basit bir ritüel veriyorum. Bir kitapta okudum ve denedim, işe yarıyor.
Hiç olmayacak şey, bir iş adamı bana mesaj attı ve hayallerimi gerçekleştirmeme yelken açtı.
Kaybedeceğiniz bir şey yok, sadece deneyin
“Mucize ritüeli :
Sabah uyanır uyanmaz kimseyle konuşmadan güneşe ve gökyüzüne bakın ve 7 defa “BUGÜN BENİM İÇİN BİR MUCİZE OLACAK” diyin. (Mümkünse sesli)
Ve etkisine inandığınız bir duayı okuyun.
Aynı gün gece yatmadan hemen önce yıldızlara ve gökyüzüne bakın ve 7 defa “YARIN BENİM İÇİN BİR MUCİZE OLACAK” diyin.
Ve yine etkisine inandığınız bir duayı okuyun.
Yine ertesi sabah kalkınca sabah ritüelini, gece olunca gece ritüelini 7 gün boyunca uygulayın.”
…Hepsi bu.
Binlerce katılımcı henüz 1 haftayı tamamlamadan sonuç alıyor. Yani ben de sanırım 2,5 gün uyguladım ve ne olacağına dair bir fikir dahi üretmemiştim.
Çok beklentiye kapıldığımı da söyleyemem…
Bir de daha ilk söylediğim anda enerjinin değiştiğini hissetmiştim, enerji çalışmalarında bu anı yakalarsanız işlem tamam, haberiniz olsun
Ritüelin nasıl işe yaradığına ve mantık arayanlara gelince …
Mantık sıkıcı ise okumayınız
Kaliforniya’daki Hipnoz okulunda aldığım eğitimlerde tek bir temel var, telkinler ! (Hypnosis Motivation Institute )
Siz bu şekilde kendinize telkin veriyorsunuz.
1 kere sesli söyleyince insanın ikna barajı aşılmış olmuyor ancak ikincisi ısrar içeriyor ve sonraki telkinlerde ise artık kontrol bizden çıkıyor ve bu telkinler hayatımızı ele geçiriyor.
Bu sebeple sizin kendinize, toplumun size ve sizin başkalarına tekrar ettiğiniz telkinlere dikkat ediniz, tüm telkinler hipnotik bir dil içeriyor ve bu komutlar doğrudan otonom sistemimize hükmediyor
Sıra dışı sevgilerimle,
alıntı
Devamı
Dünyanın En Büyük Leonardo Da Vinci Sergisi İstanbul’da
Tüm dünyaca ünlü İtalyan ressam Leonardo Da Vinci’nin şimdiye kadarki en büyük ve geniş içerikli sergisi aralık ayında İstanbul’da takipçileri ile buluşacak.
Belçika’da prömiyerini yapan dünyanın en kapsamlı Leonardo Da Vinci sergisi ‘Leonardo Da Vinci Expo’ ikinci durağı olarak İstanbul’a geliyor. Rönesans döneminin önemli ressamı yalnızca sanat alanında ürettiği eserlerle değil bilime olan ilgisi ve bilimin farklı alanlarındaki yetkinliğiyle de tanınıyordu. Bir ressam, mimar, mühendis, filozof, müzisyen ve daha pek çok alanda ünvan sahibi olan Leonardo Da Vinci’nin eserleri İstanbullu sanatseverlerle 14 Aralık’ta buluşuyor.
‘Leonardo Da Vinci Expo: Dahi İstanbul’da’ adıyla Maslak UNIQ Müze’de açılacak olan sergide; Leonardo Da Vinci’nin orijinal eskizler yardımıyla hazırlanan 100 replikası ve sanatçıya ait el yazması, tablo ve çizimler yer alacak.
7 Nisan 2018 tarihine kadar ziyaret edilebilecek sergide; Leonardo Da Vinci eserlerinin yanı sıra dahi sanatçıdan ilham alan Donatello, Raphael gibi Rönesans döneminin diğer sanatçılarına ait örnekler ve orijinal belgeler de incelenebilecek.
El Yazınız Karakterinizi Ele Veriliyor Testi
EL YAZINIZ KARAKTERİNİZİ ELE VERİYOR TESTİ
Üç bin yıl önce Çinliler tarafından geliştirilen ve birçok kültür ve uygarlık tarafından büyük itibar gören el yazısı bilimi (grafoloji), bugün iş dünyasının hizmetinde. İş dünyasının bu yönteme en çok başvurduğu alan ise işe alımlar. El yazısı, kişinin karakterini, davranışlarını, eğilimlerini tahmin etmekte ve kişilik analizinde en etkili ve güvenilir yöntemlerden biri olarak addediliyor. Bu yöntem eleman seçme ve yerleştirme süreçleri, mülakatlar, ekip kurma çalışmaları ve kariyer planlaması gibi geniş bir alanda sık kullanılan bir yöntem olarak karşımıza çıkıyor.
Sodexho gibi çokuluslu şirketlerden bazıları dünyanın her yerindeki ofislerinde işe alım süreçlerine el yazısından kişilik tahlil etme yöntemini dahil ediyor. El yazısının kişinin sosyo-ekonomik kökenini, yaşama biçimini, hayattaki duruşunu ve eğitimini yansıttığı Fransa gibi ülkelerde şirketler yüzde 80 oranında iş görüşmelerinde el yazısıdan kişilik tahlili yapıyor.
İngiliz Grafoloji Enstitüsü Başkanı Elaine Quigley, tüm dünyada tanınmış grafologların başında geliyor. Quigley’e göre el yazısı bir nevi ‘zihin yazısı’ demek. Bu konuda grafolojinin kullandığı evrensel bir metodoloji de var. Yani el yazısıyla kişinin karakterini okurken kullanılan göstergeler, ulustan ulusa, kişiden kişiye değişmiyor. Uzman bir grafolog, kişi hangi ulustan gelirse gelsin hangi lisanda yazarsa yazsın, o kişinin düşüncelerinin el yazısıyla kağıt üzerine yansıyan izdüşümlerini okuyabiliyor.
Grafolojide en az 300 farklı el yazısı örneğinden yola çıkılarak inceleme yapılıyor. Fakat yine de değişmeyen ve temel olarak nitelendirilen belli bazı göstergeler var. İşte bunlardan bazıları:
Eğim:
* El yazısının sağa doğru eğimi, kişinin iletişim yeteneğinin göstergesi olarak yorumlanıyor. Örneğin kişi daha arkadaş canlısı, yönlendirici, sorumluluk sahibi, girişken olma eğilimi taşıyordur. Aynı zamanda satış yapmaya, kontrolü elinde tutmaya, sevilmeye, destekçi olmaya kadar uzayan birçok olasılığı barındırır. * Yazı sağa doğru eğildikçe kişinin kararlarında duygularının etkisinde kalma özelliği artar. * El yazısının genellikle dik oluşu kişilik bağımsızlığına işarettir. * Sola doğru eğilen el yazısı, duygusal olarak ihtiyatlılığı temsil eder. Bu el yazısının sahibi, öncelikle her detayı doğrulama ihtiyacı duyar. Başkalarının onu herhangi bir söz vermeye zorlamasından hoşlanmaz. Büyüklük:
* Büyük el yazısıyla yazan kişiler daha çok dışadönük, dost tavırlı kimselerdir. El yazısının sahibi kişi yabancılara karşı daha mesafeli olmayı tercih etse de kendine güvenle hareket eder. * Küçük el yazısı, “mantığı” temsil etmenin yanı sıra zıt düşülen kişilere karşı acımasız olmayı da ifade eder. Akademik ve zihinsel uğraşılardan hoşlanan kişilerde bu tip el yazısı görülür. * Eğer yazı hem küçük hem de zarif ise kişinin kendi dalga boyuna uygun olmayan kişilerle de iyi bir iletişim kurması olası değildir. Bu kişiler, sosyal olarak kabul görmüş kuralları yıkmak konusunda zorlanırlar. Baskı: * Koyu harflerle yazan kişiler verdikleri sözü yerine getirmek konusunda çok titizdirler. Ve etraflarındaki birçok olan biteni ciddiye alırlar. * Çok koyu harfler ise kişinin gerginliğinin, eleştiriye karşı sinirlerine fazla hakim olamayışı ve küçük imalardan bile alınganlık göstermenin ifadesi olarak yorumlanıyor. Bu kişiler önce tepki gösterir, sonra soru sorarlar. Ve duygusal davranışlarını devam ettirirler. * Çok silik ve ince yazılar ise ortama ve insanlara olan hassasiyeti temsil ediyor. Ama yazı aynı zamanda kaba saba ve şekilsiz ise kişi duygusal derinliği bile devam ettiremiyordur ve sönük bir yaşam tarzı sürdürüyordur. L, t ve h harflerindeki sırlar: * Bu harflerin üst kısımlarının uzun olması hedef ve hırsın mevcudiyetini gösterir. Ancak üst tarafı fazla uzun l, t ve h’ler, kişinin başarması gerektiğini düşündüğü meselede gerçekdışı beklentiler içinde olabileceği anlamına gelir. * Bu harflerin üst tarafının oranlı bir şekilde kuyruklu olması kişinin herşey üzerine etraflı bir şekilde düşündüğünü ve hayalgücünü makul bir şekilde kullandığını gösterir. * Kıvrımın enli olması, yeni fikirler üretme ve bunların üzerine uzun uzadıya düşünme eğilimini ortaya koyar. * Üst kıvrımın tekrar harfe geri dönmesi, yazı sahibinin hayalgücünü kullanmaktan kaçındığını ve elindeki işi bitirebilmek minimum gerekliliklerle kendini sınırladığını gösterir. g, y, p harflerindeki sırlar: * Kuyruğun dik olması, sabırsızlık alametidir. * Kuyruğun basık bir şekilde yuvarlanması, saldırganlık ve yüzleşmekten uzak durma isteğini ortaya koyar. * Kuyruğun bastırılarak yazılmış tam bir kanca halini alması, enerji, para kazanma isteği ve tenselliğin göstergesidir. * Kuyruğun bastırmadan tam bir kanca şeklini alması güvenlik ihtiyacını gösterir. Kelimeler arasındaki mesafe: * Kelimeler arasındaki mesafenin fazla olması, “bana nefes alacak alan bırak”mesajını içerir. * Kelimeler arasındaki mesafenin daha az olması ise başkalarıyla birlikte olma isteğini ortaya koyar, ama böyle yazan insanlar zaman zaman gereksiz bir kalabalığa neden olabilirler ve dayatmacı bir kişilik sergileyebilirler. Satırlar arasındaki mesafe: * Satırların arasının açık olması, olaylara sakin ve geniş perspektiften bakma eğilimini ortaya koyar. * Satır aralarının dar olması, yazarın hareketi sevdiğini ve eylemin içinde olmaktan hoşlandığını gösterir. * Satır araları dar olup, harfler arasındaki bağlantı çok sıkı değilse, söz konusu el yazısının sahibi baskı altında sükunetini koruma disiplinine sahiptir. Sayfa kenarındaki boşluk: * Sayfanın sol tarafındaki boşluk, kişinin köklerini ve ailesini gösterir. * Sağ taraftaki boşluk, diğer insanları ve geleceği temsil eder. * Tepedeki boşluk hedef ve hırslardır. * Sayfanın dibindeki boşluk, enerji, içgüdü ve pratiklik anlamına gelir. * Sayfanın sol tarafındaki geniş bir boşluk bırakılması, hareketliliği sürdürme isteğini ortaya koyar. * Soldaki mesafenin az olması ise temkinlilik ve hazır olmadığı takdirde bir şeyleri yapmaya zorlanmaktan kaçınma isteğini belirtir. * Sağ taraftaki boşluğun az olması, sabırsızlık göstergesidir ve bir an önce işe başlayıp işi bitirme eğilimini yansıtır. * Sağda geniş bir boşluk bırakılması ise bilinmeze karşı korkunun mevcudiyetini ortaya koyar.
Müze Kişilik Testi
MÜZE KİŞİLİK TESTİ
Müzedesiniz…
Bir resmin önünde, elleriniz arkanızda kenetlenmiş duruyorsunuz.
Hayran hayran resme bakarken yanınıza hiç tanımadığınız biri geliyor ve size bir şey söylüyor. Yabancı, aşağıdakilerden hangisini söylüyor?
A. Çok güzel bir resim değil mi?
B. Bu resim hakkında ne düşünüyorsunuz?
C. Özür dilerim, saatiniz kaç?
D. Biliyor musunuz, ben de bir ressamım!
(Değerlendirme aşağıdadır)
Bir yabancı aniden sizinle konuştuğu zaman, korku ve beklenti karmaşasıyaşanır. Bu hayali senaryoda yabancının konuştukları, aslında sizin yabancılarla karşılaştığınızda nasıl tepki verdiğinizi gösterir. Cevabınızsa, birisiyle ilk karşılaştığınızda bıraktığınız etkinin nasıl olduğunu açıklar:
A. Çok güzel bir resim değil mi: Arkadaş canlısı ve olumlu karakteriniz, karşılaştığınız hemen herkeste harika bir ilk izlenim bırakıyor. Tek düşünmeniz gereken insanların sizi ilk başta ciddiye almaması olabilir.
B. Bu resim hakkında ne düşünüyorsunuz: Herhangi bir taahhütte bulunmadan önce, karşınızdaki insanın huyunu suyunu iyice bilmek isteyenlerdensiniz. İnsanlar bunu seziyorlar. Bu da size olan davranışlarını etkiliyor. Bu kadar temkinli olmanın tek dezavantajı, başkalarının kurallarına göre yaşamak zorunda kalabilirsiniz.
C. Özür dilerim, saatiniz kaç: Dünyada yaşayanların yarısı için tamamen ‘normal’siniz ama diğer yarısı sizin biraz garip olduğunuzu düşünüyor! İlk yarattığınız izlenim, kendi dünyasında, kendi kurallarına göre yaşayan biri olduğunuz. Başkalarının ne düşündüğüne ya da ne hissettiğine fazla önem vermiyorsunuz.
D. Biliyor musunuz, ben de bir ressamım: Biriyle ilk kez karşılaştığınızda fazla hevesli davranıyorsunuz. Beğenilmek için gereksiz çaba sarf ediyorsunuz. Bu arada ne kadar çok uğraşırsanız, o kadar batıyorsunuz. Başkalarının hakkınızda neler düşündüğüne bu kadar takmayın. Eğer biraz rahatlar ve doğallaşırsanız sizi daha çok severler.
DevamıMavi Gökyüzü Kişilik Testi
MAVİ GÖKYÜZÜ KİŞİLİK TESTİ
Tek bir bulutun bile olmadığı masmavi bir gökyüzü düşünün. Sadece düşünmek bile kendinizi daha iyi hissetmenize yol açar. Şimdi gözlerinizi manzaraya çevirin. Aşağıdakilerden hangisi size en çok huzuru veriyor ve sakinleştiriyor?
1. Beyaz, karlı bir ova.
2. Mavi bir deniz manzarası.
3. Yeşil bir dağ.
4. Sarı çiçeklerle dolu bir tarla.
Mavi rengin ruhu sakinleştirici bir etkisi vardır. Sadece hayal ettiğimizde bile mavi bir görüntü nabzımızı yavaşlatır ve derin bir nefes almamızı sağlar. Diğer renklerin de belirli özellikleri vardır. Mavi gökyüzüne karşı hayal ettiğiniz manzara sizin mutlu bilinçaltınıza gizlenmiş olan bir yeteneği betimler.
1. Beyaz, karlı bir ova:
Özel bir duyguyla ödüllendirilmiş birisiniz, bir bakışta olayları kavramak ve onay ya da açıklama gerektirmeden en karmaşık sorunları bile çözmek yeteneğine sahipsiniz. Siz o net görüşlü, karar alıcı insanlardansınız. Daima iç güdülerinize güvenin; onlar size en iyi yolu gösterecektir.
2. Mavi bir deniz manzarası:
İnsanlarla ilişki kurmada doğal bir yeteneğe sahipsiniz. İletişim kurmadaki yeteneğiniz ve farklı grupları bir araya getirme tarzınız saygı görüyor. Sadece orada olarak insanların daha uyumlu ve verimli çalışmalarını sağlıyorsunuz ki bu da sizi herhangi bir projenin ya da grup çalışmasının vazgeçilmez üyesi yapıyor. “Çok iyi. Harika çalışıyorsunuz,” dediğiniz zaman bunu içten söylediğinizi biliyorlar ve bu da sözlerinizi çok değerli kılıyor.
3. Yeşil bir dağ:
Sizin ödülünüz kendini ifade edebilme yeteneğidir. Duygularınızı ifade etmek için gerekli olan kelimeleri daima bulabiliyorsunuz ve çevrenizdekiler bunların kendi duyguları da olduğunu kısa sürede fark ediyorlar. Derler ki paylaşılan neşe çoğalır, paylaşılan keder azalır. Başkalarına bu denklemlerin doğru tarafını bulmaları için daima yardımcı oluyorsunuz.
4. Sarı çiçeklerle dolu bir tarla:
Bilgi ve yaratıcılıkla dolu bir depo gibisiniz, sonsuz sayıda fikriniz ve neredeyse sınırsız bir yaratma gücünüz var. Başkalarının duygularına açık olun ve düşlerinizi gerçekleştirmek için çalışmaktan asla vazgeçmeyin, yapamayacağınız hiçbir şey yoktur
DevamıRenklerle Kişilik Testi
RENKLERLE KİŞİLİK TESTİ
Hepimiz hayat boyunca belirsizlik içinde yaşarız. İşte bu bilinmeyenler içimizde korkulara, başarısızlığa hatta strese yol açar. Bir kere kendinizi anladıktan sonra her şey daha bir açıklık kazanmaya başlar. Testi alın ve kendinizi daha iyi tanıyın.
DEĞERLENDİRME
Sarı ve Yeşil: Bakıcılar
Gerçekçi bakış açınız kendiniz ve çevrenizdekiler için güvenli ve rahat bir ortam yaratıyor. Karşınızdakini dinliyor ve ne söylemek istediğini anlıyorsunuz. İnsanların sözlerini olduğu gibi kabul etmek yerine sorular sorarak gerçekten neye ihtiyaçları olduğunu bulmaya çalışıyor ve bu arada onların kendilerini daha iyi tanımalarına yardımcı oluyorsunuz.
İnsanlara bakmak ve yardım etmek sizin doğal bir yeteneğiniz. Fakat aşırıya kaçtığınız zamanlarda ne yazık ki kimseye yardımcı olmuyorsunuz. Bazen başkalarının kendi ihtiyaçlarını keşfetme yetisine saygı göstermeniz gerekir. Sürekli insanları kurtardığınız ve yardım ettiğiniz zaman onların kendi problemleri ve sorumlulukları ile yüzleşmelerine engel olursunuz. Dolayısıyla geri adım atın ve insanların sizin desteğiniz olmadan kendi ayakları üzerinde durmalarına izin verin. Eğer başarısız olurlarsa bunu normal olduğunu hatırlayın çünkü ancak o zaman kendileri için neyin doğru olduğunu aramaya ihtiyaç duyabilir ve kendi çözümlerini bulabilirler.
Yaşamda sürekli başkalarının bakış açılarını anlamaya çalıştığınız için kendinizi ihmal ediyor olmanız yüksek bir ihtimaldir. Çevrenizdeki insanları unutmaya ve kendi ihtiyaçlarınıza konsantre olmaya çalışın. Bu şekilde başkalarının da size yardımcı olması için imkân yaratmış ve kendi mutluluğunuzu ikinci plana atmamış olursunuz.
Eğer sarıyı yeşilden daha çok seviyorsanız, ilişkilerinizden ziyade kişisel gelişiminize ve kariyerinize daha gerçekçi yaklaşıyorsunuz demektir.
Eğer yeşili sarıdan daha çok seviyorsanız, ilişkilerinize daha gerçekçi yaklaşıyorsunuz ve hedeflerinize daha az yoğunlaşıyorsunuz demektir.
Sarı ve Mor: Aracılar
Siz yaşamdaki amacınızı bulmak için bir yolculuğa çıkmış gibisiniz. Önce olayları yaşıyor sonra geri çekilip analiz etmeye başlıyorsunuz. Bu sizin olgunlaşmanıza yardım ediyor. Her anın değerli olduğuna inanıyor ve keyif almaya çalışıyorsunuz.
Manevi değerlere verdiğiniz önem başkalarının kendi içindeki maneviyatı aramalarına yol açıyor. Meraklı, araştırmacı doğanız sezgilerinizin güçlenmesini sağlıyor. İnsanların kendilerinin farkında olmasına yardım ediyorsunuz. Onları dinleyerek, akılcı gözlemler yaparak ve duygularınızı ifade ederek insanları etkiliyorsunuz. Dahası kendilerinde olumlu değişimler yapma isteği uyandırıyorsunuz.
Siz harika bir iletişimcisiniz. İnsanları taraf tutmadan dinleme ve söylenenleri olduğu gibi anlayabilme yeteneğiniz var. Konuşma sırasında olayların içini görebiliyor ve gerçekten ne yapılması gerektiğini hemen kavrayabiliyorsunuz. Yeteneklerinizi en iyi konuşurken ortaya çıkarabiliyorsunuz. İletişim kurarken siz kişisel ve profesyonel olarak mucizeler yaratıyorsunuz.
Fakat ne yazık ki değişime duyduğunuz büyük ihtiyaç nedeniyle gerçekler ve istekleriniz arasında kesin bir çizgi koyamıyorsunuz. Doğal yeteneklerinizi kullanarak neyin gerçek neyin potansiyel bir ihtimal olduğunu ayırt etmeye çalışın. Doğru adımı atacağınıza güvenin. Siz pozitif değişimleri nasıl yapabileceğini çok iyi bilen birisiniz.
Eğer sarıyı mordan daha çok seviyorsanız, bir durumun potansiyel sonuçlarından ziyade gerçekçi taraflarını görmeyi tercih ediyorsunuz demektir.
Eğer moru sarıdan daha çok seviyorsanız, olabilecek imkânları düşünüyor ve yaşamınızdaki gerçekleri ikinci plana atıyorsunuz demektir.
Sarı ve Portakal rengi: Teknik düşünenler
Sizin temel düşünceleriniz genelde işleri nasıl sonuçlandıracağınızı planlamak üzerine yoğunlaşmış. Sistematik bir yaklaşım geliştirerek işleri, ilişkilerinizi ve hatta yaşamı anlamaya çalışıyorsunuz. Siz kendinizi çevrenizde ki kaynakları arttıran bir insan olarak görüyorsunuz.
Çevrenizdeki yetenekleri ve kaynakları araştırıyor, deneme yanılma yolu ile dünyanızı tanımaya çalışıyorsunuz. Keşifleriniz ile yetenekli insanları ve kaynakları doğru yerde kullanma gücünü kazanıyorsunuz.
Eğlenmek sizin için bir olaydaki bütün gerçekleri araştırmak ve tüm parçaların doğru yerine oturmasını sağlamak demektir. Siz bir işte ya da ilişkideki başarılı kısımları büyük bir dikkat ve zevkle incelersiniz. Her başarılı bölüm sizin için tekrar değerlendirebileceğiniz ya da başka bir alanda yeniden kullanabileceğiniz değerli bir parçadır. Birçok kişinin şaşkın ve hayranlık dolu bakışları altında siz var olan kaynaklardan yeni ve orjinal kavramlar, fikirler, olgular yaratırsınız.
Teknik yaklaşımınız, rahatlıkla eksik yapılan işleri hemen görmenizi sağlar. Bu başkalarında kendilerini savunma ihtiyacı doğurabilir ve sizi aşırı ciddi olmakla suçlayabilirler. Genelde bir hata yapıldığında siz bunu fark eden ilk kişi olduğunuz için insanlar sizden çekinmeye başlayabilir.
Fazla hareketin olmadığı bir ortamda özellikle dikkatli olun. Yeniliklerin olmadığı bir ortamda kendinizi değişmez bir döngü içinde hissedebilir ve mutsuzluk yaşayabilirsiniz. Başkaları sizi negatif, mızmız ya da sorun arayan birisi olarak görebilir. Gerçekte siz aslında sadece kayıpsınız ve ne istediğinizi bulmaya çalışıyorsunuz.
Eğer sarıyı portakal renginden daha çok seviyorsanız, kişisel gelişiminiz başkaları ile olan ilişkilerinizden daha önemli demektir.
Eğer portakal rengini sarıdan daha çok seviyorsanız, başkalarının ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarınızdan daha önce düşünüyorsunuz demektir.
Mavi ve Yeşil: Güven uyandıranlar
Siz başkalarına yardım etmekten ve destek olmaktan zevk alıyorsunuz. Limitsiz merakınız gerçekten ne düşündüklerini söylemeleri için insanlara ortam yaratıyor. Siz karşınızdaki kişinin hayallerini görebiliyor ve gerçek ihtiyaçlarına duyarlı olabiliyorsunuz. Onlara kendi yeteneklerine güvenmeleri için gerek duydukları öz güveni veriyorsunuz. İnsanların kendilerini önemli hissetmelerini istiyorsunuz ve bunu dinleyerek sağlıyorsunuz.
Başlangıçta ortama uyum sağlamaya ihtiyacınız var. Başkaları sizin onlar gibi olduğunuza inanmalılar. Sonra gerçek karakteriniz ortaya çıkmaya başlıyor. Bu durumda insanlar bildiklerini zannettikleri bu yeni kişiye uyum sağlamaya çalışırlar. Bu özelliğiniz yüzünden bazen ihtiyaçlarınıza cevap vermeyen durumları ya da ilişkileri kendinize çekersiniz.
Siz dikkatle dinleyen birisiniz. Başka insanların ne hissettiğini bilmek istersiniz. Bu yetenek sizin müziği ve yabancı dilleri daha iyi duymanızı sağlar. Eğer imkânlarınız varsa bir müzik aleti çalabilir ya da kendi diliniz dâhil başka dilleri fazla aksan olmadan konuşabilirsiniz. Düşünce ve duyguları açık olarak ifade edebilirsiniz.
Aşırı ciddi olduğunuzda ya da fazla rahat hissettiğinizde kişisel gelişiminizi ihmal etmeye başlarsınız. Ne istediğinizden ve ne beklediğinizden emin olun. Böylece başkaları sizin ihtiyaçlarınızı nasıl karşılayacaklarını bilirler ve yaşamınız daha keyifli bir hal alır.
Eğer maviyi yeşilden daha çok seviyorsanız, kariyeriniz ya da kişisel hedefleriniz sizin için birinci sırada demektir. İlişkileriniz hayallerinize uyum göstermek zorundadır.
Eğer yeşili maviden daha çok seviyorsanız, başkalarının hayallerine destek olmaya daha çok önem veriyorsunuz ve kendinizi ikinci plana atıyorsunuz demektir.
Mavi ve Mor: Düşünenler
Siz oluşumu incelersiniz. Bir şeyin neden var olduğunu bilmeye ihtiyaç duyarsınız. Bulduğunuz sonuçlar sizin büyük resmi görmenizi sağlar. Neye ihtiyaç olduğunu bulma kabiliyetiniz sizin olayları iyileştirmenizi sağlar. Geleceğe yoğunlaşarak, fikirler ve olaylar sanki olmuş bitmiş gibi düşünebilirsiniz. Siz gelecekteki dünyada yaşarsınız. Bu kafanızda ki bir resimdir.
Siz insanların motivasyonunu ve sebep-sonuç ilişkilerini anlayabildiğiniz zaman performansınızın en üstünü yaşarsınız. Sürekli hareket planı hazırlamak için kafanızın içinde olayları kategorize ediyorsunuz. Bu planlar olmadan organize olmak sizin için çok zordur. Zaman zaman gündüz hayal kurarak geçiren bir insan haline gelebilirsiniz.
Siz yol açan öncüsünüz. Yeni fikirleri ve yapıları geliştirmeye karar verdiğiniz zaman büyük keyif alırsınız. Fikirleri kafanızın içinde gerçeğe dönüştürmek ihtirasınızın artmasını sağlar. İnancınız güçlü olduğu zaman, gerçeklere bakmadan olayları üstlenebilirsiniz. Kendiniz ve başkaları hakkında geliştireceğiniz yanlış ön yargılar sizi ortamın dışına sürükleyebilir.
Sürekli yeni bir şeyler yapma ihtiyacınız sizin hazırda yapmış olduklarınızı takdir etmenize engel olabilir. Kafanızın içinde çok fazla resim olması yaşamınızı zorlaştırabilir. Diğer insanlar ve olaylar size yetişemeyebilir. Farkında olmadan çevrenizden ve kendinizden imkânsızı istemeye başlayabilirsiniz.
Eğer maviyi mordan daha fazla seviyorsanız, kendi hayallerinizi ilişkilerinizden daha ön planda tutuyorsunuz demektir.
Eğer moru maviden daha çok seviyorsanız, ilişkilerinizde nasıl güçlü olabileceğinize daha çok ilgi duyuyorsunuz demektir.
Mavi ve Portakal Rengi: Yapıcılar
Siz heyecanlı bir yaşam bekliyorsunuz. Bunu çift karakteriniz ile başarıyorsunuz. Bir dakika yeni bir ev tipi yapmak isteyen yaratıcı ve özgür düşünen birisisiniz, ikinci dakika da ise tarzınızı değiştirip niye bir insanın böyle bir fikri ortaya savunabileceğini sorgulayan geleneksel bir eleştirmen oluverirsiniz. Siz sosyal bir muammasınız.
Merakınız pek çok farklı kesimden kişiler ile iletişim kurmanızı sağlar. Siz bu ortamlarda gelişip serpilirsiniz. Partilerde eğlenceli kişilerden biri sizsinizdir. Arkadaşlarınız pek çok farklı ortamdan gelen ve farklı ilgi alanları olan insanlardan oluşur. Bazen durup kendinize şaşırırsınız; sürekli bu çılgınlıkları kendinize nasıl çektiğinizi düşünürsünüz. Fakat içten içe bilirsiniz ki aşırı tek düzelik kişinin gelişimini durdurur ve siz kesinlikle tek düze bir ortamda bulunamazsınız.
Dünyanın size ihtiyacı olduğuna inanmak istersiniz. Çoğu kez kontrolünüzün olmadığı sosyal konular üzerinde düşünüp bir anlam çıkarmaya çalışırsınız. Sonunda ise boşa harcadığınız zamandan yorgun düşmüş ve duygusal olarak çökmüş hissedersiniz. Anlamanız gerek ki dünya hiç bir zaman istediğiniz gibi mükemmel bir ortam olmayacak. Bir insan ancak bir yere kadar olayları kontrol edebilir. Zaman içinde göreceksiniz ki kontrol edemediğiniz sosyal kavramlar üzerinde enerjinizi harcamak yerine kendi çevrenize ve yaşamınıza konsantre olursanız çok daha etkili değişimler gerçekleştirebilirsiniz.
Bir iş yaparken amaca ve hedefe tüm varlığınızı veremiyorsanız başarılı olmanız mümkün değildir. Bütün kalbiniz ile girişmiyorsanız o işi bırakın ve bir sonrakine geçin. Siz yeni bir şeyler yapmak, kurmak, üretmek ihtiyacındasınız, eğer bu imkan elinizde yoksa mutsuz olmanız kaçınılmazdır.
Eğer maviyi portakal renginden daha çok seviyorsanız, bir işi önce nasıl yapacağınızı düşünür sonra planınızı gözden geçirip hatalarını incelersiniz.
Eğer portakal rengini maviden daha çok seviyorsanız, anlık heyecanlara kapılıp planlarınızı unutmanız çok kolaydır
Kırmızı ve Yeşil: Kaynak Yöneticileri
Pratik ve insanlara değer veren bir yapınız var. Başkalarına yaşamlarında daha anlamlı ve değerli aşamalar katetmeleri için yardımcı olursunuz. Hiç kimse sizi kandıramaz. Siz dinamik birisiniz ve herkesin ne yaptığını ya da amaçladığını çok iyi bilirsiniz. Neyin önemli olduğunu bilmenizi sağlayan özel bir yeteneğiniz vardır. Bir öğretmen ya da ebeveyn gibi insanların yaşamlarını daha iyi nasıl yapabileceklerini düşünürsünüz.
Siz en çok elinizdeki kaynakların nasıl kullanılacağını idare ettiğinizde başarılı olursunuz. Başlangıçta çok eğitmek amacı ile başlamanıza rağmen daha sonra aşırı otoriter olabilirsiniz. Hatta aşırıya kaçıp patronluk taslayabilirsiniz. Ne yazık ki orta dereceniz yok, ya eğiticisiniz ya da otoritersiniz. Bu durum çevrenizdeki insanların kafasını karıştırabilir. İnsanlar patronluk tasladığınızda bile insanların iyiliğini düşündüğünüzü her zaman fark edemeyebilirler.
Üzgün olduğunuzda, baskı altında kaldığınızda yada sarhoş olduğunuzda kırmızı rengini simgeleyen tarafınızı ortaya çıkarırsınız. Yeşilin sakinleştiren etkisi olmadan aşırı davranışlarınız ile dostlarınızı oldukça şaşırtabilirsiniz. Eğer yeşili kırmızıdan daha çok seviyorsanız bu karakter daha bile çarpıcıdır. Eğer çevrenizdekiler bu süreçlerden birinde size farklı davranmaya kalkarsa bunun nedeni muhtemelen sizi tanıyamadıkları içindir.
Eğer kırmızıyı yeşilden daha çok seviyorsanız, başkalarından önce bir hedefin başarılması için nelerin yapılması gerektiğine önem verirsiniz. Bu yapınız sizin kendinize güvenmenizi ve direk olmanızı sağlar
Eğer yeşili kırmızıdan daha çok seviyorsanız, destekleyici yanınız ön plana çıkar ve öncelikle enerjinizi başkalarının ihtiyaçlarına yönlendirirsiniz.
Kırmızı ve Mor: Birleştiriciler
Siz olayların duygusal yanları ile gerçekleri birleştirmeyi seversiniz. Bir olay olduğunda önce durumu analiz edersiniz, saçmalıkları bir tarafa atar ve insanları bir araya getirerek durumun düzelmesini sağlamaya çalışırsınız. Başkaları sizin düzene olan ihtiyacınızı aşırı ciddi olarak görür. Siz başkalarına fikir verirken yada açık açık düşüncelerinizi söylerken en başarılı olursunuz. Başkalarına destek olmak kendinizi iyi hissetmenizi sağlar.
Vücut diliniz insanları size çeker. Merakınız hareket yaratır. Siz seksi bir insansınız. Yeni olgular sizi heyecanlandırır ve yeniden canlanmanızı sağlar. Fakat aynı zamanda yenilikler yapmanız gerekenleri bitirmenize engel olabilir. Ertelemeyin… Heyecanınız sönmeden önce işlerinizi bitirmeye çalışın.
Olayların ve insanların göründükleri gibi olduğunu bilmeye ihtiyacınız vardır. Bu yapınız özellikle kötü bir ruh hali içinde olduğunuzda daha belirginleşir. Çevrenizi kontrol eden bir yapıya bürünürsünüz. Bazen olayların sadece negatif yanlarını görürsünüz. Böyle durumlarda öylesine kuşkucu ve aşırı analitik olursunuz ki herkesin moralini bozabilirsiniz. Duygularınızı ve davranışlarınızı çalışan bir plan ile birleştirmeye ihtiyacınız vardır. Yoksa geleceğinizi yönlendirmek sizin için çok zor bir hal alacaktır.
Eğer kırmızıyı mordan daha çok seviyorsanız, en popüler insan olmaktansa işlerin doğru şekilde yürümesine daha çok ilgi duyarsınız. Sözlerinizin sonuçlarını düşünmeden konuşma eğilimindesiniz.
Eğer moru kırmızıdan daha çok seviyorsanız, insanların tepkilerine çok önem veriyorsunuz demektir. İstediğinizi almak için cazibenizi ve çekiciliğinizi kullanırsınız.
Kırmızı ve Portakal rengi: İnsancıllar
Siz bireyselliğe saygı duyarsınız. Siz kendi yolunuzda yürümeye ve kendi düşüncelerinizi özür dilemeden açıkça konuşmaya inanırsınız. Eğer birisi çizgisini aşarsa sessiz kalmazsınız. Koşulsuz sevgi arıyorsunuz ve insanların herhangi bir kısıtlama, utanç yada korku olmadan kendilerini ifade edebilecekleri bir ortam yaratmayı ümit ediyorsunuz.
Kendinize yakın bulduğunuz insanlar ile içten ve samimi ortamlarda bulunmayı seviyorsunuz. En büyük her zaman en iyi olmayabilir sizin için. Küçük şehirler, küçük firmalar ve küçük arkadaş grupları sizin için daha caziptir, sizin kendinizi değerli hissetmenizi sağlarlar. Aksi takdirde aşırı endişeler, geniş çevre, pek çok arkadaş ve hatta karmaşık duygular gerçekleri görme yeteneğinizi yok edebilir.
Siz başkaları için neyin çalışmadığını görebilirsiniz. Sonrada hazır olsun veya olmasınlar olduğu gibi gerçeği söylersiniz. Bu açık sözlülük kendisine güveni olmayan insanlar için ürkütücü olabilir ve sizden uzaklaşmalarına yol açabilir. Diğerleri ise sizi güvenilir ve koruyucu olarak görür.
İş yapmaya yoğunlaşmış kişiliğiniz sizin duygusal yanınızı saklar. Bu sizin koruma mekanizmanızdır. Biraz daha açılmalısınız. Zayıflıklarınızı göstermekten çekinmeyin. Tıpkı bir mıknatıs gibi hak ettiğiniz sevgiyi ve saygıyı kendinize çekmeye başlayacaksınız. Çünkü insanlar böylece sizi tanıyabilir ve gerçekten hak ettiğiniz değeri ancak o zaman verebilir.
Eğer kırmızıyı portakal renginden daha çok seviyorsanız, dünyada pozitif bir değişim yapmaya öyle yoğunlaşmış durumdasınız ki ilişkilerinizi ikinci plana atıyorsunuz.
Eğer portakal rengini kırmızıdan daha çok seviyorsanız, herkesin iyiliği için olayları tamir eden ya da arabuluculuk yapan birisiniz demektir.
Altıncı Hissinize Kulak Verin Testi
ALTINCI HİSSİNİZE KULAK VERİN TESTİ
İşte size ‘altıncı hissinizi’ ölçmek için nöropsikiyatr Francesco Bianchi- Demicheli ve Lyon Business School öğretim görevlisi Prof. Christophe Haag tarafından hazırlanan küçük bir test…
Herkesin içinde bir küçük pusula vardır. Bu pusulanın kıymetini bilin çünkü -eğer iyi işliyorsa- size hemen her zaman doğruyu gösterecektir. İşte size ‘altıncı hissinizi’ ölçmek için nöropsikiyatr Francesco Bianchi- Demicheli ve Lyon Business School öğretim görevlisi Prof. Christophe Haag tarafından hazırlanan küçük bir test…
Önzesi katsayınızı (ÖK) ölçün
Aşağıdaki soruları dikkatlice okuyun ve kimsenin yardımı olmadan 5 saniyede cevap verin. 5 saniye içinde vermediğiniz cevapları ‘yanlış’ olarak kabul edin.
1. Eşiniz akşam eve her zamankinden geç geliyor. Niye geciktiğini soruyorsunuz. Size bir cevap veriyor ama yerinde duramıyor, nezle olmadığı halde ikide bir burnuyla oynuyor ve tekpilerinde, cevaplarında yavaş davrandığını görüyorsunuz. İçgüdünüz size ne diyor?
A. Size yalan söylediğini
B. Yorgun ve aç olduğunu
C. Aslında arkadaşlarıyla çıkmak istediğini ama çıkamadığı için size biraz tepkili olduğunu
2. Bir kaç gündür eşiniz / sevgiliniz sizi sevdiğini her zamankinden sık söylüyor. Onu biraz dalgın buluyorsunuz. Cinsel isteklerinin arttığını, ışığı söndürmenizi istediğini, sık sık terlediğini ve cep telefonunu hiç elinden bırakmadığını gözlüyorsunuz. İçgüdünüz size ne diyor?
A. İşinde stres altında olduğunu ve dengeyi evinde, sizinle bulduğunu
B. Bu küçük sorunların, aşk hayatının ve bir kadınla bir erkeğin beraberliğinin cilveleri olduğunu
C. Çok dikkatli ve uyanık olmanız gerektiğini
3. İşinizde, bir çalışma arkadaşınıza yeni bir projeden söz ediyorsunuz. Birden çenesini sıkıyor, hızlı hızlı nefes alıp vermeye başlıyor, kaşlarını çatıyor, yumruklarını sıkıyor ve sert bir tonda konuşmaya başlıyor. İçgüdünüz size ne diyor?
A. Projenizin onu çok heyecanlandırdığını ve merakını uyandırdığını
B. Söylediklerinize çok sinirlendiğini
C. Fikrinizi beğendiğini ve bir an önce uygulamak gerektiğini düşündüğünü
4.
Son günlerde davranışlarında bir gariplik sezdiğiniz bir çalışma arkadaşınızla konuşuyorsunuz. Ortam giderek geriliyor ve birden beyninizde bir flaş patlıyor ve çocukluğunuza ait bir anıyı hatırlıyorsunuz. Bu anınızın o anda yaşamakta olduğunuzla hiç ilgisi yok ama aklınızdan bir türlü gitmiyor. İçgüdünüz size ne diyor?
A. Bu anıyı hemen kafanızdan atmanız gerektiğini
B. Bu anının mutlaka bir anlamı olması gerektiğini
C. Karşınızdaki çalışanı derhal işten çıkarmanız lazım geldiğini
5. Cuma akşamı. Haftaların verdiği yorgunlukla biraz dinlenmeye, bir güzel banyo yapmaya karar veriyorsunuz. Sizi son derece stresli günler bekliyor.
Bu akşam öncelikle ne yaparsınız?
A. Pazartesi sabahı teslim etmeniz gereken dosyayı unutmamaya çalışırsınız
B. Kafanızda hafta sonu için bir güzel program yaparsınız
C. Kendinizi koyuverir gerçeklerden bir süre için kopmaya çalışırsınız
6. Açık, dengeli, iyimser bir insanla ciddi bir ilişki yaşamayı hayal ediyorsunuz. Bir akşam küçük bir şirketin sahibi olan, güleryüzlü, hoş bir insanla tanışıyorsunuz. Onun evinde bir kahve içmeyi kabul ediyorsunuz.
İçgüdünüz size ne diyor?
A. Çok hoş biri
B. Dikkatli olmam lazım, acaba bana uygun biri mi?
C. Karşısında elim ayağım dolaştı, ne olacaksa olsun…
7. Servisinizin başına yeni bir şef getirildi. Kısaca kendinizi tanıttınız ve işinizden neler beklediğinizi anlattınız. Sizi dikkatle dinledi. Ertesi gün, gerekli olduğunu düşündüğünüz bazı ilave bilgileri de e-mail ile gönderdiniz. Cevap vermedi. Tekrar attınız. Yine cevap vermedi. İçgüdünüz size ne diyor?
A. Herhalde çok işi var, adamın başını ağrıtmayayım
B. Gönderdiğinizi dikkatle okudu ve gerekli bilgiyi aldığı için cevap verme gereği duymadı
C. Bir günde insan bu kadar değişir mi, bu adamdan sakınmalıyım
8. Bir arkadaşınıza bir şey anlatıyorsunuz. Sizi dinlerken hareketlerinde, psikolojisinde bir değişim meydana geldiğini fark ediyorsunuz. Burnunu kısıyor, burnunun kenarlarında dikey çizgiler oluşuyor, yüzü birden ciddileşiyor, kaşlarını ‘V’ yapıyor, gözlerini kısıyor, dudaklarını sıkıyor. İçgüdünüz size ne diyor?
A. Anlattığım şey onda iğrenme duygusu yarattı
B. Anlattığım şey onda acıma duygusu yarattı
C. Anlattığım şey onda üzüntü yarattı
DOĞRU CEVAPLAR: 1.A – 2.C 3.B – 4.B – 5.C – 6.B – 7.C – 8.A
ÖK’nızı nasıl hesaplayacaksınız?
Yanlış veya boş cevapları dikkate almayın. 8 soruda kaç doğru cevabınız var?
Sonuç: ÖK’nız 3/8’den düşük
ÖNSEZİNİZ NEREDEYSE SIFIR
Hislerinize hiç mi hiç güvenmiyorsunuz ve bu yüzden, en azından günlük yaşamınızı renklendirebilecek olağanüstü anları ıskalıyorsunuz. Önsezilerinizle değil aklınızla hareket etmeye çalışıyorsunuz. Ama eminim, en küçük bir eleştiri aldığınızda fikir değiştiriyorsunuzdur. Yine de yenilgiyi kabul etmeyin. Biraz zaman ve biraz çalışmayla önsezilerinizi kullanmayı öğrenebilirsiniz.
ÖK’nız 4/8 ila 6/8 arasında
İÇ SESİNİZE AZ DA OLSA KULAK KABARTIYORSUNUZ
Başkalarının hareket ve niyetlerini öngörebildiğiniz oluyor. İç sesinizi dinlemeyi biliyorsunuz. Ama etrafta biraz gürültü varsa hatlar karışıyor, iç ses gürültüye gidiyor. Biraz eğitim ve dikkatle daha seçici davranmayı, uyarıyla gürültüyü ayırmayı öğrenebilirsiniz.
ÖK’nız 7/8 veya 8/8
ÖNSEZİLERİNİZ SİZİN EN İYİ DOSTUNUZ
İç sesinizi çok dikkatli dinliyorsunuz. Önsezilerinizi en yakın dostunuz haline getirmişsiniz. Sezgileriniz başkalarıyla ilişkilerinizde size önceden ve doğru kararlar almakta yardımcı oluyor.
Uzman görüşü: İçsesinize güvenmeyi öğrenin
Kadınların önsezileri daha güçlü derler, doğru mudur?
Hayır! Önsezinin cinsiyeti yoktur. Herkesin beyninin sağ yarısında önsezileri de yöneten bir alan vardır. Burası algı merkezidir, bir durum hakkında genel bir fikir sahibi olmamızı sağlar. Sol yarı ise daha detaycıdır. Kadınların önsezisi daha güçlü sanılır çünkü, muhtemelen, erkekler ‘biliyorum’ demekten hoşlanırken kadınlar ‘hissediyorum’ demeyi severler.
Önsezilerimize her zaman güvenebilir miyiz?
Kesinlikle! Ama önseziyle, günlük tempo içinde aklımızdan hızla geçen düşünceleri birbirine karıştırmamak şartıyla. Bu düşünceler çocukluğumuzdan kalma veya eğitimle edindiğimiz inançlara dayalı projeksiyonlardır. Bizi yanıltırlar ve iç görüşümüzü engelleyerek yanlış yola sokarlar. Mesela akşam karanlıkta eve dönmekten korkuyorsam, bu korku ‘hiçbir tehlike yok, korkma’ diyen içsesi bastırır.
Gerçek önseziyle bu düşünceleri nasıl ayırt edeceğiz?
Mesela, içgüdülerinizi kaydederek. İçgüdüsel olduğuna inandığınız düşüncenizle bunun varsa fizik etkilerini bir kenara not edin. Sonra, bu içgüdüye göre hareket edip etmediğinizi ve sonuçlarını yazın. Bir müddet sonra geriye dönüp bu notları tekrar okuyun. Böyle birçok deneme yaptıktan sonra, korkularınızın, inançlarınızın veya şartlı davranışlarınızın sonucu olan düşünce ve davranışlarla gerçek önsezileri ayırt etmeye başlayabilirsiniz. Ve böylece iç sesinize güvenmeyi de öğrenirsiniz.
Kaynak: Femme Actuelle
İmzadan Karakter Tahlili Testi
İMZADAN KARAKTER TAHLİLİ TESTİ
Grafoloji (yazı bilimi) Avrupa ve Amerika’da sıklıkla başvurulan bir ilim dalı. İstihbarat teşkilatları olayları çözümlemek, büyük şirketler eleman alımında isabetli karar vermek, eğitimciler öğrencilerini daha iyi tanıyabilmek için imza ve yazıdan karakter tahlili yapmaya sıkça başvuruyor. Türkiye’de çok fazla uygulama alanı bulunmayan bu dal, Adli Tıp Kurumu’nda genellikle sahtecilik olaylarını çözümlemede kullanılıyor.
İmzadan karakter okuma ilminin temel taşları
— İmza uzun olursa kişi sabırlıdır.
— İmza kısa ise insan mantığını iyi kullanır.
— İmza keskin çizgiler içeriyorsa kişi keskin fikirli, esprili, keskin mantıklı ve dilini kılıç gibi kullanan ve dilinden çok çekecek bir insandır.
— İmza düzgünse insan düzgün karakterli, güvenilir, iyi ahlaklı, uyumludur.
— İmzada yuvarlaklık varsa kişide lider özellikleri vardır.
— İmzada 3 nokta varsa kişi keskin nişancı, avcılığa yatkın ve nüktecidir.
— İmzada geri dönüşler varsa kişinin hafızası kuvvetlidir.
— İmza sanatsal çizgiler içeriyorsa kişi güzel sanatlara yatkındır.
— İmza kısa ve üstünkörü ise kişi boş vermiştir.
— İmzanın başı büyük harf ve gösterişle başlıyorsa kişi özgüvenli, başlangıçta kendini iyi, karizmatik tanıtandır.
— İmzanın başı, ortası ve sonu büyükse başta, ortada ve sonda kendini iyi takdim eden ve iyi iş takibi olan birisidir.
— İmzanın sonu büyük harfle bitiyorsa başladığı işleri iyi bitiriyor demektir.
— İmzanın baş harfinden sonra gelen kısım ince ise kişi ince karakterli ve duygusal, kalınsa kişi kabadır ve duygusal değildir.
— İmzanın sonunda ileri veya yukarı doğru giden bir çizgi varsa kişinin hedefi büyüktür. Aşağı doğru çizgi varsa kişi içine kapalıdır. Karamsardır.
— İmza sağa yatıksa kişi sosyal, diplomat; geriye yatıksa anti sosyaldir.
— İmza uçuk kaçıksa insan uçuktur.
— İmzada 3–4 farklı karakter varsa kişi tiyatroya yatkındır.
Geleceğin Habercileri Testi
GELECEĞİN HABERCİLERİ TESTİ
Bir cumartesi günü evde tembellik ederken zil sesiyle yerinizden sıçradınız.Kapıyı açtığınızda çok şaşırıyorsunuz. Eşikte 2 hayvan duruyor. Size 2 mektupgetirmişler. İçlerinde de geleceğe ait öngörüler var. Zarfları açınca 2 mektubun içeriğinin çok farklı olduğunu görüyorsunuz. Bir mektupta sizi mutlu bir geleceğin beklediği yazıyor. Diğeri ise felaketleri ve mutsuzluğu haber veriyor.
Aşağıdaki hayvanlardan hangisi size iyi haberi getirdi, hangisi kötü kehanetiiletti?
1. Kaplan 2. Köpek 3. Kuzu 4. Papağan 5. Kaplumbağa
(Cevabınızı verdikten sonra aşağıdan kontrol edebilirsiniz)
Geleceğin Habercileri için Anahtar;
Seçtiği eş çoğu kişinin geleceğini etkiler. Hayvanlarla ilgili olumlu ve olumsuz çağırışımlarınız, psikolojik açıdanzengin ve karmaşık anlamlar taşır. Bu senaryoda mutluluk mesajı getiren hayvan, ideal eş olarak gördüğünüz kişiyi temsil eder. Diğeri ise sizi derin karanlıklara çekmesinden korktuğunuz kişiyi tanımlar.
1. KAPLAN
İyi Haber: Coşkulu, güçlü ve irade sahibi, hükmedici bir eşle mutlu olacağınıza inanıyorsunuz.
Kötü Haber: Kibirli, oranın sahibiymiş gibi etrafınızda dolaşan, ev işlerine yardımcı olmaktan söz ettiğinizde homurdanan hükmedici bir eşe rast gelmekten ürküyorsunuz.
2. KÖPEK
İyi Haber: Bir eşte aradığınız en temel özellik kesin sadakat ve koşulsuz adanmışlıktır.
Kötü Haber: Herkesi memnun etmeye çalışan ve başkalarının ne düşündüğüne fazla önem veren kişilerle asla anlaşamazsınız.
3. KUZU
İyi Haber: Sizin için mutluluğun anahtarı sıcak kalpli ve ilgili bir eştir.
Kötü Haber: Evde pinekleyen, hergün aynı şeyleri yapan sıkıcı bir eşle yaşamak zorunda kalmak sizi ürkütüyor.
4. PAPAĞAN
İyi Haber: Size uygun olan eğlenmeyi seven, konuşkan ve güldürmeyi bilen bir eş.
Kötü Haber: Çalışmaktan hoşlanmayan, sürekli gevezelik eden biriyle asla anlaşamazsınız.
5. KAPLUMBAĞA
İyi Haber: Ciddi, güvenilir, ihtiyaç duyduğunuzda yanınızda bulunan bir eşle mutlu olursunuz.
Kötü Haber: En büyük kabusunuz hayatınızı ağır hareket eden, pek zeki olmayan biriyle geçirmektir.
Çölde Yolculuk Testi
ÇÖLDE YOLCULUK TESTİ
Masanızın üstü bitmemiş işlerle dolu. İş arkadaşlarınız çoktan evlerine gitmiş. Saate bakıyorsunuz. İşleriniz hiç bitmeyecek mi diye düşünüyorsunuz?
Ya da hocanız dünyanın en sıkıcı konusu hakkında, üç saatlik derste konuşmasını sürdürüyor. Defterinizdekaralama yapmak için hiç boş yer kalmadı. Ve dersin sadece yarım saati geçti. Beklemek kimi zaman herhangi bir anlık acıdan çok daha özel bir tür işkencedir. Can sıkıntısı ve bunalma bir araya geldiğinde en sağlam insanı bile paniğe uğratabilir.
1. Hiç sonu yokmuş gibi görünen ıssız ve geniş bir çölde bir deveye binmiş gidiyorsunuz. Yorgunluktan bitap düşene kadar deveyi sürdünüz. Sizi taşıyan deveye hangi sözcükleri söylersiniz?
2. Tam susuzluktan öleceğinizi düşünürken çok güzel bir vaha göründü. Ama birisi sizden önce oraya varmış. Bu diğer yolcu kimdir? Tanıdığınız birinin adını veriniz.
3. Çölde zaman çok yavaş geçiyor ve uzaktan bir kasabanın ışıkları görünene kadar sanki asırlar geçti. Nihayet varacağınız yere geldiniz. Yolculuğunuzun sonuna geldiğinizde neler hissediyorsunuz?
4. Uzun zamandır üzerinde ilerlediğiniz deveyle ayrılma zamanı geldi. Deveden inerken yeni bir sürücü geliyor ve sizin kalktığınız eyere oturuyor. Yeni binici kim? Hayatınızdaki bir başka kişiyi seçiniz.
(Değerlendirme aşağıdadır.)
Buradaki çöl ve deve teması kişisel bağımsızlık yolculuğunu sembolize eder. Bu senaryo sizin sevgilinizden ayrılmanız durumundaki duygularınızı açığa çıkarır. Cevaplarınız, yollarınızı ayırma vakti geldiğinde nasıl tepki vereceğinizi gösterir.
1. Deveye söylediğiniz sözcükler aşkın bittiğini fark ettiğinizde kendi kendinize söyleyebileceğiniz şeylerdir. Şöyle cesaret verici sözler mi söylediniz? “Bir şekilde başaracağız!” ya da “Merak etme, bu sonsuza kadar böyle gidemez.” Yoksa karamsar bir havanız mı vardı? “Kaybolduk, hiç umut yok, sanırım burada öleceğiz.”
2. Psikoloji terminolojisinde vaha, kişinin sorunlarını çözmesini sembolize eder. Burada karşılaştığınız kişi sizi rahatlatmış, size yardım etmiş ya da ileride ihtiyacınız olduğunda yardımını isteyebileceğiniz birisi olabilir.
3. Yolculuğun sonunda vardığınız kasaba kırık kalbiniz iyileştiğindeduygularınızın yeniden yola girmesini sembolize eder. Kasabaya vardığınızda hissettikleriniz biten aşkınız hakkındaki gerçek hislerinizdir.
4. Yeni binici sizin gizlice rekabet, kıskançlık hisleri beslediğiniz ya da için için kızdığınız birisidir. İsmini verdiğiniz bu kişi aşkta bir rakibiniz mi, yoksa bir zamanlar kalbinizi kırmış olan birisi mi?
Beyin Renginize Göre Kişilik Özellikleriniz Testi
BEYİN RENGİNİZE GÖRE KİŞİLİK ÖZELLİKLERİNİZ TESTİ
Beyninizin hangi lobunun çalıştığı, kişiliğinizin, seçimlerinizin aynası oluyor.
Beyin lobları incelemesi, şirketlerin eleman seçiminde, eşlerin ileride mutlu olup olamayacaklarını anlamada, yönetici seçimlerinde ciddi olarak işe yarayan bir yöntem.
Uzmanlar beyni dörde bölüyor ve hangi alanlarda başarılı olacağınızı söylüyor.
Psikolog ve NLP uzmanı Adalet Bağdu´ya göre, Ned Herrmann´ın yarattığı test olan ´Herrmann Brain Test´ ile belirlenen sonuçlarla, insan beyninin hangi lobunun baskın çalıştığı ortaya çıkıyor ve buna göre de insanların kişilik özellikleri şöyle bir seyir izliyor:
** Mavi loblu insanlar **
Maviler, beyninin sol ön lobu çok iyi çalışanlar arasından çıkar. Analitik olurlar, her şeyi mantık çerçevesinde değerlendirirler. Yaşamı, aşkı, sevgiyi formüle etmeye çabalarlar ve bu, onların işidir. Bağdu´ya göre, ´Maviler´ diğer lobları gelişmiş insanlara oranla sözel iletişimde geri planda olur. Bir insanın beyninin çalışması, sadece mavide kalıyorsa, onlardan teknik adamlar çıkar.
Maviler sadece mavide kaldıklarında, asosyal insanlar olurlar. Onların dış görünüşlerine bakınca, kılık kıyafetleri gündem dışıdır, arabaları eskidir. Onlar için sonuçlara gitmek önemlidir.
Rakamlardan çok iyi anladıkları için, rakamsal problemleri olağanüstü hızlı ve başarılı bir şekilde çözerler. Birçok mühendis hep mavilerden çıkar, onlar sınıflardaki en iyi matematik öğrencilerdir. Adrenalin için sarı lobu ağır basanlarla evlenirler. Dalmak, araba yarışları, tırmanmak gibi adrenalin gerektiren sporları yaparlar.
Maviler genelde iş dünyasındaki erkeklerdir. Kadınlar arasından daha az sayıda mavi çıkar. Çok başarılı projeleri olan insanlar olmalarına rağmen, her şeyi formüle ettikleri için, ilişkiyi de formüle ederler ve onlardan iyi yönetici değil, iyi sistem adamı olur. Aşkı bile matematiksel olarak değerlendirip, hayatı basamaklara bölerler. Eğitimde fizik-matematik dersleri çok başarılı olan öğrenciler olurlar.
** Yeşil loblu insanlar **
Beyninin sol altını kullananlar ise yeşiller. Bir insanda bu bölge çok gelişmişse, çok küçük yaşlarda bile her şeyi kategorize ederler. Oyuncaklarını bile renklerine göre ayırırlar. Çok güzel plan, organizasyon yaparlar. Detaycıdırlar, ödevlerini aksatmazlar, öğretmenlerinin en çalışkanları onlardır. Öğretmen ödevi kontrol etmemişse, neden etmediğini onlar sorar.
Yeşiller, başarıya gitmede çok iyidir. Zamanla yarışma, teknolojiyi iyi kullanma, plan yapma onlar için kolaydır. Yeşiller söz odaklıdır. Şirketlerde büyük problemler yeşil yöneticilerden çıkar.
Eğer bir yeşil yöneticiye vereceğiniz işi geciktirirseniz, kesinlikle ortalarda görünmeyin. Sizi iş bilincine saygı duymamakla suçlar ve çok kızar. Söz verilen bir randevuyu kaçırırsanız yine kızar. Yeşil, hayatını planlar ve bunu değiştirmez, garanticidir. Önümüzdeki yıl ne yapacağını biliyordur. Deprem çantasını arabalarında ve baş uçlarında bulunduranlar yine onlardır. Tatile gideceklerse 7-8 ayrı yerden fiyat alırlar, yaşam sigortası yaptırırlar. Kesinlikle risk almayı sevmezler, çünkü onların en nefret ettikleri şey problemdir. Problem sevmedikleri için de muhaliflerdir.
Yeşiller, problem istemedikleri için detaya girerler. Riskten hoşlanmadıkları için karar verme sürecinde yavaş davranırlar, o nedenle kariyerlerinde gecikirler. Yeşillerden iyi hukukçular, siyasetçiler, satış pazarlamacıları, ekonomistler, doktorlar çıkar. Şirketlere iyi yönetici istiyorsanız, baskın lobu yeşil olanı tercih etmekte fayda vardır.
** Kırmızı loblu insanlar **
Beyninin sağ altı çalışanlar kırmızı lobludur. Türkiye´nin geneli kırmızıdır. Davranışları düşünsel değil, duygusaldır. Adalet Bağdu bu konuda şunları söylüyor:
“Ülkeme, trafiğine bakıyorum. Bir insanın arabayı kullanışını genellediğim zaman, insanlar bedensel sürüyor arabalarını, oysa akılsal sürmeliler. Çok gürültüsü olan bir ülkeyiz ve bunun nedeni, bizlerin bedensel davranışımızdan kaynaklanıyor. Hanımefendilerin çoğu beyinlerinin sağ tarafını kullanır. Bir de duyguları mantık kısmına geçirip değerlendirmeden, beynin sağ tarafına alıyoruz. Mesela böyle bir yapıya sahip olan bayan yöneticiyse, karşısındaki güzel bir kadına iş vermiyor, çünkü kıskanıyor, kendine rakip görüyor. Kırmızılar duygusal ve iyi hitabetçiler, iyi arkadaşlık yaparlar, takım ruhları vardır. Meslek olarak halkla ilişkiler, sunuculuk yapabilirler, iyi psikologlar ve eğitmenler de kırmızılardan çıkar.”
** Sarı loblu insanlar **
Beyninin sağ üstü çalışan insanlardır. Sarı lob yaratıcı zekâyı simgeler. Yaratıcı lobu ağır basanlar, toplumun genelinin duygu, düşünce ve davranışının ötesinde hayatı algılayan, verileri yorumlayan insanlardır.
Sarılar farklı tasarımları, yaratıcılıkları olan kişilerdir. Onların davranışları, düşünceleri farklı olduğu için duygularını da farklı yaşarlar. Biz onlara çok uçuk-kaçık-marjinal diyoruz. Sarılar risk alırlar. Hayal kurarlar, yaratıcıdırlar, problem çözerler ve ilişkilerde problem çözücü olurlar. İlişkilere yatırım yaparlar. Büyük resmi görürler.
PEKİ LOBLARIN BİR ARAYA GELMESİ NE ANLAMA GELİYOR?
İki sarı bir araya gelirse, gayet iyi olur. Yeni fikirler üretirler, eğlenmeyi severler, iyi departman arkadaşı olurlar ama finansı batırırlar. Sarılar yaratıcıdır ama çok fazla sorumluluk kaldıramazlar. İki sarı evlenirse uzun süre evli kalamazlar. Onlar adrenalinle beslenir. Sarılarda ikincil olarak baskın lob kırmızı ve yeşil olursa, belki evlilik sürer.
İki kırmızı birlikte olursa, Türk filmi olur. Birden bire birbirlerini çok sever aynı eve taşınır, birden dost olurlar. Ama burada sadece duygular vardır, sentez yapılmaz. İki kırmızı iyi yardımlaşır. Belki çok tartışırlar ama sonra birleşirler.
İki yeşil evlenirse, 50 yaşlarında ne yapacaklarını bile sistemli bir şekilde oluştururlar. Yaşamları, çocukları, her şeyleri garanti şekilde gider. Deprem bavulları hazırdır, tatilleri önceden bellidir.
İki mavi evlenirse negatif bir şey olmaz ama her şey durgun gider. İki mavi sinemaya giderse, iki uçta oturur ve çocuklarını ortada oturturlar. Molada ne alacakları bile bellidir. Onların geleceği planlanmıştır. Kitap çocuğu yetiştirirler.
Sarı ile kırmızı evlenirse burada özveride bulunan kırmızıdır, çünkü sarıyı sever ve onun uçukluklarına göz yumar. En çok dedikoduyu yapanlar da kırmızıdır.
Yeşil ile sarı bir arada olamaz ayrılırlar. Yeşil kuralcı, sarı kuralsızdır ve sarı planın olduğu yerde yaratıcı olamaz. En büyük çatışmalar sarı ile yeşil arasında olur.
Yeşil ile mavi evlenirse son derece uyumlu olur.
DevamıKülkedisi Testi – Kendinizi Keşfedin Testi
KÜLKEDİSİ TESTİ – KENDİNİZİ KEŞFEDİN TESTİ
Aşağıda ilginç bir kokoloji testi yer alıyor.
Bilindiği üzere kokoloji, “psikoloji” temel alınarak hazırlanan bir tür kendini keşfetme oyunu…
Buradaki soru ise dünyanın en ünlü masallarından biri olan Külkedisi ile ilgili.
Masalı hatırlamaya çalışın. Masaldaki unutulmayacak sahneler arasında sizi en fazla etkileyen hangisidir?
1- Üvey annesi ve kardeşlerinin külkedisine işkence ettiği kısımlar.
2- Perinin külkedisini güzel bir prensese çevirdiği sahne.
3- Külkedisinin saat 12’yi vurduğunda balodan kaçış sahnesi.
4- Prensin camdan ayakkabıyı külkedisinin ayağına giydirdiği sahne.
Çözümleme
Tüm olaylara daha yakından bakıldığında seçtiğiniz sahne, sizin kişiliğinizdeki en zayıf noktayı ya da en büyük kusuru gösterir.
1- Üvey annesinin elinden eziyet çeken külkedisi:
Bu sahne acıma duygusu uyandırır, ancak acımanın altında büyüklük ve gurur duyguları vardır. Bu sahneyi, kendinizi birisinden üstün görmenizi sağladığı içinhatırlıyorsunuz. Başkalarına şefkatli ve acıyan gözlerle yukarılardan bakmak iyi bir özelliktir ama onlara daima tepeden bakmayı alışkanlık haline getirmeyin.
2- Peri tarafından prensese çevrilen külkedisi:
Sihirli değneğin bir hareketi külkedisini güzel bir prensese çevirir ve dünyasını değiştirir. Ama gerçek dünyada işler hiç de bu kadar kolay değildir. Sizin en büyük hatanız gerçek hayattaki sorunları görmezden gelmeniz ve plansızlığınız.Burada, yarattığınız sorunlardan sizi kurtarmak için sihirli değneğini sallayacak bir iyilik perisi olmadığını unutmuşa benziyorsunuz.
3- Camdan ayakkabısını düşüren külkedisi:
Bu sahne, sizin başkalarına muhtaç yanınıza hitap etti. Kendinizi saat 12’yi vurduğu zaman koşarak kaçarken ve arkanızda sadece sorunlar ve cevaplanmamış sorular bırakırken görebilirsiniz. Kısa vadede arkanızda bıraktıklarınızı daima başkalarının temizlemesini beklemek kolay görünebilir ama günün birinde gerçeklerle yüzleşmeniz gerekecektir.
4- Prensin ayakkabıyı giydirdiği sahne:
Hemen herkes mutlu sonlara bayılır ve siz bu kanuda çoğunluğa dahilsiniz. İşte sizin sorununuz burada. Basit, normal ve sıradan olan şeylerle çok kolay mutlu olabiliyorsunuz. Hayattan tek beklentiniz sıradan bir iş, sıradan bir maaş, sıradan arkadaşlar, sıradan bir aile, sıradan çocuklar… Sizi özgün yapan özelliklerinizi keşfetmek için biraz daha fazla gayret sarfetmelisiniz. Öyle hissetmiyor bile olsanız siz özelsiniz.
DevamıCildiniz Kaç Yaşında Testi
CİLDİNİZ KAÇ YAŞINDA TESTİ
Genetikten yeme-içme alışkanlıklarına kadar cilt yaşlanmasını hızlandıran pek çok neden bulunuyor.
Elinize bir kağıt kalme alın ve size uyan her alışkanlık ve koşul için kendinize 1 puan verin:
** Diabet gibi kronik hastalıklar
** Osteopenia (düşük kemik yoğunluğu)
** Uzun süreli ilaç tedavisi
** Menopoz dönemi
** 40 yaşından önce cerrahi müdahaleyle menopoz
** Başarısız akne tedavisi geçmişi
** Başarısız rosacea( yanaklarda ve burunda görülen akneye benzer deri hastalığı) tedavisi geçmişi
** Solgun, çilli bir cilt
** Gözenekli ya da benli bir cilt
** 35 yaş öncesinde fark edilir derin çizgiler
** Obezite
** Aşırı zayıflık
** Geçmişte zayıf beslenme
** Geçmişte aşırı abur cubur tüketimi
** Katkı maddesi içeren besinlerin aşırı tüketimi ve ya meyve–sebzenin az tüketimi
** Yağlı besinler tüketme
** Sigara kullanmak
** Pasif sigara içicisi olmak
** Aşırı alkol tüketmek
** Geçmişte aşırı spor yapmak
** Hareketsiz bir yaşam tarzı
** Stresli yaşam tarzı
** Kansere dönüşebilecek yaralar ve ya cilt kanseri
** Günde 6 saatten az uyumak
** Geçmişte aşırı miktarda güneş ışınlarına maruz kalma, bronzlaşamamak
** 20 yaş öncesinde su toplayacak şekilde güneş yanığı
** Nadiren güneş koruyucusu kullanmak
** Solaryuma girmek
** Yetersiz ve hijyenik olmayan cilt bakımı ya da nemlendirici kullanmamak
** Annenizin cildinin erken yaşlanmış olması
Sonuçlar:
Elde ettiğiniz puanları toplayın ve aşağıdaki sonuçlara göre cildinizin gerçek yaşını öğrenin
21’den 30’a kadar
Cildinizin yaşını öğrenmek için gerçek yaşınıza 10 ekleyin. Ortaya çıkan bu yaş cildinizi ne kadar ihmal ettiğinizi ortaya koyuyor.
14’ten 20’ye
Cildinizin yaşını öğrenmek için gerçek yaşınıza 6 ekleyin. Yeterli derecede sağlıklı bir yaşamınız olmasına rağmen, yaşam tarzınızda değiştirmeniz gereken bazı alışkanlıkların olduğu gerçek.
6’dan 13’e
Cildinizin gerçek yaşını öğrenmek için gerçek yaşınıza 3 ekleyin. Gerçek yaşınız ve cilt yaşınız arasında çok fazla bir fark olmamasına karşın, bazı sağlık alışkanlıklarına yoğunlaşmayı ihmal etmeyin.
0’dan 5’e
Cildiniz gerçek yaşınıza eşit. Tebrikler! Sağlıklı yaşlanıyorsunuz ve cildiniz sağlıklı yaşamınızın bir aynası adeta.
DevamıYüz Şeklinden Karakter Tahlili
YÜZ ŞEKLİNDEN KARAKTER TAHLİLİ
Yüz şekliniz kişiliğiniz hakkında ipuçları veriyor!
ALIN:
Kişilerin düşüncelerini geliştirme yöntemi hakkında bilgi veriyor. Geniş alın, güçlü bir hayal gücü ve entelektüel kişilik yapısını simgeliyor.
Dar alın ise kişinin dikkatli, zamanlamaya önem veren, matematiksel yetenekleri kuvvetli biri olduğunu anlatıyor.
Bombeli bir alna sahip kişiler ise inisiyatif sahibi, uyumlu ve paylaşımcı olarak kabul ediliyor.
GÖZLER:
Hayata bakış açısını ve stres karşısındaki davranış şeklini anlatıyor.
Çukur gözlü kişiler ciddi ve gizemli olurken, Gözleri yakın olanlar titiz, kararlı ve detaycı kişilik yapısına sahip oluyorlar.
Cosmotürk’ün haberine göre, Büyük gözler, açık sözlülüğü, kibarlığı ve sözüne güvenilirliği, Küçük gözler ise dikkatini kolay toparlamayı ve kapalılığı simgeliyor. Düşük gözlü kişiler hayata iyimser bakmayı sevmezken,Patlak göz şekline sahip olanlar hayata karşı hevesli ve alıngan oluyorlar.
BURUN:
İş hayatındaki tercihleri ve para konusuna bakışı simgeliyor. Geniş burun, iş hayatında kendine güvenen ve sosyal yapıyı; Dar burun kontrolcülüğü ve garanticiliği; Büyük burun, idealistliği ve lider olma isteğini; Düşük buruninsanlarla iyi iletişim kurabilme yeteneğini; Yuvarlak ve şiş burun ise para konusunda başarıyı ve tasarruf düşkünlüğünü gösteriyor.
DUDAKLAR :
Düşünceleri ifadeyi ve cinselliğe bakış açısını simgeliyor. Geniş ve düşük dudaklarkişinin cömert olduğunu ve cinsel yaşamını geniş hayal gücüyle renklendirebildiğini; İnce dudaklar az ve öz konuşmayı, hırsı ve muhafazakarlığı simgeliyor. Aşırı büyük alt dudak ise kişinin tembel ve zevke düşkün olduğunu anlatıyor.
ÇENE:
Kendini savunma yöntemini ve saldırganlık düzeyini belirliyor. Geniş çeneotoriterliği, acımasızlığı ve enerjiyi;Sivri çene çabuk sinirlenen yapıyı gösteriyor. İkiye ayrılmış çene kararsızlığı; Yuvarlak çene enerjikliği ve tez canlılığı; İleriye doğru çıkık çene inatçılığı ve hoşgörüsüzlüğü simgeliyor.
KAŞLAR:
Hayata dair önemli kararların nasıl alındığı hakkında bilgi veriyor. Aşağıya doğru kaşlar, kişinin ilişkilerini ciddiye aldığını ve sahiplendiğini; Kalkık kaşlar hırslı biri olduğunu ve kolay sinirlendiğini; Uzun kaşlar güçlü ve mücadeleci kişilik yapısını; İnce kaşlar kolay vazgeçen ve esnek yapıyı; Birleşik kaşlarmaceracılığı; Düz kaşlar ise iyimserliği simgeliyor.
KULAKLAR:
Çevresindekileri etkileme ve onlardan etkilenme düzeyini belirliyor. Büyük kulaklarmüziğe olan yeteneği;Normal kulaklar ciddiyeti; Başa yapışık kulaklar toplum kurallarına bağlılığı simgeliyor. Büyük ve kepçe kulaklı kişilerin ise konuşmayı çok sevdiği belirtiliyor.
YÜZ ŞEKLİ:
Kişinin duygusal ve zihinsel düzeyini belirliyor. Aşırı uzun yüzlü kişilerkibirli; Şişman yüzlüler maddiyatçı, eğlenceye rahatına düşkün; Kemikli yüze sahip olanlar çalışmayı seven ve ürkekü; Zayıf yüzlüler derin düşünceli ve dikkatli olarak kabul ediliyor.
Devamı